Header Ads

Header ADS

KOMÜNİST ENTERNASYONAL II. KONGRESİNİN TEMEL GÖREVLERİ ÜZERİNE TEZLER

Burjuva Demokrasisi ve Proletarya Diktatörlüğü

1. Uluslararası komünist hareketin güncel gelişme döne mi, bütün kapitalist ülkelerde, devrimci proletaryanın en iyi temsilcilerini, Komünist Enternasyonalin temel ilkelerini, yani: proletarya diktatörlüğü ile sovyetler iktidarını kusursuz olarak anlamış, ve sınırsız koşulsuz bir coşku ile Komünist Enternasyonal saflarında yeralmış bulunmaları olgusu ile belirlenmiştir. İleriye doğru daha büyük ve daha önemli bir adım olan bir başka olgu da, her yerde, sadece kentler proletaryasının değil, ama kır emekçilerinin ileri bölümünde en geniş yığınlar içinde, bu temel ilkeler karşısında bozulmaz bir yakınlık akımının kendini çok açık bir biçimde göstermiş olmasıdır. 

Öte yandan, çok hızlı bir biçimde gelişen uluslararası komünist hareket içinde iki yanılgı ya da iki güçsüzlük ortaya çıkmıştır. Çok ciddi olan, ve proletaryanın kurtuluşunun başarısı için çok büyük acil bir tehlike oluşturan birincisi, şuna dayanır: II. Enternasyonalin, bazan yığınların istek ve iradeleri karşısında azçok bilinçsiz bir biçimde boyuneğen, bazan da işçi hareketi içinde burjuvazinin ajan ve yardımcıları biçimindeki eski durumlarını korumak için onları bile bile aldatan eski önder ve eski partilerinin bir bölümü, gerçekte bütün pratik ve siyasal çalışmalarında II. Enternasyonal konumları üzerinde kalmakla birlikte, III. Enternasyonale koşullu ve hatta koşulsuz bir biçimde katılmalarını bildiriyorlar. Bu, kesinlikle kabul edilmez bir durumdur, çünkü yığınlar arasına bir bozulma öğesi sokar, çabucak komünist kılığına bürünmüş Macar sosyal-demokratlarının ihanetine benzer yeni ihanetler tehlikesine yolaçarak, III. Enternasyonalin saygınlığına zarar verir. Çok daha az önemli, ve daha çok hareketin bir büyüme hastalığı olan ikinci yanılgı, partinin sınıf ve yığın karşısındaki rolü ve görevlerinin, ve devrimci komünistler için burjuva parlamentolar ve gerici sendikalar içindeki çalışma yükümlülüğünün yanlış bir değerlendirmesine götüren "solculuk" (gauchisme)eğilimidir. 

Komünistlerin ödevi, hareketlerinin güçsüzlüklerini gizlemek değil, ama onları, çabucak ve kökten düzeltecek biçimde, açıkça eleştirmektir. Bu erekle, ilkin "proletarya diktatörlüğü" ve "sovyetler iktidarı" kavramlarının içeriğini, somut bir biçimde, özellikle eldeki pratik deneye dayanarak tanımlamak; ikinci olarak, bu sloganların gerçekleştirilmesine yönelen, dolaysız ve sistemli hazırlık çalışmasının, tüm ülkelerde, aslında neye dayanabileceğinin ve neye dayanması gerektiğinin belirtilmesi; üçüncü olarak, hareketimizin yanlışlıklarını düzeltmeye yetenekli yol ve araçların gösterilmesi zorunludur. 

PROLETARYA DIKTATÖRLÜĞÜ VE SOVYETLER İKTİDARININ ÖZÜ

2. Sosyalizmin (komünizmin birinci evresi) kapitalizm üzerindeki zaferi, gerçekten devrimci tek sınıf olan proletaryadan, şu üç görevi yerine getirmesini ister. Birincisi: sömürücüleri ve en başta, onların başlıca iktisadi ve siyasal temsilcileri olan burjuvaziyi devirmek; onları mutlak bir yenilgiye uğratmak; dirençlerini ezmek; sermaye boyunduruğu ve ücretli köleliğin yeniden kurulması yolunda, ne olursa olsun, onlardan gelecek her girişimi olanaksız kılmak. İkinci görev: proletaryanın devrimci öncüsü, onun komünist partisi ardında, yalnızca tüm proletaryayı ya da onun büyük çoğunluğunu değil, ama tüm emekçiler ve sermaye tarafından sömürülenler yığınını da sürükleyip götürmek, gözüpek, sarsılmaz ve amansız bir savaşımın akışı içinde onları yetiştirmek, örgütlemek, eğitmek, disipline sokmak; bütün kapitalist ülkeler nüfusunun bu ezici çoğunluğunu burjuvazi karşısındaki bağımlılığından çekip kurtarmak, kendi pratik deneyimi temelinde, ona proletarya ve devrimci öncüsünün yönetici rolüne güven vermek. Üçüncü görev: burjuvazi ile proletarya arasında, burjuva demokrasisi ile sovyetler iktidarı arasında, nüfusun bir azınlığından başka bir şey oluşturmamasına' karşın, hemen tüm ileri ülkelerde sayıları henüz çok olan tarım, sanayi ve ticaretteki küçük patronlar sınıfı içinde olduğu kadar, bu sınıfa karşılık düşen aydınlar, müstahdemler vb. katmanı içinde de kendini gösteren kaçınılmaz duraksamaları etkisizleştirmek ya da zararsız kılmak. 

Bu görevlerden birincisi ve ikincisi, sömürücüler bakımından olduğu kadar sömürülenler bakımından da, herbiri özel eylem araçları gerektiren, bağımsız görevlerdir. Üçüncüsü ise ilk ikisinden çıkar ve çeşitli duraksama türlerinin somut koşullarına göre, ilk iki görevin gerçekleştirilmesi için kullanılmış bulunan araçların ustaca, elverişli ve esnek bir bağdaşımından (kombinezonundan) başka bir şey istemez. 

3. Bütün dünyada ve en başta da en ileri, en güçlü, en kültürlü ve en özgür kapitalist ülkelerde, militarizm tarafından, emperyalizm tarafından, sömürgelerin ve güçsüz ülkelerin ezilmesi tarafından, emperyalist dünya kasaplığı tarafından, Versailles "barış"ı tarafından yaratılmış bulunan somut durum içinde, kapitalistlerin sömürülenler çoğunluğunun iradesine gürültüsüz-patırtısız bir boyuneğmeleri ve sosyalizme doğru barışçıl, reformist bir evrim fikrinin kabul edilmesi olgusu yalnızca aşın bir küçük-burjuva alıklık belirtisi değil, ama işçileri açıkça aldatmak, kapitalist ücretli köleliği idealleştirmek, gerçeği gizlemektir de, bu gerçek, üretim araçlarının özel mülkiyetini kurtarmak için, burjuvazinin, hatta en aydın ve en demokratik olanını bile, hiçbir yalan, hiçbir suç karşısında, milyonlarca işçi ve köylünün öldürülmesi karşısında artık durmadığı gerçeğidir. Yalnızca burjuvazinin zor yoluyla devrilmesi, mülkiyetinin zoralıma uğratılması, en tehlikeli ve en direngen tüm sömürücülerin yurtdışına kovulması ya da gözaltına alınmasına değin, parlamenter, hukuki, askeri, bürokratik, yönetsel, belediyesel, vb. tüm burjuva devlet aygıtının dipten doruğa yıkılması, sömürücülerin kaçınılmaz direnme ve kapitalist köleliği yeniden kurma girişimlerinin bastırılması ereğiyle onlara karşı sert bir gözetmenin örgütlenmesi, yalnızca bu önlemler tüm sömürücüler sınıfının gerçek boyuneğişini sağlamaya yeteneklidirler. 

Öte yandan, II. Enternasyonalin eski parti ve eski önderlerinde olduğu gibi, emekçiler ve sömürülenler çoğunluğunun, kapitalist kölelik koşulları içinde, burjuvazinin - kapitalist ülke ne kadar kültürlü ise o kadar çeşitli, o kadar ince, ve o kadar kiyici biçimlere bürünen - boyunduruğu altında, son derece açık bir sosyalist bilinç, her şeye dayanır kanılar ve sosyalist bir nitelik kazanabileceği fikrini kabul etmek de, kapitalizmi ve burjuva demokrasisini idealleştirmek, işçileri aldatmak istemek demektir. Gerçeklikte, ancak ve ancak proletaryanın, tek devrimci sınıf olan bu sınıfın tümü, ya da çoğunluğu tarafından desteklenen öncüsü, sömürücüleri alaşağı ettikten, onları ezdikten, sömürülenleri köleliklerinden kurtardıktan ve yaşama koşullarını, mülksüzleştirilen kapitalistler zararına iyileştirdikten sonra, ancak ve ancak sert bir sınıf savaşımından sonra ve böyle bir savaşımın içindedir ki, en geniş emekçi ve sömürülenler yığınlarının proletarya çevresinde, onun etkisi ve onun yönetimi altında yetiştirilme, eğitim ve örgütlenmesini gerçekleştirmek, onları özel mülkiyet rejiminden doğmuş bencilliklerinden, bölünmüşlüklerinden, kusurlarından, güçsüzlüklerinden kurtarmak, ve özgür emekçilerin özgür bir birliği durumuna getirmek olanaklı olacaktır. 

4. Kapitalizm üzerinde zafer, yönetici komünist parti, devrimci sınıf, yani proletarya ve yığın, yani emekçiler ve sömürülenlerin tümü arasında doğru ilişkiler kurulmasını gerektirir. Yalnızca komünist parti, eğer gerçekten devrimci sınıfın öncüsü ise, eğer saflarında bu sınıfın en iyi temsilcilerini (sayfa 249) barındırıyorsa, eğer tamamıyla bilinçli ve özverili, direngen bir devrimci savaşım deneyimi ile yetişip çelikleşmiş komünistlerden bileşmiş bulunuyorsa, eğer bu parti kendi sınıfının tüm yaşamına, ve onun aracıyla, tüm sömürülenler yığınına çözülmez bir biçimde bağlanmayı ve bu sınıf ile bu yığına mutlak bir güven esinlemeyi biliyorsa - kapitalizmin bütün güçlerine karşi en gözüpek ve en amansiz sonal savaşimda, yalnizca böyle bir parti proletaryayi yönetmeye yeteneklidir. Ve proletarya, kapitalizm tarafindan bozulmuş küçük bir işçi aristokrasisi azinliginin -trade union'ların, kooperatiflerin, vb. eski liderleri- kaçınılmaz gevşeklik ve bazan da direncini ortadan kaldırarak, kendi devrimci atılımının tüm gücünü ancak böyle bir partinin yönetimi altında geliştirebilir, kapitalist toplumun iktisadi yapısı sonucu, toplam nüfus içinde tuttuğu yere oranla son derece daha büyük olan tüm gücünü, ancak böyle bir partinin yönetimi altında gösterebilir. Ensonu, ancak burjuvazi ve burjuva devlet aygıtının boyunduruğundan gerçekten kurtulduktan, ancak kendi sovyetlerinde (sömürücülerine oranla) gerçekten tam bir özgürlük içinde örgütlenme olanağını elde ettikten sonradır ki, yığın, yani emekçilerin ve sömürülenlerin tümü, kapitalizm tarafından ezilmiş bulunan onmilyonlarca insanın tüm girişim ve tüm enerjisini tarihte ilk kez olarak gösterebilecektir. En aydın ve en özgür burjuva demokrasisinde bile, %99'u yönetimden her zaman dıştalanmış bulunan tüm ezilenler yığınının bu yönetime gerçek bir katılımı, ancak sovyetler tek devlet aygıtı durumuna geldikten sonra sağlama bağlanmış olabilir. Sömürülenler yığını, sosyalist kuruluşu, yeni bir toplumsal disiplinin, özgür emekçilerin özgür bir birliğinin kurulmasını, kitaplarda değil, ama kendi öz pratik deneyimine dayanarak, ancak sovyetler içinde öğrenmeye başlar. 

PROLETARYA DİKTATÖRLÜĞÜNÜN DOLAYSIZ VE GENEL HAZIRLIĞINI NASIL ÖRGÜTLEMELİ?

5. Uluslararası komünist hareketin güncel gelişme dönemi, kapitalist ülkelerin büyük çoğunluğunda, proletaryanın kendi diktatörlüğünü uygulama hazırlığının tamamlanmamış, ve çoğu kez hatta henüz sistematik bir biçimde başlamamış (sayfa 250) olması ile belirlenir. Bundan hiç de proleter devrimin çok yakın bir gelecekte olanaksız olduğu sonucu çıkmaz; iktisadi ve siyasal konjonktür bütünü, tutuşkan konular ve beklenmedik patlama nedenleri ile dolu olduğu için, tamamen olanaklıdır; devrimin öbür zorunlu koşulu (birincisi proletaryanın hazırlığı olduğuna göre), yani: tüm yönetici partiler ve tüm burjuva partilerin genel bunalım durumu da mevcut. Bundan, komünist partilerin güncel görevinin devrimi çabuklaştırmak değil, ama proletaryanın hazırlanmasını pekiştirmek olduğu sonucu çıkar. Öte yandan, birçok sosyalist partinin tarihinde yukarda belirtilen olgular, bizi proletarya diktatörlüğünün "tanınması"nın yalnızca sözde kalmasına gözkulak olmaya zorluyor. 

Bu nedenle, uluslararası proleter hareket bakımından, komünist partilerin esas görevi, proletaryanın devlet iktidarının fethine ve özellikle proletarya diktatörlüğü biçimi altındaki fethine hazırlık çalışmasını on kat artırmak için, şu anda dağınık komünist güçleri biraraya getirmek, her ülkede tek bir komünist parti kurmaktır (ya da her ülkede varolan komünist partiyi pekiştirip yenileştirmektir). Proletarya diktatörlüğü ilkesini kabul eden grup ve partilerin alışılmış sosyalist eylemi, bu eylemin komünist olarak nitelenebilmesi ve proletarya diktatörlüğü öngününde yerine getirilecek görevlere karşılık düşebilmesi için zorunlu olan köklü dönüşüme, köklü yenileşmeye, yeterli bir ölçüde uğramış bulunmaktan henüz uzaktır. 

6. Siyasal iktidarın proletarya tarafından fethi, proletaryanın burjuvaziye karşı sınıf savaşımına son vermez; tersine, bu savaşımı daha geniş, daha sert ve daha amansız bir duruma getirir. Reformizmin, "merkez"in vb. görüş açısını tamamen ya da kısmen benimseyen tüm işçi hareketi grup, parti ve militanları, savaşımın son derece keskinleşmesi sonucu, kaçınılmaz olarak ya burjuvazi yanında, ya duraksayanlar içinde, ya da (en tehlikelisi) utkun proletaryanın pek güvenilmez dostları arasında yeralırlar. Bu nedenle, proletarya diktatörlüğünün hazırlanması, yalnızca reformist ve "merkezci" eğilimlere karşı savaşımın pekişmesini değil, ama bu savaşımın niteliğinin değişmesini de gerektirir. Savaşım bu eğilimlerin yanlışlığını göstermekle yetinmez; bu türlü eğilimler gösteren her işçi hareketi militanının içyüzünü, (sayfa 251) katı yüreklilikle ve acımasızca ortaya koyması gerekir; yoksa, proletarya, burjuvaziye karşı kesin savaşa kim ile birlikte girişeceğini bilemez. Bu savaşım eleştiri silahı yerine her an silahların eleştirisini geçirebilecek bir savaşımdır - ve geçirir de, deney bunu göstermiştir. Reformist ya da "merkezci" olarak davranan kimselerin teşhirindeki her tutarsızlık ya da her güçsüzlük, kısa görüşlü kimseler için bugün yalnızca "teorik bir anlaşmazlık" olarak görünen şeyi, yarın karşı-devrim yararına kullanacak olan burjuvazi tarafından proleter iktidarın devrilme tehlikesini düpedüz artırma anlamına gelir. 

7. Özellikle, proletaryanın burjuvazi ile her türlü işbirliğinin, her türlü "işbirlikçilik"in alışılmış ilkesel yadsınması ile yetinilemez. Basit "özgürlük" ve "eşitlik" savunucusu, üretim araçları üzerindeki özel mülkiyet varlığını sürdürdükçe, özel mülkiyeti bir anda kaldırabilecek durumda hiçbir zaman olmayacak olan proletarya diktatörlüğü döneminde, burjuvazi ile, işçi sınıfı iktidarını bal gibi baltalayan bir "işbirliği" durumuna dönüşür. Çünkü proletarya diktatörlüğü, sömürücüler için kendi ezme ve sömürme işlerini sürdürmekteki "özgürsüzlük"ün, varlıklı (yani toplumsal çalışma tarafından yaratılmış bulunan bazı üretim araçlarını kendine maleden kişi) ile varlıksız arasındaki "eşitsizlik"in, devlet tarafından, tüm devlet iktidarı aygıtı tarafından onaylanması ve savunulması anlamına gelir. Proletaryanın zaferinden önce, "demokrasi" üzerine teorik bir ayrılıktan başka bir şey değilmiş gibi görünen şey, yarın, zaferden sonra, kaçınılmaz bir biçimde, silah gücü ile çözülecek bir sorun durumuna gelecektir. Öyleyse, "merkezci" ve "demokrasi savunucuları"na karşı savaşımın tüm niteliğinde köklü bir dönüşüm olmaksızın, yığınların proletarya diktatörlüğünün gerçekleştirilmesine, hatta başlangıç niteliğindeki bir hazırlanmasına bile olanak yoktur. 

8. Proletarya diktatörlüğü, proletaryanın burjuvaziye karşı sınıf savaşımının en kesin ve en devrimci biçimidir. Bu savaşım, ancak proletaryanın en devrimci öncüsü, eğer proletaryanın ezici çoğunluğunu kendisi ile birlikte sürükleyebilirse zafer kazanabilir. Öyleyse, proletarya diktatörlüğünün hazırlanması, yalnızca her türlü reformizmin, üretim araçları üzerindeki özel mülkiyet varlığını sürdürdükçe her (sayfa 252) türlü demokrasi savunucusunun burjuva niteliğinin açıklanmasını, gerçekte işçi hareketi içinde burjuvazinin savunulması anlamına gelen bu eğilimlerin belirtilerinin gösterilmesini gerektirmekle kalmaz, ama sadece siyasal değil, sendikal, kooperatif, kültürel vb. tüm proleter örgütlerde, eski önderler yerine komünistlerin geçirilmesini de gerektirir. Burjuva demokrasisinin egemenliği, herhangi bir ülkede ne kadar uzun, bütünsel ve kararlı olmuşsa, burjuvazi de ortaya kendisi tarafından yetiştirilmiş kendi görüş ve önyargıları iliklerine işlemiş ve çoğu kez, doğrudan ya da dolaylı olarak kendisi tarafından satın alınmış önderler sürmekte o kadar başarı kazanmıştır. Bu işçi aristokrasisi ya da burjuvalaşmış işçiler temsilcilerini, şimdiye değin olduğundan yüz kez daha gözüpek bir biçimde, bütün görevlerinden uzaklaştırmak ve yerlerine işçileri, hatta en deneyimsiz işçileri geçirmek zorunludur - yeter ki, bunlar, sömürülen yığına bağlı ve sömürücülere karşı savaşımda bu yığının güvenini kazanmış kişiler olsunlar. Proletarya diktatörlüğü, devletin en sorumlu görevlerine bu deneyimsiz işçilerin geçirilmesini gerektirecektir, yoksa işçi hükümeti iktidarı güçsüz ve yığın desteğinden yoksun kalır. 

9. Proletarya diktatörlüğü, kapitalistler sınıfı tarafından bastırılmış, alıklaştırılmış, ezilmiş, yıldırılmış, bölünmüş, aldatılmış tüm emekçiler ve tüm sömürülenler yönetiminin, tüm kapitalizm tarihi tarafından bu yönetici rol için hazırlanmış bulunan tek sınıf eliyle uygulanan yönetimin, en eksiksiz gerçekleşmesidir. Bundan ötürü, proletarya diktatörlüğünün hazırlanmasına, her yerde ve geciktirmeksizin, başkaları arasında, şu yöntem ile girişmek gerekir: 

Dernek, birlik, istisnasız en başta proleter bütün örgütlerde, sonra da proleter olmayan emekçi ve sömürülen yığını biraraya getiren örgütlerde (siyasal, sendikal, askerî, kooperatif, kültürel sportif, vb., vb. örgütler), komünist gruplar ya da hücreler kurulmalıdır; her şeyden önce açık, ama gizli gruplar ve hücreler de; çünkü burjuvazi' tarafından açık grup ve hücrelerin dağıtılması, üyelerinin tutuklanma ya da atılmaları korkulacak bir şey olduğu sürece, gizli gruplar ve hücreler kurulması zorunlu duruma gelir; birbirlerine ve parti merkezine sıkı sıkıya bağlı, aralarında deneyim değişimi yapan, kendilerini ajitasyona, propagandaya, örgütlenme (sayfa 253) çalışmasına veren, toplumsal yaşamın istisnasız bütün alanlarında, her türlü çeşitliliğe ve tüm emekçi kategorilerine uyan bu hücreler, bu çokbiçimli çalışma ile, kendi öz eğitimlerini, parti, sınıf ve yığın eğitimlerini sistematik olarak yapmalıdırlar. 

Bu durumda, zorunlu olarak farklı çalışma yöntemlerini pratik bakımdan hazırlamak çok büyük bir önem taşır; biryandan, çoğu kez küçük-burjuva ve emperyalist önyargılar tarafından umutsuzca bozulmuş "önderler" ya da "sorumlu temsilciler"e göre [çalışma yöntemleri -ç.]; bu "önderler"in içyüzleri acımasızca ortaya konmalı ve işçi hareketinden kovulmandırlar, öte yandan, özellikle emperyalist kıyımdan sonra, kapitalist kölelikten kurtulmanın tek aracı olarak görülen proletaryanın yönetici rolüne ilişkin öğretiyi, çoğunlukları içinde kabul etmeye ve kendi örgütleri durumuna getirmeye hazır bulunan yığınlara göre [çalışma yöntemleri - ç.]; her kategorinin, her mesleğin vb. özelliklerini, psikolojinin özgün çizgilerini anlayabilmek için, bu yığınlara özel bir sabır ve özel bir ihtiyat ile yaklaşmasını öğrenmek gerekir. 

10. Özellikle, partinin büyük bir dikkat ve özen göstermesi gereken bir komünistler grup ya da hücresi var: parlamenter bölüntü, yani burjuva temsil kurumları (ilkin parlamento, sonra, aynı biçimde, yerel, belediyesel, vb. kurumlar) içinde temsilci olarak bulunan parti üyeleri grubu. Bir yandan, bu kürsü, geri kalmış ya da küçük-burjuva önyargılar iliklerine işlenmiş büyük emekçi yığınlar gözünde çok büyük bir önem taşır; ve komünistler bu nedenle bu kürsü üyesinden propagandaya, ajitasyona, örgütleme çalışmasına zorunlu olarak girişmeli ve burjuva parlamentonun Rusya Sovyetler kongresi tarafından dağıtılmasının Rusya'da neden tam yerinde olduğunu (ve sırasında öbür ülkelerde de neden yerinde olacağını) yığınlara açıklamalıdırlar. Öte yandan, tüm burjuva demokrasisi tarihi, özellikle ileri ülkelerde, parlamento kürsüsünü, adsız dolandırıcılıkların, halka karşı yöneltilmiş hileli mali ve siyasal manevraların, ikbal avcılığının, ikiyüzlülüğün, emekçileri ezmenin başlıca alanı ya da başlıca alanlarından biri durumuna getirmiştir. Bundan ötürü, devrimci proletaryanın en iyi temsilcilerinin parlamentoya karşı duydukları nefret, yerden göğe kadar haklıdır. Ve gene bu nedenle, komünist partiler ve III. Enternasyonale (sayfa 254) katılmış bütün partiler için, özellikle eski partilerden koparak ve onlara karşı direngen ve uzun soluklu bir savaşım sonucu değil, ama eski partilerin yeni konumlara (çoğu kez biçimsel) geçişi sonucu doğmuş iseler, kendi parlamenter bölüntülerine karşı son derece sert bir tutum zorunludur: Merkez komite denetim ve yönergelerine tam bağlılıkları; üye olarak, her şeyden önce devrimci işçilerin seçimi; parlamenterlerin konuşmalarının, sıkı sıkıya komünist bir açıdan, basında ve parti toplantılarında, son derece dikkatli çözümlenmesi; parlamenter temsilcilerin yığınlar içinde ajitasyon görevine gönderilmesi; II. Enternasyonal eğilimleri gösteren bölüntülerin partiden çıkarılması, vb.. 

11. Gelişmiş kapitalist ülkelerde devrimci işçi hareketini engelleyen başlıca nedenlerden biri de, sömürgeler, mali sermayenin aşırı kârları, vb. sayesinde, sermayenin bu ülkelerde, sayısı az olmakla birlikte görece önemli ve kararlı bir azınlık olan bir işçi aristokrasisi yaratma başarısını göstermiş bulunmasıdır. Bu işçi aristokrasisi en iyi ücret koşullarından yararlanır ve her şeyin üstünde sıkısıkıya korporatif bir anlayış ve küçük-burjuva ve emperyalist önyargılar ile doludur. II. Enternasyonalin, reformistler ve "merkezciler"in gerçek bir toplumsal "dayanak"ıdır bu azınlık; bugün, hatta belki de burjuvazinin başlıca toplumsal dayanağı. Kuşkusuz, deneyimin daha önce açıkça göstermiş bulunduğu gibi, proletaryanın zaferinden sonra burjuvazinin hatırı sayılır bir sayıda beyaz muhafızını sağlayacak olan bu katmana karşı açık, sistemli, geniş ve ivedi bir savaşım olmaksızın, proletaryanın burjuvaziyi devirmek için hiçbir hazırlık çalışması olanaklı değildir. III. Enternasyonale katılmış bütün partiler, ne pahasına olursa olsun: "Yığınlar içinde daha ileri", yığınlar ile daha içli-dışlı" sloganını uygulamalı, ve yığınlardan, emekçiler ve sermaye tarafından sömürülenler bütününü, özellikle en az örgütlenmiş ve en az eğitilmiş, en ezilmiş ve örgütlenmeye en az yatkın olanları anlamalıdırlar. 

Proletarya, ancak sıkı sıkıya korporatif bir çerçeve içine kapanmadığı ölçüde, ancak toplumsal yaşamın bütün belirti ve bütün alanlarına, tüm emekçi ve sömürülen yığının önderi olarak katıldığı ölçüde devrimci olur; burjuvazinin hakkından gelmek için eğer hazır değilse ve eğer en ağır esirgemezliklere yatkın bulunuyorsa, kendi diktatörlüğünü dayatamaz. (sayfa 255) Rusya deneyimi, bu bakımdan ilkesel ve pratik bir anlam ve önem taşır: proletarya, eğer en büyük esirgemezliklere katlanmasaydı ve eğer dünya burjuvazisinin giriştiği savaş saldırısının, ablukanın en güç zamanlarında bu yığının öbür katmanlarından daha çok açlık çekmeseydi, Rusya'da kendi diktatörlüğünü dayatamaz, bu ülkede genel sevgiyi kazanamazdı. 

Özellikle, sermaye boyunduruğu altında, yığınları gerçekten uyandırmaya, aydınlatmaya ve örgütlemeye, onlarda devrimci proletaryanın yönetici rolü üzerine mutlak bir güven yaratmaya yetenekli tek şey olan, geniş, kendiliğinden, büyük yığınları kapsayan her grev hareketi karşısında, komünist parti ve tüm proletaryanın en tam ve en sadık desteği, mutlak olarak zorunludur. Bu hazırlanma olmadan, tüm proletarya diktatörlüğü olanaksızdır, ve Almanya'da Kautsky, İtalya'da Turati gibi, grevlere karşı açıkça konum almaya yetenekli adamlar, III. Enternasyonal üyesi partiler saflarında mutlak olarak hoşgörü ile karşılanamazlar. Bu, grevler deneyi arasında, işçilere devrimi değil ama reformizmi öğreterek onlara çoğu kez ihanet eden trade-union'cu önderler ve parlamenterler için, daha da geçerlidir (örneğin Büyük-Britanya ve şu son yıllarda Fransa'da). 

12. Bütün ülkelerde, hatta en özgür, en "yasalcı" ve en "barışçıl", yani sınıflar savaşımının en az keskin olduğu ülkelerde bile, her komünist parti için yasal çalışma ile yasadışı çalışmayı, yasal örgütlenme ile yasadışı örgütlenmeyi sistemli biçimde birleştirmeyi kesinlikle zorunlu olarak görme zamanı gelmiştir. Çünkü, burjuva demokratik rejimlerin en "kararlı'"sının egemen olduğu en aydın ve en özgür ülkelerde, hükümetler, kendi yalan ve ikiyüzlü olumlamalarına karşın, komünist kara listeleri tutmaya, bütün ülkelerdeki beyaz muhafızların ve komünistlerin öldürülmesini, gizlice ya da azçok gizlice özendirmek ereğiyle, kendi öz anayasalarını sürekli bir biçimde çiğnemeye, gizlice komünist tutuklamaları hazırlamaya, komünistlerin saflarına kışkırtıcılar sokmaya vb., vb. sistemli olarak başvurmuş bulunmaktadırlar. Yalnız en gerici küçük-burjuva anlayış, ardına gizlenilen "demokratik" ve barışçıl sözler ne kadar güzel olursa olsun, bu olguya ve ondan zorunlu olarak çıkan sonuca; bütün yasal komünist partiler tarafından, sistemli bir yasadışı çalışma (sayfa 256) ve burjuvazinin kıyıcılıklarına başlayacağı zamana eksiksiz hazırlanma ile görevli gizli örgütlerin hemen kurulması sonucuna karşı çıkabilir. Büyük emperyalist kasaplıktan sonra, bütün dünya hükümetleri, köylülere ve işçilere açık halk ordusundan korkuya kapıldıkları, ve burjuvazi içinden özel olarak toplanmış ve özel olarak geliştirilmiş teknik araçlarla özel olarak donatılmış birlikler kurma yolunda ellerindeki tüm olanaklara başvurmuş bulundukları için, ordu, bahriye ve polis içindeki yasadışı çalışma özellikle zorunludur. 

Öte yandan, her ne olursa olsun, yasadışı çalışma ile yetinmemek, ama bu erekle bütün güçlüklerin üstesinden gelerek, çok çeşitli adlar altında yasal basın organları ve yasal örgütler kurarak ve, gerektiği zaman, bu adları sık sık değiştirerek, yasal eylemde de bulunmak zorunlu bir şeydir. Finlandiya, Macaristan, bir bakıma Almanya, Polonya, Letonya, vb. yasadışı komünist partileri işte böyle davranıyorlar. Amerika "Dünya Sanayi İşçileri" (IWW) işte böyle davranmalıdırlar, ve eğer savcıların canı Komünist Enternasyonal kongrelerinin kararlarını vb. bahane ederek kovuşturmalar açmak isterse, bugün yasal olan bütün komünist partiler de işte böyle davranma zorunda kalacaklardır. 

İlkeler planında, yasal çalışma ile yasadışı çalışmayı birleştirme mutlak zorunluluğu, yalnızca proletarya diktatörlüğü öngününde, güncel dönemin özellikler bütünü tarafından değil, ama burjuvaziye komünistlerin fethedemeyecekleri alan ve etkinlik küresi olmadığı ve olmayacağını tanıtlamak önemli olduğu için de; ensonu ve özellikle, burjuva demokratik yasallığa beslediği güvenini koruyan, ve kendilerini bu yanılgıdan kurtarmak bizim için en önemli işlerden biri olan geniş proletarya katmanları ve daha da geniş emekçi ve sömürülen yığınlar, henüz her yerde bulunduğu için de ortaya konmuş bulunmaktadır. 

13. Özellikle, en ileri kapitalist ülkelerdeki işçi basınının durumu, burjuva demokrasisindeki özgürlük ve eşitlik mutlak yalanını olduğu kadar, yasal çalışma ile yasadışı çalışmayı sistemli olarak birleştirme zorunluluğunu da, iyice tanıtlayıcı bir biçimde gösterir. Utkun Amerika'da olduğu gibi, yenik Almanya'da da, burjuvazi devlet aygıtının tüm gücü ve maliye krallarının bütün kurnazlıkları, işçilerin elinden (sayfa 257) kendi basınlarını söküp almak için ortaya konmuştur: adli kovuşturmalar, yazarların tutuklanması (hatta kiralık katiller tarafından öldürülmeleri), posta hizmetlerinden yararlanılmasının yasaklanması, kâğıt verilmemesi, vb., vb.. Üstelik, bir günlük gazetenin vazgeçmeyeceği haber gereci, burjuva telgraf ajanslarının ellerinde bulunur, ve büyük bir gazetenin giderlerini ancak kendisi aracıyla karşılayabileceği ilanlar, kapitalistlerin "özgür" kullanımındadır. Kısacası, yalanla, sermaye ve burjuva devlet baskısıyla, burjuvazi, devrimci proletaryayı kendi basınından yoksun bırakır. 

Bu duruma karşı savaşmak için, komünist partiler, işçiler arasında geniş olarak dağıtılacak yeni bir devirli basın tipi yaratmalıdırlar: 1° Kendilerini komünist olarak adlandırmadan ve parti aidiyetlerinden sözetmeden, bolşeviklerin, çarlık döneminde, 1905'ten sonra yapmış bulundukları gibi, en küçük yasal olanaktan yararlanmayı öğretecek yasal yayınlar; 2° Çok kısa ve baskı sayısı düzensiz, işçiler tarafından birçok basımevinde (yasadışı olarak ya da, eğer hareket kendini açığa vurmuşsa, basımevlerine devrimci elkoyma aracıyla) tekrar tekrar yayınlanan ve proletaryaya, özgür, devrimci bir enformasyon ve devrimci sloganlar veren yasadışı broşürler. 

Komünist basının özgürlüğü için yığınları sürükleyen devrimci bir savaşım olmaksızın, proletarya diktatörlüğünün hazırlanması olanaksızdır. 

4 Temmuz 1920 
1920 Temmuzunda yayınlanmıştır.
Blogger tarafından desteklenmektedir.