Header Ads

Header ADS

SOSYAL-DEVRİMCİLER PARTİSİ İÇİNDE İŞBÖLÜMÜ.

Proletaria (Proleter) No. 9,
23 Ağustos 1917.
Stalin

Petrograd İşçi ve Asker Temsilcileri Sovyeti’nin son toplantısında, Sosyal-Devrimciler ölüm cezasının kaldırılması için oy kullandı ve Bolşeviklerin tutuklanmasını protesto edenlere katıldılar.

Bu, kuşkusuz çok iyi ve övülmeye değer bir şeydir.

Fakat, bu konuda küçük bir soru sormaya hakkımız var.

Cephede ölüm cezasını kim getirdi, Bolşevikleri kim tutukladı?

Bunu yapan, (Kadetlerin ve Menşeviklerin hayırları yardımıyla) Sosyal-Devrimciler değil miydi? Yurttaş A. F. Kerenski, yani Başbakan, bildiğimiz kadarıyla Sosyal-Devrimciler Partisi’nin üyesidir. Onun ismi, Petrograd Şehir Duması seçimlerinde Sosyal-Devrimciler Partisi’nin aday listelerini süslemiştir.

Savaş Bakanı yardımcısı, yurttaş B. V. Savinkov da bildiğimiz kadarıyla Sosyal-Devrimciler Partisi’nin üyesidir.

Cephede ölüm cezasının geri getirilmesinden en başta sorumlu olanlar, tam da bu iki ünlü Sosyal-Devrimcidir.

(Bunlara General Kornilov da eklenmelidir, ne var ki o henüz bugüne kadar Sosyal-Devrimciler Partisi’ne girmiş değildir.)

Ayrıca, bildiğimiz kadarıyla, Tarım Bakanı, yurttaş Çernov da Sosyal-Devrimciler Partisi’nin üyesidir.

Ve son olarak, Kerenski’den sonra kabinede en önemli yeri işgal eden İçişleri Bakanı, yurttaş N. D. Avksentyev de Sosyal-Devrimeiler Partisi’nin üyesidir.

Ama cephede ölüm cezasını geri getiren ve Bolşevikleri tutuklayanlar, tam da tüm bu saygıdeğer Sosyal-Devrimcilerdir.

Şu sorulmalıdır: Sosyal-Devrimciler Partisi içinde ne menem bir işbölümü vardır ki, bazı üyeleri ölüm cezasının getirilmesini şiddetle protesto ederken, diğerleri bu cezayı kendi elleriyle getiriyor?...

Garip bir iş! Otokratik sistemi yıkmamız pek yakın bir tarihte olmuştur, «Avrupai tarzda» yaşamaya başlamamız pek yakm bir tarihte olmuştur, fakat «Avrupacılığm» tüm kötü yanlarım bir anda benimsemiş bulunuyoruz. Herhangi bir burjuva-radikal partiyi alm, diyelim ki Fransa’da.

Böyle bir parti kendini muhakkak sosyalist olarak niteleyecektir:«Radikal Sosyalist» Parti, «Bağımsız Sosyalist» Parti vb. vb. Seçmenlerin, kitlelerin, «alt sınıflarsın önünde bu partiler her zaman, — özellikle seçimlerden önce ve özellikle de bir rakip, gerçek bir sosyalist parti tarafından zorlanmakta olduklarında — «sol» laflardan geçilmezler. Fakat aynı zamanda, bu aynı «Radikal Sosyalist», «Bağımsız Sosyalist » partilerin bakanlan «tepede», seçmenlerinin sosyalist arzularını hiç dikkate almayarak, sessizce burjuva çalışmalarını sürdürürler.

İşte Sosyal-Devrimciler şimdi böyle davranıyorlar.

Ne mutlu bu partiye! Ölüm cezasını kim getirdi? — Sosyal-Devrimciler! Ölüm cezasına kim karşı çıktı? — Sosyal-Devrimciler! Dükkanlarında her mal bulunuyor...

Sosyal-Devrimciler bu yolla hem ünlerine halel getirmemeyi (kitle içindeki rağbetlerini yitirmemeyi), hem de parsa toplamayı (Bakanlık portföylerini elde tutmayı) umuyorlar.

Ama denilecektir ki, her parti içinde görüş ayrılığı vardır.

Bazı üyeler şöyle, diğerleri böyle düşünebilir.

Şüphesiz, ama görüş ayrılığı var, görüş ayrılığı var.

Eğer bazıları cellattan yana ve diğerleri buna karşıysa, bir parti içindeki bu tür «görüş ayrılıkları» nı uzlaştırmak epey zordur. Ve eğer, bundan da öte, partinin en sorumlu önderleri, yani hükümet bakanları cellattan yana ise ve görüşlerini derhal pratiğe geçiriyorlarsa, siyasi olarak düşünen her kişi, bu partinin siyasetini, parti tabanının iştirak ettiği şu ya da bu protesto kararıyla değil, bu bakanların eylemleriyle değerlendirecektir.

Utanç silinmiş değildir. Sosyal-Devrimciler Partisi, ölüm cezası partisi, işçi sınıfı önderlerini tutuklayan zindancılar partisi olarak kalmaktadır. Sosyal-Devrimciler kendilerini hiçbir zaman, ölüm cezasını geri getirenlerin kendi partilerinin ileri gelenleri olduğu yolundaki utanç lekesinden kurtaramayacaklardır.

İşçi partisinin önderlerine en çirkin iftiraların atılmasını teşvik edenin keni hükümetleri olduğu; Lenin’e karşı yeni bir Dreyfus olayını sahneye koymaya çalışanın kendi hükümetleri olduğu yolundaki lekeyi hiçbir zaman temizleyemeyeceklerdir...


Proletaria (Proleter) No. 9,

23 Ağustos 1917.

İmzasız makale.
Blogger tarafından desteklenmektedir.