Savaş ve Toprak Sorunu - Stalin
Stalin
Pravda, No.: 48
4 Mayıs 1917
Savaş Sorunu
Dinleyelim;
Kısaca; Barışa kavuşmak için saldırmalı ve yeni bölgeler ele geçirilmeli..
Böyle söylüyor yürütme komitesi.
Üstelik de, tarım hareketleri ne zamandan beri tarımsal huzursuzlukları yaratmaya, ne zamandan beri sorunlar karşısında kendiliğinden verilen kararlar sakıncalı olmaya başlamıştır? Sovyetler ve bu arada Petrograd Sovyeti kendiliğinden ortaya çıkmış örgütler değilmi? Yoksa Yürütme Komitesi "kendiliğiden" oluşan örgütler ve "kendiliğinden" verilen kararlar döneminin geçtiği düşüncesinde midir?
Yürütme Komitesi, çiftlik topraklarının ortaya çıkacağıyla korkutuyor. Fakat Schlüsselburg halkın çevresinin kendiliğinden oluşan devrim komitesi, gıda maddesi gereksinimini düzenlemek için şu kararı aldı:
Akıllıca, verilmiş bu karar karşısında, bay Schingarjow'un buyruklarından alınan, "kendi başına buyrukluk" "tarımsal huzursuzluklar", "kendi başına verilen kararlar"ve benzeri boş laflardan başka ne söyleyebilir?
Yürütme Komitesinin taşradaki devrimci eylemlerinin gerisinde kaldığı ve bu geride kalmışlığıyle de onun karşısına geçtiği açık değil mi?
Böylece· gözlerimizin önüne yeni bir görünüm sergilenmiş oluyor. Devrim genişliğine ve derinliğine doğru gelişerek gün be gün yeni alanları kapsıyor, sanayiye, tarıma, dağıtım alanına el atıyor ve tüm iktidarın alınması sorununu gündeme getiriyor. Taşra, hareketin başında gidiyor. Devrimin ilk günlerinde önde gittiği halde, Petrograd, şimdi gerilerde kalmaya başlıyor. Bu arada, Petrograd Yürütme Komitesinin, ulaşılan noktada kalma çabası içinde olduğu izlenimi ediniliyor.
Halbuki devrimci bir dönemde bir noktada durmak olanaksızdır. Böyle bir anda yalnız hareket vardır-ileriye ya da geriye. Bu nedenle devrim esnasında durmaya çalışan kimselerin geride kalmaları kaçınılmaz. Geride kalanlar bağışlanamaz. Devrim onları ister istemez karşı devrimcilerin kampına itecektir ..
Pravda, No.: 48
4 Mayıs 1917
Pravda, No.: 48
4 Mayıs 1917
Savaş Sorunu
Yürütme Komitesi, geçici hühükumetle ilhakları ve alınacak paraları tartışır ve gerici hükümet "notalar" hazırlarken, Yürütme Komitesi üstünlük rolü içinde kendinden geçerek mest olurken ve emperyalist savaş değişmeksızin sürüp giderken, cephelerdeki yaşam, askerlerin gerçek yaşamı, yeni bir savaşım aracını, kitlelerin kardeşliğini geliştiriyor. Aslında kardeşliğin barış için duyulan kuvvetli özlemin sadece kendiliğinden ortaya çıkmış bir ifadesi olduğu kuşkusuz. Bu nedenle, örgütlü ve bilinçli bir şekilde yürütülen kardeşlik , savaşan ülkelerin durumunu değiştirmek için işçi sınıfının elinde güçlü bir silah haline gelebilir.
Kardeşlik karşısında Yürütme komitesi nasıl bir tutum takınıyor?
Dinleyelim;
"Asker yoldaşlar ! Barışa kavuşmanız kardeşlik yoluyla olmayacaktır..Kardeşlik barışa götüren bir yoldur diye sizleri kandıran insanlar sizleri kendi çöküşünüze, Rus özgürlüğünün yok olmasına götürüyorlar. Onlara İnanmayın ..(bkz Çağrı)Yürütme durumunun Komitesi askerlere , kardeşlik yerine,
"Savaş durumunun gerektirebileceği taarruz hareketlerini reddetmemelerini öneriyor (bkz.Çağrı). Mesele açıkça şudur: Karşı koyma "siyasi anlamda savunma, hiç bir şekilde saldırılara, yeni ilhaklara vb engel değildir. Savunmanın yararı için bir saldırıya girişmeye, yeni yerler almaya...zorunluluk vardır"(bkz Emir)
Böyle söylüyor yürütme komitesi.
Yürütme Komitesinin bu emperyalist düşüncelerinin general Alexejew'in cephedeki kardeşliği "ihanet" olarak ilan eden ve askerlere, düşmana karşı amansız bir savaş vermelerini emreden, karşı devrimci "emrinden" ne farkı var?
Devam edelim: Bu düşüncelerin, Miljukow'un Marienpalast'daki görüşmelerde yaptığı ve askerlerden "birleşik cephenin" yararı için"taarruz hareketleri" ve disiplin isteyen karşı devrimci konuşmasından ne farkı var?
Toprak Sorunu
Geçici hükümetle köylüler arasında çıkan anlaşmazlık herkesçe biliniyor. Köylüler yalnız içerdeki halk için değil, cephedeki ordu için de ekmek sağlamak amacıyla böyle bir girişimi tek çare olarak gördüklerin'den, çiftlik sahiplerinin boş bıraktıkları toprakların hemen ekilmesini istiyorlar. Buna cevap olarak geçici hükümet köylülere karşı amansız bir savaş açtı, tarım hareketinin yasa dışı bir hareket olduğunu bildirdi ve köylere, kendi başlarına hareket eden köylülerin "girişimleri" karşısında çiftlik sahiplerinin çıkarlarını koruyacak komiserler gönderdi. Geçici hükümet köylülerden, taşınmaz mallara el konulması hususunda Kurucu Meclisin toplanmasına kadar beklemelerini istedi. Her şeyi Kurucu Meclisin halledeceğini söyledi.
Bu mesele karşısında Yürütme Komitesinin tutumu nedir? Kimi destekliyor, köylüleri mi yokda geçici hükümeti mi?
Dinleyelim;
"Devrimci demokrasi, gelecekteki Kurucu Mecliste, en kararlı şekilde, çiftlik topraklarının bedelsiz kamulaştırılmasından yana olacaktır. Fakat şimdilik, çiftlik topraklarına hemen el koymanın ülkeyi ekonomik sarsıntılara götürebileceğini göz önünde tutarak ve tarımsal huzursuzlukların köylülerin değil, karşı devrimin işine yarayacağını düşünerek devrimci demokrasi, köylüleri toprak sorununu kendi başlarına çözmeye kalkışmamaları için uyarır. Bu nedenle Kurucu Meclisin kararından önce çiftlik mallarına kendiliğinden el konulmması önerilir"(bkz. Emir).
Yürütme Komitesi böyle söylüyor
Yürütme Komitesinin köylüleri değil, geçici hükümeti tuttuğu apaçık belli:
Bu biçim bir tutum takınmakla Yürütme Komitesinin Schingarjow'un "köylüleri frenleyin" şeklinde ortaya attığı karşı devrimci sloganının düzeyine düştüğü açık değil mi?
Üstelik de, tarım hareketleri ne zamandan beri tarımsal huzursuzlukları yaratmaya, ne zamandan beri sorunlar karşısında kendiliğinden verilen kararlar sakıncalı olmaya başlamıştır? Sovyetler ve bu arada Petrograd Sovyeti kendiliğinden ortaya çıkmış örgütler değilmi? Yoksa Yürütme Komitesi "kendiliğiden" oluşan örgütler ve "kendiliğinden" verilen kararlar döneminin geçtiği düşüncesinde midir?
Yürütme Komitesi, çiftlik topraklarının ortaya çıkacağıyla korkutuyor. Fakat Schlüsselburg halkın çevresinin kendiliğinden oluşan devrim komitesi, gıda maddesi gereksinimini düzenlemek için şu kararı aldı:
"Gerçekten ihtiyaç olan daha çok ekmeklik buğday üretebilmek için, kilise veya manastırlara ait, eski saray ya da özel kişi malı boş topraklar köy birlikleri tarafından ekilebilir""Kendiliğinden" alınmış bu karara karşı, Yürütme Komitesi nasıl bir itirazda bulunabilir?
Akıllıca, verilmiş bu karar karşısında, bay Schingarjow'un buyruklarından alınan, "kendi başına buyrukluk" "tarımsal huzursuzluklar", "kendi başına verilen kararlar"ve benzeri boş laflardan başka ne söyleyebilir?
Yürütme Komitesinin taşradaki devrimci eylemlerinin gerisinde kaldığı ve bu geride kalmışlığıyle de onun karşısına geçtiği açık değil mi?
Böylece· gözlerimizin önüne yeni bir görünüm sergilenmiş oluyor. Devrim genişliğine ve derinliğine doğru gelişerek gün be gün yeni alanları kapsıyor, sanayiye, tarıma, dağıtım alanına el atıyor ve tüm iktidarın alınması sorununu gündeme getiriyor. Taşra, hareketin başında gidiyor. Devrimin ilk günlerinde önde gittiği halde, Petrograd, şimdi gerilerde kalmaya başlıyor. Bu arada, Petrograd Yürütme Komitesinin, ulaşılan noktada kalma çabası içinde olduğu izlenimi ediniliyor.
Halbuki devrimci bir dönemde bir noktada durmak olanaksızdır. Böyle bir anda yalnız hareket vardır-ileriye ya da geriye. Bu nedenle devrim esnasında durmaya çalışan kimselerin geride kalmaları kaçınılmaz. Geride kalanlar bağışlanamaz. Devrim onları ister istemez karşı devrimcilerin kampına itecektir ..
Pravda, No.: 48
4 Mayıs 1917