Header Ads

Header ADS

BİLİMSEL TARTIŞMA

Gramski

Tarihsel-eleştirel sorunlar konulduğu zaman, bir sanık­la, rolü gereği sanığın suçlu ve dolaşımdan çekilmeye değer oldugunu tanıtlaması gereken bir savcının bulunduğu tüzel "adli" bir süreç olarak anlamamak gerekir bilimsel tartış­mayı. 

Bilımsel tartışmada önemli olanın doğrunun araştı­rılması ve bilimin ilerlemesi olduğu varsayıldığına göre, da­ha "ileri" olduğunu göstermenin yolu, hasmın, bağımlı bir uğrak olarak da olsa, insanın kendi kuruluşuna katması gereken bir gerekliği yansıtabildiği görüşünü benimsemek­tir. Hasmın "ve bazen bütün geçmiş düşünce hasım olarak ortaya çıkar" konum ve nedenlerini gerçekçi olarak anla­mak ve değerlendirmek, kendini (terimin kötü anlamında, gözü kapalı ideolojik bağnazlık anlamında) ideolojilerin hapishanesinden kurtarmak, yani bilimsel araştırmada tek verimli bakım noktası olan "eleştirel" bir bakım noktasın­da yer almak anlamına gelir.
1935 

FELSEFE VE TARİH 

Felsefeden, tarihsel bir çağdaki felsefeden ne anlamak gerekir, ve bu tarihsel çağların her birindeki felsefelerin ve filozofların anlam ve önemleri nedir? Eğer B. Croce'nin din üzerine, yani yaşama kuralı durumuna gelen bir dün­ya görüşü üzerine verdiği tanımla yetinilir, ve eğer yaşa­ma kuramı betiksel (kitabi) anlamda değil de, pratik ya­şam içinde gerçekleşen kural anlamında anlaşılırsa, pratik olarak etkinlikte bulundukları ve pratik etkinliklerinde (davranışlarının yönetici çizgilerinde) örtük olarak bir dünya görüşü, bir felsefe içkiri bulunduğu ölçüde, insanla­rın çoğu filozoftur. Genel olarak anlaşıldığı gibi, yani filo­zof felsefelerinin tarihi olarak felsefe tarihi, her belli çağ­da varolan dünya görüşlerini değiştirmeyi, düzeltmeyi, yet­kinleştirmeyi ve dolayısıyla bunlara karşılık düşen davra­nış kurallarını, ya da bütünüyle pratik etkinliği değiştir­meyi amaçlayan belirli bir kişiler sınıfının ideolojik girişim ve girişkenliklerinin tarihidir. 

Bizi ilgilendiren bakım noktasından, çeşitli filozof fel­sefelerinin tarih ve mantığının irdelenmesi yeterli değildir. Yöntemsel yönelme olarak da olsa, dikkati felsefe tarihinin öbür bölümleri üzerine; yani büyük yığınların dünya gö­rüşleri üzerine, en sınırlı yönetici grupların (aydınlar) dün­ya görüşleri üzerine ve ensonu bu çeşitli kültürel bütün­lükleri filozofların felsefesiyle birleştiren bağlar üzerine çekmek gerekir. Şu ya da bu filozofun, şu ya da bu aydınlar grubunun, şu ya da bu büyük halk yığmlari toplulu­ğunun felsefesi değildir bir çağın felsefesi: bütün bu öğe­ lerin, doruğu belirli bir yönde: bu doruğun kolektif eylem kuralı, yani somut ve eksiksiz {tam} "tarih" durumuna gel­diği belirli bir yönde bulunan bir birleşimidir. 

Tarihsel bir çağın felsefesi, öyleyse bu aynı çağın "ta­rih"inden başka bir şey değildir; yönetici grubun daha ön­ceki gerçeklikte yol açmayı başardığı o değişmeler yığının­dan başka bir şey değildir: tarihle felsefe bu anlamda bir­birinden hiç ayrilmaz, bir "blok" oluştururlar. Ama genede gerçek anlamıyla felsefel öğeler ve her öğede de, filozof larin felsefesi gibi, yönetici grupların göruşleri (felsefol kültür) gibi, büyük yığınların dini gibi, bu öğelerin çeşitli düzeyleri "ayırt" edilebilir, ve bu çeşitli düzeylerin her bi­rinde de çeşitli ideolojik "birleşim" biçimleriyle nasıl karşı karşıya bulunulduğu görülebilir.


Blogger tarafından desteklenmektedir.