Header Ads

Header ADS

İRTİCA VE FAŞİZME KARŞI İLERİ

KURTARICI VE YENİLMEZ VATAN CEPHESİ DAVASININ GALEBESİ UGRUNDA, İRTİCA VE FAŞİZME KARŞI İLERİ 

Partinin parlamento grubu, Merkez Komitesi azalan ve Sofya şehir aktifi önünde söylenen nutuk 

28 eylül 1946. 

Erkek ve kadın vatandaşlar! 

Bizzat kendiniz de anladığınız gibi, Büyük Halk Meclisi seçimlerinin memleketimiz için muazzam bir iç ve milletlerarası önemi vardır. Büyük Halk Meclisinin görevi genç cumhuriyetimizin anayasası­nı hazırlamak ve kabul etmek olacaktır. Bu anaya­sa, Halk Cumhuriyetinin kurulması için sağlam te­meller atacak içeriğe sahip olmalıdır. Büyük Halk Meclisi yeni anayasayı kabul ettikten sonra da bir yıl süreyle Halk Meclisinde kabul edilmiş olan ka­nun gereğince çalışacaktır. Bu Büyük Halk Mecli­sini büyük yaratıcı yasamalı faaliyet beklemektedir. Onun, bugüne kadar faaliyet yürütmüş olan alelade halk meclisinden daha iyi çalışması lazım gelecek­tir. Bu alelade halk meclisi şimdiye kadar halkımız ve memleketimiz için, denilebilir ki, fena çalışma­dı. 

Seçimlerin milletlerarası önemine gelince, bu önem herşeyden önce şundan ibarettir: Yabancı dünyanın önünde halkımızın vatanseverlik birliği daha açık bir şekilde gösterilebilecek ve Büyük Halk Meclisi terkibi ve faaliyeti itibariyle, bilhassa yeni anayasanın hazırlanmasiyle yabancı memleketlerde yeni Bulgaristan, onun halk demokrasisi ve haklı milli davası hakkında mevcut son kör inanç­ların ve dalaletlerin de suya düşmesine yardım ede­cektir ve bu suretle büyük görevimizin, yani layık bir barış antlaşmasının imzalanması görevinin hal­li bir hayli kolaylaşacaktır. 

Büyük Halk Meclisi seçimlerinin haiz olduğu ve geçen yıl yapılmış olan alelade halk meclisi seçim­lerinin önemini kesin olarak aşan bu özel önem gözönünde bulundurularak, Büyük Halk Meclisinin sadece milletvekili sayısı bakımından değil, karak­teri, kalitesi bakımından da Bulgaristan Halk Cum­huriyetinin gerçek Büyük Halk Meclisi olabilmesi için Partimizin ve Vatan Cephesinin bütün güçleri­ni harcamaları lazımdır. 

Vatan Cephesi önümüzdeki Büyük Halk Mec­lisi seçim kampanyasında genel bir platformla çı­kacaktır. Vatan Cephesinin milli komitesi ile parti­leri tarafından oy birliğiyle kabul edilen Halk Cum­huriyeti anayasa tasarısı, Vatan Cephesinin bu plat­formunun esaslı bir kısmını teşkil edecektir. 

Vatan Cephesi, Halk Cumhuriyetinin kurul­ması gayesiyle irticaa karşı, faşizm kalıntıla­rına karşı, Bulgaristan' da eskiyi geriye getirmek is­teyen ve bildiğiniz gibi, ajanları, çeşitli muhalefet grupları olan bütün çevrelere karşı bir bütün ola­rak, halkımızın bütün faşist aleyhtarı, demokratik, gelişmiş kuvvetlerinin birliği olarak çıkmaktadır. 

Genel bir platformla çıkan Vatan Cephesi, bu cepheyi teşkil eden ayrı ayn partilerin, ayn parti renkleri olan bültenlere sahip olmaları hususunda bir karar aldı. Bunun anlamı şudur ki, her seçmen Vatan Cephesinin platformu lehinde oy verirken, aynı zamanda istediği adaylar lehinde oyunu kullanmak hak ve imkanına da sahiptir. Memleketimiz­de Büyük Halk Meclisi seçimleri esnasında ayrı ay­rı parti renkleriyle oy kullanmanın Vatan Cephesi­nin dağılışı demek olduğu kehanetinde bulunan saf­diller, kısa görüşlü politikacılar ve aynı zamanda kindar düşmanlarımız vardır. Örneğin «Zeleno Ze­medelsko Zname» gazetesi « Vatan Cephesinin sonu geldi» diye yazmaktadır.

Erkek ve kadın vatandaşlar, eğer Vatan Cephe­miz, Vatan Cephesi partilerinin seçimlere ayrı ayrı parti renkleriyle katılmaları yüzünden bozulabilirse ve mahvolabilirse, böyle bir Vatan Cephesi için üzül­miyebilir. Ama gerçek bambaşkadır. Vatan Cephesi memleketimizdeki sağlam bir halk birliğidir. Onun halkımızın içınde derin kökleri vardır. O, 9 Eylüle kadar başarılar elde etmiştir, herşeyden önce 9 Ey­lül tarihi davası onun eseridir. Vatan Cephesi, fev­kalade büyük iç ve milletlerarası güçlüklere rağ­men, 9 Eylülden bu yana da başarılar elde etmiş ve halka faydası olan birçok eserler yaratmıştır. O, öz idaresine karşı aklıselim ve tenkidi surette dav­ranmakta ve halkın en iyi oğul ve kızlarının yardı­miyle, memleketimizin bütün halkın refahı yolunda ileri ve daima ileri yürümesi için mevcut aksaklık­ları ve işlenen hataları düzeltmek gayesiyle her gün çalışmaktadır. Gökyüzümüz altında. böyle bir yıkıl­maz Vatan Cephesinin temellerini sarsacak durum­da olan fırtına yoktur. 

Çekoslovakya' dan alınacak ibret verici bir ör­neğe de shibiz. Son seçimler esnasında orada Halk Cephesine mensup partiler ayn ayrı parti renkleri ile çıkmakla kalmayıp aynı zamanda tamamen ayrı olarak da seçimlere katıldılar. Sonuç ne oldu? Çe­koslovakya'da Halk Cephesi dağıldı mı, yoksa seçimlere kadar olan devredekinden daha kuvvetli mi çıktı? Memleketi başarıdan başarıya sevkeden Halk Cephesi ile hükümetinin seçimlerden, öncekine gö­re çok daha kuvvetli çıktıkları bir gerçektir. 

Bizde halkımıza iftira etmeyi çok seven insan­lar vardır. Onlar bizde böyle bir şeyin mümkün ol­madığını gayretkeşlikle iddia etmektedirler. Onlar şöyle diyor: «Halkımız Balkan halkıdır, biliyoruz biz onu. Onun adet ve ananeleri dehşetlidir, muhak­kak kendiliğinden gelen ihtiraslar alevlenecektir.» İftira! Bu, önceden, geçmişte oluyordu, hem monar­şizmin kabahati, faşizmin ve çürük burjuva parti ve güruhlarının kabahati yüzünden oluyordu. O za­mandan bu yana çok su aktı. Çok şey değişti. Mem­leketimizde, bu arada emekçi halkımızın kafasında, ruhunda ve kalbinde de derin değişiklikler oldu. Hayır. Ayrı ayrı Vatan Cephesi partileri arasındaki işbirliğin, irticaa, faşizme, yerli ve yabancı irticaın aletleri olan kindar muhalefete karşı yürüttükleri ortak mücadelenin ve yaptıkları kardeşçe işbirliği­nin hudutlarını aşmıyacağı bir seçim kampanyası­nın yapılması için biz bütün tehlikeleri önlemek yolunda şimdi yeter teminata sahibiz. Ayn ayrı par­ti pusulalariyle oy verme sisteminin, elbette, olum­lu ve olumsuz tarafları vardır. 

Biz olumsuz taraflar karşısında gözümüzü ka­pamıyoruz, hayır. Fakat biz bir hayli olan belli baş­lı olumlu tarafları da biliyoruz. Bunları bütün hal­kımız da bilmelidir. 

Vatan Cephesinin genel platformu tatbik edil­diğinde, ayrı ayrı parti pusulalariyle oy vermenin olumlu tarafları nelerdir? 

Bu olumlu taraflar özellikle nelerdir? 

Olumlu tarafların ilki, geçen yılın 18 Kasımında yapılan seçimlerden farklı olarak, önümüzdeki seçimlerde Vatan Cephesinin her beş partisinin de bütün kuvvetlerini harcamaları sayesinde şüphesiz ve kesin olarak geçen seçimlere göre çok daha fazla seçmenin elde edileceğidir. Ayın şekilde Vatan Cep­hesi lehinde, onun aday listeleri lehinde, şüphesiz ve kesin olarak daha büyük sayıda oy elde edilecek­tir; eğer partiler, geçen yıl olduğu gibi seçimlerde tek liste ve tek renkle çıksaydı, bunun aksi olacak­tı. Bu, olumlu tarafların büyük önemi olan birinci­sidir. 

Olumlu tarafların ikincisi, Vatan Cephesine da­hil her partinin halk arasındaki gerçek manevi-siya­si ağırlığım yoklamak imkanım elde edeceğidir; böylelikle bu partilerden herbiri gelecekte, bu hu­susta zararlı hayallerden ve kendisi için tehlikeli takdirlerden korunacaktır. Bu, olumlu tarafların çok faydalı olan ikincisidir. 

Olumlu tarafların üçüncüsü, bu şekilde oy ve­rildiğinde ve böyle bir seçim kampanyası yapıldı­ğında ayrı ayrı her partinin Vatan Cephesine olan bağlılığının ve siyasi olgunluğunun fiilen yoklan­ması imkanı elde edileceğidir; bu da az değildir, bizim için ve halkımız için gayet mühimdir. Biz müttefikiz, 9 Eylüle kadar birlikte savaştık, 9 Ey­lülden sonra da beraberce savaştık ve çalıştık. Şim­di biz hepimiz, ayrı ayrı partiler olarak dürüstlü­ğü, karşılıklı tahammülü ve karşılıklı hürmeti ne dereceye kadar öğrendiğimiz ve Vatan Cephesinin programına, tarihi 9 Eylül davasına, genç Halk Cumhuriyetimize fiilen ne dereceye kadar bağlı ol­duğumuz hususunda bir sınava tabi olacağız. Bun­lar, olumlu taraflardır. 

Fakat milletlerarası önemde büyük bir olumlu taraf daha vardır. Bu olumlu taraf nedir? 

Bildiğiniz gibi, hariçte iyiliğimizi düşünmiyen­lerin en ciddi kozlarından ve en yaygın delillerin­den biri, Vatan Cephesi idaresinin temsili bir idare olmadl'ğını, onun hükümetinin temsili mahiyette olmayışının, ancak seçimleri, birkaç partinin idare heyetinden meydana gelmiş olan tek bir liste ile yapmış olduğumuz niteliğinden ibaret olduğunu id­dia etmeleridir. Tabir caizse, milletvekillerini tayin etmişiz, geçen yılın 18 kasımında seçmenlerin kar­şısına çıkıp, bizim bizzat yapmış olduklarımızı onay­layınız, demişiz. Milletvekillerini zorla kabul ettir­mişiz. Onların söylediklerine bakılırsa, seçmenlere istedikleri milletvekillerini seçmek imkanını verme­mişiz. Pekala! Şimdi uyguladığımız oy verme biçimi bu kozu kesin olarak tasfiye etmekte, düşmanları­mızın bu delilini tuzla buz etmektedir. Şimdi genel platformla, ama partilerimizin renkleriyle çıkıyo­ruz; erkek ve kadın seçmenler, isterlerse bir komü­nist lehinde, isterlerse bir çiftçi lehinde, isterlerse bir zvenocu lehinde, isterlerse bir sosyal-demokrat­lehinde, isterlerse bir radikal lehinde oy vermek im­kanına tamamen sahiptirler. Bundan daha büyük bir seçim hürriyeti olabilir mi? Gelecekteki Büyük Halk Meclisinde ve Vatan Cephesi hükümetinde bundan, onun halk vekillerini bu tarzda seçmekten daha büyük bir temsili yet olabilir mi? 

Fakat bu seçimin olumsuz tarafları da vardır. Aslında bunlar ciddi olan biricik olumsuz taraftan ibarettir ki, biz onun hesabını veriyoruz ve onu bü­tün seçim kampanyası zarfında gözönünde bulun­durmalıyız. Bu olumsuz taraf şundan ibarettir: Va­tan Cephesini teşkil eden partiler, ayrı parti bülteniyle çıkınca, herbiri kendisi için mümkün mertebe daha fazla oyu kazanmağa çalışacaktır. Fazla oy ka­zanmağa çalışınca da, müttefikleri aleyhinde ajitas­yon yapmak zorunluğunda kalabilirler. Birbirleri aleyhinde ajitasyon yapınca ise, yaptıkları işbirliği­nin sarsılmaması, yıkılmaması mümkün değildir. Demek ki, böylelikle Vatan Cephesinin birliği sar­sılmış olur; bu da istenmez ve zararlıdır ve gelecek­te memleketimiz için ağır sonuçlar doğurabilir. Böyle bir tehlikenin gerçekten var olduğunu inkar etmek, yanlış olur. Bu, ,gerçekten ciddi bir tehlike­dir. 

Fakat biz bu tehlikeyi yenebilir miyiz? Bu teh­likeyi tam􀀣miyle veya en az yüzde 95, yüzde 99 de­miyelim, yçnmek için Vatan Cephesinde kuvvet ve araçlara sahip miyiz? Şüphesiz, sahibiz. Bu tehlike­yi fiilen nasıl yenebiliriz? 

Birincisi: Sosyalistler için, komünistler için, çiftçiler için, zvenocular için, bütün vatan cepheci­ler için bir kanun olan genel siyasi platform aracı­lığıyle yenebiliriz. Bu platform, seçim kampanyamı­zın temeli, sağlam bir temelidir; bu temel Vatan Cephesinin bütün partilerini siyasi ve manevi ba­kımdan birbirine bağlamaktadır. 

İkincisi: Dün Milli Komitede bütün partilerin idare heyetleri tarafından kabul edilen karşılıklı sözleşmemiz aracılığıyle yenebiliriz; bu sözleşmeye göre seçim kampanyasını, seçim ajitasyonunu, Va­tan Cephesinin şu veya bu partisine karşı olmıya­cak şekilde yürüteceğiz. Seçim kampanyası ve aji­tasyonu irticaa karşı, Bulgaristan'ın demokratik ge­lişmesine engel olan, iktisaden kalkınmasına, ve milletlerarası durumun düzenlenmesine, şerefli ve adil bir barış anlaşması imzalanmasına engelolan, milletimizin milli ve devlet egemenliğini ihlal eden kuvvetlere karşı yönelmiş olacaktır. Genel fikri-siyasi ateş, yani piyade, topçu, süvari, hava kuvvetleri ve bunlara mensup bütün silahlar o he­defe yöneltilecektir. Fikri-siyasi bakımdan piyade, topçu, süvari ve hava kuvvetlerinin. irticaın Halk Cumhuriyetimizin bundan böyle ilerlemesine engel olmak hususunda beslediği her arzusunu kırmaları lazım gelecektir. 

Üçüncüsü: Vatan Cephesi, onun Milli Komitesi yanında ve mahallerde seçim komiteleri, özel organ­lar bulunacaktır; bunların görevi seçim kampanya­sının yürütülmesinde bizzat partilere karşılıklı yar­dımda bulunmak, seçim kampanyası devresinde, dostça ve müttefik olarak geçinen Vatan Cephesi partileri arasında çıkacak bütün ihtilafları, kavga­ları ve olayları çabuk ve dostça halletmek olacak­tır. Bütün bunlardan başka gerçekten var olan bu tehlikenin yenilmesi için bu hususta daha başka birçok somut tedbirler alınabilir; bunun için iyi ni­yet vardır ve var olmalıdır, çünkü bu iyi niyet Va­tan Cephesinin sarsılmasını değil onun birliğinin sağlamlaşmasını isteyen bizzat halkın iradesidir. 

Muhalefet gruplarının Büyük Halk Meclisi se­çimlerine katılmalariyle şu iki esas sebepten dolayı alakadarız: 

Bu sebeplerin birincisi şudur: Halkın, muha­lefetle onun ayrı gruplarının ne kadar çürük olduk­larını açık olarak görebilmesi için bu muhalefet gruplarının, seçmenleri karşısına, halkın karşısına açıkça çıkarak, yüzlerini tamamiyle göstermeleri­nin, «platformları» ile «teklifleri» ile, «delilleri» ile çıkmağa mecbur edilmelerinin çoktan zamanı gel­miştir. Bu, halkımız halk kitlelerinin siyasi terbiyesi ıçın büyük başarı olacaktır, zira, biz bildiğiniz gi­bi, her şeyi halkımızın fikri-siyasi yükselişine daya­narak kurmaktayız. 

Muhalefet gruplarının Büyük Halk Meclisi se­çimlerine katılmalariyle diğer, ikinci bir sebepten dolayı da alakadarız. 

Geçen seçimlerden bugüne kadar, hariçte bizim iyiliğimizi istemiyenler, örneğin Balkanlarda monar­şist, mürteci Yunanistan'ın kuvvetli olmasını, de­mokratik ve gelişmiş Bulgaristan'ın ise aciz olma­sını, hatta yokedilmesini isteyen kimseler, basın yo­lu ile, açık beyanat vasıtasiyle her yerde bizim mu­halefeti her surette desteklemekte, onu muazzam bir kuvvet olarak, hatta sözde halkımızın çoğunlu­ğunu kendi tarafına kazanmış olan bir kuvvet da­rak göstetmektedirler. Durum, elbette, bunun aksi­ni göstermektedir. Memleketimizi ziyaret eden her tarafsız muhabir ve yabancı bunun doğru olm􀀯1dı­ğına kanaat getirmiştir. İyiliğimizi istemiyen bu kimseler, vakıaların kuvvet ve mantığına rağmen, bu masalı anlatmakta hala devam etmektedirler. Bu­nu, büyük bir milletlerarası itibara sahip oldukla­rını, dünyanın geleceğini hallettiklerini iddia ed rı resmi temsilciler bile yapmaktadır. Memleketimize zarar getiren bu masala en nihayet son verilmesi ile biz alakadarız, bizim halkımız ilgilidir. Bu m,, sal, muhalefet gruplarının Büyük Halk Meclisi se­çimlerine adaylariyle katılmasiyle ortadan kaldırı­lacaktır. Bütün yabancı müşahitler ve milletlerarası irticam bütün ajanları, bizim muhalefetin, o kadar çok dolara ve İngiliz lirasına mal olan böyle bir kampanyaya değil, beş paralık milletlerarası itiba­ra layık olmıyan siyasi bir sıfır olduğunu görecek­lerdir. 

Bundan dolayı muhalefete, memleketimizin ka­nunları gereğince, kendi adaylarını ileri sürmek ve kaydetmek hususunda bütün imkanlar sağlanacak­tır. Ona, toplantı ve miting yapmak, beyannameler basmak ve kendi lehine gazeteler çıkarmak imka­nı verilecektir. Ona, radyo aracılığıyle, bizim dev­let, Vatan Cephesi radyomuz aracılığiyle halka ve seçmenlere, «program»ını, «platform»unu bildirmek imkanı verilecektir. 

Tabii, bütün bu elverişli şartlara rağmen, mu­halefet gruplarının seçimlere katılacakları hiç de belli değildir. Niçin? İki sebepten dolayı: 

Birincisi ve başlıcası, bizde muhalefetin bağım­sız olmamasındadır. O, yabancıların telkiniyle hare­ket etmekte, siyasi oyununu yabancıların düdüğüne uyarak oynamaktadır. Oysa, bildiğiniz gibi, dışarda, ona, listelerini kaydettikten sonra bile seçimleri boykot etmesini telkin edebilecek ilgili çevreler var­dır. Onlar bununla, bundan sonra da şu şekilde yay­gara koparmak imkanını elde etmek hedefini güt­mektedirler: Büyük Halk Meclisi de temsili bir mec­lis değildir, bakın, muhalefet seçimlere katılmamış­tır. Yalnız Vatan Cephesi adayları ile, platformu ile halkın karşısına çıkmıştır, muhalefet ise seçimleri boykot etmiştir. Muhalefet grupları için geçen yı­lın 18 kasımında yapmış oldukları aptallığı tekrar­lamak, siyasi bakımdan her ne kadar uygun değilse de, bu aptallığı tekrarlamaları ihtimal dışında de­ğildir, çünkü, belirttiğim gibi, onlar bağımsız de­ğildir, çünkü, onların liderleri Bulgaristan vatanse­verlik siyasetinin değil, yabancı siyasetin adamları­dır. Onların daha şimdiden boykot vesileleri, görü­nüşte «haklı», fakat gerçekte tamamiyle haksız ve uydurulmuş vesileler aramaları niteliği, bunun böyle olduğunu göstermektedir. Büyük Halk Meclisi se­çimlerinin muhtemel boykotunu psikolojik ve siya­si bakımdan hazırlamaktadırlar. Fakat biz bu vesile ile rahatça: «Zorla güzellik olmaz» diyebiliriz. İs­terlerse katılsınlar, isterlerse katılmasınlar. Fakat biz onların katılmalarıyla alakadarız. Biz onlara, Bü­yük Halk Meclisi seçimlerini boykot etmek husu­sunda dayanabilecek tek bir fırsat dahi vermemeğe çalışacağız. Tek bir fırsat bile! 

Muhalefet liderlerinin seçimleri şimdi de boy­kot etmek hususunda · dayanabilecekleri ikinci se­bep, şüphesiz, onların siyasi bakımdan kendilerini fena hissetmelerinde, kuvvetsizliklerini anlamaların­da, halkm muhakemesi huzuruna çıkmaktan kork­malarında.lır. 

Büyük Halk Meclisi seçimlerinde özellikle mü­him ve bence kesin iki şey vardır. Biz bir parti ve Vatan Cephesi olarak dikkatimizi başlıca bu iki şe­yin üzerine teksif etmeliyiz. Bu şeyler şunlardır: 

Birincisi: Büyük Halk Meclisi seçimlerini öy­le yapalım ki, büyük bir halk hareketi, Halk Cum­huriyetimizin en büyük bir amili ve dayanağı olan Vatan Cephesinde hiç bir zayıflama meydana gel­mesin. Bilakis, Vatan Cephesi, seçim kampanyası devresinde geçirilmesi muhtemel bütün imtihanlara ve belki de kişisel üzüntülere rağmen, Büyük Halk Meclisi huzuruna şimdiye kadar olandan daha kuv­vetli, daha sağlamlaşmış, savaşmağa daha kabiliyet­li bir halde, çok daha sağlam yaratıcı halk kuvvet­leriyle çıkmalı ve büyük görevlerini halledebilmek için Büyük Halk Meclisinde muazzam, sağlam bir çoğunluk elde etmelidir. 

İkincisi: Seçim kampanyasını, 27 Ekim seçim­lerini, tamamiyle serbest, muntazam ve meşru olacak bir şekilde, hiç bir ciddi olaya ve ihtilafa mey­dan vermeden yapalım. Zira düşmanlarımız, Büyük Halk Meclisi seçimlerinin sonuçlarını herhangi bir şekilde lekelemek maksadiyle olay ve ihtilaf çıkar­mağa her surette çalışacaklardır. 

Biz, her şeyden önce partimiz, bu iki şeyi, bu iki görevi halletmeğe muktedir olmalıyız. 

Seçimler münasebetiyle idare ve halk milisi hakkında açık, içten ve kesin olarak birkaç söz söy­lememe müsaade ediniz. Burjuva kodamanlariyle faşist kliklerinin, çoğunluklarını Halk Meclisine, sözde Halk Meclisine idare ve polis teşkilatları va­sıtasiyle getirdikleri zamanlar geçti. Biz öyle bir devrede yaşıyoruz, memleketimiz öyle bir durumda bulunuyor ki, seçimleri idare ve milis teşkilatları­nın yapmasına meydan vermemize kesinlikle hiçbir ihtiyaç yoktu. Bu, onların görevi değildir. 

idarenin ve halk milisinin görevi, Büyük Halk Meclisi için yapılan bu seçimlerde halk iradesinin serbestçe belirmesini yüzde yüz sağlamaktır. idare ve halk milisi bu görevi ne kadar daha iyi yerine getirirlerse, onların halkımıza, halk cumhuriyetimi­ze, tabir caizse, Bulgaristan halkının tarihine hiz­meti o oranda daha büyük olacaktır. 

İdare ve halk milisinde çalışan memurların so­nuncusunun bile bu kurala sıkı surette uymadığı ve memleketimizde mevcut kanunların icrasından uzaklaştığı takdirde partimize, Vatan Cephesine ve bütün halk davamıza kötü hizmet yapmış olacağını anlamalıdır. Bu kanunlar herkesi, her tahrikçiyi, her halk düşmanını yerine koymıya kafidir ve idare ile milis teşkilatlarının yasal olmıyan hareketlere, kanun çerçevesini aşan hareketlere başvurmalarına kesinlikle hiçbir ihtiyaç yoktur. 

idare ve milis teşkilatları şüphesiz tahrik edile­ceklerdir. Düşmanlarımız onları, daha kolayca olay çıkaracak, kaygan yollara sürüklemeğe çalışacak­lar, bu olaylan derhal şişirecekler ve Sofya'da bizim iyiliğimizi istemiyen yabancılar kanaliyle harice mahsus olmak üzere binlerce defa çoğaltacaklardır. Bundan dolayı seçim kampanyası esnasında ve biz­zat seçim gününde halk milisinin ve idarenin disip­linli, nefsine hakim, metin ve basiretli olmaları la­zımdır. Hepimiz asabımızı sağlam tutmalıyız. İdare ve halk milisi memurları bilhassa bu şekilde hare­ket etmelidir. Onlar herhangi bir tahrike kapılma­malı, haklı da olsa kişisel nefretlerini tutmalı, ka­nunların çerçevesi dışına çıkmamalı, seçim kampan­yası esnasında ve seçim gününde bütün memleket-te düzenin ve huzurun korunması için hareket et-melidirler. Milis ve idarenin yasal olmıyan herhan­gi bir harekete başvurmalarına, şanlı İşçi Partisinin en az ihtiyacı vardır. 

Bizim büyük halkın itimadına güvenimiz var­dır, biz halk kitlelerine dayanmaktayız. 

Kuvvetimiz özellikle halkın itimadındadır. Bu itimadı sağlamlaştırmamız, genişletmemiz, sözle ve bilhassa fiiliyatla derinleştirmemiz lazımdır, çünkü partimizin kuvvet ve geleceği oradadır. 

Şüphe yok ki, seçim kampanyasının ve 27 Ekim­de yapılacak oyvermenin gelişeceği şartlar güç ola­caktır. Durum geçen seçimlere göre belirli derece­de güçleşmiş olacaktır. 

Burada şunu belirtmek lazımdır: Büyük Halk Meclisi seçimlerinde kazanacağımız başarı, yalnız öz partimizin başarısı değil, Vatan Cephesinin, bü­tün halkımızın da başarısı olacaktır. Fakat bizzat muhitimiz içinde var olan bir sıra iç zayıflıklar vekusurlar yok edilmedikçe, bu başarı devamlı ola­mıyacaktır. Seçim kampanyamız yüksek bir fikri-si­yasi düzeyde bulunmalıdır. Biz ucuz demagojiye muhtaç değiliz. O bize ancak zarar getirebilir. Hum­malı açıklayıcı çalışmalar, inandırıcı deliller ve bel­geler lazımdır. 

Partimizin fiiliyatı bizim lehimize en iyi ajitas­yon yapacaktır. Bu fiiliyat geçmişte, 9 Eylülde ve o zamandan bu yana büyük bir manevi ve siyasi sermayedir. Partimizin, işçi sınıfı, köylü kitleleri, bütün halkımız lehinde oynadığı rol, halkımızın mo­narşizme ve faşizme karşı, halkı soyanlara ve kanı­nı emenlere karşı yapmış olduğu kurtuluş mücade­lesinin bayrağını daima yüksek tutan partimizin bu rolü seçmenlere açıklanmalıdır.

Partimiz, Bulgaristan'ın hürriyet ve bağımsızlı­ğının savunmasında amillerin en esaslısıdır, onun temsilcileri ve faaliyetçileri, Bulgaristan milli da­vasının azimli ve sebatlı koruyucularıdır. Hariçte 9 Eylülden sonra o kadar uzun bir zamana kadar memleketimizi saran buzları ilk delen bilhassa on­lardır, milletimizin, vatanımızın genel refahı uğu­runa her şahsi varlığını feda eden ve fedaya hazır olan yine onlardır. 

Seçimlerle ilgili olarak özellikle önemli olan bir taraf, halkımızın önünde duran büyük vazifelerin ön plana çıkarılmasıdır; bu görevler şunlardır: Halk Cumhuriyeti anayasasının meydana getirilmesi, ba­rış antlaşmasının imzalanması, halk ekonomisinin kalkındırılması, memleketimizin sanayileştirilmesi ve elektrikleştirilmesi, tanının geliştirilmesi ve ma­kineleştirilmesi, emekçilerin sosyal ve kültürel du­rumunun iyileştirilmesi. Sosyalistlerin ekonomik ha­yatta özel mülkiyetin ve özel teşebbüsün yokedilmesine taraftar olduklarına dair, seçimlerde büyük ba­şarı kazandıkları takdirde memleketimizde Sovyet idaresini ve komünizmi tatbik etmek hedefini güt­tüklerine dair; sosyalistlerin güya Bulgaristan'ı Sov­yetler Birliği'ne dahil etmeğe çalıştıklarına; batı demokrasileri denilen memleketlerle güya düşman­ca münasebetler idame ettirıneğe taraftar oldukları­na; güya İngiltere ve Amerika Birleşık Devletleri'yle ticari münasebetlerde bulunulması aleyhinde olduk­larına; Bulgaristan'ın dış ve iç siyasetinde güya Moskova'nın emirleri yerine getirildiğine v.d. dair ileri sürülen iftiracı iddialar karşısında somut ve kanaat getirici aydınlatmalarda bulunmak lazımdır. Aynı zamanda Vatan Cephesinin ve özel olarak par­timizin, B{ılgaristan'la Sovyetler Birliği arasında en yakın kardeş münasebetleri kurmalariyle, Bulgaris­tan halkının millet ve devlet egemenliğinin korun­ması suretiyle Bulgaristan büyük batı devletleri ara­sında karşılıklı olarak gayet normal ve dostane mü­nasebetler kurulmasını imkan dışında bırakmamak şöyle dursun, bilakis bu uğurda çalıştıklarını seç­menlere duyurması lazımdır. 

Şu noktanın kaydedilmesini ve unutulmaması­nı rica ederim: Müttefiklerimiz aleyhinde ajitasyon yapmaksızın, partinin fiiliyatına, onun faaliyetçile­rinin fiiliyatına dayanarak partimiz lehinde ajitas­yon yürüteceğiz. Onlar da, sosyalistler aleyhinde aji­tasyon yapmadan, kendileri lehinde ajitasyon yürü­tecekler ve kendi partileri lehinde ajitasyon yürüt­meğe zorunludurlar. 

Bütün seçim kampanyası esnasında yürüttüğü­müz seçim ajitasyonun ve propagandasının içeriği çok mühimdir. Merkez Komıtesinin genel kurulu se­çim ajitasyonunun içeriği hakkında yeteri kadar açık direktifler verdi. Ben özellikle şu husus üze­rine dikkati çekmek isterim. Bazı ajitatörlerimizin, propagandacılarımızın ve buna benzer diğer faali­yetçilerimizin safında ciddi bir hastalık mevcuttur: Hazırlanmayı sevmezler. Ama, bizimkilerden çok daha tecrübeli hatip ve ajitatörler her nutuklarını ciddiyetle hazırlamaktadır. Oysa ajitatörlerimizden birçoğu söyleyeceklerini tam ve belirli olarak tes­bit etmeden mühim toplantılara, konferanslara, bin­lerce dinleyicinin karşısına çıkmaktadırlar. İrtica­len konuşmakta, hazan yalnız hiç bir ciddi manası olmamakla kalmayıp adeta zararlı da olan şeyler anlatmaktadırlar. 

Bu seçim kampanyasında partimiz her nutkun, en küçüğünün bile hazırlanmasını şart koşmalıdır, zira bunsuz başarı elde edilemez; bütün nutkun önceden yazılmış olması, elbette, zorunlu değildir, ama esas anlar, ana fikirler önceden müzakere ve tesbit edilmelidir. «ilham alınarak» konuşulmama­lıdır. Yalnız tembel şairler havadan gelen, fevkala­de bir ilham kaynağına güvenirler: Geceleyin uyur­ken, aklına bir şey gelir, kalkar, bir şiir yazar. Ger­çek yaratıcılar çok ciddi çalışırlar. 

Burada bir anda rasgele akla gelen bir şey de­ğil, ciddi bir siyasi ajitasyon ve propaganda söz ko­nusudur. Söz konusu olan şey sadece seçimler de­ğil, halkın terbiyesidir, büyük bir kısmı memleketi­mizin siyasi hayatına hiç bir zaman katılmamış olan gençliğin ve kadınların terbiyesidir. Onları da biraz düşünün. Kafalarına çeşitli boş ifadeler, zarar­lı ve düşünülmemiş beyanlar doldurmayınız. Parti Merkez Komitesi broşür v.d. gibi yeteri kadar ba­sılmış materyal sağlamağa çalışacaktır. Şimdiye ka­dar sağlanmış olan materyaller de az değildir; bunlan öğrenmek ve bunlardan faydalanmak lazımdır. Zorunlu olan bu işi, maalesef, bütün ajitatörlerimiz yapmıyor. Düşmanlarımızla, halkımızın iyiliğini is­temiyenlerle mücadele edilmesini sağlıyan ideolo­jik güç birliğimizden birçok yerde faydalanılmamış, ölü, gömülü bir hazine olarak bırakılmış. Eğer ger­çek ve sağlam bir başarıya kavuşmak ve Büyük Halk Meclisi seçimlerinde mümkün olan başarının hudutlarına ulaşmak istiyorsak, bu seçim kampan­yasında bu hususta esaslı bir değişiklik yapmamız lazımdır. 

Mahallerdeki idare adamlarımızdan bazılarının, parti azalarına ve «alelade adam» denilen kimsele­re karşı takındıkları münasebetler bahsinde de bir­çok hususları düzeltmek lazımdır. Dinleyici kitle­si hayli geniştir, ama ben size şunu samimice söy­lemekten korkmuyorum: idare adamlarımızdan, ya­ni vilayet, kaza, şehir komite sekreter ve azaların­dan, mahalli teşkilat sekreterlerinden belli bir kıs­mının küçük «valicik»lere dönmeleri tehlikesi var­dır, çünkü onlar alelade parti üyelerine yukardan, alelade erkek ve kadın vatandaşlara, işçi veya köy­lülere daha da yukardan bakmaktadırlar. Bazıları­nın tesadüfen bile, belki de layık olmadan yüksel­dikleri, yerden inmek onlara zor geliyor. Onların bi­raz aşağıya, bu alelade adamcağızların yanına inme­leri lazımdır, çünkü bunlar olmazsa partimiz ve Va­tan Cephesi hiçbir ciddi, devamlı başarı kazanamaz­lar. Halk davasının başarısını temin eden yalnız biz parti idare heyeti mensupları değiliz. 

Görevimiz doğru sevk ve idare etmektir. Eğer doğru sevk ve idare edersek, bizi övebilirler, lazım geldiği gibi sevk ve idare etmezsek, bizi tenkit et­mek gerekecektir. Eninde sonunda işteki başarının dörtte üçü, özellikle kurum, daire, köy, mahalle ve sair yerlerdeki bu alelade « basit adamlar»a bağlı­dır. Başlıca olarak onlara bağlıdır. Bazı kimseler, partizan müfrezelerinde bulunduklarından, her şey­lerini feda ettiklerinden, nişanlar aldıklarından, par­ti onları methettiğinden ve daima hatırladığından, buna dayanarak, kibirli davranabileceklerini, ku­manda edebileceklerini, « basit milet» denilen kim­selere yukardan bakabileceklerini düşünüyorlar ve bu suretle Parti ve Vatan Cephesi uğrunda, yüksek davamız uğrunda çalışmaları gereken kıymetli in­sanları cesaretsizlendiriyor ve uzaklaştırıyorlar! 

Büyük olsun, küçük olsun Partimizin her işçisi ve faaliyetçisi namuslu unsurları birleştirmeğe muk­tedir olmalı; yanımızda olanları kösteklemek şöyle dursun, bilakis partide ve onun etrafında bulun­nanların sayısını arttırmalıdır. Tekrar ediyorum, bu sahada da esaslı bir dönüm yapılmalıdır. Eğer se­sini sonuncu kulübeye kadar olmak üzere memle­ketin her tarafına duyuracak bir boru, kudretli bir boru olsaydı, belki de istemeden partiye zarar ve­renlerin, büyük halk davasına zarar getirenlerin ken­dine gelebilmeleri için, özellikle bunun duyurulma­sı gerekirdi. 

Bu seçim kampanyasında demagoglar her nere­de ortaya çıkarsa, onların yaptığı demagojiyi ve yaydıkları delaletleri her parti üyesinin, bilhassa sorumlu idareci yoldaşların kişisel örneğiyle defet­mek lazımdır; bu iş öyle yapılmalı ki, seçmenin partimizden ve Vatan Cephesinden uzaklaşmasına imkan olmamalı, bilakis bunun tersi elde edilmeli, yani ruhen ve kalben lehimizde, davamız lehinde bulunan ve yarın az veya çok bu dava uğurunda mücadele eden faal savaşçılar olacak yeni seçmen­ler kazanılmalıdır. 

Bu hususta kadınlara özel dikkat göstermek lazımdır. Onlardan bazıları, sanki kadınların biricik savunucusu benmişim yolunda konuşmağa başladı­lar. Bu hususta tek kişinin ben olmasını istemez­dim, bütün Partimizin olmasını isterdim. Şunu an­lamak lazımdır ki, en yalın, biraz okur-yazar, hat­ta cahil bir köylü kadın bile Vatan Cephesine çok faydalı iş yapabilir, yeter ki, özellikle şimdiki kam­panyada, beyannameler, bültenler d1ğıtıldığı ve do­layısiyle kişisel sözlü ajitasyon yürütüleceği şu sı­rada ona yardım edecek, onu destekleyecek, teşvik edecek, g€reken yere koyacak bir kimse olsun. 

Seçim kampanyamızın merkezi, ev ev, insan insan dolaşarak yapılan kişisel sözlü ajitasyondur. Kadınların muazzam kitlesi seferber edilmelidir: Yalnız partimize dahil olanlar, kitlevi sosyal teşki­latlara dahil olanlar değil, fakat aynı zamanda teş­kilatlanmamış olanlar, ilk bakışta henüz siyasetle, memleketimizde olup bitenlerle ilgisiz görünenler de seferber edilmelidir. Kafalarını hacekete geçirmek biraz tazelemek lazımdır, siyasi düzeylerini yükselt­mek, iradelerini takviye etmek; evlerinde, mahalle­lerinde, müesseselerinde, dairelerinde ve genellikle görünebilecekleri her yerde kuvvet ve kabiliyetleri­nin izin verdiği oranda bir şeyler yapmak hususun­da içlerinde arzu ve zevk yaratmak gerekir. 

Bizim namuslu, şerefli ve çalışkan olan herke­si kucaklamamız, aydınlatmamız, adaletimizi Bulga­ristan'ın en son kulübesine ulaştırmamız kesin ola­rak zorunludur. Bu hususta kadınlar ve kızlar mü­him bir rol oynayabilirler. Kadınlar hatip doğar derler. Onların tabiatı itibariyle hissettiklerini genellikle erkeklerden daha kolayca ve kuvvetle ifade edebilmeleri doğru ve doğaldır. Kural olarak, on­larda her şey kalblerinin derinliğinden çıkar. Eğer bu kalb iyi hislerle doldurulur, eğer akıllan, uğu­runda mücadele ettiğimiz ve edeceğimiz yüce fikir­lerle aydınlanırsa, kadınlar muazzam bir güç olur­lar. 

Kitlevi sosyal teşkilatlar olan meslek birlikle­ri, çiftçiler birliği, kadınlar birliği, gençlik ve spor teşkilatları, kooperatifler ve diğer çeşitli sosyal ve kültürel cemiyet ve teşkilatlara katılışımız ve on­lardaki çalışmalarımız hakkında birkaç söz söyli­yeyim. Bunlar Vatan Cephesinin temeli üzerine ku­rulmuştur ve bunlara bizimkiler etkin olarak katıl­maktadırlar. Bu teşkilatların içinde seçim kampan­yası şu veya bu parti ve elbette bizim parti lehinde değil, Vatan Cephesi lehinde, Vatan Cephesinin plat­formu lehinde yürütülmelidir. Vatan Cephesinin şu veya bu partisine oy veren, halkımızın genel dava­sına oy verir; muhalefete oy veren ise, iç ve millet­lerarası irticaa oy verir, halkın ve Halk Cumhuri­yetinin düşmanlarına oy verir, hareket hattı tatbik edilmelidir. Şahsi ajitasyon bahsine gelince, bu teş­kilat azalarının yaşadıkları ve çalıştıkları yerlerde, bu ajitasyon diğer müttefik partiler aleyhine yönel­tilmemek şartiyle partimizin özel nitelikleri, özel ka­rakteri, özel hizmetleri özel bir şekilde belirtile­bilir. Bu kitlevi teşkilatların içinde sırf parti ajitas­yonu ve propagandası yürütülmemesine sıkı sıkı uyulmalıdır. Mesela İşçi Meslek Birliğimizin baş­kanı veya birliğin sekreteri çıkıp: Yurttaşlar, İşçi Partisine oy veriniz! Şiarını ortaya atamaz. Hayır. Genel İşçi Meslek Birliği ile buna benzer diğer teş­kilatların idare heyetleri şu veya bu parti lehinde veya partimiz lehinde resmen ve açık olarak bir beyanname, manifest ile çıkamaz veya bu yolda karar ve karar suretleri alamaz. Bununla, kaybet­mekten başka birşey yapmayız. Ama makul hare­ket edersek, bu işten sadece kazanırız. 

Nihayet, bu seçim kampanyası esnasında bizde yalnız partimizin değil, Vatan Cephesine dahil di­ğer partilerin de bir muhakeme, halk mahkemesi huzuruna çıktığını belirtmek isterim. Bu mahke­me sert ve sıkıdır. Bazı .yerierde bu mahkeme düş­manların etkisiyle partimize karşı kafi derecede adil bile olmıyabilir. Bundan dolayı biz kollarımızı sı­vamalı, birçok zayıflık ve eksiklikleri düzeltmeli, öyle bir dürüst, kendi kendini tenkit edici, aydınla-tıcı bir kampanya geliştirmeliyiz ki, partinin halk lehindeki büyük işlerini açık olarak gösterelim ve bu halk mahkemesi huzuruna açık alınla, partimi­zin ve genel olarak Vatan Cephesinin önümüzdeki Büyük Halk Meclisi seçimlerinde başarı kazanacak­larına dair tam bir inançla çıkalım. 

Bu seçim kampanyası esnasında sarfedeceği­miz emek, yalnız Büyük Halk Meclisi seçimlerinden alınacak iyi sonuç ile telafi edilmiyecektir. Biz Par­timizin ve Vatan Cephesinin bundan sonra da geliş­mesi ve çalışmasıyla da mükafatlandırılacağız. Halk Cumhuriyetinin ilanından sor:ra «9 Eylül» meyda­nının kaldırımı gibi düz olmıyan, dikenli ve taşla döşeli bir yol geçmemiz gerekiyor, ama bu yol bizi memleketimizin, halkımızın gerçek refahına kavuş­turacaktır. Ve bu, partimizin davasını süsleyen bir çelenk olacaktır. 

Var kuvvetimizle çalışalım ve daima çalışalım, bütün kabiliyet ve enerjimizi, bütün aklımızı, bütün kalbimizi bu davaya hasredelim. Yüce halk da­vasının, yani kurtarıcı ve yenilmez Vatan Cephesi davasının galebesi uğrunda, irtica ve faşizme kar­şı, halk düşmanlarına karşı ileri! 

Rabotniçesko delo s. 224, 

1 ekim 1946.
Blogger tarafından desteklenmektedir.