Header Ads

Header ADS

Küçük burjuva politik ekonomisi

CİLT 1 - PDF İndir
CİLT 2 - PDF İndir

Ekonomi Politik 1


19. yüzyılın başında politik ekonomi içinde, kapitalist toplumda ara sınıf olarak küçük burjuvazinin çelişkili durumunu yansıtan küçük burjuva akım oluştu. Küçük burjuva politik ekonomisi, İsviçreli ekonomist S. Sismondi (1773-1842) ile başladı. Kapitalist düzeni, toplumun doğal durumu olarak gören Smith ve Ricardo’dan farklı olarak Sismondi, küçük burjuvazinin bakış açısından kapitalist düzeni eleştirdi ve mahkum etti. Sismondi, ideal olanı, köylülüğün ve zanaatkârların küçük üretiminde gördü ve küçük mülkiyeti bütün zaman için korumak amacıyla projeler geliştirdi; ama burada kapitalist ilişkilerin gelişmesinin zorunluluğunun küçük meta üretimi içinde yattığını unuttu. Sismondi, işçilerin ve küçük üreticilerin gelirlerinin gittikçe azalması olgusundan, kapitalizmin gelişmesiyle pazarın kaçınılmaz olarak küçülmesi gerektiği şeklinde yanlış bir sonuç çıkardı. Yanlış bir şekilde, sermaye birikiminin yalnızca küçük üretim ve dış pazar olduğunda mümkün olduğunu iddia etti. 

Fransa’da P.J. Proudhon (1809-1865), küçük burjuva politik ekonomisinin görüşlerini geliştirdi. O, kapitalizmin bütün kötülüklerinin küçük üreticilerin ürünlerini para kullanılmaksızın değiştirecek ve işçilere bedava kredi sağlayacak bir bankanın kurulması yoluyla düzeltilebileceği şeklindeki gerici düşünceyi savundu. Proudhon, işçi kitleleri içinde reformist hayaller yaydı ve onları sınıf mücadelesi yolundan saptırdı. 

Rusya’da 19. yüzyılın sonunda liberal narodnikler tarafından küçük burjuva politik ekonomisinin gerici-ütopik düşünceleri savunuldu. 

Ütopik sosyalistler 

18. yüzyılın sonu ve 19. yüzyılın başında makinesel büyük sanayiin ortaya çıkması ve gelişmesiyle, kapitalizmin çelişkileri ve onun emekçilere getirdiği sefalet çok daha açık bir şekilde ortaya çıktı. Ancak işçi sınıfı, henüz kapitalizmin mezar kazıcısı olarak tarihsel rolünün bilincine varmamıştı. Bu dönemde, sosyalist düşüncelerin gelişme tarihinde büyük bir rol oynamış olan büyük ütopik sosyalistler –Fransa’da– Henri Saint-Simon (1760-1825) ve Charles Fourier (1772-1837) ve –İngiltere’de– Robert Owen (1771-1858) faaliyet gösterdiler. 

Ütopik sosyalistler de, klasik burjuva politik ekonomisinin temsilcileri gibi, ekonomik görünümlerin açıklanmasında 18. yüzyılın Aydınlanma felsefesinin zemini üzerinde kaldılar. Bu sonuncular kapitalist düzenin insanın doğasına uygun düştüğü görüşündeyken, ütopik sosyalistler bu düzeni insan doğasıyla çelişen bir düzen olarak görüyorlardı. 

Ütopik sosyalistlerin tarihsel önemi, onların burjuva toplumunu şiddetli bir şekilde eleştirmiş olmalarında, ağır ve yıpratıcı çalışmaya mahkum halk kitlelerinin sefalet ve yoksulluğu, toplumun zengin üst tabakasının satın alınabilirliği ve yiyiciliği, üretici güçlerin rekabet ve bunalımı tarafından muazzam bir şekilde israf edilmesi vs. gibi kapitalist toplumun çıbanlarını amansızca eleştirmelerinde yatar. Ütopik sosyalistler, üretim araçları üzerindeki özel mülkiyete ve toplum sınıflarının bir bölümünün diğerleri tarafından sömürülmesine dayanan kapitalist düzenin karşısına, üretim araçları üzerinde toplumsal mülkiyete dayanan ve insanın insan tarafından sömürülmesinden arınmış olan gelecek sosyalist toplumu koydular. Ancak ütopik sosyalistler, hangi yolların tek başına ve yalnızca sosyalizme götüreceğini göremediler. Toplumsal gelişmenin yasalarını, sınıf mücadelesinin yasalarını tanımadıklarından, mülk sahibi sınıfların, onları bu yeni toplumun akılcılığı, haklılığı ve amaca uygunluğuna ikna etmek başarıldığında, sosyalist toplumu bizzat gerçekleştirecekleri görüşündeydiler. Ütopik sosyalistler, proletaryanın tarihsel rolünü hiçbir şekilde görmediler. Ütopik sosyalizm, “ne kapitalist ücret köleliğinin özünü açıklayabildi, ne kapitalizmin gelişme yasalarını ortaya çıkarabildi, ne de yeni bir toplumun yaratıcısı olmaya yetenekli toplumsal gücü bulabildi.”*

Rusya’da devrimci demokratlar 

Rusya’da 19. yüzyılın ortalarında serfliğin bunalımının yaşandığı bir dönemde, orada ekonomik bilimin gelişmesine büyük bir katkıda bulunan yıldız gibi parlak bir seçkin düşünürler takımı faaliyet gösterdi. 

A. İ. Herzen (1812-1870), Rusya’da Çarlığı ve serfliği şiddetle mahkum etti ve halkı buna karşı devrimci mücadeleye çağırdı. Batı’da egemenliği eline geçiren kapitalist sömürü düzenini de keskin bir şekilde eleştirdi. Herzen, ütopik “köylü sosyalizmi”nin temel taşını koydu. “Sosyalizmi” toprağın köylülere verilmesi yoluyla köylülerin kurtarılmasında, ortaklaşa toprak mülkiyetinde ve “toprak hakkı” köylü düşüncesinde gördü. Herzen’in bu düşüncelerinde gerçekten sosyalist olan birşey yoktu, ama bunlar, çiftlik sahiplerinin iktidarının yıkılması ve büyük toprak mülkiyetinin ortadan kaldırılması için mücadele yürüten Rusya köylülüğünün devrimci çabalarını dile getirmekteydi. 

Ekonomik bilimin gelişmesinde, büyük Rus devrimcisi ve düşünürü N.G. Çernişevski (1828-1889) yüksek liyakat kazandı. Çernişevski; serfliğe ve Çarlık otokrasisine karşı kararlı mücadele yürüten devrimci demokratların başında bulunuyordu. Yalnızca serfliği değil, aynı zamanda o dönemde Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’da pekişmiş bulunan kapitalist düzeni de parlak bir eleştiriye tabi tuttu. Çernişevski, klasik burjuva politik ekonomisinin sınıf karakterini ve dargörüşlülüğünü teşhir etti ve ilkel iktisatçıları –John Stuart Mill, Say, Malthus vb.– ölümcül bir eleştiriye tabi tuttu. N.G. Çernişevski, Marx’ın da saptadığı gibi, burjuva politik ekonomisinin iflasını ustaca aydınlattı. 

Kapitalistlerin bencil çıkarlarına hizmet eden burjuva politik ekonomisinin karşısına Çernişevski, odağında emeğin ve emekçilerin çıkarlarının durması gereken “emekçilerin politik ekonomisini” koydu. O zamanki Rusya’da kapitalist ilişkiler henüz az gelişmiş olduğundan, ütopik “köylü sosyalizmi”nin temsilcisi olarak Çernişevski, kapitalizmin ve proletaryanın gelişmesinin sosyalizmin gerçekleşmesi için maddi önkoşulları ve toplumsal gücü oluşturduklarını göremedi. Yine de Çernişevski, kapitalist toplumun doğası ve onun sınıf yapısına, onun ekonomik gelişmesinin karakterine ilişkin görüşler açısından, Batı Avrupalı ütopik sosyalistlerden daha ileriydi ve bilimsel sosyalizme doğru büyük bir adım attı. Batının ütopik sosyalistlerinden farklı olarak Çernişevski, emekçi kitlelerin devrimci faaliyetine, onların kurtuluşları için mücadelesine tayin edici önem biçti ve sömürücülere karşı halk devrimi çağrısı yaptı. Çernişevski, tutarlı, savaşkan bir devrimci demokrattı. Lenin, onun eserlerinin sınıf mücadelesi ruhu soluduklarını yazdı. 

Çernişevski’nin ekonomik öğretisi, Marx’tan önceki tüm politik ekonominin gelişmesinin doruk noktasını oluşturmaktadır. Çernişevski, felsefi görüşlerinde militan bir materyalistti. Herzen gibi o da diyalektik materyalizme iyice yaklaştı. 

Devrimci demokratlar–Herzen, Çernişevski ve kavga arkadaşları–Rus sosyal-demokrasisinin öncülleriydiler. 

Politik ekonominin Karl Marx ve Friedrich Engels tarafından devrimci dönüştürülmesi
Blogger tarafından desteklenmektedir.