Header Ads

Header ADS

Devrimin görevleri

Lenin
Seçme eserler 5

Rusya küçük burjuva bir ülkedir. Nüfusun çoğunluğu bu sınıfa mensuptur. Burjuvaziyle proletarya arasında yalpalaması kaçınılmazdır. Ancak o proletaryaya katıldığında, devrimin, barışın, özgürlüğün, toprağın emekçilere devrinin kolay, barışçıl, hızlı ve sa- kin zaferi güvence altında olur.

Devrimimizin seyri bu yalpalamayı pratikte göstermektedir. Bu nedenle Sosyal-Devrimciler ve Menşevikler partisi üzerine hayaller kurmayalım, proleter sınıf yolumuza sımsıkı bağlı kalalım. En yoksul köylülerin sefaleti, savaşın dehşeti, açlığın dehşeti — bütün bunlar, kitlelere her geçen gün daha anlaşılır biçimde, proleter yolun doğruluğunu, proleter devrimi desteklemenin zorunluluğunu gösteriyor.

Burjuvaziyle “koalisyon”, onunla anlaşma, “sakin sakin” “yakında” toplanacak olan Kurucu Meclisi bekleme vs. “barışçıl” küçük-burjuva umutlarını — tüm bunları devrimin seyri acımasızca, amansızca, merhametsizce yerle bir ediyor. Kornilov olayı son acımasız dersti; işçi ve köylülerin kapitalistler ve toprak sahipleri, askerlerin subaylar vs. tarafından aldatılmasından ibaret olan binlerce ve on binlerce küçük dersi tümleyen büyük çaplı bir dersti.


Ordu içinde, köylülük içinde, işçiler arasında hoşnutsuzluk, öfke ve kızgınlık büyüyor. Sosyal-Devrimcilerle Menşeviklerin burjuvaziyle kurdukları herşeyi vaat eden ve hiç bir şeyi yerine getirmeyen “koalisyon” kitleleri sinirlendiriyor, onların gözlerini açıyor ve onları ayaklanmaya itiyor.

Sosyal-Devrimcilerin (Spiridonova vd.) ve Menşeviklerin (Mar- tov vd.) saflarında solcuların muhalefeti gelişiyor, “Sovyet”te ve bu partilerin “Kongre”sinde şimdiden yüzde 40’a ulaştı.[79] Alt kesimlerde, proletarya ve köylülük içinde, özellikle en yoksul olanlar arasında ise Sosyal-Devrimcilerle Menşeviklerin çoğunluğu “solcular”dan oluşuyor.

Kornilovculuk öğretiyor. Kornilovculuk şimdiden çok  şey  öğretti.

Şimdi Sovyetler Sosyal-Devrimci ve Menşevik liderlerden daha ileriye gidip böylece devrimin barışçıl gelişimini güvence altına mı alacaklar, yoksa yine yerlerinde sayıp proleter  ayaklanmayı kaçınılmaz mı kılacaklar, bunu kimse bilemez.

Bunu bilmek imkânsız.

Devrimin barışçıl gelişiminin “son” şansını güvence altına almak için her şeyin yapılmasına yardım etmek, programımızı anlatarak, bu programın genel ulusal karakterini, nüfusun ezici çoğunluğunun çıkar ve talepleriyle kesin olarak örtüştüğünü gözler önüne sererek yardım etmek bizim işimizdir.

Aşağıdaki satırlar bu programı açıklama yönünde böyle bir çabadır.

Bu  programla  daha  çok  “alt”  kesimlere,  kitlelere, hizmetlilere,işçilere, köylülere, sadece bizden olanlara değil, Sosyal-Devrimci, partisiz, aydınlanmamış kitlelere gidelim. Onları  bağımsız düşünmeye, kendi kararlarını yazmaya, Konferansa, Sovyetlere, Hükümete kendiii heyetlerini göndermeye sevketmeye çabalayalım — o zaman çalışmamız, Konferansııın sonucu ne olllursa olllsun,,, boşuna olmayacaktır. O zaman çalışmamız, gerek Konferans'a ve Kurucu Meclis seçimlerine, gerekse de her türlü politik faaliyete yararlı olacaktır.

Hayat Bolşevik programın ve Bolşevik taktiğin doğruluğunu gösteriyor.  20  Nisan’dan  Kornilov  
olayına  kadar  “çok  kısa zaman geçmiş, ama çok şey olmuştur.”

Kitlelerin deneyimleri, ezilen sınıfların deneyimleri, bu  süre  içinde onlara çok şey vermiştir, Sosyal-Devrimci ve Menşevik lider- ler ise kitlelerden tamamen kopmuşlardır. Bu en doğru biçimde, prog- ram tartışmasını kitlelerin arasına taşımayı başardığımız ölçüde somut programa dayanılarak gösterilebilecektir.


KAPİTALİSTLERLE ANLAŞMA SİYASETİNİN 
ZARARLI SONUÇLARI 

1. Burjuvazinin temsilcilerini, az sayıda olsalar bile, iktidarda bırakmak, Alekseyev, Klembovski, Bagrasyon, Gagarin [sayfa 179] ve öteki generaller gibi Kornilov'un herkesçe bilinen yandaşlarını, ya da Kerenski gibi burjuvazi karşısındaki tam güçsüzlüklerini ve bonapartçı yöntemlerle eğilimlerini tanıtlamış olan kimseleri iktidarda bırakmak, bir yandan, kapitalistlerin bilerek hızlandırdıkları ve ağırlaştırdıkları açlığa ve iktisadî yıkıma, öte yandan da, ordu, emperyalist bir savaşa şevkle katılamayacağına göre askerî yıkıma kapıları ardına kadar açmak demektir. Ayrıca, Kornilov yandaşı generaller ve subaylar, iktidarda kaldıkları takdirde, hiç kuşku yok ki, Galiçya'da ve Riga'da yaptıkları gibi bilerek ve isteyerek cepheyi Almanlara açacaklardır. Ancak şu aşağıda gösterilen yeni ilkelere dayanan yeni bir hükümetin kurulması, bu yıkımı önleyebilir. 20 nisandan beri, bütün deneyimlerimizden sonra, burjuvazi ile, ne olursa olsun bir anlaşma siyasetini sürdürmek, sosyalist-devrimciler ve menşevikler bakımından yalnızca bir yanılgı değil, halka karşı ve devrime gerçek bir ihanet olur. 


İKTİDAR SOVYETLERE 


2. Bütün siyasal iktidar, belirli bir program temeli üzerinde, ve hükümet, Sovyetler önünde tamamen sorumlu olmak koşuluyla, tüm olarak işçi, asker, köylü vekilleri Sovyetlerinin temsilcilerine geçmelidir. Aynı zamanda, hem devrimin içerik bakımından o kadar zengin olan son birkaç haftası sırasında halkın edindiği bütün deneyimi de hesaba katabilmek için, hem birçok yerlerde düzeltilmemiş olan apaçık haksızlıkları (nispî olmayan temsil sistemi, seçimde eşitsizlikler vb.) ortadan kaldırmak için, hiç zaman geçirmeden Sovyetlerin yenilenmesine gitmek gerekir. 

Demokratik bir biçimde seçilmiş kuruluşların bulunmadığı yerlerde, orduda olduğu gibi, bütün iktidar, hiç bir biçimde kısıtlanmaksızın, yerel Sovyetlere, Sovyetler tarafından seçilmiş komiserlere ve gene seçilmiş olan öteki kuruluşlara [sayfa 180] geçmelidir. 

Ne pahasına olursa olsun, her yerde, devletin tam desteğiyle, işçilerin ve devrimci birliklerin, yani iş başa düştüğünde kornilovcuları tepelemek yeteneğinde olduklarını ortaya koymuş olan birliklerin silahlandırılmasına gidilmelidir. 


HALKLARA BARIŞ 


3. Sovyetler hükümeti, hemen, bütün savaşan uluslara (yani onların hükümetleriyle işçi ve köylü yığınlarına aynı zamanda olmak üzere) demokratik koşullarla derhal genel bir barış ve derhal ateşkes (ancak üç aylık) kararına varılması önerisinde bulunmalıdır. 

Demokratik bir barışın ilk koşulu, ilhaklardan (fetihlerden) vazgeçmektir. Bu vazgeçmeyi, bütün büyük devletlerin kaybetmiş olduklarını yeniden ele geçirmesi gibi yanlış bir anlamda değil, tek doğru anlamında, bütün ulusal-toplulukların, Avrupa'da ve sömürgelerde, bağımsız ayrı bir devlet kurmak ya da bir devleti oluşturan unsurlardan biri olmak kararını gene kendisinin vermesi özgürlüğüne ve olanağına sahip olması anlamında anlamalıdır. 

Ama, Sovyet hükümeti bu barış koşullarını önerirken, kendisi de koşulların yerine getirilmesi için zaman geçirmeden eyleme geçmelidir; yani çar tarafından imzalanmış olan, Rus kapitalistlerine, Türkiye'nin, Avusturya'nın vb. soyulmasını vaat eden ve bugün bizi hâlâ bağlı tutan gizli anlaşmaları yayınlamalı, açığa vurmalıdır. 

Sonra, Ukraynalıların, Finlandiyalıların taleplerine derhal hak vermek ve onlara Rusya'nın Rus-olmayan bütün öteki halklarına da olduğu gibi ayrılma hakkına kadar varan bir özgürlük sağlamak zorundayız. Bütün Ermenistan'a karşı tutumumuz da böyle olmalıdır; aynı şekilde, birliklerimizin işgali altında bulunan Türk topraklarını da boşaltmaya [sayfa 181] başlamak zorundayız vb.. 

Bu barış koşullarına kapitalistler iyi gözle bakmayacaklardır, ama bu koşullar, bütün halklar tarafından öyle bir sempati ile karşılanacak, bütün dünyada öyle büyük bir hayranlık ve soygunculuk savaşının sürdürülmesine karşı öyle yaygın bir öfke uyandıracaktır ki, pek olasıdır ki, bir çırpıda hemen bir ateşkes ve barış görüşmelerinin başlamasına rıza gösterilmesi sonucunu elde edeceğiz. Çünkü, savaşa karşı işçi devrimi her yanda önüne geçilmez bir biçimde büyümektedir; ve savaşa karşı bu devrimi ileri götürecek olan, barış edebiyatı değil (uzun zamandan beri, işçileri ve köylüleri aldatmak için bütün emperyalist hükümetler, bizim Kerenski hükümetimiz de dahil, bu yola başvuruyorlar), yalnız kapitalistlerden kopma ve barış önerisidir. 

Eğer çok küçük bir olasılık gerçekleşir, yani eğer savaşan devletlerden hiç biri ateşkesi kabul etmezse, o zaman bizim için savaş, gerçekten, zorunlu bir savaş, gerçekten haklı bir savaş, bir savunma savaşı olacaktır. Bu olaydan proletaryanın ve yoksul köylülüğün edineceği bilinç, artık savaşın, bizim yönümüzden yalnızca sözlerle değil, ama gerçekte de bütün ülkelerin ezilen sınıflarıyla birlikte, bütün dünyanın ezilen halklarıyla birlikte yapacağımız bir savaş olacağını hesaba katmasak bile, askerî bakımdan bile Rusya'nın kuvvetlerini on katına çıkartacaktır. 

Özellikle, kapitalistlerin, en korkak ve küçük-burjuva öğelerin bazen karşı duramadıkları ve İngiliz kapitalistlerinin ve öteki kapitalistlerin, kendileriyle olan bugünkü soygunculuk ittifakımızı kopardığımız takdirde Rus devrimine büyük bir zarar verebileceklerini ileri süren iddialarına karşı halkı uyanık bulundurmak gerekir. 

Bu iddia baştan sona kadar yalandır, çünkü, bankacıları zenginleştiren "müttefiklerin malî desteği", Rus işçi ve köylülerini yağlı ipin asılan adamı tutması gibi desteklemektedir. Rusya'nın yeteri kadar buğdayı, kömürü, petrolü, [sayfa 182] demiri vardır; bu ürünlerin âdil bir şekilde üleştirilmesini sağlamak için zorunlu olan tek şey, halkı, kendisini soyan büyük toprak sahiplerinden ve kapitalistlerden kurtarmaktır. Bugünkü müttefiklerimizin Rus halkına karşı bir askerî harekâta geçmesi olasılığına gelince, Fransızların ve İtalyanların birliklerini Alman birlikleriyle birleştirebilecekleri ve bunu, Rusya'nın âdil bir barış önerisine karşı ileri sürecekleri tezi, düpedüz saçmadır; İngiltere, Amerika ve Japonya, Rusya'ya karşı savaş açsalar bile (ki, böyle bir savaş, yığınlar arasında son derece büyük bir hoşnutsuzluk yaratacağı gibi, bu ülkelerin kapitalistleri arasında Asya'nın paylaşılması, özellikle Çin'in yağma edilmesi konusunda maddî çıkar ayrılıklarının sonucu olarak da onlar için çok güç bir şey olurdu), bu ülkeler, Almanya, Avusturya ve Türkiye ile savaşın şimdi Rusya'ya mal olduğu zarar ve yıkımın yüzde-birine bile neden olamazlardı. 


TOPRAK İŞLEYENLERE 


4. Sovyetler hükümeti, geciktirmeksizin, büyük arazilerin özel mülkiyetinin ödenmesiz kaldırıldığını ilân etmeli ve bu toprakları, Kurucu Meclisin kararına kadar, köylü komitelerinin yönetimine teslim etmelidir. Aynı şekilde, en başta ve karşılıksız olarak yoksul köylülerin emrine verilmek üzere toprak sahiplerine ait gereçleri de köylü komitelerinin yönetimine teslim etmelidir. 

Daha uzun zaman öncesinden beri köylülerin büyük çoğunluğu tarafından, gerek kongrelerinin kararlarında, gerek yerel delegelerin yüzlerce yetki belgesinde (ötekiler arasında Köylü Vekilleri Sovyetinin İzvestiya'larında[86] yayınlanan 242 yetki belgesinin incelenmesinden de anlaşıldığı gibi) talep edilen bu önlemler, âcil ve mutlak bir zorunluluk göstermektedir. Köylülüğün "koalisyon" bakanlığı zamanında o kadar sıkıntısını çektiği şu ertelemelerin, savsaklamaların [sayfa 183] hiç biri artık hoş karşılanamaz. 

Bu önlemleri almakta gecikecek her hükümet, işçi ve köylülerin ayaklanmasının kendisini devirmesine ve ezmesine müstahak olmuş halk düşmanı bir hükümet olarak kabul edilmek zorundadır. 


AÇLIĞA, VE İKTİSADÎ ÇÖKÜŞE KARŞI SAVAŞIM 


5. Sovyetler hükümeti, geciktirmeksizin, üretimin ve tüketimin, işçiler tarafından denetimini bütün yurt ölçüsünde kurumlaştırmalıdır. Yoksa, deneyimin altı aydan beri bize gösterdiği gibi, bütün vaatler, bütün reform girişimleri boş olur ve daha önce eşi görülmemiş bir yıkımla birlikte açlık haftadan haftaya daha da yaklaşarak bütün ülkeyi pençesi altına alır. 

Bankaların ve sigorta şirketlerinin derhal ulusallaştırılmasından, gene aynı şekilde sanayinin başlıca kollarının (petrol, maden kömürü, metalürji, şeker, vb.) ulusallaştırılmasından vazgeçilemez; aynı zamanda ticaret sırrının tamamen ortadan kaldırılması, devlete yaptıkları malzeme sayesinde zenginleşen, her türlü denetimden ve kârları ve malları üzerine konan her türlü vergiden sıyrılıp kurtulan küçük bir kapitalist azınlığın işçi ve köylüler tarafından sürekli bir denetim altında bulundurulması gerekir. 

Orta köylülerin, Kazakların, küçük zanaatçıların varlıklarından bir kopek bile eksiltmeyecek olan bu önlemler, savaş yükümlülüklerinin herkese eşit olarak bölüştürülmesi bakımından tamamen âdil ve açlığa karşı savaşmak için de ivedilikle alınmaları gereken önlemlerdir. Ancak kapitalistlerin ürün hırsızlığı ve üretimi bilinçli bir şekilde engellemeleri önlendikten sonradır ki, emeğin verimi yükseltilebilecek, herkes için çalışma zorunluluğu konabilecek, tahıl ile sanayi ürünleri arasında âdil bir değişim kurulabilecek, zenginler tarafından saklanan milyarlarca kâğıt paranın hazineye [sayfa 184] girmesi sağlanacaktır. 

Bu önlemler alınmadan, toprak mülkiyetinin ödenmesiz ortadan kaldırılması bile mümkün değildir, çünkü toprak sahiplerinin topraklarının çoğu, bankalara ipotek edilmiş durumdadır ve toprak sahipleriyle kapitalistlerin çıkarları çözülmez bir biçimde birbirine bağlıdır. 

Rusya İşçi ve Asker Vekilleri Sovyetleri Merkez Yürütme Komitesi İktisadî İşler Bölümü tarafından kabul edilen son karar (bkz: Raboçaya Gazeta, n° 152), yalnız hükümet tarafından alınan önlemlerin (örneğin toprak sahiplerini ve kulakları zengin etmek amacıyla buğday fiyatının yükseltilmesinin) "zararlı olduğunu" değil, yalnız "iktisadî yaşamı düzenlemek için hükümet tarafından kurulan merkezî organların tam bir eylemsizlik içinde bulunuşlarını" değil, bu hükümetin, "yasaları bile çiğnediğini" kabul ediyor. Sosyalist-devrimci ve menşevik önder partilerin bu itirafı, burjuvazi ile anlaşma siyasetinin cinayet niteliğini bir kez daha doğruluyor. 


DEVRİM DÜŞMANI TOPRAK SAHİPLERİNE 
VE KAPİTALİSTLERE KARŞI SAVAŞIM 


6. Kornilov ve Kaledin ayaklanması, başlarında kadet partisi ("Halkın Özgürlüğü Partisi") olmak üzere toprak sahipleri ve kapitalistler sınıfının tümü tarafından desteklenmişti. Bu durum, Merkez Yürütme Komitesi Haberleri'nde yayınlanan olaylarla daha önce tamamıyla tanıtlanmış bulunuyor. 
Bu karşı-devrimi tamamıyla bastırmak için ve hatta bu konuda bir soruşturma yapmak için ciddî hiç bir şey yapılmamıştır ve eğer iktidar Sovyetlere geçmezse hiç bir şey de yapılacak değildir. Hiç bir komisyon, devlet iktidarını elinde bulundurmuyorsa, ne tam bir soruşturma yürütmek ve ne de suçluları tutuklamak vb. olanaklarına sahip olamayacaktır. Ancak Sovyetlerin hükümeti bu işi yürütebilir [sayfa 185] ve yürütmelidir. Ancak bu hükümet, Kornilov'un generallerini ve burjuva karşı-devriminin elebaşlarını (Guçkov, Milyukov, Riyabuşinski, Maklakov ve hempaları) tutuklayarak, karşı-devrimci derneklerin (Devlet Duması, subay dernekleri vb.) dağıtıldığını bildirerek, bu derneklerin üyelerini yerel Sovyetlerin gözetimi altına vererek, karşı-devrimci birlikleri ordudan atarak, yalnız o, Rusya'yı, "Kornilov" deneyimlerinin kaçınılmaz yinelenmesinden koruyabilir. 

Yalnız Sovyetlerin hükümeti Kornilov'un faaliyeti konusunda, ve buna benzer bütün öteki faaliyetler konusunda, burjuvazi tarafından yaratılmış olsalar bile, tam ve halka açık bir soruşturma için bir komisyon kurabilir ve Bolşevik Partisi, işçileri, yalnız Sovyetler tarafından kurulan bir soruşturma komisyonuna uymaya ve eksiksiz yardımda bulunmaya çağırabilir. 

Yalnız Sovyetlerin hükümeti, halktan çalınan milyonlar sayesinde kapitalistlerin en büyük basımevlerine ve gazetelerin çoğuna el koymaları gibi o kadar apaçık bir adaletsizliğe karşı başarı ile savaşabilir. Karşı-devrimci burjuva gazetelerini (Reç, Ruskoye Slovo[87] ve başkaları) yasaklamak, basımevlerini müsadere etmek, onların özel ilânlarını devlet tekeli haline getirmek, hepsini, sovyetler tarafından yayınlanan ve köylülere gerçeği söyleyen bir tek hükümet gazetesinde toplamak kesinkes gereklidir. Ancak bu yolla, burjuvazinin güçlü silahı, herhangi bir koşula bağlı olmaksızın, halkı aldatmakta, köylülüğü yanıltmakta, ve karşı-devrimi hazırlamakta kullandığı yalan ve iftira silahı burjuvazinin elinden alınabilir ve alınmalıdır. 


DEVRİMİN BARIŞÇI YOLLA GELİŞMESİ 


7. Bugün, Rus demokrasisinin önünde, Sovyetlerin, sosyalist-devrimci ve menşevik partilerin önünde, devrimler tarihinde son derece seyrek rastlanan bir olanak, yeniden [sayfa 186] ertelemelere kalkışılmaksızın, belli bir tarihte Kurucu Meclisi toplantıya çağırmak olanağı, ülkeyi askerî ve iktisadî bir felâketten korumak olanağı, devrimin barışçı yolla gelişmesini sağlamak olanağı açılmaktadır. 

Eğer bugün, sovyetler yukarda gösterilen programı uygulamak üzere iktidarı, tüm olarak ve yalnız başlarına ele geçirirlerse, o zaman, sovyetler, yalnız Rusya halkının onda-dokuzunun desteğini, işçi sınıfının ve köylülüğün büyük çoğunluğunun desteğini sağlamakla kalmazlar, ordunun, halkın çoğunluğunun büyük bir hayranlığını da sağlamış olurlar, ki bu hayranlık olmadan açlığa karşı, savaşa karşı zafer kazanmak olanaksızdır. 

Eğer Sovyetlerin kendileri, duraksamasalardı, bugün, Sovyetlere karşı, hiç bir muhalefet söz konusu olamazdı. Hiç bir sınıf, Sovyetlere karşı başkaldırmaya cüret etmeyecektir; Kornilov deneyiminden ders alan toprak sahipleri ve kapitalistler, Sovyetlerin ültimatomu karşısında barış içinde iktidarı bırakacaklardır. Kapitalistlerin Sovyetlerin programına karşı direncini yenmek için, onları işçi ve köylülere gözettirmek ve kafa tutanların bütün mallarının zoralımı ve onunla birlikte kısa vadeli tutuklama gibi önlemlerle cezalandırmak yetecektir. 

Bir kez iktidar ellerine geçtikten sonra, sovyetler, şu anda bile hâlâ -ki bu, olası ki onların son şansıdır- devrimin barışçı yolla gelişmesini, halk vekillerinin barış ve huzur içinde seçilmelerini, Sovyetlerin içinde partilerin barışçı savaşımını, pratik yoluyla çeşitli partilerin programının denenmesini, iktidarın, bir çatışmaya girmeden, bir partiden ötekine geçmesini sağlayabilirlerdi. 

20 nisan hareketinden Kornilov serüvenine kadar devrimin gelişmesinin bütün seyri gösteriyor ki, eğer bu olanak elden kaçırılırsa, burjuvazi ile proletarya arasında en çetin bir iç savaş kaçınılmaz olur. Önüne geçilmez yıkım bu savaşı yakınlaştıracaktır. İnsan aklının kabul edebileceği bütün [sayfa 187] verilerle üzerinde düşünecek olursak, bu savaş, ileri sürülen programın uygulanması için köylülüğün kendisine göstereceği destek yardımıyla işçi sınıfının tam zaferiyle sonuçlanacaktır; ama savaş, amansız, çetin ve kanlı olabilir, onbinlerce toprak sahibinin, kapitalistin ve kaderlerini onların davasına bağlayan subayın hayatına mal olabilir. Proletarya, devrimi kurtarmak için hiç bir özveriden geri durmayacaktır, devrimi kurtarmak da yukarda açıklanan programın dışında olanaklı değildir. Ama eğer Sovyetler devrimin barışçı yolla gelişmesini sağlamayı deneselerdi, proletarya, Sovyetleri bütün gücüyle desteklerdi. 


Raboçi Put, n° 20 ve 21. 
26 ve 27 Eylül (9 ve 10 Ekim) 1917. 
İmza: N. K.



Blogger tarafından desteklenmektedir.