Header Ads

Header ADS

Stalin- Sorulara Cevaplar ve kapanış Konuşması - 1917

RSDİP (BOLŞEVİK) PETROGRAD ÖRGÜTÜNÜN OLAĞANÜSTÜ - - KONFERANSINDAKİ-KQNUŞMALAR-
16-20 Temmuz 1917

BUGÜNKÜ DURUMA İLİŞKİN RAPOR (dan alıntılar EA)

Yoldaşlar! 
Bu günkü durumun karakteristik özelliği devlet ik­tidarı bunalımıdır. Bu sorun etrafında diğerleri, ikincil sorunlar olarak kalıyor. Devlet iktidarının bunalımına kararsızlığa yol açıyor: Hükümetin emirlerinin alayla ya da umursamazlıkla karşılandığı ve kimsenin onlara uymak istemediği an gelmiştir. Halkta hükümete karşı güvensizlik iyiden iyiye yerleşiyor. İktidar  bunalımının  temeli işte budur. 

(...)

Marksistler olarak bizler; iktidar- bunalımına sadece şekil açısından değil, her şeyden önce sınıf açısından bakmak zorundayız-. Devlet iktidarı bunalımı, sınıfların iktidar için acımasız, açık bir savaşımı anlamına gelir.

(....)


YAZILI OLARAK YÖNELTİLEN SORULARA CEVAPLAR

ı. Malsowki'in sorusu: Partimiz gelecekteki çatış­malara ve olasılı silahlı eylemlere ne ölçüde karışacaktır, silahlı bir protestonun başına geçecek midir?

Stalin'in cevabı: Eylemlerin silahlı eylemler olacağı kabul edilmeli ve herşeye hazır olmalı. Gelecek çatışma­lar daha şiddetli olacaktır, bunlar karşısında parti ke­nara çekilemez. Saln, Letonya Bölgesi adına partiyi, ha­reketin öncülüğünü üzerine almamakla suçladı. Fakat parti, hareketi barışçıl yollarla yöneltmemeyi kendisine görev olarak kabul etmiş olduğundan bu doğru değil­dir. İktidarı alma çabası  göstermediğimizden bizi eleş­tirebilirler. 3 ve 4 Temmuz günleri iktidarı ele geçirebi­lir ve iktidarımızı Sovyetlerin Merkez Yürütme Komite­sine onaylattırabilirdik. Fakat bizim iktidar iddiasında bulunup bulunamıyacağımız kuşkuludur. Cephe, taşra yerel sovyetlerin bir çoğu bize karşı baş kaldırdı. Taşra­nın desteği. olmaksızın, iktidarın dayanağı olmazdı. Eğer  bu koşullar  altında· iktidara el koymuş  olsaydık  kendimizi güç duruma sokmuş olurduk.

2. ivanov'un sorusu: "iktidar Sovyetlere", sloganı­na karşı tutumumuz ne olacaktır? "Proletarya dikta­törlüğü", demenin zamanı gelmemiş midir? 

Stalin'in cevabı: Eğer bir devlet iktidan bunalımı çözümlenmişse, bunun anlamı belli bir sınıfın verilen durumda burjuvazinin, iktidara gelmesi demektir. Eski, "tüm iktidar sovyetıere!" sloganında kalabilirmiyiz? Tabii ki hayır. Gerçekte burjuvazi ile sessizce el ele ve­ren sovyetlere iktidarı teslim etmek demek düşmanların işini görüvermek demektir. Eğer kazanırsak, iktidarı yalnız köyün en yoksul tabakalarınca desteklenen işçi sınıfına teslim edebiliriz. Bizim, İşçi ve Köylü' Millet Ve­killer Sovyetleri yerine maksada daha el verişli başka bir örgüt biçimini uygulama alanına koymamız gerek­mektedir. Eski iktidar biçimi kalır, ancak biz bu sloganın sınıfsal içeriğini değiştiririz ve sınıf . mücadelesi di­liyle şöyle deriz: Tüm iktidar, devrimci bir politika izle­yecek olan işçilerin ve en yoksul köylülerin eline. 

3. Tanımadık birinin sorusu: İşçi ve Asker Millet Vekilleri Sovyetleri MYK, azınlığın çoğunluğa tabi olmak zorunda olduğu açıklarsa, tumumumuz ne olacaktır? Bu taktirde MYK'dan çekilecek miyiz, yoksa kalacak mıyız?

Stalin'in cevabı: Elimizde buna ilişkin bir karar bu­lunuyor. Sovyetler Merkez Yürütme Komitesinin Bolşe­vik Grubu, yaptığı bir görüşmede bir cevap hazırlamış­tır. Cevap anlam bakımından şunları içermektedir: Sov­yetlerin MYK üyeleri olarak bizler, Merkez Yürütme Komitesinin bütün kararlarına uyuyoruz ve onlara kar­şı çıkmıyoruz, fakat sovyetlerin varlığının partinin ba­ğımsız varlığını ortadan kaldırmayacağına kuşku duy­madığımız için, partinin üyeleri olarak bağımsız olabi­liyoruz. Cevabımız yarınki Merkez . Yürütme . Komitesi toplantısında. bildirilecektir.

KAPAN'IŞ KONUŞMASI

Yoldaşlar! 
Sovyetler Merkez Yürütme Komitesinin Bolşevikle­re ilişkin kararı karşısında izlenecek tutum hakkında bir kararın kaleme alınması için, benim de dahil oldu­ğum bir komisyon seçildi. Komisyon şu hususları kapsa­yan bir karar hazırladı: Sovyetlerin MYK üyeleri olarak bizler, çoğunluğa tabiyiz, fakat Bolşevik Partisinin üyeleri olarak bağımsız olabiliriz, Sovyetlerin MYK ka­rarlarına karşı da. 

Prochorow, proletarya diktatrölüğünden partimizin diktatörlüğünü anlıyor. Halbuki biz köy kesiminin en yoksul tabakalarını beraberinde götürecek olan sınıf diktatörlüğünden söz ediyoruz. 

Tartışmada konuşanların açıklamalarındaki bir yanlışlık: Şimdi biz bir gericilik, veya karşı devrim döne­mi yaşıyor muyuz? Devrim dönemlerinde gericilik yok­tur. Eğer sınıflar birbirlerini iktidardan uzaklaştırırlarsa bu bir gericilik değil, bir devrim, ya da karşı devrim­dir. İktidar bunalımını yaratan ve Charitonow'un sözü­nü ettiği dördüncü etmene, yani uluslararası etmene göre, bizim iktidar bunalımımızla sadece savaşın ve sa­vaşa bağlı olan dış politika sorunlarının ilgisi vardır. Raporumda ben, iktidar bunalımını yaratan etmen ola­rak savaşa en büyük önemi verdim. 

Küçük burjuvaziye gelince, artık bu bir birlik gös­termiyor, içinde hızlı bir ayrılma olmaktadır (Petrograd Garnizonunun Köylü Millet Vekilleri sovyeti, Köylü Kongresi Yürütme Kongresine zıt düşmektedir). 

Köyde kendi kendine bir mücadele olmakta ve köy­lü millet vekillerinin mevcut sovyetlerine paralel olarak, kendiliğinden yeni sovyetler kurulmaktadır. Biz, köy kesiminde yükselmekte olan bu en fakir tabakaların des­teğine güveniyoruz. Ekonomik durumları gereği, bun­lar yalnız bizimle gelebilirler. Köylük yerlerin; Köylü Kongresi Yürütme Komitesine Awxentjew gibi proleter kanına susamış insanları gönderen tabakaları, bizim pe­şimizden gelmiyecekler ve bize dönmiyeceklerdir. Zere­teli Lenin yoldaşın tutuklanma emrini bildirdiğinde bu insanların nasıl alkış tuttuklarını gördüm. 

Proletarya halkın azınlığını teşkil ettiği için proletarya diktatörlüğü olanaksızdır, diyen yoldaşlar, çoğun­luğun gücünü dış görünümüne göre yorumluyorlar. Sov­yetler de sadece örgütledikleri 20 milyon insanı temsil ediyorlar ama örgütlü olmaları sayesinde tüm halkı i­dare ediyorlar. Ekonomik bozukluğun bağlarını kopar­ma gücünde olan örgütlü bir iktidarın peşinden tüm halk gelir. 

Yoldaş Wolodarski, konferansın kabul ettiği kararı benden farklı yorumluyor, ancak nasıl bir görüşten ha­reket ettiğini anlamak zor. 

Yoldaşlar, sloganımızı değiştirip değiştirmiyeceği­mizi soruyorlar. Sovyetlerin iktidarına ilişkin sloganı­mız, şimdi artık geçmiş olan, devrimin barışçıl gelişme dönemi için düşünülmüştü. Şimdi artık, iktidarın alın­ması için gerekli koşullardan birinin, bir ayaklanma ile karşı devrimi yenilgiye uğratma olduğu gerçeğini unut­mamamız gerekir. Biz sovyetlere ilişkin sloganımızı or­taya attığımızda, iktidar fiilen sovyetlerin elinde bulu­nuyordu. Sovyetlere baskı yapmak suretiyle hükümetin oluşumundaki değişikliklerde etkili olabiliyorduk. Şim­di iktidar geçici hükümetin elinde bulunuyor. Sovyetle­re baskı yapmak suretiyle iktidarın barışçıl yolla işçi sı­nıfına geçmesini bekleyemeyiz. Önemli olan müessese değil, müessesenin hangi sınıfın politikasını izlediğidir. Biz kesin olarak, çoğunlukta olduğumuz sovyetlerden yanayız, ve daha böyle sovyetler oluşturmak için çaba göstereceğiz. Ama iktidarı karşı devrimle ittifak kuran sovyetlere teslim etmek işte bunu yapamayız. 

Yukarda söylenenlerin tümü özetlenerek, şunlar söylenebilir: Hareket sosyalist devrim yoluna girdiği i­çin, hareketin barışçıl gelişme yolu kapanmıştır. Köy­lük yerlerin en yoksul tabakaları hariç, küçük burjuva­zi karşı devrimi desteklemektedir şimdi Bu nedenle iktidar sovyetlere, sloganı bu gün için eskimiştir.

İlk kez 1923'de 
Krasnaja LJewpisi' (Kızıl Yıllık) Dergisinde yayımlandı, No, 7. 
Blogger tarafından desteklenmektedir.