Türkiye - İNGİLİZ VE FRANSIZ DONANMALARI - Marks
“THE TİMES” – RUSYA GENİŞLEMESİ
Londra, Salı, 31 Mayıs 1853
Amiral Corry’nin donanması, Amiral Dundas’ın donanmasını takviye edeceği Malta yolunda Miscay Körfezinde görüldü. The Morning Herald haklı olarak şu gözlemi ortaya koyuyor:
“Haftalar önce amiral Dundasın, Salamis’de Fransız donanmasına katılmasına izin verilseydi olayların bugünkü dununu hayli farklı olurdu.”
Rusya, salt görünüşü kurtarmak için olsa bile, Mençikov’un gülünç gösterilerini, gerçek savaş manevralarıyla destekleyecekse, ilk iki adımı, olası ki, Tuna Prensliklerini yeniden işgal etmek ve Edirne Antlaşmasıyla ele geçirmek için her çabayı gösterdiği Ermenistan’ın ili olan Kars’ı ve Batum limanını almaktan ibaret olacaktır. Batum limanı, Doğu Karadeniz’de gemiler için tek güvenli sığınak olduğundan, bu limanın Rusya’nın eline geçmesi, Türkiye’yi Pontus’taki son deniz üssünden yoksun bırakacak ve o kesimi Rusların özel denizi durumuna getirecektir. Ermenistan’ın en zengin ve en iyi ekilip-biçilen bölgesi Kars’a ek olarak bu liman, Rusya’ya, İngiltere’nin Trabzon üzerinden İran’la yaptığı ticareti kesme ve Küçük Asya’ya olduğu kadar İngiltere’ye karşı bir harekette kullanılacak bir üs elde etme olanağını verebilir. Ancak, İngiltere’yle Fransa kararlı davranırlarsa, Rus Elçisi Voynoviç’le [sayfa 54] beraberindekileri kamçılayarak gemilerine bindirmelerine ve Asterabad’dan atmalarını kölelerine emreden Mehmet Ağaya karşı Nikola, o bölgedeki tasarımlarını, İmparatoriçe Katerina’nınkinden daha fazla uygulamaya koymayacaktır.
Son haberler, hiçbir yerde, Printing-House Square’de[32] yarattığı korkudan daha büyüğünü uyandırmış değil. The Times’ın, korkunç darbe altında başını ilk kaldırma girişimi, telli telgrafa, bu “en olağanüstü” alete karşı, umutsuzca, şiddetli bir eleştiri yöneltmek oldu. “Bu yalancı telgraftan, hiçbir doğru sonuç çıkarılamaz.” diye haykırıyordu. Vardığı yanlış sonuçlan böylece telli telgrafın sırtına yükleyen The Times, bakanların parlamentodaki açıklamaları ardından, şimdi ayrıca, eski “doğru” vaatlerinden de kurtulmaya çabalıyor. Şöyle diyor:
“Dört yüzyıl boyunca egemen olmuş Osmanlı Devletinin ya da daha çok islam iktidarının yazgısının her zaman ne olacağı konusunda, ülkelerimizin ve Avrupa’nın bütün partileri arasında şu noktada hiçbir görüş ayrılığı yoktur: Uygarlık ve bağımsız hükümet biçimi için, yerel hıristiyan topluluğun giderek gelişmesi, bütün dünyanın çıkarınadır, ve bu ulusal toplulukların Rusya’nın boyunduruğuna girmesine ve onun muazzam egemenlik alanını daha da büyütmesine asla izin verilmemelidir. Bu noktada, yalnız Türkiye’nin değil, tersine, bütün Avrupa’nın, Rusya’nın böyle taleplerine direneceğine ve Türkiye’nin Yunanlı ve Slav uyruklarının kendilerini savunmak uğruna kendi bakımlarından hazır oldukları genel antipatiyi ve yenilmez muhalefeti yaratmak için, bu ilhak ve arazi genişletme çabasını yalnızca gerçek yüzüyle göstermesi gerektiğine güveniyoruz.”[33]
Nasıl oldu da zavallı Times, Rusya’nın Türkiye’ye karşı “iyi niyet” taşıdığına, her türlü büyümeye “antipati” duyduğuna inandı? Türkiye’ye karşı Rusya’nın iyi niyeti! Birinci Peter, kendini, Türkiye’nin yıkıntıları üzerinde yükseltmeyi kurmuştu. Katerina, Türkiye’nin önerilen parçalanması ve amaca uygun biçimde eğitilen, hatta adlandırılan torununun yönetimi altında İstanbul’da bir Rum imparatorluğu kurulmasına katılmaya Avusturya’yı inandırmış, Fransa’yı da davet etmişti. Nikola, biraz daha alçakgönüllü, Türkiye’nin, yalnızca ona özgü olarak koruyuculuğunu istiyor, insanlık, Rusya’nın, Polonya’nın koruyucusu, Kırım’ın koruyucusu, Courland’ın koruyucusu, Gürcistan’ın, Mingrelya’nın, Çerkez ve Kafkas kabilelerinin koruyucusu olduğunu [sayfa 55] unutmayacak. Ve şimdi, Türkiye’nin koruyucusu Rusya! Rusya’nın genişlemeye antipati duymasına gelince, Büyük Peter’den bu yana Rusya’nın elde ettiği kazançlara ilişkin aşağıdaki gerçekleri kanıt olarak gösteririm.
Rus sınırları şöyle genişledi:
Berlin, Dresden ve Viyana’ya doğru ........................... 700 mil kadar
İstanbul’a doğru ............................................................ 500 mil kadar
Stockholm’e doğru ....................................................... 630 mil kadar
Tahrana doğru ............................................................ 1.000 mil kadar
Rusya’nın İsveç’ten elde ettiği kazanç, bu krallığın elinde kalandan daha büyüktür; Polonya’dan sağladığı kazanç, neredeyse Avusturya imparatorluğuna eşit; Avrupa Türkiye’sinden kazancı Prusya’dan büyük (Ren illeri hariç); Asya Türkiyesi’nden elde ettiği kazanç, Almanya’nın tüm toprağı kadar geniş; İran’dan aldıkları İngiltere’ye eşit; Tataristan’da elde ettiği toprak Avrupa Türkiyesi, Yunanistan, İtalya, ve ispanya’nın toplamı büyüklüğünde. Rusya’nın son altmış yıl süresince elde ettiği toprak kazancının toplamı, genişlik ve önem bakımından, daha önce Avrupa’da sahip olduğu imparatorluğun tümü büyüklüğünde.
New-York Daily Tribune
n° 3794, 14 Haziran 1853