Header Ads

Header ADS

BEŞİNCİ KOLUN DOĞUŞU 1. Troçki Elbe'de


ONALTINCI BOLUM
BEŞİNCİ KOLUN DOĞUŞU 1. Troçki Elbe'de
13 Şubat 1929'da Leon Troçki İstanbul'a geldi. Gelişi itibardan düşmüş bir siyasi sürgün gibi olmadı. Ziyarete gelmiş bir hükümdar gibiydi. Varışı dünya basınının manşetlerine girdi. Yabancı muhabir¬ler, onu rıhtıma getiren özel motorbotu karşılamak için bekleştiler. Troçki, onları bir kenara iterek, şoförlüğünü kişisel muhafızlarından birinin yaptığı, beklemekte olan bir otomobile doğru yürüdü ve hızla, şehir içinde, gelişinden önce hazırlanmış olan kişisel konutuna götürüldü.

Türkiye'de siyasi fırtına patlak verdi. Sovyet yanlısı sözcüler Troçki'nin sınırdışı edilmesini istediler; Sovyet aleyhtarı sözcüler ise onu Sovyet rejiminin düşmanı olarak selamladılar. Türk Hükümeti kararsız görünüyordu. Troçki'nin Türkiye'de', Sovyet sınırının yakınında bir yerlerde bulundurulması için diplomatik baskı yapıldığı söylentileri vardı. Sonunda uzlaşmaya varıldı. Türkiye'de kalacak ama Türkiye'nin içinde olmayacaktı. Sürgün "Kızıl Napolyon"a Türkiye'nin adası Prinkipo'da bir sığınak verilecekti. Birkaç hafta son¬ra, Troçki, karısı, oğlu ve birkaç kişisel muhafızı oraya taşındılar...


Woodrow Wilsonin bir müttefik-Sovyet barış konferansını yap¬mayı düşlediği güzel Marmara adası Prinkipo'da, Troçki, başyardımcısı ve ikinci komutanı olan oğlu Leon Sedov'la birlikte yeni siyasi karar¬gahını kurdu. Troçki^ sonraları, "Prinkipo'da bulunduğum sırada, değişik ülkelere mensup genç meslektaşlardan oluşan bir grup, oğlumla yakın işbirliği içine girdi," diye yazıyordu. Troçki'nin yaşadığı küçük evi tuhaf, telaşlı bir gizem ve entrika havası sarmıştı. Ev, dışardaki polis köpekleri ve silahlı muhafızlar tarafından korunu¬yordu. Evin içi, Troçki'ye Prinkipo'da katılmış olan, Rusya'dan, Al¬manya'dan, İspanya ve öteki ülkelerden gelme radikal maceraperestlerle dolup taşıyordu. Troçki onları "sekreterlerim" diye çağınyordu. Bunlar, Troçki'nin yeni muhafız grubunu oluşturuyorlardı. Eve sürekli bir zi¬yaretçi akını vardı; anti-Sovyet propagandacılar, politikacılar, gazete¬ciler, sürgüne ilah gibi tapanlar ve müstakbel "dünya devrimcileri." Troçki uluslararası komünist ve sosyalist hareketlerin dönekleri ile özel toplantılar yaparken, muhafızları da kütüphanenin kapısının önünde duruyorlardı. Zaman zaman istihbarat servislerinin ajanları ve öteki esrarengiz kişiler Troçki'yle görüşmek için gizli ziyaretler yapıyorlardı.'

Önceleri, Troçki'nin Prinkipo'daki silahlı muhafızlarının başı, Troçki'yi ta bindokuzyüz yirmilerin başından beri köpeksi bir sadakada izlemiş olan Sosyalist Devrimci katil Blumkin'di. 1930 sonlarında Troçki onu özel bir görevle Sovyet Rusya'ya gönderdi. Blumkin Sov¬yet polisi tarafından yakalandı, mahkemeye çıkarıldı. SSCB'ye silah kaçırmak ve anti-Sovyet propaganda yapmaktan suçlu bulundu ve-kurşuna dizildi. Sonradan, Troçki'nin muhafızlığına bir Fransız, Ray¬mond Molinierve bir Amerikalı, Sheldon Harte başkanlık etti.

Troçki, geçici olarak sürgünde bulunan "büyük devrimci" ününü korumaya titizlikle dikkat gösterdi. Elli yaşındaydı. Tıknaz, hafif kam¬bur vücudu, şişman ve gevşek bir hal alıyordu. Ünlü fırça gibi siyah saçları ve küçük, sivri sakalı kırlaşmıştı. Fakat hareketleri hâlâ hızlı ve sabırsızdı. Sivri burnunun üzerinde parlayan her zamanki kıskaç gözlüğünün ardındaki kara gözleri, karanlık, değişken yüz hatlarına, tu¬haf bir hainlik ifadesi veriyordu. "Mefistovari" fizyonomisi pek çok gözlemciyi itiyordu. Ötekilerse Troçki'nin sesinde ve gözlerinde nere¬deyse ipnotize edici bir çekicilik buluyorlardı.

Troçki, ününü Sovyet Rusya dışında sürdürme işinde hiçbir şeyi şansa bırakmıyordu. Fransız anarşisti Proudhon'un sözlerinden alıntı yapmaktan hoşlanırdı: "Kâder-gülerim ben ona ve insanlara gelince, onlar da canımı sıkamayacak kadar cahil, bir o kadar kökleşmiş du¬rumdalar." Fakat önemli ziyaretçilerle görüşmeyi kabul etmeden önce, Troçki, rolünü dikkatle prova ediyor ve hatta yatak odasındaki bir ay¬nanın önünde uygun mimikler üzerine çalışıyordu. Prinkipo'yu ziyaret eden gazeteciler, makalelerini yayınlanmadan önce Troçki'ye gözden geçirmesi için vermek zorundaydılar. Troçki, konuşmalarında sonu gel¬mez bir dogmatik iddia ve anti-Sovyet hareketler döküp saçar, bir kitle hatibinin teatral yoğunlaşması ile her cümle ye mimiği vurgulardı.

Liberal Alman yazarı, Emil Ludwig, Troçki'yle, Prinkipo'ya yerleşmesinden hemen sonra bir görüşme yapü. Troçki iyimser bir ruh hali içerisindeydi. Ludwige, Rusya'nın bunalımla karşı karşıya bulun¬duğunu; Beş Yıllık Planın başarısız olduğunu, işsizlik, ekonomik ve sınai felaket yaşanacağını, tarımdaki kolektifleştirme programının so¬nurum geldiğini, Stalin'in ülkeyi felakete sürüklediğini, muhalefetin geliştiğini anlattı...

Ludwig, "Rusya'da ne kadar taraftarınız var?" diye sordu.
Troçki aniden tedbirli bir havaya büründü. Tombul, beyaz, ma-nikürklü elini salladı "Tahmin etmek zor-" Ludvig'e taraftarlarının, "dağınık" durumda bulunduğunu, yeraltında çalıştıklarım söyledi.

"Tekrar ne zaman legale çıkmayı düşünüyorsunuz?"

Troçki buna biraz düşündükten sonra şu karşılığı verdi: "Dışarıdan bir fırsat sunulduğunda. Belki bir savaş ya da Avrupa'nın yeni bir müdahalesi-hükümetin zayıflığı itici güç görevi görünce!"

1 Dünya anti-Sovyet kampanyasının her aşamasıyla hâlâ tutkuyla ilgilenmekte olan Winston Churchill, Prinkipo'daki sürgünle ilgili özel bir inceleme yaptı. 1944'te Churchill, "Troçki'den hiç hoşlanmadım," diyordu. Fakat Troçki'nin komploculuk cüreti, hitabet yeteneği ve şeytani enerjisi, Churchill'in maceracı mizacına hitap edi¬yordu. Churchill, Büyük Çağdaşlar'da, Troçki'nin Sovyet toprak¬larından ayrıldığı andan itibaren başlayan uluslararası komplosunun tüm amacını özeüeyerek şunları yazıyordu:--
Troçki... Avrupa'nın yeraltı dünyasını Rus Ordusunu devir¬mek için bir araya getirmeye çalışıyor.

Ayrıca, bu sıralarda, Amerikalı dış muhabir John Gunther, Troçki'nin Prinkipo'daki karargahını ziyaret etti. Troçki'yle ve Troçki'nin bazı Rus ve Avrupalı dostlarıyla görüştü. Gunther'in bekle¬diğinin aksine, Troçki mağlup bir sürgün gibi davranmıyordu. Daha çok, iktidardaki bir kral ya da diktatör gibi hareket ediyordu. Gunther, Elbe'deki -dramatik dönüşünden ve Yüz Gün'den hemen önceki-Napolyon'u düşündü. Gunther, şöyle yazıyordu:-

Avrupa'nın hemen her yanında Troçkist bir hareket geliş¬mektedir. Her ülkede Troçkist ajitatörlerden oluşan bir çekirdek vardır. Emirleri doğrudan Prinkipo'dan alıyorlar. Çeşitli gruplar arasında, yayınlan ve bildirileri, ama en çok özel mektupları yo¬luyla bir tür haberleşme vardır. Ayrı ayrt merkez komiteler, Ber¬lin'deki uluslararası karargaha bağlıdırlar.

Gunther, Troçki'nin ağzından Dördüncü Enternasyonal ve onun ^ tam olarak neleri savunduğu ve yaptığı konusunda laf almaya çalıştı. Troçki'nin bu konuda ağzı sıkıydı. Coşkulu bir anında, Gunther'e, giz¬li belgelerin içine saklanıp taşındığı bazı "boş kitaplar'i gösterdi. An-dreas Nin'in İspanya'daki faaliyetlerini övdü.1 Birleşik Devletler'de de taraftarları ve nüfuzlu sempatizanları vardı. Fransa, Norveç ve Çekoslovakya'da kurulmakta olan Troçkist hücrelerden sözetti. Gunth-er'e bunların faaliyetlerinin "yan legal" olduğunu söyledi...

Gunther, Troçki, "Rusya'yı en azından bir süre için kaybetmiştir. Ona on ya da yirmi yıl içinde tekrar kazanamayacağını kimse söyleyemez," diye yazdı. Troçki'nin baş hedefi, "dayanmak, Rusya'da Stalin'in düşüşünü beklemek ve bu sırada da, yurtdışındaki anti-komünist örgütünü durmaksızın mükemmelleştirmek için en ufak enerjiyi dahi kendi yoluna çekmek"ti.
Gunther sonuç olarak, Troçki'yi "hemen Rusya'ya döndürecek" ancak "bir tek şey" olduğu kanısına varıyordu.
Bu tek şey "Stalin'in ölümü" idi.

Troçki 1930-1931'de Prinkipo'dan, kısa sürede her ülkeye nüfuz eden olağanüstü bir anti-Sovyet propaganda başlattı. Bu, tamamıyla yeni türden, geçmişte anti-Bolşevik haçlılar tarafından tasarlanmış olan her şeyden son derece daha ince ve kafa karıştırıcı bir anti-Sovyet propa-gandaydı.

Zaman değişmişti. Büyük krizden sonra, bütün dünya, bu denli sefalet ve, acı getirmiş olan geçmişin yöntemlerine artık dönmek is¬tememesi anlamında devrimci bir kafaya sahipti. İtalya'da.ilk faşist karşı-devrim, eski Sosyalist Parti kurucusu Benito Mussolini ta¬rafından "İtalyan Devrimi" diye lanse edilmişti. Almanya'da Naziler, hem anti-Bolşevik gericiliği saflarına alarak hem de Alman işçi ve köylüleri arasında "Nasyonal Sosyalistler" kisvesine bürünerek kitle tabanı kazanıyorlardı. Troçki, daha 1903'te, Lenin'in "ona hiçbir so¬rumluluk yüklemeyen ultra devrimci sloganlar" dediği propaganda aracında ustalaşmıştı.
1 Nin'in ispanya'daki Faşist Beşinci Kolla deha sonraki ilişkileri için bakınız sayfa 268'deki dipnot.

Şimdi ise, Troçki, dünya ölçeğinde, başlangıçta Lenin'e ve Bolşevik Parti'ye karşı kullandığı propaganda tekniğini geliştirmeye devam ediyordu. Troçki, sayısız aşırı solcu ve aşın radikal söylemli makaleler, kitaplar, broşür ve konuşmalarda, Sovyet rejimine saldırmaya ve onun şiddet yoluyla devrilmesi çağrısında bulunmaya başladı-devrimci olduğu için değil; onun sözcükleriyle "karşı-devrimci" ve "gerici" olduğu için.

Eski anti-Bolşevik haçlıların çoğu, eski Çarlık yanlısı ve açık karşı devrimci propaganda çizgilerini aniden terkettilér ve Rus devrimine "Soldan" saldırma şeklindeki yeni, elverişli Troçkist aracı benimsedi¬ler. Sonraki yıllarda, Jozef Stalin'i "devrime ihanet" le suçlamak, bir Lord Rthermere ya da bir William Randolph Hearst için kabul edilir bir şey haline geldi...

Troçki'nin uluslararası karşı-devrime bu yeni anti-Sovyet çizgiyi tanıtmak için ilk önemli propaganda çalışması, melodramvari, yarı uy¬durma otobiyografisi Hayatım'dı. Önce Avrupa ve Amerikan gazetele¬rinde Troçki'nin yazdığı bir dizi anti-Sovyet makale şeklinde yayınlanan kitabın amacı, Stalin'i ve Sovyeüer Birliği'ni kötülemek, Troçkist hareketin prestijini arttırmak ve Troçki'nin "dünya devrimci¬si" mitini desteklemekti. Troçki, kendini, Hayatım 'da Rus devriminin gerçek ilham vericisi ve örgütçüsü, Rus lideri olarak haklı yerinden "hilekar", "bayağı" ve "Asyalı" muhalifleri tarafından her nasılsa uzak¬laştırılmış biri olarak tanımlıyordu.

Anti-Sovyet ajanlar ve yayıncılar, Troçki'nin kitabını tantanalı bir biçimde hemen, Rus devriminin "içyüzünün hikayesi"ni anlattığı söylenen dünya çapında bir sansasyonel best-seller haline getirdiler.

Adolf Hitler, Troçki'nin otobiyografisini çıkar çıkmaz okudu. Hit-ler'in biyograficisi Konrad Heiden, Der Fuehrer adlı kitabında, Nazi li¬derinin 1930'da bir grup arkadaşını, Troçki'nin kitabını kendinden geçerek övmeye başlayıp nasıl şaşırttığını anlatır. Hitler, Troçki'nin Hayatım'ım taraftarlarına doğru sallayarak, "Harika!" diye bağırdı. "On¬dan çok şey öğrendim, siz de öğrenebilirsiniz! "
Troçki'nin kitabı, hemen anti-Sovyet İstihbarat Servisinin ders ki¬tabı oldu. Sovyet rejimine karşı temel propaganda kılavuzu olarak ka¬bul edildi. Japon gizli polisi, tutuklu Japon ve Çin komünistlerinin moralini bozmak ve onları Sovyet Rusya'nın Çin devrimine ve uğrunda savaştıkları davaya ihanet ettiğine inandırmak için, bu kitabı okumalarını zorunlu tutuyordu. Gestapo da kitaptan aynı şekilde yarar¬lanıyordu...

Hayatım, Troçki'nin büyük anti-Sovyet propaganda kampanyasında ancak ilk darbe idi. Onu takip eden İhanete Uğrayan Devrim, Sovyet Ekonomisi Tehlikede, Beş-Yıllık Planın İflası, Stalin ve Çin Devrimi,
S talin Sahtekarlık Okulu ve öteki sayısız anti-Sovyet kitap, broşür ve makale, önce Avrupa ve Amerika'daki gerici gazetelerin gösterişli manşetlerine çıktılar. Troçki'nin "Büro"su, anti-Sovyet dünya basını için Rusya'yla ilgili sürekli, akın halinde "ifşaatlar", "teşhirler" ve "içyüzünün hikayesi" sağlıyordu.

Troçki, Sovyetler Birliği'nde dağıtılmak üzere resmi Muhalefet Bülteni'm çıkarıyordu. Yurtdışında, önce Türkiye'de, sonra Almanya, Fransa, Norveç ve diğer ülkelerde basılan ve gizli Troçkist kuryelerce Rusya'ya kaçak sokulan Bülten, Sovyet kitlelerine ulaşmayı amaçlamıyordu. Bir zamanlar Troçki'yi izlemiş veya onun etkisine gir¬mesi mümkün görülen diplomatlara, devlet memurlarına, ordu men¬suplarına ve aydınlara yönelikti. Bülten'ds ayrıca, Rusya içindeki ve yurtdışındaki Troçkistlerin propaganda çalışmaları için direktifler de yer alıyordu. Bülten sürekli olarak Sovyet rejiminin yaklaşan felaketine ilişkin korkunç tablolar çizerek, sınai krizler, yeni bir iç savaş ve Kızıl Ordu'nun ilk yabancı saldırısında çökeceği kehanetinde bulunuyordu. Bülten, inşa döneminin aşırı gerginlik ve zorluklarının, istikrarsız, hayal kırıklığına uğramış ve hoşnutsuz unsurların kafasında uyan¬dırdığı tüm kuşku ve endişelerden ustalıkla yararlanıyordu. Bülten, bu unsurları, açıkça, Sovyet Hükümeti'ni zayıflatmaya ve ona karşı şiddet eylemlerinde bulunmaya çağınyord u.

İşte, Troçki'nin SSCB'den smırdışı edilişinden sonraki yıllarda dünyanın her yanma yaydığı, Sovyet rejiminin şiddet yoluyla yıkılması çağrılarının ve anti-Sovyet propagandanın tipik bazı örnekleri:—

Mevcut önderliğin, Stalin'iri küçük grubunun politikası, ülkeyi son hızla tehlikeli lzrizlere ve çöküntüye götürüyor. Sov¬yetler Birliği Komünist Partisi Üyelerine Mektup, Mart 1930,
Sovyet ekonomisinin yaklaşan krizi, kaçınılmaz olarak ve pek yakın gelecekte, (sosyalizmin tek ülkede inşa edilebileceği) tatlı efsanesini yok edecek ve kuşkumuz yok ki, pek çok can kaybına neden olacaktır... (Sovyet) ekonomisi maddi rezervlere sahip olmaksızın ve hesapsız kitapsız işlemektedir... denetimsiz bürokrasi, prestijini daha sonraki hataların birikimine bağlamış¬tır... (Sovyeüer Birliği'nde) yaklaşan krizin, işletmelerin zorunlu olarak kapatılması ve işsizlik gibi bir dizi sonucu olacaktır. -Sovyet Ekonomisi Tehlikede, 1932.

(Sovyetler Birliği'ndeki) aç işçiler, partinin politikalarından hoşnutsuzdurlar. Parti, önderlikten hoşnutsuzdur. Köylülük, sa¬nayileşmeden, kolektifleştirmeden, şehirden hoşnutsuzdur, -Militant'âaki (A.B.D) makale, 4 Şubat 1933.

İç ya da dış ilk sosyal şok, atomize Sovyet toplumunu iç savaşa sokabilir. -Sovyetler Birliği ve Dördüncü Enternasyonal, 1933.
Stalin bürokrasisinin, bir Parti ya da Sovyet kongresiyle değiştirilebileceğini düşünmek çocukluk olacaktır. Hakim kliğin görevden alınabilmesi için normal, anayasal yollar artık yoktur... İktidarı proleter öncüye devretmeye ancak ZOR yoluyla zorlana¬bilirler. -Muhalefet,Bülteni, Ekim 1933.
Siyasi krizler, yaklaşmakta olan genel krize doğru gitmekte¬dir. -Kirov Suikasti, 1935.
Parti içinde, Stalin kendisini bütün eleştirilerin ve devletin üzerinde tutmaktadır. Onu, suikast dışında bir yolla düşürmek ola¬naksızdır. Her muhalif ipsofacto* bir terörist olmaktadır. -William Randolph Hearst'ün New York Evening Journal'mdaki röportajdaki açıklama, 2$ Ocak 1937.

Sovyetler Birliği'nin gelecek büyük savaştan yenilgisiz çıkacağını tahmin edebilir miyiz? Bu dürüstçe konulmuş soruya, aynı dürüsüükle yanıt vereceğiz: Savaş sadece savaş olarak kaldığı takdirde Sovyetler Birliği'nin yenilgisi kaçınılmaz olacaktır. Em¬peryalizm, teknik, ekonomik ve askeri anlamda, karşılaştırılama¬yacak kadar güçlüdür. Batıda Devrim tarafından felce uğratılmadığı takdirde, emperyalizm mevcut rejimi silip süpürecektir. -American Mercury'deki makale, Mart 1937.
Yeni savaş yeni bir-devrime neden olmadığı takdirde, Sov-yeüer Birliği'nin yenilgisi kaçınılmazdır... Teorik olarak devrim-siz bir savaş düşünürsek, Sovyetler Birliği'nin yenilgisi kaçınılmazdır. -Meksika'daki Duruşmada ifade, Nisan 1937,

2. Berlin'de Randevu
* fiilen -ç.n.
Troçki'nin Sovyet topraklarını terkettiği andan itibaren, yabancı istihbarat servisi ajanları, onunla görüşmek ve onun uluslararası anti-Sovyet örgütünden yararlanmaya çalışmışlardı. Polonya Defensiva'sı,
İtalyan Faşist Ovra'sı, Fin Askeri İstihbaratı, Romanya, Yugoslavya ve Macaristan'daki anti-Sovyet gizli servisleri yöneten Beyaz Rus émi¬grés ve İngiliz İstihbarat Servisi ve Fransız Deuxième Bureau'daki ge¬rici unsurların hepsi, kendi amaçları için, "Rusya'nın Bir Numaralı Halk Düşmanı" ile temas kurmaya hazırdılar. Para, yardımcılar, bir ca¬susluk ağı ve kurye servisleri, uluslararası anti-Sovyet propaganda faa¬liyetlerinin sürdürülmesi ve yaygınlaştırılması ve Sovyet Rusya içerisindeki komplo aygıtının desteklenmesi ve yeniden örgütlenmesi için Troçki'nin emrine amadeydi.

Hepsinden önemlisi de, Troçki'nin, Albay Walther Nicolaiin ko¬mutasında zaten Heinrich Himmler'in gelişen Gestapo'su ile işbirliği yapmakta olan Alman Askeri İstihbaratı (Section 11 IB) ile artan yakınlığıdır...

1930'a dek Troçki'nin ajanı Krestinski, Troçkisüer tarafından Al¬man Askeri İstihbaratı'na verilen casusluk bilgileri karşılığında, Sov¬yet Rusya'daki Troçkist faaliyetleri finanse etmek üzere Alman Reichs-wehrs'inden yaklaşık 2.000.000 altın mark almıştı. Krestinski sonradan açıkladı:--

1923'den başlayarak 1930'a dek yılda altın olarak 250.000 Alman markı, yaklaşıl«£.0(X).0()0 altın mark aldık. 1927 yılı so¬nuna dek bu anlaşmanın koşulları esas olarak Moskova'da yerine getirildi. Bundan sonra, 1927 sonundan hemen hemen 1928 sonu¬na dek, yaklaşık 10 aylık bir süreç boyunca, parada kesinti oldu, çünkü Troçkizm ezildikten sonra ben tecrit olmuş durumdaydım. Troçki'nin planlarını bilmiyordum, ondan hiç bilgi ya da talimat almadım... Bu, 1928 Ekiminde, o sırada Alma Ata'da sürgünde bulunan Troçki'den bir mektup almama dek sürdü... Mektupta, Troçki'nin, Almanlardan alacağım parayı onun önerisine göre Maslov'a ya da Troçki'nin Fransız dostlarına yani Roemer, Made¬line Paz ve ötekilere vermeme ilişkin talimatları vardı. General Seeckt'le temasa geçtim. O sırada istifa etmişti ve hiçbir görevde bulunmuyordu. Konuyu Hàmmerstein'la görüşmeyi ve parayı al¬mayı teklif etti. Parayı aldı. Hammerstein o zaman Reichswehr Genelkurmay Başkanıydı ve 1930'da Reichswehr Başkomutanı oldu.

1930'da Krestinski, Dışişleri Komiser Yardımcılığına atandı ve ı^r!:ı'den Moskova'ya gönderildi. Almanya'dan alınması, o sırada Na¬zizmin iktidara gelişinin sonucu olarak Reichswehr içerisinde devam eden iç krizle birleşince, Alman parasının Troçki'ye akışı geçici olarak yine durdu. Fakat Troçki zaten Alman Askeri istihbaratı ile yeni, daha kapsamlı bir anlaşmaya girmek üzereydi.
1931 Şubatında Troçki'nin oğlu Leon Sedov, Berlin'de bir daire kiraladı. Pasaportuna göre Sedov Almanya'da "öğrenci" olarak bulu¬nuyordu; görünüşte Berlin'e de bir "Alman bilim enstitüsü"ne girmek üzere gelmişti. Fakat Sedov'un o yıl Alman başkentinde bulunmasının daha acil nedenleri vardı...

Birkaç ay önce Troçki, Almanya: Uluslararası Durumun Anahtarı başlıklı bir broşür yazmışü. Reichstag'a yüzyetmiş Nazi milletvekili seçilmişti. Nazi Partisi 6.400.000 oy almıştı. Sedov Berlin'e gel¬diğinde, Alman başkentinin üzerinde hummalı bir beklenti ve gerilim havası hakimdi. Kahverengi yıldırım tugayları "Horst Wessel"i söyleyip Berlin caddelerinde resmi geçit yapıyor, Yahudilerin dükkanlarını yıkıyor, liberallerin, işçilerin ev ve kulüplerini basıyorlardı. Naziler kendilerinden emindi. Adolf Hitler, Völkischer Beobachter'in sayfalarında, "Hayatımda hiçbir zaman o günlerdeki kadar iyi ve ruhen hoşnut olmamıştım," diye yazıyordu.

Almanya, resmi olarak hâlâ bir demokrasiydi. Almanya'yla Sov¬yet Rusya arasındaki ticaret en üst noktasındaydı. Sovyet Hükümeti Alman firmalarından makine alıyordu. Alman teknisyenleri, Sovyet madencilik ve elektrifikasyon projelerinde büyük işler alıyorlardı. Sov¬yet mühendisler Almanya'yı ziyaret ediyorlardı. Sovyet ticari temsilci¬leri, müşteri ve ticari ajanları, Beş Yıllık Planla bağıntılı görevlerle Moskova ile Berlin arasında mekik dokuyorlardı. Bu Sovyet vatan¬daşlarından bazıları, Troçki'nin izleyicileri ya da eski taraftarları idi.

Sedov, Berlin'de babasının temsilcisi olarak komplocu görevler amacıyla bulunuyordu.

Troçki, sonradan, Leon Sedov: Oğul-Dost-Savaşçı adlı broşüründe, "Leon, her zaman tetikte," diye yazıyordu, "Rusya'yla bağlantı yolu bulmak için hırsla uğraşıyor, dönen turistlerin, yurtdışına gönderilmiş Sovyet öğrencilerin, ya da yabancı temsilcilik¬lerdeki sempatizan memurların peşine düşüyordu." Sedov'un Ber¬lin'deki ana görevi, muhalefetin eski üyeleriyle temas kurmak, Troçki'nin talimaüannı onlara iletmek ve önemli mesajları onlardan alıp babasına vermekti. Troçki, "Habercisini tehlikeye atmaktan kaçınmak" ve "GPU casuslarını atlatmak" için, diye yazıyordu, "Se-dov, saatlerce Berlin sokaklarında koşturuyordu."

Bazı önemli Troçkistler, Sovyet Dış Ticaret Komisyonu'nda mev¬ki elde etmeyi başarmışlardı. Bunlardan biri de, bir zamanların Kızıl Ordu Subayı ve Troçki'nin muhafızlarının eskiden önde gelen üyelerinden olan îvan N. Smirnov'du. Smirnov, sürgünde geçirdiği kısa bir dönemden sonra, öteki Troçkistlerin stratejisini izlemiş, Troçki'yi suçlamış ve Bolşevik Parti'ye yeniden kabulünü talep etmişti. Mesleği mühendislik olan Smirnov, kısa sürede ulaştırma sa¬nayiinde önemsiz bir görev elde etti. 1931 başında Smirnov, Berlin'e gitmekte olan bir ticaret komisyonunda danışman mühendisliğe atandı.

Ivan Smirnov'la, Berlin'e gelişinden hemen sonra Leon Sedov ta-* rafından temas kuruldu. Sedov'un dairesindeki ve sapa banliyö birahane ve cafelerindeki gizli toplantılarda Smirnov, Troçki'nin, Alman Askeri îstihbaratı'nın ajanlarıyla işbirliği içinde gizli muhalefetin yeniden örgütlenmesi planlarını öğrendi.

Sedov, Smirnov'a, bundan böyle Sovyet rejimine karşı mücadelenin, topyekun saldırı niteliğini kazanacağını söyledi. Troçkisüerle, Buharinciler, Zinovyevciler, Menşevikler, Sosyalist Devrimciler ve bütün öteki anti-Sovyet grup ve hizipler arasındaki eski düşmanlıklar ve siyasi ayrılıkların unutulması gerekiyordu. Birleşik bir muhalefet oluşturulmalıydı, ikinci olarak mücadele bundan sonra militan bir karaktere bürünmeliydi. Sovyet rejimine karşı ülke çapında bir terörizm ve sabotaj kampanyasına girişilmeliydi. Bunun, bütün ayrıntılarıyla tasarlanması gerekiyordu, muhalefet, yaygın ve dikkatle eşzamanlı bir biçimde indirilecek darbelerle, Sovyet Hükümetini umutsuz bir kargaşa ve moral bozukluğu içerisine düşüre¬bilirdi. O zaman muhalefet iktidarı alırdı.
Smirnov'un acil görevi, Troçki'nin yeraltı çalışmasının yeniden örgütlenmesine, terörizm ve sabotaj hazırlıklarına ilişkin talimatlarını, muhalefetin Moskova'daki en güvenilir üyelerine iletmekti. Ayrıca, düzenli "enformasyon bilgileri"nin Berlin'e gönderimi için düzenle¬meler yapacaktı -bunlar da Troçkist kuryeler tarafından Sedov'a, onun tarafından da babasına iletilecekti. Kuryeler birbirlerini şu parola ile tanıyacaklardı: Galya'dan selam getirdim.

Sedov, Smirnov'dan hazır Berlin'deyken bir şey daha yapmasını istedi. Kısa bir süre önce Belin'e gelmiş olan Sovyet Ticari Misyonu başkanı ile temasa geçecek ve ona, Sedov'un şehirde bulunduğunu ve çok önemli bir konuda kendisiyle görüşmek istediğini bildirecekti.

Berlin'e henüz gelmiş olan bu Sovyet Ticari Misyonu'nun başkanı, Troçki'nin eski taraftan ve en sadık hayranı Yuri Leonodoviç Pyatakov'du.

Uzun boylu, zayıf, iyi giyimli, eğimli yüksek alınlı, solgun renkli vedüzgün, kızılımsı keçi sakallı Pyatakov, kıdemli bir komp¬locudan çok, dahi bir profesöre benziyordu. 1927'de Putsch girişiminden sonra, Troçki'den ilk kopan ve Bolşevik Parti'ye yeniden kabulünü ilk isteyen önde gelenTroçkist o olmuştu. îş idaresi ve örgütlenmesinde dikkat çekici bir yeteneğe sahip olan Pyatokov, daha Sibirya'da sürgündeyken, hızla gelişen Sovyet sanayilerinde pek çok iyi iş elde etti. 1929 sonunda, denenme şartı ile Bolşevik Parti'ye yeni¬den kabul edildi. Ulaştırma ve kimya sanayii planlama projelerinde ar-darda yönetim kurulu başkanlıklarına getirildi. 1931'de Sovyet ana planlama kurumu Yüksek Ekonomik Konsey üyesi oldu; aynı yıl, Sovyet Hükümeti adına Alman sınai ekipmanlan satın almak üzere, özel bir ticaret komisyonunun başkanı olarak Berlin'e gönderildi.

îvan Smimov, Sedov'un talimatlarını izleyerek Pyatakov'u Ber¬lin'deki bürosundan aradı. Smirnov, Pyatakov'a, Leon Sedov'un Ber¬lin'de olduğunu ve Troçki'den ona özel bir mesaj getirdiğini söyledi. Birkaç gün sonra Pyatakov, Sedov'la buluştu. Pyatakov'un ağzından buluşma şöyle oldu:-

Meydandaki hayvanat bahçelerinden pek uzak olmayan," Am Zoo" diye bilinen bir cafe vardır. Oraya gittim ve Lev Sedov'un ufak bir masada oturduğunu gördüm. Birbirimizi geçmişte çok iyi tanırdık. Bana kendi adına değil, babası adına -Troçki adına-konuştuğunu ve Troçki'nin, benim Berlin'de olduğumu öğrenince, beni araması, benimle bizzat görüşmesi ve konuşması için kesin emir verdiğini söyledi. Sedov, Troçki'nin, Stalin'in önderliğine karşı savaşı tekrar başlatma düşüncesini bir an bile terketmediğini ve kısmen Troçki'nin.bir ülkeden ötekine ardarda gitmesinden ötürü geçici bir kesinti olduğunu, bu mücadelenin, Troçki'nin bu vesileyle bana bildirdiği gibi, başlatılacağını anlattı... Bundan sonra Sedov bana açıkça sordu: "Troçki soruyor, siz Pyatakov, bu savaşta yer almak istiyor musunuz?" Onayladığımı bildirdim.

Sedov, sonra Pyatakov'a, Troçki'nin muhalefeti yeniden örgütle¬mek için önerdiği çizgiden sözetmeye başladı:--
...Sedov, mücadelenin yeni yöntemlerinin niteliğini ana hat¬larıyla anlatmaya devam etti; hiçbir biçimde bir kitle mücadelesi oluşturma, bir kitle hareketi örgütleme gibi bir sorun olamazdı, herhangi bir türden kitle çalışmasına giriştiğimiz takdirde, hemen belamızı bulurduk; Troçki, kesinlikle, Stalin önderliğinin terörist ve yıkıcı yöntemlerle zor yoluyla devrilmesinden yanaydı. Sedov devamla, Troçki'nin, tek ülkeyle sınırlı bir mücadelenin, saçma olacağı ve uluslararası sorunun muhtemelen atlanmaması gerek¬tiği gerçeğine dikkat çektiğini söyledi. Bu mücadelede, uluslara¬rası soruna, daha doğrusu devleüer arası sorunlara da çözüm getir¬memiz gerekiyordu.

Sedov, Troçki'nin sözlerini aktararak, bu sorunları bir kenara itmeye kalkışmanın, kendi testimonium pauperatis'mi imzalamış olacağını söyledi.

Bunu, kısa bir süre sonra, Sedov'la Pyatakov arasındaki ikinci buluşma izledi. Bu kez Sedov ona şöyle dedi: "Bilirsiniz Yuri Leöno-doviç, savaşın içine ne kadar girilirse o kadar da para gerekir. Siz savaş için gerekli parayı bulabilirsiniz." Sedov, Pyatakov'a bunun nasıl yapılabileceğini anlattı. Pyatakov, Sovyet Hükümeti'nin Almanya'daki ticari temsilcisi resmi sıfatıyla, Borsig ve Demag adlı iki Alman şirketine mümkün olduğunca fazla sipariş verecekti. Pyatakov, bu şirketlerle temas kurarken, "fiyat konusunda özellikle titizlik göstermeyecek"ti. Troçki'nin Borsig ve Demag'la anlaşması vardı. Se¬dov, "Daha yüksek fiyat ödemek zorunda kalacaksınız," dedi, "fakat bu para çalışmamıza gidecek."2

* Vasiyetname -ç.n.

2 Borsig ve Demag şirketleri, Alman Askeri Istihbaratı'nın "paravan şirketleri" idi. Pyatakov bu şirketlerle iş yaparak, Troçki'nin emrine hatırı sayılır bir me¬blağ verebiliyordu. Bağımsız bir tanık, Amerikalı mühendis John D. Littlep-age, Pyatakov'un bu Alman firmalarıyla olan ilişkilerini bizzat gözlemledi. Lit-tlepage, Sovyet Hükümeti tarafmdan, altın ve bakır madencilik sanayilerinde uzman sıfatıyla işe alınmıştı. Littlepage, 1938 Ocakında Saturday Evening Post'du yayınlanan, Sovyet Rusya'daki deneyimleriyle ilgili bir dizi makalede ' surdan yazıyordu:—

1931'de Berlin'de Sedov'un yeni Troçkist aygıt çalışmasına sok¬tuğu iki gizli muhalif daha vardı. Bunlar, Pyatakov'un ticari misyo¬nunda mühendis olan Aleksey Sestov ve SSCB Berlin Ticari Temsilci¬liği üyesi Sergey Bessonov'du.
"1938 ilkbaharında, Pyatakov yönetimindeki kalabalık bir satınalma komis¬yonu ile birlikte Berlin'e gittim; görevim, madencilik makinelerine ilişkin teknik tavsiyelerde bulunmaktı...

"Berlin'deki komisyon, başka şeylerle birlikte 100 Ua 1000 beygir gücü arasında değişen düzinelerce maden asansörü alıyordu... Komisyon, kilogram başına pfenning olarak cari fiyat istedi... Biraz tartıştıktan sonra Alman şirketleri (Borsig ve Demag) ...fiyatlarında kilogram başına 5 ila 6 pfennig arasında indirim yaptılar. Bu önerileri incelediğimde, firmaların, şartnamede belirtilen hafif çelik yerine tonlarca ağırlıkta pik demir kaideler koymak sure¬tiyle kilogram başına üretim maliyetlerini düşürdüklerini fakat ağırlığı arttırarak müşteriye daha fazlaya malettiklerini gördüm.

Doğal olarak bu keşfi yapmaktan dolayı sevindim' ve zafer duygusu içinde ko¬misyon üyelerine bildirdim... Pyatakov, çok miktarda değersiz pik demir için para ödemişti ama aynı zamanda, iş öyle ayarlanmıştı ki, Almanların kendisine çok önemli bir indirim yapmasını sağlamış olduklarım gösterecekti... Bunu farkettiğimi belirtmeme rağmen, öteki bazı madenlerde de aynı numarayı kuşku uyandırmadan yapmayı başardı.

Littlepage, sonraları, Kabakov adlı bir Troçkist mühendisin çalışması sonucu, bazı madenlerdeki üretimin kasten düşük tutulduğu Urallarda pek çok sınai sab¬otaj örnekleriyle karşılaştı. Littlepage, 1937'de, Kabakov "sınai sabotaj suçlamasıyla tutuklandı..." diye belirtir. "Tutuklandığını duyunca hiç şaşırmadım." Yine 1937'de Littlepage, Sovyet sanayiinde bizzat Pyatakov ta¬rafından yönetilen başka sabotajlara ait kanıtlar da buldu. Amerikalı mühendis, güney Kazakistan'da bazı değerli madenleri yeniden organize etmiş ve Sovyet işçilerinin azami üretim sağlamaları için gerekli aynntılı talimatlan yazılı ola¬rak bırakmıştı. Littlepage, "Evet," diye yazar, "1937'de Rusya'daki son görevlerimden biri de, bu madenlere geri dönmem için acil bir çağn idi... Bin¬lerce tonluk zengin cevher sanki buhar olup uçmuştu ve birkaç hafta daha bir şey yapılmamış olsaydı; bütün yatak elden gidebilirdi. Pyatakov'un karar¬gahından bir komisyonun... gelmiş olduğunu ortaya çıkardım... Talimatlarım çöpe atılmıştı ve bu madenlere, birkaç ay içerisinde cevher miktannın büyük bölümünün kesinlikle kaybına yolaçacak olan bir madencilik sistemi getiril¬mişti." Littlepage, "kasti sabotaja dair bariz örnekler" buldu. Onun Rusya'dan ayrılmasından hemen önce ve Sovyet yetkililerine bulgularına ilişkin tam bir yazılı rapor vermesinden sonra, Troçkist sabotaj şebekesinin pekçok üyesi ya¬kalandı. Littlepage, sabotajcıların, verdiği talimatlan, bunlann tam aksini yapmak suretiyle "tesisi kasten tahrip etmede temel olarak" kullandıklannı keşfetti. Littlepage Saturday Evening Post'&n "bu kişilerin, onlan, Stalin'i ve meslektaşlanm devirecek ve iktidan kendi ellerine geçirecek kadar güçlü olduk-lanna inandıran muhalif komünistler tarafmdan Stalin rejimine karşı bir komp¬lonun içerisine çekildiklerini" belirtiyordu.

Eski bir Sosyalist Devrimci olan Bessonov, kırk yaşlarının orta¬larında, şişman ve bodur, nazik görünüşlü, esmer bir adamdı. Besso-nov'un üyesi olduğu Berlin Ticari Temsilciliği, Avrupa'daki en merke¬zi Sovyet ticaret acentesi idi ve on.ayrı ülke ile ticari görüşmeler yürütüyordu; Bessonov'un kendisi de sürekli olarak Berlin'de bulunuy¬ordu. Bu nedenle, Rus Troçkistleri ve sürgündeki liderleri arasında ideal bir "irtibat noktası" olacak konumdaydı. Rusya'dan gönderilecek gizli Troçkist mektupların Berlin'de Bessonov'a gönderilmesine ve onun da bunları Sedov'a ya da Troçki'ye iletmesine karar verildi.

Aleksey Şestov ise, daha farklı bir kişi idi ve görevi de mizacına uygun olmalıydı. Doğu ve Sibirya Kömür Tröstü Yönetim Kurulu üyesi olarak bulunduğu Sibirya'da, Alman-Troçkist casusluk ve sabo¬taj hücrelerinin başta gelen örgütçülerinden biri olacaktı. Şestov, otuz¬larının başlarındaydı. 1923'de daha Moskova Madencilik Enstitüsü'nde öğrenciyken, Şestov Troçkist muhalefete katılmıştı ve 1927'de Mos-kova'daki gizli matbaalardan birini yönetiyordu. Uzun boylu, zayıf, do¬nuk bakışlı, asabi, sert mizaçlı bir genç olan Şestov, Troçki'yi fanatik bir sadakatle izliyordu. "Troçki'yi defalarca bizzat gördüm," deyip övünmekten hoşlanırdı. Şestov'a göre Troçki "Lider"di ve ondan he¬men her zaman böyle söz ederdi.

Berlin'de buluştuklarında Sedov, Şestov'a, "Oturup işlerin düzelmesini beklemenin hiçbir yaran yok," dedi. "Elimizdeki tüm güç ve araçlarla, Stalin'in önderliğinin ve politikasının saygınlığını sars¬mak için aktif politika yürütmeliyiz." Troçki diyordu ki, "tek doğru yol, zor ama emin olan yol, Stalin'i ve Hükümet liderlerini terörizm aracılığıyla zorla indirmektir."
Şestov, seve seve onayladı: "Gerçekten çıkmaz sokağa girmiş du¬rumdayız. Ya silahsızlanmalı-ya da yeni bir mücadele yolu çizmeli!"

Sedov, Şestov'a, "Hen Dehlmann" diye bir Alman sanayicisini tanıyıp tanımadığını sordu. Şestov, onu ismen tanıdığını söyledi. Dehlmann, Frölich-Klûpfel-Dehlmann firmasının müdürü idi. Fir¬manın pekçok mühendisi, Şestov'un da çalıştığı Batı Sibirya madenle¬rinde görev yapmaktaydı.

Sedov daha sonra Şestov'a, Sovyet Rusya'ya dönmeden "Dehl-mann'la temas kurmasını" söyledi. Sedov, Dehlmann firmasının Troçkist örgüte, Sibirya'da "Sovyet ekonomisine zarar verme" konu¬sunda çok yararlı olabileceğini belirtti. Bay Dehlmann, zaten Sovyet Rusya'ya Troçkist propaganda ve ajanların kaçak yollardan sokul¬masına yardım ediyordu. Şestov da karşılığında, Bay Dehlmann'a, Al¬man müdürün özellikle ilgilendiği yeni Sibirya madenleri ve sanayile¬rine ilişkin bazı bilgileri verebilirdi...
"Sen bana resmen casusluk teklif ediyorsun!" diye haykırdı Şestov.

Troçki'nin oğlu, "Bunun nesi o kadar korkunç ki?" diye karşılık verdi. "Eğer onlar bize ufak bir yardımda bulunuyorlarsa, niye biz de onlara yardım etmeyelim ve bazı bilgiler venneyelim?"

"Bana resmen casus olmayı teklif ediyorsun!" diye bağırdı Şestov.

Sedov omzunu silkti. "Bu tip sözcükler kullanmak saçma," dedi. "Savaşta bu kadar titiz olmak anlamsız. Terörizmi kabul ediyorsan, sa¬nayide yıkıcı faaliyeüerde bulunmayı kabul ediyorsan, bunu niye kabul etmediğini kesinlikle anlayamıyorum."'
Birkaç gün sonra Şestov, Smirnov'u gördü ve ona Troçki'nin oğlunun kendisine söylediklerini anlattı.
"Sedov bana Frölich-Klüpfel-Dehlmann firmasıyla ilişki kur¬mamı emretti," dedi. "Bana, açıkça, Kuzbas'ta casusluk ve sabotajla-uğraşan bir firmayla ilişki kurmamı söyledi. O zaman ben casus ve sabotajcı olurum."

"'Casus' ve 'sabotajcı' gibi büyük laflar etmeyi bırak!" diye bağırdı Smirnov, zaman ilerliyor ve harekete geçmek gerek... Stalin önderliğini Kuzbas'taki tüm karşı devrimci kuvvetleri seferber ederek devirmenin mümkün olduğunu düşünmemizde sana şaşırtıcı gelen ne var? Bu işe Alman ajanları da sokmamızda o kadar korkunç olan ne?.. Başka yolu yok. Kabul etmek zorundayız."
Şestov sessiz kaldı. Smirnov, ona, "Eee, havan nasıl?" dedi.

"Benim kişisel havam falan yok," dedi Şestov. "Ben liderimiz Troçki'nin bize öğrettiğini yaparım-hazırolda emir beklerim!"
Şestov, Berlin'den ayrılmadan önce Troçki'yi finanse eden Alman firmasının müdürü Herr Dehlmann'la görüştü. Şestov, "Alyoşa" kod adıyla Alman Askeri İstihbarat Servisi'ne kaydedildi. Sonradan Şestov şunları söyledi:--
Bu firmanın müdürü Dehlmann ve yardımcısı Koch'la görüştüm. Frölich Klüpfel-Dehlmann firmasının yöneticileriyle olan konuşmanın özü şöyleydi: Öncelikle, Kuznetsk Havzası'nda faaliyet gösteren bu firmanın temsilcileri aracılığıyla gizli bilgile¬rin verilmesi ve Troçkistlerle birlikte yıkıcı ve bölücü çalışma-^ ların örgütlenmesi. Ayrıca firmanın da bize yardım edeceği veörgütümüzün isteği üzerine daha fazla adam. gönderebileceği söylendi... Troçkistlerin iktidara gelmesine her yoldan yardımcı olacaklardı. 

Şestov, Sovyet Rusya'ya döndüğünde, Sedov'un Moskova'ya dönmüş bulunan Pyatakov'a vermek üzere kendisine verdiği bir mek¬tup getirdi. Şestov mektubu ayakkabılarından birinin tabanına sakladı. Ağır Sanayi Komiserliği'nde Pyatakov'a verdi. Mektup Troçki'dendi, Prinkipo'dan yazılmıştı. Sovyet Rusya'da muhalefetin karşı karşıya bulunduğu "acil görevler"i genel olarak belirtiyordu.

İlk görev, "Stalin'i ve meslektaşlarını devirmek için mümkün olan her aracı kullanmak"tı. Bu, terörizm demekti.
lar casus ve sabotajcılarla bu tesise sızmak istiyorlardı. Sovyet Hükemeti ile kontradan olan Borsig, Demag ve Frölich-Klüpfel-Dehlmann, Beş Yıllık Plan için makine ve teknik yardım sağlamalan sayesinde Alman Askeri İstihbaratı tarafından "paravan şirketler"olarak kullanılıyorlardı. Rusya'ya kendilerine "mühendis" ve "uzman" süsü veren Alman casus ve sabotajcılan gönderiliyor¬du.

Alman Askeri İstihbaratı, Almanya'da bulunan, şantaj ve rüşvetten kolaylıkla . etkilenebilen Sovyet mühendisleri arasından da ajan buluyordu. 1930 Aralıkında Berlin'de Alman casusu olarak işe başlayan ve daha sonra Sibirya'daki Troçkist örgüte alman Mikhail Stroilov, 1937'de tutuklanmasından sonra Sovyet mah¬kemesinde şunlan söyledi:
"Bu iş, (Alman casusu) von Berg'le tanışmamla beraber yavaş yavaş başladı.. Devrimdenl5-20 yıl evvel Rusya'da St. Petersburg'dâ yaşadığından Rusçayı mükemmel konuşuyordu. Bu adam Teknik Büroyu defalarca ziyaret etti ve be¬nimle iş konulannda, özellikle de Walram firmasınca üretilen sert alaşımla ilgi¬li olarak görüştü... Berg bana Troçki'nin Hayatım'mı okumamı tavsiye etti... Novosibirsk'de Alman uzmanları anlaştığımız parolayla bana gelmeye başladılar. 1934 sonuna dek beni görmeye altı kişi geldi: Sommeregger, Wurm, Baumgarten, Maas, Houer ve Flessa (Alman firması Frölich-Klüpfel-Dehlmann da çalışan mühendisler)... 1932 Ocağında mühendis Flessa aracılığıyla ilettiğim ilk raporum, ki Kuznetsk Havzası'ndaki yaygm kalkınma planından söz edili¬yordu, aslında casusluktu... Kesinlikle yıkıcı ve zarar verici eylemlere gir¬mem... talimatını aldım... yıkıcı ve zarar verici çalışma planı... Batı Sibirya Troçkist örgütü tarafından yapılıyordu.
İkinci görev, "bütün Stalin aleyhtarı güçleri birleştirmek"ti. Bu, Alman Askeri İstihbaratı ve Muhalefetle birlikte çalışacak diğer tüm anti-Sovyet geçlerle işbirliği demekti.

Üçüncü görev, "Sovyet Hükümeti'nin ve Partinin tüm önlemlerini, özellikle ekonomik alanda etkisiz hale getirmek"ti. Bu sabotaj demekti. -
Pyatakov, Troçki'nin, Sovyet Rusya içerisindeki casusluk aygıtının baş sorumlusu olacaktı.

3. Üç Tabaka
1932 yılı boyunca, Rusya'nın gelecekteki Beşinci Kolu, muhale¬fetin yeraltı dünyasında somut bir biçim almaya başladı. Komplo üyeleri ufak gizli toplantılarda ve gizli konferanslarda yeni çizgiden ha¬berdar ediliyorlardı ve yeni görevlerini öğreniyorlardı. Sovyet Rusya'da terörist hücrelerden, sabotaj hücrelerinden ve kurye sistemlerinden oluşan bir şebeke oluşturuluyordu. Troçkist örgütçüler Moskova ve Leningrad'da, Kafkasya ve Sibirya'da, Vonbas ve Urallar'da, Sovyet re¬jiminin yenik düşmanlarını -Sosyalist Devrimcileri, Menşevikleri, solcuları, sağcıları, milliyetçileri, anarşistleri, Beyaz Rus faşistlerini ve monarşisüeri- karma gizli toplantılara çağırıyorlardı. Troçki'nin me¬sajı, muhaliflerin, casusların ve gizli ajanların kaynayan dünyasına yayılıyordu. Sovyet rejimine İtarşı yeni bir saldın yakındı.

Troçki'nin terör eylemlerinin hazırlanması kesin talebi, başlangıçta bazı yaşlı Troçkist aydınları teleşlandırdı. Gazeteci Kari Radek, Pyatakov kendisine yeni çizgiyi bildirdiğinde panik alametleri gösterdi. 1932 Şubatında Radek, Troçki'den gizli nitelikteki bütün Troçkist mektuplar gibi gizli kurye tarafından iletilen özel bir mektup Troçki, yalpalayan taraftan Radek'e, "Geçmiş dönemin deneyimi¬ni unutmamaksız" diye yazıyordu, "ve senin için artık geçmişe dönüş olamayacağını ve mücadelenin yeni bir aşamaya girdiğini ve bu aşamada yeni özelliğin ya Sovyeüer Birliği ile birlikte yokolmamız ya da önderliği devirme sorununu ortaya atmamız olduğunu kavrama-lasın.»

Troçki'nin mektubu, Pyatokov'un ısrarıyla birlikte sonunda Ra-dek'i ikna etti. Yeni çizgiyi -terörizm, sabatoj ve "dış güçler'Te işbirliği- kabul etmeye razı oldu.

Artık Sovyetler Birliği'nin her yanında kurulmakta olan terörist hücrelerin en aktif örgütleyicileri arasında İvan Smirnov ve Troçki'nin muhafızlarından eski yoldaşları Serge Mraçkovski ve Efraim Dreitzer de vardı.

Mraçkovski ve Dreitzer, Smirnov'un yönetiminde profesyonel si¬lahlı adamlardan ve şiddet yöntemlerine hazır iç savaş günlerindeki eski Troçkist dostlarından küçük gruplar oluşturmaya başladılar.

Mraçkovski, 1932'de Moskova'daki bu terörist gruplardan birine, "Parti politikasının çöküşüne bağladığımız umutlar," dışında, "yıkılmış sayılmalıdır. Şimdiye dek kullanılan mücadale yöntaffileri hiçbir olumlu sonuç vermedi. Geriye tek bir mücadele yolu kalıyor, bu da Parti önderliğinin şiddet yoluyla devrilmesi. S talin ve öteki liderler düşürülmeli. Birinci görev budur!"
Bu sırada Pyatakov, kilit sanayide, özellikle de savaş sanayii ve ulaştırmada komplocu aramakla ve Troçki'nin Sovyet ekonomisine karşı başlamak istediği topyekün sabotaj kampanyası için görev dağıtımı ile meşguldü.

1932 yazında, Troçki'nin Rusya'daki vekili Pyatakov'la sağ mu¬halefetin lideri Buharin arasında, geçmiş düşmanlık ve ayrılıkları askıya alma ve Troçki'nin başkomutanlığında birlikte çalışma anlaşması tartışılmaktaydı. Kıdemli muhaliflerden Zinovyev ve Kame-nev'in başını çektiği daha ufak olan grup, faaliyetlerini Troçki'nin oto¬ritesine tabi kılmağı kabul etti.

Buharın, sonradan, o sırada komplocular arasında sürmekte olan ateşli görüşmeleri anlatırken şöyle diyordu:-
Ben Pyatakov, Tomski ve Rikov'la görüştüm. Rikov, KamenevTe ve Zinoyev de Pyatakov'la görüştü. 1932 yazında Pyatakov'la Ağır Sanayi Halk Komiserliği'nde bir ikinci görüşmem daha oldu. O zaman bu benim için çok basit bir işti, zira Pyatakov'un yönetiminde çalışıyordum. O zaman o benim patronumdu. îş için onun özel ofisine girmem gerekiyordu ve bunu kuşku uyundarmadan yapabiliyordum.

1932 yazında gerçekleşen bu görüşmede Pyatakov bana, Se-dovîa olan, Troçki'nin terörizm politikasına ilişkin görüşmesin¬den söz etti... çok kısa zamanda ortak bir dil bulacağımıza ve Sovyet iktidarına karşı mücadalemizde farklılıklarımızın aşılacağı¬na karar verdik.

Nihai görüşmeler o sonbahar mevsiminde, Moskova'nın ban-liyölerindeki terkedilmiş bir dacha da, yazlık evde yapılan gizli bir to¬
plarıtıda sonuçlandırıldı. Beklenmedik bir sürprizle karşılaşmamak ve kesin gizliliği sağlayabilmek için komplocular tarafından evin civarına ve eve çıkan bütün yollar boyunca nöbetçiler yerleştirildi. Bu to¬plantıda Sovyeüer Birliği çapındaki gelecek terör ve sabotaj kampanya¬larını yönetmek üzere birleşik muhalefetin bu Yüksek Komutanlığı'na, "Sağcılar ve Troçkisüer Bloku" adı verildi. Blok, üç ayrı düzen ya da tabaka üzerine inşa edildi. Birinci tabaka açığa çıkarılırsa, ötekiler işe devam edecekti.
Zinovyev yönetimindeki, birinci tabaka, Troçkist-Zinoyevci Terörist Merkez, terörizmin örgütlenmesinden ve yönetiminden sorum¬luydu.

Pyatakov yönetimindeki ikinci tabaka, Troçkist Paralel Merkez sabotajın örgütlenmesinden ve yönetiminden sorumluydu.
Buharın ve Krestinski yönetimindeki üçüncü ve en önemli taba¬ka, gerçek Sağcılar ve Troçkisüer Bloku, birleşik muhalefet güçleri¬nin liderlerinin ve üst düzey üyelerinin çoğunluğundan rjluşmaktaydı.

Bütün aygıt, birkaç bin üyeden ve orduda, Dışişleri Bakanlığinda, gizli serviste, sanayi, sendikacılar, Parti ve kuruluşlarında yetkili mev¬kilerde bulunan yirmi otuz kadar liderden ibaretti.

Sağcılar ve Troçkisüer Bloku'na ta baştan beri yabancı istihbarat servislerinin, özellikle de Alman Askeri Istihbaratı'nın paralı ajanları sızmıştı ve bunların yönlendiriciliğindeydi. Yeni komplo blokunun önde gelen üyelerinden olan yabancı ajanlarından bazıları şunlardır: -

Nikolay Krestinski, Troçkist ve Dışişleri Komiser Yardımcısı, General Hans ve Sieeckt'ten aldığı ilk casusluk görevlerini üstlendiği 1923'den beri Alman Askeri İstihbaratı ajanı.

Arlcady Rosengolte, Troçkist ve Dış Ticaret Halk Komiseri, 1923'den beri Alman Yüksek Komutanlığı hesabına casusluk görevlerini yerine getirmektedir. Rosengolte daha sonra, "Benim casusluk faaliyetimin başlangıcı 1923'e dek uzanır," diye açıkladı, "o zamanlar Troçki'nin talimatı üzerine, Rechsvvehr Başkomutanı / Sieeckt'e ve Alman Genelkurmay Başkanı Hasse'ye çeşitli gizli / bilgiler verdim." 1926 da Rosengolte Almanya'yla ilişkilerini sürdürürken, İngiliz İstihbarat Servisi hesabına da çalışmaya başladı.

Christian Rakovski, Troçkist, eski Büyük Britanya ve Fran¬sa Büyükelçisi, 1924'den beri ingiliz İstihbarat Servisi ajanı. Ra-kovski'nin ağzından dinleyelim: "1924'de İngiliz İstihbarat Servi¬si ile suç teşkil eden ilişkiler kurdum." 1934'de Rakovski, Japon İstihbarat Servisinin de ajanı oldu.

Stanislav Raaçak, Troçkist ve Kimya Sanayi Merkezi Yönetimi Başkanı, Alman Askeri İstihbaratı ajanı. Devrimden he¬men sonra Almanlar tarafından Sovyet Rusya'ya gönderilmiştir. Sovyet Hükümeti tarafından Urallar'da kurulmakta olan sanayi¬lerde casusluk, sabotaj faaliyetleri yürüttü.

han Hraşe, Troçkist, Sovyet kimya sanayiinde yönetici. 1919'da Çekoslovak îstahbarat Servisi hesabına, casus olarak kendine ülkesine dönen bir Rus savaş esiri süsü vererek Sovyet Rusya'ya girdi. Hraşe Alman İstihbaratı ajanı oldu.
Aleksey Şestov, Troçkist ve Doğu ve Sibirya Kömür Tröstü Yönetim Kurulu üyesi, 1931'de Alman İstihbarat ajanı olup Al¬man Firması Frölich-Klüpfel-Dehlmann aracılığıyla onun hesabı¬na çalıştı ve Sibirya'da casusluk ve sabotaj faaliyetleri yürüttü.
Gavrill Puşin, Troçkist ve Gorlovka Kimya Fabrikalarında idareci, 1935'de Alman Askeri İstihbarat ajanı oldu. Sonradan, Sovyet yetkililerine yaptığı itirafa göre, Almanlara şu bilgileri verdi. "(1) Bütün Sovyet kimyasal işletmelerinin 1934 yılı üretim miktarları; (2) 1935 için bütün Sovyet kimyasal işletmelerinin çalışma programı; (3) İnşaat çalışması 1938'e dek süren nitrojen fabrikalarının inşaat planı."

Yakov Livşitz, Troçkist ve Sovyet Uzakdoğu Demiryolu Komisyonu görevlisi, Japon Askeri İstihbaratı ajanıydı ve Japon¬lara, Sovyet demiryollarına ilişkin gizli bilgileri düzenli olarak iletti.

han Knyazev, Troçkist ve Urallar Demiryolu Sistemi'nde yönetici, Japon İstihbarat Servisi ajanı. Japonların yönetiminde, Urallar'da sabotaj faaliyetleri yürüttü ve Japon Yüksek Komu-tanlığı'na Sovyet ulaştırma sistemine ilişkin bilgiler verdi... \,
Yasif Turok, Troçkist ve Perm-Urallar demiryolundaki Seyrüsefer Bölümü Yönetici Yardımcısı, Japon İstihbarat Servisi

ajanı 1935'te Turok, Urallar'da yürüttüğü casusluk ve sabotaj faa¬liyetlerine karşılık Japonlardan 35.000 ruble aldı.
Mikhail Çernov, Sağcıların üyesi ve SSCB Tarım Halk Komiseri; 1928'den beri Alman Askeri İstihbarat ajanı. Çernov, Almanlar yönetiminde, Urallar'da casusluk faaliyetlerinin yanısıra yaygın sabotaj eylemleri yürüttü.

Vasily Şarangoviç, Sağcıların üyesi ve Belorusya Komünist Partisi Merkez Komitesi Sekreteri, 1921'de Polonya casusu ola¬rak Sovyet Rusya'ya gönderildi. Daha sonraki yıllarda Polonya İstihbarat Servisi yönetiminde çalışmaya devam ederek, casusluk bilgileri verdi ve Belorusya'da sabotaj faaliyeüeri yürüttü.

Grigori Grinko, Sağcıların üyesi ve Maliye Halk Komiser-liği'nde memur, 1932'den beri Alman ve Polonya İstihbarat Ser¬visleri ajanı. Faşist Ukrayna milliyetçi hareketinin lideriydi. Sov¬yetler Birliği'ne kaçak silah ve cephane sokulmasına yardım etti. Almanlar ve Polonyalılar hesabına casusluk ve sabotaj faaliyetle¬ri yürüttü.

Troçkistlerin, Sağcıların ve Zinovyevcilerin komplo aygıtı, aslında Mihverin Sovyet Rusya'daki Beşinci Kolu idi.
Blogger tarafından desteklenmektedir.