Header Ads

Header ADS

ONYEDİNCİ BÖLÜM İHANET VE TERÖR

İHANET VE TERÖR 1. İhanet Diplomasisi

1933-1934 yıllannda, esrarengiz bir hastalık Avrupa uluslarını pençesine almış gibiydi. Ülkeler ardı ardına ani coups détat, Putschlar, sabotajlar, suikastler, şaşırtıcı entrika ve komplo açıklamalarıyla sarsılıyorlardı. Ay geçmiyordu ki, yeni bir ihanet ve terör eylemi ol¬masın. Avrupa'nın her yanında bir ihanet ve terör salgını kol geziyor¬du.

Enfeksiyonun merkezi Nazi Almanyası idi. 11 Ocak 1934'te United Press telgrafla Londra'dan bildiriyordu: "Yeni faşist hareketlerin merkezi olan Nazi Almanyası ile birlikte, eski hükümet biçiminin sonunun geldiğine inananların ajitasyon ve şiddet eylemleri kıtanın her yanına yayılmıştır."

"Beşinci Kol" terimi daha bilinmiyordu. Fakat Alman Yüksel? Komutanlığı'nın gizli liderleri, Avrupa uluslarına karşı saldırılarını başlatmışlardı. Fransız Cagoulards ve Croix de Feu; İngiliz Union of Fascists; Belçika Rexists; Polonya POW; Çekoslovak Henleinists ve Hlinka Guards; Norveç Quislingites; Rumen Iron Guards; Bulgar IMRO; Fin Lappo; Litvonya Iron Wolf; Letonya Fiery Cross ve diğer pek çok yeni kurulmuş gizli Nazi dernek ya da yeniden örgütlenmiş karşı-devrimci birlik, şimdiden iş başında, Alman Wehrmachtimn za¬ferinin ve kıtanın köleleştirilmesinin yolunu açıyor ve Sovyetler Bir-liği'ne saldırmaya hazırlanıyorlardı.

İşte, Nazi-faşist terörizminin, Hitler'in iktidara gelmesinden he¬men sonraki en önemli eylemlerinin kısmi bir listesi.

Ekim 1933 : Polonya'nın Lvov kentinde Sovyet Büyük¬elçiliği Sekreteri Aleks Mailov'un, Nazilerin finanse ettiği Ukrayna milliyetçilerinin terö¬rist örgütü OUN ajanları tarafından öldürül¬mesi.
Aralık 1933 : Romanya Başbakanı İon Duca'nun Nazi-Romen teröristleri Demir Muhafızlar tarafından öldürülmesi.
Şubat 1934 : Paris'te Nazilerin etkisindeki, Fransız faşist örgütü Croix de Feu'nün ayaklanması.
Mart 1934 : Estonya'da Nazilerin finanse ettiği Özgürlük Savaşçılarinın coup d'état.
Mayıs 1934 : Bulgaristan'da faşist coup d'état
Mayıs 1934 : L^tonya'da Nazilerin denetimideld Baltık Kardeşliğinin Putsch girişimi.
Haziran. 1934 : Polonya İçişleri Bakanı General Bronislav ,Pieracki'nin, Nazilerin finanse ettiği Ukrayna milliyetçilerin terörist örgütü OUN ajanları tarafından öldürülmesi.
Haziran 1934 : Polonya'da Katolik Eylem Örgütü Başkanı İvan Babiy'in OUN ajanları tarafından öldü¬rülmesi.
Haziran 1934 : Litvanya'da Nazi Demir Kurt örgütü tarafından kitlesel ayaklanma girişimi.
Temmuz 1934 : Avusturya'da sonuçsuz Nazi Putsch'u ve
Şansölye Engelbert Dollfuss'un Nazilerin de¬netimindeki Hırvat faşist örgütü Ustachi ajanları tarafından öldürülmesi.
Ekim 1934 : Yugoslavya Kralı Alexanderin ve Fransız

Dışişleri Bakanı Barthou'nun Nazilerin dene¬timindeki Hırvat faşist örgütü Ustahci ajan¬ları tarafından öldürülmesi.
Kısa sürede Avrupa'nın çok ötelerine uzanarak, Birleşik Devletler, Latin Amerika, Afrika'ya sızan ve Uzakdoğunun her yanında Japon İstihbarat Servisi'yle bağlantısı olan bu Nazi Beşinci Kol faaliyetleri¬nin örgütlenmesinden ve yönetiminden esas olarak iki adam sorumluy¬du. Bu iki adam, Alfred Rosenberg ve Rudolph Hess'ti. Rosenberg, görevi, doğu Avrupa ve Sovyet Rusya'da özel yoğunlaşma noktalan olmak üzere binlerce Nazi casusluk, sabotaj ve propaganda acentesini yönetmek olan Aussenpolitisches Amt der NSDAP'a (Nazi Partisi Dış Politika Bürosu) başkanlık ediyordu. Rudolph Hess de, Hitler'in vekili sıfatıyla, Nazi Hükümeti adına tüm gizli dış görüşmelerden sorumluy¬du.
Leon Troçki'yle gizli resmi Nazi ilişkilerini ilk kuran bir zaman¬ların Revalli Çarcı émigré Alfred Rosenberg oldu. Bu ilişkileri güçlendiren de Hitler'in vekili Rudolph Hess'ti.

1933 Eylülünde, Adolf Hitler'in Almanya diktatörü oluşundan se¬kiz ay sonra Troçkist diplomat ve Alman ajanı Nikolay Krestinski, Kissingen'deki bir sanatoryuma yıllık "dinlenme kürü" için giderken birkaç günlüğüne Berlin'de konakladı. Krestinski o sırada Sovyet Dışişlerinde Komiser Yardımcılığı görevinde bulunuyordu.
Krestinski, Berlin'de Sovyet Büyükelçiliği'ndeki Troçkist irtibat ajanı Sergey Bessanov'u gördü. Krestinski, büyük bir heyecanla Bessa-nov'a, "Almanya Nasyonal Sosyalist Partisi Dışişleri Bölüm Başkanı Alfred Rosenberg'in," "kendi çevrelerinde Almanya'daki Nasyonal Sos¬yalistlerle Rus Troçkistleri arasında olası bir gizli ittifak sorununa ilişkin araştırma yapmakta" olduğunu bildirdi.

Krestinski, Bessonav'a Troçki'yi görmesi gerektiğini söyledi. Ne pahasına olursa olsun bir buluşma ayarlanmalıydı. Krestinski, eylül sonuna dek Kissingen sanatoryumunda olacak, sonra da İtalyan Trolündeki Merano'ya gidecekti. Troçki gerekli önlemleri alarak iki yerden birinde kendisiyle temas kurabilirdi.

1 Troçki o sırada Fransa'nın güneyinde Pirenelerin eteğindeki küçük St. Palais köyünde yaşıyordu. Temmuz ayında Prinkipo'dan ayrılmıştı. (Kısa bir süre son¬ra da muhafızlardan ve "sekreterler"den oluşan maiyetiyie birlikte Paris yakınında iyi korunan bir villaya taşındı.)

Troçki Paris'e geldiğinde, Fransız gericileri ve faşistleri, önerilen Fransız-Sovyet kolektif güvenlik ittifakını önlemek için umutsuz bir çaba içerisindeydiler.

O dönemde, Troçki'ye Fransa'ya girme ve bu ülkede anti-Sovyet karargahını kurma izni veren Fransız Hükümetinin başında, Münih'te icra edilen ödün verme politikaları, Fransa'ya ve Avrupa'nın öteki anti-faşist uluslarına, Nazi¬ler yararına ihanet edilmesinde çok önemli bir rol oynayacak olan Edouard Da-ladier bulunuyordu. Fransız Radikal Mwjlvekili Henri Guemot, Troçki'nin Fransa'ya kabul edilme isteklerini bizzat destekledi. Gerekli düzenlemeler, faşist Cagoulard komplosu soruşturmasının kaldırılmasına yardımcı olan ve daha sonra da birinci Pétain Kabinesinde Başbakan Yardımcılığına getirilen karanlık politikacı, İçişleri Bakanı Camile Chautemps tarafından yapıldı. İçişleri Bakanı Chautemps, Milletvekili Guernot'ya, "Siz , sağlık nedeniyle Güney Bölgesi'nde yaşamasına izin verilmesini rica eden Rus asıllı sürgün Bay Leon Troçki'ye dikkatimi çekme nezaketini de gösterdiniz...," diye yazıyordu, "Size bildirmekten onur duyuyorum ki... ilgili kişi, istediği zaman güçlük çekmeksizin Fransa için pasaport vizesi alacaktır."

Troçki'nin Fransa'daki öteki pek çok nüfuzlu dostu ve sempatizanları arasında şunlar da vardı: Dönek Fransız komünisti ve Nazi ajanı Jacques Dori-ot; bir zamanların sosyalist profesörü, Nazi ajanı ve Fransa'nın düşüşünden
Buluşma ayarlandı. 1938 Ekiminin ikinci haftasında Leon Tıoçki, oğlu Sedov'la birlikte, sahte pasaportla Fransız-İtalyan sınırını geçti ve Krestinski'yle Merano'daki Bavaria Oteli'nde buluştu.. 1

Bundan sonraki toplantı, Sovyet Rusya içerisindeki komplonun gelecekteki gelişimine ilişkin bütün ana meseleleri kapsıyordu. Troçki açıkça "Rusya'da iktidarın ele geçirilmesinin ancak zor yoluyla gerçekleştirilebileceğini" belirterek söze başladı. Fakat komplo aygıtı, başarılı bir darbe gerçekleştirmek ve dış yardım olmaksızın iktidarda kalabilmek için yeterince güçlü değildi. Bu nedenle, kendi amaçları için Sovyet Hükümeti'ne karşı Troçkistlere yardım etmekle ilgilenen yabancı devletlerle somut bir anlaşmaya varmak zorunluydu.

Troçki, Krestinski'ye, "Böyle bir anlaşmanın embriyosu," dedi, "Reichswehr'le olan anlaşmamızdı; fakat bu anlaşma iki nedenden ötürü Troçkistleri de Alman tarafını da hiçbir biçimde tatmin etmedi: Birincisi, bu anlaşmanın öteki tarafı bir bütün olarak Alman Hükümeti değil, yalnızca Reichswehr'di... İkincisi, Reichswehr'le olan anlaşmamızın özü neydi? Biz az miktarda para alıyorduk ve onlar da si¬lahlı bir saldırı sırasında ihtiyaç duyacakları istihbari bilgileri elde ediyorlardı. Alman Hükümeti, özellikle de Hiüer, yalnız istihbari bilgi değil, sömürgeler, toprak istiyor. Ve o, uğruna İngiltere, Amerika ve Fransa ile savaşacağı sömürgeler yerine Sovyet topraklarıyla yetin¬meye hazır. Bize gelince bizim 250.000 altın marka ihtiyacımız yok. Yardımları ile iktidara gelmek için bizim Alman silahlı kuvvetlerine ihtiyacımız var. Ve çalışma da bu amaç doğrultusunda sürdürülmeli."

Troçki, ilk işin Alman Hükümeti'yle anlaşmaya varmak olduğunu söyledi. "Fakat Japonlarla da, anlaşmamız gerekiyor," diye ekledi Troçki. Rus Troçkistlerinin, Moskova'daki Japon temsilcileri bir "yoklaması" gerekecekti. Troçki, Krestinski'ye "Bu bağlamda," diye talimat verdi, "Dışişleri Halk Komiserliği'nde Doğu Meselelerin¬den sorumlu olarak çalışan Sokolnikov'dan yararlanın..."

Troçki, Krestinski'ye Rus komplo aygıtının iç örgütlenmesine ilişkin talimatlar vermeye devam etti.
sonra da önde gelen işbirlikçilerden Marcel Déat.

Troçki'nin Fransa'da bulunması, Fransız,İstihbarat Servisi ve gizli polisin-deki anti-Sovyet unsurlar tarafından da onaylanıyordu. Troçki, 1937 Ni¬sanında Meksika'daki Duruşmalarda şu açıklamayı yaptı: "...Mösyö Thome ve Mösyö Cado, polis genel sekreteri ve Charente Inférieure Bölgesi valisi -polisin tepe noktalarındaki herkes durumumu çok iyi biliyordu. Attığım her adım, polisin gizli ajanına bildiriliyordu."

"Sovyetler Birliği'ne, diyelim ki Almanya tarafından saldırılsa bile," dedi Troçki, "belirli iç güçler hazırlanmadığı takdirde bu da ikti¬dar mekanizmasının ele geçirilmesini mümkün kılmaz... Şehirlerde ve kırlarda küçük burjuvazi ve kulaklar arasında kalelere sahip olmak gerekir ve bunlarla bağlantısı olan da sağcılar. Son olarak, birleşik çabamızla gerekli anda en hayati yerleri ele geçirmek ve iktidara gel¬mek, tutuklanması gereken mevcut hükümetin yerine önceden hazırlanmış olan kendi hükümetimizi geçirmek için Kızıl Ordu'da, komutanlar arasında bir müstahkem mevkiye, örgüte sahip olmak zo¬runludur."
Krestinski Rusya'ya dönünce, Kızıl Ordu Kurmay Başkan Yardımcısı General Tuhaçevski ile -Troçki'nin Krestinski'ye dediği gibi, "Bonapartist tipte bir adam, maceraperest ve hırslı, yalnız askeri değil askeri-siyasal rol peşinde koşan ve bizim davamızı mutlaka pay¬laşacak bir adam"- temas kuracaktı.

Troçki'nin Rusya'daki taraftarları, General Tuhaçevski'ye her yardımda bulunurken, aynı zamanda stratejik mevkilere kendi adam¬larını yerleştirmeye de özen göstereceklerdi, böylelikle coup d'etat olduğu zaman hırslı Tuhaçevski, yeni hükümeti Troçki'nin yardımı ol¬maksızın denetleyemeyecekti.

Toplantı bitmeden önce Troçki, Krestinski'ye Pyatakov için, Sovyet Rusya'da terörizm ve sabotaj kampanyalarının yürütülmesine ilişkin özel emirler verdi. Bundan söz ederkenTroçki, "şaşırtmaca ey¬lemlerinin ve terör eylemlerinin" iki açıdan değerlendirilmesi gerek¬tiğini ifade etti. Birincisi, "bunları savaş zamanında Kızıl Ordu'nun sa¬vunma kapasitesini altüst etmek için, coup d'etat sırasında da hüküme¬tin düzenini bozmak amacıyla uygulamak için". Ama, ikinci olarak, dedi Troçki, bu eylemlerin kendi pozisyonunu "güçlendireceği" ve ona "yabancı hükümetlerle görüşmelerinde daha'fazla güven" sağlayacağı, zira "Sovyetler Birliği'ndeki taraftarlarının hem yeterince güçlü hem de yeterince aktif olduğu gerçeğine değinebileceği" kavranmalıydı.

Krestinski Moskova'ya döndüğünde Rus Troçkistlerinin gizli bir toplantısında Troçki'yle olan görüşmesine ilişkin tam bir rapor verdi. Komploculardan birkaç tanesi, özellikle de Troçki'nin "Dışişleri Ba¬kanı" olacağı varsayılan Kari Radek, Troçki'nin kaadilerine danışmadan önce bu kadar önemli görüşmelere girmiş olmasından dolayı kızgındı.
Radek, Krestinski'nin raporunu dinledikten sonra, Troçki'ye özel bir mesaj göndererek "dış politika sorunu üzerine daha fazla açıklama" istedi.

Troçki'nin Fransa'dan yanıtı, bir kaç hafta sonra Radek'e, Troçkistlere kuryelik yapan, Sovyet haber ajansı Tassin genç dış mu¬habiri Vladimir Romm tarafından iletildi. Romm mektubu Troçki'den Paris'te almış ve popüler Sovyet romanı Tsusima'mn kapağına sakla¬yarak gizlice Rusya'ya sokmuştu.2 Radek bu mektubun içeriğini daha sonra şöyle açıkladı:--
Troçki sorunu şöyle koyuyordu: Almanya'da faşizmin iktida¬ra gelişi bütün durumu temelden değiştirmişti. Bu, yakın gele¬cekte savaş, kaçınılmaz savaş demekti, bunun da ötesinde, aynı zamanda Uzakdoğudaki durumun da gerginleşmesi demekti. Bu savaşın Sovyetler Birliği'nin yenilgisiyle sonuçlanacağından Troçki'nin kuşkusu yoktu. Bu yenilgi, diye yazıyordu, blok'un iktidara gelmesi için elverişli koşullan yaratacaktır... Troçki, bir Uzakdoğu devleti ve bir Orta Avrupa devleti ile ilişki kurmuş olduğunu ve bu devletlerin yan-resmi çevrelerine, blok'un onlarla pazarlıktan yana ekonomik ve teritoryal nitelikte önemli ödünler vermeye hazır olduğunu açıkça bildirdiğini ifade ediyordu.

Troçki, aynı mektupta Radek'e diplomatik görevlerde çalışan Rus Troçkistlerine yakm gelecekte bazı yabancı temsilcilerin yaklaşacağını ve bu gerçekleştiğinde de Troçkist diplomatlann Troçki'ye sadakatleri¬ni göstermek ve yabancı temsilcilere her açidan Troçki'yi destekledik¬lerine ilişkin güvence vermek zorunda olduklarını bildirdi...

2 Vladimir Romm, Tokyo, Cenevre ve Paris'de Tass muhabirliği yapmıştı. Troçki'yle 1933'te Paris'te özel bir randevu ile Bois de Boulogne'daki bir cafede buluştu. Troçki, Romm'a, komplocuların amaçlarına ulaşmasını sadece "aşın önlemler"in sağlayabiliceğini söyledikten sora bir Latin atasözünü aktardı: "İlacın tedavi edemediğini demir, demirin tedavi edemediğini ateş tedavi eder." 1934'de Romm, Birleşik Devletler'e Tass muhabiri olarak atandı. Romm, Ame¬rika'ya gitmek üzere yola çıkmadan önce Paris'te Sedov'u gördü. Romm daha sonralan şunlan anlattı: "Sedov bana, Troçki'nin Amerika'ya gidişime ilişkin olarak, Sovyet-Amerikan ilişkileri alanında ilginç bir şey olursa haberdar edil¬mek istediğini bildirdi. Bunun neden o kadar ilginç olduğunu sorunca, Sedov bana şöyle dedi: "Bu Troçki'nin SSCB'nin yenilmesine ilişkin çizgisi ile ilgüi. Madem ki Almanya ve Japonya'nın savaş tarihi, bir ölçüde Sovyet-Amerikan ilişkilerinin durumuna bağlı, Troçki bununla ilgilenmeden edemez."

Troçkist Doğu Meseleleri Komiser Yardımcısı Grigori Sokolni-kov, kısa bir süre sonra Radek'in Izvestia'daki ofisine daldı: "Düşün bir kere," diye patladı Sokolnikov öfkeyle kapı kapandığında.

"Dışişleri Halk Komiserliği'nde görüşmeler yürütüyorum. Görüşme sona eriyor. Tercümanlar odadan çıkmış. Japon elçisi aniden bana dönüyor ve soruyor: Troçki'nin Hükümetine yaptığı tekliflerden habe¬rim var mıymış?"

Sokolnikov olaydan dolayı bayağı altüst olmuştu. "Troçki buna ne diyor?" diye sordu Radek'e. "Halk Komiseri Yardımcısı olarak ben böylesi görüşmeleri nasıl yürütürüm? Bu kesinlikle olanaksız bir du¬rum!"

Radek, heyecanlı arkadaşını yatıştırmaya çalıştı. "Telaşlanma," dedi. "Troçki buradaki durumu kesinlikle anlayamıyor." Radek devamla Sokolnikov'a bunun bir daha olmayacağını garanti etti. Troçki'ye zaten mektup yazıp Rus Troçkistlerinin -"OGPU'nun gözü önünde"- Alman ve Japon ajanlarıyla görüşmeler yapmasının olanaksız olduğunu bildir¬mişti. Rus Troçkistleri, dedi Radek, ancak Troçki onları kendi gelişiminden haberdar ettiği sürece, onun görüşmeleri kendi başına yürütmesi için "açık çek vereceklerdir."

Kısa bir süre sonra Radek Moskova'da diplomatik bir törene katıldığı sırada bir Alman diplomatı yanma oturdu ve yavaşça şöyle dedi: "Liderlerimiz Bay Troçki'nin Almanya ile uzlaşma için uğraştığını biliyorlar. Liderimiz, Bay Troçki'nin bu düşüncesinin ne anlama geldiğini öğrenmek istiyor. Belki de bu düşünce uykusuzluk çeken bir emigre'nia düşüncesidir? Bu düşüncelerin arkasında ne yatıyor?"

Radek, sonradan bu beklenmedik, Nazi yaklaşımına tepkisini an¬latırken şöyle dedi:-
Tabii ki, benimle konuşması ancak bir iki dakika sürdü; dip¬lomatik resepsiyon ortamı uzun konuşmalar için elverişli değildir. Gerçekten bir saniyede kararımı verip onu yanıdamak zo¬rundaydım... Ona SSCB'deki gerçekçi politikacıların bir Alman-Sovyet uzlaşmasının önemini kavradıklarını ve bu uzlaşmaya var¬mak için gerekli ödünleri vermeye hazır olduklarını söyledim.

30 Haziran 1934 gecesi, Hitler kendi hareketi içerisindeki muhalif unsurları tasfiye edince Almanya'da Nazi terörü kendi saflarına indi. Yirmi dört saat içerisinde, Hitler'in Yıldırım Tugayları Kurmay Başkanı Yüzbaşı Ernst Roehm; Doğu Almanya'daki Yüksek Grup Li¬deri Edmund Heines; Berlin Yıldırım Tugayları şefi Kari Ernst ve çok sayıda arkadaş ve meslektaşları, Münih ve Berlin'de Hitler'in silahlı adamlarının kurşunlanyla öldüler. Bütün Nazi hareketini yoğun bir endişe ve korku sardı.

Troçki, Paris'ten derhal Berlin'deki Troçkist irtibat elemanı Ser-gey Bessonov'la temas kurmak üzere, güvenilir "sekreterlerinden" biri¬ni, Kari Reich'ı, namı diğer Johnson adlı bir uluslararası casusu gönderdi. Bessonov, Almanya'nın durumu üzerine Troçki'ye ayrıntılı bir rapor vermek üzere Paris'e çağrıldı.

Bessonov, hemen Paris'e gelemedi; fakat Temmuz sonunda Ber¬lin'den ayrılmayı başardı. Paris'teki bir otelde Troçki'yle buluştuktan ve Almanya'daki duruma ilişkin raporunu verdikten sonra aynı akşam Berlin'e döndü. Bessonov, Troçki'nin büyük bir heyecan içerisinde olduğunu gördü. Almanya'daki olaylar, Roehm'in başını çektiği "radi¬kal Naziler"in ortadan kaldırılması plânlarına engel olabilirdi. Besso¬nov, Troçki'ye Hitler, Himmler, Hess, Rosenberg, Goering ve Goeb-bels'in iktidarı hâlâ sıkı sıkıya ellerinde tuttukları konusunda güvence verdi.

"Elimize düşecekler!" diye bağırdı Troçki. Daha sonra Bessonov'a, yakın gelecekte ona Berlin'de yerine getirmek üzere önemli görevler vereceğini söyledi. "Bu meselede titizlik göstermemeliyiz," dedi Troçki. "Hess ve Rosenberg'den gerçek ve önemli yardımlar alabilmek için, toprak kunusunda büyük ödünler vermeye razı olup orada durma¬malıyız. Ukrayna'yı vermeye razı olmalıyız. Çalışmalarında ve Alman¬larla olan görüşmelerinde bunu aklından çıkarma, bununla ilgili olarak ben de Pyatakov ve Krestinski'ye yazacağım."

Sovyet Kordiplomatiğinin çeşidi ofislerinde zaten bir ihanet ağı örülmekteydi. Yalnız Avrupa'da değil, Uzakdoğuda da büyükelçiler, sekreterler, ataşeler ve konsolosluktaki küçük memurlar komplo şebekesine girmiş bulunuyorlardı...
Sovyetlerin Japonya Büyükelçisi de komploda rol oynuyordu. Adı Yurenev idi. 1926'dan beri gizli, bir Troçkistti. Troçki'nin talimatları üzerine Japon İstihbarat Servisi ile ilişki kurmuştu. Yurenev'e Japon¬ya'yla ilişkilerinde, Troçki'nin eski dostu, bir zamanlar Fransa ve İngiltere'de Büyükelçilik yapan Christian Rakovski yardım ediyordu. Rakovski'nin artık Sovyet Dışişlerinde hiçbir önemli görevi yoktu. Çeşitli kamu sağlığı komisyonlarında görevli olarak çalışıyordu. Fakat yeralü komplosunda hâlâ önemli bir yeri vardı.

1934 Eylülünde Rakovski, bir Sovyet heyetiyle birlikte, ekim ayında Tokyo'da yapılacak olan Kızılhaç dernekleri uluslararası konfe¬ransına katılmak üzere Japonya'ya gitti. Japonya yolculuğuna çıkmadan önce Rakovski Moskova'daki Ağır Sanayi Komiserliği'nden bir mektup aldı. Mektup Pyatakov'dandı ve içinde Rakovski'nin Tok¬yo'da Büyükelçi Yurenev'e vereceği bir mektup vardı. Görünüşte mek¬tupta olağan resmi ticari bilgiler isteniyordu. Mektubun arkasına, Yu¬renev'e görünmez mürekkeple yazılmış, Rakovski'den Japonlarla görüşmelerde "yararlanılacağı"nı bildiren bir mesaj vardı.

Rakovski'nin Tokyo'ya gelişinin ertesi günü bir Japon ajanı onunla temas kurdu. Karşılama, Tokyo'daki Japon Kızılhaç binasının koridorunda gerçekleşti. Rakovski'ye Rus Troçkist hareketinin amaçlarının, Japon hükümetininkilerle "tam anlamıyla çakıştığı" bildi¬rildi. Japon ajanı, Rakovski'nin Tokyo'ya Sovyet Rusya içerisindeki "durum"a ilişkin değerli bilgiler verebileceğinden emin olduğunu da ekledi.

Aynı akşam Rakovski, Yurenev'e Japon ajanıyla konuşmasını ak¬tardı. "Düşünceleri, beni Japon hükümetinin muhbiri, bir casus olarak kaydetmek," dedi Rakovski.

"Tereddüt etmeye gerek yok," dedi Troçkist Büyükelçi, "ok yay¬dan çıktı."

Birkaç gün sonra Rakovski, randevu üzerine Japon İstihbarat Ser-visi'nin yetkili bir subayı ile yemek yedi. Japon subayı konuşmaya açık yüreklilikle başladı. "Bay Troçki'nin çok yakın dostu ve taraftarı olduğunuzu biliyoruz;" dedi Rakovski'ye. "Sizden ona hükümetimizin Çin sorununa ilişkin makalelerinden ve Çinli Troçkistlerin tavırlarından hoşnutsuz olduğunu yazmanızı istemem gerekiyor. Bay Troçki'den farklı bir tavır beklemek hakkımız. Bay Troçki gerekenin ne olduğunu anlamalı. Ayrıntılara girmeye hiç gerek yok, fakat Çin'de provoke edilen bir olayın, Çin'e müdahale için beklenen bahane ola¬cağı da açıktır."

Japon subayı daha sonra Rakovski'ye Japon Hükümeti'nin Rus Troçkistlerinden ne tür gizli bilgileri almakta ilgileneceğini anlattı. Özellikle SSCB'nin doğu kesimlerindeki kolektif çiftliklerdeki, demir¬yolu, madenler ve sanayilerdeki duruma ilişkin bilgiler. Rakovski'ye bu bilgileri verirken kullanması için çeşitli şifreler ve casus adları ve¬rildi. Kızılhaç heyetinde sekreter olan Dr. Naida'nın Rakovski ile Ja¬pon İstihbarat Servisi arasında irtibat görevlisi olması kararlaştırıldı...

Rakovski Tokyo'dan ayrılmadan Yurenev'le son bir kez daha konuştu. Troçkist Büyükelçinin canı sıkılmıştı. Ümitsizce, "Öyle karışık bir işin içine girdik ki, insan bazen nasıl davranacağını bilmi¬yor" dedi. "İnsan ortaklarımızdan birini hoşnut ederken ötekini gücendirmekten korkuyor. Örneğin şu anda burada, Çin meselesine ilişkin olarak Büyük Britanya ile Japonya arasında uzlaşmaz çelişkiler doğarken biz hem İngiliz hem Japon İstihbarat Servisleriyle ilişkileri sürdürmek zorundayız... Ve burada da ben bütün bunların içinde destek bulmak zorundayım!"

Rakovski karşılık verdi: "Biz Troçkistîer şu anda üç kart birden oynamak zorundayız. Alman, Japon ve İngiliz... Şu anda yaptığımız her .şey, her şey için her şeyi riske atmak; ama eğer tehlikeli bir girişim başarıyla sonuçlanırsa, maceracılara büyük devlet adamı deni¬yor!"3

3 20 Şubaî-1937 'de Tokyo gazetesi Miyako'da Japon Hükümetinin "Planlama ve Bütçe Komisyonu"nun gizli bir oturumuna ilişkin bir haber yeralıyordu. Bu toplantıda Milletvikili Yashida, Savaş Bakam General Sugiyama'ya, kendisinin ya da ordunun, Sovyet Sibirya Demiryolunun taşıma kapasitesine ilişkin bilgisi olup olmadığını sordu. Savaş Bakanı olumlu yanıt vererek, stratejik Sovyet demiryolunun taşıma kapasitesinin Japon Yüksek Komutanlığı tarafından bütün ayrıntılarıyla bilindiğini söyledi. General Sugiyama devamla şöyle dedi: "Rus¬ya'da mevcut hükümete muhalif unsurlar var ve bunu da kesinlikle onlardan öğrendik." Bu açıklamanın Miyako gazetesinde yayınlanması Tokyo basın çevrelerinde şiddeüi bir skandal yarattı. Hükümet gizli bilgüeri ifşa ettiği için gazeteye ağır para cezası verdi ve baş haber editörü Yaguchi Güei Savaş Ba¬kanlığının isteği üzerine istifa etmek zorunda kaldı.

2. Terör Diplomasisi
Rus komplocuları Almanya ve Japonya'nın temsilcileriyle ihanet ilişkilerini güçlendirirken, Sovyet Hükümeti'ne karşı gizli saldırının bir başka safhası da yaklaşıyordu, ihanet, terörle tamamlanacaktı...
1934 Nisanında, Boyarşinov adlı bir Rus mühendisi, Sibirya'daki hayati öneme sahip Kuznetsk kömür madenlerindeki inşaat şefinin ofi¬sine girerek kendi bölümünde işlerin yolunda gitmediğini bildirdi. Çok fazla sayıda kaza, yeraltı yangını ve mekanik arıza oluyordu. Bo¬yarşinov sabotajdan kuşkulanıyordu.

İnşaat şefi verdiği bilgi için Boyarşinov'a teşekkür etti. "Ben ge¬rekli kişilere haber veririm," dedi. "Bu arada siz kimseye bundan söz etmeyin."

İnşaat Şefi, Alman casusu ve Sibirya'ya Troçkist sabotajın baş örgütçüsü Aleksey Şestov'du.



Birkaç gün sonra Boyarşinov bir hendekte ölü bulundu. İşten eve dönerken, tenha, dar bir kır yolunda sürat yapan bir kamyon çarpmıştı ona. Kamyonun şoförü Çerepukhin adında profesyonel bir teröristti. Şestov ona Boyarşinov'u öldürme görevini vermiş ve bu işi için 15.000 ruble ödemişti.4

1934 Eylülünde SSCB Halk Komiserleri Konseyi Başkanı M. Molotov, madencilik ve sanayi bölgelerini inceleme gezisi, dolayısıyla Sibirya'ya geldi. Molotov, Kuznetsk kömür havasındaki madenlerden birini ziyaretten dönerken arabası aniden yoldan çıktı, bir hendekten aşağı doğru hızla indi ve tam uçurumun başında durdu. Şiddetle sarsılan ve yaralanan fakat başka bir zarar görmeyen Molotov ve arka¬daşları tepetaklak olmuş arabadan tırmanarak çıktılar. Ölümden kılpayı kurtulmuşlardı...

Arabanın şoförü, yerel garajın sorumlusu Valentine Arnold'du. Arnold, Troçkist terör aygıtının üyesiydi. Şestov ona Molotov'u öldürme talimatı vermişti; Arnold, kendini de Molotov'la birlikte öldürmek amacıyla arabayı kasten yoldan çıkarmıştı. Girişim, yalnızca Arnold'un "kaza"nın gerçekleşmesinin planlandığı uçuruma yaklaştığı sırada cesaretini kaybetmesi ve yavaşlaması sonucu başarısızlığa uğradı...

1934 sonbaharında, Troçkist ve sağcı terörist gruplar, Sovyetler Birliği'nin her yanında faaliyet gösteriyorlardı. Terörist grupların üyeleri arasında eski Sosyalist Devrimciler, bir zamanların Menşevikleri, profesyonel gangsterler ve Çarlık Ohrana'sının eski ajanları da vardı. Ukrayna ve Belorusya'da, Gürcistan ve Ermenistan'da, Özbekistan, Azerbeycan ve Uzakdoğunun Ki~p bölgesinde anti-Sovyet milliyetçiler ve faşistler terörist aygıta almıyordu. Pek çok yerde, Nazi ve Japon ajanları bu grupların operasyonlarını doğrudan yönetiyordu.

4 Şestov tarafından Boyarşinov'un katiline ödenen para, Şestov'un talimatıyla faaliyet gösteren Troçkist gangsterlerin Anzherka Devlet Bankası'ndan çaldıkları 164.000 rublelik gizli fonun bir parçasıydı. Fon, Sibirya'daki sabotaj ve terörist faaliyetlerin finanse edilmesine yardımcı olmak için kurulmuştu.

Öldürülecek Sovyet liderlerinin bir listesi yapılmıştı. Listenin başında Jozef Stalin'in adı vardı. Diğer adlar arasında Klementi Voroşilov, V.M. Molotov, Sergey Kirov, Lazar Kaganoviç, Andrey Zhdanov, Vyaçeslav Menzhinski, Maksim Gorki ve Valerian Kuibişev bulunuyordu.

Teröristler, Leon Troçki'den Sovyet liderlerini ortadan kaldırmanın aciliyetini vurgulayan periyodik mesajlar alıyorlardı. Bu mesajlardan biri 1934 Ekiminde Troçki'nin eski muhafızı Efraim Dreitzer'e ulaştı. Troçki bunu, bir Alman sinema dergisinin sayfa¬larının kenarlarına görünmez mürekkeple yazmışü. Dreitzer'e, mesaj, Troçkist bir kuryenin Varşova'da dergiyi verdiği kızkardeşi tarafından getirilmişti. Troçki'nin Dreitzer'e yazdığı mesaj şöyleydi:--

Sevgili dostum. Bugün önümüzdeki şu ana görevlerin bu¬lunduğunu iletin:
1) S talin ve Voroşilov'a ortadan kaldırmak.
2) Orduda çekirdekler yaratmak için çalışmaları geliştirmek.
3) Savaş halinde, her tür aksilik ve kargaşadan önderliği ele geçirmek için yararlanmak.
Mesajda imza olarak Troçki'nin kod imzası Starik ("İhtiyar") vardı.

Bir keresinde komplocular uzun gözlemlerden sonra Savunma Ba¬kanı Voroşilov'un Moskova'da arabayla genellikle geçtiği yolu tespit ettiler. Silahlı bu terörist birkaç gün boyunca, Voroşilov'un arabasının geçtiği caddelerden biri olan Frunze Caddesi'ne yerleştirildi. Fakat araba hep hızlı gidiyordu ve teröristler, içlerinden birinin daha sonra bildir¬diği gibi, "hızla giden bir araca ateş etmenin faydasız olduğu"na karar verdiler.

Stalin'i öldürmek için yapılan pek çok plan da başarısızlığa uğradı. Moskova'daki önemli bir Parti toplantısında Stalin'i vurmakla görevlendirilen Troçkist bir terörist, toplantıya girmeyi başardı fakat Sovyet liderine silahını kullanacak kadar yaklaşamadı. Başka bir sefe¬rinde, teröristler, Stalin'e, Karadeniz kıyısından deniz motoru ile geçerken uzun menzilli tüfeklerle ateş ettiler, fakat kurşunlar isabet et¬medi. Terörist İvan Bakayev Stalin'i öldürme planlarından birinin başarısızlığa uğradığını bildirdiğinde Leo Kamenev, "yazık," dedi. "Gelecek sefer daha başarılı olacağımızı ümit edelim."5

5 Troçkist-Zinovyevci terörist merkezin iç atmosferi, "siyasi" görünümüne rağmen, New York'un Cinayet A.Ş. ve benzer şebekelerini anımsatıyordu. Eskiden Petrograd Sovyetinde Zinovyev'in siyasi yardımcısı olan Bakayev,
Troçki, gitgide daha fazla sabırsızlanıyordu. Rusya'daki taraftar¬larına yazdığı mektupların tonu, ani bir değişikliğe uğruyordu. Onları, "her zaman örgütsel hazırlık ve konuşmalarla uğraştıkları" ve "somut hiçbir şey" başaramadıkları için öfkeyle azarlıyordu. Troçki, terörist ey¬lemlerin örgütlenmesine yardım etmek ve bunları hızlandırmak için Sovyetler Birliği'ne kendi özel ajanlarını göndermeye başladı. Rus emi-gres ya da Alman Troçkisti olan bu ajanlar, Sovyet diplomatik servi-sindeki komplocular veya Alman Askeri İstihbaratı ya da Gestapo ta¬rafından verilen sahte pasaportlarla seyahat ediyorlardı.

Bu özel ajanların ilki Nathan Lurye adında bir Alman Troçkisti idi. Onu Troçki'nin iki adamı daha izledi. Konon Berman-Yurin ve Fritz David, nami diğer Ilya-David Kruglyanski. 1933 Martınta Troçki dördüncü ve beşinci ajanları gönderdi: Valentine Olberg ve Moissei Lurye, namı diğer Alexander Emel (Moissei Lurye'nin Nathan Lurye ile akrabalığı yoktu).
Nathan Lurye Berlin'den ayrılmadan önce ona Moskova'da o sırada Sovyetler Birliği tarafından işe alınmış bulunan Franz Weitz adlı bir Alman mimar ve mühendisinin yönetiminde çalışacağı talimatı verildi. Franz Weitz, Leon Troçki'nin taraftarlarından değildi. Weitz, Almanya Nasyonal Sosyalist Partisi üyesiydi. Nazi Gestaposu yöneticisi Hein¬rich Himmler'in gizli ajanı olarak Sovyetler Birliği'ne gönderilmişti. Himmler, Weitz'i Sovyetler Birliği'nde Troçkist-Zinovyevci terörist

terörist merkez gangsterlerinin disiplinini sağlamaktan sorumluydu. Zinovyev ona, örgüte ihanet edebilecek kişileri susturma görevi vermişti. 1934 orta¬larında Stalin'i öldürme girişimi, görevlendirilen katil Bogdan'ın cesaretini be¬lirleyici anda kaybetmesinden ötürü başarısızlığa uğrayınca, Bakayev, Bog-dan'ı susturmayı üzerine aldı. Bogdan'ı dairesinde ziyaret etti ve geceyi onunla geçirdi. Sabahleyin, Bakayev ayrıldığında, Bogdan kafasında bir kurşun ve ce¬sedinin yanında bir tabancayla oturma odasında ölü olarak yatıyordu. Odada, Bakayev'in onu yazmaya zorladığı bir mektup bulundu. Mektupta, Bogdan'ın, Troçki-Zinovyev muhalefetine Sovyet Hükümeti tarafından "zulmedilmesi" nedeniyle intihar ettiği yazılıydı.

Troçkist-Zinovyevci terörist merkez üyelerinden Isak Reingold sonradan, "hem Zinovyev hem de Kanıenev"in iktidarı aldıklarında Bakayev'i OGPU'da kilit bir göreve getirmeyi kararlaştırdıklarını açıkladı. Reingold, "OGPU meka¬nizmasından yararlanarak," diye ifade verdi, "izlerin örtülmesine, yalnız komp¬loyla bağlantısı olabilecek OGPU, İçişleri Halk Komiserliği çalışanlarını değil, Stalin'e ve en yakın yardımcılarına karşı yapılan terörist eylemlerin doğrudan faillerinin de ortadan kaldırılmasına, öldürülmelerine yardımcı ola¬caktı. Troçkist-Zinovyevci örgüt, Bakayev'in eliyle bu meseleye bulaşmış ken¬di faaliyetlerini, kendi öz gangsterlerini ortadan kaldıracaktı."

merkezle birlikte terörist ve casusluk operasyonları örgütlemekle görevlendirmişti.
Zinovyev'in taraftarlarından biri, bir Nazi ajanıyla bu doğrudan bağlantıyı sorguladığında, Zinovyev şu karşılığı verdi: "Bu seni neden rahatsız ediyor ki? Sen bir tarihçisin. Lasalle ve Bismarck olayını, La-salle'in Bismarcki devrimin çıkarlarına kullanmak istediğini bilirsin, peki bugün biz niye Himmler'den yararlanmayalım?"

Troçki'nin ajanları Konon Berman-Yurin ve Fritz David, Rus¬ya'ya gittikten çok kısa bir süre sonra Troçki'yle özel toplantılara çağrıldılar. Toplantılar, 1932 Kasımı sonunda Kopenhag'da yapıldı. Konon Berman-Yurin sonradan şunları söyledi:-

Onunla (Troçki) iki kez görüştüm. Önce beni geçmişteki çalışmalarım için övmeye başladı. Sonra Troçki Sovyet meselele¬rine geçti. Troçki dedi ki: "Esas sorun, Stalin sorunudur. Stalin fiziksel olarak yok edilmelidir." Öteki mücadele yöntemlerinin arük etkili olmadığını söyledi. Bu amaçla her şeye cesaret edebile¬cek, onun deyimiyle bu tarihsel görev için kendilerini feda etmeyi kabullenecek insanlara ihtiyaç olduğunu belirtti.

Konuşmamıza akşam devam ettik. Ona bireysel terörizmin, Marksizmle nasıl bağdaşabileceğini sordum. Troçki buna şöyle karşılık verdi: Sorunlar dogmatik bir tarzda ele alınamaz. Sovyet¬ler Birliği'nde Marxin öngöremeyeceği bir durumun doğduğunu ve Stalin'in yanısıra Kaganoviç ve Voroşilov'u da öldürmek ge¬rektiğini söyledi...

Konuşma sırasında odayı sinirli bir şekilde bir aşağı bir yu¬karı adımlıyor ve Stalin'den özel bir kinle söz ediyordu...
Stalin'e atılan kurşunun büyük bir meclisi çınlatması için, terör eyleminin eğer mümkünse Komintern'in bir plenumunda ya da kongresinde gerçekleşecek şekilde zamanlanması gerektiğini söyledi. Bunun Sovyetler Birliği'nin sınırlarının çok ötesinde dev yankılan olacaktı... Bu, dünya çapında öneme sahip tarihsel bir siyasal olay olacaktı.

Troçki, öteki ajanı Fritz David'e şöyle dedi: "Stalin'e karşı terör. Devrimci görev budur. Devrimci olanın eli titremez." Troçki Sovyetler Birliği'nde "artan hoşnutsuzluktan söz etti. David sordu, "Bu hoşnutsuzluğun Sovyeüer Briliği ile Japonlar arasındaki bir savaş du¬rumunda ortadan kalkacağını düşünüyor musunuz?" Troçki yanıtladı,

"Hayır, aksine, bu koşullarda, rejime düşman güçler birleşmeye ve bu hoşnutsuz kitlelerin önderliğini ele almaya, onları silahlandırmaya ve hakim bürokraüara karşı yöneltmeye çalışacaklardır."

Troçki-Zinovyevci terörist merkez, komplonun ilk önemli darbe¬sini Sovyet Hükümeti'ne indirecekti. İlk darbe, Leningrad Parti Sekre¬teri ve Stalin'in Sovyet Hükümeti'ndeki en yakın çalışma arka¬daşlarından biri olan Sergey Kirov'un öldürülmesiydi...

1934 Kasım başlarında Moskova'da bulunan Zinovyev, taraftarı Bakayev'i Leningrad'daki terörist hücrelerin örgütlenmesini denetle¬meye gönderdi.

Kirov'a defalarca yaklaşma girişiminde bulunan Leningradlı teröristler, Zinovyev'in elçisini karşılamaktan pek hoşnut olmadılar. Gangsterlerden biri Bakayev'e, "Demek Grigori Eveseyeviç (Zinovyev) bize güvenmiyor," dedi. "Ruh halimizi ve çalışmamızı denetlemek için buraya adamlar yolluyor. Eh, pek gururlandık sayılmaz!"

Bakayev, yedi teröristin katıldığı Leningrad terörist hücreler top¬lantısında son gelişmeleri öğrendi. Bakayev'e Kirov'un evinden Smolni Enstitüsü'ne giderken geçtiği yol boyunca sürekli bir gözcü konduğu bildirildi. Bakayev, esas suikasti gerçekleştirmek üzere seçilen kişiyle tanıştırıldı, bu adam, hesaplarındaki düzensizlik nedeniyle görevden alman ve genel olarak güvenilmez oluşundan dolayı da Konsomol'dan (Komünist gençlik örgütü) atılan solgun, ince, uzun, otuz yaşındaki muhasebeci Leonid Nikolayev'di.

Nikolayev, Bakayev'e, Kirpv'u ya evinin yakınında ya da Smolni Enstitüsü'nde varmayı planladığını söyledi. Daha önce Kirov'dan rande¬vu almaya çalıştığı fakat şimdiye dek başarılı olamadığını da ekledi.

Bakayev, Zinovyev'in Moskova'da kendisine verdiği talimatları tekrarladı: -

Temel görev, terörist çalışmayı bizim varlığımızın herhangi bir biçimde tehlikeye girmesini önleyecek tarzda örgütlemektir...
Sorgu sırasında esas olan, örgütle herhangi bir bağlantıyı ısrarla reddetmektir. Terörist faaliyetlerle suçlandığımız takdirde, bunu kesinlikle inkar etmeli ve terörün, Bolşeviklerin düşünceleriyle bağdaşmadığını savunmalısınız...

Zinovyev, Leningrad'daki gelişmelerden tatmin olmuştu. O da, Kamenev de, Kirov suikastinin yakında gerçekleşeceğinden emindiler. Bu eylemin Sovyet Hükümeti'ni kargaşaya sürükleyeceğine ve ülkenin her yanında Sovyet liderlerine karşı benzer eylemlerin yapılması için işaret olacağına inanıyorlardı. Kamenev, "Kafaların," diyordu, "yeniden büyümemek gibi bir özelliği vardır..."

1 Aralık 1934 günü, öğleden sonra saat 4.27'de Sergey Kirov, Smolni Enstitüsü'ndeki ofisinden ayrıldı. Merkez Komitesi'nin ekmek vesikası sistemini kaldıran kararı hakkında rapor vereceği odaya giden uzun mermer yollu koridorlardan aşağı doğru yürüdü. Kirov, yürürken koridordan bir adam fırladı, Kirov'un başının arkasına bir tabanca da¬yadı ve ateş etti.
Öğleden sonra saat4.30'da Sergey Kirov öldü.

Katil Leonid Nikolayev'di. Kaçmaya ve sonra da tabancayı kendi¬sine çevirmeye çalıştı fakat ikisini de yapamadan yakalandı.

28 Aralık 1934'te Leonid Nikolayev, SSCB Yüksek Mahkemesi Askeri Collegium'unda duruşmaya çıkarıldı. Nikolayev ifadesinde, "Ki-rov'u vururken," dedi, "şöyle düşünmüyordum: Kurşunumuz ülke içerisinde Sovyetler Birliği Komünist Partisi'ne ve Sovyet Hüküme-ti'ne karşı bir paüamanm, bir isyanın işareti olmalıydı."

Askeri Collegium Nikolayev'i kurşuna dizilmeye mahkum etti. 6
Nikolayev, Zinovyev, Kamenev ve Troçkist-Zinovyevci terörist merkezin öteki liderlerinin, Kirov'u öldürme planına doğrudan doğruya bulaşmış olduklarını açıklamadı.

Fakat Sovyet Hükümeti için, suikastin arkasındaki dikkatli plan¬lama ve hazırlığın, Nikolayev'in terörist grubununkinden çok daha ayrıntılı ve tehlikeli bir örgütün varlığını gerektirdiği açıktı. Bolşevik Partisi Leningrad olayını araştırmak için özel bir müfettiş atadı. Bu kişi, Parti Merkez Komitesi Üyesi ve Denetim Komisyonu Başkanı N.I. Yezhov'du.

6 Kirov'un öldürülmesi, sağcılar ve Troçkistlerin yanısıra Rus faşistleri tarafından da coşkuyla karşılandı. Eski Çarlık subayı ve Birleşik Devletler'de Japon ajanı "Kont" Anastaşe Vonsiatski, 1935 Martında, Thompson, Connecticut, ABD'de yayınlanan Faşist adlı gazetesinde şunları yazıyordu: "Kirov'un işi bitti, ikinci kursun Slalin'e yönelmeli - ayaklanmanın işareti... Kardeşimiz Nikolayev'in kurşunlanmasının sesi yüksek değildi ama dünyanın her yanında yankılandı... Rus halkı, Nikolayev'in mezarı önünde şapkanı çıkar... Yaşasın ölümsüz kahra¬man Nikolayev!" Vonsiatski ve Beyaz Rus faşizmine ilişkin daha fazla ayrıntı için bakınız Yirmi üçüncü Bölüm.

Nikolayev'in yargılanmasından iki hafta sonra, Grigori Zinovyev. Leo Kamenev ve aralarında Bakayev'in de bulunduğu meşhur ortak¬lanndarrpek çoğu, Kirov'un öldürülmesine suç ortaklığı iddiasıyla Le¬ningrad mahkemesinin karşısına çıktılar. Zinovyev ve Kamenev, mah¬keme boyunca, önceden planlanmış bir rota izlediler. Sovyet Hükümeti'nin kendi soruşturmasıyla bulamadığı hiçbir şeyi kabul et¬meyip, yoğun bir pişmanlık gösterisi yaptılar ve içinde bulundukları siyasal muhalefet faaliyetlerinin, "anü-Sovyet faaliyetler"e yol açacak "bir ortam yaratmış olduğunu" itiraf ettiler. Siyasal muhalefetin "Mos¬kova Merkezi" liderleri olduklarını söylediler ve suçun kaynaklandığı kışkırtıcı siyasal hareketin başında oldukları için Kirov'un öldürülmesinin "manevi sorumluluğu'nu kabul ettiler. Fakat, Kirov'u öldürme planına ilişkin önceden bilgi sahibi olduklarını hararetle inkar ettiler.

"Ben lider olduğumu hissetmeye alışkınım," dedi Zinovyev, "ve bundan da, söylemeye gerek kalmaksızın benim her şeyi bilmem ge¬rektiği sonucu çıkıyor... Bu insafsız cinayet bütün geçmiş o Parti aleyhtarı mücadele üzerine öylesine uğursuz bir ışık tutuyor ki, Parti¬nin, işlenen cinayette eski Parti aleyhtarı Zinovyev grubunun siyasi sorumluluğundan söz etmekte kesinlikle haklı olduğunu kabul ediyo¬rum."

Kamenev de aynı rolü oynadı. "Dönek tabiatlı olmadığımı söylemeliyim, ama hiçbir zaman silahlı mücadeleye itibar etmedim" dedi. "Hep, Merkez Komitesi'nin bizimle pazarlık yapmak zorunda ka¬lacağı bir durumun doğmasını, kımıldayıp bize de yer açmasını bekle¬mişimdir..."

Hile başarılı oldu. Duruşmada, Zinovyev ve Kamenev'in Kirov'u öldürme planına doğrudan katıldıkları kamtlanamadr. Bunun yerine, yalnızca anti-Sovyet kışkırtıcı faaliyetler yürütmekten suçlu bulundu¬lar. Mahkame kararında şöyle deniyordu: -
Mahkeme, Moskova merkezi üyelerinin eylemlerini, Yoldaş S.M. Kirov'un 1 Aralık 1934 tarihinde öldürülmesi ile bağlantılı olarak değerlendirmek için gerekli delilleri ortaya çıkaramamakla birlikte, yargılama sonucunda karşı-devrimci Moskova merkezi üyelerinin Leningrad grubunun terörist duygularından haberdar olduğunu ve bu duyguları alevlendirdiğini kesinlikle kanıtla¬mışaKomplocu faaliyetleri nedeniyle Zinovyev on yıl, Kamenev beş yıl hapse mahkum edildi.

Mahkeme ancak komplonun cilasını kazıyabilmişti. Leningrad duruşmasının aydınlatamadığı pek çok gerçek arasında belki de en tuhafları şunlardı:-

Zinovyev'le Kamenev tutuklandığı zaman, onları NKVD merkezine Sovyet Gizli Polisi'nin dört ajanı getirmişti.7 Bu ajan¬lar, NKVD Gizli Polis Dairesi Şefi Molçanov, Operasyonlar Dai¬resi Şefi Pauker; Operasyonlar Dairesi Şef Yardımcısı Voloviç ve NKVD Başkan Yardımcısı Bulanov'du.

Dört NKVD ajanı, Zinovyev'le Kamenev'i tutuklarken, alışılmamış bir tarzda hareket ettiler. Sanıkların dairelerinde suç unsuru malzeme için arama yapmamakla kalmadılar; aslında Zi-novyev ve Kamenev'e bazı suç unsuru belgeleri yok etmeleri için izin verdiler...

Bu dört NKVD ajanının sicilleri daha da ilginçti.

Molçanov ve Bulanov, Troçkist-Sağcı komplo aygıtının giz¬li üyeleriydiler.
Pauker ve Voloviç Alman ajanıydı.

7 1934 yılı sonunda, SSCB'deki iç güvenlik sorunlarından sorumlu acente olarak OGPU'nun yerini NKVD (Kamu Güvenliği Bölümü) aldı.
Bu adamlar, tutuklamaları yapmaları için NKVD Başkanı Henri G.Yagoda tarafından özel olarak seçilmişlerdi.
Blogger tarafından desteklenmektedir.