Header Ads

Header ADS

FAŞİZME KARŞI BİRLEŞİK CEPHE BÖLÜM: XXI

KAPİTALİST ÜLKELERİN BUGÜNKÜ YÖNETİCİLERİ GELİP GEÇİCİDİR

DÜNYANIN GERÇEK SAHİBİ PROLETARYADIR (Komünist Enternasyonal Yedinci Dünya Kongresinin

Kapanış Konuşması)

Yoldaşlar, Komünist Enternasyonalin Yedinci Kongresi, bütün ülkelerin, bütün kıtaların Komü­nistlerinin Kongresi sona ermek üzeredir.

Bu kongrenin sonuçlan nelerdir? Bu Kongrenin, hareketimiz açısından dünya işçi sınıfı açısından, her ülkenin emekçi halkı açısından anlamı ve önemi nedir?

Bu Kongre, zafere ulaşmış sosyalizm ülkesi Sov­yetler Birliğinin proletaryası ile, henüz kurtuluş savaşı veren kapitalist ülkelerin proletaryası arasındaki birliğin mutlak zaferi olmuştur. Dünya ta­rihinin önemli zaferi olan, sosyalizmin Sovyetler Birliğindeki zaferi, bütün kapitalist ülkelerde sosya­lizme yönelik güçlü bir hareket doğurmaktadır. Bu zafer, halklar arasındaki barış davasına güç katmak­ta, bunu yaparken de Sovyetler Birliği'nin uluslara­rası önemini ve emekçi halk kitlelerinin sermayeye, gericiliğe ve faşizme karşı mücadelelerindeki rolünü pekiştirmektedir. Bu zafer, dünya proleter devriminin temeli olarak Sovyetler Birliği'ni güçlendirmektedir. Bu zafer, bütün dünyada, sadece giderek çoğalan sayılarla Komünizme yönelmiş işçileri değil, aynı za­manda milyonlarca köylü ve çiftçiyi, emekçi küçük esnafı, aydınların büyük bir kesimini ve köle edilen sömürge halklarını da harekete getirmektedir. Bu za­fer, onlara mücadele duygusunu aşılamakta, onlarla bütün emekçi halkın büyük vatanı arasındaki birlik bağlarını güçlendirmekte ve onların bütün düşman­lara karşı proletarya devletini desteklemek ve savun­maktaki kararlılıklarını pekiştirmektedir.

Sosyalizmin bu zaferi, uluslararası proletar­yanın kendi gücüne ve zaferinin başarısına güvenini artırmaktadır. Bu güven, burjuvazinin egemenliğine karşı başlı başına bir güç niteliği kazanmaktadır.

Sovyetler Birliği proletaryası ile kapitalist ülkelerdeki militan proletarya ve emekçi yığınla­rının güç birliği, kapitalizmin yaklaşan çöküşünü ve sosyalizmin bütün dünyadaki zaferinin güvencesini hazırlamaktadır.

Kongremiz, sermayeye karşı, bütün emekçi halkın gücünü, işçi sınıfı mücadelesi tarihinde eşi görülmemiş ölçüde seferber etmenin temellerini atmış bulunmaktadır.

Kongremiz, uluslararası proletaryaya kendisini bekleyen en önemli görevin siyaset ve örgütsel yönden bütün güçlerini birleştirmek. Sosyal Demokratların burjuvaziyle sınıfsal işbirliği yüzünden ortaya çıkan kokuşmaya son vermek, her ülkede ve uluslararası arenada sermayenin, gericiliğin, faşizmin saldırısına karşı, savaş tehlikesine karşı, bütün emekçi halkı, işçi sınıfının çevresinde geniş bir Halk Cephesi içinde toplamak olduğunu belirtmiştir.

Bu görevi biz uydurmadık. Bu görev, dünya emek hareketinin edindiği deneylerle ve hepsinden çok da Fransız proletaryasının deneyleriyle kendiliğinden ortaya çıktı. Fransız Komünist Partisinin en değerli yani, zamanın gerektirdiğini kavraması, Partiyi bir o yana bir bu yana çekiştirerek faşizme karşı Birleşik Cephe mücadelesini engellemeye çalışan bağnazlara aldırış etmeden yiğitçe ve Bolşevikçe davranması ve ortak eylem konusunda Sosyalist Partiyle anlaşma yaparak oluşmakta olan anti-faşist Halk Cephesinin temeli olan Birleşik Proletarya Cephesini kurmasıdır. Komünist ve Sosyalist Fransız işçileri, bütün emekçi halkın hayati çıkarlarına uygun düşen bu davranışla, Fransız emek hareketini bir kez daha ka­pitalist Avrupa'da en ön plana çıkarmışlar, lider du­rumuna getirmişler ve Komünarlara layık, Paris Komününün şanlı mirasına layık kişiler olduklarını göstermişlerdir.

Fransız Komünist Partisi ve Fransız proletar­yası, faşizme karşı birleşik proletarya cephesinin ku­rulması adına mücadele ederek, bütün ülkelerin işçileri için büyük önem taşıyan Kongremiz karar­larına yardımcı olmakla büyük hizmette bulun­muşlardır.

Ama Fransa'da yapılanlar sadece başlangıç adımlarıdır. Önümüzdeki yıllarda izlenecek taktik çizgisini belirleyen Kongremiz, sadece bu deneyi kay­da geçmekle kalamazdı. Kongremiz daha da ileri adımlar attı.

Biz Komünistler, bir sınıf partisiyiz, proletar­yanın partisiyiz. Ne var ki, proletaryanın öncüsü ola­rak, proletarya ile faşizme karşı mücadeleye ilgi du­yan emekçi halkın öteki kesimleri arasında ortak ey­lemler örgütlemeye de hazırız. Biz Komünistler dev­rimci bir partiyiz; ama faşizme karşı savaşan öteki partilerle ortak eyleme girmeye de hazırız.

Biz Komünistler son aşamada bu partilerden farklı amaçlar güderiz. Ama amaçlarımıza ulaşma savaşında, faşizmi zayıflatacak, proletaryayı ise güçlendirecek durumlarda ortak mücadeleye hazırız.

Biz Komünistler, öteki partilerden değişik müca­dele yöntemleri uygularız. Fakat biz Komünistler, fa­şizme karşı kendi yöntemlerimizle savaşırken, öteki partilerin yöntemleri ne kadar yetersiz görünürse görünsün, eğer gerçekten faşizme yöneltilmişse, on­ları da destekleriz.

Bütün bunları yapmaya hazırız; çünkü burjuva demokrasisinin egemen olduğu ülkelerde, sermaye ve faşizmin saldırısının, gericiliğin yolunu tıkamak, burjuva demokratik özgürlüklerin kaldırılmasına engel olmak, faşizmin proletaryaya köylü ve aydınların devrimci kesimine karşı terörist bir öç alma hareketine girişmesini önlemek, genç kuşakları fiziksel ve ruhsal yozlaşmadan kurtarmak istiyoruz.

Bütün bunları yapmaya hazırız; çünkü faşist ülkelerdeki faşist diktatörlüğün yıkılmasını hazır­lamak ve çabuklaştırmak istiyoruz.

Bütün bunları yapmaya hazırız; çünkü dünyayı faşist barbarlıktan ve emperyalist savaşın dehşetin­den kurtarmak istiyoruz.

* * *

Bizim Kongremiz, emperyalist savaş tehlikesine karşı barışı sürdürme mücadelesinin Kongresidir.

Şimdi bu mücadeleye yeni bir yoldan yak­laşıyoruz. Kongremiz, eski Sosyal Demokrat an­layıştan doğan emperyalist savaş sorunundaki kader­ci tutuma kesinlikle karşıdır.

Emperyalist savaşların kapitalizmin ürünü olduğu, ancak kapitalizmin yıkılmasıyla bütün savaşlara son verilebileceği doğrudur; ne var ki emekçi halk kitlelerinin militan eylemleriyle emper­yalist savaşı önleyebilecekleri de bir gerçektir.

Bugünkü dünya 1914'teki dünyadan farklıdır.

Bugün dünyanın altıda biri üzerinde, zafere ulaşmış sosyalizmin maddi gücüne dayanan güçlü bir proleter devleti bulunmaktadır.

Bugün savaşa karşı mücadelede dünya proletar­yasının elinde tek silah olarak 1914'te olduğu gibi sa­dece kitlesel eylemi bulunmamaktadır. Bugün ulusla­rarası işçi sınıfının savaşa karşı kitlesel mücadelesi, bir devlet olarak Sovyetler Birliği'nin, barışın en önemli koruyucusu olarak Kızıl Ordu'nun etkileriyle kat kat güçlenmiş durumdadır.

Bugün işçi sınıfı, 1914'te olduğu gibi, burjuvaziyle aynı blokta birleşen, Sosyal Demokrasinin etkisi altında değildir. Bugün dünya Komünist Partisi, yani Komünist Enternasyonal vardır. Bugün Sosyal Demokrat işçi kitleleri, Sovyetler Birliği'ne, onun barış politikasına. Komünistlerle ortaklaşılacak bir Birle­şik Cepheye yönelmektedir.

Bugün sömürge ve yarı sömürge halkları, kurtu­luşlarını umutsuz bir dava olarak görmemektedirler. Tam tersine, bu halklar emperyalist kölecilere karşı giderek kararlı bir mücadeleye girmektedirler. Bunun en iyi örneği Çin'deki Sovyet devrimi ve Çin Kızıl Or-dusu'nun kahramanlıklarıdır.

İnsanların savaşa duydukları nefret, sürekli ola­rak derinleşmekte ve yoğunlaşmaktadır. Burjuvazi, emekçi halkı emperyalist savaşların uçurumuna it­mekle, kendi başını yemektedir. Bugün sadece işçi sınıfı, köylüler ve öteki emekçi halk değil, bağım­sızlıkları yeni savaşlarla tehdit edilen ezilen uluslar ve güçsüz halklar da, barışın korunması davasına dört elle sarılmaktadır. Dünyanın yeniden pay­laşılmasında zarara uğrayacaklarından korkan büyük kapitalist devletlerden bazıları da bugünkü du­rumda savaşı engellemekten yanadırlar.

Bu durum, işçi sınıfının, bütün emekçi halkın ve ulusların, emperyalist savaş tehlikesine karşı çok geniş bir Birleşik Cephe kurmalarına olanak yarat­maktadır. Kongremiz, Sovyetler Birliği'nin barış poli­tikasına ve milyonlarca emekçi halkın barış isteğine dayanarak, sadece Komünist öncüler için değil, bütün dünyanın işçi sınıfının ve bütün ülkelerin halklarını kapsayacak genişlikte bir savaş karşıtı Birleşik Cephe geliştirme görüşünü benimsemiştir. Bu dünya çapındaki cephenin gerçekleşme ve eyleme geçme oranı, faşistlerin ve öteki savaş kışkırtıcılarının yakın bir gelecekte yeni bir emperyalist savaş çıkarma olanağını da savaş karşıtı cephenin güçlü baltası tarafından bu kötü niyetli ellerin koparılması imkanını belirleyecektir.

Kongremiz, işçi sınıfının birliğini somutlayan, birleşik proletarya cephesi mücadelesinin Kongresi­dir.

Sosyal Demokrat liderlerin gerici kesimi tarafından, birleşik proletarya cephesini gerçekleş­tirme yoluna çıkarılacak engelleri kolaylıkla yene­biliriz gibi bir aldatmacaya kapılmıyoruz. Ama bu en­gellerden korkmuyoruz da. Çünkü biz, milyonlarca işçinin isteğini yansıtıyor ve Birleşik Cephe için mücadele ederek proletaryaya en yararlı hizmeti yapıyoruz. Çünkü, Birleşik Cephe, faşizmi ve kapita­list sistemi yıkmanın, emperyalist savaşı engelleme­nin en güvenilir yoludur.

Bu kongrede, sendikalar birliği bayrağını yük­selttik. Komünistler, ne pahasına olursa olsun Kızı! Sendikalar bağımsız kalmalıdır diye diretmiyorlar. Komünistler, sınıf mücadelesine dayanan bir sendi­kalar birliği istiyorlar ve sendikalar birliği ile sınıf mücadelesini savunanları, Amsterdam Uluslararası Sendikalar Federasyonu'ndan atan görüşe kesinlikle son vermeye çalışıyorlar.

Emek Sendikaları Kızıl Enternasyonaline bağlı sendikaların bütün yetkilerinin Kongremizde benim­senen bu tutumu kavrayamadıklarını biliyoruz. Bun­lar arasında bağnaz bir kendi kendine yeterli olma görüşü sürmektedir. Kongremizin tutumu kesinlikle yürürlüğe konulacaksa, bu yetkililer, bizim de desteğimizle, bu görüşlerinden vazgeçmelidirler. Biz bu tutumu ne pahasına olursa olsun sürdüreceğiz ve sınıfsal kardeşlerimizle, mücadeledeki yoldaşları­mızla, bugün Uluslararası Sendikalar Federasyonuna bağlı olan işçilerle aramızda ortak bir dil bulacağız.

Bu Kongre, işçi sınıfının bir tek kitlesel siyasi partisinin kurulması, proletarya safları içindeki po­litik bölünmeye. Sosyal Demokratların sınıfsal işbirliği politikasından doğan bir bölünmeye son ve­rilmesi görüşü benimsendi. Bizim için, işçi sınıfının politik bütünlüğü bir manevra değil, bütün emek hare­ketinin gelecekteki kaderi sorunudur. Aramızda, işçi sınıfının politik birliğini bir manevra olarak yorum­layanlar çıkarsa, onlarla işçi sınıfına zararlı kişiler olarak mücadele ederiz. Çünkü bu konudaki tutumu­muz son derece ciddi ve içtendir; proletaryanın çıkarlarıyla belirlenmiştir. Bizler, bu birliğin temeli­ni oluşturacak koşullan yerine getiriyoruz. Bu temel koşulları biz icat etmedik. Bu koşullar, proletaryanın mücadelesi boyunca edindiği acı deneylerden doğdu. Bu koşullar, milyonlarca Sosyal Demokrat işçinin de acı deneyleriyle vardıkları isteğe uygun düşmektedir. Bunlar, bütün devrimci emek hareketinin deneyle­riyle sınanmış koşullardır.

Proleter birliği Kongremizin başlıca konusu olduğu için, bu Kongre sadece Komünist öncülerin Kongresi niteliğinde olmamış, militan sendika ve siyasal birlik isteyen bütün uluslararası işçi sınıfının Kongresi olmuştur.

Sosyal Demokrat işçilerle partili olmayan işçiler ve zorla faşist örgütlere sokulmuş olan işçiler Kongre­mize delegasyon göndermemişlerse de, Kongre sadece Komünistler adına değil, bu milyonlarca işçi adına da hareket etmiş, onların da isteklerini dile getirmiş, işçi sınıfının ezici çoğunluğunun duygu ve düşüncelerine sözcülük etmiştir. Hiç kuşkumuz yok­tur ki, çeşitli eğilimlerdeki emek örgütleri, dünya işçileri arasında bizim kararlarımızı özgür bir or­tamda tartışma konusu yapacak olsalar, işçilerin tümü, siz yoldaşlarımın oy birliğiyle almış olduğu ka­rarları destekleyeceklerdir.

Biz komünistlere düşen görev. Kongremizin ka­rarlarını, uygulamadan bütün işçi sınıfına mal et­mektir. Bu kararların alınması için oy vermiş olmak yetmez. Bunları Komünist Partiler içinde yaymak da yeterli değildir. İkinci Enternasyonal partilerine, Uluslararası Sendikalar Federasyonuna ve öteki siyasal eğilimlerdeki örgütlere bağlı işçilerin de, bu kararları bizimle birlikte tartışmalarını, istedikleri değişiklikleri ileri sürmelerini, pratik önerilerde bu­lunmalarını istiyoruz. Bu kararların en iyi biçimde uygulanabilmesi için bizlerle elele çalışmalarını is­tiyoruz.

Kongremiz, Komünist Enternasyonal için yeni bir taktik yönlendirme kongresidir.


Uluslararası emek hareketinin deneyleriyle ve hepsinden öte büyük Ekim Devriminin zaferiyle doğruluğu kanıtlanmış olan Marksist-Leninist görüşe dayanan Kongremiz, canlı Marksizm-Leninizm ruhu ve yöntemiyle hareket ederek. Komünist Enternasyo­nalin taktiklerini yeniden gözden geçirmiş ve değişen dünya koşullarına uydurma yolunu seçmiştir.

Kongre, Birleşik Cephe taktiklerinin yeni bir yöntemle uygulanması konusunda kesin karar almıştır. Kongre, Komünistlerin sadece Proletarya diktatörlüğü ve Sovyet iktidarıyla ilgili genel slogan­ları yaymakla yetinmemesini, ülkelerdeki her türlü iç ve dış politika sorunları, işçi sınıfının hayati çıkarlarıyla ilgili sorunlar, kendi ulusal emek hare­ketlerini ve uluslararası emek hareketini ligilendiren sorunlar konusunda etkin bir Bolşevik politikası iz­lemelerini istemektedir. Kongre, Komünist Partilerin atacağı bütün taktik adımlarının, güncel koşulların ciddi çözümüne dayandırılmasını, sınıfsal güçlerle en yaygın kitlelerin siyasi düzeyi arasındaki bağlan­tının gözönünde bulundurulmasını istemektedir. Kongre, Komünist hareketin içindeki her türlü bağnazlık kalıntısının yok edilmesini istemektedir; çünkü bugün bu bağnaz tutum, Komünist Partilerinin gerçek bir Bolşevik kitle politikası izlemeleri yolun­daki en büyük engeldir.

Kongre, bir yandan bu taktik çizgisini sürdürme kararlılığından ve bu yolun Partilerimizi büyük başarılara götüreceği inancından hareket ederken, bir yandan da Bolşevik çizgide yürümenin her zaman pürüzsüz, yanlışsız ve sağ veya "sol" sapmalar -yani olaylara ayak uydurma ve olayların gerisinde kalma yönünde ya da bağnaz bir içe kapanma yönünden sap­malar- olmaksızın yürüyemeyeceğini de göz önünde bulundurmaktadır. Bu sapmalardan "genel anlamda" hangisinin büyük tehlike olduğu, sadece bilim adam­larının uğraşacakları bir tartışma konusudur. Bu sap­malardan hangisi, belirli bir anda, ve belirli bir ülkede Kongremiz kararlarının uygulanması,

Komünist Partilerinin kitle politikalarının gerçek­leştirilmesi yolunda engel oluyorsa, büyük tehlike odur.

Komünizm davası, sapmalara karşı soyut değil, somut mücadeleyi gerektirir. Her türlü zararlı akıma karşı zaman kaybetmeksizin, kararlı bir mücadeleye girişilmeli ve yanlışlar zamanında düzeltilmelidir. Sapmalara karşı bu gerekli somut mücadelenin ye­rine -hayali sapmalar veya dönekler avına çıkmak gibi- bir çeşit spor merakı yaratmak, bağışlanmaz bir yanlıştır. Parti çalışmalarımızda, yeni sorunların formüle edilmesi için insiyatifin geliştirilmesi des­teklenmelidir. Parti çalışmalarıyla ilgili sorunların her açıdan ele alınarak tartışılmasına yardımcı ol­malı. Parti üyelerinin pratik sorunlarla ilgili her kuşkusunu veya eleştirisini bir sapma olarak nitele-memeliyiz. Yanlış yapan bir Yoldaşa, bu yanlışını pratikte düzeltmek olanağı verilmeli ve sadece yanlışlarında inatla direnenler, Parti içinde bozgun­culuk yapanlar acımasızca cezalandırılmalıdır.

İşçi sınıfının birliği için çalışan bizler, Partileri­miz içindeki birliği sağlamak için çok daha büyük güçle çalışmak zorundayız. Bizim saflarımız içinde hiziplere ve hizip entrikalarına yer verilemez. Saf­larımızın demirden birliğini hizipçilikle parça­lamaya çalışanlara, Lenin'in bize öğrettiği Bolşevik disiplininin ne olduğu gösterilecektir. Partiler içinde. Partilerinin karşılaştıkları güçlüklerden, düşmanın açtığı yenilgi yaralarından yararlanarak, kendi hi­ziplerinin tasarılarını gerçekleştirmek, kendi grup çıkarlarını sürdürmek isteyenlere, bu sözlerim bir uyarı olsun. Parti herşeytn üstündedir! Partinin Bolşevik birliğini gözbebeği gibi korumak Bolşevik­liğin ilk ve en yüce kanunudur!

Kongremiz, bir Bolşevik öz-eleştiri. Komünist Enternasyonal ve onun bölümlerinin liderliğini güçlendirme kongresidir.

Saflarımız arasındaki yanlışları, güçsüzlükleri ve eksikleri açıkça ortaya koymaktan korkmuyoruz; çünkü biz, ancak devrimci bir parti olarak gelişmesini engelleyen herşeyi ortadan kaldırdığı takdirde gelişeceğini, büyüyeceğini ve ödevlerini ye­rine getirebileceğini bilen devrimci bir partiyiz.

Kongrenin kendi kendine yetinme politikası güden bağnazlığı, belirli kalıplara uydurulmaya çalışılan uygulamaları, düşünce dağınıklığını ve Par­ti yönetme yöntemlerini kitleleri yönetme yönte­minin yerine koymayı, amansızca eleştirerek ger­çekleştirdiği işler, bütün partiler tarafından, hareke­timizin bütün uzantıları tarafından sürdürülmelidir. Çünkü bu, Kongre kararlarını doğru uygulamanın ön koşuludur.

Kongre, Yürütme Komitesinin raporu üzerine aldığı kararda, hareketimizin günlük uygulamalarda­ki liderliğini her bölümün kendi içinde yoğunlaştırıl­ması görüşünü benimsedi. Bu karar. Komünist Parti­lerin kadrolarını oluşturmak ve eğitmek. Partilerin politika ve taktik sorunlarıyla ilgili zor anlarda doğru çözümü Komünist Enternasyonal Kongreleri ve Yürütme Kurul kararları uyarınca kısa zamanda ve kendi başlarına bulabilmeleri için gerçek Bolşevik li­derler bulmak görevini pekiştirmektedir. Kongre, Komünist Enternasyonal yönetici kurullarını seçerken. Kongrenin yeni tutum ve kararlarını be­nimseyen, bunları uygulamaya -salt disiplin açısın­dan değil, inançla- hazır kişileri liderliğe getirmeye çalıştı.

Kongrenin aldığı kararların her ülkede doğru uy­gulanması da gereklidir. Bu da öncelikle, kadroları gereğince sınamaya, görev bölümü yapmaya ve yönetmeye bağlıdır. Bunun kolay bir görev olmadığını biliyoruz. Birtakım kadrolarımızın Bolşevik kitle politikası deneyinden geçmediklerini, genel propa­ganda çizgisinde yetiştiklerini unutmamak gerekir. Kadrolarımızın kendilerini yeni bir ruha, bu Kongre­nin kararlarına uygun bir ruha alıştırmalarına yardımcı olmak için elimizden geleni yapmalıyız. Eski şarap tulumlarının yeni şaraba uygun düşmediği durumlarda, yeni şarabı dökmemek ya da onu eski tu­lumlara boşaltarak bozmamak için gerekli kararlar alınmalı, eski tulumların yerine yenileri konul­malıdır.

Yoldaşlar, devrimci görüş konusunda parlak sözleri, Kongre raporlarına ve kararlarına özellikle sokmadık. Bunu yapmamızın nedeni, devrimci gelişimin temposunu eskisinden daha karamsar bir görüşle değerlendirmemiz değil, Partilerimizi, Bolşevik eylem yerine devrimci lafazanlık ya da dünya görüşünün değerlendirmesi konusundaki boş tartışmalar eğiliminden arındırmak isteğimizdir. İşi oluruna bırakmaya karşı kesin mücadele veren biz­ler, devrimin gelişme sürecini pasif gözlemciler ola­rak izlemiyor, bu sürece etkin biçimde katılıyoruz. Hareketin her aşamasında devrimin çıkarına uygun görevleri, belirli bir aşamanın özgül koşullarının ge­rektirdiği görevleri yerine getiren, geniş emekçi halk kitlelerinin politik düzeyini göz önünde tutan bir dev­rimci eylem Partisi olarak bizler, proleter devrimin zaferi için gerekli özel ön koşulların gerçekleşmesini hızlandırıyoruz.

Marx şöyle demiştir:

"Olayları oldukları biçimde ele almalıyız; yani devrimci duyguları, değişen koşullara uygun olarak kullanmalıyız."

İşin özü budur. Bunu hiç unutmamalıyız.

Yoldaşlar;

Dünya Kongresinin kararları kitlelere iletilmeli, kitlelere açıklanmalı, kitlelerin eylemine bir rehber durumuna getirilmeli, kısacası milyonlarca emekçi halkın kanı ve canı niteliğine sokulmalıdır!

Bu kararların uygulanmasında, işçilerin kendi çevreleri içindeki insiyatiflerini, Komünist Partile­rin taban örgütlerinin ve emek hareketinin insiyati-fini artırmamız gerekir.

** *

Devrimci proletaryanın temsilcileri buradan ayrılırken, biz Komünistlerin işçi sınıfı kaderinin so­rumluluğunu taşıdığımız, emek hareketinin, kendi ulusumuzun ve bütün emekçilerin kaderinin sorumlu­luğunu yüklendiğimiz inancını kendi ülkelerine ilet­melidirler.

Dünya, işçilerin elleriyle kurulmuş dünya, top­lumsal asalaklara ve aylaklara değil, biz işçilere ait­tir. Kapitalist dünyanın bugünkü yöneticileri geçici­dir.

Dünyanın gerçek sahibi, yarının sahibi proletar­yadır. Ve proletarya dünyanın her ülkesinde kendi ta­rihi haklarını elde etmeli, egemenliğini kendi eline almalıdır.

Biz, Marx. Engels ve Lenin'in müridleriyiz. Büyük öğretmenlerimize layık olmamız gerekir.

Bütün güçlükleri yenen, bütün engelleri yiğitçe aşarı ve sayısı milyonlara varan siyasal ordumuz görevinin başındadır ve kapitalizmin kalesini yıkarak, bütün dünyada sosyalizmin yeni zaferini gerçekleştirecektir.

Yaşasın işçi sınıfının birliği!

Yaşasın Komünist Enternasyonalin Yedinci Dünya Kongresi!

20 Ağustos 1935
Blogger tarafından desteklenmektedir.