Popülizmin Ekonomik İçeriği - pazarlama Sorunu - 10
Bay Struve’nin teorik tezlerindeki son noktaya, yani «Rus kapitalizmi için pazarlar sorununa» (S. 245) geçelim.
Popülistlerin, Rusya’da pazar bulunmadığı konusunda icat ettikleri teoriyi incelemesine, Bay Struve, şu soruyla başlamaktadır: «Bay V.V. kapitalizmden ne anlıyor?» Tam da yerinde bir sorudur bu; çünkü Bay V.V. (ve genel olarak bütün popülistler) her zaman Rusya koşullarını, kapitalizmin her ülkede farklı bir görünümü olan temel özellikleriyle değil de, bir tür «İngiliz kapitalizmi biçimi» ile (S. 247) karşılaştırmışlardır. Ne yazık ki, Bay Struve kapitalizmin tam bir tanımını vermemekte, fakat genel olarak «değişim ekonomisinin egemenliğine [bu özelliklerden biri budur; İkincisi, artık - değere para sahibi tarafından el konulması, para sahibinin emek üzerindeki egemenliğidir]«bütün sonuçlarıyla birlikte», «sanayi üretiminin yoğunlaşması, kelimenin dar anlamında kapitalizm» (S. 247) ile birlikte «Batı Avrupa’da gördüğümüz sis tem»e (S. 247) işaret etmektedir.
«Bay V.V.» diyor yazar, «‘kapitalizm’ kavramının bir tahliline girişmemiş, fakat bu kavramı Marks’tan, esas olarak kapitalizmi dar anlamda, üretimin değişime tabi oluşu temelinde gelişmekte olan ilişkilerin zaten tamamen oluşmuş olan ürünü olarak gözönünde tutan Marks’tan almıştır.» (S. 247). Bu kabul edilemez. Birincisi, eğer Bay V.V. kendi kapitalizm anlayışını gerçekten Marks’tan almış olsaydı, bu konuda doğru bir fikre sahip olurdu ve «Ingiliz biçimi» kapitalizmle karıştırmış olamazdı. İkincisi, Marks’ın esas olarak «sanayi üretiminin merkezileşmesi ve yoğunlaşmasını» [işte Bay Struve’nin dar anlamda kapitalizmden anladığı şey budur] gözönünde tuttuğunu iddia etmek tamamen haksızdır. Tam tersine, Marks, meta ekonomisinin gelişmesini ilk adımlarından başlayarak izlemiş, kapitalizmi, basit işbirliği ve manüfaktür şeklindeki ilkel biçimleri —üretimin makinalar vasıtasıyla yoğunlaştırılmasıyla aralarında yüzyıllar bulunan biçimleri— içinde tahlil etmiş ve sanayideki ve tarımdaki kapitalizm arasındaki bağı göstermiştir.
Buna karşılık Bay Struve, «... Bay V.V.’ nin incelemesinin konusu, ulusal ekonominin, doğal - ekonomik örgütlenmesinden meta - ekonomik örgütlenmesine giden yolda attı, ğı ilk adımlardı» dediğinde, kapitalizm kavramım kendisi daraltmaktadır. Son adımlardı, demeliydi. Bildiğimiz kadarıyla, Bay V. V. yalnızca Rusya’nın Reform - sonrası ekonomisini incelemiştir. Meta üretiminin başlangıcı, bizzat Bay Struve’nin de belirttiği gibi, (S. 189 - 190) Reform - öncesi döneme aittir, ve hatta pamuklu dokuma sanayünin kapitalist örgütlenmesi bile, köylülerin kölelikten kurtuluşundan önce biçimlenmiştir. 1861 Reformu bu anlamdaki nihai gelişmeye bir hız kazandırmış; emek ürününün meta biçimini değil de, iş - gücünün meta biçimini ön plana çıkarmıştır; meta üretiminin değil de, kapitalist üretimin egemenliğini tastik etmiştir. Geniş ve dar anlamdaki (*) kapitalizm arasındaki belirsiz ayırım, görüldüğü kadarıyla, Bay Struve’nin Rus kapitalizmini, bugüne ait bir şey olarak değil, zaten kesinlikle oluşmuş bir şey olarak değil de, geleceğe ait birşey olarak kabul etmesine yol- açmaktadır. Örneğin şöyle demektedir :
Buna karşılık Bay Struve, «... Bay V.V.’ nin incelemesinin konusu, ulusal ekonominin, doğal - ekonomik örgütlenmesinden meta - ekonomik örgütlenmesine giden yolda attı, ğı ilk adımlardı» dediğinde, kapitalizm kavramım kendisi daraltmaktadır. Son adımlardı, demeliydi. Bildiğimiz kadarıyla, Bay V. V. yalnızca Rusya’nın Reform - sonrası ekonomisini incelemiştir. Meta üretiminin başlangıcı, bizzat Bay Struve’nin de belirttiği gibi, (S. 189 - 190) Reform - öncesi döneme aittir, ve hatta pamuklu dokuma sanayünin kapitalist örgütlenmesi bile, köylülerin kölelikten kurtuluşundan önce biçimlenmiştir. 1861 Reformu bu anlamdaki nihai gelişmeye bir hız kazandırmış; emek ürününün meta biçimini değil de, iş - gücünün meta biçimini ön plana çıkarmıştır; meta üretiminin değil de, kapitalist üretimin egemenliğini tastik etmiştir. Geniş ve dar anlamdaki (*) kapitalizm arasındaki belirsiz ayırım, görüldüğü kadarıyla, Bay Struve’nin Rus kapitalizmini, bugüne ait bir şey olarak değil, zaten kesinlikle oluşmuş bir şey olarak değil de, geleceğe ait birşey olarak kabul etmesine yol- açmaktadır. Örneğin şöyle demektedir :
«Rusya’da İngiliz biçiminde bir kapitalizmin olması kaçınılmaz mıdır sorusunu ortaya atmadan önce, Bay V.V. farklı bir soruyu, daha genel ve dolayısıyla daha önemli bir soruyu ortaya atmalı ve çözüme kavuşturmalıydı: Doğal ekonomiden para ekonomisine geçiş Rusya için kaçınılmaz mıdır ve sensu stricto (*) kapitalist üretimle genel olarak meta üretimi arasındaki ilişki nedir?» (S. 247). Sorunu bu şekilde ortaya koymak hiç de uygun değildir. Eğer Rusya’daki üretim ilişkilerinin bugünkü, varolan sistemi açıkça açıklanırsa, o zaman bu ya da şu gelişme çizgisinin «kaçınılmaz» olup olmadığı sorunu oe ipso (**) çözümü kavuşturulmuş olacaktır. Fakat eğer bu açıklanmazsa, sorun çözülmez. Geleceğe değin (popülist bayların çok sevdiği) akıl yürütmelerin yerine, bugünün bir açıklaması yapılmalıdır. Reform - sonrası Rusya’sının en önemli gerçeği, kapitalizmin, eğer böyle denilebilirse, dış görünüş biçiminin, yan£ kapitalizmin «yüksek noktalarının» (fabrika üretimi, demiryolları, bankalar v.b.) belirmesi olmuştur; ve hemen ardından teorijk düşüncenin karşısına Rusya’da kapitalizm sorunu çıkmıştır. Popülistler, bu yüksek noktaların rastlantısal, ekonomik sistemin tümüyle bağlantısı olmayan, temelsiz ve bu yüzden güçsüz şeyler olduklarını ispatlamaya çalışmışlar ve emeğin sermayeye köle edilişinin, tüccar sermayesinden «İngiliz biçimi»ne kadar çok uzun ve değişik aşamaları kapsadığını unutarak, «kapitalizm» terimini çok dar bir anlamda kullanmışlardır. Bu yüksek noktaların, Rusya’da biçimlenmiş olan ve her yerde, bütün üretim dallarında, emeğin sermayeye tabi oluş- na yolaçan meta ekonomisinin gelişmesindeki son adımdan başka bir şey olmadıklarını ispatlamak, marksistlerin görevidir.
Bay Struve’nin, Rus kapitalizminin bugüne değil de, geleceğe değin bir şey olduğu konusundaki görüşü, şu aşağıdaki muhakemede bütün çıplaklığıyla ifade edilmiştir: «Yasayla onaylanmış ve güçlendirilmiş olan bugünkü köy topluluğu varlığını koruduğu sürece, bu temel üzerinde, ‘halkın refahı’yla hiç bir ortak yanı olmayan ilişkiler gelişecektir.» [Gerçekten de yeni mi «gelişecekler»; bu olgular çok önce gelişmediler mi? Popülist literatürün tümü, çeyrek yüzyıldan fazla bir süre önce, daha ilk ortaya çıkışından başlayarak, bu olguları tasvir etmeye ve bunlara karşı çıkmaya başlamadı mı? ] «Batı’da büyük - çaplı kapitalist işletmelerin yanında kişisel küçük tarımsal işletmelerin varlığıyla ilgili birçok örnek görüyoruz. Bizim Polonya’da ve güney - batı bölgelerimizde aynı türden olguları görmekteyiz. Denilebilir ki, Rusya’da hem topluluk köyleri, hem de kişisel tarımsal işletmelerden oluşan köyler, yoksullaştırılmış köylülük toprağa bağlı kaldığı ve aralarındaki eşitleştirici etkiler yine aralarındaki farklılaştırıcı etkilerden güçlü kaldığı sürece, bu tipe yaklaşmaktadırlar.» (S. 280). Söz konusu olan yalnızca yaklaşmak mıdır, yoksa zaten daha şimdiden bu tipte değil midirler? «Tipi» belirlemek için, doğal olarak, yasal biçimleri değil de, sistemin temel ekonomik özelliklerini almak gerekir. Rusya’daki kırsal i bölgenin ekonomisinin bu temel özelliklerine baktığımızda, küçük toprak parçaları üzerindeki köylü hanelerinin tecrit edilmiş ekonomisini, daha şimdiden egemen bir rol oynayan bir meta ekonomisinin büyüdüğünü göreceğiz, işte «küçük bireysel tarımsal işletme» kavramına içeriğini veren özellikler bunlardır. Daha sonra, köylülerin tefecilere aynı borçlanmasını, Batı’nın verilerinin doğruladığı aynı mülksüzleştirmeyi göreceğiz. Bütün fark kapitalizmimizin gelişmesinin zayıf oluşunun bir sonucu olarak, «eski düzene»e ait daha güçlü izler taşıyan hukuk sistemimizin özel niteliğinde (köylünün hukuki eşitsizliği; toprak mülkiyeti biçimleri) yatmaktadır. Fakat bu özel nitelikler bizdeki ve Batıdaki köyü sisteminin tip bakımından birliğini zerre kadar değiştirmemektedirler.
Gerçek pazarlar teorisini ele alırken, Bay Struve, Bay V.V. ve Bay Nik.-on’un bir fasit daire içinde döndüklerini söylemek tedir: Kapitalizmin gelişmesi için pazarın büyümesi gerekirken, kapitalizm nüfusu yıkıma uğratmaktadır. Yazar, köylülüğün yıkıma uğramasının suçunu kapitalizme değil de, «nüfus artışına»(!!) yükleyerek kendi Malthusçu anlayışı yüzünden, bu fasit daireyi çok başarısız bir şekilde düzeltmektedir. Söz konusu edilen yazarların hatasıysa tamamen farklıdır: Kapitalizm sadece yıkıma uğratmakla kalmamakta, fakat aynı zamanda köylülüğü burjuvazi ve proletarya olarak bölmektedir. Bu süreç iç pazarı daraltmaz, tersine onu yaratır: Meta ekonomisi farklılaşmakta olan köylülüğün her iki kutbunda, hem «özgür emek» satmak zorunda kalan proleter köylülük içinde, ve hem de işletmelerinin teknik düzeylerini (makinalar, araçlar, gübreler vb. Karş. Bay V.V.’ye ait Köylü Ekonomisinde İlerici Eğilimler) yükselten burjuva köylülük içinde büyümekte ve ihtiyaçlarını geliştirmektedir. Sürecin bu şekilde kavranışı, doğrudan doğruya Marks’ın sanayideki ve tarımdaki kapitalizm arasındaki ilişki teorisine dayanmasına karşın, Bay Struve bunu —belki de Bay V.V.’nin «pazarlar teorisi» onu yanılgıya sürüklediğinden— görmezlikten gelmektedir. Bu İkincisi {Bay V.V.} sözümona Marks’a dayanarak, Rus kamuoyuna, gelişmiş kapitalist toplumda bir «meta fazlalığmıın kaçınılmaz olduğunu iddia eden bir «teori» sunmuştur; iç pazar yeterli olamaz, bir dış pazar gereklidir. «Bu teori» diyor Bay Struve, «artık - değerin ne kapitalistin, ne de işçinin yaptığı tüketimle gerçekleşemeyeceği, tersine üçüncü şahıslar tarafından yapılan tüketimi gerektirdiği gerçeğini ifade ettiği ölçüde doğrudur»(?!) (S. 251). Bu iddiayı kabul etmek olanaksızdır. Bay V.V.’nin «teorisi» (eğer buna bir teori denebilirse), bireysel ve üretici tüketim arasındaki farkı, üretim araçlarıyla tüketim maddeleri arasındaki farkı düpedüz görmezlikten gelen bir teoridir; ki bu fark olmadan kapitalist toplumdaki toplam toplumsal sermayenin yeniden üretimini kavramak olanaksızdır. Marks bunu Kopital’in II. cildinde (Kısım III. «Toplam Toplumsal Sermayenin Yeniden Üretimi ve Dolaşımı») en ince ayrıntılarıyla göstermektedir; sermaye birikiminin, artık - değerin sabit sermaye (üretim araçları) artı - ücretlerine değil de,yalnızca ücretlere dönüşmesinden oluştuğu yolundaki klasik ekonomi - politik tezini eleştirirken, I. ciltte de iyice belirterek açıklamıştır. Bay V.V.’nin teorisinin bu niteliğini doğrulamak için, Bay Struve’nin sözünü ettiği makalelerinden iki alıntıyla yetineceğiz.
Bay V.V. «Pazardaki Mal Arzında Fazlalık» adlı makalesinde, «her işçi bizzat kendi tükettiğinden daha fazla üretir ve bütün bu fazlalıklar az sayıda insanın elinde toplanır; bu fazlalıkların sahipleri bunları kendileri tüketirler, bu amaçla, bunları ülke içinde ve ülke dışında en çeşitli ihtiyaç maddeleri ve lüks maddelerle değiştirirler; fakat ne kadar çok yiyip, içip, dansederlerse etsin- ler( tıpkı böyle!!) bütün artık - değeri tüketemezler» (Otoçestven- niye Zapiski, 1883, Sayı : 5, S. 14) demekte ve «daha inandırıcı olmak için» yazar kapitalistlerin ziyafetler, sehayatler vb. gibi «başta gelen harcamalarım incelemektedir». «Militarizm ve Kapitalizm» adlı makalesinde bu daha canlı bir şekilde belirtilmektedir: «Sanayinin kapitalist örgütlenmesindeki Aşil topuğu {en zayıf nokta . Yay.) patronların gelirlerinin tümünü tüketmelerinin imkânsızlığıdır.» (Ruskoye Mysl, 1889, Sayı : 9, S. 80). «Rothsc- hild gelirlerindeki bütün fazlalığı tüketemez... şu basit nedenden dolayı... bu fazlalık öylesine muazzam bir tüketim maddeleri kitlesi oluşturur ki, bütün hevesleri zaten tatmin edilmiş olan Rot- hschild, gerçekten ne yapacağını şaşırır» v.b.
Gördüğünüz gibi, bütün bu iddialar, kapitalistin amacının artık - değer birikimi değil de, yalnızca kişisel tüketim olduğu yolundaki safça bir görüşe, ve toplumsal ürünün Marks tarafından gösterildiği gibi ss + ds + ad (sabit sermaye, üretim araçları, ve ondan sonra ücretler ve artık - değer) olarak değil de, Adam Smith ve Marks’tan önceki bütün ekonomi - politikçilerin düşündükleri gibi, ds + ad (değişken sermaye + artık - değer) olarak bölündüğü yolundaki yanlış bir fikir temeline dayanmaktadırlar. Bir kez bu hatalar düzeltilip, kapitalist toplumda üretim araçlarının (toplumsal ürünlerin kişisel tüketim için değil de, üretici tüketim için, insanlar tarafından değil de, sermaye tarafından kullanılan kısmı) muazzam ve giderek artan bir rol oynadıklarına dikkat edilince, bu ünlü «teorinin» tümü tamamen çöker. Marks, Kapital’m D. cildinde, kapitalist üretimin, dış pazarlar olmadan da, zenginliğin giderek artan birikimiyle ve Bay Struve’nin son derecede başarısızca araya soktuğu hiçbir «üçüncü şahıs» olmadan da pekâlâ düşünülebileceğini ispatlamıştır.. Bay Struve’nin bu konudaki muhakemesi, özellikle de bizzat kendisi, Rusya için iç pazarın muazzam önemine işaret etmiş olduğu ve Bay V.V.’nin «güçlü bir köylülük» temeline dayanmış olan «Rus kapitalizminin gelişme programı» konusundaki hatalarını yakaladığı için, hayret uyandırmaktadır. Şu anda köylerimizde sürmekte olan bu «güçlü» (yani burjuva köylülüğün oluşma süreci, bize açıkça sermayenin doğuşunu, üreticinin proleterleşmesini, ve iç pazarın büyümesini göstermektedir: Örneğin, «geliştirilmiş araçların yaygınlaştırılması» tam da sermayenin üretim araçları biçiminde birikimi anlamına gelmektedir. Bu sorun koAusunda, «olasılıkları» ele almak yerine, Rus kapitalizmi için bir iç pazarın yaratılmasında ifadesini bulan gerçek süreci genel hatlarıyla ortaya koymak ve açıklamak özellikle zorunluydu (*).
Bay Struve’nin kitabınm teorik kısmını incelememize burada son veriyoruz; şimdi artık yazarın iddialarında kullandığı ana yöntemlerin genel ve deyim yerindeyse kapsamlı bir değerlendirmesini vermeye çalışabilir ve böylece, ta başta ortaya atılan sorunların çözümüne yaklaşabiliriz: «Bu kitapta marksizm adına yeralan şey nedir?» «Yazar, öğretinin (marksizmin) hangi tezlerini reddetmekte, tamamlamakta ya da düzeltmektedir ve bundan hangi sonuçları çıkarmaktadır?».
Yazarın tezlerinin ana özelliği, daha baştan işaret ettiğimiz gibi, onun dar objektivizmidir; bu dar objektivizm, sürecin kaçınılmazlığını ve zorunluluğunu ispatlamakla yetinmektedir ve bu sürecin her somut aşamasında, onun içinde varolan sınıf çelişkisi biçimini açığa çıkarmak için hiçbir çaba göstermemektedir, bu objektivizm, aralarındaki mücadelenin süreci oluşturduğu uzlaşmaz karşıtlıktaki sınıfların her birini değil de, genel olarak süreci tasvir etmektedir.
Yazarın, kendi «notları»nı yalnızca «objektif» ve üstelik en genel tarafla sınırlandırmakta, kendine göre nedenleri olduğunu gayet iyi anlıyoruz; bu nedenler şunlardı: Birincisi, popülistleri, onlara karşıt görüşlerin ilkeleriyle yüz yüze getirmek istediği için, ilkeler ileri sürmekten öte birşey yapmamış, ve bunların geliştirilmesini ve daha somut olarak incelenmesini tartışmanın ileriki gelişmesine bırakmıştır. Ve ikinci olarak, I. bölümde göstermeye çalıştık ki, popülizmle marksizm arasındaki bütün fark, Rus kapitalizmini eleştirmenin niteliği, ve onun farklı açıklanmasıdır. Bundan, doğal olarak şu sonuç çıkmaktadır: Marksistler, bazen kendilerini yalnızca genel «objektif» tezlerle sınırlamakta ve özellikle bizim anlayışımızı (genel olarak bilinen gerçekler konusunda) popülist- lerinkinden ayıran şeyi vurgulamaktadırlar.
Oysa bize öyle görünüyor ki, Bay Struve bu açıdan çok ileri gitmiştir. İfadesinin soyutluğu, sık sık yanlış anlamaya yolaçmak- tan başka bir şey yapmayan tezler doğurmuştur; sorunun ortaya konuş biçimi, ilteratürümüzdeki alışılagelmiş ve egemen yöntemlerden olan o profesörce tarzdaki, tepeden bakan ve şu ya da bu yolu tutmuş olan belirli sınıflar konusunda değil de, anavatanın izleyeceği yollar ve kaderi konusundaki yöntemden farklı olmamıştır. Yazarm tezleri ne kadar çok somutlaşırsa, genel soyut tezlerin yüksekliklerinden aşağı inmeksizin, marksizmin ilkelerini açıklamak da, o kadar çok olanaksızlaşıyordu; Rus toplumunun şu ya da bu sınıflarının herhangi bir durumu hakkında, Plusmac- herei’in çeşitli biçimleriyle, üreticilerin çıkarları arasındaki değişen ilişki hakkında kesin açıklamalarda bulunmak da, o kadar zorunlu duruma geliyordu.
İşte bu nedenle, yazarm tezlerini tamamlamaya ve açıklamaya çalışmak, sorunları farklı bir biçimde ortaya koymanın gerekliliğipi ve sınıf çelişkileri teorisinin daha tutarlı bir uygulanışının zorunluluğunu göstermek için, açıklamalarını adım adım izlemek bize hiç de yararsız görünmedi.
Bay Struve’nin —devlet, nüfus fazlalığı ve iç pazar gibi sorunlarda— marksizmden doğrudan doğruya sapmalarına gelince, bunlar hakkında zaten yeteri kadar şey söylenmiştir.