Header Ads

Header ADS

DEVRİM VE HALKLAR

Marks, kapitalist toplumun yıkılışının ve daha ileri bir toplumun, sosyalizmin ve sonra komünizmin kuruluşunun kaçınılmaz olduğunu bilimsel kanıtlarla gösterdi. Lenin, Marks’ın düşüncesini geliştirerek, «Emperyalizm, Kapitalizmin En Yüksek Aşaması» kitabında, çağımızın emperyalizm ve proleter devrimleri çağı olduğunu belirtti. Bu; eski kapitalist düzenin, sömürgeciliğin ve emperyalizmin yıkılışı, devlet iktidarının proletarya tarafından ele geçirilişi ve ezilen halkların kurtuluşu çağıdır; dünya çapında sosyalizmin zaferi dönemidir.

Bu, bugün, insanlığın çoğunluğu için, ezilenler ve sömürülenler için dayanılmaz olan eski sömürücü toplumun yerine, insanın insan tarafından sömürülmesinin bir kerede ve tümüyle ortadan kaldırıldığı yeni bir toplumun konduğu bir çağda yaşadığımız anlamına gelmektedir. Partimiz 7. Kongresinde, dünyanın, devrim ve halkların kurtuluşu sorununun çözüm bekleyen bir sorun olduğu aşamada bulunduğu tezini ileri sürdüğünde, kesinlikle bu temel öğretilere ve dünyanın bugünkü gelişme sürecinin Marksist-Leninist tahliline dayandı.

Proletaryanın burjuvaziye karşı mücadelesi durmaksızın süren sert, amansız bir mücadeledir. İki büyük toplumsal

güç birbiriyle çatışıyor. Bir yanda tarihin gördüğü en vahşi, en hilekâr ve en kana susamış sınıf olan kapitalist-emperyalist burjuvazi; diğer yanda proletarya; üretim araçlarından tamamiyle yoksun bırakılmış, burjuvazi tarafından acımasızca sömürülen ve ezilen sınıf ve aynı zamanda düşünen, yaratan, çalışan ve üreten ama emeğinin meyvasından yararlanamayan, toplumun en ileri sınıfı.

Bu sınıfların her ikisi de güçleri kendi etrafında toplamaya ve onları kendi amaçları için hazırlamaya çalışıyor: Proletarya, toplumsal ve ulusal kurtuluş için, devrimi gerçekleştirmek için; burjuvazi, egemenliğini korumak ve devrimi bastırmak için. Proletarya tüm devrimci, ilerici güçleri kazanmaya çalışırken, burjuvazi en uğursuz, en gerici ve en cani güçleri etrafına topluyor.

Marksizm-Leninizm bize proletarya ile burjuvazi arasındaki mücadelenin sürekli geliştiğini ve mutlaka proletarya ve müttefiklerinin zaferi ile taçlanacağını öğretiyor. Ama bu mücadelenin başarıyla taçlanması için proletarya örgütlenmeli, öncü partisine sahip olmalı, geniş halk kitlelerini devrimin gerekliliği konusunda bilinçlendirmeli ve devlet iktidarını alma, kendi diktatörlüğünü kurma, sosyalizmi ve komünizmi, sınıfsız toplumu inşa etme mücadelesinde geniş halk kitlelerine önderlik etmelidir.

Devrimin, her an ve her yerde, ne zaman olursa olsun gerçekleşebileceğini düşünen iyi ya da kötü niyetli, aceleci insanlar dünyada çoktur. Ama bu tür insanlar yanılıyorlar. Devrim herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde, birinin keyfine göre gerçekleştirilemez. Devrim, kapitalist zincirin en zayıf olduğu halkada patlar ve gerçekleştirilir. Devrimin patlaması ve zafere ulaşması için, uygun nesnel ve öznel koşullar var olmalı ve devrime başlamak için elverişli an bulunmalıdır. Esas olan, başında proletaryanın bulunduğu geniş halk kitlelerinin, devrimi başlattıkları an. onu sonuna dek götürmeye hazır ve kararlı olmalarıdır.

Lenin, devrimin her ülkenin halkı tarafından gerçekleştirildiğini, ihraç edilmediğini vurguluyor. Bu, nerede mücadele ederlerse etsinler, Marksist-Leninistlerin kendilerini dayanışmanın dışında hissetmeleri, birbirlerine proleter enternasyonalizmin en saf duygularıyla bağlı olmamaları ve diğer ülkelerin proletaryasının ve halklarının kurtuluş mücadelesine yardım etmemeleri anlamına gelmez. Tersine, çeşitli ülkelerdeki tüm komünistler, tüm proleterler, tüm devrimci güçler tek tek ülkelerdeki ve tüm dünyada devrimi, propaganda, ajitasyon ve maddi yardımla, kararlılık ve fedakarlık örneği vererek ve Marksizm-Leninizme sadakatle bağlı kalarak desteklerler. Tabii ki, bu yardımlaşmadan yararlanma başarısı her şeyden önce şu ya da bu ülkede proletaryanın ve partisinin hazırlanmasına, devrimci mücadelenin gelişmesine bağlıdır.

Marks ve Engels, «Komünist Parti Manifestosu»nda bir ülkenin proletaryasının ve halkının çıkarlarının tüm dünya proletaryasının ve halklarının çıkarlarından ayrılamayacağını gösterdiler.

Lenin’in bize öğrettiği ve hayatın doğruladığı gibi, devrim her ülkede ayrı ayrı zafere ulaşır. Bu nedenle zafer, her şeyden önce her ülkenin işçi sınıfına ve devrimci partisine, bunların, Marks’ın, Engels’in, Lenin’in ve Stalin’in devrimle ilgili öğretilerini kendi somut koşullarına uygulama yeteneğine bağlıdır.

Ama bu öğretiler üstüne, özellikle Leninist devrim teorisi üstüne, pek çok karışıklık yaratıldı. Devrim konusunda insanları şaşırtmak ve devrimin patlamasını engellemek görevini üstlenen Titocu, Sovyet. «Avrupa Komünistleri», Cinli ve diğer modern revizyonistler yoğun baltalama eylemlerine giriştiler.

Bu sorunun çözülmek üzere ortaya konduğu günümüzde, revizyonistlerin devrimin üstüne yaydıkları sisi dağıtmak, bu sorun hakkındaki manevralarını ve kasıtlı yalanlarını açığa çıkarmak, karşı-devrimci, şovenist ve hego- monyacı amaçlarını teşhir etmek ve Marksizm-Lenınizmin devrim hakkındaki öğretilerinin kavranmasını ve doğru o- larak hayata geçirilmesini sağlamak, Marksist-Leninist- ler için zorunlu bir görevdir.
Blogger tarafından desteklenmektedir.