LAYARD, GLADSTONE, ABERDEEN, PALMERSTON - Marks
Tuna Prensliklerinin fiilen işgali ve uzun süreden beri beklenen bunalımın yakınlaşmasıyla, İngiliz basını, savaşçı dilini, dikkate değer ölçüde değiştirip yumuşattı. The Times gazetesinin arka arkaya iki başyazısında öne sürülen “mademki Ruslar, barbar eyaletleri uygarlaştırma eğilimlerini gemleyemiyorlar, öyleyse İngiltere, onların diledikleri gibi yapmalarına izin verse ve boşuna bir inatçılıkla barışı bozmaktan kaçınsa iyi eder” yollu öğüde de çok az karşı çıkıldı.
Hükümetin, askıda olan Türkiye Sorununa ilişkin tüm bilgileri saklama gayretkeşliği, Parlamentonun her iki Kamarasında aynı zamanda oynanan en gülünç ortaoyununda, apaçık ortaya çıktı. Tarihsel Nimeveh’in60 ünlü onarımcısı Layard bir önerge vermiş, Türkiye ve Rusya ile ilgili tüm bilgilerin, o akşam Kamarada ortaya konmasını istemişti. Bu önerge üzerine, Avam Kamarası, aşağıdaki sahneyle karşılaştı:
“Layard. – Önergemin ertesi gün gündeme alınacağı bildirilmişti. Dün öğleden sonra aldığım bir notta, önergemi bu ayın irine, pazartesiye ertelemem isteniyordu. Dün öğleden sonra -gerçekte bu sabaha kadar– karşılık verebilecek durumda değildim. Bilgim olmaksızın, dün Kamarada olduğumu, hayretler içinde öğrendim; çünkü oylama sonuçlarıyla birlikte basılan önerge kağıtlarından görüyorum ki, Layard, önergesini 8 Temmuz Cumadan, [sayfa 76] 11 Temmuz Pazartesiye ertelemiştir!
“Gladstone. – Avam Kamarasının basılı kağıtlarında, erteleme ilanının, kimin karar ve buyruğuyla yer aldığını bilmiyorum. Sayın üyeye bir noktada güvenle söyleyebilirim ki, ne yapılmışsa, tam bir bonâ fides[48] iledir.
“Layard. – Bu erteleme ilanını basılı kağıtlara kimin koyduğunu bilmek isterdim. Önergeyi pazartesi gününe ertelemenizin gerekçesi ne?
“Gladstone. – Lord J. Russell’ın rahatsızlığı.
“Layard, bunun üzerine önergesini pazartesiye erteledi.”
Madalyonun öteki yüzü ise Lordlar Kamarasında gösterildi, Clanricarde markisinin, Layard’ın önergesine benzeyen ve bakanların dileği üzerine birçok kez ertelendikten sonra, sonunda aynı biçimde cuma günü yanıtlanacağı açıklanan önergesiyle, zavallı küçük Russell’ın rahatsızlığının hiçbir zaman, hiçbir ilgisi olmadı.
“Lord Brougham ayağa kalkarak bakanlığın hiçbir üyesiyle bağlantı kurmamış olduğu hakkında güvence vermiş, ama yarın Lord Clanricard’ın yapacağı bildirilen öneriyi şu andaki durumda son derece uygunsuz bulduğunu, ve bu yüzden dışişleri bakanına başvuracağını söylemiştir.
“Lord Clarendon, bu şeylerin esaslı bir araştırmasının şimdiki durumda beraberinde hiçbir zarar ya da hiçbir hoşnutsuzluk getirmeyeceğini söylemeyeceğini belirtmiş, görüşmelerin sürdürülmekte olduğunu, ama birkaç ertelemeden sonra asil dostundan önerisini geri almasını tekrar rica edemeyeceğini, yanıtında ise resmî görev bilincinin izin verdiğinden daha fazlasını söyleyemeyeceğini, ama gene de asil dostundan, bu tartışmanın her iki mecliste aynı zamanda yürütülmesinin daha iyi olacağına göre ve ayrıca Lord J. Russell’ın da rahatsız olması dolayısıyla, önerinin gelecek pazartesine kadar ertelenmesine karşı bir itirazı olup olmadığını sormak istediğini belirtmiştir.
“Ellenboraugh örlü. – Bana kalırsa asil marki, yarın yapacağını bildirmiş olduğu önerisini yalnız pazartesiye kadar değil, şimdiden bununla, ilgili olarak herhangi bir günü saptamayıp tümden ertelemekle, ancak akıllıca bir ihtiyat göstermiş olur.
“Lord Derby. – Asil markinin bu sorunu tartışmaya açmasına hayret ettiğini, ve asil Örl (Ellenborugh) ile tamamen aynı fikirde olduğunu söylemiştir.
“Örl Grey. – Lord Clarendon’ın açıklamasından sonra tartışmanın ertelenmesinin haklı olduğunun herkesçe anlaşılmış olması gerekir.
“Bunun üzerine Clanricarde markisi önerisini geri almıştır.
“Örl Fitzwilliam. – Türkiye’ye karşı kutsal savaş ilan eden 26 Haziran günlü Rus bildirisinin metninin gerçek olup olmadığını sormak istediğini söylemiştir.
“Örl Clarendon. – Yazıyı, Petrograd’daki, haşmetmeabın elçisinden sağladığını söylemiştir.
“Malmesbury örlü. – Pazartesi günü Avam Kamarasında benzeri bir tartışmayı mümkün olduğu kadar önlemek niyetinde olduğuna hükümetin Lordlar Kamarası üyelerine güvence vermesinin üyelerin saygınlığına uygun olacağını söylemiştir.
“Aberdeen örlü. – Kendisinin ve çalışma arkadaşlarının böyle bir tartışmayı önlemek için bütün ağırlıklarını koyup ellerinden geleni yapacaklarını söylemiştir.”[49]
Kaldığımız yerden devam edelim: Avam Kamarasının, görüşmeleri ertelemesi ilkin hileyle sağlandı. Sonra, Avam Kamarasının tartışmaları ertelediği bahanesiyle, aynı şey, Lordlar Kamarasında yapılmış oluyor. Sonra “soylu” lordlar, önergeyi ad infınitum[50] ertelemeye karar veriyorlar; ve son olarak da “yeryüzündeki en soylu meclis”ın onuru, Avam Kamarasının da önergeyi ad infinitum ertelemesini gerektiriyor.
Aynı oturumda Liddell’in sorusu görüşülürken Lord Palmerston şöyle diyordu:
“Söylemem gerekiyor ki, Edirne Antlaşması gereğince, Rus hükümeti, her zaman kendi görevi olduğunu itiraf etmiş olmasına karşın, Tuna nehri deltasının oluştuğu toprağı ve Sulina kanalını malik sıfatıyla etkin bir denizciliğe elverişli durumda tutma görevini savsakladığı için, hükümet yıllardan beri haklı nedenlerle şikayetçi olmuştur. Tuna’nın bu ağızlan Türk toprağının bir parçası olduğu sürece, 16 ayak derinlik korunmuştur, oysa Rus makamların savsaklaması sonucu, bu derinlik, 11 ayağa inmiştir. Odessa’nın rakipliği sözkonusuydu. Odessa’da, Tuna yoluyla ihracatı engelleme ve eğer mümkün olursa, ihracatı Odessa yoluna çevirme arzusu mevcut olmuştur.”
İngiltere hükümeti, prensliklerin Rus olması durumunda, Odessa’nın rekabeti biteceği için Tuna nehrinin ağzının yeniden açılacağını umuyor olabilir.
New-York Daily Tribune KARL MARX
n° 3826, 22 Temmuz 1853