Header Ads

Header ADS

KIRLARDA AÇLIK - FABRİKALARDA AÇLIK 1917

Stalin

Raboçi Put (İşçi Yolu) No. 26, 3 Ekim 1917

Şimdi herkes şehirlerdeki beslenme bunalımından bah­sediyor. Açlığın «kuru eli»nin hayaleti, sezdirmeden şehir­lerde avına yaklaşıyor. Ama hiç kimse açlığın şimdi kırsal alanlarda yayıldığını kabul etmek istemiyor. Hiç kimse şim­di «tarımsal huzursuzluklar»m ve «ayaklanmalarsın yarı­sından çoğunun itici nedeninin açlık olduğunu anlamak is­temiyor.

îşte bir köylünün tarımsal «huzursuzluklar» konusun­daki bir mektubu:
«Sizden, biz ‘cahil insanlara, köylülere’, kargaşalıkla­rın nedenini açıklamanızı rica edeceğim. Sîzler, bunun ta­mamen sokak serserilerinin, avarelerin ve sarhoş kişilerin işi olduğunu düşünüyorsunuz, fakat birazcık yanılıyorsu­nuz. Bu serserilerin ve avarelerin işi değil, fakat açlıktan sarhoş olan halkın işidir. Örneğin, ben size Murom kaza­sını, Arejino nahiyesini anlatabilirim. Bizi burada açlıktan öldürmek istiyorlar. Kişi başına ayda iki buçuk kg. un elde ediyoruz. Bunu bir düşünün ve kendinizi bizim yerimize koyun. Bununla nasıl yaşanır? Kargaşalıklarda sadece şa­râptan sarhoş olmuş kişiler yok, biz kendimiz ‘açlıktan sarhoş’ olmuşuz» Cbkz. «Birjovka»).
Burjuva «Dyen» ve «Russkaya Volya»nın pejmürde ka- lemşörleri, kırlar zenginiik içindedir, köylünün hali vakti yerindedir vb. şeyler söyleyerek sürekli çıkışmaktadırlar. Oy­sa olgular, kırların açlıktan ve bitkinlikten, iskorbüt ve aç­lığın sebep olduğu diğer hastalıklardan inlediğini inkar edi­lemeyecek şekilde göstermektedir. Ve zaman geçtikçe kır­lardaki koşullar daha yorucu oluyor, çünkü Kerenski-Kono- valov Hükümeti kırlara yiyecek yerine cezalandırma seferle­ri yollamayı planlıyor ve yaklaşan kış köylülere yeni ve daha ağır zorluklar vaad ediyor.

Aynı köylü yazıyor:
«Kış eşikte bekliyor, nehirler donacak ve o zaman bi­ze açlıktan ölmekten başka yapacak iş kalmayacak. Tren istasyonu çok- uzaktır. Dışarı çıkıp yiyecek elde edeceğiz. Bize ne derseniz deyin, fakat açlık bizi böyle yapmaya zorluyor» («Birjovka»),
İşte bir köylünün dokunaklı öyküsü.

Sosyal-Devrimcilerin ve Menşeviklerin saflarından uzlaşmacılar,koalisyonun ve bir koalisyon hükümetinin herke­si koruyan faziletinin tellallığını yaptılar. Şimdi bir «koalis­yon» a ve bir «koalisyon» hükümetine sahibiz. Ama soru­yoruz:

Hani bu hükümetin herkesi koruyan fazileti?

Açlık çeken kırlara cezalandırma, seferleri dışında ne verebilir?

Uzlaşmacı efendiler, bu köylünün yazdığı açık sözlü mektubun, kurmuş oldukları koalisyonun ölüm kararını bil­dirdiğini anlamıyorlar mı?

FABRİKALARDA AÇLIK

Fabrika bölgelerinin çektiği ıstırap daha da ağırdır. Bu, açlığın sanayi nüfusunu ilk ziyareti değildir, fakat hiçbir zaman böylesine kudurgan olmamıştı. Savaştan önce yılda 400-500 milyon pud buğday ihraç eden Rusya, şimdi, savaş zamanında kendi işçilerini besleyememektedir. Fabrikalar işlemez dururna geliyor, işçiler işyerlerinden ayrılıyorlar, çün­kü sanayi bölgeleri ekmeksizdir, yiyeceksizdir.

İşte çeşitli yerlerden gelen bazı haberler:
«Şuya’dan gelen bir telgraf: Kaza’nm her yerinde ke-~ reste fabrikaları durdu. Hiç ekmek yok. Koryukova şeker rafinerisi, kapanmak tehlikesiyle karşı karşıya, çünkü iş­çiler hiçbir gıda maddesi bulamıyorlar. Şeker pancarı çü­rümeye başlamıştır. Smolensk ilindeki Yartsevo eğirme ve dokuma fabrikasının 12 000 işçisi korkunç derecede kötü bir durumdadır. Un ve tahıl stoklan tamamen tükenmiş­tir. Vilayet Beslenme Komiteşi yardım edecek durumda de­ğildir. Yiyecek alamayan işçiler galeyana geliyor. Huzur­suzluklar kaçınılmazdır. Tver ili Kuvşinov kağıt fabrika­sının ihtiyarlar heyeti telgraf çekiyor.- İşçiler açlığın eşi­ğinde. Hiçbir yerde ekmek yok. Derhal yardım rica ediyo­ruz. Viçuga’daki Morokin fabrikası yönetimi telgraf çeki­yor: Yiyecek durumu tehdit edici. İşçiler açlık çekiyor ve yerlerinde duramaz hale geliyorlar. Erzak sağlanması için acil önlemlere gerek var. Aynı şirketin fabrika komitesi Bakanlığa aşağıdaki telgrafı göndermiştir: Daha şimdiden açlıktan ölmekte olan işçiler için hemen un istiyoruz.»
Olgular bunlardır..

Tarım bölgeleri, fabrika bölgelerinden son derece az miktarda mamul mal elde ettiklerinden yakmıyorlar. Bu yüzden fabrika bölgelerine o ölçüde az tahıl veriyorlar. Ama sanayi alanlarındaki tahıl kıtlığı, işçilerin fabrikalardan ay­rılmasına yol açıyor, fabrikaların çalışmasını kısıtlıyor ve böylece kırlara yollanan malların miktarı daha da azalıyor, bu da fabrikalara akan buğday miktarının daha da azal­masına, daha kötü bir açlığa ve işçilerin fabrikalardan da­ha çok ayrılmalarına yol açıyor.


Soruyoruz:

İşçileri ve köylüleri sarmakta olan bu kısır döngüden,bu acımasız kıtlıktan çıkış yolu nedir?

Sözümona koalisyon hükümetinin, açlık çeken sanayi bölgelerine gizlice yollamakta olduğu kötü ünlü «diktatör- ler» den başka sunacak neyi var?

Uzlaşmacı baylar, kendilerinin hâlâ desteklemekte ol­dukları emperyalist burjuvazinin, Rusya’yı, yağmacı savaşı durdurmaktan başka çıkışı olmayan bir çıkmaza sürükle­diğini anlıyorlar mı?

Raboçi Put (İşçi Yolu) No. 26, 3 Ekim 1917.

Blogger tarafından desteklenmektedir.