Header Ads

Header ADS

Yahudi Okullarının Millileştirilmesi - Lenin

 Lenin

Severnaya Pravda No. 18, 18 Ağustos 1913.

Hükümetin siyaseti milliyetçilik ruhu içine daldırılmıştır. Büyük Ruslar Rusya nüfusunun bir azınlığını, daha doğrusu sadece yüzde 43'ünü temsil etseler de, "hükümdar"a, yani Büyük Rus ulusuna her türlü ayrıcalık tanınmaya çalışılıyor.

Rusya'da yaşayan diğer tüm ulusların haklarını daha da kısıtlamak, birini diğerinden ayırmak ve aralarında düşmanlık yaratmak için girişimlerde bulunuluyor.

Günümüz milliyetçiliğinin aşırı ifadesi, Yahudi okullarının millileştirilmesi planıdır.

Plan, Odessa bölgesinin eğitim görevlisinden kaynaklandı ve Halkın “Eğitim” Bakanlığı tarafından sempatiyle göz önünde bulunduruldu.

  Bu millileştirme ne anlama geliyor?

Bu, Yahudileri özel Yahudi okulları (ortaokullar) içinde ayırmak anlamına gelir.  Hem özel hem de devlet, diğer tüm eğitim kurumlarının kapılarının Yahudilere tamamen kapatılmasıdır. Bu "mükemmel" plan, Yahudi ortaokullarındaki öğrenci sayısını kötü şöhretli "kota" ile sınırlama önerisiyle tamamlanıyor!

Tüm Avrupa ülkelerinde Yahudilere karşı bu tür önlemler ve yasalar, Engizisyonları, kafirleri yakmaları ve benzeri keyiflerle sadece Orta Çağ'ın karanlık yüzyıllarında vardı. Avrupa'da, Yahudilere uzun zamandan beri tam bir eşitlik verildi ve aralarında yaşadıkları diğer milliyetlerle giderek daha fazla kaynaşıyorlar.

Genel olarak siyasi hayatımızda ve özellikle yukarıdaki şemada, Yahudilerin baskı ve zulüm dışında bunun en zararlı özelliği, milliyetçilik ateşini körüklemek, devlet içindeki milliyetleri birbirinden ayırmak, okullarını ayırarak yabancılaşmayı arttırmak çabasıdır.

İşçi sınıfının çıkarları ve genel olarak siyasi özgürlüğün çıkarları, bunun tam tersine, devletteki tüm milliyetlerin istisnasız tam eşitliğini ve bütün milletlerden çocukların aynı okullarda bir araya getirilmesi ve benzeri gibi uluslar arasındaki her türlü engelin ortadan kaldırılmasını gerektirir. 

İşçi sınıfı ancak her türlü vahşi ve aptalca ulusal önyargıdan kurtularak, ancak tüm ulusların işçilerini tek bir birlik içinde birleştirerek bir güç haline gelebilir, kapitalizme karşı direnebilir ve yaşam koşullarında ciddi bir iyileşme sağlayabilir.

Kapitalistlere bakın! Ruslar, Ukraynalılar, Polonyalılar, Yahudiler ve Almanlar tek ve aynı şirkette bir arada kendi işlerini oldukça iyi yönetirken, “sıradan insanlar” arasında ulusal çekişmeyi alevlendirmeye çalışıyorlar.

Tüm ulusların ve dinlerin kapitalistleri emekçilere karşı birleşmiş durumdalar, ancak ulusal çekişme yoluyla emekçileri bölmeye ve zayıflatmaya çalışıyorlar!

Bu arada, Yahudi okullarının millileştirilmesine yönelik bu en zararlı plan, sözde “kültürel-ulusal özerklik” planının, yani eğitimi devletin elinden alıp her milliyete ayrı ayrı teslim etme fikrinin ne kadar yanlış olduğunu göstermektedir.

Gerçekten demokratik bir ortak okul ve genel olarak siyasi özgürlük mücadelesinde çabalamamız gereken şey bu değil, çabalamamız gereken  tüm ulusların emekçilerinin birliği için, bütün milliyetçiliklere karşı mücadelededir .

Dünyanın ileri ülkeleri örneği olarak - örneğin, Batı Avrupa'da İsviçre veya Doğu Avrupa'da Finlandiya -bize, eğitimin milliyetlere göre yapay ve zararlı ayrımı olmaksızın, çeşitli milliyetlerin en barışçıl ve insani (hayvansal değil) bir arada yaşamasını yalnızca tutarlı-demokratik devlet kurumlarının sağladığını gösteriyor.

Rusçadan İngilizceye çeviri, Svitlana M

Türkçeye çeviri, Erdogan A

Ağustos 2021

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.