MACH VE AVENARİUS'UN TEKBENCİLİĞİ
Daha önce gördük ki, özne! idealizm, ampiryokritikçi felsefenin çıkış noktası ve temel öncülüdür. Dünya bizim duyu-mumuzdur, "öğe" gibi, "bağımsız dizi" "düzenleme" ya da "introjection" teorileri gibi küçük küçük sözcüklerin yardımıyla, hiç bir şey değiştirilememeksizin törpülenmeye çalışılan temel öncül budur işte. Bu felsefenin saçmalığı, tekbenciliğe, felsefe yapan bireyin varlığından başka bir şeyi tanımamaya varmasındadır. Ama bizim Rus mahçıları, okurları nı, Mach'a yöneltilen "idealizm, hatta tekbencilik suçlamasının "aşırı bir öznelcilik" olduğu konusunda inandırmaya çalışıyorlar. Bogdanov'un Duyumların Tahlili'nin Rusça çevirisinin önsözünde (s. xi) dediği de budur, ondan sonra bütün Mach takımının, çok çeşitli tonlarda yineledikleri de [sayfa 94] budur.
Kendi tekbenciliklerini gizlemek için Mach ve Avenarius'-un kullandıkları yöntemleri inceledikten sonra, şunu eklemek zorundayız: iddiaların "aşırı öznelciliği" baştan aşağı Bog-danov ve ortaklarının işidir, çünkü, en değişik akımların felsefi yazındaki yazarları, uzun süreden beri Mach öğretisinin büyük günahını, bütün kılıkları altından çıkarıp açıklamışlardır. Biz, mahçılanmızın bilisizliğinin "öznelliğini" yeterince ortaya koyan görüşleri sıralamakla yetinelim. Bununla ilgili olarak şunu da belirtelim ki, meslekten filozofların hemen hemen hepsi idealizmin değişik çeşitlerine yakınlık duyarlar: İdealizm, onların gözünde, bizim, biz marksistlerin gözünde olduğu gibi bir kınama nedeni değildir; ama Mach'ın felsefe eğiliminin gerçekte idealist olduğunu saptayarak, idealist bir sisteme, kendilerince daha tutarlı olan başka bir idealist sistemle karşı çıkıyorlar.
O. Ewald, Avenarius'un öğretisinin tahliline ayırdığı kitabında şöyle yazıyor: "Ampiryokritisizmin yaratıcısı volens nolens* [* İster istemez. - ç.] kendini tekbenciliğe mahkûm ediyor." (Loc. cit., s. 61-62.)
Mach'ın Erkenntnis und lrrtum'a yazdığı önsözde kendisi ile dayanışmasını özellikle belirttiği öğrencisi Hans Kleinpeter diyor ki: "Mach, bize, bilgibilimsel idealizmin doğa bilimlerinin istemleriyle bağdaşırlığının bir örneğini sunuyor [seçmecilere göre her şey "bağdaşabilir"!], öyle bir örnek ki, o, doğa bilimlerinin tekbencilikte durup kalmaksızın pekala tekbenciliği hareket noktası olarak alabileceğini göstermektedir." (Archiv für Systematische Philosophie,[25] c. VI, 1900, s. 87.)
E. Lucka, Mach'ın Duyumların Tahlili'ni incelerken şöyle diyor: "Bu yanlış anlaşılma (Missvevständnis) bir yana bırakılırsa, Mach salt idealizm alanında yer alır. ... Mach'ın neden Berkeley'in bir öğretilisi olmaya karşı savunmaya [sayfa 95] geçtiğini bir türlü anlayamıyoruz." (Kant-Studien,[26] c. VIII, 1903, s. 416, 417.)
Mach'ın yukarda değinilen önsözde desteklediğini söylediği (Erkenntnis und Irrtum, 1806, Önsöz, s. x, Mach'ın daha önceleri sandığından daha yakın "fikir akrabalığı") en gerici kantçılardan biri W. Jerusalem şöyle diyor: "Tutarlı görüngücülük (phénoménalisme) tekbenciliğe varır." – Kant'tan da bir şey almak gerek elbette! (Bkz: Der kritische Idealismus und die reine Logik, 1905, s. 26.)
R. Hönigswald: "... Içkinciler için ve ampiryokritikçiler için seçenek şudur: ya tekbencilik ya Fichte, Scbelling ya da Hegel'in metafiziği." (Über die Lehre Humes von der Realität der Aussendinge, 1904, s. 68.)
İngiliz fizikçisi Oliver Lodge, materyalist Haeckel'i sert bir dille azarladığı yapıtında, sanki herkesçe bilinen bir şeymiş gibi "Mach ve Pearson gibi tekbenciler"den sözederek geçiyor. (Sir Oliver Lodge, la Vie et la Matiére, Paris 1907, s. 15.)
İngiliz doğacılarının organı Nature[27] dergisi, geometri-ci E. T. Dickson'ın ağzından mahçı Pearson hakkında çok belirgin bir görüş açıkladı, bu görüş, yeniliği dolayısıyla değil, ama Rus mahçılarımn Mach'ın felsefi karışıklıklarını "doğa bilimleri felsefesi" olarak safça benimsedikleri için aktarılmaya değer. (A. Bogdanov, Duyumların Tahlili'ne önsöz, s. xii, vd..)
"Pearson'ın bütün kitabının temeli, diye yazıyor Dickson, duyumlarımızdan başka bir şeyi doğrudan tanıyamadığımıza göre, öyleyse, bizim yaygın olarak sözünü ettiğimiz nesnel ya da bizim dışımızda olan ya da bunların çeşitlemeleri olan şeyler, duyu izlenimleri grupları ve böyle grupların sıralanışlarından başka bir şey değildir, şeklindeki önermedir. Profesör Pearson, bununla birlikte, kendisininkinden başka bilinçlerin varlığını kabul ediyor, bunu, yalnızca kitabını onlara sunarak yapmakla kalmıyor, ama kitabının birçok bölümlerinde [sayfa 96] açık seçik bir biçimde de kabul ediyor." Pearson, andırışma yoluyla, başka insanların bedensel hareketlerini gözlemleme yoluyla, bilincin varlığım çıkarsıyor: ve başkalarının bilinci gerçek olduğuna göre, benim dışımdaki başka insanların varlığını da kabul etmek gerekir! "Kuşkusuz, yalnız dış şeylerin değil, bütün öteki bilincin de gerçek olmadığını ve ancak onun imgeleminde varolduğunu ileri süren tutarlı bir idealisti böyle çürütmek olanaksızdı; ama başka bilinçlerin gerçekliğini kabul etmek onların farkında oluşumuzu sağlayan, insan bedenlerinin dış görünümü olan araçların gerçekliğini kabul etmek demektir." Bu çıkmazdan tek çıkış yolu, o da, bizim dışımızda, bizim duyu izlenimlerimize karşılık olan bir nesnel gerçek "varsayımı"nı kabul etmektir. Bu varsayım duyu izlenimlerimizin doyurucu bir açıklamasını sağlar. "Profesör Pearson'ın herkes gibi buna İnandığı yolunda ciddi bir kuşku duyamam. Ancak eğer böyle bir şeyi kesinlikle kabul etmek zorunda kalsaydı, The Grammar of Science kitabının hemen hemen bütün sayfalarını yeniden yazması gerekirdi."
Mach'ın hayranlık uyandıran idealist felsefesi, görüldüğü gibi, bilginler tarafından ancak alayla karşılanmaktadır.
Bitirirken bir de Alman fizikçisi L. Boltzmann'ın değerlendirmesinden sözedelim. Mahçılar, belki de, daha önce Friedrich Adler'in de dediği gibi, bu fizikçinin eski okuldan olduğunu söyleyeceklerdir. Ama şimdi sözkonusu olan fizik teorileri değil, felsefenin en bellibaşlı bir sorunudur. Boltzmann "yeni bilgibilimsel dogmalarla gözleri kamaşanlara" karşı şöyle yazıyor: "Ancak duyuların dolaysız algılarından çıkartabileceğimiz bilgilere karşı güvensizlik, eski saf inanışa taban tabana karşıt bir aşırı uca vardı. Deniliyor ki, yalnız duyulabilen algılar bize verilmiştir ve bir ‘adım daha ileri gitmeye hakkımız yoktur. Ama bu sözleri benimseyenler tutarlı olsalardı, hemen bunun ardından gelen soruyu sormaları gerekirdi: bizim kendi dünkü duyu algılarımız da [sayfa 97] verilmiş midir? Bize doğrudan verilmiş olan, sadece duyu algıları dediğimiz şey, ya da sadece düşünce dediğimiz, yani bulunduğumuz anda düşünmekte olduğumuz şeydir. O halde, tutarlı olmak için yalnız kendi öz Ben'i dışında bütün insanlığın varlığını değil, ama aynı zamanda geçmiş bütün kavramların varlığını da yadsımak gerekirdi."
Bu fizikçi, haklı olarak, Mach ve ortaklarının "yeni" "görüngüsel" görüşünü, felsefede, öznel idealizmi yeniden canlandıran eski bir saçmalık olarak alaya alıyor.
Hayır, Mach'ın en temel yanılgısının tekbencilik olduğunu "farkedemeyenler", "öznel" körlükle malal olanlardır.
İKİNCİ BÖLÜM. — Ampiryokritisizmin ve Diyalektik Materyalizmin Bilgi Teorisi II
1. "Kendinde-Şey" ya da V. Çernov, Friedrich Engels'i Çürütüyor
İKİNCİ BÖLÜM. — Ampiryokritisizmin ve Diyalektik Materyalizmin Bilgi Teorisi II
1. "Kendinde-Şey" ya da V. Çernov, Friedrich Engels'i Çürütüyor