BRUNNOW VE CLARENDON – ERMENİ BİLDİRİSİ - Marks
Londra, Cuma, 17 Haziran 1853
Bay Disraeli’nin etkisi altında olan yeni haftalık gazete The Press,46 geçen cumartesi günü, İngiltere kamuoyuna garip bir açıklama yaptı. Buna göre:
“Bahar başında Baron Brunnow, Rus imparatorunun Babıâliye yöneltmek üzere olduğu istekleri Lord Clarendon’a bildirmişti; bu yazışmaya, konu üzerinde İngiltere’nin ne düşündüğünü saptayabilmek amacıyla giriştiğini belirtmişti; Lord Clarendon, Rusya’yı, tutmak istediği yoldan vazgeçirmeye çalışmamış, herhangi bir itirazda bulunmamıştı; Moskovalı diplomat, imparator efendisine, Haliç üzerindeki tasarımlarına gözyummanın İngiltere’yi rahatsız etmediğini haber vermişti.”
Şimdi dünkü The Times gazetesinde, Bay Disraeli’nin ciddî suçlamasına yanıt olmak üzere, dışişleri bakanlığından çıkma, resmî ve hayli emek ürünü bir yazı vardı, ama bu yazı, benim kanımca, suçlamayı yalanlamaktan çok, pekiştiriyor. The Times, ilkyaz başlarında, Prens Mençikov’un İstanbul’a varışından önce, Babıâlinin, Rum rahiplere anlaşmayla vermiş olduğu ayrıcalıkları geri alışı karşısında Baron ve Brunnow’un Lord John Russell’a şikayette bulunduğunu ve Lord John Russell’ın da, sorunun kutsal yerler konusuyla ilgili olduğunu düşünerek, çarın tasarımlarını onayladığını öne sürüyor. Ama The Times, aynı zamanda, Prens Mençikov’un İstanbul’a varışından ve Lord John Russell’ın yerine, dışişleri bakanlığına Lord Clarendon’ın getirilişinden sonra, “Prens Mençikov’un taşıdığı, Rus imparatorunun sultana yazdığı güven mektubundaki bazı ifadeleri ve onun aldığı talimatın ne anlama geldiğini belirtmek üzere” Baron Bronnow’un Lord Clarendon’a yeniden mektup yazdığını kabul etmek zorunda kalıyor. The Times, aynı zamanda, “Lord Clarendon’ın, Baron Brunnow tarafından bildirilen istekleri onayladığını da itiraf ediyor. Apaçık ortada ki, bu ikinci yazışmanın, Lord John Russell’a gönderilmiş olan yazıdakinden daha fazlasını içermiş olması gerekir. Bu nedenle iş, bu açıklamayla bitmiyor. Ya Baron Brunnow dolandırıcı bir diplomattır, ya Lord Clarendon’la Lord Aberdeen birer vatan haini. Göreceğiz.
Okurlarımız, Doğu Sorununa ilişkin olan bu yakınlarda bir Londra gazetesinde yayınlanan bir belgeyi öğrenmeye ilgi duyabilirler. Bu belge, şimdilerde Londra’da oturan Ermenistan prensinin yayınladığı bir bildiridir ve Türkiye’deki Ermeniler arasında dağıtılmaktadır:
“Tanrının inayetiyle Ermenistan vb. prensi olan Leo’dan, Türkiye’-deki Ermenilere:
“Sevgili kardeşlerim, sadık yurttaşlarım! ... isteğimiz ve yürekten arzumuz, kanınızın son damlasına kadar, ülkenizi ve sultanı, Kuzeyin zalimine karşı savunmanızdır. Anımsayın kardeşlerim, Türkiye’de Rus kamçısı yoktur; burun deliklerinizi yırtmazlar; kadınlarınız gizlice ya da halkın gözleri önünde kırbaçlanmaz. Sultanın hükümranlığı altında insanlık vardır; buna karşılık Kuzeyin o zaliminin hükümranlığı altında ise yalnızca gaddarlık vardır. Bu nedenle kendinizi Tanrının gösterdiği yola sokun ve ülkenizin özgürlüğü ve şimdiki hükümdarınız için kahramanca savaşın. Engeller kurmak için evinizi yıkın, silahınız yoksa masa ve sandalyenizi parçalayın ve kendinizi onunla savunun. Zafer yolunda kılavuzunuz yüce Tanrı olsun. Benim için tek mutluluk, sizin arazında, sizin ülkenize ve dininize zulmedene karşı savaşmaktır. Tanrının, sultanın kalbine, benim isteğimi onaylaması ilhamını vermesini dilerim. Çünkü onun hükümranlığı altında dinimiz saf biçimde kalırken, Kuzey zaliminin hükümranlığı altında değiştirilecektir. Kardeşlerim, en azından anımsayın ki, şu anda sizlere seslenen kişinin damarlarında dolaşan kan, 20 kralın kanıdır; o kan, kahramanların –Lusignan’ların– ve imanımızı savunanların kanıdır; ve biz, size, ‘dinimizi ve onun saf biçimini, kanımızın son damlasına kadar savunalım’ diyoruz.”
New-York Daily Tribune
n° 3809, 1 Temmuz 1853