Header Ads

Header ADS

Diyalektik Üzerine Birkaç Söz. İki Devrim

Viladimir İliç Lenin


Partimizdeki bunalimin gelişimine genel bir bakiş, birbirine karşisavaşim veren taraflarin bileşiminin, ufak-tefek istisnalar dişinda, başindan beri esas itibariyle aynikaldiğinihemen gösterecektir. Bu, partimizin devrimci kanadiyla oportünist kanadiarasinda geçen bir savaşimdi. Ne var ki bu savaşim, çok çeşitli aşamalardan geçti. Daha şimdiden koskoca bir yiğin haline gelen yazilar, bölük-pörçük kanitlar, özünden koparilmiş alintilar, suçlamalar, vb., vb. arasinda yolunu bulmak isteyen herhangi bir kişi, bu aşamalardan herbirinin özelliklerini adamakillitanimalidir. 

Birbirinden açik-seçik ayrilabilen belli-başli aşamalari siralayalim:

1° Tüzüğün 1. maddesi üzerindeki tartişmalar.Örgütlenmenin temel ilkeleri üzerinde tamamen ideolojik bir savaşim. Plehanov'la ben azinliktayiz. Martov'la Akselrod oportünist bir metin önerirler ve kendilerini, oportünistlerin kollariarasinda bulurlar.
2° Merkez Yönetim Kurulu aday listeleri üzerinde, iskra örgütü içinde bölünme: beş kişilik bir kurulda Fomin ya da Vasilyev, üç kişilik bir Kurulda Trotski ya da Travinski. Belki de 1. madde konusunda azinlikta olduğumuz için, bu kez Plehanov'la ben çoğunluğu elde ederiz (yediye karşidokuz). Martov'un oportünistlerle koalisyonu, hazirlik komitesi olayihakkinda duyduğum en kötü korkularidoğrulamiştir.
3° Çekişmenin, tüzüğün ayrintilari üzerinde sürmesi. Martov'u oportünistler bir kez daha kurtarmiştir. Yeniden azinliktayizdir ve azinliğin merkez organlarindaki haklari için savaşiriz.
4° Yedi aşiri oportünist kongreden çekilir. Biz çoğunluk haline geliriz ve seçimlerde koalisyonu (iskra'nin azinlik kanadi, "Bataklik" ve iskracilara-karşiolanlar) yenilgiye uğratiriz. Martov'la Popov, üçlülere girmeyi reddederler.
5° Üyeliğe çağirilma konusunda kongre sonrasikavgalar. Anarsist davranişlar ve anarşist lafazanlik çümbüşü. "Azinlik" arasinda, en az istikrarlive en az sadik olanlar üstün gelir.
6° Bir parçalanmayiönlemek üzere Plehanov "şefkate boğma" siyasetini benimser. "Azinlik", merkez yayin organinin yazikurulunu ve konseyi işgal eder ve bütün gücüyle Merkez Yönetim Kuruluna saldiriya geçer. Kavga, her şeye egemen olmaya devam eder.
7° Merkez Yönetim Kuruluna ilk saldirigeri püskürtülür. Kavga, bir ölçüde yatişmiş gibi görünür. Partiyi derinden kariştiran tamamen ideolojik iki sorunu, göreceli olarak daha sakin bir ortamda tartişma olanağibelirir:
a) Partimizde, ikinci kongrede kesin şeklini alan ve daha önceki bütün bölünmeleri bastiran "azinlik"—"çoğunluk" bölünmesinin siyasal önemi nedir, bu bölünme nasil açiklanabilir?
b) Yeni iskra'nin, örgütlenme sorunundaki yeni tutumunun ilke olarak önemi nedir? 

Bu aşamalarin herbirinde, savaşimin içinde geçtiği koşullarla saldirinin ilk ağizdaki hedefi, öz olarak ayridir; her aşama, kendi içinde, genel bir askeri kampanyanin ayri ayri çarpişmalaridir. Her çarpişmanin içinde geçtiği koşullari incelemeksizin, bizim verdiğimiz savaşimi hiç bir şekilde anlama olanaği yoktur. Ama bu bir kez yapilinca, gelişmenin, çelişkiler yoluyla, gerçekten diyalektik bir yürüyüş yolu izlediğini açikça görürüz: azinlik çoğunluk haline gelir, çoğunluk azinliğa dönüşür; her iki taraf da savunmadan saldiriya ve saldiridan savunmaya geçer; ideolojik savaşimin başlangiç noktasi(1. madde) "yadsinir" ve yerini, her şeye egemen olan kavgaya birakir; ama bunun ardindan "yadsimanin yadsinmasi" başlar ve Tanrivergisi eşimizle, merkez organlarinda tam "geçinmenin" yolunu bulduğumuz bir sirada, başlangiç noktasina, salt ideolojik savaşima döneriz; ama artik bu "tez", "anti-tez"in ortaya koyduğu bütün sonuçlarla zenginleşmiş, üst düzeyde bir sentez haline gelmiştir; bu sentez içinde, 1. maddeye ilişkin münferit ve raslantitüründen hata, bir yari-sistem haline, örgüt sorunlarindaki oportünist görüşlerin yari-sistemi haline dönüşmüştür; bu gerçekle, partimizin devrimci ve oportünist kanatlara bölünmüş olmasiarasindaki bağlanti, giderek daha açikça görülmeye başlanmiştir. Kisacasi, nasil ki yulaflar, Hegel'e göre büyürse, Rus sosyal-demokratlarida kendi aralarinda, Hegel'e göre, savaşirlar. 

Ne var ki, marksizmin, düzelterek kendi malihaline getirdiği büyük hegelci felsefe, tek bir sürecin değişik aşamalarina ait belli bazi açiklamalarla belli bazigelişme etmenlerini birbirine eklemek gibi bayaği bir alişkanlikla, partinin devrimci kanadindan oportünist kanadina geçen politikacilarin zikzaklarini hakli göstermeye dönük adi oyunlarla hiç bir zaman kariştirilmamalidir. Gerçek diyalektik, bireylerin hatalarini hakli göstermez, ama dönüşleri inceler; gelişme sürecini, bütün somutluğu içinde ayrintilariyla inceleyerek, kaçinilmazliğini kanitlar. Diyalektiğin temel ilkelerinden biri, soyut gerçek diye bir şey olmadiği, gerçeğin her zaman somut olduğudur... Bir nokta daha... Büyük hegelci diyalektik, şu italyan sözünde çok iyi ifade edilen bayaği eyyamci bilgelikle hiç kariştirilmamalidir: Mettere la coda dove non va il capo (kafanin geçemeyeceği yere kuyruğunu sikiştirmak). 

Bizim parti içindeki savaşimimizin gösterdiği diyalektik gelişmenin sonucu iki devrimdi. Yoldaş Martov'un, Bir Kez Daha Azinlikta'sinda gayet yerli yerinde belirttiği gibi parti kongresi gerçek bir devrimdi. Azinlik, "dünya devrimlerle ilerliyor; biz de bir devrim yaptik" derken, yine doğru söylemektedir. Kongreden sonra gerçekten bir devrim yapmişlardir; dünyanin gerçekten devrimlerle ilerlediği de genel olarak doğrudur. Ama bu genel söz, her somut devrimin somut önemini tanimlamaz; bazi devrimler vardir ki, unutulmaz yoldaş Mahov'un unutulmaz sözünü, bir başka türlü ifade edersek, gericilik gibi bir şeydir; belli somut bir devrimin "dünya"yi(partimizi) ileri mi yoksa geri mi götürdüğüne karar vermeden önce, devrimi yapan asil gücün, partinin devrimci kanadimi, yoksa oportünist kanadimi olduğunu bilmeliyiz, savaşçilarin esinlendiği şeyin devrimci ilkeler mi, yoksa oportünist ilkeler mi olduğunu bilmeliyiz. 

Parti kongremiz, Rus devrim hareketinin tüm tarihi içinde eşsiz, benzeri olmayan bir kongreydi. Çünkü, gizli devrimci bir parti, ilk kez, yeraltiyaşaminin karanliklarindan gün işiğina çikmayibaşarmişti; parti içi savaşimimizin tüm niteliğini ve sonuçlarini, partimizin tüm niteliğini ve program, taktik ve örgütlenme sorunlarinda partinin, azçok belirgin parçalarinin, niteliğini herkese göstermişti. Çünkü ilk kez, çoğu kendi aralarinda amansizca savaşan ve yalnizca bir fikrin gücüyle birbirine bağlanan ve şimdi (ilke olarak) grup gevşekliğini ve bağimsizliğini, ilk kez yaratmakta olduğumuz bütün için, yani parti için feda etmeye hazirlanan birbirinden çok farkli düzinelerle grubu biraraya getirerek, grup gevşekliği ve devrimci darkafalilik geleneğini kaldirip atmayibaşarmiştik. Ancak siyasette özveriler karşiliksiz elde edilmez, savaşla kazanilmasigerekir. Örgütlerin boğazlanmasisavaşi, zorunlu olarak korkunç şiddetli geçti. Açik ve serbest savaşimin meltemi, bir kasirgaya dönüştü. Kasirga, bütün grupçu çikarlarin, duygularin ve geleneklerin tüm kalintilarini, istisnasiz silip süpürdü —çok da iyi etti— ve ilk kez gerçek parti kurumlariniyaratti. 

Ama insanin kendine, bir şeyim demesi başka, öyle olmasi daha başkadir. ilke olarak grupçuluk sistemini, parti uğruna feda etmek başkadir, kendi grubundan feragat etmesi başkadir. Taze hava, küflü darkafaliliğa alişmiş kişilere fazla taze geldi. Yoldaş Martov'un Bir Kez Daha Azinlikta'sinda (elinde olmaksizin) doğru bir biçimde belirttiği gibi, "parti ilk kongresinin gerginliğine dayanamadi". Örgütlerin boğazlanmasindan duyulan güceniklik çok güçlüydü. Öfkeli kasirga, parti akintisinin dibindeki bütün çamur birikintilerini havaya kaldirdive çamur öcünü aldi. Eski dargörüşlü grupçuluk ruhu, henüz genç olan parti gücünü tepeledi. Partinin oportünist kanadi, bozguna uğramiş olsa da, Akimov'un raslansal kazanciyla pekişmiş olarak, devrimci kanada —kuşkusuz geçici bir süre için— üstün geldi. 

Sonuç, yönetmenlerinin, parti kongresinde işledikleri hatayigeliştirmek ve derinleştirmek durumunda kalan yeni iskra'dir' Eski iskra devrimci savaşimin gerçeklerini belletirdi. Yeni iskra, boyuneğme ve herkesle iyi geçinme şeklindeki eyyamciliğiöğretiyor. Eski iskra militan ortodoks anlayişin organiydi.

 Yeni iskra bize, özellikle örgütlenme konusunda başgösteren bir oportünizm sunuyor. Eski iskra, hem Rus, hem BatiAvrupalioportünistlerin nefretini kazanma onuruna erişmişti. Yeni iskra "akillanmiş"tir, yakinda aşirioportünistlerin kendisine yağdirdiğiövgülerden utanmaz hale gelecektir. Eski iskra, amacina doğru asla sapmaksizin yürümüştü, sözüyle eylemi arasinda hiç bir tutarsizlik yoktu. Yeni iskra'nin tutumunda doğal olarak saklibulunan yanlişlik ise —hatta herhangi bir kişinin istek ve niyetinden bağimsiz olarak— ister-istemez siyasal ikiyüzlülüğe yolaçmaktadir. Yeni iskra, grupçuluk anlayişinin parti anlayişiüzerindeki zaferini gizlemek için, grupçuluk anlayişina çatmaktadir. şu ya da bu ölçüde örgütlenmiş bir partide azinliğin çoğunluğa tabi olmasinin dişinda, parçalanmaktan kaçinmak için sanki başka bir yol düşünülebilirmiş gibi, yeni iskra, ikiyüzlü bir tutumla parçalanmayikiniyor. Yeni iskra, devrimci kamuoyuna dikkat gösterilmesi gerektiğini söylüyor, ama bir yandan Akimov'larin övgülerini gizlerken, bir yandan da partinin devrimci kanadina bağliyönetim kurullarihakkinda zavallibir skandal ticaretine girişiyor. Ne utanmazca bir şey! Bizim eski iskra'mizi nasil da itibarsiz hale getirdiler! 

Bir adim ileri, iki adim geri... Bireylerin yaşaminda, uluslarin tarihinde ve partilerin gelişmesinde böyle şeyler olur. Ama devrimci sosyal-demokrasi ilkelerinin, proletarya örgütünün ve parti disiplininin eninde-sonunda tam zafer kazanacağindan kuşku duymak, alçakliğin en canicesi olur. Daha şimdiden çok şey kazanmiş bulunuyoruz; tersliklerden umutsuzluğa kapilmaksizin savaşi sürdürmeliyiz; sebatla, kendi çevresinin kavgasiniyapanlarin darkafaliyöntemlerini horgörerek; bütün Rus sosyal-demokratlarinibirbirine bağlayan, güçlükle elde edilmiş tek parti bağinikorumak için elimizden gelen her şeyi yaparak; parti üyesine düşen görevlerin ne demek olduğunu, ikinci parti kongresindeki savaşimi, ayriliğimizin bütün nedenlerini ve geçirdiği tüm aşamalarive ayrica örgütlenme alaninda olduğu kadar program ve taktikler konusunda da çaresizlik içinde burjuva psikolojisine teslim olan, burjuva demokrasisinin görüşünü olduğu gibi benimseyen ve proletaryanin sinif savaşimi silahini körelten oportünizmin kesinlikle yikim getireceğini bütün parti üyelerine ve özellikle işçilere dinmek bilmez, sistemli bir çalişmayla aşilamaya çalişarak savaşmaliyiz. 

Proeletaryanın iktidar savaşiminda, örgütten başka bir silahi yoktur. Burjuva dünyasindaki anarşik rekabetin egemenliğinden ötürü birbirinden ayri düşmüş; sermaye köleliğiyle yerine bağlanmiş; azami yoksulluğun, vahşetin ve bozulmuşluğun "derin çukurlari"na sürekli olarak itilmiş olan proletarya, ancak, marksizmin ilkeleri üzerinde ideolojik olarak birleşerek ve bunu, milyonlarca emekçiyi bir işçi sinifiordusu halinde kaynaştiran maddi örgüt birliğiyle pekiştirerek, yenilmez bir güç haline gelebilir ve gelecektir. Ne Rus otokrasisinin bunak yönetimi ne de uluslararasisermayenin ömrünü doldurmuş egemenliği bu orduya dayanabilecektir. Bütün zikzaklara ve geriye doğru atilan adimlara, bugünkü sosyal-demokrasinin jirondenlerinin oportünist lafazanliğina, gerileyen grupçuluk ruhunun kendi yüksekliğine kendini inandirmasina ve aydin anarşizminin gösteriş ve gürültüsüne karşin, proletarya ordusu, gittikçe sağlam biçimde saflarinisiklaştiracaktir.
Blogger tarafından desteklenmektedir.