PARTİ TÜZÜGÜNÜN TARTIŞILMASI SIRASINDAKİ KONUŞMADAN
RSDIP II Parti Kongresi'nde Yapılan Konuşmalardan
Haziran 17 (30) - Ağustos 10 (23) 1903
Lenin
Haziran 17 (30) - Ağustos 10 (23) 1903
Lenin
Lenin, formülasyonunu destekleyen, özellikle teşvik edici etkisini vurgulayan kısa bir konuşma yapar: “Örgütlenin!” Parti örgütlerinin sadece profesyonel devrimcilerden oluşması gerektiği hayal edilmemelidir. Son derece sınırlı ve gizlilikle başlayıp çok geniş, serbest örgütlenmeler ile sona eren, her tür, tabaka ve tondaki en çeşitli örgütlenmelere ihtiyacımız var. Merkez Komitesi tarafından onaylanması bir Parti organizasyonu için vazgeçilmez bir şarttır.
Herşeyden önce iki küçük konuda açıklama yapmak istiyorum. Birincisi, Akselrod'un "pazarlıkta anlaşma" yolundaki nazik (ironi yapmadan söylüyorum) önerisi ile ilgili. Bu çağrıya severek uyardım, çünkü görüş ayrılığımızı hiç de Partinin ölümü ya da kalımı ona bağlı olacak kadar önemli görmüyorum. Tüzükteki kötü bir madde kesinlikle mahvolmamız anlamına gelmez! Fakat mesele iki formülasyon arasında seçim yapmamızı gerektirecek kadar ileri gitmişse, Martov'un formülasyonunu orijinal taslaktan daha kötü, ve belli koşullar altında Partiye hiç de az olmayan zarar verebilecek bir formülasyon olduğu kesin inancımı terk edemem. İkinci açıklama Bruker yoldaşla ilgili. Seçme ilkelerini her yerde uygulamak isteyen Bruker yoldaşın, Parti üyesi kavramını tam olarak açıklayan tek formülasyonu, benim formülasyonumu kabul etmesi gayet doğaldır. Bu nedenle, Bruker yoldaşın benimle hemfıkir olmasınından Martov yoldaşın neden bu kadar sevinç duyduğu benim için anlaşılmazdır. Gerçekten de Martov yoldaş, mucip sebeplerini ve argümanlarını araştırmadan Bruker yoldaşın söylediğinin tam tersini söylemeyi kendisine kılavuz ilke olarak mı görüyor?
Asıl meseleye geçerken belirtmek istiyorum ki, Troçki yoldaş Plehanov yoldaşın temel düşüncesini hiç kavramamış ve bu nedenle açıklamalarında meselenin özüne hiç dokunmamıştır. Aydınlar ve işçilerden, sınıf bakış açısı ve kitle hareketinden söz etti, ama asıl önemli soruna hiç değinmedi: Parti üyesi kavramı benim formülasyonumla daraltılıyor mu, yoksa genişletiliyor mu? Kendisine bu soruyu sormuş olsaydı, benim formülasyonumun bu kavramı daralttığını, (bizzat Martov'un doğru biçimde ifade ettiği gibi) "esneklikle" öne çıkan Martov'un formülasyonunun ise onu genişlettiğini kolayca görecekti. Tam da bu "esneklik" ama, içinden geçtiğimiz Parti yaşamının bugünkü döneminde bütün dağınıklık, yalpalama ve oportünizm unsurlarına kapıları açar. Bu basitve açık sonucu çürütmek için, bu tür unsurların bulunmadığını kanıtlamak: gerekir; oysa Troçki yoldaş bunu yapmayı aklından bile geçirmemiştir. Evet, zaten bu kanıtlanamaz da, çünkü herkes bu tür az unsur bulunmadığını, bunların işçi sınıfı içinde de mevcut olduğunu biliyor. Çizginin sağlamlığının ve Parti ilkelerinin temizliğinin korunması, tam da şimdi bir o kadar daha acil bir mesele haline gelmektedir, çünkü birliği yeniden tesis edilmiş olan Parti, sayılan Partinin büyümesiyle birlikte artacak olan pek çok sallantılı unsuru saflarına alacaktır.
Troçki yoldaş, Partinin bir komplocular örgütü olmadığını söylerken (pekçok başkaları da bana karşı bu itirazda bulunmuştur), "Ne Yapmalı?" adlı kitabımın temel düşüncesini çok yanlış anlamıştır. Troçki, kitabımda en konspiratif ve gizli olandan, nispeten geniş ve "lose" olanına kadar bir dizi değişik örgüt tipi önerdiğimi unutmuştur.* Partinin, tamamen (ya da neredeyse tamamen) parti örgütlerinin "denetimi ve önderliği altında" çalışan, fakat bütün olarak "parti"ye dahil olmayan ve zaten dahil olmaması gereken işçi sınıfının muazzam kitlesinin sadece öncü müfrezesi, önderi olduğunu unutmuştur. Bu temel hatası nedeniyle Troçki yoldaşın hangi sonuçlara vardığına bir bakın. Burada bize, işçi saflarından durmadan işçiler tutuklandığında, tutuklanan bütün işçilerin Parti üyesi olmadıklarını açıklamaları halinde, Partimizin tuhaf bir şey olacağını söyledi! Durum tam tersi değil mi? Asıl tuhaf olan, Troçki yoldaşın kanıtlaması değil mi? Bir ölçüde deneyim sahibi her devrimciyi sevindirecek bir şeyi üzücü bir olgu olarak görüyor. Grevler ve gösteriler nedeniyle tutuklanan yüzlerce, binlerce işçinin Parti örgütlerinin üyeleri olmadığı anlaşılsa, bu sadece, örgütlerimizin iyi olduğunu, görevlerimizi -az çok dar bir yönetici yoldaşlar çevresinin konspiratif şekilde çalışmasını sağlamak ve mümkün olduğunca geniş bir kitleyi harekete çekmek-yerine getirdiğimizi tanıtlardı.
Martov'un formülasyonunu benimseyen yoldaşların hatasının kökü, Parti yaşamımızdaki esas kötülüklerden birini sadece görmemekle kalmayıp, bilakis bu kötülüğü kutsamalarmda yatmaktadır. Bu kötülük, nerdeyse genel politik hoşnutsuzluk .atmosferi içinde, tam bir illegal çalışma koşullarında, faaliyetin en büyük bölümünün dar gizli çevrelerde, hatta özel toplantılarda yoğunlaştırılmasını gerektiren koşullarda, sırf laf üretenleri iş üretenlerden ayırmanın bizim için çok zor, evet, neredeyse imkansız olmasında yatmaktadır. Ve bu iki kategorinin birbirine karışmasının böylesine kök saldığı, harekete böylesine büyük bir karışıklık, böylesine büyük zararlar taşıdığı Rusya'dan başka ikinci bir ülke daha yoktur. Sadece aydınlar arasında değil, işçi sınıfı içinde de bu kötülüğün acısını şiddetle çekiyoruz, Martov'un formülasyonu ise bu kötülüğü yasa derekesine yükseltiyor. Bu formülasyon, kaçınılmaz olarak, önüne çıkan herkesi Parti üyesi yapma çabasını içerir; Martov yoldaş bunu bizzat koşullu olarak kabul etmek zorunda kaldı - "eğer isterseniz, evet" dedi. Tam da bunu istemiyoruz biz! Tam da bunun için Martov'un formülasyonuna kararlılıkla karşı çıkıyoruz. Çalışma içinde bulunan on yoldaşın kendilerini Parti üyesi olarak adlandırmamalan (gerçekten çalışanlar ünvan peşinde değillerdir!), sadece laf yapan tekbir kişinin bile parti üyesi olma hak ve olanağına sahip olmasından iyidir. Bana çürütülemez görünen ve Martov'a karşı mücadele etmeme yol açan temel ilke budur. Bana, Parti üyelerine haklar tanımadığımız, o nedenle de kimsenin bunu uiistimal edemeyeceği yolunda yanıt verildi. Böyle bir itiraz tamamen çürüktür: Parti üyesinin hangi özel haklara salıip olduğuna işaret etmiyorsak, dikkat edilsin, Parti üyelerinin haklarının kısıtlanmasına dair herhangi bir işarette de bulunmuyoruz. Bu birincisi. İkinci olarak, ki asıl mesele budur, haklar bir yana, her Parti üyesinin Partiden sorumlu olciuğu ve partinin her parti üyesi için sorumluluk taşıdığı unutulmamalıdır. İçinde bulunduğumuz politik faaliyet koşullarında, gerçek bir politik örgütlülüğün tohum halinin yaşandığı koşullarda, üye olmayanlara üyelik hakkı vermek ve örgüte dahil olmayan (ve belki de kasten dahil olmayan) insanların sorumluluğunu Partiye yüklemek. doğrudan tehlikeli ve zararlıdır.
Martov yoldaş, bir Parti örgütüne üye olmayan birinin, enerjik çalışmasına rağmen malıkeme önünde kendisini Parti üyesi olarak adlandırmaya hakkı olmamasından dolayı dehşet içinde kalmııştır. Bu beni hiç korkutmuyor. Tam tersine, herhangi bir Parti örgütüne üye olmadığı halde kendisini Parti üyesi olarak adlandıran birinin, mahkeme.önünde arzulanmayan bir tavır sergilemesiyle ciddi bir zarar ortaya çıkacaktır. Böyle birinin örgütün denetim ve yönetimi altında çalışmış olduğunu yalanlamak imkansız olurdu, tam da bu tabirin muğlaklığı nedeniyle imkansız olurdu. Gerçekten de -bundan kuşku duyulamaz - "denetim ve yönetimi altında" sözleri, ne denetimin ·ne de yönetimin olmamasına yol açacaktır. Merkez Komitesi hiçbir zaman, çalışan ama örgüte üye olmayanların tümü üzerinde gerçek bir denetim yayabilecek durumda olmayacaktır. Bizim görevimiz Merkez Koinitesi'nin · eline gerçek bir denetim vermektir. Bizim görevimiz, Partimizin sağlamlığını, kararlılığını, saflığını korumaktır. Parti üyesi sıfatını ve önemini yükseğe, daha yükseğe çıkarmaya çabalamalıyız, ve ben bu nedenle Martov'un formülasyonuna karşıyım.
15 (2) Ağustos 1903