Header Ads

Header ADS

RSDİP(B) NİSAN KONGRESİ 1917

1917 Sovyet Devrimi 1. Bölümünden
Gorki, Molotov, Voroşilov, Kirov, Zhdanov, Stalin
Çeviren İsmail Arkın

Lenin, Rusya'ya döner dönmez bütün gücüyle devrimci çalışma­lara daldı. 4 Nisan sabahı "Şimdiki Devrimimizde Proletaryanın Görevleri" tezini, önce Bolşevik Partisi'nin ileri gelenlerinin katıl­dıkları bir konferansta, sonra da 1917 Martının sonunda yapılan, Işçi ve Asker Vekilleri Sovyetleri'nin Bütün Rusya Konferansı'na katılan Bolşevik ve Menşevik delegelerinin toplantısında okudu. 

Tarihe Nisan Tezleri diye geçen bu tezlerde Lenin, partinin gi­riştiği mücadelede kazandığı deneyimleri özetliyor ve yeni aşamada parti için belirli bir program saptıyordu. Lenin'in Nisan Tezleri, Bolşevik Partisi'nin devrimci mücadelesinin tarihinde yeni bir bö­lüm açmıştır. Bu yenilik yalnız, Bolşevikliğin eski teori ve uygula­malarından bir ayrılmayı işaretiediği için değil, bu tezlerin, 1917 Şubatı burjuva demokratik devrimi tarafından başlatılan geçici aşamada, proletarya partisi için kapsamlı bir eylem programını da içermesinden ileri gelir. 

Çarlığın yıkılmasıyla Bolşeviklerin içerisinde çalıştıkları koşul­larda da bir değişiklik oldu.
"Bu, Rusya'nın tarihinde muazzam bir dönüm noktası ve partimizin tarihinde ise eşi görülmemiş bir dönüm noktasıydı" diye yazmıştır Sta­lin, 1917 Şubatı burjuva demokratik devrimi için. " ... bu yeni mücade­le koşullarına uygun düşen yeni bir yönlendirme gerekliydi parti için."
Bolşevik Partisi, iliegalite ve gizlilikten daha yeni çıkmıştı. Par­tinin çok sayıda üyesi, Rusya'nın uzak köşelerincieki sürgünlerin­den dönüyorlardı. Yüzlerce ve binlerce Bolşevik, Nerim' den, Turu­hans'tan, Yakutiya'dan ve kuzeyin derinliğindeki uzak sürgün yer­lerinden, Petrograd'a, Moskova'ya ve öteki sanayi merkezlerine dönüyordu. Demiryolları askeri trafikle tıkanmıştı ve bu dönmek­te olan sürgünleri hızla taşıyacak gibi değildi. Politik sürgünlerin evlerine dönmelerine yardımcı olmak üzere kurulan komite, Men­şevikler ile Sosyalist Devrimcilerin etkisi altına düşmüş ve..._bunlar da, Bolşevik sütgünlerin dönüşüne engeller çıkartıyorlardı. Zaten Bolşevikler, Petrograd'dan Viladivostok'a, Arkangels'ten Kafkasla­r'a kadar çok geniş bir çevreye yayılmış durumdaydılar. 

Nedir ki Bolşevik Partisi_, Menşevikliğin va S.osyalist Devrimci­liğin her türlüsüne karşı verdiği başarılı mücadele ve her türlü oportünist saHanmalar ile Lenin'in çizgisinden sapmalara karşı sür­dürdüğü sürekli savaşım ile ideolojik ve örgütsel sıkı bir bağ içeri­sinde bulunuyordu. Bolşevik Partisi bu yeni aşamaya -burjuva de­mokratik devriminden sosyalist devrime- geçiş için Lenin'in hazır­ladığı planla donanmış olarak giriyordu. Bu planı Lenin daha 1905 yılında saptamıştı. Yani Bolşevikler bu yeni aşamaya, sosyalizmin, yalnız tek bir ülkede zafere ulaşmasının mümkün olduğunu savu­nan Lenin'in öğretisinin desteğiyle giriyorlardı. Ayrıca Bolşevikler, Lenin'in kapitalizmin en yüksek aşaması emperyalizm teorisi ile donanmış olarak giriyorlardı bu yeni döneme. Bunlar, emperyalist savaşın yağmacı ve ilh"akçı yüzünü açığa çıkartan tezlerdi. Devri­min bütün tarihi, Bolşevik Partisi'ni, "mücadelenin yeni koşulların­da yeni yönelmeler" için hazırlamıştı. 

Parti, burjuva demokratik devriminin zaferi ile yetinemezdi. Bolşevikler, proletaryayı devrime devam etmeye çağırdılar. Ayrıca Bolşevikler, iktidarın burjuvaziye ait Geçici Hükümet'e geçmesiyle emperyalist savaşın, yağmacı niteliğinin değişmemesi nedeniyle bu savaşa da karşı çıkıyorlardı. Geçici Hükümet'in sınıfsal niteliğini teşhir ediyor ve proletaryayı, Sovyetleri, devrimci iktidarın organı olarak güçlendirmeye ve geliştirmeye çağırıyorlardı. 

14 Mart'ta, sürgünden dönüşünden iki gün sonra Stalin, Prav­da'da şöyle yazıyordu:
"Sovyetleri ... halkın devrimci iktidarının organı olarak, Işçi ve As­ker Vekilleri Merkez Sovyeti'nin ekseni etrafında sağlamlaştırmalı, . toplamalı ve evrenselleştirmeliyiz."2
Ancak, partinin deneyimlerinden genel sonuçlar çıkartılmalı, yeni koşullar altında yeni görevler formüle edilmelidir. Nisan Tez­leri hakkında yazarken Stalin, bu tezlerde Lenin'in işte bunu yaptı­ğını söyler:
"Partinin, tek bir adımda yeni bir yola koyulması için Lenin'in ün­lü Nisan Tezleri'ne gereksinmesi vardı."3
(...) (Lenin Nisan tezleri Konuşması)

Lenin'in bu konuşması Menşeviklere, bomba patlaması gibi gel­di. Plehanov konuşmayı, "sa yıklama", b!r delinin hezeyanlar.ı.._ ola­rak niteledi. Menşevikler dehşet içerisinde bağırıyorlardı: "Lenin iç savaş istiyor!" 

Çereteli, Lenin'e karşı şu konuşmayı yaptı:
"Eğer iktidar ilk günlerde.ele geçirilmiş olsaydı, -devrim çok kısa za­manda tam bir yenilgiyle sona ererdi. Müttefikler ile olan antlaşmala­rımızın iptal olunması, dışarıdan ezilmemiz sonucunu verirdi. Ve Av­rupa' da, sosyalizme karşı büyük bir tepki doğardı; Enternasyonal ezi­lirdi . ... Kendinizi halkın tamamından ve sınıf bilincinde olan prole­taryadan soyutlayamazsınız."5
Yine aynı konferansta, Çehidze, Lenin'i şu sözlerle korkutma çabasına düştü: "Lenin, devrimin dışında yalnız kalacak ve biz he­pimiz kendi yolumuzda yürümeye devam edeceğiz. "6 

Bolşevikler arasında, önlerindeki mücadelenin getireceği güç­lükleri göze alamay􀀠nlar içerisinde tereddüte düşenler bile vardı. Ama parti bir bütün olarak, Bütün Rusya Bolşevik Konferansında görüldüğü gibi, liderinin açtığı bayrağa sadıktı. 

Nisan Konferansı, 1917 yılı 24-29 Nisan tarihleri arasında Pet­rograd'da yapıldı. Bu toplantıya oy hakkı olan 133 delege ile yal­nız konuşma hakkı bulunan 18 delege, 80 bin parti üyesini temsi­len katıldı. 

1917 Şubat Devrimi'nden önce, Bolşevik Partisi, bir yeraltı ör­gütü idi ve eylemlerini gizlice sürdürüyordu. Yasadışı bir partiydi ve buna üye olmak, tutuklanma, sürgün ve kürek cezası ile cezalan­dırılıyordu. Parti kongreleri ile toplantılarının hepsi gizli yapılıyor­du ve çoğu dış ülkelerde oluyordu. Nisan Konferansı, Bolşevik Par­tisi'nin tarihinde ilk yasal kongreydi. 

Lenin'in mücadele arkadaşları dünyanın her köşesinden bu kon­feransa geldiler. Uzak sürgün yerlerinden gelenler; kürek mahkum­ları; sanayi merkezinden gelen delegeler ile Rus olmayan ulusların oturduğu sınır bölgelerinden katılanlar. Daha dün yapılan barikat savaşlarının lider ve örgütçüleri, başkentin işyeri ve fabrikalarını temsilen gelmişlerdi. Konferansın çalışmalanna katılanlar arasında başta Lenin olmak üzere, Stalin, Molotov, S. Kozer, Krupskaya, Stassova, Jerzinski vardı. Moskova bölgesini Zemliyaçka, Nogin, Kvartsov-Stepanov, Smidoviç ve diğerleri; Dombas bölgesini, Voro­şilov; Samara'yı Kuybişev; Urallar'ı, Sverdlov temsil ediyordu. Da­ha başka pek çok seçkin Bolşevik bu konferansa katılmıştı. 

Parti merkezinin rehberliğinden uzak düşmüş şubelere mensup temsilcilerin ortak bir dil bulmaları ve hep birlikte Lenin'i destek­lemeleri, Çarlık hükümetinin, partinin iradesini kıramadığının ve onun kitleler ile temasını kesemediğinin en açık kanıtıydı. Bu yıllar­da, parti hem kendini korumuş hem de örgütlenme ve ideolojik ba­kımdan güçlenmişti. 

Bolşevik Partisi Bütün Rusya Nisan Kongresi, tarihin çok ciddi bir anında yapılıyordu. Açılış konuşmasında Lenin'in işaret ettiği gi­bi bu kongre, "yalnız Rus Devrimi'nin tam ortasında değil, gelişmek­te olan uluslararası devrimin de en önemli anında" yapılıyordu.? 

Çeşitli bölgelerden gelen delegeler, Bolşevik Partisi'nin nasıl bü­yük bir hızla geliştiğini ve devrimin iki ayı içerisinde ne gibi büyük işler başardığını anlatıyorlardı. 

Savaş sırasında Petrograd kentinde, aidat ödeyen yalnızca 2 bin parti üyesi vardı; oysa Nisan Kongresi arifesinde bu sayı 16 bine yükselmişti. Kronstadt'da, yalnız küçük bir yeraltı örgütü bulunu­yordu, oysa şimdi burada 3 bin Bolşevik vardı. Helsingfors'da 3 bin, Viborg'da 560 üye vardı. Moskova şehrinde 7 bin Bolşevik, tüm Moskova bölgesinde ise 13 bin Bolşevik vardı. Yalnız Ivanovo-Voz­nesensk kentinde 3500 kişi vardı. Saratov'da 1500, Samara'da 2700, Kazan'da 400 üye bulunuyordu. Urallar'da yeraltı çalışmala­rı 9 ayrı yerde yürütülüyordu ve Nisan Kongresi arifesinde 43 şube­de toplam üye sayısı 16 bin idi. Şubat Devrimi'nden önce Lu­gansk'da 100 olan Bolşevik üye sayısı, Nisanda 1500'e ulaşmıştı. 

Artık Pravda (Gerçek) dışında birkaç Bolşevik gazetesi daha çı­kıyordu. Moskova'da çıkan Sosyal Demokrat, 60 bin basıyor; Ural­larda, Ural Gerçeği; Ufa'da Vpreyod {Ileri); Helsingfors'da Volna (Dalga); Krostadt'da Golos Pravdi (Gerçeğin Sesi}; Ekaterinoslav'da Zvezde (Yıldız); Harkov'da Proletarya ve Kafkaslar'da Kavkazki Raboçi (Kafkasya Işçisi) yayımlanıyordu. Volga bölgesinde, Sara­tov, Samara ve Kazan kentlerinde birer Bolşevik gazetesi vardı.

Bolşevikterin etkisi ülkede hızla yayılıyordu. Urallar'da nere­deyse her yerde Sovyet vardı. Her yerde, sekiz saatlik işgünnü uy­gulamışlar ve· sanayi üzerinde denetim kurmuşlardı. Dombas'ı bir delege şöyle anlatıyordu: 
"Lugansk şimdi bütünüyle işçilerin elinde. Parti üyesi arttığı anda Bolşevikler hiç kuşkusuz iktidarı bütünüyle ele a-lacaklardır . ... Ma­denciler her yerde var: Komiserliklerde, miliste, İşçi ve Asker Vekilie­ri Sovyeti'nde. Bunlardan yargıçlık yapanlar bile var. Bütün örgütler madencilerin denetimi altında ve böylece madenciler kömür ocakla­rında tam bir egemenlik kurmuş durumdalar." RSDIP (B)'nin 7. (Nisan) Bütün Rus­ya ve Petrograd Şehir Konferansı­ Nisan 1917, 
Bolşevikler, savaş tutsakları arasında -Almanlar, Avusturyalı­lar, Çekler arasında- da propaganda yapıyorlardı. Lugansk'da, Şu­bat Devrimi'nden önce bile savaş tutsakları arasında propaganda yapan 40 üyeli bir Bolşevik örgütü vardı. Devrimden sonra bu ör­gütün üye sayısı lOO'ü aşmıştı. Urallar'da, Savaş Bakanı Guç­kov'un, savaş tutsaklarının gösterilere katılmasını yasaklayan emirlerine karşın Bolşevikler, Almanlar ile Avusturyalıların 1 Ma­yıs kutlarnalarına katılmalarını sağlamışlardı. Bolşeviklerin bu ça­lışmalarının bir sonucu olarak savaş tutsakları arasından yüzlerce mükemmel örgütçü ve binlerce gözüpek devrimci çıkmıştı. 

Nerelerde Bolşevikterin etkisi güçlü ise buralarda devrim, mer­kezden daha ileri gitmiştir. Moskova bölgesinden bir delege şunla­rı söylemiştir: 
"Orehovo-Zuyevo'da iktidar tamamen işçilerin elindedir. Sovyet'in izni olmaksızın hiç kimse silah taşıyamaz. Köylüler, işçiler ile el ele ça­lışmaktadırlar . ... Turba kömürü olayı karakteristikdir. Kapitalistlere, eğer bize yakıt vermezlerse, eğer uygun bir çalışma koşulu sağlamaz­larsa, işletmelerini ellerinden alacağımızı söyledik . ... Yoldaş Lenin, iktidarın, Işçi ve Asker V ekiileri Sovyeti tarafından ele geçirilmesi ge­rektiğini söyledi, ama bizim bu konuda daha fazla bir şey yapmamıza zaten gerek kalmadı."RSDIP (B)'nin 7. (Nisan) Bütün Rus­ya ve Petrograd Şehir Konferansı­ Nisan 1917, 
Nisan Kongresinde Lenin, eyaletlerin, başkenti çok geride bı­raktığı üzerinde ayrıntıları ile durmuştur: 
"Sovyetlerin faaliyetleri konusunda yoldaşlar tarafından verilen bil­giler, eksik olmakla beraber son derece ilginçtir. Bu belki de kongre-de sağlanan en önemli malzemedir; bu malzemeyle biz, ortaya attığı­mız sloganların gerçek olaylarla denenmesini görmüş oluyoruz. Orta­ya çıkan manzara, iyimser sonuçlara ulaşmamızı sağlıyor. Hareket önce, proletaryanın hareket için bütün enerjisini topladığı merkezler­de başlamıştır. Çarlığa karşı mücadelede büyük bir çaba gösterilmiş ve enerji harcanmıştır. Petrograd'da bu mücadele sonucu merkezi dev­let otoritesi yıkılmıştır. Muazzam işler başarılmıştır. ...
Şimdi mücadele, merkezden taşraya kaymıştır. Bu Fransa'da da böyle olmuştur. Devrim artık eyaletlere yayılmaktadır. Eyaletlerdeki hareket, buralarda çoğunluğun, köylü ve işçiler lehine olduğunu gös­termektedir. Buralarda liderlik burjuvazide değildir ve kitleler yılgın­lığa düşmemişlerdir. Topladığımız bilgiler arttıkça şunu daha açık olarak görmekteyiz ki, halk arasında proletarya oranı ne kadar fazla ve ara unsurlar sayısı ne denli küçükse, o bölgede devrim o denli da­ha iyi gelişmektedir." RSDIP (B)'nin 7. (Nisan) Bütün Rus­ya ve Petrograd Şehir Konferansı­ Nisan 1917, 
Çeşitli bölgelerden gelen delegeterin raporları, Bolşeviklerin, ça­lışan kitlelere öncülük ettiği yerlerde devrimin nasıl geliştiğini gös­termektedir. Bazı sanayi bölgelerinde lşçi ve Asker Vekilieri Sovyet­leri'nin duruma egemen olduklan görülmektedir. Buralarda hükü­met makamlan acze düşmüşlerdir. Sovyet'in onayı olmaksızın hiç­bir direkrif verememektedirler. Sovyetler, yiyecek işlerini üzerlerine almışlardır. Sanayiyi denetimleri altına almışlar ve fabrikalarda iş­lerin durmasına izin vermemişlerdir. 

Çeşitli bölgelerden gelen raporlar, pratik ve politik çalışmalar­da Bolşeviklerin, Lenin'in Nisan Tezleri için hazırlıklı olduklarını bir kez daha göstermiştir. 

Bolşevik Partisi (Nisan) Bütün Rusya Kongresi, 24 Nisan günü saat lO'da, Petrograd'da Kız Yüksek Okulu'nun konferans salo­nunda açılmıştır. Lenin kısa bir açılış konuşması yapmıştır. Komü­nizmin büyük kurucularının öngörülerinin doğru çıktığını söyle­miştir: Dünya Savaşı, kaçınılmaz olarak devrime yol açmıştır. Dev­rimi başlatma gibi onur verici bir şeref Rus proletaryasına düşmüş­tür, ama şu unutulmamalıdır ki, Rus Devrimi dünya devriminin sa­dece bir parçasıdır. Lenin, şu cümle ile sözlerini bağlamıştır: "Işte ancak bu açıdan görevlerimizi belirleye biliriz." Lenin, "RSDIP (B)'nin Bütün Rusya Nisan Konferansının Açılışında Yapı­ları Konuşma-24 Nisan 1917", Toplu Yapıtlar, c. XX, s. 239. 

Kongre, ilk enternasyonalistler olan Lenin ile Karl Liebknecht' e -Alman emperyalistlerinin hapse attıkları Liebknecht'e- s􀁈amları­nı yollamıştır; Kongre, başkanlık divanına, Bolşeviklerin hapisteki Liebknecht'e selamlarını ulaştırma olanaklarını araştırınasi görevi­ni vermiştir.

Lenin'in konuşmasından . sonra kongre; -aşağıdaki gündemi onaylamıştır:

1. Bugünkü durum (savaş, Geçici Hükümet, vb.).
2. Barış konferansı.
3. Işçi ve Asker Vekilieri Sovyeti'ne karşı tutum.
4. Parti programının gözden geçirilmesi.
5. Enternasyonaldeki durum ile ilgili olarak görevlerimiz.
6. Sosyal Demokrat Enternasyonalist Örgütler Birliği.
7. Tarım sorunu.
8. Ulusal sorun.
9. Kurucu Meclis.
10. Örgütlenme.
11. Bölgelerden gelen raporlar.
12. Merkez Komite seçimi.

Kongrenin gündeminin ana maddeleri, Nisan Tezleri'nin bir ge­ lişmesi olan, halihazır durum ve tarım sorunu üzerindeki Lenin'in raporlarıydı: 

Lenin'in raporlarının özü şöyleydi: 

Marksistlerce, devrimin niteliğini saptayan başlıca belirti, ikti­darın bir sınıftan bir başka sınıfa geçişidir. Şubat Devrimi'nde ikti­dar, feodal toprak beylerinden, burjuvaziye ve kapitalist toprak beylerine, yani, geniş topraklarını kapitalist esasa göre yöneten toprak beylerine geçmiştir. Iktidara yeni bir sınıf gelmiştir: Burju­vazi; bu açıdan Şubat Devrimi, bir burjuva devrimidir. 

Nedir ki, iktidara geçen burjuvazi şu üç sorunu çözmek duru­mundadır: Savaşı sona erdirmek, köylülere toprak vermek ve ülke­yi içerisinde bulunduğu ekonomik bunalımdan çıkarmak. 

Burjuvazi savaşı sona erdirebilir mi? Savaş, kapitalist gelişme­nin kaçınılmaz bir sonucudur. Kapitalizm var oldukça savaşın de­vamı kaçınılmazdır. Şimdiki savaş, savaşan grupların her ikisi açı-
sından da emperyalist bir savaştır. Yani, kapitalistlerin, dünyaya egemen olmak için sürdürdükleri bir savaştır. Amaç, karlı pazarla­rın ele geçirilmesi ve zayıf ulusların boyunduruk altına alınmasıdır. İktidarın, Çar Nikola Romanov'dan, toprak beyleri ve kapitalistle­rin hükümetine geçmesi, Rusya'yı ilgilendirdiği kadarıyla savaşın niteliğini değiştirmemiş tir. Yeni hükümet, ilhakçı ve yağmacı sava­şı sürdürmektedir. Bu hükümet, Rus kapitalistlerine, Çin' den, Tür­kiye' den, Iran'dan toprak vaadeden eski Çarlık sözleşmelerine sa­hip çıkmıştır. Sermayenin çıkarlarını temsil ettiği için yeni hükümet toprak ilhaklarını, yani, yabancı ülkelerin fethini ya da başka ulus­lan Rusya'nın baskısı altında tutmayı reddedemez. En iyi olasılık­la, halk kitlelerinin baskısı altında burjuvazi, şimdiki savaşı banşla sona erdirebilir. Ama yapacağı bu barış yine, zayıf ve ezilmiş ulus­ların aleyhine emperyalist bir barış olacaktır. Sonuçta da böyle bir barış yeni bir savaşın tohumlarını taşıyacaktır. 

Burjuvazi, köylülere toprak verebilir mi? Büyük topraklar, bur­juva bankalarına son karışına kadar ipotek edilmiştir. Toprak bey­lerinden toprak almak, burjuvazinin ceplerine tekme atmaktır. En iyi olasılıkla, eğer halk çok baskı yaparsa burjuvazi, tamamını kur­tarmak için bir kısmını feda eder, bir kısım topraklarını tazminat için köylülere bırakabilir. Ama bu tarım sorununu çözümlemez. Üstelik savaş, köylerde hayvancılığı öylesine bir duruma sokmuştur ki, köylünün artık eski yöntemlerle işi yürütmesi olanaksızdır. Köylünün, araç gerece ve hayvana ihtiyacı vardır ve bu ancak dev­rimci bir yoldan, burjuvaziyi sermayesinden yoksun bırakarak elde edilebilir. 

Bolşeviklerin, Nisan Kongresinin hemen arifesinde Petrog­rad'da yaptıklan kongrede Lenin şöyle demişti:
"Burjuvazi, ulusallaştırmaya ancak, eğer köylüler toprakları alırlar­sa yanaşabilir. Proletarya partisi olarak bizim, tek başına toprağın si­zi doyuramayacağını söylememiz gerekir. Dolayısıyla, bu toprağı işle­rnek için, komünlerin örgütlenmesi gerekir . ... Kaderler daha şimdiden bürokrat gibi hareket etmeye başlamışlardır. Köylülere, Kurucu Mec­lis toplanana kadar beklemelerini söylüyorlar. Bizim partimiz, devri­mi gerçekten ileri götüren sloganlar veren tek partidir." Lenin, "RSDIP (B)'nin Petrograd Şehir Konferansı-14-12 Nisan 1917" Toplu Yapıtlar, Ingilizce baskısı, c. xx, s. 181 
Hiç kuşkusuz burjuvazi, ekonomiyi düzeltmek için girişimde bulunabilir ama bunu ancak yoksul köylüler ile işçilerin sirtından ve bütün yükü onlara yükleyerek yapar. 

Burjuvazi iktidarı ele geçirmiş ama, devrimin tek bir sorununu bile çözememiştir. Aslında onlar hükümet gücünü, devrimi ezmek için devrimle mücadele etmek· amacıyla ele geçirmişlerdir. Devri­min sorunları ancak, iktidarın devredilmesi gereken yeni sınıf, ya­ni işçi sınıfı tarafından çözümlenebilir.
"Rusya'da halihazır durumun özgül niteliği, proletaryanın bilinç ve örgütlenme düzeyinin yetersizliği nedeniyle, iktidarı burjuvaziye vermiş olan devrimin birinci aşamasından, iktidarı, proJetaryaya ve köylülü­ğün yoksul tabakasına devredecek olan ikinci aşamasına geçiştir."Lenin, "Bugünkü Devrimimizde Prolet aryanın Görevleri", Seçme Yapıtlar,c. VI, s. 21-24. 
Demek ki, şimdiki durumun özgül niteliği, burjuva-demokratik devriminden sosyalist devrime geçişi temsil etmesi, ya da Lenin'in ifadesiyle, burjuva demokratik devrimin sosyalist bir devrim halin­de büyümesidir. 

Iktidarın proletaryaya devri, Geçici Hükümet'e karşı derhal bir ayaklanmayı gerektirmiyor. Bu iktidar devrilebilir ama şu anda ve bir fırtına ile değil. Ülke neredeyse tam bir özgürlük günleri döne­mi yaşıyor. Hükümet henüz devrime karşı şiddete başvurmuyor, çünkü silahlar fiilen kitlelerin elinde bulunuyor. İşçiler ile köylüle­rin savaştan hiçbir çıkarı yok. Onların "savunmacı" duygulan sa­dece yüzeysel bir duygu ve Lenin'in dediği gibi "samimi bir yanıl­gının" sonucu. Bu nedenle de Lenin, işçilerin yanılgılarını anlama­ları için sabırlı bir çabayla onlara yardımcı olmak gerektiğini öne sürmüştür.
'"Devrimci savunmacıların' büyük bir kısmı, "diyor Lenin kongre­ye sunduğu karar taslağında, "kabul etmemiz gerekir ki, gerçekten sa­mimidir. Yani bunlar gerçekten ilhaklara, fetih politikasına ve zayıf ulusların ezilmesine karşıdırlar; bütün savaşan ülkeler arasında de­mokratik ve birbirini ezmeyen bir barıştan yanadırlar. Proleterler ile kent ve kırsal kesimdeki yarı proleterlerin (yani, geçimlerini, kısmen ya da tamamen, kendi emek güçlerini kapitalistlere satarak sağlayan­ların) sınıf olarak, kapitalistlerin karları ile çıkar birlikleri yoktur. "Lenin, "Bugünkü Durum Üzerine Rapor-24 Nisan 1917" Seçme Ya­pıtlar, Ingilizce baskı, c VI, s. 94.
Kongrede Lenin, karar suretinin bu kısmını şöyle açıklamıştır:
"Hiç kuşku yoktur ki, sınıf olarak proleterler ile yarı proleterlerin savaşta herhangi bir çıkarı yoktur. Bunlar doğrudan doğruya, gele­nekler ile kandırmacaların etkisi altındadır; politik deneyimleri eksik­tir. Şu halde bizim görevimiz bıkıp usanmadan gerçek durumu açıkla­maktır. Prensip sorununda zerre kadar ödün vermeyiz ama bunlara yaklaşımımız, sosyal şovenistlere yaklaşımımız gibi olamaz. Halkın bu kesimi hiçbir zaman sosyalist olmamıştır, sosyalizme bir eğilimleri de yoktur ve politik hayata daha yeni uyanmaktadırlar. Nedir ki, bun­ların sınıf bilinci olağanüstü bir hızla gelişmekte ve büyümektedir. Açıklamalarımızı onlara göre yapmayı öğrenmek zorundayız. Bu çok güç bir iştir ve özellikle daha düne kadar yeraltında çalışmak zorun­da bulunan bir parti için."Lenin, "Bugünkü Durum Üzerine Rapor-24 Nisan 1917" Seçme Ya­pıtlar, Ingilizce baskı, c VI, s. 95.
Sovyetler, işçiler ile çalışan köylülerin çoğunluğunu temsil et­mektedir. Ne var ki Sovyetlerin liderliği, Sosyalist Devrimciler ile Menşeviklerin eline düşmüştür. Bunlar da iktidan Geçici Hükü­met'e devretmişlerdir. Hükümet, Sovyetlerin desteği ile ayakta dur­maktadır ve ancak Sovyetlerde çoğunluk elde edilerek alaşağı edi­lebilir. 

Bu durum, bir devrimde çok ender rastlanan bir olguyu meyda­na getirmiştir: Iktidarın Geçici Hükümet'ten Sovyetlere geçişi ba­rışçı yollardan olmalıdır. Bütün yapılacak şey, küçük-burjuva par­tilerini, Sosyalist Devrimcileri ve Menşevikleri izole ederek kitleler üzerindeki etkilerini önlemektir. 

Devrimin bu aşamasında Bolşevik Partisi'nin sloganı öyleyse: "Bütün Iktidar Sovyetlere!" olmalıdır. 

"Bütün Iktidar Sovyetlere!" derken Lenin, kapitalistlerin Geçici Hükümet'ten atılmalarını ve bunların yerine Sovyet temsilcilerinin geçmesi gerektiğini kastetmiyordu. 

Troçki sonradan, Ekim Dersleri başlıklı yazısında, iktidarın on kapitalist bakandan, on tane Peşehanov'un 􀀁- eline verilmesi konu­sundaki önerisinin, Lenin'in "Bütün Iktidar Sovyetlere" sloganı ile aynı olduğunu öne sürdüğü zaman, Bolşevik çizgiyi tamamen çarpıtmış oluyordu. Söz konusu olan kapitalist bakanların yerine sos­yalist bakanların konulması değildi. Lenin'in bu sloganı, burjuva devlet mekanizmasının yıkılarak yerine, yeni ti,irden bir devlet me­kanizması; Sovyet devlet mekanizması konulmasını içeriyordu.

Menşevikler ile Sosyalist Devrimciler, Sovyetlerde çoğunluktay­ dı; Bolşevikler ise azınlıktay dı .. Ama Sovyetler eğer iktidarı ele al­saydı, kitlelerin sürekli baskısına maruz kalacaklar ve Sovyetlerin üyeleri özgürce seçilebilecekti. Bu koşullar altında Menşevikler ile Sosyalist Devrimciler, devrimin amaçlarına ulaşma çabasına katıla­rak daha ileri adım atacaklar ya da -bu daha büyük bir olasılıktır­oldukları yerde kalacaklar ve kendilerini ele vermiş olacaklardı. Bu durumda da, işçiler ile köylüler, çalışan nüfusun çıkarları için ger­çekten mücadele veren Bolşevikleri destekleyecekler ve Bolşevikler Sovyetlerde çoğunluğu elde edeceklerdi. Çoğunluğu ele geçiren ger­çek devrimci Bolşevik Partisi böylece programını uygulamaya ko­yabilecekti: Yani, demokratik bir barış yapacak, büyük toprakların zoralırnma giderek toprağı ve tarım araçlarını emekçilere verecek, bankalar ile büyük girişimleri ulusallaştırarak, kapitalistlerin aley­hine derhal ekonomik yeniden oluşum sürecini başlatacaktı. Bu ön­lemler hiç kuşkusuz, hemen sosyalizme geçiş anlamına gelmiyordu ama bütünüyle alındığında, Rusya'nın sosyalist bir ülkeye dönüş­mesi için ilk adımları oluşturacaktı. Lenin, Bolşe -vikterin Nisan Kongresinde şu soruyu soruyordu: 
"Öyleyse, devrimci proletaryanın görevleri nelerdir? Sosyalistlerin bütün tartışmalarındaki temel yanılgı ve temel eksiklik, konunun çok genel bir biçimde ortaya konmasıdır: Sosyalizme geçiş. Oysa bizim tartışmamız gereken şey somut adımlar ve önlemlerdir. Bunlardan ba­zıları olgunlaşmıştır, bazıları henüz olgunlaşmamıştır. Biz bir geçiş dönemindeyiz. Biz, burjuva devlet biçimlerinden farklı birtakım bi­çimler yarattık. İşçi ve Asker Vekilieri Sovyetleri, şimdiye değin görül­memiş bir devlet biçimidir. Bu biçim, sosyalizme doğru ilk adıniı tem­sil etmekte ve kaçınılmaz olarak sosyalist toplumun başlangıcını oluş­turmaktadır. Bu büyük önem taşıyan bir gerçektir . ... "
"Iktidarı, Işçi ve Asker Vekilieri Sovyetleri'ne niçin geçirmek istiyo­ruz?"
"Sovyetlerin başarması gereken ilk önlem toprakların ulusallaştırıl­masıdır . ... Toprak üzerindeki özel mülkiyet kaldırılmalıdır. Halkın ço­ğunluğu bundan yana olduğu için bu görevi yerine getirmek zorunda­yız. Bunu başarmak için de Sovyetlere gereksinmemiz var. Bu öyle bir önlemdir ki, eski hükümet bürokrasinin yardımıyla yerine getirilemez."
"İkinci önlem: Şu anda, sosyalizme 'başlamayı' savunamayız; bu dü­pedüz budalalık olur. Önce sosyalizmi açıklamamız, ne olduğunu öğ­retmemiz gerekir. Rus halkının çoğunluğu, sosyalizmi anlaması ve kav­raması olanaksız köylüler ile küçük burjuvalardan oluşmaktadır. Ama bunların, diyelim her köyde hayvancılığın islahı için başvurabilecekle­ri bir banka bulunmasına ne itirazları olabilir? Buna hiçbir itirazları olamaz. Bu pratik önlemleri köylülere anlatmalı ve bunların vazgeçil­mez şeyler olduğu konusunda onlarda kesin bir kanı yaratmalıyız."  
"Şeker sendikası tamamen başka bir konudur; zaten böyle bir sen­dika vardır. Bu konuda bizim önerimiz tamamen pratik olmalıdır. Bu iyi gelişmiş sendikalar devlete devrolunmalıdır. Mademki Sovyetler iktidara taliptir, bu, böyle amaçlar için olmalıdır. Yoksa iktidarı ele geçirmenin ne anlamı olur? Konunun can alıcı noktası şudur: Ya Sov­yetler gelişip serpilecek ya da hiç de şerefli olmayan bir ölümle yok olacaktır; tıpkı Paris Komünü gibi. Eğer istenen bir burjuva cumhuri­yeti ise bunu Kaderler pekala başarabilir."Lenin, "Bugünkü Durum Üzerine Rapor-24 Nisan 1917" Seçme Ya­pıtlar, Ingilizce baskı, c VI, s.100-101
Geçiş dönemi için "Bütün Iktidar Sovyetlere!" sloganını öne sü­rerken Lenin, iktidara geldiklerinde Sovyetler için ayrıntılı bir program çizmiştir. Stalin'in işaret ettiği gibi "Bütün Iktidar Sovyet­lere!" sloganı şu anlama gelir: 
"Menşevikler ve Sosyalist Devrimcilerin, Kadetlerle kurdukları blo­kun kopması, Sovyet hükümetinin, Menşevikler ile Sosyalist Devrim­cilerden oluşması (yani, bu iki partinin Sovyetlerde çoğunlukta olma­ları) muhalefet için (yani Bolşevikler için) propaganda özgürlüğü ile Sovyetler içerisinde partilerin serbestçe mücadelesi ve böyle bir müca­dele yapıldığı takdirde Bolşevikler, Sovyetleri ele geçirmeyi başarabi­lider ve Sovyet hükümetinin bileşimini, devrimin barışçı yoldan geliş­mesi yoluyla değiştirebilirler. Bu plan hiç kuşkusuz, proletaryanın dik­tatörlüğü anlamını taşımaz. Ancak böylece bu diktatörlüğün sağlan ması için gerekli koşulların yaratılmasını kolaylaştırabilir; Menşevik­ler ile Sosyalist Devrimcileri iktidara geçirerek ve onları, '€!evrim kar­şıtı platformlarını yürürlüğe koymaya zorlayarak, bu partilerin gerçek yüzlerinin teşhiri hızlandırılabilir, kitlelerden soyutlanmaları ve kop­maları kolaylaştırılmış olur." J. Stalin, "Ekim Devrimi ve Rus Komünistlerinin Taktikleri", Leni­nizm, Ingilizce baskı, c. I, 1934, s. 128.
Lenin'in önerdiği taktikler, halihazır durum hakkında yaptığı tahminleri doğruluyordu; kitlelere her adımda, Geçici Hükümet'in, karşıdevrimci olduğunu, barışı sağlamaya muktedir bulunmadığını ya da köylülere toprak veremeyeceğini açıklamak; Menşevikler ile Sosyalist Devrimcilerin, burjuvazinin uşaklarından başka bir şey ol­madıklarını göstermek, iktidarın kapitalistlerin elinden ancak, bu iki partinin uzlaşmacı niteliğinin bir ihanet olduğu gösterildiği tak­dirde alınabileceğini kanıtlamak gerekiyordu. Proletarya devriminin hazırlık aşamasında, küçük burjuvazinin uzlaşmacı partileri, en bü­yük tehlikeyi oluşturuyorlardı. Burjuvazi ile uzlaşmayı savunarak, kitleleri düşmanlarıyla savaşmaktan alıkoyuyorlar, mücadele azmi­ni kırıyorlar, işçilerle çalışan nüfusun öteki kesimlerinin moralini bozuyorlardı. Şayet bu uzlaşmacı partiler teşhir edilmezler ve soyut­lanmazlarsa, kitleler, burjuvaziye karşı kesin sonuçlu mücadeleye hazırlanamazlardı. Sonuna kadar gitmeye kararlı bütün gerçek dev­rimciler, partinin etrafında kenetlenmeli, savunmacılar, yani "sava­şı zafere kadar sürdürme" yanlıları kitlelerden soyutlanmalıydı. 

Iktidarın barışçı yollardan Sovyetlere devrini gerçekleştirmek için Bolşevikler tarafından ortaya atılan bu taktikler, Lenin tarafın­dan Nisan Kongresinde şöyle açıklanıyordu:
"Kimileri sorabilir: Kendi ilkderimizi inkar etmiş olmuyor muyuz? Biz, bu emperyalist savaşın bir iç savaşa dönüşmesini savunmuştuk; şimdi bundan caymış olmuyor muyuz? Ancak, Rusya'da ilk iç savaş sona ermiştir. Biz şimdi, ikinci bir savaşa geçiyoruz: Emperyalizm ile silahlı halk arasındaki savaşa. Bu geçiş döneminde, silahlı güç, asker­lerin elinde olduğu sürece, Milyukov ile Guçkov şiddete başvurmadık­ları sürece, bu iç savaş, bizi ilgilendirdiği kadarıyla, barışçı, uzatmalı ve sabırlı bir sınıf propagandasına dönüşmelidir. Eğer biz, halk bunun gereğini kavramadan önce, iç savaştan söz edersek, Blankicilik suçu işlemiş oluruz. Biz bir iç savaştan yanayız ama ancak kendi sınıfının bilincinde olanlar tarafından verilirse. Ancak, halkın despot diye bil­diği birisi tahtından devrilebilir. Ama şimdi ortada despot yok: Top­lada tüfekler askerlerin elinde; kapitalistlerin değil. Kapitalistler ise yollarına, şiddetle değil kandırmaca ile devam ediyorlar. Şu anda, şid­det çığırtkanlığı yapmak budalalıktır. "Lenin, "Bugünkü Durum Üzerine Rapor-24 Nisan 1917" Seçme Ya­pıtlar, Ingilizce baskı, c VI, s. 95.
Proleterce bir sosyalist devrime doğru bu yöneliş, sınıf güçleri­nin yeni bir dağılımını öngörür. Şehir ve kırsal kesimdeki burjuva­ziye yalnız, yoksul köylüler ile yakın işbirliği halinde hareket eden ve köylüler arasındaki kararsız elemanları -orta köylüleri- tarafsız􀄈 laştıran proletarya karşı koyabilir. Ancak "tarafsızlaştırma", orta köylünün tarafsız kalması, mücadeleden uzak durması anlamına gelmez. Halkın birbirine düşman iki sınıfa bölündüğü bir iç savaş­ta, tarafsız kalmak ya da yapılan mücadelede taraf tutmamak ola­naksızdır. Orta köylülüğün tarafsızlaştırılması, devrimin gidişine karışmasını engellemek ama, eğer olanaklıysa yardımını sağlamak demektir. Aslında, proletarya devriminin arifesine kadar, asker üniforması içerisindeki orta köylülüğün büyük çoğunluğu büyük bir kararsızlık içerisindeydi ve ancak 1917 Eylülünde, tarım soru­nu ile barış sorununun olsa olsa proletarya tarafından çözümlene­bileceğine akılları kestiği zaman işçilerin geçici destekçileri olarak hareket ettiler. Işte, orta köylülüğün bu sallantılı durumudur ki, Lenin'in proletarya ile yoksul köylülüğün ittifakı üzerine de ısrarla durmasına neden oldu. 

Lenin'in önerileri yalnız, küçük burjuva partileri ve Troçki tara­fından değil, Bolşevik Partisi . içerisindeki küçük bir grup tarafından da tepkiyle karşılandı. Rikov'un desteklediği Kamerrev ile Nogin ve diğerleri, Lenin'e karşı çıktılar ve büyük toprak sahipliğine son veri­lene kadar burjuva devriminin sona erdiğinin söylenemeyeceğini ve iktidarın Sovyetlere devrinin günün en önemli konusu olduğunu öne sürdüler. Lenin'in Geçici Hükümet ile bağların kopartılması ve bü­tün iktidarın Sovyetlere devri konusundaki devrimci çağrılarına kar­şı Kamenev, Sovyetlerin, Geçici Hükümet üzerinde denetimde bulun­ması gerektiğini savunuyordu. Aslında Kamenev, burjuva hükümeti­ni savunan Menşevik tutumu benimsemiş oluyordu. Bu hükümet ise ait olduğu sınıf bakımından karşıdevrimci olduğu için tek bir ileri adım atmış değildi. Gerçek bir iktidar gücüne sahip bulunmaksızın böyle bir hükümet üzerinde denetimde bulunmayı istemek, halk ara­sında yaygın bulunan, burjuvazinin devrimin amaçlarını gerçekleştir­me gücüne sahip olduğu tezine destek vermek demekti.

Kamerrev'in bu görüşlerini Lenin şöyle eleştiriyordu:
"Ben, pek fazla öğrenim görmemiş işçi ve asker kitlesinin, bu buda­laca ve düşüncesizce 'denetim' önerisine inanmasını anlarım. Ancak, denetimin ne demek olduğu konusunda biraz kafa yormak, buna inanmanın, sınıf mücadelesinin temel ilkelerinden vazgeçmek demek olduğunu kavramaya yeter."Lenin, "Bugünkü Durum Üzerine Rapor-24 Nisan 1917" Seçme Ya­pıtlar, Ingilizce baskı, c VI, s. 91.
Bütün Rusya Kongresinden birkaç gün önce yapılan Petrograd Bolşevik Kongresinde, Lenin, Kamenev'e yanıt olarak diyordu ki: 
"Elde iktidar gücü yoksa denetim de olamaz. Karar suretleri gibi yollarla denetim yapmak budalalıktan başka bir şey değildir. "Lenin, "Geçici Hükümet'in Tutumu Konusunda Kararın Tartışılması Sı­rasında Yapılan Iki Çürütme", Top­lu Yapıtlar, c. XX, s. 185.
Lenin ile Bolşevikler içerisindeki sağ grup arasındaki ayrımın özü, Rikov'un kongrede yaptığı konuşmada gayet açık bir şekilde görülebilir:
"Sosyalist devrimin güneşi nerede doğacak? Bence, bütün koşullar göz önünde bulundurulduğunda, bizim küçük burjuva düzeyimiz göz önünde bulundurulduğunda, sosyalist devrimin inisiyatifi bizim ola­maz. Bunun için ne güce ne de objektif koşullara sahibiz. Ama Batıda bu sorun, bizde Çarlığın devrilmesiyle aşağı yukarı aynı aşamada­dır." RSDIP (B)'nin 7. (Nisan) Bütün Rus­ya ve Petrograd Şehir Konferansı­ Nisan 1917, 
Kamenev gibi Rikov da, Rusya için bir burjuva devrimin ötesi­ne gidemiyordu. Lenin bu Menşevik tutumu sert bir dille eleştiri­yordu: 
"Yoldaş Rikov, sosyailzmin, sanayisi daha fazla gelişmiş öteki ülke­lerden gelmesi gerektiğini söylüyor. Ama bu böyle değil. Buna kimin başlayacağını ve kimin sona erdireceğini kimse söyleyemez. Bu Mark­sizm değil, Marksizmin gülünç bir taklididir."Lenin, "Bugünkü Durum Üzerindeki Tartışmaya Yanıt-24 Nisan 1917"; c. xx, s. 153.
Kongre Lenin'i destekledi. Ancak yedi ya da sekiz delege Le­nin'in önerisine karşı çekimser kaldı, gerisi lehinde oy verdi. Bu da yine, partideki ideolojik birliğin bir kanıtıydı.

Nisan Kongresi, gündemin ana sorunu olan, "şimdiki durum" konusunda bir karar sureti benimsedi. Bunun ana noktaları şöy­leydi:
"Avrupa'nın en geri ülkelerinden birinde ve küçük köylü bir nüfus ortasında iş görmekte olan Rus proJetaryası kendisine, sosyalist dönü­şümü derhal oluşturma amacını koyamaz.  
Ama bundan, işçi sınıfının burjuvaziyi desteklemesi gerektiği, ya da eylemlerimizi, küçük burjuvazinin kabul edilebilir sınırları içerisinde tutmamız, ya da şu anda sosyalizme doğru atılması pratik olarak ol­gunlaşmış bulunan bir dizi adımların atılmasının gereği halka açıkla­nırken proletaryanın öncü rolünü reddetmemiz gerekmez; aksi halde bu büyük bir yanılgı ve uygulamada burjuvaziye tam bir teslimiyet olur.  
Atılacak bu adımların başında toprakların ulusallaştırılması gelir. Böyle bir önlem, burjuva sisteminin sınırlarını doğrudan doğruya aş­mamakla beraber yine de üretim araçlarının özel mülkiyetine ciddi bir darbe olacak ve bu ölçüde de sosyalist proletaryanın, kırsal kesimde­ki yarı proletarya üzerindeki etkisini güçlendirecektir.  
Bu adımlar arasında ayrıca, bütün bankalar üzerinde devlet deneti­minin kurulması ve bunların tek bir banka içerisinde birleştirilmesi, si­gorta şirketleri ile büyük kapitalist sendikaların (örneğin Şeker Sendi­kası, Kömür Sendikası, Metal Sendikası, vb.) devletleştirilmesi, gelir ve mülkiyet üzerindeki vergilerin daha adil hale getirilmesi vardır. Ekonomik bakımdan bu gibi önlemler tamamen olgunlaşmış, teknik bakımdan derhal uygulamaya konulabilir ve politik bakımdan ise bu reformlardan her bakımdan yararlanacak olan köylülerin büyük ço­ğunluğunun desteğini kazanabilir. "RSDIP (B)'nin 7. (Nisan) Bütün Rus­ya ve Petrograd Şehir Konferansı­ Nisan 1917, 
Kongreye, karar suretinin bu kısmı hakkıri􀀁a bilgi verirken Le­nin şunları eklemiştir:
"Muhaliflerimiz, bunun bir burjuva devrimi olduğunu ve sosyalizm­den söz etmenin gereksiz olduğunu söylüyorlar. Ama biz tam tersini söylüyoruz: Burjuvazi, içinde bulunulan durumdan çıkılacak bir yol buiamadığı için, devrim devam etmektedir. Biz kendimizi, demokratik sözcükler içerisine hapsetmemeliyiz. Kitlelere durumu açıkça anlatma-lıyız ve onlara bir dizi pratik önlemler bulunduğunu göstermeliyiz: Sen­dikaları devralabilirler ve bunları, İşçi ve Asker Vekilieri Sovy>€_tleri ara­cılığı ile denetleyebilirler, vb. Ve bu gibi önlemler uygulamaya konul­duğu anda, Rusya tek ayağı ile sosyalizme adım atmış olur."Lenin, "Bugünkü Durum Üzerindeki Tartışmaya Yanıt-24 Nisan 1917"
Kongre, tasarısını Lenin'in hazırladığı, savaş konusunda ayrı bir kararı da kabul etti. Bu kararaa Lenin, savaşın sınıf özelliğini açık­lıyor, kitlelerin devrimci savunmacılığının ne olduğunu anlatıyor ve daha önemlisi savaşın nasıl sona erdirilebileceği üzerinde duruyor­du. Bu son nokta üzerinde, Bolşeviklerin Nisan Kongresinde kabul edilen kararında şöyle deniyordu:
"Diğerleri yanında en önemli sorun olarak, kapitalistler arasındaki bu savaşı elden geldiğince kısa zamanda sona erdirmek -zorlayıcı bir barışla değil ama gerçek demokratik bir barışla sona erdirmek- konu­sunda Kongre şu kararı benimsemiştir: 
Bu savaş, bir tarafın askerlerinin savaşa devam etmeyi reddetmesiy­le sona erdirilemez; savaşan tarafların bir tanesinin savaşa son verme­ si mümkün değildir."  
"Kongre, partimize karşı kapitalistler tarafından yayılan kötü niyet­li bir yalanı bir kez daha protesto eder: Almanya ile ayrı bir barış ya­pılmasına taraftar olduğumuz tamamen uydurmadır. Biz, Alman ka­pitalistlerinin, Rus, İngiliz, Fransız kapitalistler türünden eşkıyalar ol­duklarını, Kaiser Wilhelm' in, tıpkı II. Nikola, Ingiliz, İtalyan, Romen ve öteki krallıklar kadar taçlı birer eşkıya olduğunu düşünürüz."  
"Partimiz; sabırla ve ısrarla, savaşın hükümetler tarafından yürütül­düğünü, savaşların daima belli sınıfların güttükleri politika ile sıkı bağ halinde olduğunu ve bu savaşın ancak, en az savaşan tarafların birka­çında, tüm devlet iktidarının, sermayenin boyunduruğuna gerçekten son verebilecek olan proletarya ile yarı proletarya sınıfına geçmesi su­retiyle olabileceği gerçeğini halka anlatmaya devam edecektir."RSDIP (B)'nin 7. (Nisan) Bütün Rus­ya ve Petrograd Şehir Konferansı­ Nisan 1917, 
Savaş hakkındaki bu kararın ışığı altında, bir barış konferansı toplanması için verilen bir öneri konusunda Bolşeviklerin görüşle­rini incelemek çok önemlidir. Borgbjerg adında bir Danimarkah "Sosyalist" Petrograd'a geldi. Kendisi, burjuva saflarına geçmiş olan Danimarka Sosyal Demokrat Partisi'nin oportünist çoğunlu-ğuna mensuptu. Üç Iskandinav partisi -Danimarka, Norveç ve Is­veç- adına konuşan Borgbjerg, Petrograd Sovyeti'ne, sosyalist bir barış konferansı toplanmasını önerdi. Borgbjerg, Scheidemann ti­pindeki Alman "savunmacıları" adına hareket ettiğini söyleyerek, Almanya'nın ele geçirdiği topraklardan çekilmesi esasına dayalı olarak barış görüşmelerine girişebileceklerini öne sürüyordu. Öyle anlaşılıyordu ki, kıtlık, ekonomik bozukluk ve ülke içerisinde bü­yüyen devrimci dalganın baskısı altında Alman emperyalizmi, ta­rafsız bir "savunmacının" aracılığı ile elde edilen yağmanın bölü­şülmesi esasına dayalı bir barışa ulaşmak istiyordu. Almanya, sa­vaş sırasında ele geçirdiği toprakları bırakacaktı ama daha önce ele geçirdiklerinden hiç söz edilmiyordu. Ingiliz ve Fransız savunmacı­ları, bir barış konferansından yana olmadıkları gibi, efendileri de -Ingiliz ve Fransız emperyalistleri- barıştan söz edildiğini duymak bile istemiyorlar ve savaşı zafer kazanana dek sürdürmekten ya­naydılar. Bolşeviklerin kongresi, bu barış önerisinin emperyalist ni­teliğini açığa çıkardı. Bu konudaki kararda. şöyle deniyordu:
"Sosyalistler, proletaryanın davasına ihanet etmeksizin, doğrudan ya da dalaylı olarak, giriştikleri yağmanın bölüşümü için çeşitli ülke­lerin kapitalistleri arasındaki bu kirli ve korsanca işe iştirak etmez."RSDIP (B)'nin 7. (Nisan) Bütün Rus­ya ve Petrograd Şehir Konferansı­ Nisan 1917, 
Kongrede, Ingiliz ve Fransız savunmacılarının oynamak istedik­leri rol konusunda özellikle duruldu: 
"Kongre ayrıca, kendi kapitalist hükümetlerinin yanına geçmiş bu­lunan Ingiliz ve Fransız sosyalistlerinin, Borgbjerg'in örgütlerneye ça­lıştığı konferansa katılmayı reddettikleri gerçeğini de kaydetmiştir. Bu durum açıkça, bu sözde sosyalistlerin destekleyicisi oldukları Ingiliz ve Fransız emperyalist burjuvazisinin, bu emperyalist savaşı zorla sür­dürmek istediklerini ve emperyalist Alman burjuvazisinin gitgide ar­tan tükenme, kıtlık ve ekonomik bozukluğun ve daha da önemlisi Al­manya' da yaklaşmakta olan işçi devriminin baskısı altında Borgbjerg aracılığı ile vaat ettiği ödünleri tartışmayı bile reddettiklerini göster­mektedir. "RSDIP (B)'nin 7. (Nisan) Bütün Rus­ya ve Petrograd Şehir Konferansı­ Nisan 1917, 
Kongre bu gerçeğin en geniş şekilde bilinmesini ka:rarlaştırmış ve Bolşevikterin yalnız, kendi ülkelerinde iktidarın proletaryaya devredilmesi için mücadele veren emekçi partileri ile kardeşçe işbir- liğine girmelerini de karar altına almıştır.

Iktidarın yeni bir sınıfa devredilmesi için verilen mücadelede önemli bir rolü ezilmekte olan uluslar oynamıştır. Devrimin sonu­cu büyük ölçüde, ezilen ulusların çalışan kitlelerinin desteğinin pro­letarya tarafından kazamhp kazanılmamasına --bağlıdır. Burjuva Geçici Hükümet'i, ulusal azınlıkların ezilmesi ve sömürülmesini içeren eski Çarlık politikasını devam ettirmektedir. Ulusal hareket­ler eskiden olduğu gibi ezilmektedir. Finlandiya Dieti ile benzer ku­ruluşlar dağıtılmıştır. "Birleşmiş ve bölünmez Rusya" sloganı, bur­juva ve küçük burjuva partilerinin baş ilkesi olmaya devam etmek­tedir. Bolşevikler bu despotça ilkeye karşı çıkan ve ezilen ulusların çalışan nüfusunun kendi geleceklerini saptayabileceklerini açıkça ilan eden tek partidir. 

Ulusal sorun üzerinde Bolşevik Partisi:nin politik ilkelerini Le­nin ile birlikte saptayan Stalin kongreye sunduğu raporda, hükü­metin güttüğü politikanın yağmacı niteliğini ortaya çıkartmış ve burjuvazinin izinden giden küçük burjuva uzlaşmacılarının gerçek yüzünü acımasızca teşhir etmiştir. Stalin, uluslan ezme politikasını sürdürmek isteyenlerin aksine Bolşevik Partisi'nin devrimci progra­mını şöyle saptamıştır: 
" ... Ulusal sorun konusundaki görüşlerimiz aşağıdaki önermeler ile özetlenebilir: a) Ulusların (birlikten) ayrılma haklarının tanınması; b) belli bir devlet içerisinde kalan uluslar için bölgesel özerklik; c) ulusal azınlıklar için gelişme özgürlüğünü güvence altına alan özel yasalar; d) belli bir devletin bütün uluslarının proletaryası için, tek, bölünmez bir proleter kuruluş, tek bir parti."RSDIP (B)'nin 7. (Nisan) Bütün Rus­ya ve Petrograd Şehir Konferansı­ Nisan 1917, 
Y. Pyatakov, kongrede, ulusal sorun üzerinde bir karşı rapor hazırladı ve bu rapor bazı delegeler tarafından desteklendi. Bütün ülkeleri çözülmez bir bağla bir araya getiren bir dünya ekonomisi çağında, ulusal devletin, tarihte geçmiş bir aşamayı temsil ettiği öne sürülmüştür:
"Bağımsızlık talebi, bir başka çağdan ödünç alınmış bir fikirdir; ta­rihi tersine çevirmek istediği için de gericidir. Yeni bir emperyalizm çağının çözümlenmesine dayanarak bugün için, 'Kahrolsun sınırlar!' sloganına dayanmayan bir sosyalizm için -bütün sınırların kaldırılma­sı için mücadele etmeyi- düşünmek bile yanlış olur."RSDIP (B)'nin 7. (Nisan) Bütün Rus­ya ve Petrograd Şehir Konferansı­ Nisan 1917, 
Pyatakov'un bu konuşması Lenin tarafından şiddetle eleştirildi:
'"Kahrolsun sınırlar!' sloganı altında bir sosyalist devrim yöntemi tam bir şaşkınlıktır . ... 'Kahrolsun sınırlar!' sloganı altında, bir sosya­list devrim 'yöntemi' ile ne denmek isteniyor? Devletin gerekliliğini ta­nıyoruz ve bir devlet, sınırların bulunmasını öngörür . ... Çar Niko­la'nın politikasını sürdürmek delilik olur."
Lenin, "Ulusal Sorun Üzerine Konuş­ma-29 Nisan 1917", Seçme Yapıt­lar, İngilizce baskı, c. V, s. 309-10.
L. Kamenev ile P. Pyatakov, devrimin amaçlarını yanlış anlama­da bir ve beraberdiler. Kamenev, devrimin sosyalist niteliğini inkar ederek partiyi Menşevik batağa sürüklüyordu. Pyatakov ise bu so­runda Lenin'in tutumuna açıkça karşı çıkmamakla birlikte, uygu­lamada devrimi soyutlanmaya ve yenilgiye mahkum ediyordu. Par­ti iki cephede mücadele veriyordu: Sağ oportünistlere karşı ve 'sol' muhalefete karşı. 

Lenin ile Stalin'in bildirgeleri, kongrenin belli başlı sorunlarını kapsıyordu. Öteki delegeler ancak, Lenin ve Stalin tarafından öne sürülen fikirleri geliştiriyorlardı. 

Işçi ve Asker Vekilleri Sovyetler'ine karşı tutum sorununda kongre, eyalerlerde devrimin gelişmekte olduğu ve bütün iktidarın Sovyetlere devrine yatkın bulunduğu, buna karşılık Petrograd ile Moskova'da ve bazı öteki büyük kentlerde, burjuvazinin esas güç­lerinin yoğunlaştığı, burjuvazi ile uzlaşma politikasının belirli oldu­ğu yerlerde, iktidarın Sovyetlere devrinin büyük güçlükler ile karşı­laşabileceği olgusu vurgulanmıştır. Kararda şöyle denmiştir: 
"Işte bu nedenle proletarya partisinin görevi, bir yandan eyalerler­de devrimin gösterdiği bu gelişme için elden gelen desteği vermek, öte yandan da, proleter çizginin zaferi için Sovyetler içerisinde (proragan­da ve yeni seçimler aracılığı ile) sistemli bir mücadeleyi sürdürmek; proletarya çizgisini küçük burjuva çizgisinden, enternasyonalist çizgi­yi savunmacı çizgiden, devrimci çizgiyi oportünist çizgiden ayırmak için, işçi ve askerlere her türlü dikkatin gösterilmesi yönünde her tür­lü çabanın harcanması ve işçilerin örgütlenmesi ve silahlanması ile devrimin bir sonraki aşaması için bütün kuvvetlerin hazırlanmasıdır."RSDIP (B)'nin 7. (Nisan) Bütün Rus­ya ve Petrograd Şehir Konferansı­ Nisan 1917, 
"Enternasyonalistleri, küçük burjuva savunmacı bloğuna karşı birleştirme" sorununu tartışan kongre, savunmacılığı terk etmeyen partiler ile herhangi bir blok oluşturulmasına karşı çıktı. Kongre, öteki ülkelerin sosyal şovenisderi ile anlaşmayı reddetti ve Üçüncü Enternasyonal'in oluşturulmasını savundu. 

Bolşevikterin Nisan Kongresi, parti ile devrimin gelişmesi için çok büyük önem taşır. Nisan Kongresi, burjuva demokratik devri­minden sosyalist devrime geçiş için mücadele konusunda Bolşevik Partisi'nin dikkatlerinin yoğunlaştırılmasına hizmet etmiştir. Kong­re, devrimin gelişmesinde bu aşamaya ait kesin devrimci bir prog­ram saptamıştır. Ayrıca, devrimi ileri götürecek sınıflara işaret olunmuştur. Devrimin bütün temel sorunları konusunda -savaş, toprak, açlığa karşı mücadele- kararlar benimsenmiştir. Içinde bu­lunulan durumdan tek çıkış yolunu, yani, bütün devlet iktidarının Işçi, Asker, Köylü Sovyetleri ile tüm Rusya'daki diğer temsilcileri devrimin odak noktası haline getirmiştir. 

Nisan Kongresinin kapanış konuşmasında Lenin şöyle diyordu:
Proletarya, devrimimizin ikinci aşamasına geçişte kendisine rehber olabilecek malzemeyi bizim kararlarımızda bulacaktır." Lenin, "29 Nisan 1917 Konferan­ sı'nın Kapanışındaki Son Görüşler", Toplu Yapıtlar, c. XX, s. 283
Sosyalist Devrimciler ile Menşeviklerin, halk kitlelerini, Geçici Hükümet tarafından kendilerine bağışlanabilecek lütufları alçak­gönüllü bir sabırla beklerneye davet eden tatlı sözleri yerine Bolşe­vikler, cüretli bir mücadele çağırısında, devrimin daha da geliştiril­mesi için bir çağrıda bulundular. 

Çarlığın yenilgisiyle sonuçlanan yiğitçe yolu kateden Bolşevik Partisi yaptığı bu Nisan Kongresinde, burjuvazi ile onun küçük­burjuva bağlaşıklarının yenilgiye uğrarılınası için izlenecek çizgiyi saptamış oldu. Ve kongrenin, Lenin ile Stalin'in sunduktan rapor­ları oybirliği ile kabul etmesi, adım atılan yeni aşamanın zaferinin açık bir ifadesi oldu.
Blogger tarafından desteklenmektedir.