Sosyal-Demokrasi ve Geçici Devrimci Hükümet
Lenin
Sosyal-Demokrasi ve Geçici Devrimci Hükümet den
Nisan (Mart) 1905.
Sosyal-Demokrasi ve Geçici Devrimci Hükümet den
Nisan (Mart) 1905.
Yeni "lskra''nın darkafalıları ve onların "önde gelen beyni", kitap kurdu Martinov'umuza bu tür düşler elbette yabancı ve tuhaf geliyor. Bunlar, asgari programımızın, sıradan, sade halkın devrimci diktatörlüğü tarafından tamamen gerçekleştirilmesinden korkuyorlar. Kendi kavrayış yetenekleri adına korkuyorlar, ezberledikleri (ama üzerinde düşünmedikleri) kitapçık temelinde geliştirdikleri konsepti yitirmekten korkuyorlar, doğru ve cesur demokratik reform adımlarını Narodniklerin ya da anarşistlerin sınıfsız sosyalizmlerinin maceracı sıçramalarından ayırt edemeyeceklerinden korkuyorlar. Darkafalı ruhları onlara haklı olarak, hızlı bir ilerleyişte doğru yolu saptamanın, karmaşık ve yeni sorunları çabucak çözmenin, küçük günlük. çalışmanın rutin işlerinden daha wr olduğunu söylüyor, o nedenle içgüdüsel olarak homurdanıyorlar: Beni rahatsız etme! Devrimci-demokratik diktatörlüğün acılan bize değmesin! Bu bir yokoluş olabilir, baylar! Sizin için şu daha iyi: "Ağır adımlarla. çekingen zikzaklar çizerek"! ... *
Özellikle en eski ve liyakatlilerin koopte edilmesi** söz konusu olduğu sürece, yeni "'Iskra"yı alicenapça desteklemiş olan bir Parvus'a bile, böyle bir bataklıkta bulunmanın en sonunda tekin gelmemesine şaşmamak gerekir. Böyle bir yerde giderek daha çok midesi bulanmasına şaşmamak gerekir. Ve sonunda isyan bayrağını çekti. Yeni "Iskra"yı ölümüne korkutan "devrimi örgütlemek" şiarını savunmakla yetinmedi, "Iskra"nm bildiri olarak bastığı ve "Jakobencilik" korkusu nedeniyle Sosyal-Demokrat İşçi Partisi'nin sözünü etmeyi bile unutan*** çağrılarla yetinmedi. Hayır. Çokbilmiş Akselrodçu (ya da Luxemburgçu mu?) süreç olarak örgütlenme teorisinin kabusundan sıyrıldıktan sonra Parvus, yengeç gibi geriye doğru sürüneceğine, nihayet ilerlemeyi bildi. Martinov'un ve Martov'un sayısız budalaltklarmı düzeltmek için artık daha fazla "iğneyle kuyu kazmak" istemedi. Doğrudan (ne yazık ki Troçki ile birlikte), devrimci-demokratik diktatörlük fikrinin. otokrasinin yıkılmasından sonra sosyal-demokrasinin geçici devrimci hükümete. katılma yükümlülüğü fikrinin savunusuyla öne atlldı. Parvus, sosyal-demokrasinin ileriye doğru cesur adımlar atmaktan korkmaması gerektiğini söylediğinde, örgütlerin birbirine karışmaması zorunlu (ve tam zamanında anımsatılan) koşuluyla, devrimci burjuva-demokrasisi ile el ele düşmana ortak "darbeler., indirmekten çekinmemesi gerektiğini söylediğinde bin kez haklıdır; ayn yürü, birlikte vur; çıkarların farklılığını gizleme: müttefik.ini düşmanın gibi kolla vs.
*Martov'un 1900 yılında Ekonomistlere ve oportiirıisılere karşı yazdıgı ve Narsis Tuporilov takma adıyla yayınladıgı bir Jaşlamadan. -Alm. Red.
** Eski "lskra" nın eski yazı kurulu üyeleri Akselrod, 7,cısuliç ve Potresov' un
seçilmesi kastediliyor. -Alm. Red.
***Okurlarımızın şu karakteristik gerçegi görüp görmediklerini bilmiyorum: Yeni "lskra" nın yayınladıgı bir sürü ıvır zıvır içinde Parvus imzalı bildiriler de vardı. "Iskra" yazı kurulu, ne Partimizin adını, ne de Parti yayınevinin adını anmak istemedigi için bu bildirilere arka çıkmamıştır.
"Eğer devrimci proletaryayı diğer politik akımlardan ayırmak istiyorsak, ideolojik. olarak devrimci hareketin en önünde durmayı" (bu doğru), "hepsinden daha devrimci olmayı bilmeliyiz".
Bu doğru değil. Yani bu cümleyi Parvus'un söyleminde içerili genel anlamda alırsak doğru değildir; söz konusu önsözü, Parvus'un söz etmediği yeni "Iskra"cılardan ve Martinov'dan bağımsız, kendi başına birşey olarak gören okurun bakış açısından doğru değildir. Bu cümleye diyalektik olarak, yani göreli, somut, bütün yanlarıyla bakıldığında, yıllar sonra bile bütünlüklü bir yapıttan tek tek cümleleri alarak anlamlarını çarpıtan yazın devriyeleri gibi yapılmadığında-bunun Parvus tarafından kuyrukçuluğa karşı yöneltildiği açıklık kazanmaktadır, ve bu ölçüde de doğrudur (bkz. özellikle Parvus'un daha sonraki şu sözleri: "eğer devrimci gelişimin gerisinde kalıyorsak " vs.).
Fakat okur sadece kuyrukçuları göz önünde bulunduramaz, ve devrimciler kampındaki tehlikeli devrim dostları arasında kuyrukçulardan başkaları da vardır, "Sosyal-Devrimciler" vardır, olayların cereyanına kapılıp, devrimci lafazanlık karşısında çaresiz kalan Nadyejdinler gibileri vardır, ya da içgüdüsü devrimci dünya görüşünün yerine geçmiş olanlar (Gapon gibileri) vardır. Parvus bunları unutmuştur, ve şu nedenle unutmuştur. çünkü anlatımı, düşüncelerinin gelişimi serbest değildir, bilakis okuru uyarmaya çalıştığı Martinovculuğun keyifli anısı tarafından kösteklenmiştir.
Parvus'un anlatımı yeterince somut değildir, çünkü demokratik devrim çağında kaçınılmaz olan ve doğal olarak böyle bir devirde toplumun yetersiz sınıfsal ayrışımını yansıtan Rusya'daki çeşitli devrimci akımları bütünlüğü içinde göz önünde bulundurmamıştır. Böyle bir dönemde belirsiz, hatta bazen gerici sosyalist düşünceler, devrimci-demokrat programlan gayet doğal olarak çevreler ve devrimci lafızların arkasına gizlenirler devrimci Sosyalistler''den ayrılıp yeni "Iskra"ya geçtiğinde, öyle anlaşılıyor ki sadece adını değiştiren Nadycjdin ve Sosyal-Devrimciler anımsansın). Bu koşullar altında biz sosyal-demokratlar hiçbir zaman "hepsinden daha devrimci olmak" şiarını ortaya atmayız ve atamayız. Biz gösterişli laflara ve revaçta olan ve ucuz sloganlara (özellikle tarım alanında) meraklı olan sınıfsal zeminden kopmuş bir demokratın devrim çığırtkanlığına katılmayı düşünmüyoruz; biz tam tersine, ona karşı her zaman eleştirel tavır takınacağız. sözcüklerin gerçek anlamlarını, idealize edilen büyük olayların 'gerçek içeriklerini açığa çıkaracağız ve devrimin en hareketli anlarında sınıftan ve sınıflar içindeki nüansları soğukkanlılıkla değerlendirmeyi öğreteceğiz.
Parvus'un şu cümleleri de yine aynı nedenden dolayı yanlıştır: "Rusya'da geçici devrimci hükümet bir işçi demokrasisi hükümeti olacaktır". "eğer sosyal-demokrasi Rus proletaryasının devrimci hareketinin başında olursa, bu hükümet sosyal-demokrat bir hükümet olacaktır", sosyal· demokrat geçici hükümet "sosyal-demokrat çoğunluğa sahip bütünlüklü bir hükümet olacaktır". Eğer söz konusu olan raslantısal, kısa süreli değil de bir ölçüde sürekliliği olacak, tarihte belli izler bırakacak bir devrimci diktatörlük olacaksa, bu olamaz. Bu olamaz, çünkü ancak halkın muazzam çoğunluğuna dayanan bir devrimci diktatörlük bir ölçüde sürekli (elbette mutlak değil, göreli olarak) olabilir. Oysa Rus proletarya sı bugün Rusya nüfusunun azınlığını oluşturuyor. Muazzam, ezici bir çoğunluk haline ancak yarı-proleterler kitlesiyle, yarı-mülk sahipleriyle, yarı kent ve kırın küçük-burjuva yoksul kitleleriyle birleştiğinde gelebilecektir. Olanaklı ve arzu edilir bir devrimci-demokratik diktatörlüğün sosyal tabanının böyle bir bileşimi, elbette devrimci hükümetin bilişimine de yansıyacaktır, bu hükümete devrimci demokrasinin en çeşitli temsilcilerinin katılımını. hatta ağır basmasını kaçınılmaz kılacaktır. Bu konuda hayallere kapılmak son derece zararlı olurdu.
Kuru nutukçu Troçki şimdi (ne yazık ki Parvus'un yanında) "Papaz Gapon sadece bir kez ortaya çıkabilirdi", "ikinci bir Gapon 'a yer yoktur" diye yazıyorsa, bunun nedeni onun kuru nutukçu oluşudur. Rusya'da ikinci bir Gapona yer olmasaydı, ülkemizde gerçekten "büyük", sonuna kadar giden demokratik bir devrim için de yer olmazdı. Devrimin büyük bir devrim olabilmesi, 1846-1850'1eri değil, 1789-1793'leri anımsatması ve aşabilmesi için, muazzam kitleleri aktif hayata, kahramanca çabalara, "esaslı tarihsel yaratım "a çekmek. onları korkunç karanlıktan, eşi görülmedik baskıdan, dile gelmez sefaletten ve umutsuz cehaletten çıkarmak zorundadır. Devrim kitleleri sarsmaya başladı, daha da sarsacaktır- hükümetin kendisi bunu şiddetli direnişiyle daha da kolaylaştırmaktadır; fakat bu kitlelerin ve onların sayısız "kendinden bitme" halk ve hatta köylü liderinin derli toplu bir politik bilincinden, sosyal-demokrat bilincinden söz edilemez elbette. Bir dizi devrimci sınavdan geçmeden sosyal-demokrat olamazlar hemen, sadece bilinçsizlikleri nedeniyle değil (devrim, yineliyoruz, inanılmaz bir hızla aydınlatır), sınıfsal konumları proleter bir konun olmadığı için, tarihsel gelişimin nesnel mantığı onların önüne şu an kesinlikle sosyalist değil, demokratik bir devrimin görevlerini koyduğu için bu böyledir.
Ve devrimci proletarya bazılarının acınası kuyrukçuluğunu, diğerlerinin devrimci lafazanlığını elinin tersiyle iterek, olayların baş döndürücü kasırgasına sınıfsal kesinlik ve bilinç taşıyarak, durmadan ve cesaretle ilerleyerek, demokratik devrimden korkmayarak. tersine bu devrimin gerçekleşmesini isteyerek, sosyalizm mücadelesi için gerçekten geniş ve 20. yüzyıla yaraşır bir arena yaratılması amacıyla cumhuriyet ve bütün cumhuriyetçi özgürlükler, ciddi ekonomik reformlar için mücadele ederek bu devrime bütün enerjisiyle katılacaktır.
Nisan (Mart) 1905.