Header Ads

Header ADS

Kominter - TÜRKİYE HALKINA BARIŞ AVRUPA EMPERYALİZMİNE SAVAŞ

Komünist Enternasyonal Yürütme Kurulu
27 Eylül 1922

İşçiler!

Yakın Doğu çok büyük tarihi önem ta§ıyan gelişmelere sahne oluyor. Galip İttifak Devletlerinin kapitalistleri, Türkiye halkını ölüme mahkfun etti. Türkiye'yi parçaladılar. Türkiye'nin çevresini kendi gücüne dayanarak varlığını sürdürme yeteneğinden yoksun bir dizi devletle sardılar. Bu devletler, İttifak Devletlerinin köpekleri olmaya ve her zaman Türkiye halkına karşı kışkırtılmaya mahkumdur. Türkiye'nin başkenti İstanbul, müttefiklerin savaş kampı haline geldi.

İngiliz ve Fransız savaş gemilerindeki topların namluları İstanbul'a çevrilmiştir. Türkiye'nin, tepeden tırnağa silahlı İttifak Devletlerine kendini savunmadan sonsuza dek teslim olması istendi. Ne var ki Sovyet Rusya•nın mücadele eden ve zafer kazanan Kızıl Ordumuzdan cesaret alan Türkiye halkı, peşpeşe savaşlardan bitkin düşmüş olduğu halde, silaha sarıldı ve üç yıl süren mücadele sonunda canını kurtarmasını bildi. İngiltere'nin donattığı Yunan ordularını kaçmaya zorladı. İstanbul ve Çanakkale Boğazı dışında, tüm Anadolu'yu yabancı ordulardan temizledi. Türk ordularının zaferi, zalimlerin de gücünün sınırlı olduğunu,  halklar bir kez özgürlük için ayağa kalktılar mı, Versay'da barış anlaşmaları adı altında kendilerine vurulan tüm kölelik zincirlerini paramparça edeceklerini bir kez daha kanıtlamıştır.

Ne var ki İngiliz uşağının, Yunanistan'ın yenilgisi, henüz İttifak Devletleri emperyalizminin nihai yenilgisi demek değildir. İstanbul ve Çanakkale Boğazı halli müttefiklerin elindedir. Bu durum, rmüttefiklerin, Türkiye'yi hem kendi başkentlerinden tehdit etme isteğinden vazgeçemediklerini hem de Çanakkale Bo­ğazını ellerinde tutarak Sovyet Rusya'ya karşı savaş gemilerini buradan Karadeniz'e geçirmek istediklerini gösteriyor.

İşçiler !

İngiliz emperyalizmi, Türkler kendi öz başkentlerini ve kendi öz kıyılarını ele geçirmeye cesaret· ettikleri takdirde, denizlerde özgürlük adına yeni bir. savaş tehdidinde bulunacak kadar küstah. İngiliz ve Avustralyalı işçilerin Gelibolu'da kitleler halinde ölmelerinden bu yana çok az bir zaman geçti. Bu işçiler, İngiliz emperyalizmi Türkiye ve Rusya•ya hakim olabilsin diye kanlarını akıtmışlardı. Buna hiç aldırmayan İngiliz emperyalizmi dünyayı yeni bir savaşla tehdit etmeye bir kez daha cüret ediyor. Tehditlerini gerçek leştirmeyi başarırsa sadece İngiliz ve Türk askerlerinin değil, daha başka halkların da kanları akacaktır.

Fransa, rekabet nedeniyle, İngiltere'nin Doğudaki durumunu zayıflatmak ve Doğuda baskı yaparak İngiltere'nin elinden Alman halkını sömürme özgürlüğünü kapmak amacıyla son yıllarda Türklere yardım etti. Fakat karar anı gelip çattığında, yani Türkiye elini Boğaz kıyılarına uzattığında Fransa İngiltere'nin yanında olacaktır. Çünkü Fransız emperyalizmi, Almanya'yı sömürmede İngiliz yardımını yitirmekten korkuyor. Fransa, İngiltere'ye karşı gösterilerde bulunabilir ama İngiliz emperyalizmi ile ipleri asla koparamaz. Demek ki Fransız işçileri de İttifak Devletlerinin ortak egemenliği için yeniden savaşmak zorunda kalacaklar. Fakat savaşa katılacak olanlar yalnızca 'bu halklar değildir. İttifak Devletleri, Sırpları ve Romenleri de savaşa sürükleyecek, İtalyanları ve Yunanlıları savaşa yeniden katılmaya zorlayacaktır.

Bir kez Balkanlarda tutuşan yangın. oradan yayılacak ve Avrupa'yı yeniden tek bir savaş alanına döndürecektir. Türklerin boyun eğmesiyle bunun önüne geçilse bile bu, Yakın Doğuda yeni bir savaşın sadece ertelenmesi demek olur. Türkiye, İttifak Devletlerinin sırtına sapladığı hançerle yaşayamaz ve Rusya, kendi buğday ve kömür bölgeleri İngiliz donanmasının etki alanı içinde kaldığı sürece güvenlikte olamaz.

İşçiler ! Türk hükümeti, işçilerin ve köylülerin hükümeti değildir; subayların bir kesiminin hükümetidir, aydınların hükümetidir, hiç kuşkusuz bizim amaçlarımızla uyuşmayan bir hükümettir. Bu yüzden Türkiye işçi sınıfı, Türkiye iktisadi açıdan kalkındığı ölçüde bu hükümete karşı mücadele etmek zorunda kalacaktır.

Ama Türkiye işçileri, kendileriyle bu hükümet arasındaki ilişkiler ne olursa olsun, Türkiye'nin mücadelesinin yoksul bir köylü halkın uluslararası sermayenin köleleştirme çabalarına karşı verdiği bir mücadele olduğunu anladılar. Ve uluslararası proletarya Türk hükümetiyle ilişkisi bir yana, sırf kendi öz çıkarları gereği, ittifak Devletleri emperyalizminin yeniden Türklere karşı silaha sarılmasını, lngiliz dünya egemenliğinin çıkarları uğruna Avrupa proleteryasının.yeniden kanını dökmesini bütün gücüyle englelemek zorundadır.

İşçiler! Özellikle siz İngiltere, fransa, İtalya, Sırbistan ve Romanya iŞçileri ! Sizin göreviniz, Türkiye'ye karşı atılacak herhangi bir askeri adıma karşı vargücünüzle ve israrla mücadele etmektir.

Sizin göreviniz, İttifak Devletlerinin, Boğazları müttefiklere açması için Türkiye'yi zorlayarak yeni savaşlar hazırlamalarını engellemek için tüm gücünüzü ortaya koymaktır. Yakın Doğuda sonuca bağlanan sorunlar, sadece Karadeniz kıyılarında yaşayan halklar için değil, aynı zamanda Avrupa proleteryası için de birer ölüm kalım sorunudur.

Kahrolsun İttifak Devletleri emperyalizmi! 

Türkiye halkına özgürlük ve barış !

Kahrolsun yeni emperyalist savaşlar!

Kahrolsun diplomasi bezirganları !

Moskova, 25 Eylül 1922
Komünist Enternasyonal
Yürütme Komitesi
Internationale Presse - Korresponden:ı,

27 Eylül 1922, Sayı 189, Özel Sayı.
Blogger tarafından desteklenmektedir.