Header Ads

Header ADS

İkinci Enternasyonalin Çöküşü - III

The second half of May and the first half of June 1915
Published in 1915 in the journal Kommunist No. 1–2.
Lenin Collected Works Volume 21, pages 205-259.

Ancak, nasıl oldu da ikinci Entemasyonalin en önde gelen temsilcileri ve önderleri sosyalizme ihanet ettiler? Bu soru üzerinde, bu haince "teorik" kılıflama teşebbüslerini inceledikten sonra, ayrıntılı bir biçimde daha sonra duracağız. (Temel olarak İngiliz-Fransız sosyal-şovenlerinin, Hyndmann ile yeni yandaşlarının iddialarını tekrarlayan) Plehanov un, ve (daha ustaca iddialar ileri süren) Kautsky'nin, teorik görünüşlerinin çok daha büyük derinlikleri ile, temsilcileri olarak görebileceğimiz Sosyal-şovenizmin temel teorilerini karakterize etmeye çalışacağız.. 

Belkide bunun en basiti; "bir saldırıya uğradık, kendimizi savunuyoruz: proletaryanın çıkarları, Avrupa barışını ihlal edenlerle gerekli şekilde uğraşmak gerekir" sözleriyle açıklanan, ""kim başlattı" teorisidir. Bu sadece bütün hükümetler tarafından yapılan açıklamaların ve burjuvazinin ve  dünya çapında lağım basının feryadını "ısıtıp yeniden sunmaktır". Plehanov, bu bayatlamış basitliği bile, onun kaçınılmaz bir şekilde  "diyalektiğe" haince atıfta bulunarak süslüyor; "somut durumu doğru bir şekilde değerlendirebilmek için", diyor,  "her şeyden önce kimin başlattığını bulmamız ve cezalandırmamız gerekir; bütün diğer sorunlar, farklı bir durum ortaya çıkana kadar beklemek zorundadır. "  (Plehanov'un Paris 1914,Savaş Üzerine adlı broşürüne,  ve onun iddialarının Goloss'un 86 ve 87. sayılarında)  Akselrod tarafından yinelenmesine bakınız.

Plehanov diyalektik yerine safsatacı lığı geçirme soylu oyununda bir rekor kırdı. Safsatacı, bir sürü iddialardan birisini tutar bırakmaz; dünyada herşeyi kanıtlamak için "iddialar" bulunabileceğini uygun bir şekilde gözlemleyen Hegel di. Diyalektik, verili toplumsal bir olayın gelişmesinde çok yönlü bir incelemenin yapılmasını önerir, ve dış etkenlere ve  en temel itici güçlere, üretici güçlerin gelişmesine ve sınıflar savaşımına, indirgenmeyi önerir.

Plehanov Alman sosyal-demokrat basınından bir alıntı kopartıyor: "savaştan önce Almanlar, kendileri, "başlatanların" Avusturya ile Almanya olduklarını  kabul ediyorlardı", diyor - al işte sana. Plehanov, çarlığın Galiçya, Ermenistan ve benzerinin fetih planlarını Rus sosyalistlerinin birçok kez ortaya koymuş oldukları olgusundan bahsetmiyor. Plehabov, en azından şu son otuz yılın bile  ekonomik ve diplomatik tarihini en küçük bir inceleme teşebbüsü göstermiyor; oysa, bu tarih, sömürgeleri el e geçirme, yabancı topraklarını yağmalama, daha başarılı rakipleri yerinden etme ve mahvetmenin, şimdi savaşan her iki grupların politikalarının temeli olduğunu kesin bir şekilde kanıtlıyor.

Savaşlarla ilgili olarak, Plehanov'un burjuvaziye yaranmak için utanmaz bir şekilde çarpıttığı diyalektiğin temel tezi, "savaşın sadece siyasetin başka araçlarla (yani, şiddetle) sürdürülmesidir", tezidir. Fikirleri Hegel tarafından zenginleştirilmiş, en büyük askeri tarihçilerden biri olan, Clausewitz'in formülü işte budur. Ve her savaşın, belirli bir dönemde ilgili güçlerin  -ve bu ülkeler içindeki çeşitli sınıfların- siyasetinin devamı olarak gören Marx ve Engels'in bakış açısı her zaman bu olmuştur. 

Plehanov'un kaba şovenizmi,  bütün ülkeler sosyalistlerinin "kendi" ülkelerinin kapitalistlerinin safına geçişini aşağıdaki düşünce ile kutsallaştıran Kautskynin, daha ince, uzlaştırıcı ve yumuşak görünüşlü şovenizminin teorik temeliyle tamamıyla aynıdır:
 "Kendi ana vatanını savunma herkesin hak ve görevidir; gerçek enternasyonalizm, bu hakkı, benim ülkem ile savaş içinde bulunan ülkeler dahil olmak üzere, bütün ülkelerin sosyalistlerince tanımasına dayanır..." (2 ekim 1914  Neue Zeit'a, ve aynı yazarın diğer yazılarına bakınız).
Bu uyumsuz nedenleme (kılıflama)  sosyalizmin öylesine tarif edilemez bir şekilde gülünç duruma düşürülmesidir ki; ona verilecek en iyi yanıt, bir yanında Wilhelm II ile Nikolas II'nin,diğer yanında da Plehanov ve Kautsky'nin portreleri bulunan bir madalya vermek olurdu. "Gerçek enternasyonalizm", deniyor bize, "ana vatan savunması" adına, Fransız işçilerinin Alman işçilerine, Alman işçilerinin de Fransız işçilerine ateş etmelerinin gerekli  olduğuu demektir! "

Ama eğer Kautsky'nin "nedenleme"lerinin teorik öncüllerinin yakından incelenmesi, Clausewitz in bundan seksen yıl önce alay ettiği aynı görüş olduğunu ortaya çıkarır, yani, savaş başladığı zaman, halklar ve sınıflar arasında tarihsel olarak yaratılmış olan siyasi ilişkiler ortadan kalkar, ve ortaya kesin olarak farklı bir durum çıkar! "Sadece" saldırganlar ve saldırıya uğrayanlar vardır, "sadece" "ana vatan  düşmanları"nın püskürtülmesi! Yeryüzü nüfusunun yarıdan çoğunu oluşturan birçok ülkelere karşı büyük emperyalist ülkeler tarafından uygulanan baskı; yağmanın paylaşımı için bu ülkelerin burjuvazileri arasındaki rekabet; sermayenin işçi sınıfı hareketini bölmek ve ezmek arzusu - bütün bunlar, savaştan  onyıllar önce kendilerinin bu "siyasetin"nın tamda kendisini açıklamalarına rağmen, bütün bunlar Plehanov ve Kautsky'nin yazılarında birdenbire yok oldu. 

Bu bağlantıda, Marx ve Engels'e yapılan sahte atıflar, sosyal-şovenizmin iki şefinin temel iddialarını oluşturuyor: Plehanov, Prusya'nın 1813 ve Almanya'nın 1870'teki ulusal savaşılarını hatırlatıyor; Kautsky, en bilgiç havayla, Marx'ın 1854-1855, 1859, 1870-1871 savaşlarında kimin  başarısının  (yani burjuvazinin başarısının) en çok arzulanan olduğu sorununu incelediğini, ve Marksistlerin  1876-1877 ve 1897 savaşlarında da aynı şeyi yaptığını söylüyor.

Temel öğeleri birbirine benzemeyen durumlarla ilgili örnekleri alıp ileri sürmek, her zaman, bütün safsatacıların  yöntemi olmuştur. Bize örnek olarak ileri sürülen geçmişin savaşları, yabancı boyunduruğuna ve  mutlakıyete karşı (Türk veya Rus) burjuva ulusal hareketler tarafından uzun yıllar boyunca izlenen  "siyasetin bir devamı" idiler. 

O zamanlar tek sorun hangi burjuvazinin başarısını tercih etmek gerektiğiydi; bu tür savaşlar için, Marksistler, Marx'ın 1848'de  Rusya'ya karşı savaş çağrısı   yaptığı ve daha sonra, Engels'in 1859'da Almanların kendi baskıcılarına -Napoleon III ile Rus çarlığına - karşı ulusal nefretini körüklediği gibi, ulusal nefretleri körükleyerek halkları bu türlü savaşlara önceden ayaklandırabilirdi.

Kurtuluş yolunda burjuvazi siyaseti olan, Feodalite ve mutlakıyete karşı  savaşım siyasetinin sürdürülmesini, feodal toprak ağaları ile ittifak içinde, proletaryayı ezmeye teşebbüs eden,  günü geçmiş - yani emperyalist, yani tüm dünyayı yağmalayan- ve gerici bir burjuvazi "siyasetinin sürdürülmesi" ile kıyaslamak, peynirle tebeşiri kıyaslamak demektir. 

Bu, "burjuvazi temsilcileri" Robespierre, Garibaldi ve Jelyabov'u, "burjuvazi temsilcileri" Millerand, Salandra, Guçkov ile bir tutmaya benzer. 

Kendi burjuva "ana vatan"ları adına tarihi konuşma hakkı olan ve, feodal sisteme karşı savaşım içinde, yeni uluslarının milyonlarca insanını uygar yaşama yükseltmiş olan büyük burjuva devrimciler için en büyük saygıyı duymadıkça kişi Marksist olamaz. Ne Belçika'nın Alman emperyalistleri tarafından boğazlanması konusunda "ana vatan savunması"ndan söz eden Plehanov ile Kautsky'nin safsatacılığına nefret duymayan Marksist olabilirne de Avusturya ile Türkiye'nin yağmalanması için, İngiliz, Fransız, Rus ve İtalyan emperyalistleri tarafından varılan anlaşma ya nefret duymayan Marksist olabilir

Sosyal-şovenizmin başka bir "Marksist" teorisi var: sosyalizm, kapitalizmin hızlı gelişmesi temeline dayanır; ülkemde kapitalizmin gelişmesi, ve dolayısıyla orada onun zaferi sosyalizmin gelişini hızlandıracaktır; ülkemin yenilgisi ise, onun ekonomik gelişmesini, dolayısıyla sosyalizmin gelişini geciktirecektir. Rusya daki bu Struveci öğreti, Plehanov tarafından geliştirildi, ve Almanlar arasında Lensch ve diğerleri tarafından geliştirildi. Kautsky bu kaba teoriye, onu açıkça savunan Lensch'e karşı, onu gizlice destekleyen Cunow'a karşı geliyor; ancak onun tek amacı, daha ustaca, daha haince bir şovenist teoriyle, bütün ülkelerin sosyal-şovenlerinin uzlaşmasını sağlamak. 

Bu kaba teorinin üzerinde durmaya gerek york. Struve'nin Eleştirel Notlar'ı 1894'te ortaya çıktı, ve yirmi yıl boyunca, Rus sosyal-demokratları, kültürlü Rus burjuvazisinin kendi görüşlerini ileri sürme ve her türlü devrimci içerikten arındırılmış bir "Marksizm" maskesi altında propoganda yapma arzusu alışkanlıklarına aşinalar. 

Struvecilik sadece bir Rus değil, ama son olayların açıkça kanıtladığı gibi, "ajitasyon", "demagoji", "Blankici ütopik" yönü dışında, Marksizmin "gerçekten bilimsel" "bütün" yön ve öğelerini sahte ce kabullerinde, Marksizmi "nezaketle" öldürmeyi, onu daha iyi ezmeyi amaçlayan burjuvazi teorisyenleri açısından uluslararası bir çabadır. 

Başka bir deyişle: Reformlar için savaşım (proletarya diktatörlüğü hariç) sınıflar savaşımı, "sosyalist idealler"in "genel" kabulü ve kapitalizm yerine "yeni bir rejim"in geçirilmesi de dahil olmak üzere, Marksizmden liberal burjuvazi için kabul edilebilir ne varsa alırlar; ve "sadece" Marksizmin canlı ruhunu, onun "sadece" devrimci içeriğini kenara atarlar. 

Marksizm, proletaryanın kurtuluş hareketinin teorisidir. Bu nedenle, bilinçli işçilerin, Marksizm yerine her türlü Struveciliğin geçirilmesine çok büyük bir dikkat göstermesi gerektiği açıktır. Bu aşamada itici güçler çok değişik ve çeşitlidir. Sadece üç ana güçlerine işaret edeceğiz:

1) Bilimin ilerlemesi, Marx'ın düşüncesinin doğruluğunu kanıtlayan daha bol malzeme sağlıyor. Bu  Marksizmin ilkelerine açıkça karşı çıkmadan, ama Marksizmi kabul eder gibi görünerek, onu safsatalarla içeriğinden yoksun bırakarak, ve Marksizmi burjuvazi için zararsız, kutsal bir "ikon" durumuna dönüştürerek, onunla ikiyüzlüce savaşmayı zorunlu kılıyor. 

2) Sosyal-demokrat partiler içinde oportünizmin gelişmesi, Marksizmin böylesine yeniden bir düzenlenmesine (revizyonuna)  ve onu oportünizme her türlü tavizlerin  kılıflandırılmasına uygun hale getirmeye teşvik ediyor. 

3) Emperyalizm dönemi, dünyanın, bütün öbür ülkelerini ezen ayrıcalıklı "büyük" ülkeler arasında paylaşıldığı dönemdir. Bu ayrıcalıklardan ve bu baskıdan ele geçirilen  yağma payları, şüphesizki, bazı küçük-burjuva kesimlerine ve işçi sınıfı aristokrasi ve bürokrasisine de düşüyor. 

Proletarya ve emekçi yığınların önemsiz küçük bir azınlığını oluşturan bu kesimler "Struvizme" doğru yönelirler, çünkü bu onlara bütün ülkelerin ezilen yığınlarına karşı "kendi" ulusal burjuvazileri ile ittifak yapmalarının kılıfını sağlar. Enternasyonalin çöküş nedenleri ile bağlantılı olarak, bu konuya bir kez daha dönme fırsatımız olacak.

Lenin Collected Works Volume 21, pages 205-259.

Çeviri
Erdoğan A
31 Ağustos, 2019


Blogger tarafından desteklenmektedir.