İşçi Sınıfı ve Köylülük
V. I. Lenin
The Proletariat and the Peasantry
Novaya Zhizn, No. 11, November 12, 1905
Collected Works, Volume 10, pages 40-43
The Proletariat and the Peasantry
Novaya Zhizn, No. 11, November 12, 1905
Collected Works, Volume 10, pages 40-43
Şu anda, Moskova'da toplanmakta olan Köylü Birliği Kongresi, bir kez daha sosyal-demokratların köylü hareketine tutumları hayati konusunu gündeme getirdi. Köylü hareketine tutum, Rus Marksistleri için program ve taktiklerini saptarken her zaman hayatî konu olmuştur. Emeğin Kurtuluşu Grubu tarafından 1884'te yurtdışında yayınlanan Rus sosyal-demokratlarının ilk program tasarısında en ciddi dikkat köylü sorunu üzerine ayırılmıştı.
O zamandan beri, genel sorunları ele alan bir tek Marksist çalışma , ya da bu konudaki marksist görüş ve sloganları tekrarlamayan, ya da geliştiren, ya da özel durumlara bunları uygulayan tek bir sosyal-demokrat dergi olmamıştır .
Bugün köylü hareketi konusu, sadece teorik değil, ama en direk pratik anlamda da hayatî oldu. Simdi artık, genel sloganlarımızı, devrimci proletaryanın devrimci köylülüğe doğrudan çağrılara dönüştürmemiz gereklidir. Köylülüğün Rusya'da yeni yaşam biçiminin bilinçli kurucusu olarak öne çıktığı zaman, artık gelmiştir. Ve büyük Rus devriminin gidişatı ve sonucu çok büyük ölçüde köylünün siyasi bilincinin artmasına bağlı bulunmaktadır.
Köylüler, devrimden ne bekliyorlar? Devrim, köylülere ne verebilir? Siyasi alanda etkin olan herkes ve özellikle, burjuva siyasetçilerinin bayağılaştırdığı anlamda değil, kelimenin en doğru anlamıyla, siyasete atılan her bilinçli işçi, bu iki soruyu yanıtlamak zorundadır.
Köylüler, toprak ve özgürlük istiyorlar. Bu sonuçta iki ayrı görüş olamaz. Bütün bilinçli işçiler, bütün güçleriyle devrimci köylüleri destekliyorlar. Bütün bilinçli işçiler, köylünün, toprağın tamamını alması ve tam özgürlüğünü istiyorlar ve bunun için mücadele ediyorlar. "Bütün Toprak" — bu, kısmi tavizlerle ve bağışlarla yetinmemek demektir; bu, köylü ile büyük toprak sahibi arasındaki bir uzlaşmaya değil, büyük toprak sahipliğinin ortadan kaldırılmasına dayanmak demektir. Ve bilinçli proletaryanın partisi,Sosyal-demokratlar, en kesin şekilde bu görüşünü ilan ettiler: RSDİP, geçen Mayıs ayında toplanan üçüncü Kongresinde, bütün özel arazilerin kamulaştırılması dahil, köylülerin devrimci taleplerini destekleyeceğini açıkça ilan eden bir karar aldı. Bu karar, net bir şekilde gösteriyor ki, bilinçli işçilerin partisi, köylülerin, bütün toprağın kendilerine verilmesi yolundaki taleplerini destekliyorlar. Bu bakımdan, partimizin diğer yarısının topladığı kongrede alınan kararın içeriği, RSDİP'nin üçüncü Kongresinin kararıyla tam bir uyum içindedir.
"Tam özgürlük", kamu ve devlet işlerini yöneten memurların ve diğer görevlilerin seçimle belirlenmeleri demektir. "Tam özgürlük", bütünüyle ve sadece halka bağlı olmayan, halk tarafından seçilmemiş, halka hesap vermek zorunda olmayan, ve halkın iradesiyle geri çağrıla-mayan devlet yönetiminin tamamıyla ortadan kaldırılması demektir. "Tam özgürlük", halkın memurlara tabi kılınması değil, memurların halka tabi kılınması demektir.
Şüphesiz ki, toprak ve özgürlük uğruna mücadele eden köylülerin hepsi, mücadelelerinin ne içerdiğini ve cumhuriyeti talep etmeye kadar gittiğini tam olarak kavramış değillerdir . Ama buna rağmen, köylülerin talebinin demokratik eğilimi, hiç şüphe götürmez. Bu nedenle, proletaryanın bu talepleri destekleyeceğinden köylüler emin olabilirler. Köylüler bilmelidirler ki, kentlerde dalgalanan kızıl bayrağımız, sadece sanayi ve tarım işçilerinin değil, ama aynı zamanda milyonlarca ve on milyonlarca küçük çiftçinin de gündemde olan ve hayati istemleri için girişilen mücadelenin bayrağıdır.
Bütün şekil ve biçimleriyle serflik düzeni kalıntıları, bugüne kadar, köylülüğün bütün kitlesini ezen amansız bir yük olmuştur ve proleterler, bu yükü ortadan kaldırmak için, kızıl bayrakları altında,savaş ilân ettiler.
Ama kızıl bayrak, sadece köylü taleplerinin proletarya tarafından desteklenmesi demek değildir. Aynı zamanda, proletaryanın bağımsız istemlerini de dile getirir. O, sadece toprak ve özgürlük için mücadele demek değildir; aynı zamanda, insanın insan tarafından sömürüsüne karşı, halk yığınlarının yoksulluğuna karşı, sermayenin egemenliğine karşı mücadele demektir. İşte burada, ikinci sorun la karşılaşıyoruz; köylülere devrim ne verebilir?
Köylülerin bir çok (örneğin sosyalist-devrimciler) içten dostları, bu soruna ilgisiz kalır ve onun önemini değerlendirmez. Onlar, köylünün talebini ortaya atmak ve çözmenin , - yani "toprak ve özgürlük!" - yeterli olduğunu sanıyorlar. Bu, büyük bir hatadır. Tam özgürlük, halk tarafından devlet başkanı na kadar tüm memurların seçilmesi, sermayenin egemenliğini yok etmeyecektir, bir azınlığın zenginliğini ve kitlelerin yoksulluğunu ortadan kaldırmayacaktır. Toprak mülkiyetinin tamamen kalkması bile, ne sermayenin egemenliğini ve ne de yığınların yoksulluğunu ortadan kaldırmayacaktır. Toprak bütün halkın mülkü haline geldiği zaman bile, toprağı, sadece sermayeye, hayvanlara, makinelere, tohuma, krediye sahip olanlar, bağımsız olarak işletebileceklerdir. Çalışmak için ellerinden başka hiç bir şeyi olmayanlara gelince, onlar, demokratik cumhuriyette bile, toprak bütün halkın mülkiyetine geçmiş olsa bile, gene sermayenin kölesi olarak kalacaklardır.
Sermayenin toplumsallaştırılması olmaksızın toprağın "toplumsallaştırılma"sı gerçekleştirilebilir fikri, sermaye ve meta ekonomisi düzeninde, topraktan eşit olarak yararlanılabilinir fikri, hayaldir. Avrupanın hemen hemen bütün ülkelerinde, Sosyalizm, bu ve buna benzer hayallerin hakim olduğu dönemlere tanık oldu. Bütün ülkelerin işçi sınıflarının mücadelede edindiği deneyimler, bu hatanın pratikte ne kadar tehlikeli olduğunu göstermiştir, ve bugün Avrupa ve Amerika'nın sosyalist proleterleri tamamen bundan arındılar.
Bu nedenle, bilinçli işçilerin kızıl bayrağı, birincisi, tam özgürlük ve bütün toprak uğruna köylü mücadelesini bütün gücümüzle desteklemek demektir; ikincisi, orada durmayacağımız, daha ileriye gideceğimiz demektir. Biz, özgürlük ve toprak uğruna mücadelenin yanında, sosyalizm mücadelesi veriyoruz. Sosyalizm için mücadele, sermayenin egemenliğine karşı mücadeledir. Bu mücadele herkesten önce, direk ve bir bütün olarak sermayeye bağımlı olan ücretli işçiler tarafından yürütülür. Küçük mülk sahiplerine gelince, bunların bazıları sermaye sahibidirler ve çoğu zaman işçileri sömürürler. Bu nedenle, küçük çiftçilerin tamamı sosyalizm savaşçılarının saflarına katılmazlar; sadece sermayeye karşı duran işçilerin safına bilinçli ve kararlılıkla gelenler, özel mülkiyete karşı kamu mülkiyetinin tarafına geçenler katılırlar.
Köylülerin bir çok (örneğin sosyalist-devrimciler) içten dostları, bu soruna ilgisiz kalır ve onun önemini değerlendirmez. Onlar, köylünün talebini ortaya atmak ve çözmenin , - yani "toprak ve özgürlük!" - yeterli olduğunu sanıyorlar. Bu, büyük bir hatadır. Tam özgürlük, halk tarafından devlet başkanı na kadar tüm memurların seçilmesi, sermayenin egemenliğini yok etmeyecektir, bir azınlığın zenginliğini ve kitlelerin yoksulluğunu ortadan kaldırmayacaktır. Toprak mülkiyetinin tamamen kalkması bile, ne sermayenin egemenliğini ve ne de yığınların yoksulluğunu ortadan kaldırmayacaktır. Toprak bütün halkın mülkü haline geldiği zaman bile, toprağı, sadece sermayeye, hayvanlara, makinelere, tohuma, krediye sahip olanlar, bağımsız olarak işletebileceklerdir. Çalışmak için ellerinden başka hiç bir şeyi olmayanlara gelince, onlar, demokratik cumhuriyette bile, toprak bütün halkın mülkiyetine geçmiş olsa bile, gene sermayenin kölesi olarak kalacaklardır.
Sermayenin toplumsallaştırılması olmaksızın toprağın "toplumsallaştırılma"sı gerçekleştirilebilir fikri, sermaye ve meta ekonomisi düzeninde, topraktan eşit olarak yararlanılabilinir fikri, hayaldir. Avrupanın hemen hemen bütün ülkelerinde, Sosyalizm, bu ve buna benzer hayallerin hakim olduğu dönemlere tanık oldu. Bütün ülkelerin işçi sınıflarının mücadelede edindiği deneyimler, bu hatanın pratikte ne kadar tehlikeli olduğunu göstermiştir, ve bugün Avrupa ve Amerika'nın sosyalist proleterleri tamamen bundan arındılar.
Bu nedenle, bilinçli işçilerin kızıl bayrağı, birincisi, tam özgürlük ve bütün toprak uğruna köylü mücadelesini bütün gücümüzle desteklemek demektir; ikincisi, orada durmayacağımız, daha ileriye gideceğimiz demektir. Biz, özgürlük ve toprak uğruna mücadelenin yanında, sosyalizm mücadelesi veriyoruz. Sosyalizm için mücadele, sermayenin egemenliğine karşı mücadeledir. Bu mücadele herkesten önce, direk ve bir bütün olarak sermayeye bağımlı olan ücretli işçiler tarafından yürütülür. Küçük mülk sahiplerine gelince, bunların bazıları sermaye sahibidirler ve çoğu zaman işçileri sömürürler. Bu nedenle, küçük çiftçilerin tamamı sosyalizm savaşçılarının saflarına katılmazlar; sadece sermayeye karşı duran işçilerin safına bilinçli ve kararlılıkla gelenler, özel mülkiyete karşı kamu mülkiyetinin tarafına geçenler katılırlar.
Bu nedenledir ki, sosyal-demokratlar, büyük toprak sahiplerine ve memurlara karşı bütün köylülükle birlikte, mücadele ettiklerini, bunun yanında, kent ve köy proleterleriyle birlikte sermayeye karşı mücadele ettiklerini söylerler. Toprak ve özgürlük için mücadele, demokratik bir mücadeledir. Sermayenin egemenliğine karşı mücadele, sosyalist bir mücadeledir.
O zaman, tam özgürlük ve tüm toprak uğruna, birlikte olmaya ve sadık bir şekilde , özveriyle, yoldan şaşmadan mücadele etmek kararını almış olan "Köylüler Birliği"ne yürekten selamlarımızı gönderelim. Bu köylüler, gerçek demokratlardır. Demokrasi ve sosyalizmin görevleri üzerine hatalı görüşlerini, onları bu büyük mücadelede birleştiğimiz müttefiklerimiz olarak görerek, sabırla ve sürekli olarak onlara açıklamalıyız. Bu köylüler, kendileriyle, şu anda gelişmekte olan devrimin tam zaferi için mücadele yolunu birlikte yürütmemiz gereken ve yürüteceğimiz gerçek devrimci demokratlardır. Genel greve çağrı planlarını, ve gelecek sefer, kent işçileri ve bütün yoksul köylülerle birlikte devrime katılma kararlaını sempatiyle karşılıyoruz. Bütün bilinçli işçiler, bu planın yaşama uygulanmasında yardımcı olmakta her türlü çabayı gösterecektir. Ancak, en dürüst ve en devrimci demokratlarla yapılsa bile, hiç bir ittifak, proleterlere, daha ileri ve daha önemli olan amaçlarını, sosyalizm uğruna mücadeleyi, sermayenin iktidarının tamamen yıkılması ve bütün emekçileri her türlü sömürüden kurtarma uğruna mücadeleyi unutturmayacaktır.
Toprak ve özgürlük için ortak mücadelemizde İşçiler ve köylüler, ileri!
Uluslararası sosyal-demokrasi ile birleşen proleterler, sosyalizm için mücadelede ileri!..
Toprak ve özgürlük için ortak mücadelemizde İşçiler ve köylüler, ileri!
Uluslararası sosyal-demokrasi ile birleşen proleterler, sosyalizm için mücadelede ileri!..
Novaya Zhizn No 11,
12 (25) Kasım 1905
Çeviri
Erdoğan A
Mayıs 26, 2019
Çeviri
Erdoğan A
Mayıs 26, 2019