Gençlik üzerine - Eğitim ve Hayat
30 Mayıs 1926'da Severdlof Üniversitesi'ni Bitiren Üniversiıelilerin Önünde Verilen Söylev
Kalinin
DEVRİMCİ ÇALIŞMALAR VE KURAMSAL ÖLÇÜ
Biz şu anda çok bütünleşmiş bir dönem yaşamaktayız. Hayatımız her geçen yıl daha da bütünleşecektir. Sovyet kuruculuğumuz git gide daha çok uzman. gücü istemektedir. Şu anda sosyal olaylara ilkel yaklaşım imkansızdır. Aksine, Marksist diyalektik dün siyah olanın bugün beyaz, dün kırmızı olanın da bugün beyaz hale geldiğini öğretmektedir. Her sosyal olaya her seferinde derinleşmesine marksistçe bakmayı başarabilmek gerekir. Konuyu bütünselliği ile kavramak ve bunun yanı sıra onun içeriğinin çözümünü de başarabilmek gerekir. Konuları bütün olarak kavrayabilmek, içeriklerini çözümleyebilmek için hiç kuşkusuz ki peşinen büyük ölçüde bir Marksist hazırlığa ihtiyaç vardır. Söz konusu Marksist hazırlık, kişinin pratikten gelmediği zamanlarda daha çok zorunlu dur.
Ve şu anda ben, Sovyet kuruculuğunda olduğu gibi parti çalışmalarında da uzman kişilere şiddetle ihtiyaç olduğunu ileri sürüyorum. Sovyetler Birligimiz siyasal eğitim, siyasal eylem, ve siyasal doyum bakımından tüm Avrupa ve Avrupa dışı ülkelerden üstündür. Bu konuda kuşkuya hiç yer yoktur. Ancak siyasal eylemin düzeyi henüz büyük ölçüde sistematik, düzenli kuruculuk için yeterli değildir.
Görevimiz kuşkusuz şudur: Parti olarak kültür konularında kitlelerin siyasal etkinlik ve istemlerinden yararlanmalıyız. Büyuk yükseliş zamanlarında (halen İngiltere'deki grev gibi düne kadar sıradan bir esnaf olan her işçi kahramanlaş makta, işçilerin çıkarları uğruna savaşmakta ve yükseten mücadele birbiri ardınca kahramanlar doğurmaktadır. Fakat yoldaşlar, ilerici hareketin temposu her zaman süratli olmaz. Sık sık gerilernek zorunda kalabiliyoruz. Tekdüze yıllar, sıradan gündelik işler insan hayatının % 99'unu kaplamaktadır. Partili işçi için en önemli şey, sıradan günlük çalışmayı başa rabilmesi, pratik hayatın her gün her saat önüne çıkardığı koşullarda şevkle onun yükselişini engelleyen şeyleri aşabilmesidir. Bu gündelik işlerin çirkin engelleri onun azmini geliştirmeli ve güçlendirmelidir ki, gündelik sıradan işlerde bile nihai hedefi görebilsin ve komünizm uğruna savaştığını asla gözden kaçırmasın.
Partimizin, kelimenin en geniş anlamıyla sizin de katılımınızla gerçekleştirmeye çalışacağımız kuruluşu, son hedefi günlük işler yüzünden hiç bir zaman unutmaması gerekir. Yolunda ne tür engellere rastlarsa raslasın, bugün değilse yarın aşılacağını kesinlikle bilmelidir. Partisiz geniş işçi ve köylü kitlelerinin bilincine, hem de günlük pratik çalışmalardan örneklemeler yaparak, komünizmin nihai zaferi inancını aşilamayı başarması gerekir. İşçi, yöneticiye ancak o zaman değer verir. Siz de, kitlelerle birlikte çoşan ve bu çoşkuyu birlikte çalıştığı herkese aşılayan öğretmen ve yönetmenlere değer verirsizin. Bu nedenle yoldaşlar, işlerin belli bir ölçüde fedekarlık gerektirdiği partide çalışmak, fedakarca çalışmanın zevkini tatmak ve ona karşı ilgi duymak için uğrunda savaştığımız ilkelerin doğruluğuna ve güzelliğine derinden inanmak gerekir. Bu ilkelere, Marksizmin aşıladığı bu ideallere, bunları üç yıl okumuş olanlar değilde başka kim inanmış olabilir?..
MARKSiZM VE UYGULAMASI
Marksist olmak, yalnızca Lenin'i, Marx'ı, Engels'i ve Plehanofu okumuş ya da hatta öğrenmiş olmak demek değildir. Kuşkusuz ki, Marksizmin bilmeniz için bu dört yazarı okuma nız yeterlidir ve o zaman Marksizmi tanımış olursunuz. Fakat Marksizmi bilmek başka Marksizmi, en çeşitli, en özgün
ve olağanüstü durumda her gün, her saat uygulamak başka şeydir. Marksizmin kelimesi kelimesine bilinmesi her soruna marksistçe yaklaşılabileceği anlamına gelmez. Eğer bir insanın Marksist olması için yalnızca Marx'ın, Engels'in, Lenin'in ve Plehanofun eserlerini tanıması ya da az çok öğrenmesi yeterli olsaydı, o zaman biz kuşkusuz ki, sıcak ekmek gibi Marksist pişirirdik. Bu en büyük dört marksistin derinlemesine öğrenilmesi her ne kadar güçse de, buna ulaşmak, bu işe belli bir zaman ayırmakla mümkündür. Komünist partimizin saflarında Marx'ı kelimesi kelimesine bilen işçiler az mı? · Marksizm - metodu, anlayışı - yalnız adı geçen düşünürlerin eserlerinden değil, olayların tarihsel akışından da öğrenilebilir, pratik çalışmalarda gerçekten kavranılabilir. Siz Marksizmin yalnızca yöntemini, Kurmay Akademisini bitirmiş bir asker olarak benimsemiş bulunuyorsunuz (eğer tümünü benimsediğİnizi söylüyorsanız, ben henüz benimsemediğiniz fikrindeyim). Kuşkusuz dünyadaki başkomutanların büyük bir bölümü akademilerde yetişmektedir ve bu da doğaldır. Ancak akademiyi bitirmiş herkesin mükemmel bir komutan olduğu da söylenemez. Bizim devrim ordumuzdaki komutanların hepsi akademiden geçmiş değildir. Bu ne demektir? Marksizm sadece soyut bir kuram değil, en canlı bilimlerden biridir. Siz Marx'ın "Kapital"inin birinci cildini okuyunca kendinizi tümüyle soyutun içinde bulursunuz; bu duyguyu yaşamışsınızdır. Siz soyut kavramlar arasında kuramın pratik hayata nasıl uygulanacağını düşünüyorsunuz. Bu kuram aynı za manda en canlı, pratik hayatta günden güne öğrenilen kuram dır.
MARKSiZM YARATICILIKTIR
Marksist olabilmek için kuramı hayatla beslemek, günlük işleri kurama bağlamak gerekir. Yani marksist olmak yaratıcı olmak demektir. Yaratıcı olmak ne demektir? Zanaatçı ile yaratıcı arasındaki fark nedir? Ressamla sıradan resimci arasındakinin aynı Vladimirli ya da Suzdalı resimciler tarafından resmedilen ikonaları hatırlayın. Bunların hepsi birbirine benzemektedir. Hiç bir ikonanın yüzünde canlılık belirtisi göremezsiniz. Yaratıcı ise bambaşka birisidir. O, en basit bir şeyi yaparken, hatta çarık bile yaparken tüm ruhunu verir. Zanaatçı, işine ruhunu kattıgında sanatçı olabilir. Ressam da salt fırçasıyla boya sürdügü, işine ruhunu katmadıgı zaman zanaatçı olur. Devrimci ruhtan, yaratıcılıktan yoksun bir Marksizm, olan bitenin sürekli ve canlı bir biçimde hesabı tutulmazsa sözde Marksizm olur. Eger siz ögrendiklerinizi bulundugunuz yerlerde skolastik bir biçimde, basmakalıp uygularsanız, Leninizmin zanaatçıları olursunuz. Kitleleri arkanızdan sürükleyemezsiniz. Marksist yöntemi yanlış uygulamış olursunuz. Marksist yöntem, dogru olarak, ancak Marx'ın kuramı ile çalışırken, pratik hayatı kavradıgımız zaman uygulanabilir ve aldıgımız karar her seferinde yeni bir karar olur. Eğer bir sorunu bugün şöyle hallettiysen, yarın aynı sorunu yeni bir biçim de halledeceksin; çünkü yarın durum yeni olacaktır. Durum durmadan degişir. Tarih sonsuz olarak ileriye doğru hareket halindedir, yürür, bir yerde durmaz. Bir marksistin de tarih sel akışla birlikte sürekli olarak ileriye dogru hareket etmesi, tam olarak yönünü saptamayı başarması gerekir. Düşüncesi; işi ne denli sıradan olursa olsun sürekli araştırmalı, ögrenmeli, yaratmalıdır. Yoldaşlar! Siz şimdi üç yıllık Marksizm egitimini tamamlıyorsunuz. Hepiniz, dogal olarak çalışmalarınız dan azami sonucu almak gibi en ideal ruh hali içindesiniz. Çünkü insan için topluma bir şeyler verebilmek bilincinden daha büyük ödül yoktur. Ne derece güzel seraplar düşlerse niz düşleyin, yararlı oldugunuza inandıgınız anda ulaştıgınız tatdan daha büyük tata erişemezsiniz.
Bu bilinç insanı tümüyle doyurmaktadır.
Gençlik henüz pratik hayat deneyinden, devrimci sava şın siyasal deneyinden, sınıflar arasındaki çatışma deneyin den, kitleleri kazanmak, kitleleri kendine çekmek deneyin den geçmemiştir, bu deneyi edinmemiştir. Bu bilince kitleleri kazanmak istediginizde, yanıp tutuşmak bilincine sahip olmanız gerekir. Eğer dinleyicilerle heye canlanmadan konuşmaya başlar ve uyuklarsanız, dinleyiciler de sizin ruh durumunuza ayak uyduracaklardır. Size açık söy leyeyim ki, dinleyicilerden daha duygulu, daha dakik baro metre yoktur. Siz kürsüde en çapraşık bir dille konuşabilirsi niz, fakat eğer heyecanlıysanız, eğer ortaya attığınız sorunlar önemliyse ve eğer sorunu kürsüde hallederseniz, kitlede sizin le birlikte heyecanlanır. Bu ne demektir? Kitleyi arkanızdan sürükleyebilmeniz için, kitleyle birlikte yanıp tutuşmanız ge rek demektir.
KİTLELER İÇİNDE ÇALIŞMA HAKKINDA
Sonuç olarak yoldaşlar size küçük bir öğüt: Siz, kuşkusuz, gittiğiniz yerlerin kültür açısından gücüsünüz ve öyle olacaksınız. Şimdi birliğimiz büyüktür. Partimizin üye sayısı milyonu aşmıştır. Bu milyonluk partide, tüm ülkede olduğu gibi kültür düzeyimiz henüz çok zayıftır. Bunun için çalışmalarınızdan, hiçbir zaman kitleler karşısında kültürünüzle övünmeyin. Hiçbir zaman ... Bu konuda kitleler çok hasastır. Kitleye ancak açıkça, düpedüz, onun size eşit olduğunu, kendi mese lelerini yazar ve uzmanlar kadar akılcı yoldan çözümlemeye yetenekli ve sağlam düşüneeli olduklarını sezdirdiğiniz zaman konuşabilirsiniz.
İşte, öğrenim hayatınızdan ayrılacağınız bugün benim söylemeyi gerekli bulduğum birkaç söz budur.
Izvestiya
27 Haziran 1926