SON YAZILAR - KAPİTALİZMİN VE SOSYALİZMİN TEMEL EKONOMİK YASALARI
VII. BUGÜNKÜ KAPİTALİZMİN VE SOSYALİZMİN TEMEL EKONOMİK YASALARI ÜZERİNE
Biliniyor ki, tartışmalar sırasında, kapitalizmin ve sosyalizmin temel ekonomik yasaları sorunu birçok kez ileri sürüldü. Bu konuda değişik görüşler ortaya atıldı, en hayalî olanlarına varıncaya kadar. Bir gerçektir ki, tartışmaya katılanların çoğu yumuşak tepkilerde bulunmuş ve bu konuda hiç bir karara varılmamıştır. Bununla birlikte, tartışmaya katılanlardan hiç biri bu yasaların varlığını yadsımamıştır.
Kapitalizmin temel bir yasası var mıdır? Evet vardır. Bu yasa nedir, onun karakteristik yanları nelerdir? Kapitalizmin temel ekonomik yasası, kapitalist üretimin gelişmesinin özel bir görünüşü ya da özel süreçlerini değil de, bu gelişmenin bütün temel görünüşlerini ve bütün temel süreçlerini tanımlayan bir yasadır; böylece kapitalist üretimin özünü, niteliğini tanımlamaktadır.
Değer yasası, kapitalizmin temel ekonomik yasası değil midir? Hayır. Bu yasa her şeyden önce meta üretiminin yasasıdır. Değer yasası, kapitalizmden önce vardı, ve kapitalizmin devrilmesinden sonra, çok sınırlı bir etki alanı ile olsa da, örneğin ülkemizde varlığını sürdürmektedir. Kuşkusuz, kapitalizm çerçevesinde geniş bir etki alanına sahip olan değer yasası, kapitalist üretimin gelişmesinde büyük bir rol oynamaktadır; ancak bu yasa, kapitalist üretimin özünü ve kapitalist kârın temelini tanımlamamakla kalmıyor, bu sorunları ortaya bile atmıyor. Böyle olunca, bugünkü kapitalizmin temel ekonomik yasası olamaz.
Aynı nedenlerle, ne üretimdeki rekabet ve anarşi yasası, ne de çeşitli ülkelerde kapitalizmin eşit olmayan gelişmesi yasası, kapitalizmin temel ekonomik yasası olamaz.
Deniyor ki, ortalama kâr oranı yasası bugünkü kapitalizmin temel ekonomik yasasıdır. Bu, yanlıştır. Bugünkü kapitalizm, tekelci kapitalizm, ortalama kâr ile yetinemez, kaldı ki, bu ortalama kârda sermayenin organik bileşiminin yükselmesi sonucunda azalma eğilimi vardır. Bugünkü tekelci kapitalizm ortalama kâr istememektedir; istediği, genişleyen yeniden-üretimi azçok düzenli olarak sağlamak için zorunlu olan azamî kârdır, Kapitalizmin temel ekonomik yasası kavramına en iyi uyan yasa, artı-değer yasasıdır, kapitalist kârın doğuşu ve artışı yasasıdır. Gerçekten bu yasa kapitalist üretimin anaçiz-gilerini belirlemektedir. Ancak artı-değer yasası fazla genel kapsamlı bir yasadır, azamî kâr oranı sorunlarına değinmemektedir, oysa bunun sağlanması tekelci kapitalizmin gelişme koşulunun güvencesidir. Bu boşluğu doldurmak için, artı-değer yasasını somutlaştırmak ve onu tekelci kapitalizmin koşullarına uygun olarak, ve bu kapitalizmin herhangi bir kâr değil, özellikle azamî kâr talep ettiğini hesaba katarak, onu geliştirmek gerekmektedir. Bugünkü kapitalizmin temel ekonomik yasası işte budur.
Bugünkü kapitalizmin temel ekonomik yasasının bellibaşlı çizgileri ve gerekleri aşağıyukarı şu şekilde ifade edilebilir: belirli bir ülkenin halkının çoğunluğunu sömürerek, iflâsa sürükleyerek ve yoksullaştırarak, diğer ülkelerin ve hele geri kalmış ülkelerin halkını boyunduruğu altına alarak ve sistemli bir biçimde talan ederek; ve ensonu, savaşlarla ve en yüksek kârlar sağlamak için ulusal ekonomiyi askerileştirerek azamî kapitalist kârı sağlamak.
Deniyor ki, buna karşın, ortalama kâr, kapitalist gelişmeye şimdiki koşullarda rahat rahat yetebilir. Bu yanlıştır. Ortalama kâr, verimliliğin alt sınırıdır, onun altına düşüldüğünde kapitalist üretim olanaksızlaşır. Ancak, sömürgeleri ele geçirerek, halkları köleleştirerek ve savaşlar açarak, bugünkü tekelci kapitalizmin büyük işadamlarının yalnızca ortalama bir kâr sağlamaya uğraştıklarını düşünmek gülünç olurdu. Hayır, tekelci kapitalizmin devindiricisi olan şey, ne ortalama kârdır, ne de genel olarak ortalama kârın bir miktar artması demek olan fazla-kârdır (surprofit), ama özellikle azamî kârdır (profit maximum). Tekelci kapitalizmi, sömürgeleri ve diğer geri kalmış ülkeleri boyunduruk altına almaya ve sistemli bir biçimde soymaya, birçok bağımsız ülkeyi bağımlı duruma sokmaya, bugünkü kapitalizmin büyük işadamlarının kârların azamisini elde etmelerine olanak sağlayan en "elverişli iş" olan yeni savaşları düzenlemeye, ve ensonu, dünya ekonomik egemenliğini ele geçirmek için çabalar harcamaya, bu gibi sonu ne olacağı bilinmeyen işlere girişmeye iten, işte bu azamî kârı sağlama zorunluluğudur.
Kapitalizmin temel ekonomik yasası şunu da kapsamaktadır: [bu yasa] kapitalist üretim tarzının gelişmesindeki bütün önemli olguları, onun yükseliş ve bunalım dönemlerini, zaferlerini ve yenilgilerini, değerlerini ve kusurlarını -çelişkili gelişmesinin bütün sürecini- tanımlamakla, bunları anlamak ve açıklamak olanağını yaratır.
İşte, birçok örnek arasında "göze çarpan" bir tanesi:
Kapitalist rejimde tekniğin hızlı ilerlemesini belirten ve kapitalizmin pratiğinden ve tarihinden çıkartılan olayları herkes bilmektedir, o zamanlar kapitalistler kendilerini ileri tekniğin savunucusu, üretim tekniğinin gelişmesinin devrimcileri olarak gösterirlerdi. Ancak aynı zamanda, kapitalist rejimde tekniğin gelişmesinin duraksamalara uğradığını gösteren bambaşka biçimde olgular da bilinmektedir, kapitalistler, o zaman da, yeni tekniğin gelişmesi karşısında tutucu bir tavır takınmakta, çok kez el ile yapılan çalışmaya başvurmaktaydılar.
Bu gözle görünür çelişkiyi nasıl açıklayabiliriz? Bunu ancak günümüz kapitalizminin temel ekonomik yasası ile, yani kârın azamisini elde etme zorunluluğu ile açıklayabiliriz. Yeni teknik kendisine daha büyük kârlar gösterince kapitalizm ondan yanadır. Yeni teknik kendisine artık daha büyük kârlar sezdirmezse, kapitalizm, elle yapılan çalışmaya dönüş yanlısıdır.
İşte, bugünkü kapitalizmin temel ekonomik yasasının özellikleri bunlardır.
Sosyalizmin bir temel ekonomik yasası var mıdır? Evet, vardır. Bu yasanın anaçizgileri ve istemleri nelerdir? Sosyalizmin temel ekonomik yasasının anaçizgileri ve istemleri aşağıyukarı şöyle formülleştirilebilir: üstün bir teknik temel üzerinde sosyalist üretimi durmadan geliştirerek ve yetkinleştirerek, bütün toplumun durmadan artan maddî ve kültürel gereksinmelerinin azamî tatminini sağlamak.
Bunun için: azamî kâr sağlanacağına, toplumun maddî ve kültürel gereksinmelerinin azamî tatmini sağlanıyor; -yükselişten bunalıma, bunalımdan yükselişe- üretim duraksamalarla geliştirileceğine, üretim durmaksızın artırılıyor; toplumun üretici güçlerinin yok edilişi ile birlikte gelen teknik gelişmenin devresel duraksamaları yerine, üstün bir tekniğin temeli üzerinde üretimin duraksamadan yetkinleşmesi sağlanıyor.
Deniyor ki, sosyalizmin temel ekonomik yasası, ulusal ekonominin uyumlu, orantılı gelişmesi yasasıdır. Bu yanlıştır. Ulusal ekonominin uyumlu gelişmesi ve bunun sonucu olarak, bu yasanın azçok sadık yansımasını teşkil eden bu ekonominin planlanması, ulusal ekonominin planlı gelişmesinin hangi amaçlarla yapıldığı bilinmezse ya'da amaç açık değilse, kendiliğinden bir şey ifade etmezler. Ulusal ekonominin uyumlu gelişmesi yasası, ancak bu gelişmenin hedef aldığı bir görev varsa istenilen sonucu verebilir. Bu görev, ulusal ekonominin uyumlu gelişme yasasının kendisi tarafından sağlanamaz. Böyle olunca, bu görevi, ulusal ekonominin planlanması haydi haydi sağlayamaz. Bu görev yukarda açıklanan istemler biçiminde sosyalizmin temel ekonomik yasasınca içeril-mektedir. Böylece ulusal ekonominin uyumlu gelişmesi yasası, ancak sosyalizmin temel ekonomik yasasına dayandığı takdirde etkisini sonuna kadar yerine getirebilir.
Ulusal ekonominin planlanması, ancak iki koşulun yerine getirilmesiyle olumlu sonuçlar sağlayabilir: a) ulusal ekonominin uyumlu gelişmesi yasasının istemlerini doğru olarak yansıtıyorsa; b) sosyalizmin temel ekonomik yasasının istemlerini her yerde hesaba katıyorsa.