Header Ads

Header ADS

YENİ BELGELER - Marks

Londra, Salı, 10 Ocak 1854

Kamuoyuna duyurulan büyük diplomatik belgeler yığınına, son olarak, 12 Aralık tarihini taşıyan ve dörtlerin İstanbul’daki elçileri tarafından Babıâliye ortaklaşa sunulan Dört Devletin notası143 ve Fransa’nın diplomatik temsilcilerine Drouyn de l’Huys’un Paris’ten gönderdiği 30 Aralık tarihli genelge de katılmış bulunuyor. Notayı okuyunca, Babıâlinin notayı kabul ettiği haberinin öğrenilmesi ardından İstanbul’u etkisi altına alan müthiş kışkırtmaların, ayın 2 Tindeki başkaldırma girişiminin ve Türk hükümetinin, savaş harekatının yenilenen barış görüşmeleriyle kesintiye uğratılamayacağını ya da bu görüşmelerin savaşa müdahale edemeyeceğini ciddi olarak açıklama gereğini duymasının nedeni daha iyi anlaşılıyor. Sinop’taki hain ve sinsi kasaplığa ilişkin haberlerin İstanbul’a ulaşmasından ve tüm Osmanlı imparatorluğunda müthiş bir intikam feryadına yolaçmasından yalnızca dokuz gün sonra, dörtler, sükunetle, Babıâliyi çarla görüşmeye çağırıyorlar, Büyük Britanya ile Fransa’nın elçileri de zorluyor. Bütün eski anlaşmaların yenilenmesi sultanın hıristiyan uyruklara verdiği dinsel ayrıcalıklara ilişkin fermanlara dörtlerin herbirine ve sonuç olarak çara verilecek yeni güvencelerin eşlik etmesi; silah bırakımını sağlamak üzere Babıâlinin tam yetkili bir temsilci görevlendirmesi; Rusya’nın Kudüs’te bir kilise ve bir hastane kurmasına Babıâlinin izin vermesi; dörtlere ve sonuç olarak çara, iç yönetim düzenini iyileştireceğine söz vermesi, dörtlerin görüşme çağrısının temelini oluşturuyor. Babıâli, Moskof’un korsanca hareketlerinin sonucu olarak karşılaştığı zarar için herhangi bir tazminat almamakla kalmayacak, Rusya’nın Türkiye’ye taktığı ve çeyrek yüzyıldan beri onlarla birlikte oynattığı zincirler yeniden sağlamlaştırılmakla kalmayacak, ama mahkûm eskisinden daha kapalı bir hücreye konacak; Babıâli, hıristiyan uyrukların dinsel ayrıcalıklarına ilişkin fermanlarla boynu bükük güvenceler vererek ve iç yönetimiyle ilgili olarak vaatte bulunarak kendini çarın insafına bırakacak, böylece dinsel koruyuculuğu ve kendi iç yönetimine söz geçirme yetkisini çara teslim edecek. Böyle bir teslim oluşun tazminatı olarak Babıâli, Lord Clarendon’ın, işgallerini “korsanlık hareketi” diye nitelediği “prensliklerin, mümkün olduğu kadar çabuk boşaltılması” vaadini ve 13 Temmuz 1841 Antlaşmasının144 –Rusya’ya karşı çok sağlam bir güvence olduğunu kanıtlayan– giriş bölümünün resmen teyid edileceği güvencesini alıyor. 

Bu acınacak “devletler”’in akılalmaz düşkünlüğü, Sinop olayından birkaç gün sonra, Babıâliyi korkutarak bu temeller üzerinde görüşmeye sokma bakımından zirveye çıktı ama, korkaklık, sıkıntılarından kurtulmalarını sağlamayacak. Çar, Türkiye’nin hıristiyan uyruklarının korunması hakkının özellikle kendisine ait olması iddiasında yalnızca görünüm olarak bir değişiklik yapılması ve yerine Avrupa’nın koruyuculuğunun konması dahi izin vermeyecek kadar ileri gitmiş bulunuyor. Esasen The Times’ın Viyana muhabiri tarafından verilen habere göre:

“Avusturya, Türkiye’deki hıristiyanların bir Avrupa koruyuculuğuna alınmasına karşı Rus sarayının bir itirazı olup olmadığını sormuştur. Kesin bir dille verilmiş yanıtta Rusya’nın, başka hiçbir devletin Rum ortodoks kilisesinin sorunlarına karışmasına izin vermeyeceği belirtilmiştir. Yanıtta, Rusya’nın Babıâli ile anlaşmaları bulunduğu ve bu sorunu Babıâli ile tek başına düzenleyeceğini belirtmekteydi.”

Standard gazetesinde de şunları okuyoruz:

“Nikola, doğrudan Türk hükümdarından gelmeyen bir öneriyi kabul etmek niyetinde değildir; bu nedenle, arabuluculuk ya da müdahale konusunda Avrupalı devletlerin her türlü hakkı reddederek bu devletlere kimsenin haksız bulamayacağı bir hakarette bulunuyor.”[135]

Drouyn de l’Huys’un genelgesindeki tek önemli bölüm, birleşik donanmaların Karadeniz’e girişini, “Türk toprağı ya da donanmasını, Rusya’nın deniz kuvvetlerinin yeni bir saldırısına hedef [sayfa 234] olmaktan koruyacak bir hareket uyuşumu” görüşüyle ilan ettiği bölümdür. Non bis in idem.[136] La moutarde aprés la viande.[137]

The Morning Chronicle, dünkü sayısında, İstanbul’daki muhabirinden aldığı, birleşik donanmaların Karadeniz’e girdiğini bildiren 30 Aralık tarihli haberi yayınlıyor. “Yalnızca hiçbir şey yapmamak için” diyor, The Daily News. 

Press gazetesine göre:

“Halen İngiliz ve Fransız donanmasından bir gemiye, Karadeniz’e girerek beyaz bir bayrak altında Sivastopol’a gitmesi için emir verilmiştir. Orada Rus amiraline, Sivastopol limanını terketmemesi halinde kendisine derhal ateş edileceği bildirilecektir. “[138]

Gerçi, pek de uygun olmayan şu mevsimde ve ünlü Sinop olayından sonra Rus donanmasının, dışarıya, Karadeniz’e açılması için herhangi bir neden yok, ama çar, 1833’ten beri145 bu suların dışında tutmayı başardığı İngiltere ile Fransa’nın, şimdi geçici bir süre için olsa bile kendisini Karadeniz’den uzak tutmalarına izin vermeyecektir. Bu açıklamayı bir savaş ilanıyla yanıtlamazsa itibarı yok olur. 

Neuen Preussischen Zeitung gazetesinde, “Rusya’nın Fransa’ya ve İngiltere’ye savaş ilan etmesi, Rusya ile Türkiye arasında yakında barış yapılmasından daha olasıdır.” denmektedir. 

Newry’de (Ulster) Rusya’nın Türkiye’ye nedensiz saldırısını gözden geçirmek amacıyla büyük bir toplantı yapıldı. Urquhart konuştu. Doğu Sorunu üzerindeki görüşlerimi birçok kez açıkladığım için, Urquhart’la görüş birliğinde olmadığım noktaları belirtmek gerekmiyor.146 Yalnızca, onun görüşlerinin, “Küçük Eflak köylülerinin, Eflaklı askerlerin yardımıyla Ruslara başkaldırdıkları” haberleriyle doğrulandığını belirtmeme izin verin. “Kalafat çevresindeki bütün bölgeler ve Tuna’nın sol yakası boyunca uzanan topraklar hareket halinde, Rus memurlar Turnu’yu boşalttılar. 

Urquhart’ın konuşmasına bir noktayı ekleyebilirim. Lord Palmerston’ın son coup d’éclats’sı[139] ve halkın kendisine gösterdiği yakınlık, onu ad olarak değilse bile, gerçekte başbakan yapmış bulunuyor.147

New-York Daily Tribune 
n° 3988, 28 Ocak 1854
Blogger tarafından desteklenmektedir.