Merkez Komitesinin Siyasi Raporu - 7 Mart 1918
Burada kişi geri çekilmesini bilmeli. İnanılmaz derecede acı, üzücü gerçeği boş sözlerle kendimizden gizleyemeyiz; Tanrıya şükür yarı-yarıya iyi- düzen içerisinde geri çekildik demeliyiz. İyi-düzen içerisinde geri çekilemeyiz, ama Tanrı'ya şükür geri-çekilişimiz yarı yarıya iyi-düzendeydi, organizmamızın hastalıklı kısmının en azından belli bir ölçüde iyileşeceği bir süre kazandık. Bütün olarak organizma sağlam, hastalığının hakkından gelecektir. Fakat bunu bir anda, saniyesinde yapmasını bekleyemezsiniz; kaçış halindeki bir orduyu durduramazsınız. Genç arkadaşlarımızdan birine, Sol geçinen birine, "Yoldaş, cepheye git, gör bakalım orduda ne olup-bi tiyor" deyince, bu öneriye karşı cephe aldı. Dedi ki, "Burada yüce devrimci savaş ilkelerinin ajitasyonunu yapmamızı önlemek için bizi uzaklaştırmak istiyorlar". Bu öneriyi yaparken fraksiyon düşmanlarını uzaklaştırmak falan gibi bir niyetim yoktu gerçekten; yalnızca gidip ordunun eşi-görülmedik biçimde kaçışını kendi gözleriyle görmelerini önermiştim. Bundan önce bile biz, bundan önce bile, ordudaki dağılmanın silahlarımız bedavadan Almanlar'a satılacak kadar duyulmadık bir ölçüye varmış olduğu gerçeğine gözlerimizi kapayamayacağımızı biliyorduk. Aynen ordunun alıkonamayacağını, Almanlar'ın saldıramayacağı iddiasının büyük bir kumar olduğunu bildiğimiz gibi, bunu da biliyorduk. Eğer Alman devrimi gelmekte gecikirse; ordumuz olmadığı için, örgütsüz olduğumuz için, şu anda çözemeyeceğimiz iki problem olduğu için, en ağır yenilgiler bekliyor bizL Ken dini ayarlamayı beceremiyorsan, çamurda karın üstü sürünmeye rağbet etmiyorsan, sen bir devrimci değil gevezenin tekisin; ve ben bunu, hoşuma gittiğinden değil, başka yolumuz olmadığından, tarih her yerde devrimi aynı anda olgunluğa ulaştırma nezaketini göstermediğinden öneriyorum.
Gelişme öyle bir doğrultuya dönmekteki, iç savaş emperyalizmle bir çarpışmada bir girişim olarak başlamış, ve bu emperyalizmin içten çürük olduğunu, her orduda proleter unsurların ayaklanma halinde olduğunu göstermiştir. Evet, dünya devrimini göreceğiz, ama şimdilik bu güzel bir peri masalı, çok enfes bir peri masalıdır- çocukların enfes peri masallarından hoşlanmasını anlarım.
Ama soruyorum, ciddi bir devrimcinin peri masallarına inanması uygun mudur? Her peri masalında bir gerçeklik unsuru vardır. Çocuklara kalkıp da horozla kedinin insan dilinde konuşmadıkları bir peri masalı anlatsanız, ilgilenmezler. Aynı şekilde, halka Almanya'da iç savaşın patlak vereceğini söyler ve üstelik emperyalizmle çatışma yerine bir dünya-çapında meydan devrimine sahip olacağımıza ilişkin güvence verirseniz, halk sizin onu kandırdığınızı söyleyecektir. Böyle yapmakla, sizin kendi dileklerinizle, tarihin yalnızca sizin kendi kafalarınızda karşımıza çıkardığı güçlüklerin üstesinden gelmiş olacaksınız. Alman proletaryası eyleme girişebilirse iyi bir şey olacaktır bu. Ama ölçtünüz mü bunu; Alman devriminin şu-şu günde patlak vereceğini gösteren bir alet keşfettiniz mi? Hayır, bunu bilmiyorsunuz, biz de öyle. Herşeyi bu karta yatırıyorsunuz. Devrim patlak verirse, herşey kurtulur. Elbette! Ama ya bizim istediğimiz gibi olmazsa, ya yarın zafer kazanamazsa -ne olacak o zaman? O zaman yığınlar size diyecekler ki, kumarbazlar gibi hareket ettiniz -herşeyi olayların gerçekleşmeyen bir şansa-dayalı akışına bağladınız, gelmesi kaçınılmaz olan, ne var ki henüz olgunluğa erişmemiş bulunan dünya devriminin yerine fiilen ortaya çıkan durum karşısında yetersiz kaldınız.
Gırtlağına kadar silahlı emperyalizmin, ordusunu terhis etmiş, terhis etmek zorunda kalmış bir ülkeye verdiği bir ağır yenilgiler dönemi başlamıştır. Ön gördüğüm şey gerçek olmuştur; Brest barışı yerine çok daha aşağılayıcı bir barış karşısındayız şimdi, ve bunun suçu da daha önceki barışı kabullenmeyi reddedenlere aittir. Ordunun noksanından ötürü emperyalizmle barış yaptığımızı biliyorduk. Masada Liebneht'in değil Hofman'ın yanma oturduk -ve böyle yapmakla Alman devrimine yardım ettik. Ama şimdi siz Alman , emperyalizmine yardım ediyorsunuz; çünkü milyonlarca değeri bulan silah ve mermi servetini bıraktınız; ordunun halini -akıl almaz halini- görmüş bulunan herkes bunu önceden görebilirdi. Cepheden gelen her namuslu kişi Almanlar'ın en küçük saldırısı halinde kaçınılmazca ve bütünüyle mahvolacağımızı söyledi. Birkaç gün içerisinde düşmanın eline düşecektik.
Bu dersi öğrenmiş olarak, hastalık ne denli ciddi de olsa, ayrılığımızın, bunalımımızın üstesinden geleceğiz, çünkü ölçüsüzce daha güvenilir bir müttefik imdada yetişecektir- dünya devrimi. Bu Tilsit Barışı'nın, Brest barışından daha aşağılayıcı ve yağmacı olan bu akıl almaz barışın onaylanması söz-konusu olduğunda, ben: kesinlikle evet, derim. Bunu, meselelere yığınlar açısından baktığımız için yapmamız gerekir.
Ekim-Kasım arasında -devrimin muzaffer dönemi- bir ülke de içsel olarak uygulanan taktiği imgeleme yoluyla, dünya devrimin deki olayların ilerleyişine uygulama girişimi başarısızlığa mahkümdur. Soluk aldıracak aranın bir hayal olduğu soylendiğinde, Kommunist -«Komün» sözünden geliyor, sanırım -adlı bir gazete bu ara teorisini çürütme gayretiyle sütun üstüne sütun döşendiğinde, birçok frak siyonel çatışma ve bölünme yaşamış olduğumu, bu yüz den de bir hayli bol deneyime sahip bulunduğumu söylerim; ve bu hastalığın eski fraksiyonel Parti bölünme leri yöntemiyle iyileşmeyeceği, çünkü olayların bunu daha çabuk iyi edeceğinin benim için kesin olduğunu da söylemem gerekir. Yaşam ileriye doğru çok hızlı ilerliyor. Tarih lokomotifini öyle hızla sürüyor ki, Kommunist yazarları daha bir sonraki baskıyı çıkarmadan Petrograd onun düşünceleri konusunda umutsuzluğa düşmeye başlamış olacak, çünkü olaylar ara'nın bir gerçek olduğunu kanıtlamaktalar.
Şimdi bir barış antlaşması imzalıyoruz, bir soluk aldıracak ara'ya sahibiz, vatanımızı daha iyi savunmak için bundan yararlanıyoruz- sa vaşta olaydık, panik içinde kaçışan, durdurulması gere ken, ve yoldaşlarımızın ne durdurabileceği ne de durdurabildiği bir ordumuz olacaktı; çünkü savaş va'ızlardan . daha güçlü, onbin itirazdan daha güçlüdür. Nesnel duru mu anlamadıklarından, ne orduyu alıkoyabildiler ne de Bu hasta ordu tüm organizmaya yayıldı ve yeni bir yenilgiye uğratıldık. Emperyalizmin darbele rini makineli-tüfeklerimiz olmadan karşılamaya kalktığımız için, Alman emperyalizmi devrime yeni bir darbe, ağır bir darbe indirdi.
Bu arada biz de halkı birleşme ve döğüşmeye inandırmak için bu soluk-alma süresinden yararlanacağız; Rusya'nın işçi ve köylülerine şöyle diyeceğiz: «Öz-disiplini, sıkı-disiplini örgütleyin, aksi halde tıpkı şimdi ·yaptığımız gibi, kaçmasını değil anlatılmaz acılara katlanmasını bilen bir ordu yaratmadığınız ve döğüşmediğiniz sürece de kaçınılmaz olarak yatmak zorunda kalacağınız gibi, Alman çizmesi altında yatmayı sürdürmek durumunda kalacaksınız.» Bu kaçınılmazdır.
Şimdi bir barış antlaşması imzalıyoruz, bir soluk aldıracak ara'ya sahibiz, vatanımızı daha iyi savunmak için bundan yararlanıyoruz- sa vaşta olaydık, panik içinde kaçışan, durdurulması gere ken, ve yoldaşlarımızın ne durdurabileceği ne de durdurabildiği bir ordumuz olacaktı; çünkü savaş va'ızlardan . daha güçlü, onbin itirazdan daha güçlüdür. Nesnel duru mu anlamadıklarından, ne orduyu alıkoyabildiler ne de Bu hasta ordu tüm organizmaya yayıldı ve yeni bir yenilgiye uğratıldık. Emperyalizmin darbele rini makineli-tüfeklerimiz olmadan karşılamaya kalktığımız için, Alman emperyalizmi devrime yeni bir darbe, ağır bir darbe indirdi.
Bu arada biz de halkı birleşme ve döğüşmeye inandırmak için bu soluk-alma süresinden yararlanacağız; Rusya'nın işçi ve köylülerine şöyle diyeceğiz: «Öz-disiplini, sıkı-disiplini örgütleyin, aksi halde tıpkı şimdi ·yaptığımız gibi, kaçmasını değil anlatılmaz acılara katlanmasını bilen bir ordu yaratmadığınız ve döğüşmediğiniz sürece de kaçınılmaz olarak yatmak zorunda kalacağınız gibi, Alman çizmesi altında yatmayı sürdürmek durumunda kalacaksınız.» Bu kaçınılmazdır.
Çünkü Alman devrimi henüz başlamamıştır, ve yarın çı kıp-geleceğini de güvence altına alamayız.
Kommunist'teki makaleler deryasında tümüyle red dedilen ara teorisi, bu nedenle, gerçeklik tarafından getirilmiştir. Aranın bir gerçek olduğunu, herkesin bundan yararlandığını herkes görebilir. Alman birlikleri yalnızca birkaç günlük uzaklıkta bulunduğu, sırada, en iyi denizcilerimiz ile Putilov'lu işçilerimiz36 bütün büyük şevk lerine karşın tek başlarına kaldığı, bütün birliklerimizi Gatçhina'ya dek tüm bölgeyi boşaltıp kaçmaya zorlayan akıl-almaz kaos ve panik patlak verdiği, ve hiç bir zaman yitirmediğimiz mevzilerin geri-alınması gibi haller le -bir telgraf operatörü istasyona varıyor, santralın karşısına geçip teli çekiyor: «görünürde hiç Alman yok. İstasyonu ele-geçirdik», işte bu şekilde -karşılaştığımız zaman, birkaç gün içinde Petrograd'ı yitireceğimize inandık.
Birkaç saat sonra Demiryolları Komiserliği'nden şu bilgiyi veren bir telefon haberi aldım: «Bir sonraki istas yonu ele-geçirdik. Hamburg'a yaklaşıyoruz. Görünürde hiç Alman yok. Telgraf operatörü görevi başındadır.»
Birkaç saat sonra Demiryolları Komiserliği'nden şu bilgiyi veren bir telefon haberi aldım: «Bir sonraki istas yonu ele-geçirdik. Hamburg'a yaklaşıyoruz. Görünürde hiç Alman yok. Telgraf operatörü görevi başındadır.»
Bu çeşit şeylerle karşılaştık işte. Onbir günlük gerçek hikayesi budur. Bize bunları Sovyetler Kongre si'ne getirilmeyi hak eden denizciler ile Putilov'lu işçiler anlattı. Bırakın gerçeği söylesinler.
Korkulacak ölçüde acı, umutsuzluğa düşürücü, acı verici ve aşağılayıcı bir gerçek, ama yüz kez daha yararlı, Rusya halkınca anlaşılabilirdir.
Kişi dünya-çapında bir meydan devrimini hayal edebilir, gelecektir· çünkü. Zamanında herşey gelecek; ama şimdilik öz-disiplini, hepsinden önce buyruklara uyulmasını sağlamaya koyulun ki,örnek bir düzenimiz olsun, iş çiler hiç değilse yirmi-dört saatin bir saatinde savaş için eğitilsinler. Enfes peri masalları anlatmaktan birazcık daha zordur bu. .Bugün yapabileceğimiz tek şey budur; böylelikle Alman devrimine, dünya devrimine yardım edeceksiniz. Aranın kaç gün süreceğini bilmiyoruz, ama ona sahip durumdayız. Orduyu bir an önce terhis etmeliyiz, çünkü hastalıklı bir organdır o; bu esnada da Finlandiya devrimine yardımcı olacağız.
Evet, kuşkusuz, antlaşmayı ihlal ediyoruz; otuz ya da kırk kez ihlal ettik zaten. Sovyet iktidarını ancak henüz yaratmış ve üç gelişme aşamasından geçirmiş uzun acılı bir kurtuluş döneminin başlamakta olduğu böyle bir çağda ancak çocuklar uzun, ihtiyatlı bir savaşın olması gerektiğini anlamayı beceremez. Utanç verici barış protestolara yol açmakta; ama Kommünist mensubu yoldaşlar savaştan söz ederken duygularına sesleniyor ve insanların öfkeyle yumruklarını sıktıklarını, «kızgınlık tan köpürdüklerini unutuyorlar. Ne diyorlar? «Sınıf-bilinçli bir devrimci bunu asla yaşama geçirmeyecek, böyle bir utanca asla boyun eğmeyecektir». Onların gazetesi Kommunist başlığını taşıyor, ama Szlachcic başlığını taşımalıydı, çünkü meselelere, elde kılıç harika bir pozda ölürken, «Barış yüz kızartıcı, savaş onur vericidir» diyen Szlachcic'in bakış-açısından bakıyorlar;bense köylünün bakış-açısından tartışıyorum.
Ordu kaçarken, ve binlerce erini yitirmek istemiyorsa kaçması gerekirken, barışı kabul ediyorsam, işlerin daha da kötüye gitmemesi için kabul ediyorum. Antlaşma gerçekten utanç verici midir? Neden her aklı-başında köylü ve işçi benim haklı olduğumu söyleyecektir, çünkü onlar barışın bir güç toplama yolu olduğunu anlarlar. Tarih -bir kezden çok sözünü ettim bu nun -Almanlar'ın Tilsit Barışı'ndan sonra Napolyon' dan kurtulduğuna tanıktır. Biz, bu antlaşmada şart koşulan şeye, başka ulusları fethetmek için galip tarafa yardım olsun diye birlikler göndermeye zorunlu tutulmadığımız halde, bu barışı bile bile Tilsit Barışı olarak adlandırdım- tarihte böyle şeyler olmuştur ve umutla rımızı bir dünya-çapında meydan devrimine bağlamayı sürdürdükçe, bizim de başımıza gelecektir. Dikkat edin de tarih böyle bir askeri kölelik biçimini size de dayatmasın. Ve sosyalist devrim bütün ülkelerde zafere ulaşmadan önce Sovyet Cumhuriyeti köleliğe düşürülebilir . Tilsit'de, Napolyon Almanlar'ı akıl-almaz derecede yüz kızartıcı barış şartları kabul etmek zorunda bıraktı. Bu barış birkaç kez imzalanmak durumunda kalındı. O günlerin Hofman'ı -Napolyon- Almanlar'ı barış ant laşmasını ihH'U ederken tekrar tekrar yakaladı, ve günümüzün Hofman'ı da bizi yakalayacaktır. Yalnız bizi çabucak yakalamamasına dikkat edeceğiz.
Son savaş Rusya halkı için acı, ağrılı ama ciddi bir ders olmuştur. Ona örgütlenmeyi, disipline girmeyi, buyruklara uymayı örnek bir disiplin kurmayı . öğretmiştir. disiplini öğrenin; çünkü öğrenmezsek, bir halk olarak, sonsuza dek kölelik altında yaşamaya mahkum olacağız.
Başkası değil, yalnız ve yalnız bu yol, tarihin yolu olmuştur. Tarih bize şunu anlatır : barış, savaş için bir ara'dır, savaş biraz daha iyi, ya da biraz daha kptü bir barış elde etmenin aracıdır. Brest'de güçler ilişkisi yenik düşene dayatılan bir barışa uygundu, ama aşağılayıcı bir barış değildi bu.
Pskov'da güçler ilişkisi yüzkızartıcı, da ha aşağılayıcı bir barışa uygun düşüyordu; ve Petrograd ' ile Moskova'da, bundan sonraki aşamada, dört kez daha aşağılayıcı bir barış dikte edilecektir bize. Biz, Moskova'lı genç arkadaşlarımızın demiş oldukları gibi, Sovyet iktidarının yalnızca bir biçim olduğunu söylemiyoruz, özün şu ya da bu devrimci ilkeye kurban edilebileceğini söylemiyoruz. Diyoruz ki, Rus halkı disipline girmesi ve örgütlenmesi gerektiğini anlasın, o zaman bütün Tilsit barışı cinsinden antlaşmalara karşı koyacak güçte olacaktır. Bütün kurtuluş savaşları tarihi, bu savaşların büyük yığınları sardığı zaman kurtuluşa çabuk erişildiğini gösterir. Diyoruz ki, madem ki tarih bu şekilde yol alıyor, barışı bırakıp savaşa başlayabiliriz, ve bunun gelecek bir kaç hafta içresinde olması da olasıdır. Herkes hazır bulunmalıdır. Alınanların, eğer, bütün gazetelerin yazdığı gibi, Narva'yı almadıkları doğruysa, o yakınlarda hazırlanıyorlar, bu konuda en ufak bir kuşku gölgesi bile yoktur; Narva'da değilse Narva yakınlarında, Pskov'da değilse Pskov yakınlarında Almanlar bir sonraki sıçramada Petrograd'ı almak için düzenli ordularını guruplara ayırıyor, demir-yollarını hazır ediyorlar. Ve bu canavar pek iyi sıçrar. Bunu göstermiştir;. Bir kez daha · sıçrayacaktır. Bundan zerre kadar kuşku duyulamaz. Bu azırlanmalıyız, övünmemeli ama tek bir günlük aradan bile yararlanmasını bilmeliyiz, çünkü bir günlük aradan Petrograd'ı boşaltmak için yararlanabiliriz, onun elden çıkması yüz binlerce proleterimizin eşi-görülmedik acılar çekmesine yol açacaktır. Yine söylüyorum, Petrograd'ı boşaltacağımız en azından birkaç gün kazanabilmek amacıyla yirmi kez, yüz kez daha aşağılayıcı bir antlaşmayı imzalamaya hazırım, imzalamayı . kendim için ödev sayıyorum; çünkü böyle yapmakla, aksi halde Almanlar'ın boyunduruğu altına düşebilecek işçilerin acılarını dindireceğim; gereksindiğimiz malzeme, ·barut, vb. gibi bütün şeylerin Petrodrad'dan uzaklaştırıl masını kolaylaştıracağım; çünkü ben bir savunucuyum, çünkü ben şimdiki, terhis edilmiş, hastalıklı ordumuzun şifa bulmakta olduğu en uzak köşelerde bile bir ordunun hazırlanmasından yanayım.
Korkulacak ölçüde acı, umutsuzluğa düşürücü, acı verici ve aşağılayıcı bir gerçek, ama yüz kez daha yararlı, Rusya halkınca anlaşılabilirdir.
Kişi dünya-çapında bir meydan devrimini hayal edebilir, gelecektir· çünkü. Zamanında herşey gelecek; ama şimdilik öz-disiplini, hepsinden önce buyruklara uyulmasını sağlamaya koyulun ki,örnek bir düzenimiz olsun, iş çiler hiç değilse yirmi-dört saatin bir saatinde savaş için eğitilsinler. Enfes peri masalları anlatmaktan birazcık daha zordur bu. .Bugün yapabileceğimiz tek şey budur; böylelikle Alman devrimine, dünya devrimine yardım edeceksiniz. Aranın kaç gün süreceğini bilmiyoruz, ama ona sahip durumdayız. Orduyu bir an önce terhis etmeliyiz, çünkü hastalıklı bir organdır o; bu esnada da Finlandiya devrimine yardımcı olacağız.
Evet, kuşkusuz, antlaşmayı ihlal ediyoruz; otuz ya da kırk kez ihlal ettik zaten. Sovyet iktidarını ancak henüz yaratmış ve üç gelişme aşamasından geçirmiş uzun acılı bir kurtuluş döneminin başlamakta olduğu böyle bir çağda ancak çocuklar uzun, ihtiyatlı bir savaşın olması gerektiğini anlamayı beceremez. Utanç verici barış protestolara yol açmakta; ama Kommünist mensubu yoldaşlar savaştan söz ederken duygularına sesleniyor ve insanların öfkeyle yumruklarını sıktıklarını, «kızgınlık tan köpürdüklerini unutuyorlar. Ne diyorlar? «Sınıf-bilinçli bir devrimci bunu asla yaşama geçirmeyecek, böyle bir utanca asla boyun eğmeyecektir». Onların gazetesi Kommunist başlığını taşıyor, ama Szlachcic başlığını taşımalıydı, çünkü meselelere, elde kılıç harika bir pozda ölürken, «Barış yüz kızartıcı, savaş onur vericidir» diyen Szlachcic'in bakış-açısından bakıyorlar;bense köylünün bakış-açısından tartışıyorum.
Ordu kaçarken, ve binlerce erini yitirmek istemiyorsa kaçması gerekirken, barışı kabul ediyorsam, işlerin daha da kötüye gitmemesi için kabul ediyorum. Antlaşma gerçekten utanç verici midir? Neden her aklı-başında köylü ve işçi benim haklı olduğumu söyleyecektir, çünkü onlar barışın bir güç toplama yolu olduğunu anlarlar. Tarih -bir kezden çok sözünü ettim bu nun -Almanlar'ın Tilsit Barışı'ndan sonra Napolyon' dan kurtulduğuna tanıktır. Biz, bu antlaşmada şart koşulan şeye, başka ulusları fethetmek için galip tarafa yardım olsun diye birlikler göndermeye zorunlu tutulmadığımız halde, bu barışı bile bile Tilsit Barışı olarak adlandırdım- tarihte böyle şeyler olmuştur ve umutla rımızı bir dünya-çapında meydan devrimine bağlamayı sürdürdükçe, bizim de başımıza gelecektir. Dikkat edin de tarih böyle bir askeri kölelik biçimini size de dayatmasın. Ve sosyalist devrim bütün ülkelerde zafere ulaşmadan önce Sovyet Cumhuriyeti köleliğe düşürülebilir . Tilsit'de, Napolyon Almanlar'ı akıl-almaz derecede yüz kızartıcı barış şartları kabul etmek zorunda bıraktı. Bu barış birkaç kez imzalanmak durumunda kalındı. O günlerin Hofman'ı -Napolyon- Almanlar'ı barış ant laşmasını ihH'U ederken tekrar tekrar yakaladı, ve günümüzün Hofman'ı da bizi yakalayacaktır. Yalnız bizi çabucak yakalamamasına dikkat edeceğiz.
Son savaş Rusya halkı için acı, ağrılı ama ciddi bir ders olmuştur. Ona örgütlenmeyi, disipline girmeyi, buyruklara uymayı örnek bir disiplin kurmayı . öğretmiştir. disiplini öğrenin; çünkü öğrenmezsek, bir halk olarak, sonsuza dek kölelik altında yaşamaya mahkum olacağız.
Başkası değil, yalnız ve yalnız bu yol, tarihin yolu olmuştur. Tarih bize şunu anlatır : barış, savaş için bir ara'dır, savaş biraz daha iyi, ya da biraz daha kptü bir barış elde etmenin aracıdır. Brest'de güçler ilişkisi yenik düşene dayatılan bir barışa uygundu, ama aşağılayıcı bir barış değildi bu.
Pskov'da güçler ilişkisi yüzkızartıcı, da ha aşağılayıcı bir barışa uygun düşüyordu; ve Petrograd ' ile Moskova'da, bundan sonraki aşamada, dört kez daha aşağılayıcı bir barış dikte edilecektir bize. Biz, Moskova'lı genç arkadaşlarımızın demiş oldukları gibi, Sovyet iktidarının yalnızca bir biçim olduğunu söylemiyoruz, özün şu ya da bu devrimci ilkeye kurban edilebileceğini söylemiyoruz. Diyoruz ki, Rus halkı disipline girmesi ve örgütlenmesi gerektiğini anlasın, o zaman bütün Tilsit barışı cinsinden antlaşmalara karşı koyacak güçte olacaktır. Bütün kurtuluş savaşları tarihi, bu savaşların büyük yığınları sardığı zaman kurtuluşa çabuk erişildiğini gösterir. Diyoruz ki, madem ki tarih bu şekilde yol alıyor, barışı bırakıp savaşa başlayabiliriz, ve bunun gelecek bir kaç hafta içresinde olması da olasıdır. Herkes hazır bulunmalıdır. Alınanların, eğer, bütün gazetelerin yazdığı gibi, Narva'yı almadıkları doğruysa, o yakınlarda hazırlanıyorlar, bu konuda en ufak bir kuşku gölgesi bile yoktur; Narva'da değilse Narva yakınlarında, Pskov'da değilse Pskov yakınlarında Almanlar bir sonraki sıçramada Petrograd'ı almak için düzenli ordularını guruplara ayırıyor, demir-yollarını hazır ediyorlar. Ve bu canavar pek iyi sıçrar. Bunu göstermiştir;. Bir kez daha · sıçrayacaktır. Bundan zerre kadar kuşku duyulamaz. Bu azırlanmalıyız, övünmemeli ama tek bir günlük aradan bile yararlanmasını bilmeliyiz, çünkü bir günlük aradan Petrograd'ı boşaltmak için yararlanabiliriz, onun elden çıkması yüz binlerce proleterimizin eşi-görülmedik acılar çekmesine yol açacaktır. Yine söylüyorum, Petrograd'ı boşaltacağımız en azından birkaç gün kazanabilmek amacıyla yirmi kez, yüz kez daha aşağılayıcı bir antlaşmayı imzalamaya hazırım, imzalamayı . kendim için ödev sayıyorum; çünkü böyle yapmakla, aksi halde Almanlar'ın boyunduruğu altına düşebilecek işçilerin acılarını dindireceğim; gereksindiğimiz malzeme, ·barut, vb. gibi bütün şeylerin Petrodrad'dan uzaklaştırıl masını kolaylaştıracağım; çünkü ben bir savunucuyum, çünkü ben şimdiki, terhis edilmiş, hastalıklı ordumuzun şifa bulmakta olduğu en uzak köşelerde bile bir ordunun hazırlanmasından yanayım.
Aranın ne denli uzun süreceğini bilmiyoruz- durumdan yararlanmaya çalışacağız. Ara belki daha sürüp gidecek, belki de ancak birkaç gün daha sürecek o ka dar. Herşey olabilir, kimse bilmiyor, bilemez de, çünkü bütün büyük güçler çeşitli cephelerde savaşmaya bağ landı, kısılıp kaldı, sürüklendi. Hbfman'ın tavrını belirleyen ilk etken, Sovyet Cumhuriyeti'ni ezme gereği; ikin cisi, onun bir çok cephelerde birden savaş yürütme zorunluluğu, ve üçüncüsü, Almanya'da devrimin olgunlaşmakta, gelişmekte olması, Hofman, da biliyor bunu. Bir iddiaya göre, Hofman Petrograd ve Moskova'yı hemen şu anda alamaz. Ama yarın alabilir, bu pekala olasıdır.
Yineliyorum; ordunun açıkça hasta olduğu ,her fırsat tan yararlandığımız bir anda, ne olursa olsun, hiç değilse bir günlük ara elde edebilmek için, yığınlarla bağlantıda· olan ve savaşı bilen, yığınları bilen her ciddi devrimci nin bu yığınları yeni bir savaş için ayağa kaldırması ge yoruz- böylesi her devrimci haklı olduğumuzu kabul edecektir; proletarya devriminin ve Rus ya'nın yeniden-doğuşunun çıkarlarına olduğu için, hastalıklı organdan kurtulmamıza yardımcı olacağı için her- . hangi bir yüz kızartıcı barışın yerinde olduğunu kabul edecektir. Her aklı-başında adamın anlayacağı gibi, bu barış antlaşmasını imzalamakla işçi devrimimize bir nokta koymuyoruz; Almanlar'la barış yapmakla askeri yardımı durdurmadığımızı herkes anlar; Finliler'e silah gönderiyoruz, askeri birlikler değil, bu uygunsuz olurdu.
Belki de savaşa evet diyeceğiz; belki de yarın Moskova'yı bile terkedip ardından hücuma kalkacağız; halkın ruh-halinde gerekli değişim yer alırsa ordumuzu düşman ordusunun üzerine süreceğiz. Bu değişim evrimleşiyor ve belki de çok zaman alacak, büyük halk yığınının bugün söylediklerini söylemeyeceği an gelecektir. Bu en ağır barış şartlarını kabule zorunlu görüyorum, çünkü kendime bu zamanın henüz varmış olduğunu söyleyemiyorum. Yeniden-doğuş zamanına varıldığında herkes kavrayacak bunu, Rusya?nın enayi olmadığını görecek; şimdilik geri durmamız gerektiğini, bu belginin yaşama geçirilmesi gerektiğini görüyor, anlayacaktır- ve bu Parti Kongremiz'in, Sovyetler Kongresi' nin baş görevidir.
Yeni bir tarzda çalışmasını öğrenmeliyiz. Bu son derece zordur, ama hiç de umutsuz değildir.
Eğer biz kendimizi son derece anlamsız maceracılıkla dağıtmazsak, bu Sovyet iktidarını yılmayacaktır. Halkın, artık kendimize işkence edilmesine daha fazla izin vermeyeceğiz diyeceği zaman gelecektir. Ancak bu, eğer bu maceraya rıza göstermez de ağır · koşullar altında ve geçen gün imzaladığımız · eşi-görülmedik ölçüde aşağılayıcı barış al tında çalışma becerisini gösterirsek,olacaktır; çünkü bir savaş ya da barış antlaşması böylesine tarihsel bir bunalımı çözümleyemez. Monarşik örgütlenmesinden dolayı Alman halkı, aralara dönüştürülen ve ardından yeni aşağılamaların, yeni tecavüzlerin izlediği birkaç aşağılayıcı barış antlaşmasından sonra, Tilsit Barış'ını imzaladığı zaman, 1807'de, prangaya vurulmuştu. Halkın Sovyet biçiminde örgütlenmesi bizim işimizi kolaylaştırıyor.
Yalnızca tek bir belgimiz olmalı- savaş sanatını gereğince öğrenmek ve demiryollarını hal-yoluna sokmak. Demiryolu olmadan bir sosyalist devrimci savaş yürütmek derin ihanet olur. Düzen üretmeliyiz, devrimde en yararlı şeyleri üretecek tüm enerjiyi ve tüm gücü üretmeliyiz.,
Verilirse bir saatlik araya bile sıkı-yapışın, bunu uzak köşelerle bağlantı sağlamak ve orada yeni ordular-yaratmak için kullanın. Olayların onlardan ötürü sizi cezalandırdığı ve gelecekte daha ağır bir şekilde cezalandıracağı hayalleri bırakın. En vahim yenilgiler çağı ilerimizde yatıyor, şu anda yanı başımızda duruyor, bu na dayanmasını bilmeliyiz, illegalite koşullarında, Almanlar'ın doğrudan köleliği altında bulunma koşullarında ısrarlı çalışma için hazırlanmalıyız; parlak renklerle bo yamanın bir yararı yok, gerçek bir Tilsit Barışı bu. Eğer bu tarzda hareket edebilirsek, o zaman, yenilgilere karşın, kesin güvenle söyleyebiliriz ki- zafer bizim olacaktır.
V. I. Lenin, Collected Works,
Vol. 27, pp. 101-09