Header Ads

Header ADS

SİYASAL DURUM ÜZERİNE KARAR TASLAĞI

Viladimir İliç Lenin Nisan Tezleri 

1917 Nisan'ında yazıldı.
İlk kez 7 Nisan 1917 tarihli Pravda No° 26'da yayınlandı. 

RSDİP (Bolşevik) Merkez Komitesi bütün üyelerinin katılmasıyla yapılan toplantı, RSDİP'nin VI. Kongresi tarafından kabul edilen siyasal durum üzerine kararı göz önünde bulundurarak ve bu kararı

1. 3 temmuzdan 3 eylüle kadar, iki ay içinde devrimin baş döndürücü hızının sonucu olarak, sınıf savaşımı ve siyasal olayların gidişi, bütün ülkeyi, barış zamanında devrimsiz ve savaşsız geçen uzun yılların ona sağlayabildiği ilerlemeden çok ileri götürmüştür. 

2. 3-5 temmuz olaylarının, bütün devrimin dönüm noktasını oluşturduğu gittikçe daha belli bir biçimde ortaya çıkmaktadır. [sayfa 136] Bu olayları doğru bir biçimde değerlendirmeden proletaryanın görevlerini ve devrimci olayların gelişmesinin -bizim irademizden bağımsız olan- akışını doğru olarak değerlendirmek olanaklı değildir. 

3. Burjuvazi tarafından bolşeviklere karşı, özellikle basına ve kapitalist yayınevlerine yatırılan milyonlar sayesinde, halk yığınları arasında çok geniş bir şekilde ve büyük bir çaba ile yayılan kara çalmalar gittikçe daha çabuk ve daha geniş ölçüde yinelenmektedir. Bolşeviklere kara çalmanın, büyük toprak sahipleri ile kapitalistlerin, işçiler ile en yoksul köylülerin çıkarlarının savunucularına karşı, bir sözcükle bolşeviklere karşı savaşımda en belli başlı silahlarından biri olduğu, ilkin başkentin ve büyük kentlerin işçi yığınlarının ve sonra köylülerin gözünde gittikçe daha açık bir şekilde belli olmaktadır.

4. Kornilov'un, yani büyük toprak sahipleri ve kapitalistlerin kadet partisi ile ("halkın özgürlüğü" partisi ile) birlikte destekledikleri general ve subayların ayaklanması, bolşeviklere karşı eski kara çalmaların yinelenmesinde kendini haklı çıkarmaya yarayacak bir destek bulmaya çalıştı ve bizzat bu nedenle burjuvazi tarafından bolşevik işçi partisine, yani yoksulların gerçek savunucusuna karşı ortaya atılan lekelemelerin gerçek niteliği konusunda geniş halk yığınlarının gözlerini açmaya yardım etti. 

5. Eğer partimiz, 3 ve 4 temmuzda, yığınların kendiliğinden hareketini, onu yatıştırmak için yaptığımız çabalara karşın ortaya çıkmış olan bu hareketi desteklemeyi reddetmiş olsaydı, proletaryaya açık bir şekilde ve tamamıyla ihanet etmiş olacaktı, çünkü yığınların hareketi, emperyalist savaşın (yani kapitalistlerin çıkarına yapılan bir fetih ve soygunculuk savaşının) uzaması yüzünden ve hükümetin ve Sovyetlerin, iktisadî bozukluğu ve açlığı ağırlaştıran burjuvazi karşısındaki hareketsizliği yüzünden meydana gelen haklı ve meşru kinden doğuyordu. [sayfa 137] 

6. Burjuvazinin ve hükümetin çabalarına karşın, yüzlerce bolşeviğin tutuklanmasına, onların kâğıtlarına ve belgelerine el konulmasına karşın, gazete yönetim evlerinde ve başka yerlerde yapılan işkence ve baskılara karşın, partimizin, 3 ve 4 temmuzda, tüm iktidarın işçi, asker, köylü sovyetlerine geçirilmesi sloganıyla "barışçı ve örgütlü" bir gösteriden başka herhangi bir hedef gütmediği tanıtlanamadı -ve hiç bir zaman tanıtlanamayacaktır- başka türlü bir iddia, bir kara çalmadır. 

7. Bolşevikler, 3-4 temmuzda, iktidarın ele geçirilmesini hedef olarak kabul etmiş olsaydılar, bir hata işlemiş olurlardı, çünkü halkın, hatta işçilerin çoğunluğu, generallerin ordudaki, toprak sahiplerinin köylerdeki, kapitalistlerin kentlerdeki karşı-devrimci siyasetini, halk yığınlarının gözünde 5 temmuzdan sonra kendini ortaya koyan ve sosyalist-devrimcilerin ve menşeviklerin burjuvazi ile anlaşmasından doğmuş olan siyaseti henüz gerçek bir sınavdan geçirmemişlerdi. Ama partimizin merkezî ya da yerel örgütlerinden hiç biri, ne sözle ne de yazılı olarak, 3 ve 4 temmuzda, iktidarın ele geçirilmesi gibi bir slogan ortaya atmamıştır; örgütlerimizden hiç biri bu sloganı tartışmamıştır bile. 

8. Olayların şimdi açıkça ortaya çıkardığı partimizin gerçek yanılgısı, genel durumu olduğundan daha az devrimci saymak ve menşevikler ve sosyalistler, burjuvazi ile yaptıkları anlaşma yüzünden elleri kolları o kadar bağlanmış bir durumda oldukları ve tamamıyla karşı-devrimci olan bir burjuvazinin karşısında o kadar içinden çıkılmaz bir duruma gelmiş oldukları için artık hiç bir barışçı gelişme söz konusu olamayacağı halde, Sovyetlerin siyasetinde yapılacak bir değişiklik sayesinde siyasal reformların barışçı yolla gelişmesinin hâlâ mümkün olduğuna inanmak olmuştu. Ama parti, yalnızca olayların pek hızlı gelişmemesi umuduyla devam ettirdiği bu yanılgıdan, ancak, 3 ve 4 temmuz halk hareketine, "Bütün îktidar Sovyetlere" sloganıyla ve harekete [sayfa 138] barışçı ve örgütlü bir nitelik vermek için katılmakla kurtulabilirdi. 

9. Kornilov'un zora başvurmasının tarihsel anlamı, şimdiye kadar sosyalist-devrimcilerin ve menşeviklerin uzlaştırıcı sözleriyle gizlenmiş olan -ve gizlenmeye devam edilen- şu gerçeği olağanüstü bir güçle halk yığınlarına tanıtlamış olmasıdır: şöyle ki, kadet partisi, generaller ve kendilerinden yana subaylar tarafından yönetilen büyük toprak sahipleri ve burjuvazi örgütlenmişlerdir ve iktidarın tümünü burjuvazinin elinde toplamak, büyük toprak sahiplerinin köylerdeki yetkisini sağlamlaştırmak ve ülkeyi işçilerin ve köylülerin kanıyla sulamak amacıyla en büyük cinayetleri işlemeye hazırdırlar ve bunu işlemektedirler; Riga'yı (sonra Petrograd'ı) Almanlara teslim etmeye hazırdırlar, cepheyi Almanlara açmaya hazırdırlar, bolşevik alaylarını kurşuna dizmeye, başkaldırmaya, başlarına "vahşî tümen"in getirileceği birlikleri başkent üzerine sevk etmeye hazırdırlar. 

Kornilov ayaklanması, burjuvazinin vatana ihanet edeceğini ve kendi egemenliğini ve kendi kazançlarını savunmak uğruna hiç bir cinayeti işlemekten geri durmayacağını, tarihin bütün ülkeler için tanıtladığı şeyi, Rusya için de ortaya koydu. 

10. Rusya'nın işçi ve köylülerinin en azimli bir savaşımı yürütmekten ve toprak sahipleri ile burjuvaziye karşı, kadet partisine karşı, generallere ve onların sempatizanı olan subaylara karşı bir zafer kazanmaktan başka çıkış yolu yoktur. Yalnız kentlerdeki işçi sınıfı, eğer sovyet iktidarını ele geçirebilirse ve eğer yoksul köylüler tarafından desteklenirse, halkı, yani emekçilerin tümünü bu savaşıma ve bu zafere götürebilir. 

11. Rus devriminin olayları, özellikle, 6 mayıstan beri ve en çok da 3 temmuzdan beri bir kasırga gibi hızlı ve güçlü gelişmektedir. O halde, partinin görevi, asla acele etmek [sayfa 139] değildir; tersine, bizim bütün çabalarımız, durumdaki ve sınıf savaşımındaki değişiklikler ölçüsünde olayların içeriğini işçi ve emekçilere açıklayabilecek bir durumda olmak üzere, olayların gerisinde kalmamaya yönelmelidir. Şu anda partinin başlıca görevi, doğrudan doğruya budur: yığınlara durumun son derece nazik olduğunu, her türlü eylemin bir patlamayla sonuçlanabileceğini, zamanından önce bir ayaklanmanın, bu koşullarda, en kötü şekilde sonuçlanabileceğini açıklamaktır. Yoksa nazik durum, işçi sınıfını, önüne geçilmez bir şekilde, kendisinden bağımsız olan olayların sonucunda, karşı-devrimci burjuvazi ile kesin bir savaşıma girmeye ve iktidarı almaya -belki de felâketli bir gidişe- sürükler. 

12. Kornilov ayaklanması, ordunun, bütün ordunun, genelkurmaydan iğrendiğini tamamıyla ortaya çıkardı. Aylar boyunca bolşeviklere karşı kinlerini, ve işçi ve köylülerin, büyük toprak sahipleri ve burjuvazi ile anlaşması siyasetine bağlılıklarını ortaya koymuş olan menşevikler ve sosyalist-devrimciler, bu durumu kabul etmek zorunda kalmışlardı. Ordunun kurmaylara karşı kini, azalmak şöyle dursun, ordunun demokratlaştırılması ve yüksek komuta mevkilerinden karşı-devrimcilerin tasfiyesi için ciddî hiç bir şey yapmaksızın Klembovski ve Kornilov'a sadık öteki generalleri görevlerinde bırakarak Kornilov'un yerine Alekseyev'i getirmekle yetinen Kerenski hükümetinin tutumuyla daha da artacaktır. Bir Kerenski'nin, ilkeden yoksun, zayıf ve kararsız siyasetini hoş gören ve destekleyen Sovyetlerin, Kornilov darbesinin tasfiyesi sırasında iktidarı ele geçirme anını bir kere daha kaçırmış olan Sovyetlerin, bu Sovyetlerin, artık suçu yalnızca burjuvazi ile bir anlaşma siyaseti uygulamaktan ibaret değildir, burjuvazi ile caniyane bir anlaşmanın içine düşmüşlerdir. 

Genelkurmaydan iğrenen ve fetih nedenleriyle, yapıldığını fark ettiği bir savaşı istemeyen orduyu, yeni felâketler [sayfa 140] beklemektedir. 

13. Yalnız işçi sınıfı, iktidarı aldığı zaman, aslında burjuvaziyi ve onun gizli anlaşmalarını destekleyen menşevik ve sosyalist-devrimciler gibi yalnız sözde değil gerçekte bir barış siyaseti yürütebilecektir. Kesin olarak belirtelim: askerî durum ne olursa olsun, hatta Kornilov çetesinin generalleri Riga'dan sonra Petrograd'ı da Almanlara teslim etseler bile, işçi sınıfı bütün halklara açık, kesin, belli ve âdil barış koşullarını derhal önerecektir. İşçi sınıfı bunu tüm halk adına yapabilecektir, çünkü Rusya'nın işçi ve köylülerinin çok büyük çoğunluğu, içinde bulunduğumuz fetih savaşına karşı olduklarını ve ilhaksız, savaş ödenmesi istemeyen âdil bir barıştan yana olduklarını ifade etmişlerdir. 

Sosyalist-devrimciler ve menşevikler aylardan beri bu barıştan söz ederken kendi kendilerini ve halkı aldatmaktadırlar. İşçi sınıfı iktidara gelince, bir gün yitirmeksizin, bu barışı herkese önerecektir. 
Bütün ülkelerin kapitalistleri, her yanda, savaşa karşı gittikçe büyümekte olan işçi devrimini denetim altına almada o kadar büyük güçlüklerle karşılaşmaktadır ki, eğer devrim güçsüz ve acıklı barış isteklerinden kesin bir barış önerisine geçer ve aynı zamanda gizli anlaşmaları yırtarsa vb., barışın derhal yapılabilmesi ve kapitalistlerin buna karşı çıkamaması şansı yüzde-doksandır. 

En küçük bir olasılıkla kapitalistler, kendi halklarının iradesine karşın, Rusya'nın işçi hükümetinin barış koşullarını kabul etmedikleri takdirde, Avrupa'da devrim yüz kez daha yaklaşmış olurdu, ve bu durumda, kendisine, kin yerine saygı beslediği liderler ve subaylar seçen bizim işçi ve köylülerimizin ordusu, barış önerisinden sonra, gizli anlaşmaların geçersiz kalmasından sonra, büyük toprak sahipleri ve burjuvazi ile ilişkilerin kesilmesinden sonra, toprağın köylülere geri verilmesinden sonra, haklı bir savaş zorunluluğuna inanırdı; yalnız o zaman savaş, Rusya bakımından, [sayfa 141] haklı bir savaş olurdu; yalnız o zaman işçi ve köylüler artık zorla değil tam gönülle savaşırlardı ve bu savaş ilerlemiş ülkelerde kaçınılmaz olan işçi devrimini, ancak, yaklaştırırdı. 

14. Yalnız işçi sınıfı, iktidarı ele geçirdiğinde, büyük toprak sahiplerinin bütün topraklarının derhal ve ödenmesiz (tazminatsız) köylülere iadesini sağlayabilecektir. Bu önlem ertelenemez. Kurucu Meclis bunu yasalaştıracaktır, ama; köylüler Kurucu Meclisin toplanmasının geciktirilmesinden sorumlu değillerdir. Köylüler, büyük toprak sahipleriyle ve kapitalistlerle anlaşarak toprağı elde edemeyeceklerini günden güne daha iyi anlamaktadırlar: toprak, ancak yoksul köylülerle işçilerin kardeşçe ve candan ittifakı ile elde edilebilir. 

Çernov'un, aylar boyunca, kadet partili toprak sahiplerine büyük ve küçük ödünler vererek köylülerin çıkarlarını savunmaya çabalamış, ve bütün çabalarının başarısızlıklarla sonuçlanmış bulunduğu hükümetten ayrılışı, uyuşma siyasetinin boşluğunu ortaya koymuştur. Ve kırlardaki köylüler, 5 temmuzdan bu yana, büyük toprak sahiplerinin büyüklenmeyi bir kat daha artırmış bulunduklarını ve onları yenme ve zararsız duruma getirme zorunluluğunun kendini zorla kabul ettirdiğini görüyor ve biliyor, seziyor ve anlıyorlar.
15. İktisadî yıkım ve açlık tehlikesine, ancak iktidarı fethetmiş bulunan, işçi sınıfı bir son verebilecektir. Hükümet 6 mayıstan beri denetim ve gene denetim vaat ediyor, ama hiç bir şey yapmadı ve yapamazdı da, çünkü kapitalistler ve büyük toprak sahipleri bu yönde gerçekleştirilmiş bulunan her şeyi yok etmişlerdir. İşsizlik büyüyor, açlık yaklaşıyor, para değeri düşüyor; Peşehanov'un, narh fiyatları iki katma çıktıktan sonra istifası, bunalımı ağırlaştırmaktan başka bir şey yapmayacaktır ve hükümetin güçsüzlüğünü, yeteneksizliğini bir kez daha tanıtlamaktadır. Durumu [sayfa 142] ancak üretim ve bölüşüm üzerindeki işçi denetimi kurtarabilir. Yalnızca işçi hükümeti, kapitalistleri yola getirecek, bütün emekçileri iktidarın çabalarını kahramanca destekleme yönünde isteklendirecek, düzeni egemen kılacak ve buğdayın mamul maddeler ile düzenli değişimini örgütleyecektir. 

16. Yoksul köylülerin kentler işçi sınıfı karşısındaki güveni, burjuvazinin kara çalmaları ve koalisyon siyaseti üzerine kurulu umutlar yüzünden geçici olarak sarsılmış bulunan bu güven, özellikle 5 temmuzdan sonra kırlardaki tutuklamalar, emekçilere uygulanan baskı, daha sonra da Kornilov darbesi halkın gözünü açalı beri, yeniden kazanılıyor. Burjuvazi ile bu uyuşma siyasetini sonuna değin kabul etmiş ve uygulamış bulunan başlıca iki parti -sosyalist-devrimci ve menşevik partiler-, özellikle 5 temmuzdan bu yana, uzlaşma siyasetine karşı, sosyalist-devrimci partinin son "Konsey"inde ve menşevik partinin son kongresinde 2/5'e (%40) ulaşan bir muhalefet tarafından cisimleştirilen hoşnutsuzluğun, kendi içlerinde arttığını görüyorlar. Kapitalistler ile uyuşmaya duyulan güvenin yok olduğunun göstergelerinden biridir bu. 

17. Olayların bütün akışı, bütün iktisadî ve siyasal koşullar, ordu içinde ortaya çıkan bütün işler, barış, ekmek, özgürlük verecek ve öbür ülkelerde de proleter devrimin zaferini çabuklaştıracak olan, iktidarın işçi sınıfı tarafından fethini gitgide daha büyük bir hızla hazırlamaktadırlar. 


En geç 3 (16) Eylül 1917 günü yazıldı. İlk kez, 1925'te 
Lenin Derlemesi IV içinde yayımlandı
Blogger tarafından desteklenmektedir.