PARTİNİN DURUMU VE GÖREVLERİ ÜZERİNE
Lenin
Konferans herşeyden önce, Aralık 1908 Parti Konferansının aldığı 3 Haziran Rejimi ve Partinin Görevleri Üzerine kararı onaylar.*
Konferans, bir yandan bütün 3 Haziran rejiminin tarihsel önemi ve sınıf karakteri üzerine, öte yandan devrimci krizin yükselişi üzerine tezleri, geçen üç yılın olaylarıyla tam olarak onaylanmış olan bu kararın özel önemine işaret eder.
Konferans bu olaylar içinde özellikle şunların altını çizer:
a) Gerek çiftlik beylerinin ve büyük burjuvazinin hükümet partilerinin gerekse de pratikte, karşı-devrimci liberalizmin karşı-devrimci çıkarlarını ona bağladığı Çarlığın tarım politikası, kırda bir ölçüde istikrarlı burjuva ilişkilerin oluşmasına sadece yol açmamakla kalmadı, halkın durumunun olağanüstü kötüleşmesi ve ülkenin üretici güçlerinin korkunç bir israfı anlamına gelen köylülüğü kitlesel kıtlıktan bile kurtarmadı.
b) Modern kapitalist devletlerin uluslararası rekabet sahnesinde güçsüz olmaya devam eden ve Avrupa’da gittikçe daha çok geri plana itilen Çarlık, şimdi koyu gerici aristokrasi ve güçlenen sanayi burjuvazisiyle ittifak içinde, talancı çıkarlarını, her şeyden önce kenar bölgelere karşı, tüm ezilen milliyetlere karşı, kültürel olarak daha gelişmiş bölgelere (Finlandiya, Polonya, Kuzey-Batı Bölgesi) karşı yönelen vahşi bir “milliyetçi” politika yoluyla ve devrimci özgürlük mücadelesi içinde bulunan Asya halklarına (İran, Çin) karşı yönelen sömürgeci fetih yoluyla tatmin etmeye çalışıyor.
c) Ekonomik canlanma, köylülüğün ekonomik durumunun tamamen bozulmasıyla, otokrasinin talancı bütçe politikasıyla ve bürokratik aygıtın parçalanmasıyla büyük ölçüde felce uğruyor, öte yandan artan pahalılık işçi sınıfının ve geniş halk kitlelerinin sıkıntısını şiddetlendiriyor.
d) Bunun sonucunda geniş halk kitlelerinde, Üçüncü Duma’nın varolduğu beş yıl içinde, geniş halk kitlelerinin durumunu iyileştirmek için Duma’da istek, beceri ve güç bulunmadığı ve orada egemen olan partilerin halk düşmanı olduğu inancı gittikçe pekişiyor.
e) Geniş demokrasi çevrelerinde ve ilk planda proletarya arasında politik bir canlanmanın başlangıcı algılanabiliyor. 1910–11 yıllarının işçi grevleri, gösterilerin ve proleter mitinglerin başlaması, kentli burjuva demokrasisi arasında başlayan hareket (öğrenci grevleri, vs.) — bütün bunlar kitlelerin 3 Haziran rejimine karşı artan devrimci ruh halinin semptomlarıdır.
Bütün bu olgulardan hareketle Konferans, 1908 Aralık Konferansı'nın kararında ayrıntısıyla gösterilen, Parti'nin önüne konmuş bütün o görevleri onaylar ve köylülüğü peşinden sürükleyen proletaryanın iktidarı ele geçirme görevinin Rusya’da demokratik devrimin görevi olmaya devam ettiğine özellikle işaret eder. Konferans yoldaşların dikkatini özellikle:
1) her şeyden önce, proletaryanın ileri kitlelerinin uzun süreli sosyalist eğitimi, örgütlenmesi ve birleştirilmesi çalışmasının gündemde durmaya devam ettiğine;
2) çeşitli legal olanaklardan şimdiye kadar olduğundan daha çok yararlanan, proletaryanın ekonomik mücadelesini yönetebilecek olan ve gittikçe sıklaşan politik eylemlerini tek başına yönetebilecek durumda olan RSDİP’in illegal örgütünün yeniden inşası için daha güçlü bir çalışmanın gerekliliğine;
şiarlarının bayrağı altında çok yönlü desteklenmesi ve geliştirilmesi gerekliliğine çeker. Çarlık monarşisinin politikasına karşı cumhuriyetçi propaganda, başka şeylerin yanı sıra yaygın olarak yürütülen, şiarların kısıtlanması ve çalışmanın mevcut “legalite” sınırları içine sıkıştırılması propagandasına karşı da özellikle vurgulanmalıdır.
TASFİYECİLİK ÜZERİNE VE TASFİYECİLER GRUBU ÜZERİNE
1) RSDİP’in neredeyse dört yıldır, Aralık 1908 Parti Konferansı'nda
“Parti entellektüellerinin belli bir bölümünün, RSDİP’in mevcut örgütünü tasfiye etme ve onun yerine ne pahasına olursa olsun legalite çerçevesinde – bu, Parti programından, taktiğinden ve geleneğinden açıkça vazgeçme pahasına satın alınsa da – şekilsiz bir birleşmeyi geçirme çabası”
olarak tanımlanan Tasfiyeci akıma karşı kararlı bir mücadele yürüttüğünü;
2) MK Plenumu'nun Ocak 1910’da bu akıma karşı mücadeleyi devam ettirerek, onu oybirliğiyle burjuvazinin proletarya üzerindeki etkisinin ifadesi olarak nitelediği ve Tasfiyecilikle tam kopuşu, aynı şekilde, sosyalizmden bu burjuva sapmanın kesin olarak aşılmasını gerçek parti birliğinin ve Bolşeviklerle Menşeviklerin eski fraksiyonlarının kaynaşmasnın bir şartı haline getirdiğini;
3) “Naşa Zarya” ve “Dyelo Jizni” dergileri çevresinde gruplaşan sosyal-demokratların bir kesiminin, tüm parti kararlarına ve 1910 Ocak Plenumu'nda tüm fraksiyon temsilcilerinin üstlendiği yükümlülüklere rağmen, tüm Parti tarafından proletarya üzerinde burjuva etkinin ürünü olarak karakterize edilen akımın savunmasını açıkça üstlendiğini;
4) eski Merkez Komitesi üyeleri Mihail, Yuri ve Roman’ın 1910 ilkbaharında sadece MK’ya girmeyi reddetmekle kalmayıp, aynı zamanda yeni üyelerin koopte edilmesi amacına yönelik tek bir oturuma bile katılmayı reddettikleri ve Parti MK’nın salt varlığını bile “zararlı” gördüklerini açıkça bildirdiklerini;
5) Tasfiyecilerin adı geçen ana yayınları “Naşa Zarya” ve “Dyelo Jizni”nin, özellikle 1910 Plenumu'ndan sonra, kesinlikle ve tüm çizgi boyunca Tasfiyeciliğe yöneldikleri, “illegal partinin önemini” (Plenumun kararlarına rağmen) yalnızca “küçültmek”le kalmayıp, doğrudan reddettikleri, Parti'yi bir “ceset” olarak, artık tasfiye olmuş olarak niteledikleri, illegal partinin restorasyonunu “gerici bir ütopya” olarak adlandırdıkları, illegal partiye legal dergilerin sütunlarında iftira ve hakaret yağdırdıkları, işçileri, parti hücrelerini ve parti hiyerarşisini “ölü” olarak görmeye çağırdıklarını vs.;
6) tüm Rusya’da parti üyelerinin, fraksiyon farkı gözetmeksizin, bir Parti konferansı toplanması güncel çalışmasında birleştiği bir sırada, Tasfiyecilerin tamamen bağımsız grupçuklar olarak ayrıldığı ve partili Menşeviklerin ağır bastıkları yerlerde de (Yekaterinoslav, Kiev) ayrıldıkları ve RSDİP’in yerel örgütleriyle her türlü parti bağını reddettiklerini göz önüne alarak,
Konferans, “Naşa Zarya” ve “Dyelo Jizni” grubunun davranışlarıyla kendini kesin olarak Parti dışına çıkardığını açıklar.
Konferans, akım ya da nüans farkı gözetmeksizin tüm Partili yoldaşları, Tasfiyecilikle mücadele etmeye, onun işçi sınıfının kurtuluş davasına büyük zararını sergilemeye ve tüm güçleriyle illegal RSDİP’i restore etmeye ve sağlamlaştırmaya koyulmaya çağırır.
PARTİ ÇALIŞMASININ KARAKTERİ VE ÖRGÜTSEL BİÇİMLERİ ÜZERİNE
Son üç yılın deneyimlerinin, Aralık Konferansı'nda (1908) kabul edilen örgütsel sorun üzerine kararın esaslarını tamamen onayladığını göz önüne alarak ve işçi hareketinde başlayan canlanma zemininde, parti çalışmasının örgütsel biçimlerini aynı yolla, yani çok çeşitli legal işçi birliklerinin mümkün olduğunca dallı budaklı bir ağıyla çevrelenmiş illegal sosyal-demokrat hücreler yaratma yoluyla,
daha da geliştirmenin mümkün olacağı görüşünden hareketle Konferans şu görüştedir:
1) illegal Parti örgütlerinin ekonomik mücadelenin (grevler, grev yönetimleri vs.) yönetimine en enerjik katılımı ve bu alanda illegal Parti hücreleri ile sendikalar, özellikle sendikalardaki sosyal-demokrat hücreler arasında ve ayrıca sendika hareketinde aktif bir şekilde yer alan kişiler arasında bir işbirliği kurulması gereklidir;
2) sendikalarda sendikal ilkeye göre örgütlenmiş sosyal-demokrat hücreler yerel koşullar göz önüne alınarak, mümkün olduğunca, teritoryal ilkeye göre inşa edilmiş parti hücreleriyle birleştirilmelidir;
3) legal birliklerde –derneklerde, okuma salonlarında, kütüphanelerde, işçilerin çeşitli sosyal derneklerinde– sosyal-demokrat çalışmayı genişletme alanında olabildiğince büyük bir inisiyatif gereklidir, sendika gazetelerinin yayılması ve sendikal basının Marksist doğrultuda etkilenmesi, sosyal-demokrat Duma konuşmalarının değerlendirilmesi, işçiler içinden legal raportörlerin eğitilmesi, (Dördüncü Duma seçimleriyle bağıntılı olarak) bölgelerde, çeşitli caddelerde vs. işçi ve diğer seçim komitelerinin kurulması, seçimlerle bağıntılı olarak kent özyönetim organlarında sosyal-demokrat ajitasyon vs.;
4) illlegal parti hücrelerini sağlamlaştırmak ve sayıca güçlendirmek için, bu hücrelerin yeni, olabildiğince esnek örgütlenme biçimlerini bulmak için, her kentte yönetici illegal parti örgütleri yaratmak ve sağlamlaştırmak için ve “iş borsaları”, işyeri parti toplantıları vs. gibi illegal kitle örgütleri biçimlerinin propagandasını yapmak için enerjik önlemler alınmalıdır;
5) propaganda çevreleri mümkün olduğunca günlük pratik çalışmaya çekilmelidir: illegal sosyal-demokrat ve legal Marksist yazının yayılması vs.;
6) basın yoluyla sistemli sosyal-demokrat ajitasyonun ve özellikle zamanında ve sık yayınlanan illegal bir parti gazetesinin düzenli dağıtımının, hem illegal hücreler arasında hem de legal işçi birlikleri
162 RSDİP Prag Ulusal Konferansı'nın Kararlarından içindeki sosyal-demokrat hücreler arasında örgütsel bağlar kurulması için de büyük öneme sahip olabileceği göz önünde tutulmalıdır. Ocak 1912
DEVRİMCİ YÜKSELİŞ[78]
Rus proletaryasının şanlı Mayıs grevi ve onunla bağıntılı sokak gösterileri, işçi kalabalıkları önündeki devrimci beyannameler ve devrimci konuşmalar, Rusya’nın devrimci bir yükseliş dönemine girdiğini açıkça gösterdi.
Bu yükseliş asla gökten zembille inmedi. Hayır, Rusya’nın bütün yaşam koşulları tarafından uzun süredir hazırlanıyordu ve Lena’daki kurşuna dizmelerle ve 1 Mayıs’la bağıntılı kitle grevleri bunun başlangıcını sadece kesin olarak belirledi. Karşı-devrimin geçici zaferi, işçilerin kitle mücadelesinin gerilemesiyle kopmaz bir bağ içindeydi. Grevcilerin sayısı, bu mücadelenin yaygınlığı hakkında, sadece yaklaşık olarak da olsa, yine de kesinlikle objektif ve tam bir fikir veriyor.
Devrimden önceki on yılda, 1895–1904 yıllarında, grevcilerin ortalama sayısı (yuvarlak hesap) yılda 43000’di. 1905 yılında bu rakam 23/4 milyon, 1906’da 1 milyon, 1907’de 3/4 milyondu. Devrimin üç yılı, proletaryanın grev mücadelesinin dünyada daha önce hiçbir yerde görülmemiş yükselişiyle karakterizedir. 1906 ve 1907 yıllarında başlayan tavsayışı 1908’de kesin olarak ortaya çıktı: 175.000 grevci. Koyu gerici toprak sahiplerinin ve ticaret ve sanayi kodamanlarının Duması'yla ittifak içinde Çar'ın otokrasisini yeniden kuran 3 Haziran 1907 hükümet darbesi, kitlelerin devrimci enerjisinin tavsamasının kaçınılmaz sonucuydu.
1908–1910 arası üç yıl, en gerici karşı-devrimin dizginsizce tahribat, liberal-burjuva döneklik ve proleter bunalım ve şaşkınlık dönemiydi. Grevcilerin sayısı sürekli geriliyordu, 1909 yılında 60.000’e ve 1910 yılında hatta 50.000’e düştü.
Fakat 1910 sonundan beri hissedilir bir değişim başlıyor. Liberal Muromtsev’in ve Leo Tolstoy’un ölümü nedeniyle yapılan gösteriler ve aynı şekilde öğrenci hareketi,[79] rüzgârın yönünün değiştiğine, demokratik kitlelerin ruh halinde belli bir dönemecin başlamış olduğuna açıkça işaret ediyor. 1911 yılı bize işçi kitlelerinin yavaş yavaş bir saldırıya geçişini gösteriyor: grevcilerin sayısı 10.000’e çıkıyor. Çeşitli yönlerden, karşı-devrimin zaferinin yolaçtığı yorgunluğun ve hareketsizliğin geçmekte olduğunu, gelişmenin yeniden devrim yolunu tuttuğunu gösteren işaretler geliyor. RSDİP Ulusal Konferansı Ocak 1912’de durum değerlendirmesinin özetinde şunu saptadı:
“Geniş demokrasi çevrelerinde ve ilk planda proletarya arasında politik bir canlanmanın başlangıcı algılanabiliyor. 1910–1911 yıllarının işçi grevleri, gösterilerin ve proleter mitinglerin başlaması, kentli burjuva demokrasisi içinde başlayan hareket (öğrenci grevleri vs.) — bütün bunlar, kitlelerin 3 Haziran rejimine karşı artan devrimci ruh halinin semptomlarıdır” (bkz. Konferans Üzerine “Rapor”, s. 18).*
Bu ruh hali bu yılın ikinci çeyreğinin başında artık o kadar gelişmişti ki, kitlelerin bir eyleminde ifadesini buldu ve bir devrimci yükseliş yarattı. Son bir buçuk yılın olaylarının seyri, bu yükselişte herhangi bir tesadüf olmadığını, başlamasının tamamen yasaya uygun ve Rusya’nın tüm önceki gelişimiyle zorunlu olarak koşullanmış olduğunu tartışmasız biçimde gösteriyor.
Lena’daki kurşuna dizmeler, kitlelerin devrimci ruh halinin kitlelerin devrimci bir yükselişine dönüşmesinin vesilesi oldu. Troçki’nin Viyana “Pravda”sında Tasfiyecilerin ardından tekrarladığı, “koalisyon özgürlüğü [mesleki birlikler halinde birleşme özgürlüğü —ÇN] için mücadelenin gerek Lena’daki trajedinin gerekse de bunun ülkedeki güçlü yankısının temelini oluşturduğu” liberal buluşundan daha yalancı bir şey yoktur. Lena’daki grevde koalisyon özgürlüğü ne özgül ne de ana talep olarak konmadı. Lena’daki kurşuna dizmeler asla
* Bkz. elinizdeki cilt, s. ???. —Alm. Red.
koalisyon özgürlüğünün yokluğunu değil, aksine özgürlük yokluğunu açığa çıkardı… provokasyonları, genel haklardan yoksunluğu ve sınırsız keyfiyeti gösterdi.
“Sosyal-Demokrat” No. 26’da saptadığımız gibi, Lena’daki kurşuna dizmeler, tüm 3 Haziran monarşisi rejiminin en tam ifadesi idi. Bu olaylar için karakteristik olan, haklardan biri için, en temel, proletarya açısından en önemli hak için mücadele hiç de değildir. Bunlar için karakteristik olan, her bakımdan en temel yasallığın yokluğudur. Karakteristik olan, provokatörün, ajanın, gizli polisin, Çarlık hafiyesinin herhangi bir politik vesile olmaksızın kitlesel kurşuna dizme yolunu tutmuş olmasından ibarettir. Tam da Rus yaşamındaki bu genel haklardan yoksunluk, tam da tek tek haklar için mücadelenin umutsuzluğu ve olanaksızlığı, tam da Çarlık monarşisinin ve onun tüm rejiminin bu ıslah olmazlığı Lena olaylarında öylesine göze batıcı biçimde ortaya çıktı ki, bu olaylar kitleler içinde devrimci bir ateş yaktı.
Her ne kadar liberaller Lena olaylarına ve Mayıs grevlerine bir sendikal hareket ve bir “haklar” için mücadele karakteri vermeye en büyük gayreti gösterdilerse ve hâlâ da gösteriyorlarsa da, liberal (ve Tasfiyeci) anlaşmazlıklarla gözü kamaşmamış olan herkes için bir başka şey açıktır. Açık olan, 1 Mayıs’tan kısa süre önce çeşitli sosyaldemokrat grupların (ve hatta Sosyal-Devrimci bir işçi grubunun!) Petersburg beyannamesinde özellikle vurgulanan, kitlesel grevin devrimci karakteridir. “Kronik” bölümünde bu beyannamenin tamamını basıyoruz; Ocak 1912 RSDİP Ulusal Konferansı'nın attığı şiarları tekrarlıyor.[80]
Ayrıca, Lena ve Mayıs grevlerinin devrimci karakterinin en önemli onayı şiarlarda yatmaz. Şiarlar olguların ifade ettiklerini formüle etmiştir. Bir bölgeden diğerine sıçrayan kitlesel grev olgusu, bunların muazzam artışı, yayılmalarındaki hız, işçilerin ataklığı, gittikçe sıklaşan mitingler ve devrimci konuşmalar, Mayıs kutlamasına katılım nedeniyle verilen cezaların ortadan kaldırılması talebi, Birinci Rus Devrimi'nden tanıdığımız politik ve ekonomik grevlerin birleştirilmesi — bütün bunlar, kitlelerin devrimci yükselişinden ibaret olan hareketin gerçek karakterine kusursuz bir berraklıkla işaret eder.
1905 yılının deneyimlerini anımsayalım. Olaylar bize, devrimci kitle grevi geleneğinin işçiler arasında canlı olduğunu ve işçilerin bu geleneği derhal kavrayıp canlandırdığını gösteriyor. 1905 yılında grev hareketinin beklenmedik yükselişi, ilk çeyrek yılda 810.000 grevci ve son çeyrekte 1.277.000 grevci ortaya çıkardı, ve ekonomik grev politik grevle birleştirildi. Lena grevleri yaklaşık hesaplara göre 300.000 işçiyi, Mayıs grevleri 400.000’e varan işçiyi kapsadı ve grevler hâlâ büyümeye devam ediyor. Gazetelerin –hatta liberal basınınkilerin bile– her sayısı, grev alevinin çevresine nasıl yayıldığı hakkında haberler veriyor. 1912 yılının ikinci çeyreği henüz tamamen dolmadı, fakat daha şimdiden, 1912 yılının devrimci yükselişinin başlangıcının, grev hareketinin boyutu açısından, 1905 yılı başlangıcındangeri kalmadığı, bilakis onu fazlasıyla aştığı gerçeği kesinlikle ortaya çıkıyor!
Ajitasyonun, sarsıp uyandırmanın, kitleleri birleştirip mücadele içine çekmenin bu proleter yöntemini ilk kez Rus devrimi geniş boyutlarda geliştirdi. Proletarya şimdi de bu yöntemi tekrar uyguluyor, hem de daha sıkı bir biçimde. Proletaryanın devrimci öncüsünün bu yöntemle gerçekleştirdiğini dünyanın hiçbir gücü gerçekleştiremez. Dev bir alana yayılmış, parçalanmış, ezilmiş, haklardan yoksun, bilisiz olan ve bir resmi makamlar, polis, casus sürüsü tarafından “kötü etkiler”den korunan 150 milyon nüfuslu muazzam bir ülke — tüm bu ülke kaynıyor. İşçilerin ve köylülerin en geri tabakaları grevcilerle dolaylı ya da dolaysız temasa geliyorlar. Yüzbinlerle devrimci ajitatör birden ortaya çıkıyor, bunların etkisi, alt tabakalarla, kitleyle kopmaz biçimde bağlı oluşlarıyla ve onların saflarında kalmalarıyla, herişçi ailesinin en acil gereksinimleri için mücadele etmeleriyle ve bu günlük ekonomik sıkıntılar için dolaysız mücadeleyi politik protesto ve monarşiye karşı mücadeleyle birleştirmeleriyle sonsuz derecede artıyor. Çünkü karşı-devrim milyonların ve on milyonların içine tohumlarını taşıdı ve şimdi başkentlerin ileri işçilerinin mevcut şiarı: Yaşasın Demokratik Cumhuriyet!, aralıksız binlerce kanaldan, her grevin peşi sıra, geri kalmış tabakalara, uzak taşraya, “halk”a, “Rusya’nın derinliklerine” nüfuz ediyor.
“Ruskiye Vyedomosti” tarafından konukseverce kabul edilen ve “Reç” tarafından sempatiyle yeniden basılan liberal Severyanin’in grev üzerine gözlemi olağanüstü karakteristiktir:
“İşçilerin Mayıs grevine ekonomik ya da herhangi başka (!) talepler katmaları için herhangi bir neden var mı?” – diye soruyor Bay Severyanin ve yanıtlıyor: “Olmadığını iddia ediyorum. Her ekonomik greve şansların ciddiyetle düşünülüp taşınılmasından sonra başlanabilir ve başlanmalıdır… Bu yüzden, bu tür grevleri tam da 1 Mayıs anıyla ilişkilendirmek her şeyden önce temelsizdir… Garip de geliyor: uluslararası işçi bayramı kutlanıyor ve bu vesileyle şu ya da bu cins basma için yüzde onluk bir ücret artışı talep ediliyor.”
Bir liberal böyle argüman yürütüyor! Ve bu sınırsız banalite, alçaklık ve adilik, demokrat sayılmak istenen “en iyi” liberal gazeteler tarafından onaylanarak yeniden basılıyor!
Bir burjuvanın en kaba kişisel çıkarı, bir karşı-devrimcinin en adi korkaklığı — liberalin gösterişli gevezelikleri ardında işte bu vardır. O, işverenlerin ceplerini korumak istiyor. “Koalisyon özgürlüğü” için “onurlu” ve “zararsız” bir gösteri istiyor! Proletarya ise bunun yerine, kitleleri, politika ve ekonomiyi ayrılmaz biçimde birleştiren devrimci greve çekiyor, işçi yaşamının derhal düzeltilmesi mücadelesindeki başarı dolayısıyla en geri tabakaları cepheye yaklaştıran ve aynı zamanda halkıÇarlık monarşisine karşı çıkaran greve çekiyor.
Evet, 1905 yılının deneyimi, derin ve büyük bir kitle grevleri geleneği yaratmıştır. Ve Rusya’daki bu grevlerin neye yol açtığı unutulmamalıdır. Israrlı kitle grevleri bizde ayrılmaz biçimde silahlı ayaklanmayla bağlıdır.
Sakın bu sözler yanlış yorumlanmasın. Bu asla bir ayaklanma çağrısı değildir. Böyle bir çağrı şu anda son derece akılsızca olurdu. Burada söz konusu olan, Rusya’da grev ve ayaklanma arasında bir bağ kurulmasıdır.
1905 ayaklanması nasıl gelişti? İlkin, kitle grevleri, gösteriler ve mitingler yoluyla kalabalıkların polis ve askeriyeyle çatışmaları sıklaştı. İkinci olarak, kitle grevleri köylülüğü bir dizi tekil, dağınık, yarı kendiliğinden ayaklanmalara sevketti. Üçüncü olarak, kitle grevleri çabucak ordu ve donanmaya sıçradı, ekonomik zeminde çatışmalara (“bezelye isyanları” vs.) ve sonra ayaklanmalara yol açtı. Dördüncü olarak, bizzat karşı-devrim, pogromlarla, demokratlara kötü muamelelerle vs. içsavaşı başlattı.
1905 Devrimi asla, liberaller vs. arasındaki döneklerin zannettikleri gibi, “fazla ileriye gittiği” için, Aralık ayaklanması “yapay” olduğu için yenilgiyle sonuçlanmadı. Tersine, yenilginin nedeni, ayaklanmanın yeterince ileriye gitmemiş, zorunluluğunun bilinci yeterince yayılmamış ve devrimci sınıflar tarafından yeterince köklü kavranmamış olması ve ayaklanmanın tek kişiymişçesine, kararlı, örgütlü, eşzamanlı, saldırgan olmamasıydı.
Şimdi, şu anda ayaklanmanın gelişmesi için algılanabilecek işaretlerin olup olmadığına bakalım. Devrimci coşkuya kapılmamak için, tanık olarak Oktobristlerialıyoruz. Petersburg’daki Alman Oktobristler Birliği’nin büyük bölümü, Kadetlerin özel bir teveccüh gösterdiği ve olayları “objektif” olarak gözlemleme konusunda diğer Oktobristlerden ve Kadetlerden daha yetenekli olan, hükümeti bir devrimle korkutma hedefini önüne koymayan sözümona “solcu” ve “anayasal” Oktobristlere dahildir.
Bu Oktobristlerin organı, “St. Petersburg Gazetesi”, 6 [19] Mayıs tarihli haftalık politik aktüalitede şunları yazıyor:
“Mayıs geldi. Mayıs’ın gelişi, havalar bir yana, genellikle saray sakinlerinin pek hoşuna gitmez, çünkü bir proleter ‘bayram’ıyla başlar. Bu yıl, işçiler daha Lena gösterilerinin etkisi altında oldukları için, 1 Mayıs özellikle tehlikeliydi. Çeşitli grev ve gösteri söylentileriyle dolu büyük kent havasında yangın kokusu vardı. Güvenilir polisimiz hissedilir derecede sinirliydi, ev aramaları yaptı, kimi kişileri tutukladı, sokak gösterilerini önlemek için büyük devriye birlikleri örgütledi. Polisin, işçi gazetelerinin redaksiyonlarını aramaktan ve redaktörlerini alıp götürmekten daha akıllıca bir şey düşünememesi, işçilerin kukla alaylarını yönetmekte kullanılan ipler hakkında özellikle derin bir bilgiye sahip olunmadığını kanıtlıyor. Bu ipler mevcuttur. Grevlerin disiplinliliği ve daha birçok husus bunu gösteriyor. Bu Mayıs grevi bu nedenle bu kadar ürkütücüdür, bugüne kadarkilerin en büyüğüydü — büyük ve küçük atölyelerin 100, hatta 150 bin işçisi grev yaptı. Bu barışçıl bir resmigeçitti sadece, fakat bu ordunun birlikberaberliği dikkat çekti. Ve işçilerin yapay heyecanıyla el ele, daha başka huzursuz edici olaylar gündeme geldiği için, bu daha da çok dikkat çekti. Donanmamızın çeşitli gemilerinde, devrimci propaganda nedeniyle bahriyeliler tutuklandı. Basına sızan tüm haberlere bakılırsa, zaten az sayıda olan savaş gemilerimizde durum pek iyi değildir. Demiryolcular da akılları rahatsız ediyor. Gerçi hiçbir yerde grev olmadı, hatta bir grev örgütleme çabası bile olmadı, ama tutuklamalar – özellikle Nikolai Demiryolu İstasyon Şefinin yardımcısı A. A. Uşakov’unki gibi göze batıcı tutuklamalar – burada da belli bir tehlikenin varlığına işaret ediyor.
Olgunlaşmamış işçi kitlelerinin devrimci girişimleri elbette ki Duma seçimlerinin sonucunu ancak olumsuz etkileyebilir. Bu girişimler … Çar’ın Manuhin’i[81] ataması ve Devlet Şurası’nın işçi sigortasını kabul etmesi karşısında daha da anlamsızlaşıyor…!!”
Bir Alman Oktobristi böyle yargıda bulunuyor. Biz ise kendi cephemizden, bahriyeliler hakkında, “Novoye Vremya”nın meseleyi abarttığını ve şişirdiğini kanıtlayan eksiksiz yerel raporlar aldığımızı belirtiyoruz. Ohrana’nın provokatörce “çalıştığı” açıktır. Zamansız ayaklanma girişimleri akılsızlığın daniskası olur. İşçilerin öncü müfrezesi, Rusya’da zamanlı –yani muzaffer– bir silahlı ayaklanmanın temel önkoşullarının, işçi sınıfının demokratik köylülük tarafından desteklenmesi ve ordunun aktif katılımı olduğunu kavramak zorundadır.
Devrimci dönemlerde kitle grevlerinin kendi objektif mantığı vardır. Her yöne doğru yüzbinlerce ve milyonlarca kıvılcım saçarlar
— ve en uç noktaya vardırılmış kin, duyulmadık açlık ıstırabı, sınırsız keyfiyet, “dilenci”nin, “mujik”in, sıradan askerin utanmazca ve sinik aşağılanması kolayca ateş alan bir malzeme olarak çepeçevre yatmaktadır. Darkafalı ve kana susamış Nikola Romanov’un saray çevresi tarafından gizlice beslenen ve yönetilen Kara Yüzler’in dizginsiz anti-Semitik pogrom kışkırtmaları da buna eklenmelidir… “Böyleydi ve böyle kalacaktır”, diyordu Bakan Makarov ve bu kâhince sözler kendi tepesine, sınıfının ve toprak beyi Çar’ın tepesine geri düşüyor!
Kitlelerin devrimci yükselişi, her sosyal-demokrat işçiye, her dürüst demokrata büyük ve sorumlulukla dolu görevler yüklüyor. “Kitlelerin başlayan hareketinin” (şimdi artık şöyle denmek zorunda: kitlelerin başlamış olan devrimci hareketinin) “çok yönlü desteklenmesi ve Parti'nin eksiksiz gerçekleştirilecek şiarlarının bayrağı altında genişletilmesi” — RSDİP Ulusal Konferansı bu görevleri böyle tanımladı. Parti'nin şiarları – demokratik cumhuriyet, sekiz saatlik işgünü, tüm büyük toprak mülkiyetine elkonması –, tüm demokrasinin şiarları, halk devriminin sloganları haline gelmek zorundadır.
Kitlelerin hareketini desteklemek ve genişletmek için, örgüte ve bir kez daha örgüte ihtiyaç vardır. İllegal bir parti olmadan bu çalışma gerçekleştirilemez ve bunun üzerine konuşmanın hiçbir anlamı yoktur. Kitlelerin saldırısını destekleyip genişletmede, 1905 yılının deneyimi dikkatle göz önüne alınmalıdır; ayaklanmanın zorunluluğu ve kaçınılmazlığı açıklanmalı ve bu tür zamansız girişimlere karşı uyarılmalı ve engellenmelidir. Kitle grevlerinin büyümesi, başka sınıfların mücadeleye çekilmesi, örgütlerin durumu, kitlelerin ruh hali — tüm bunlar, kendiliğinden, Çarlık monarşisine karşı devrimin ortak, kararlı, saldırgan, kayıtsız şartsız atak hücumunda tüm güçlerin birleşmesi gerektiği anı işaret edecektir.
Muzaffer devrim olmadan Rusya’da özgürlük olmayacaktır.
Çarlık monarşisi, proleter-köylü ayaklanmasıyla devrilmeden Rusya’da muzaffer devrim olmayacaktır.
Haziran 1912.
RUSYA SOSYAL-DEMOKRAT İŞÇİ PARTİSİ’NDE MEVCUT DURUM ÜZERİNE
Almanya Sosyal-Demokrat Partisi Parti Başkanlığı’na[82]
Değerli yoldaşlar!
Letonya Sosyal-Demokrasisi Yurtdışı Komitesi’nin size hitaben 24 Haziran tarihli yazısının kopyası bir süre önce elimize geçti. Bilgi sahibi hiç kimsenin bu planı ciddiye almayacağını düşündüğümüzden Letonyalıların bu garip planı hakkında sizleri aydınlatmayı gereksiz görmüştük. Fakat bize gönderdiğiniz 22 Temmuz tarihli mektubunuzdan, bu planı kabul etmeye niyetlendiğinizi şaşırarak gördük. Bu bizi, buna karşı size yönelik kesin bir protesto yükseltmeye zorluyor. Başkanlığın bu niyeti, Partimizdeki (Rusya Sosyal-Demokrat İşçi Partisi’nde) bir bölünmeye ve yeni bir karşıt partinin oluşmasına yardım etme çabasından başka bir şey değildir. Bu, tüm Enternasyonal’de bugüne kadar görülmedik bir şeydir. İddiamızı Alman yoldaşlara tam olarak kanıtlayacağız.
OCAK 1912’DEN BERİ RUSYA
SOSYAL-DEMOKRAT İŞÇİ PARTİSİ’NDE DURUM
Ocak 1912’de, Rusya Sosyal-Demokrat İşçi Partisi’nin Petersburg, Moskova, Moskova Bölgesi, Kazan, Saratov, Tiflis, Bakû, Nikolayev, Kiev, Yekaterinoslav, Vilna ve Dvinsk örgütleri delegelerinden oluşan Tüm-Rusya Konferansı yapıldı. Bu Konferans Parti'yi
restore etti ve Tasfiyeciler tarafından yok edilmiş olan bir Merkez Komitesi seçti, bu arada Konferans bu Tasfiyecileri Parti dışı ilan etmek zorunda kaldı. (Bkz. Başkanlık’a gönderilen “‘Vorwärts’in İsimsizi ve Rusya Sosyal-Demokrat İşçi Partisi’nde Durum”[83] broşürü; aynı broşürde Tasfiyecilerin, ulusal örgütlerin, Polonyalıların, Letonyalıların, Bund’un ve yurtdışı grupların protestolarına değinilmiştir.)
Yine Ocak’ta, Tasfiyecilerin ve dostlarının “Genel Parti Konferansı” olarak adlandırdıkları yeni bir konferansın toplanması için bir Organizasyon Komitesi[84]oluşturulması amacıyla bir görüşme yapıldı.
Başkanlık’a gönderilen 24 Haziran tarihli yazıda Letonyalılar bu “Organizasyon Komitesi”ni şu örgüt ve akımların oluşturduğunu iddia ediyorlar: Bund, Letonya Sosyal-Demokratları, Kafkasya Bölge Komitesi, Menşevik “Golos Sosyal-Demokrata”, Viyana “Pravda”sı ve “Vperyod” grubu.
Yani bir yanda, Rus örgütleri, yani Rusya’da faaliyet gösteren örgütler tarafından Konferansta seçilen Rusya Sosyal-Demokrat İşçi Partisi Merkez Komitesi (karşıtları ona Leninist Akım diyor), diğer yanda, “genel” Parti Konferansı'nın toplanmasını vaat eden sözümona Organizasyon Komitesi.
ŞİMDİYE KADAR YANSIZ OLAN RUS SOSYAL-DEMOKRATLARI, SÖZÜMONA ORGANİZASYON KOMİTESİİLE NASIL BİR İLİŞKİİÇİNDEDİR?
Parti'nin Tasfiyeciler tarafından yok edilmesine karşı şiddetle mücadele eden en tanınmış Menşevik, Plehanov, çağrılmış olmasına rağmen Ocak’taki Parti Konferansı'na gelmedi. Nisan 1912’de, Organizasyon Komitesi temsilcileriyle yazışmalarını yayınladı (bkz. “Dnevnik Sosyal-Demokrata”, No. 16).
Plehanov, Bund’un mevcut Parti örgütlerinin bir konferansını değil, bilakis “kurucu”, yani yeni bir parti kuracak olan bir konferans topladığını açıklayarak, sözümona Organizasyon Komitesi’ne katılmayı reddetti. Gerçekte sadece Organizasyon Komitesi’ni destekleyen sözümona inisiyatif grupları, Plehanov’un iddiasına göre, Parti-ye dahil olmayan ve yeni bir parti kurmak isteyen Tasfiyeci gruplardır. “Yeni Konferans Tasfiyeciler tarafından toplanıyor”, diye yazdı Plehanov Nisan 1912’de.
Haziran’da bu Organizasyon Komitesi’ne ait “Listok”un (Gazete) 3. sayısı çıktı. Bunda Plehanov’un yanıtı hakkında tek sözcük yok. Buna bakarak Letonyalıların, “Leninist” Merkez Komitesi'nin Organizasyon Komitesi'nin mektuplarını yanıtlamadığından yakınan Letonyalıların Başkanlık’ı nasıl bilgilendirdikleri hakkında bir yargıya varılabilir.
Şimdiye kadar yansız olan Plehanov’un ifadesine göre yeni bir parti kuranlara Parti'nin –eski Parti'nin– Merkez Komitesi'nin yanıt vermemesi o kadar garip midir?
Organizasyon Komitesi herşeyden önce yansız Plehanov’a, yeni bir parti kurmadığını ve eski Partiyi tasfiye etmediğini kanıtlamak zorundadır.
Organizasyon Komitesine katılan Letonyalılar, 24 Haziran’da Başkanlık’a başvururken, hem de Tasfiyecilerin bu Organizasyon Komitesi'nin Parti'ye karşı yarım yıl mücadelesinden sonra başvururken, olgular ve belgeler aracılığıyla bu mücadelenin sonuçlarını kanıtlamalıdırlar. Bunun yerine Letonyalıların Başkanlık’a gösterdikleri
Tasfiyecilerin Potemkinci köyleridir.
Letonyalılar Başkanlık’ı, Rus sosyal-demokrasisinin on bir “örgüt” merkezini, örgütünü ve fraksiyonunu göreve tayin etmeye çağırdı. Sözcüğü sözcüğüne böyle. (Bkz. Letonyalıların Başkanlığa 24 Haziran tarihli mektubunun 4. sayfası.)
Şimdiye dek bütün dünyada bütün partiler, bir merkezi kurumun
birleştirdiği yerel örgütlerden kurulmuştur. Ama Rus ve Letonyalı Tasfiyeciler 1912 yılında büyük bir buluş yaptılar. Bundan sonra artık bir parti “merkezlerden, örgütlerden ve fraksiyonlar”dan kurulabilir.
On bir örgüt merkezi, örgüt ve fraksiyon arasına, en yeni Letonyalı Tasfiyeci seçim geometrisine göre, birincisi Organizasyon Komitesi ve ikincisi, bu Organizasyon Komitesini oluşturan altı fraksiyon ya da örgüt ya da merkez dahildir. Letonyalıların mektubunda böyle yazıyor: “2’den 7’ye kadar noktalar birlikte Organizasyon Komitesini oluşturur”.
Bu biçimde, Parti'yi tasfiye eden aydın grupları, tıpkı kokuşmuş kentlerdeki aristokratlar gibi üç kez oy hakkı elde ediyorlar:* 1) Kafkasya Bölge Komitesi, hayali bir örgüt,
2) “Golos”un Kafkasya’dan sürekli bir vekaleti olmamasına rağmen, Paris’li “Golos”un şahsında yine Kafkasya Bölge Komitesi,
3) “Organizasyon Komitesi” şahsında yine Kafkasya Bölge Komitesi.
Rus işçilerinin, çifte adaylık sorununu görüşme düşüncesini, yani Tasfiyecilerin zavallı yurtdışı gruplarıyla birlik halinde bölünmeye yol açma çabasını öfke ve küçümsemeyle reddedeceklerini belirtelim, çünkü bu gruplar entellektüellerin saflarından dezorganizatörleri oluşturmaktadırlar sadece.
Parti'ye karşı mücadele yürüten bu yurtdışı gruplarından kesinlikle hiçbirinin, son yarım yıl içinde Rusya’daki herhangi bir örgütten, organlarını yönetme ya da bildirilerini yayınlama vekaleti almadığı gerçeğini saptıyoruz. Letonyalılar Başkanlığa bunun tersini kanıtlamak istiyorlarsa, o zaman Rus basınında 22 Temmuz tarihine dek en azından böyle bir vekalet bulsunlar.
“Golos Sosyal-Demokrata”, Rusya’daki herhangi bir örgütün organı değildir.
Troçki’nin Viyana “Pravda”sı da keza herhangi bir Rusya örgü
* İngiltere’de 1832 seçim reformundan önceki “rotten boroughs. —Alm. Red.
tünün organı değildir. “Pravda” üç yıl önce Ukraynalı “Spilka”nın (Güney Rusya)[85] organıydı, ama “Spilka” vekaletini çoktan geri çekti.
Ne “Vperyod”, ne Plehanov, ne de “Parti Bolşevikleri”, Rusya’daki herhangi bir örgütün Parti organı olan organlar çıkarmıyorlar.
Gerçekte varolmayan gruplara dayanmak çok kolaydır. “Sempati besleyen” mektuplar basmak da zor değildir. Fakat yarım yıl da olsa, Rusya’da faaliyet gösteren bir örgütün organını yönetmek için, sürekli ilişkiler, yerel işçilerin tam güveni, uzun süre birlikte çalışmanın sonucu olarak ortaya çıkan taktik görüşlerin tam uyumu gereklidir. Letonyalı ve Bundcu dezorganizatörlerin Partiye karşı seferber ettikleri yurtdışı grupçuklarında bütün bunlar eksiktir.
PPS’ye kısaca değineceğiz. O, sosyal-demokrat bir örgüt değildir. Hiçbir zaman Sosyal-Demokrat İşçi Partisi’ne mensup olmamıştır. Onun bu işin içine çekilmesi için yalnızca tek bir neden vardır: kendisi sosyal-demokrat olmaya ve Tasfiyecilere katılmaya “söz vermektedir”! Dezorganizatörlere ve bölme heveslilerine bu yetiyor tabii ki! Eğer görüşmelere PPS çekilecekse, o zaman Duma seçimlerine katılan Sosyalist-Devrimcileri, Siyonist Sosyalistleri, Letonyalı Sosyalist-Devrimci Birlik’i ve benzer “akımlar”ı da çekmemek için hiçbir neden yoktur.
ÜÇÜNCÜ DUMA’NIN SOSYAL-DEMOKRAT FRAKSİYONU
Başkanlık, örgüt merkezleri arasına yurtdışı grupçuklarını soktu, buna karşılık ama Sosyal-Demokrat Duma Fraksiyonunu davet etmedi. İnanılmaz, ama gerçek. Troçki ve ortaklarının, yabancı yoldaşlarımızı nasıl yanılttıklarını öğrenmek Rus işçileri için yararlı olacaktır. Letonyalılar, Başkanlığa yolladıkları 24 Haziran tarihli mektupta şöyle yazıyorlar:
“Sosyal-Demokrat Duma Fraksiyonu'na gelince, Duma’nın
toplantı devresi artık sona ermekte olduğundan ve böylece Sosyal-Demokrat Fraksiyon da dağıldığından, seçim destekleme kampanyasında bir aracı olarak ondan artık söz edilemez.” (Birçok kez adı geçen mektubun 2. sayfası.)
Bu ya bilinçli bir aldatmacadır ya da Brükselli Letonyalıların Rusya’daki seçimler üzerine bilgisini yeterince açık karakterize eden sınırsız bir politik cehalettir.
Mektup 24 Haziran tarihlidir. 9 Haziran’da, bu yeni takvimle 22 Haziran’dır, Üçüncü Duma belirsiz bir zaman için resmen dağıtıldı, fakat bütün temsilciler, dolayısıyla sosyal-demokrat temsilciler de yetkilerini korudular. Bu yüzden sosyal-demokrat temsilciler, Rusya’da okuma-yazma bilen her işçinin bildiği gibi, bugüne dek Duma temsilcileridir. Yurtdışındaki Parti iftiracıları ise bunu bilmiyorlar.
Ülkede nerede bulunurlarsa bulunsunlar, şimdiye dek biricik res-mi örgütü oluşturan Rusya’daki biricik legal sosyal-demokratlar, Üçüncü Duma Sosyal-Demokrat Fraksiyonu'nun üyeleridir.
Bütün Tasfiyeciler bu fraksiyondan nefret ediyorlar. Tasfiyecilerin gazeteleri (“Naşa Zarya”) onlara hakaret ve suçlama yağdırıyor, yurtdışındaki bütün dezorganizatörler onlar hakkında dedikodu yapıyor. Neden? Parti'ye sadık Menşeviklerin daima üstünlüğe sahip olduğu fraksiyon çoğunluğu, Tasfiyecilere karşı daima kararlılıkla mücadele ettiği ve bunları Petersburg’da tamamen zararsız hale getirmeye yardımcı olduğu için.
“İsimsiz vs.” broşüründe önemli bir gerçeği yayınladık. Hiç kimse buna karşı tek bir sözcük söyleyemedi. Fraksiyonun yalnızca iki üyesi Tasfiyeci gazetelerin sürekli çalışanıdır. Fraksiyonun sekiz üyesi ise anti-Tasfiyeci gazetelerin sürekli çalışanlarıdır.
Ve Letonyalılar ve hakeza Troçki, Başkanlığa, birliği koruyan bu biricik Tüm-Rusya heyetini görüşmelerden dışlamayı öneriyorlar! Letonyalılar, Rusya’da her işçinin bildiği şeyi 24 Haziran’da bilmedikleri için sadece yanılmış da olsalar, 22 Temmuz’a kadar, yani bütün bir ay geçtikten sonra yanılgılarını düzeltebilecek durumda değiller miydi? Yanılanlar için çok yararlı olan yanılgılar vardır işte. Başkanlığı yanıltmış olan Letonyalıların ve Tasfiyecilerin niyeti, Rusya’daki Parti'nin çoğunluğuna karşı, Sosyal-Demokrat Duma Fraksiyonunun çoğunluğuna karşı, yurtdışındaki hayali grupçukların birleşmesiyle Tasfiyeci adayları zorla kabul ettirmeye ve hile yoluyla Alman işçilerinden para elde etmeye yöneliktir. — (Letonyalıların, Bundcuların, Troçki ve ortaklarının) uzun laflarının kısası budur.
Fakat bu hile cezasız kalmayacaktır.
PARTİ'NİN ETKİSİNE KIYASLA TASFİYECİLERİN ETKİSİ ÜZERİNE ALENEN KONTROL EDİLEBİLİR GERÇEKLER
Aklı başında her insan, güya Tasfiyecilere sempati duyan gizli “örgütler”in varlığına dair boş gevezeliklerin inandırıcı olmadığını anlar.
Tasfiyecilerin Rusya’daki tüm örgütlerinin hayali olduğunu iddia ediyoruz.
Rusya’nın sosyal-demokrat çevrelerinin durumu hakkında şahsen tam bilgiye sahip olmayan biri için doğruyu saptamak zordur. Fakat o da söze inanmadan,belgeleri araştırıp, bunların anlamını inceleyecek olursa, doğruyu bulabilir. İncelemeye açık ilk aleni olguyu ortaya koyduk, ve bu da Sosyal-Demokrat Duma Fraksiyonu'nun güçlerinin Tasfiyecilerle anti-Tasfiyeciler arasındaki dağılımıdır.
Fakat şimdi, Tasfiyecilerin Parti'yle yarım yıllık mücadelesinin ardından, daha başka, tamamen objektif ve çok daha inandırıcı olgular var.
Letonyalılar 24 Haziran tarihli yazıda (s. 5 ve 6), Petersburg’daki legal Marksist gazeteleri anıyorlar. Menşevik akım (“Golos Sosyal-Demokrata”) tarafından yönlendirilen “Jivoye Dyelo” ve “Nevski Go-los”tan söz ediyorlar ve onların karşısına, Letonyalıların iddiasına göre “sadece Leninci grubun sahipliği ve yönetimi altında bulunan” “Zvezda” ve Petersburg “Pravda”sı gazetelerini (Troçki’nin Tasfiyeci
Viyana “Pravda”sıyla karıştırılmamalıdır) koyuyorlar.
Bu iddia isabetli olmasa da, Letonyalılar burada istemeden Tasfiyecilere karşı çürütülmez bir olguyu andılar.
Eğer “açık parti” Tasfiyecilerin sadece boş bir liberal sloganıysa,
o zaman Duma’da ve basında açık faaliyet Marksist propagandanın ana faaliyetidir. Burada ve yalnızca burada, Tasfiyecilerin ve anti-Tasfiyecilerin gücünü objektif olarak kanıtlayan olgular bulunabilir.
Letonyalıların andıkları dışında tüm-Rusya çapında başka siyasi organlar yoktur. Tasfiyeciler “Jivoye Dyelo” ve “Nevski Golos”a, anti-Tasfiyeciler “Zvezda”ya, daha sonra “Nevskaya Zvezda”ya ve (Petersburg) “Pravda”sına sahiptir. Rusya’da ne basında ne de kamuya açık kitlesel arenada başka akım ve fraksiyon yoktur; Letonyalılar tarafından anılan tüm yurtdışı grupları birer sıfırdır.
Şimdi önümüzde, iki akımın yarım yıllık faaliyetinin sonuçları duruyor.
Bu yarım yıl içinde (Ocak–Haziran 1912) Rusya’nın tüm partileri seçim hazırlıklarına başladılar ve bitirdiler. Şimdi seçime yalnızca altı ile sekiz hafta kaldı. Seçim listeleri şimdiden büyük ölçüde hazırlanmıştır. Gerçekte seçimin sonucu şimdiden belirlenmiştir, hem de bu yarım yıllık hazırlık temelinde.
Letonyalıların sıralamasındaki “1’den 7’ye kadarki noktalar” (Organizasyon Komitesi, Bund, Letonya Sosyal-Demokrasisi, “Golos”, Viyana “Pravda”sı, Kafkasya Bölge Komitesi, “Vperyod”) Tasfiyeci akımdan yana olduklarını, Rus örgütlerini, yani Rusya’da faaliyet gösteren örgütleri (Tasfiyecilerin iddiasına göre sadece biricik “Leninist akım”) birleştiren Merkez Komitesi, anti-Tasfiyeci akımdan yana olduğunu açıkladılar.
Birinin ve diğerinin neleri gerçekleştirdiğine bakalım.
Tasfiyeciler Petersburg’da eski takvimle 1 Ocak 1912’den 30 Haziran 1912’ye dek “Jivoye Dyelo” gazetesinin 16 sayısını ve “Nevski Golos”un 5 sayısını yayınladılar. Toplam 21 sayı.
Anti-Tasfiyeciler aynı yarı yıl içinde “Zvezda” gazetesinin 33 sayısını, “Nevskaya Zvezda” gazetesinin 14 sayısını ve “Pravda” gazetesinin 53 sayısını yayınladılar. Toplam 100 sayı.
21’e karşı 100.
Rusya’da Tasfiyecilerle Parti arasındaki güç dengesi budur. Gazeteler üzerine olgular aleni olgulardır; herkesin önünde kanıtlanabilir ve kontrol edilebilir.
Gazete satışı ne durumdadır? Letonyalılar Tasfiyecilerin 30.000 adet sattığını iddia ediyorlar. Bunun abartılı olmadığını varsayalım. Anti-Tasfiyecilerin gazeteleri hakkında Başkanlığa, Haase yoldaş ve diğer üyelerin gördükleri bir kişi tarafından 60.000 rakamı söylenmiştir. Bu oran, Tasfiyecilerin etkisini Parti'ninkine kıyasla
1:10 oranına indirgiyor. Satış raporları yayınlanmamış ve abartılı görülebilecek olsa da, başka, daha önemli, daha inandırıcı raporlar yayınlanmıştır.
Bunlar, Tasfiyecilerin ve Parti'nin Rusya’da işçi kitleleriyle bağı üzerine raporlardır.
RUSYA’DA TASFİYECİLERİN VE PARTİ'NİN İŞÇİ KİTLELERİYLE BA⁄I ÜZERİNE AÇIK, SINANABİLİR VERİLER
Gazete sayılarının miktarı ve tiraj üzerine veriler, Parti'nin Tasfiyecilere üstünlüğünü henüz tam olarak kanıtlamıyor. Küçük liberal entelektüel grupları da gazete çıkarabilir. “İşçi dostu” ya da hatta radikal renkli her liberal gazete bile Rusya’da daima çok okur bulacaktır. İşçilerin dışında hem liberaller hem de küçük-burjuva demokratlar onu okuyacaktır.
Fakat Rusya’da Tasfiyecilerin ve Parti'nin işçi kitleleriyle bağını çok daha basit ve berrak bir şekilde kanıtlayan olgular var.
Bunlar, işçi basınının çıkmasına yardımcı olan parasal kaynaklar üzerine verilerdir.
Rusya’da öteden beri, bir günlük işçi gazetesi çıkarmak üzere kaynak toplamak için işçiler arasında ajitasyon yapılır. Böyle bir gaze
te olmadan seçimlere katılmanın neredeyse hayal olduğu herkes için anlaşılırdı. Bir günlük gazete, seçim kampanyasının ana aracıdır, Marksist bir kitle ajitasyonu için ana araçtır.
Bu gazete için para nereden bulunacak?
İşçiler arasında bağışlar düzenlenmeli. Bu bağışlar bir fon oluşturacak ve şu ya da bu grubun bağlarının gücünü kanıtlayacak, onun prestijini, işçilerin ona güvenini, proleter kitleler üzerindeki gerçek etkisini gösterecektir.
Ve sonunda bu günlük işçi gazetesi için bağışlar, Petersburg’da 1912 yılı başında açıldı. 1 Ocak’tan 30 Haziran’a kadar yarım yıl, yeterli bir süredir. Toplanan bağışlar üzerine veriler, yukarıda adı geçen gerek Tasfiyeci gerek anti-Tasfiyeci bütün gazetelerde eksiksiz yayınlanacaktır.
Yarım yıl için bu verilerin sonucu, Rusya’da Tasfiyecilerle Partinin güç dengesi sorusuna aleni, tam, objektif, kesin yanıt için en iyi malzemedir. Bu yüzden ekte, yukarıda adı geçen beş gazetenin hepsinde günlük işçi gazetesi için bağışlar üzerine yarım yıllık bütün hesapların tam çevirisini verdik.
Şimdi burada bu verilerin sonucunu veriyoruz.
Yarım yıl için anti-Tasfiyeci gazetelerde, işçi gruplarının 504 para bağışı üzerine raporlar yayınlandı, bunlar, bağışı toplayan işçi grubunun adının doğrudan verildiği türde bağışlardır. Bu bağışlar 50 Rus kentinde ve fabrika yöresinde düzenlendi.
1 Ocak’tan 30 Haziran 1912’ye kadarki aynı yarı yıl için Tasfiyeci gazetelerde, işçi gruplarının on beş para bağışı üzerine raporlar yayınlandı. Bu bağışlar beş Rus kentinde düzenlendi.*
Eksiksiz raporlar bunlardır.
1 Ocak’tan 30 Haziran 1912’ye dek işçi gruplarının bir günlük
* Tasfiyecilerin dedikodusuna rağmen, 12.000 Markı geçen tam da bu bağışlar ve Alman yoldaşların önceki yardımı, Rusya’da sosyal-demokrat basınımızın temel fonunu oluşturdu. Yarım yıl içinde çeşitli sosyal-demokrat gazetelerde para bağışları üzerine tüm hesap verme raporlarının metinde değinilen tam çevirisi Başkanlığa, Kontrol Komisyonu’na ve Bebel’e gönderilmiştir.
işçi gazetesi için para bağışları
Tasfiyecianti-Tasfiyeci
gazetelerdegazetelerde
Ocak 0 14
Şubat 0 18
Mart 7 76
Nisan 8 227
Mayıs 0 135
Haziran 0 34
15 504
Aynı şey Rusya’nın ana reyonlarına göre
Petersburg 10 415
Güney Rusya 1 51
Moskova 2 13
Kuzey ve Batı Rusya 1 12
Kafkasya, Sibirya, Finlandiya 1 7
Ural ve Volga 0 6
15 504
Parti'ye karşı yarım yıllık bir mücadeleden sonra Tasfiyeciler top-yekûn yenildiler.
Tasfiyeciler, Rusya sosyal-demokrat işçi hareketinde tam bir sıfır oluştururlar. Bunu, herkesin kontrol edebileceği yukarıdaki veriler kanıtlıyor. Bunlar, Troçki’nin ve Tasfiyecilerin böbürlenmelerine rağmen, Rusya’da yayınlanmış, tüm bir yarım yılı kapsayan olgulardır.
Troçki’nin, “Jivoye Dyelo”nun çalışanı olduğunu belirtmek gerekir. Ayrıca bizzat Letonyalılar 24 Haziran tarihli yazıda, –aralarında Troçki, Menşevik “Golos”, “Jivoye Dyelo” ve “Nevski Golos” gazeteleri yöneticilerinin bulunduğu– toplam altı grubun Organizasyon Ko
182 Rusya Sosyal-Demokrat İşçi Partisi'nde Mevcut Durum Üzerine
mitesi denen şeyi oluşturduğunu itiraf ettiler. Bu yüzden verilerimiz, yalnızca Tasfiyecilerin değil, aynı zamanda büyüklük taslayan yurtdışındaki bütün dostlarının da, Rusya’da sosyal-demokrat işçi hareketinde kocaman bir sıfır oluşturduklarını kanıtlıyor.
Rusya’da otuz işçi grubundan ortalama olarak yalnızca bir işçi grubu onlardan yanadır.
Petersburg’daki tüm sosyal-demokrat gazetelerin adreslerini ve çıkış günlerini veriyoruz.
Tasfiyeciler
“Jivoye Dyelo”.ZPetersburg, Gr. Moskovskaya 16.ZBirinci sayı: 20 Ocak 1912; on altıncı ve son sayı: 28 Nisan 1912.Z(Kapandı.)
“Nevski Golos”.ZPetersburg, Kolokolnaya 3.ZNo. 1: 20 Mayıs 1912; No. 5: 28 Haziran 1912.Z(Bugüne, 29 Temmuz 1912’ye dek varlığını sürdürüyor.)
Anti-Tasfiyeciler
“Zvezda”.ZPetersburg, Razyeshaya 10, Ev 14.ZNo. 1 (37): 6 Ocak 1912; No. 33 (69): 22 Nisan 1912.Z(Kapandı.)
“Nevskaya Zvezda”.ZPetersburg, Nikolayevskaya 33, Ev 57. (No. 1: 26 Şubat 1912); No. 2: 3 Mayıs 1912; No. 14: 24 Haziran 1912.Z(Bugüne dek varlığını sürdürüyor.)
“Pravda”.ZPetersburg, Nikolayevskaya 18, Ev 37.ZNo. 1: 22 Nisan 1912; No. 53: 30 Haziran 1912.Z(Bugüne dek varlığını sürdürüyor.)
SONUÇLAR
Rusya Sosyal-Demokrat İşçi Partisi’nin önümüzdeki Duma seçimlerine adayları, görüşlerine ve akımlarına bakmaksızın Parti'nin yerel örgütleri tarafından atanacaktır. Sosyal-demokrat işçilerin azınlığı her yerde çoğunluğa uymak zorunda kalacaktır.
Yalnızca yurtdışındaki yoldaşları ürkütmeye ve para pompalamaya yarayan kötü ünlü çifte adaylıklar düpedüz saçmadır.
Bir tek, kötü ünlü on “akım”ın on kat adaylıkla korkutması ve her aday için yabancılardan parasal kaynak istemesi eksikti.
Çifte adaylıklar olmayacaktır. Tasfiyeciler çifte adaylık koyamayacak kadar güçsüzdür. Parti'ye sırt çevirmiş bir avuç Tasfiyeciyle görüşmeye yokuz. Ne Rusya’daki Merkez Komitesine de yerel örgütler Tasfiyecileri ciddiye almıyorlar. Örneğin Petersburg’daki son olaylara bakalım. Tasfiyeciler “Nevski Golos” gazetesinde (No. 6), Petersburg’da kendileriyle (Tasfiyecilerle) seçim kampanyasının yönetimi nedeniyle görüşmeler yapıldığını duyurdular. Hem “Nevskaya Zvezda” (No. 16, 10 Temmuz) ve hem de “Pravda” (No. 61, 23 Temmuz), görüşmelere temsilcilerini göndermediklerini açıkladılar; ayrıca görüşmelere katılanlardan biri “Nevskaya Zvezda”da, tüm Rusya’da işçilerin, RSDİP Ocak Konferansı'nın kararlarını uygulayacaklarını açıkladı.
Tasfiyecileri kastederek şu açıklamayı yaptı: “Çeşitli akımların sosyal-demokrat seçim kampanyasında birleştirilmesi tümüyle olanaksızdır” (“Nevskaya Zvezda”, No. 16, 8 [21] Temmuz 1912).
Dünyadaki hiçbir para yardımı Tasfiyecilere Rus işçilerinin sempatisini kazandırmayacaktır. Fakat elbette ki, Başkanlığın paraları karşılığında çeşitli yerlerde hayali çifte adaylıklar koymak mümkündür. Bu durumda, fiilen Alman Başkanlığı’nın adaylıkları olacak olan bu tür adaylıkların sorumluluğu da Başkanlığın sırtına binecektir. Tasfiyecilere teslim edilen paralar, günlük gazeteye sahip olmayan Tasfiyecilerin rakip organ kurmalarına yarayacaktır. Bu paralar, yıllar süren bir mücadele içinde sıfırlıklarını kanıtlamış olanlar tarafından kopuşun gerçekleştirilmesi için kullanılacaktır. Paralar, yeni bir partinin kurulması için seyahatlerde vs. kullanılacaktır. Eğer Başkanlık şimdi Tasfiyecilere şu ya da bu biçimde yardım etmek istiyorsa, o zaman bu durum, kardeş Alman partisine tüm saygımıza rağmen bizi Enternasyonal’e çağrı yapmaya zorlayacaktır. O zaman Uluslararası Viyana Kongresi'ne,[86] Başkanlığın para yardımıyla bizdeki bölünmeyi teşvik etmeye, çifte adaylıkları hayata geçirmeye ve
184 Rusya Sosyal-Demokrat İşçi Partisi'nde Mevcut Durum Üzerine
yenilmiş Tasfiyecileri, bu kadavraları, galvanize etmeye hazır olduğunu açıkladığını belgelere dayanarak kanıtlayacağız. Alman yoldaşlar Rusya Sosyal-Demokrat İşçi Partisi’ne yardım etmek istiyorlarsa, paraları yeni bir parti kuranlara değil, eski Parti'nin Merkez Komitesi'ne teslim etmelidirler.
Rusya Sosyal-Demokrat İşçi Partisi Merkez Komitesi *
Başkanlık, amaçlanan görüşmeyi iptal ettikten sonra, “bize (Başkanlığa), parayı kabul etmek ve dağıtmakla görevlendirilecek, herkesin güvenine sahip, herkes tarafından birlikte bir makam gösterilmedikçe, seçim mücadelesi için Rusya’daki Parti gruplarından birine para gönderecek durumda olmadığı”nı bildirdi.
Başkanlığın bu sözümona yansızlığı, gerçekte, yurtdışındaki grupçukların ve Tasfiyecilerin “Konferans”ının iftiralarına maruz kalması nedeniyle, Rusya’daki işçi partisini desteklemekten vazgeçmesi anlamına geliyor.
Yukarıdaki ifadelere ek olarak şunu eklemeyi görev sayıyoruz.
Marksizmin ruhuna uygun yönetilen legal çıkan Rus gazeteleri, şu anda Rus sosyal-demokrat işçilerinin, Parti'nin ajitasyon çalışmasıyla bağıntısı içinde en önemli açık tercümanlarıdır. Yurtdışında yayınlanan, Rusya için legal olmayan gazeteler, hareketin teorik olarak aydınlatılması için ilkesel önemleri hiç kuşkusuz olağanüstü büyük de olsa, işin gereği icabı yukarıdakilerle aynı öneme sahip olma iddiasında bulunamazlar. Bu tür gazetelerin yurtdışındaki küçük, dağınık Rus göçmen grupları tarafından ne kadar kolay ve zaman zaman ne kadar düşüncesizce kurulduğu biliniyor; bu gazeteler acıklı varlıklarını bu tür gruplar içinde sürdürürler ve neredeyse hiçbir zaman Rus Parti üyelerinin eline geçmezler. Bu yüzden onlara, işin gereği icabı, Rusya’daki Parti yaşamı için herhangi bir kayda değer önem biçilmez.
Anti-Tasfiyeci gazetelerin yarım yıl (Ocak–Haziran 1912) süren mücadelesinden sonra, Tasfiyecilerin tek organı “Nevski Golos”tur (Neva’nın Sesi). Politik organ olarak bu gazete neredeyse kapanmıştır; bir buçuk ay sürecinde (Haziran’dan Ağustos ortasına dek) sadece iki sayı (6 ve 7) çıkmıştır. Böyle bir gazetenin, eğer yaşam gücünü işçilerle sıkı bağından almıyorsa, Rusya’da tüm işçi gazetelerine ve oldukça ılımlı birçok liberal gazeteye karşı da şiddetli polis takibiyle başa çıkamayacağı açıktır.
Büyük politik erimli ve doğrudan aktüel önemde böylesi işçi gazeteleri olarak şu anda haftalık dergi “Nevskaya Zvezda” (Neva Yıldızı) ve günlük gazete “Pravda” (Gerçek) çıkıyor. Gazetelerin ikisi de Petersburg’da yayınlanıyor; bunlar Letonyalı sosyal-demokratlar arasındaki politik hasımlarımız tarafından küçümseyici bir nitelemeyle, “Leninci Grup”un organları olarak bir kenara atılıyor. Her zaman açıkça kontrol edilebilecek olan yukarıda sunulmuş objektifolgulardan, Alman yoldaşlarımız için bu “Leninci Grup”un gerçekte, Rus sosyal-demokrat işçilerinin ezici çoğunluğunu kapsadığı açıkça anlaşılır olmalı.
Bu yüzden, Tasfiyecilerin ve onlarla dost grup ve grupçukların arasından sızan haberlerin, en ufak bir güvenilirlik iddiasında bulunamamaları gerektiği sanırız anlaşılıdır. Bu tür bütün çevrelerin ve onlarla birlikte Rus hareketiyle doğrudan hiçbir bağa sahip olmayan Yahudi (Bund) ve Letonyalı sosyal-demokratların, bütün “akımlar”ın çağrılmış ya da güya çağrılacak olan bir Tüm-Rusya Konferansı üzerine yaydıkları söylentilerin tamamen uydurma olduğu görülüyor. Yapılacak olsa bile böyle bir konferans, Rus proletaryasının mücadelesinde herhangi bir gerçek öneme sahip değildir. Şu sert sözcüğü istemeden kullanmak gerekirse, burada aslında bir dolandırıcılık sözkonusudur.
Alman Partisi'nden yoldaşlarımıza hiç kuşkusuz ciddi politik etkiye sahip sözkonusu gerçekleri daha iyi aydınlatmak amacıyla, son olarak, Tasfiyecilerin liderlerinden biri olan Akselrod’un, aylık dergi “Naşa Zarya”nın (Şafağımız) son sayısında yayınlanan makalesinden bazı açıklamaları buraya alıyoruz.
Akselrod şöyle yazıyor:
“Hiçbir fraksiyona ait olmayan bir organın olabilirliği düşüncesi şimdi hâlâ bir ütopya, hem de Parti'nin politik gelişiminin çıkarlarına ters düşen bir ütopya olarak görünüyor… Sıkı örgütsel biçimlere varmış fraksiyonlarımız olmadığı söylenebilir. Onların yerine, sadece çok azının kesin politik, taktik ve örgütsel görüşlerinde ısrar eden, diğerlerinin ise hedefsizce ortalıkta dolaştığı ve yalnızca diğerlerinin önünde engel oluşturduğu çeşitli küçük çevre ve grupçuklar var… Anlaşmazlıkların merkezi ve ana kaynağı, çeşitli Parti çevrelerinin yeni açık sosyal-demokrat Rus işçi hareketine ilişkin farklı tutumlarından ve Rus sosyal-demokrasisinin en yakın politik görevleri ve politik taktikleri üzerine önemli görüş ayrılıklarından kaynaklanıyor. Bu türden sorunlar tam da şimdi özellikle dolaysız ve yakıcı bir önem kazanıyor. Ve tam da burada Rus sosyal-demokrasisi iki büyük kampa bölünmüştür. Ortaya şu soru çıkıyor: Petersburg’daki bazı işçiler ve yurtdışındaki çok sayıda entelektüel tarafından tasarlanan işçi gazetesi, iki karşıt kamp arasında gerçekten yansız bir tavır nasıl alabilir? Sadece prensipte de olsa böyle bir tavır caiz midir? Besbelli ki, değildir! … Parti içindeki bu durum karşısında, tek kurtuluş çaresi olarak her türlü fraksiyonel bölünmenin ortadan kaldırılmasından söz edilirse, Rus sosyal-demokrasisi içindeki gerçek durum hakkında insan kendi kendisini ve başkalarını kandırmış olur … Sağlam bir fraksiyonun oluşturulması, bir Parti reformunun ya da daha doğrusu bir Parti devriminin yandaşlarının doğrudan yükümlülüğü ve acil görevi olarak görünüyor.” Son sözlerle Akselrod Tasfiyecileri kastediyor… Alman Parti-si'nden yoldaşlarımıza, eğer kendilerine kimi yerlerden, “fraksiyonsuzluk” ve –Tasfiyecilerin katılımıyla– fraksiyonsuz konferans üzerine bir şeyler anlatılırsa, yönlerini daha iyi saptayabilmek için, Akselrod’un adı geçen makalesinin tamamının çevirisini Alman sosyal-demokrat basını için talep etmelerini öğütlüyoruz. Böylece bazı masalların masal olduğu görülecek ve böyle değerlendirilecektir.
Rusya Sosyal-Demokrat İşçi Partisi Merkez Organı: “Sosyal-Demokrat” Yazı Kurulu
Ağustos (Temmuz) 1912.