Header Ads

Header ADS

BOLŞEVİK PARTİSİ ÜYELERİNE MEKTUP - Nisan tezleri

Lenin
YOLDAŞLAR! 18 ekim çarşamba günkü Petersburg gazetelerini henüz elde edemedim. Kamenev ve Zinovyev'in imzalarını taşıyan, partimize yabancı bir gazetede Novaya Jizn'de yayınlanan belgenin tam metni telefonla bana iletildiği zaman, öğrendiğim şeye ilkin inanmak istemedim; ama kuşkulanmam olanaksızdı ve bu mektubu, perşembe akşamı ya da cuma sabahı ellerine geçebilecek bir şekilde parti üyelerine göndermek fırsatından yararlanmak zorunda görüyorum kendimi, çünkü grev kırıcılarının bu kadar rezilce, akıl almaz bu davranışı karşısında susmak bir cinayet olacaktı. 


Pratik bir sorun ne kadar ciddiyse, grev kırıcısı olarak [sayfa 235] hareket edenler ne kadar sorumlu ve "ünlü" kişilerse, bunların hareketi o ölçüde tehlikeli olur ve o ölçüde enerjik olarak bu grev kırıcıları defedilmelidirler, ve bunlar "saygın kişiler"dirler diye duraksama göstermek, aynı ölçüde bağışlanmaz bir yanılgı olur. 

Düşününüz bir kez, partinin eylülden beri ayaklanma sorununu incelemekte olduğunu militanlar bilmektedirler. Adı geçen bu iki kişi tarafından herhangi bir mektubun ya da belgenin kaleme alındığından söz edildiğini kimse işitmemiştir. Ve bir de bakıyoruz ki, Sovyetler Kongresinin hemen hemen öngününde iki ünlü bolşevik, çoğunluğa karşı -besbelli ki bu böyledir- Merkez Komitesi çoğunluğuna karşı dikiliyorlar. Bu, açıkça söylenmiyor, ama söylenmemesi daha da kötü; çünkü ima ile konuşmak daha da tehlikeli bir şey. 


Kamenev ve Zinovyev'in imzalamış oldukları metin, Merkez Komitesine karşı çıktıklarını açıkça belli etmektedir; yoksa bildirileri bir anlam taşımazdı. Merkez Komitesinin hangi kararına karşı çıkmaktadırlar? Bildiride söylenmiyor. 

Niçin? 

Nedeni açık: çünkü Merkez Komitesi kararını yayınlamış değildir. 

Bundan ne sonuç çıkar? 

İki "saygın bolşevik", en nazik bir an olan 20 ekim gününün eşiğinde, partiye y a b a n c ı basında, daha doğrusu, bu sıra burjuvaziyle el ele işçi partisine karşı yürümekte olan bir gazetede, partinin yönetici merkezinin yayınlanmamış bir kararına saldırıyor. 

Ama bu, bir Plehanov'un 1906-1907'de partiye yabancı olan basındaki bütün müdahalelerinden, partinin o kadar şiddetle mahkûm etmiş olduğu müdahalelerden bin kez daha alçakça, m i l y o n k e z d a h a z a r a r l ı bir şey. O sıralarda söz konusu olan seçimlerdi, şimdi ise iktidarın ele geçirilmesi için ayaklanma söz konusudur.

Ve işte böyle bir sorunda, partinin yönetici merkezi tarafından alınan karardan sonra yayınlanmamış yayınlanmayan bu karara, partiye yabancı olan bir gazetede Rodziyankoların ve Kerenskilerin önünde meydan okunmaktadır. Bundan daha haince bir grev kırıcı, bozguncu davranışı düşünülebilir mi? 

Eğer bu eski yoldaşlarla olan eski sıkı ilişkilerimden ötürü onları suçlamakta duraksama gösterseydim, kendimi onursuz olarak kabul ederdim. Ben, kendilerini, açıkça artık yoldaş saymadığımı söylüyorum ve bunların partiden kovulmaları için Merkez Komitesinde ve kongrede olanca gücümle savaşacağım. 

Çünkü, yaşamın gittikçe daha sık olarak ayaklanmayla yüz yüze getirdiği bir işçi partisinin, yönetici merkezinin yayınlanmamış kararları, kabul edildikten sonra, partiye yabancı olan basında eleştiriliyorsa ve böylelikle parti militanları arasında şaşkınlık ve kararsızlık yaratılıyorsa, o parti, ayaklanma gibi çetin bir görevi başaracak durumda değildir. 

Bay Zinovyev ile Bay Kamenev varsınlar Kurucu Meclisten alınma on kadar yönünü şaşırmışla ya da Kurucu Meclis adayıyla kendi partilerini kursunlar. İşçiler böyle bir partiye girmeyeceklerdir, çünkü partinin birinci sloganı şöyle olacaktır: 

"Merkez Komitesinin genel toplantısında kesin savaşa girişme sorununda yenilgiye uğramış olan Merkez Komitesi üyelerinin, partiye yabancı olan basında partinin yayınlanmamış kararlarına saldırma yetkileri vardır." 

Varsınlar bu modele uygun olarak kendi partilerini kursunlar; bizim bolşevik işçi partimiz bundan ancak kazançlı çıkar. 

Bütün belgeler yayınlandığı zaman, Kamenev ve Zinovyev'in grev bozguncusu olarak tutumları daha da açık olarak ortaya çıkacaktır. O zamana kadar işçiler kendi kendilerine [sayfa 237] şu soruyu sorsunlar 

"Diyelim ki, Bütün Rusya Sendikalar Konseyi bir ay tartıştıktan sonra, %80'i aşan bir çoğunlukla bir grev hazırlamanın gerekli olduğuna, ama grevin tarihini ya da bu konuyla ilgili herhangi bir şeyi yayınlamamaya karar vermiş olsun. Diyelim ki, konseyin iki üyesi karar alındıktan sonra, "kişisel görüşlerini" yineleyerek, kararın yeniden gözden geçirilmesi için yerel gruplara yazmakla yetinmesinler, ama partiye yabancı gazetelere de mektuplarının bir suretini versinler. Ve en sonu diyelim ki, bunlar, bizzat partiye yabancı olan basında, henüz yayınlanmadığı halde alınmış olan karara saldırsınlar; diyelim ki, kapitalistlerin önünde grevi kötülemeye girişsinler. 

"İşçiler böyle grev kırıcılarını kendi çevrelerinden kovmakta duraksıyorlar mıydı?" 

AYAKLANMA sorununa gelince, 20 ekime bu kadar yakınken, sarıların, yabancı basındaki hareketinin ne kadar zararlı olduğu konusunda bu kadar uzaktan hüküm veremem. Hiç kuşku yok ki, pratik yönden zarar pek büyüktür. Bunu onarabilmek için her şeyden önce grev bozguncularını kovarak, bolşevik cephenin birliğini yeniden kurmak gerekir. 

Ayaklanmaya karşı ileri sürülen ideolojik kanıtların zayıflığı, bunları gün ışığına çıkardığımız ölçüde belli olacaktır. Şu son günlerde Raboçi Put gazetesine bu konuyla ilgili bir yazı gönderdim, eğer gazetenin yazı kurulu bunun yayınlanmasına olanak görmüyorsa, parti üyeleri herhalde el yazısını okuyacaklardır. 

Eğer bunlara kanıt denebilirse, bu "ideolojik" kanıtlar ikiye indirgenebilir: birincisi, Kurucu Meclisin "beklenmesi". Bekleyiniz bakalım, belki de beklemekle bir şeye varırsınız, işte hepsi bu. Belki de açlığa karşın, iktisadî kargaşalığa karşın, sabrının sonuna gelmiş askerlere karşın, [sayfa 238] Rodziyanko'nun Petrograd'ı Almanlara teslim etme hazırlıklarına karşın (ve lokavtlara da karşın) bekleyerek gene de bir yere varılır. 

"Belki, umudumuzu yitirmeyelim." İşte ileri sürdükleri kanıtların gücü bu kadar. 

İkincisi, göze batan bir kötümserlik. Burjuvaların ve Kerenski'nin bütün işleri yolunda, bizde ise her şey kötü gidiyor. Kapitalistler iyi hazırlanmışlardır, işçiler ise kötü durumdadırlar. Askerî durum hakkında "kötümserler" avazları çıktığı kadar haykırıyorlar, "iyimserler" ise susuyorlar, kimse, grev kırıcılarından başka, Rodziyanko ve Kerenski önünde, gelişigüzel, bir şeyi açığa vurmakla gönül eğlendirme durumuna düşmüyor. 

Zor günler. Görev ağır. İhanet vahim. 

Ama her şeye karşın sorun çözüme bağlanacaktır, işçiler saflarını sıklaştıracaklar, köylü ayaklanması ve cephedeki askerlerin aşırı sabırsızlığı etkisini gösterecektir. Safları sıklaştıralım, proletarya zafer kazanmalıdır. 

18 (31) Ekim 1917'de yazıldı. 
4 Kasım 1927'de Pravda 

n° 182'de yayımlandı. 


MERKEZ KOMİTESİ ÜYELERİNE MEKTUP

Blogger tarafından desteklenmektedir.