Header Ads

Header ADS

VATAN CEPHESİNİ İKTİDARDAN DÜŞÜRECEK KUVVET YOKTUR

Dimitrov

Penıik'te hamleci madenciler önünde söylenen nutuk

2 Haziran 1946

Madenciler, İşçi Partisi adına ve şahsım adı­na sizi ve Bulgaristan işçi sınıfının iftiharı, hal­kımızın iftiharı olan emek kahramanı bütün hamleci madencilerimizi en büyük bir samimi­yetle selamlamama izin veriniz. Hamleci olarak da­ha büyük bir enerji, gayret ve vatanımıza sadakat hissi ile çalışmanızı ve yeni, daha yüksek üretim bi­çimleri yaratan ve harekete getiren, işçi sınıfı için, halkımız için saadet temin eden yeni hamlecilerin sayısını mükemmel örneğinizle arttırmanızı dilerim. Yaşasın şanlı hamlecilerimiz! 

Pernik madenlerinde sizin aranızda yeniden bu­lunmak fırsatını elde ettiğimden özel bir his du­yuyorum. Maalesef bu fırsatı çok geç elde edebil­dim. Fakat ben şu anda, bundan 40 yıl önce bura­da, bu yerde neler olduğunu hatırlıyoıum ve bunu eski meslek arkadaşlarınıza ve daha genç olan siz­lere hatırlatmak isterdim. Pernik'e ilk defa olarak 1905 yılının ekim ayında Partimiz adına, Umumi İş­çi Meslek Birliği adına, Maden İşçileri Meslek Teş­kilatının temellerini atmağa teşebbüs etmek için maden işçileriyle temasa geçmek üzere gelmiştim. O zaman bu fikir taraftarı ancak birkaç kişi bul­dum. Pernik üzerine koyu, zifiri bir karanlık çök­müştü. Pernik küçük ve karanlık bir esaret ve dehşetli sefalet krallığına benziyordu. Madenciler, Ma­denler Müdüriyeti, mürteci mühendisler ve bizzat mürteci devlet idaresi tarafından tam bir adaletsiz­liğe, sonu gelmeyen keyfi hareket ve zorbalıklara tabi tutuluyorlardı. Ama bu birkaç madenci, bu du­rumun değiştirilmesi, madencilerin hayat, menfaat ve haklarını savunacak durumda olan teşkilatlı bir kuvvetin meydana getirilmesi üzerinde ciddi suret­te düşünmeğe başladılar. Az bir zaman sonra bu havari madenciler, İncilde anlatılan efsanedeki gibi on iki kişi oldular. Teşkilatlanmış madencilerin sa­yısı, büyük gayret sarfıyle, sayısız engel, soruştur­ma ve acıyı yenerek, gittikçe yükseliyordu. 

Şimdiki kudretli Madenciler Birliği işte bu kü­çük kurucular grubunun eserinden doğdu. 

Bundan birkaç ay sonra, 1906 yılında, haziran ayında, Pernik maden işçilerinin genel grevi ilan edildi. 35 gün devam eden grev, kaba bir devlet ida­resine karşı ( çünkü o zaman da madenler devletin elindeydi), Pemik madencilerinin ne menfaatlerini, ne haklarını, ne insanlık haysiyetini tanımıyan bir hükümete karşı yürütülüyordu. Henüz teşkilatlan­mış olan Pemik madencileri, çevre köylerden gelen ve bir cephenin gerisini andıran arkadaşlarının yar­dımıyle, memleketin her tarafından, grevcilere des­tek olmak üzere gıda maddeleri, ekmek ve benzer­lerini gönderen işçi ve köylülerin yardımiyle, namus­lu halk aydınlarının ve özellikle 35 gün süreyle bu­rada madenciler arasında birer havari-ajitatör sıfa­tiyle kalarak, hainlerin, grev bozucularının çıkma­masını gözetleyen üniversite öğrencilerinin yardı­miyle 35 gün kahramanca mücadele ettiler. Yalnız madenciler hareketinin tarihinde değil, bütün işçi hareketimizin tarihinde de hatırası anılacak olan bu grev, Madenciler Birliğinin şahsında Bulgaristan'da işçi meslek teşkilatının tanınması - devlet tarafın­dan ilk defa olarak tanınması - ile sonuçlandı. O zaman Pernik madencileri Madenler Müdüriyeti ile ve Ticaret Bakanlığı ile ihtilaflı meseleleri teşkilat­ları ile, kulüpleri ile ve komisyonlariyle şeref ve haysiyetle halletmek hakkını kazandılar. Bu büyük bir başarı idi! Bu, her şeyden önce madencilerin öz bilincinin yükselmesi manasında bir başarı idi. On­lar birleşmiş, teşkilatlanmış oldukları ve işçi sınıfı ile köylü emekçi kitlelerinin yardımına dayandıkla­rı zaman hak, hürriyet ve menfaatleri uğrunda ba­şariyle mücadele edebileceklerini ve önceden oldu­ğu gibi tahkir ve nefrete tabi tutulmıvacaklarmı his­settiler. Arkadaşlar, o zamandan bu yana tam 40 yıl geçti. Bu 40 yıl zarfında madencilerimiz birçok haşan ve başansızlıklar geçirdiler. Onlar birçok kurbanlar verdiler. Madenciler Birliğinin ve işçi sı­nıfımızın verdikleri en değerli, en büyük kurban, faşistler tarafından alçakça ve canavarca öldürülen Temelko Nenkof oldu. Onun parlak ve şerefli hatı­rasını bir dakika ayakta sükut etmek suretiyle ana­lım!.. 

Yurttaşlar, Pernik madencileri, faşist rejimi za­manında da boyun eğmediler. Yer altında dişlerini, yumruklarını sıkarak kömür kazarken Bulgaristan halkı ile birlikte faşist diktatörlüğünün mezarını ka­zıyorlardı. Tarihi Dokuz Eylül davasında Pernik ma­dencileri en etkin biçimde katıldılar. Dokuz Eylül bizzat Pernik madencileri için bir zafer, büyük bir zaferdir. 

Dokuz Eylülden sonra ise Pernik madencileri bir buçuk yıldanberi halk ekonomimizi kalkındır­mak için gayretle çalışmakta, burada söylenmiş olduğu, gibi, sanayide makineleri hareket ettiren, tren­leri, taşıt araçlarını hareket ettiren, memleketimizi ısıtan ve aydınlatan kuvveti yaratmaktadırlar. 

İşçi sınıfı nasıl ki, köylülerle birlikte Vatan Cephesinin ve 9 Eylülden sonra meydana getirilen halk idaresinin temeli, granit temelidir, madenci­ler de nakliyat işçileriyle birlikte işçi sınıfının ön müfrezesi ve Vatan Cephesi ile halk idaresinin te­melinin özüdürler. Bir buçuk yıl içinde halk ida­remiz bütün sahalarda: Memlekette demokratik esaslar dahilinde yeni baştan kurulması işinde de, halk ekonomisi sahasında da, emeğin korunması ve işçi sınıfı ile genel olarak Bulgaristan emekçilerinin maddi ve kültürel seviyesinin yükseltilmesi sahasın­da da bir hayli işler bitirdi. Fakat yapılmış olanlar henüz yeterli olmaktan çok uzaktır. İşçi sınıfının ve özellikle madencilerin bütün halkımızın yapması gereken esas ve en önemli iş henüz yapılmış değil­dir. Önümüzde bir halk cumhuriyeti meydana ge,. tinnek, kurmak görevi durmaktadır. Karanlık ma­ziye dönülmesine karşı bütün maddi, siyasi, kültü­rel ve manevi garantileri verebilecek bir halk cum­huriyeti; açgözlü, muhtekir, tufeyli kapitale yer ve­rilmiyeceği; başıboşlara, muhtekirlere, halkı soyan­lara ve baskı altında bulunduranlara yer olmıyaca­ğı bir halk cumhuriyeti; bizde emek kesin ve ulu bir amildir hükmünü kesin olarak takviye edecek bir halk cumhuriyeti; ve, çalışmağa muktedir olup da çalışmak istemiyen, cemiyete faydası olan emek sar­fetmiyen dişlememelidir, prensibinin gerçekleştiri­leceği bir halk cumhuriyeti; memleketimizin de­mokrasi yolunda ileri ve daima ileri gelişmesini sağlayacak bir halk cumhuriyeti! Maddi, kültürel ve manevi bütün nimetler, yalnız çalışanlara, halkkımızın rehahı uğruna yaratanlara veya yaratmış olanlara! 

En yakın bir zamanda, Bulgaristan milletinin ekonomik yükselişini sağlamak için bütün kuvvet­lerimizi, bütün enerjimizi sarfetmemiz, memleketin var olan bütün kaynaklarından faydalanmamız ge­rekmektedir. Çünkü sağlam bir ekonomik kudret olmadıkça, halkımız devamlı hürriyet ve milli ba­ğımsızlığa sahip olamaz. Önümüzde, dostlarımız, Sovyet halklarının yardımiyle, diğer İslav kardeş­lerimizin, Batı Avrupa ve Amerika'da birçok de­mokratik dostlarımızın yardımiyle bir halk ola­rak mücadele etmek, Bulgaristan için şerefli ve el­verişli bir barış sağlamak uğrunda mücadele etmek gibi büyük qir görev durmaktadır. 

Büyük görevler, tarihi önemde ödevler! Bütün güçlükler yenilmelidir. Lakin bunun için halkımız birleşmiş olmalıdır. Vatanımızın gelecekteki saade­tinin teminatı olan Vatan Cephesi, bilhassa şu anda, irtica ile birlikte, halkımızın bu kudretli kuvvetini içerden parçalamak isteyen bir sıra yanlış vatan cephecisinin de baş kaldırdığı anda her bakımdan sağlamlaştırılmalı dır. 

Büyük Rus masalcısı Krilof bir masalında, si­zin de bildiğiniz gibi, şöyle anlatıyor: Kartal, yen­geç ve turnabalığı bir araya gelerek, araba çekmek istemişler. Fakat kartal yukarıya, yengeç geriye, tur­nabalığı ise aşağıya doğru çekiyormuş. Nihayet ara­ba bataklığa düşmüş. Halkımız, biz sosyalistler ve Vatan Cephesine mensup iyi müttefiklerimiz, dev­let arabamızın bu gibi kartal, yengeç ve tumabalık­larının eline düşmesine müsaade etmiyeceğiz. İdare­de birlik, Vatan Cephesinin sarsılmaz birliği hayati mahiyette zaruridir. Lafta değil, iş'te birlik lazımdır.

Biz, hepimiz güzel beyanata kafi derecede tokuz; halk çalışma, halka faydası dokunan, gerçekten va­tancepheci çalışma istiyor! 

Sovyet orduları Bulgaristan'ı terkedince, o za­man bayrağı da kaldıracaklarını ve Vatan Cephesi­nin sonunun geleceğini tasavvur ve ümit edenler çok saf olsa gerek. Orduda da buna benzer unsurlar var­dır. Onlar aptal olduklarından Vatan Cephesinin, bugünkü halk idaresinin kuvvetinin Sovyet ordula­rının burada bulunmasında olmadığını anlamıyor­lar. Halk idaremizin kuvvet kaynağı, bizzat halkta, işçi sınıfında, köylülerde, halk aydınlarmdadır ... Sovyet orduları gidebilirler, onların görevi bizde daimi olarak kalmak değildir, ama halk kalıyor. Va­tan Cephesi kalıyor, onun derin kökleri kalıyor ve bu kökleri hiç bir kuvvet sökemez. 

Fakat Sovyet orduları Bulgarist:m'dan çekilince Vatan Cephesinin sonunun geleceğine dair halk düş­manlarının yaydığı söylenti manidardır. Bunlar bi­zim ve sizin için, bütün halkımız için bir işarettir. Bu ne demektir? Bu, lejyonerler, Makedonyalı tet­hişçiler, mürteci subaylar, çeşitli muhtekirler ve memleketimizde bulunan diğer zararlı unsurların meydana getirdiği mürteci kuvvetler toplanmakta­dır demektir. Bunlar fesatçılık yapmakta, halk aleyhinde belirli hareketlere hazırlanmaktadırlar. 

Trifon Kunef adında veya alay ederek Trifon­son diye adlandırılan bedbaht bir yazar var. O «Ze­leno zname» de yayınladığı «Kırmtılar»dan bir bro­şür çıkarmıştır. Broşürün ön sözünde yazar, bu ese­rinin bugünkü Bulgaristan'da ,,direnme eylemi»nin zaferine hizmet etmesi gerektiğini yazmaktadır. O, kara ruhunda gizleneni istemiyerek açıkça söylemiş­tir. Bu direnme eylemi nedir, kime karşıdır? Bu, lüzumsuz ve zararlı olduklarından tarihin arşivine atılmaları gereken kimseler tarafından hazırlanan bir direnme eylemidir. Bizde aklı yerinde olan her insan iyi bilir ki, Vatan Cephesini iktidardan düşü­recek kuvvet yoktur, çünkü o, halkın büyük çoğun­luğunun, en iyi ve en kuvvetli kısmım temsil etmek­tedir. Fakat tethişçilik hareketlerinde bulunabile­cek, pusu kurarak cinayet işleyebilecek koyu unsur­lar, şu veya bu yerde halkın yaratıcılığına belli bir süre için engel olabilecek canavarlar, halkın yeni Bulgaristan'ı kurmak gayretlerini üretim sahasında, sosyal hayatta ve devlet cihazında bozabilecek ve baltalayabilecek yabancı ajanlar vardır. Bu koyu ve alçak çevreler uyumuyor, onlar gruplaşıyor ve hazırlanıyorhır. Bundan dolayı halkımızın tetikte bulunması, her an seferberlik halinde hazır olması lazımdır. 

Yabancıların yardımiyle iktidara gelmek ümi­diyle vatandaş savaşı çıkarmak isteyen maceracılar var. Bunu istiyorlar ve teşebbüs edebilirler. Buna teşebbüs ederlerse, halktan öyle bir ders alacaklar­dır ki, onu, halkın dediği gibi, öbür dünyaya gidin­ce de unutmıyacaklardır. Fakat işin oraya varması­na meydan vermemek, halkımızın, normal demok­ratik gelişmemizin ve ekonomik kalkınmamızın menfaati icabıdır. En iyi tıp, hastalıkları yalnız te­davi etmeyip onların zamanında önüne geçen tıbdır. Şimdiki vaziyette siyasi dilde bunun ifade ettiği mana şudur: Mesele tahrikçileri ve maceracıları halk idaresine karşı el kaldırdıkları sırada zararsız hale sokmak değildir, bilakis, daha şimdi şehir ve köylerde, dairelerde, orduda, velhasıl her yerde uya­nıklık öyle bir seviyede bulunmalı ki, memleketi­mizde huzur ve düzeni herhangi bir şekilde bozacak her teşebbüs, en küçük bir teşebbüs dahi zamanın­da önlenmelidir. Bir millet olarak ruhumuzun can­lı, uyanık, seferberlik halinde bulunması gerektir. Siz madenci olarak, yer altında kömür çıkarırken, zorunlu olan ve sizin için bir şeref olacak 10 bin ton kömürü gayretle çalışarak her gün sağlarken, ge­rektiği takdirde, halk düşmanlarının kabahati yü­zünden aletlerinizi birkaç saat için bırakıp alelacele Sofya'ya gelmeniz gerekebileceğini unutmayınız ve buna hazır olunuz! 

Orduda meydana çıkarılmış olan «Çar Krum» adlı askeri teşkilat gibi bütün tedhişçi grup ve teş­kilatların, onlarla gizli işbirliği edenlerin, gizli yar­dımcı ve koruyucularının, akıllannı başlarına top­layıp bu tehlikeli ateşle oynamamaları hususunda bu kürsüden ihtar edilmeleri gerekir, zira biz Bul­gar evini yangından koruyabiliriz, lakin onlar kayıt­sız şartsız yanıp mahvolacaklardır. Kendi Bulgar evimizde barış, düzen ve sükunet olmasını istiyo­ruz! Halk yeni, demokratik Bulgaristan'ı rahat ve imanla yaratmak, kurmak istiyor. Bu itibarla onun yaratıcı yoluna çıkanlar, silinip süprüleceklerdir. 

Yurttaşlar, toplantınız, büyük milli kahraman, devrimci ve şairimiz Hristo Botef'in hatırasının anıl­ması gününe tesadüf etmektedir. Bulgaristan'ın hür­riyet ve bağımsızlığı için taşıdığı önem bakımından Botef bugüne kadar hiçbir Bulgar tarafından aşıl­mamıştır. Sözüme şu çağrı ile son vermek isterdim: Halkımıza, vatanımıza yüce Hristo Botef'in şeref, sa­dakat ve fedakarlıkla hizmet etmiş olduğu gibi hiz­met edelim; halk düşmanlariyle devrimci Hristo Bo­tef'in korkusuzca mücadele etmiş olduğu gibi mü­cadele edelim. 

Üretimde ekonomimizin kalkındırılmasında,ekonomik kudretimizin kurulmasında ön safta yü­rüyen kahraman işçi sınıfımız varolsun! 

Yaşasın işçiler, köylüler ve sadık halk aydınları arasındaki dostluk! Çünkü bu dostluk Vatan Cep­hesinin, halkımızın faşist aleyhtarı demokratik ta­baka ve kuvvetlerinin birleşmesinin belkemiğidir! 

Yaşasın şanlı madencilerimiz; yaşasın hamleci çıkan madencilerimiz! Yaşasın bilhassa numaraları­nın tevkifine meydan vermiyen, emek veriminin art­ması için ellerinden gelen her şeyi yapan madenci­ler! 

Ne mutlu ki, canım ve kanımla bağlı bulundu­ğum Madenciler Birliği varolsun! 

Rabbtniçesko delo

s. 121, 4 Haziran 1946.

Blogger tarafından desteklenmektedir.