SOVYETLER BİRLİGİ KOMÜNİST PARTİSİ'NİN XIX, PARTİ KONGRESİ'NDE KONUŞMA
Stalin
Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin XIX. Parti Kongresi'ndeki konuşmadan
Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin XIX. Parti Kongresi'ndeki konuşmadan
Yoldaşlar!
Temsilcilerinin varlıklarıyla Kongremizi onurlandıran veya Kongre'ye mesaj göndermiş olan tüm kardeş parti ve gruplara, dostça selamları için, başarıların devamı dilekleri için, güvenleri için Kongremiz adına teşekkürlerimizi ifade etmeme izin verin. (Şiddetli, tezahürata dönüşen, sürekli alkışlar.)
Partimizi, halkların aydınık bir geleceği için mücadelesinde, savaşa karşı mücadelesinde, barışın korunması için mücadelesinde desteklemeye hazır olmak anlamına gelen bu güven, bizim için özellikle değerlidir. (Şiddetli, sürekli alkış.)
Muazzam bir güç haline gelmiş olan Partimizin artık desteğe gereksinim. duymadığına inanmak bir yanılgı olur. Bu yanlış olur. Partimizin ve ülkemizin, ülkemiz sınJrları ötesindeki kardeş halkların güvenine, sempatisine ve desteğine her zaman gereksinim vardı ve her zaman olacaktır.
Bu desteğin özelliği, Partirnizn barış çabalarının her bir kardeş parti tarafından gördüğü her türlü desteğin, aynı zamanda, barışın korunması için mücadelesininde kendi halklarının desteklenmesi anlamına gelmesinden oluşmaktadır. 1918-1919 yıllarında, İngiliz burjuvazisinin Sovyetler Birliği'ne silahlı saldırısı döneminde, İngiliz işçileri Rusya'dan Elinizi Çekin" şiarı altında savaşa karşı mücadeleyi örgütlediklerinde bu bir destekti, öncelikle· kendi halklarının barış için mücadelesine destek ve sonra da Sovyetler Birliği'ne destek. Yoldaş Thorez veya Yoldaş Togliatti, Qalklarının Sovyetler Birliği halklarına karşı savaş yürütmeyeceğini (Şiddetli alkış) açıkladıklarında, bu bir destekti, öncelikle Fransa'nın ve İtalya'nın barış için mücadele eden işçi ve köylülerine bir destek ve sonra da Sovyetler Birliği'nin barış çabalarına bir destek. Karşılıklı desteğin bu özelliği, Partimizin çıkarlarının yalnızca barışsever halkların çıkarlarıyla çelişmemesiyle değil, tam tersine onlarla kaynaşmasıyla açıklanabilir. (Şiddetli Glkış.) Sovyetler Birliği'ne gelince, onun çıkarları, tüm dünyada barış davasından hiç ayrılamaz.
Partimizin kardeş partiler karşısında yükümlülüğünü yerine getirmek, onları ve halklarını kurtuluş mücadelelerinde, barışı koruma mücadelelerinde desteklemek zorunda olduğu anlaşılır bir şeydir. Bilindiği gibi, :Partimiz tam da bunu yapıyor. (Şiddetli alkış. İktidarın, 191 Tde Partimiz tarafından ele geçirilmesinden sonra ve Partimiz kapitalistlerin ve toprak sahiplerinin boyunduruğunun ortadan kaldırılması için reel önlemler aldıktan sonra, kardeş partilerin temsilcileri, Partimizin cesaretine-ve başarılarına hayran kalarak, ona, dünya devrimci hareketinin ve işçi hareketinin "Hücum Tugayı" adını verdiler. Böylece, "Hücum Tugayı"nın başarılarının, kapitalizmin boyunduruğu altında eriyen halkların durumunu kolaylaştıracağı umudunu ifade ediyorlardı. Partimizin, özellikle İkinci Dünya Savaşı döneminde, Sovyetler Birliği Alman. ve Japon faşist zorbalığını ezdiğinde ve A vrupa'yia Asya halklarını faşist kölecilikten kurtardığında, bu umutlan haklı çıkardığını düşünüyorum. (Şiddetli alkış.)
Tabii, yalnızca tek bir "Hücum Tugayı"nın bulunduğu ve öncü savaşçının bu görevini neredeyse tek başına yerine getir mek zorunda olduğu sürece, bu onurlu görevi gerçekleştirmek çok zordu. Ama bu bir zamanlardı. Şimdi durum tamamen farklıdır. Şimdi, Çin ve Kore'den Çekoslovakya ve Macaristan'a dek, halk demokrasisi ülkeleri biçiminde yeni "hücum tugayları" sahneye çıktığından, Partimiz için mücadele kolaylaşmıştır ve çalışma da daha canlı ilerliyor. (Şiddetli, sürekli alkış.)
Henüz iktidara ulaşmamış olan ve çalışmalarını sert burjuva yasalarının boyunduruğu altında yürüten komünist, demokratik veya işçi ve köylü partileri özel bir dikkati hakediyorlar. Tabii ki, çalışmaları zordur. Ama çalışmaları, ileriye doğru en küçük adımın en ağır suç sayıldığı Çarlık döneminde, biz Rus komünistlerininki kadar zor değildir. Ancak Rus komünistleri direndiler. zorluklardan yılmadılar ve zaferi kazandılar. Aynı şey bu partilerde de söz konusu olacaktır.
Neden bu partilerin çalışması, Çarlık altında Rus komünistlerininki gibi zor olmayacaktır?
Birincisi. Sovyetler Birliği'nde ve halk demokrasisi ülkelerinde varolan mücadele ve başarı örnekleri gözlerinin önünde olduğu için. Yani onlar, bu ülkelerin hatalanndan ve başarılarından öğrenebilir ve böylece çalışmalarını kolaylaştırabilirler.
İkincisi. özgürlük hareketinin başdüşmanı olan burjuvazi, başkalaştığı, önemli ölçüde değiştiği, gericileştiği, halkla ilişkilerini yitirdiği ve böylece kendisini zayıflattığı için. Bu durumun, devrimci ve demokratik partilerin çalışmasını önemli ölçüde kolaylaştımıası gerektiği anlaşılır bir şeydir. (Şiddetli alkış.)
Eskiden burjuvazi liberal rolü oynayabiliyordu; burjuva-demokratik özgürlüklerden yana çıkıyor ve böylece halk içinde popülarite kazanıyordu. Şimdi liberalizmden iz bile kalmadı. Artık sözümona "kişi özgürlüğü" yok -Şimdi kişilik hafkıan artık yalnızca, sem1aye sahibi olanlara tanınıyor, bütün diğer vatandaşlar ise, yalnızca sömürülmeye yarayan insansal ham maddeler olarak değerlendiriliyor. İnsanlann ve ulusların eşitliği ilkesi toz oldu, onun yerine, sömüren azınlığın tam haklan ve sömürülen vatandaş çoğunluğunun yasal haklardan yoksunluğu geçti. Burjuva-demokratik özgürlükler bayrağı bir kenara atıldı. Eğer halkın çoğunluğunu etraflarına toplamak istiyorlarsa, komünist ve demokratik partilerin temsilcilerinin bu bayrağı yükseltmek ve ileri taşımak zorunda olduklarını düşünüyorum. Onu. yükseltebilecek başka hiç kimse yok,. (Şiddetli alkış.)
Eskiden burjuvazi ulusun başı sayılıyordu, ulusun hakları ve bağımsızlığından yana çıkıyor ve bunu "herşeyin üstünde" tutuyordu. Şimdi "ulusal ilke"den bir iz bile kalmadı. Şimdi burjuvazi ulusun haklarını ve bağımsızlığını dolar karşılığında satıyor. Ulusal bağımsızlık ve ulusal egemenlik bayrağı bir kenara atıldı. Kuşkusuz, eğer komünist ve demokratik parti temsilcileri, ülkelerinin yurtseverleri olmak istiyorlarsa, uluslarının öncü gücü olmak istiyorlarsa bu bayrağı yükseltmek ve ileri taşımak zorundadırlar. Onu yükseltebilecek başka hiç kimse yoktur. (Şiddetli alkış.)
Şu anda durum böyledir.
Bütün bu koşulların, henüz iktidara ulaşmamış olan komünist ve demokratik partilerin çalışmasını kolaylaştırması gerektiği anlaşılır bir şeydir.
Dolayısıyla, sermaye egemenliğindeki ülkelerde kardeş partilerin zaferini beklemek için her turlü neden mevcuttur. (Şiddetli alkış.)
Yaşasın kardeş partilerimiz! (Sürekli alkış.
Kardeş partilerin liderlerinin yaşamı uzun ve sağlıklı olsun! (Sürekli alkış.)
Yaşasın halklar arası barışı (Sürekli alkış.)
Kahrolsun savaş kışkırtıcılar! (Herkes ayağa kalkıyor. Tezahürata dönüşen şiddetli, uzun süren alkış. "Yaşasın Stalinyoldaş,!", "Stalin yoldaşa -Hurra!", "Yaşasın dünya emekçilerinin büyük lideri; Stalin yoldaş!", "Büyük Staliıı'e-Hurra", "Yaşasm halklar arası barış!" sesleri duyuluyor. Sesler: "Hurra!")
(Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin XIX. Parti Kongresi'ndeki konuşmadan, Dietz Verlag, Berlin 1952, s. 5-15)