Header Ads

Header ADS

KITA VE İNGİLTERE OLAYLARI - Marks

Londra, Salı, 23 Ağustos 1853

Alman ve Belçika gazeteleri, bu ayın 13 ünde İstanbul’dan gelen telgraflara dayanarak, Babıâlinin, Viyana Konferansının önerilerini kabul ettiğini haber veriyorlar. Ne var ki, Fransız gazeteleri, İstanbul’dan aynı tarihte aldıkları haberlere dayanarak, yalnızca, Divanın bu önerileri ele alma arzusunu gösterdiğini bildiriyorlar. Kesin karşılığın, bu ayın 20’sinde Viyana’ya ulaşmış olması hayli olanaksız. Henüz askıda bulunan ve çok ciddî olan soru, Babıâlinin, elçisini, St. Petersburg’a, Rus askerlerinin prensliklerden çekilmesinden önce mi, yoksa sonra mı göndereceği sorusudur. 

Karadeniz’den alınan son haberlere göre, kuzey-doğu rüzgarları, deniz ulaşımını aksatmaya başlamış bulunuyor. Heraclea’da ve kıyılarda, başka yerlerde demiratmış olan birçok gemi, karaya vurmamak için demiralmak zorunda kalıyor. 

Eflak ve Buğdan’daki olaylar üzerine, sultanın, voyvodalara prensliklerden ayrılıp İstanbul’a gelmelerini emrettiğini, voyvodalarınsa, hükümdarlarının buyruğuna uymayı reddettiklerini biliyorsunuz. Şimdi sultan, Eflak voyvodasını, Rus askerlerini hoş karşıladığı ve desteklediği gerekçesiyle azletmiş bulunuyor, bu ferman, bu ayın 9’unda Boyarlar Meclisinde okundu. Boyarlar, bugünkü nazik koşullar altında hükümeti yüzüstü bırakıp gitmemesi için voyvodaya ricada bulunmaya karar verdiler. Prens, bu istek doğrultusunda davrandı. Dışişleri Bakanı Mano ile İçişleri Bakanlığı Yönetmeni Yvandis de İstanbul’a çağrılmışlardı; ne var ki, kamu düzeninin bozulabileceği mazeretiyle onlar da İstanbul’a gitmeyi reddettiler. Bunun üzerine, İngiliz ve Fransız konsolosları, asi hükümetle bütün ilişkileri askıya aldılar. 

Sırbistan’daki olaylar ise karışık bir durum alıyor. Paris gazetesi Constitutionnel geçen cuma günü İstanbul’dan bir haber verdi, buna göre, Avusturya, sultanın içinde bulunduğu güçlükleri fırsat bilerek, bazı istekler öne sürmüş bulunuyor. Son zamanlarda Bosna ve Sırbistan’a bir denetleme gezisi yapmış olan Avusturyalı bir başkonsolos, halk arasında görülebilecek tehlikeli hareketleri bastırmak üzere, Avusturya’nın Sırbistan’ı işgale hazır olduğunu, Sırp Prensi Aleksandır’a bildirmişti. Bu yardımı reddeden prens, Avusturya’nın bu peşrevini bildirmek üzere İstanbul’a hemen bir ulak yollamış ve Reşit Paşa da Baron Bruck’dan açıklama istemişti. Baron Bruck, başkonsolosun bir süre önce prensle görüştüğünü, o bölgede çıkabilecek bir karışıklığın Sırbistan sınırı boyundaki Avusturya uyruklarını da içine çekebileceğine dair Avusturya’nın duyduğu endişeyi dile getirdiğini iddia etti. Reşit Paşanın yanıtı, Sırbistan’ın, Avusturya birliklerince herhangi bir biçimde işgalinin Babıâli tarafından düşmanca bir hareket sayılacağı, bölgenin asayişinden Babıâlinin sorumlu olduğu yolundaydı; bundan başka, paşa, Sırbistan’daki durumu görmesi ve bir rapor vermesi için derhal bir memur gönderileceğini belirtti. 

Bir gün sonra bazı Londra gazeteleri, Avusturya birliklerinin Sırbistan’a girdiğini haber verdiler, ama bu haberin asılsız olduğu anlaşıldı. Aynı gazeteler dün de Sırbistan’da bir karşı-devrimin patlak verdiğini yazdılar, ama bu haberin de Almanca auflauf[85]sözcüğünün yanlış çevirisinden daha sağlam bir temele oturmadığı, gerçeğin, yalnızca küçük bir ayaklanmadan ibaret olduğu anlaşılıyor. Bugünkü Alman gazeteleri, 9 Ağustos tarihli, İstanbul çıkışlı haberler yayınlıyorlar. Bu haberlere göre, Sırbistan olaylarını görüşmek üzere birçok kez Divan kuruldu. Prens Aleksandır’ın tutumu onaylandı, varılan karar, Avusturya birlikleri bölgeyi işgale kalkışırsa, gerektiğinde kuvvete başvurarak geri atılmaları yolundaydı. Gerçekten de bir tümen asker, Bosna sınırına yöneltilmiş bulunuyor. Bu ayın 8’inde İstanbul’a ulaşan bazı özel mektuplar, Avusturya konsolosuyla alışmasının sonucu Prens Aleksandır’ın, Fransa ve İngiltere konsoloslarından, gerekli kararları almaları ricasında bulunduğunun ve şimdilik Belgrad’dan ayrıldığını gösteriyor. Prensin, Babıâliden gelecek buyruğu beklemek üzere Niş’e gittiği söyleniyor.

Urquhart, The Morning Advertiser’a gönderdiği, Sırbistan olaylarıyla ilgili mektubunda şunları yazmakta:
“Rusya şimdilik Türkiye ile savaşmayı düşünmüyordu, çünkü Avusturya’nın işbirliği halinde, Rusya, Rum müttefiklerini yitirebilir. Ama Rusya, Avusturya’yı, hazırlık niteliğinde bir çatışmaya bulaştırıyor. Böyle bir çatışma, Sırbistan’ı, prensliklerin durumuna getirecektir. Böylece Latinler ile Rumlar arasında bir din savaşı ortaya atılmış olacaktır. ... Rusya ani bir dekor değişikliğiyle, Avusturya’nın Sırbistan’ı işgaline karşı korumanın bedeli olarak, kendisinin prenslikleri işgalini Türkiye’ye kabul ettirebilir ve böylece Avusturya ile Türkiye’yi karşılıklı olarak bölünme tasarımlarına sürükleyebilir ve bu yolda her ikisini destekleyebilir.”

Buğdan voyvodası, işgalin olağanüstü giderlerini karşılamak üzere, Rus bankacılarla bir ödünç anlaşması yapmayı öneriyor. 

Bulgaristan’daki kalelerin erzak gereksinimi o kadar büyük ki, çok sıkı bir tasarruf zorunlu, garnizonlar da çok büyük sıkıntı çekiyorlar. 

Journal de Constantinople100 Halep’ten şu haberi veriyor:

“Son zamanlarda, 1850 yılında olduğu gibi, bu kentin hıristiyan halkına saldırmak niyetinde olan kötü niyetli bir Türk çetesi ortaya çıkarılmıştır. Ama Vali Süleyman Paşanın ve Halep kentinin Başkomutanı Ali Azmi Paşanın büyük uyanıklığı sayesinde bu girişim bastırılmış ve kamu düzeni korunmuştur. Bu münasebetle, Rum-Katolik Cemaatin Patriği Demetrius ile Ermeni Patriği Basilius, cemaatleri adına Reşit Paşaya ortak bir mektup yazarak sultanın hükümetinin hırisyitanlara sağlamış olduğu koruma için teşekkür etmişlerdir.”[86]
Petersburger Zeitung101 adlı Almanca gazete, Doğu olayları hakkındaki bor başyazısında şöyle diyor:
“Rusya ile Türkiye arasında arabuluculuk görevi, şimdi kesinlikle Avusturya’nın eline verilmiş bulunuyor. Son zamanlarda, Karadeniz’le Okyanus arasındaki bütün hareketi askıya alan ve Avrupalı diplomatların alışageldikleri olağan tatillerini yapmalarını engelleyen Doğu Sorununa çözüm yolu, Viyana’da biçimlendirilecektir.”
Dört devleti bir yana koyup arabuluculuğu Avusturya’ya veren ve ulusların bekleyiş içinde olmalarını, gerçek bir Rus üslubuyla, yalnızca diplomatların tatillerinin kesintiye uğraması düzeyine indirgeyen şu yapmacık gayretkeşliğe bakın. 

Berlin gazetesi National Zeitung, Rusya’nın, içinde bulunduğumuz bu ayın sonunda, Kafkasya halkına karşı yeni bir harekete girişme niyetinde olduğunu ve Azak denizindeki bir filonun, kara ordusunun hareketini desteklemek üzere donatılmakta olduğunu bildiren, Gürcistan’dan gönderilmiş, 15 Temmuz tarihli bir mektup yayınlıyor. 

Parlamentonun 1853 dönemi çalışmaları geçtiğimiz cumartesi günü sona erdi – parlamento 27 Ekim tarihine kadar tatile girdi. Kraliçenin olduğu anlaşılan zayıf, kayıtsız bir mesaj onun adına okundu. Milnes’e yanıt vermek üzere konuşan Lord Palmerston, parlamentonun hiç endişeye yer olmaksızın dağılabileceğine dair güvence verdi, prensliklerin boşaltılması konusunda ise, herhangi bir söz vermedi, sadece Rus imparatorunun, askerlerini prensliklerden gönüllü olarak çekmesinde “karakter ve şerefine güvendiğini” söyledi. Karma hükümet, çarın “karakter ve şerefine güvendiğini” tutanaklara geçirmeye Lord Palmenston’ı mecbur bırakarak, onun Cobden’a karşı yapmış olduğu konuşmanın öcünü alıyordu. Aynı Palmerston, aynı gün, Paris’teki Polonyalı göçmenlerin aristokrat bölümünden ve onların Londra’daki küçük kolundan gelen bir temsilciler kurulunu102 kabul etti. Temsilciler kurulu, 1846 yılında103 lord hazretlerinin Krakov’un alınmasına izin verişine ve Polonya davasına duyduğu yakınlığı daha başka vesilelerle de göstermiş olmasına duydukları şükranın bir belirtisi olarak kendisine, Prens Adam Çartoriski’nin altın, gümüş ve bronz madalyalarıyla bir berat sundu. Parus Derneğinin Londra Kolu patronu, kendisinden kaçınılması olanaksız Lord Dudley Stuart törende baş teşrifatçıydı. Lord Palmerston, bu basit düşünceli insanlara, “acı dolu Polonya tarihine derin ilgi duyduğuna” dair güvence verdi. Soylu Lord, kurula karşı bir hükümet üyesi olarak değil, özel bir amatör olarak konuştuğunu anımsatmayı unutmadı

New-York Daily Tribune
n° 3864, 5 Eylül 1853
Blogger tarafından desteklenmektedir.