Parti Tarihi Bölüm - 3 -4 - (1904-1907)
4 - DEVRİMİN DAHA DA YÜKSELMESİ. EKİM 1905'TEKİ TÜM-RUSYA SİYASİ GREVİ. ÇARLIĞIN GERİ ADIM ATMASI. ÇARIN MANİFESTOSU. İŞÇİ TEMSİLCİLERİ SOVYETLERİNİN ORTAYAÇIKIŞI.
1905 gözünde devrimci hareket tüm ülkeyi sardı ve muazzam bir güç kazandı.
19 Eylül'de (2 Ekim) Moskova'da bir basım işçileri grevi başladı. Grev, Petersburg ve bir dizi şehre sıçradı. Basım işçilerinin grevi, Moskova'da, diğer sanayi kollarındaki işçiler tarafından da desteklendi ve siyasi bir genel greve dönüştü.
Ekim başında Moskova-Kazan Demiryolunda grev başladı. Ertesi gün, Moskova kavşağındaki bütün demiryollarında grev patlak verdi. Kısa zamanda ülkenin bütün demiryollarını grev sardı. Posta ve telgraf hizmetleri durdu. Rusya'nın çeşitli şehirlerinde işçiler binlerce kişilik mitingler yaptılar ve iş bırakma kararı aldılar. Grev fabrikadan fabrikaya, şehirden şehire, bölgeden bölgeye yayıldı. Grevci işçilere, küçük memurlar, öğrenciler ve aydınlar-avukatlar, mühendisler ve doktorlar- katıldı.
Ekim siyasi grevi, en ücra bölgeler dahil hemen hemen tüm ülkeyi, en geri tabakalar dahil hemen hemen bütün işçileri kucaklayan bir tüm-Rusya grevi haline geldi. Siyasi genel greve, -aynı şekilde greve katılan büyük sayıda demiryolu işçisini, posta-telgraf memurlarını ve diğerlerini hesaba katmazsak- sırf sanayi işçilerinden bir milyon kişi katıldı. Ülkede bütün hayat durdu. Hükümetin iktidarı felce uğradı.
Halk kitlelerinin otokrasiye karşı mücadelesinin başında işçi sınıfı duruyordu.
Bolşeviklerin siyasi kitle grevi şiarı meyvesini vermişti.
Proleter hareketin güç ve kudretini ortaya koyan Ekim genel grevi, ölesiye korkmuş bulunan çarı, 17 Ekim 1905 Manifestosu'nu yayınlamaya zorladı. Bu Manifesto, halka, “yurttaşlık özgürlüklerinin sarsılmaz temellerini: gerçek kişi dokunulmazlığını, vicdan ve söz özgürlüğünü, toplantı ve örgütlenme özgürlüğünü” vaat ediyordu. Bir Yasama Duması'nı toplantıya çağırmayı ve seçim hakkını bütün sınıfları kapsayacak şekilde genişletmeyi vaat ediyordu.
Böylece, Bulygin'in istişari Duma'sı, devrim dalgasıyla süpürülüp atıldı. Bulygin Duması'nı boykot etme Bolşevik taktiğinin haklı olduğu meydana çıktı.
Buna rağmen, 17 Ekim Manifestosu halka karşı bir yutturmacaydı, Çarın safdilleri uyutmak, kendi kuvvetlerini toparlamak üzere vakit kazanmak ve toplayınca da devrime darbe indirmek için giriştiği bir manevra, bir tür soluklanma molasıydı. Lafta özgürlük vaat eden Çarlık hükümeti, gerçekte dişe dokunur hiçbir şey vermiyordu. O güne kadar işçiler ve köylüler hükümetten kuru vaat dışında hiçbir şey almamışlardı. Beklenen geniş siyasi af yerine, 21 Ekim'de siyasi mahkumların yalnızca önemsiz bir bölümü için af çıktı. Aynı zamanda hükümet, halk güçlerini bölmek amacıyla, binlerce kişinin öldüğü bir dizi kanlı Yahudi katliamları tertipledi; ve devrimle kanlı bir şekilde hesaplaşmak için, “Rus Halk Birliği”, “Başmelek Mihail Birliği” gibi polis denetimi altındaki haydut örgütlerini kurdu. İçlerinde gerici çiftlik sahiplerinin, tüccarların, papazların ve lümpen proletaryadan gelen yarı-cani unsurların büyük rol oynadıkları bu örgütlere, halk tarafından “Kara Yüzler” adı verildi. Polisin desteği ile Kara Yüzler, ileri, işçileri, devrimci aydınları ve öğrencileri alenen hırpaladılar ve katlettiler, toplantı yerlerini ateşe verdiler ve halk toplantılarına ateş açtılar. Çarın Manifestosunun sonuçları şimdilik bunlardı.
O sıralar çarın manifestosu hakkında halk arasında yaygın olan bir türküde şöyle deniyordu:
“Çarın ödü patladı,
bir Manifesto yayınladı:
Ölülere özgürlük,
yaşayanlaraysa - hapis!”
Bolşevikler, kitlelere, 17 Ekim Manifestosunun bir tuzak olduğunu açıkladılar. Hükümetin Manifestonun yayınlanmasından sonraki davranışını provokasyon olarak nitelediler. Bolşevikler, işçileri silahlanmaya, silahlı ayaklanma için hazırlık yapmaya çağırdılar.
İşçiler, her zamankinden daha enerjik bir şekilde savaş müfrezeleri kurmaya başladılar. Siyasi genel grevle kazanılan 17 Ekim'deki ilk zaferin, onlardan Çarlığın devrilmesi için çabalarını artırmalarını, mücadeleyi sürdürmelerini gerektirdiğini görüyorlardı.
Lenin, 17 Ekim Manifestosunu belli bir geçici güçler dengesinin ifadesi sayıyordu: Manifestoyu Çardan söküp alan proletarya ve köylülük, Çarlığı devirmek için henüz yeterince güçlü değildi, - Çarlık ise, artık bundan böyle sadece eski yöntemlerle yönetmeye muktedir değildi ve kâğıt üzerinde bir “yurttaşlık özgürlükleri” ve “yasama” Duması vaat etmeye mecbur kalmıştı.
Ekim siyasi grevinin fırtınalı günlerinde, Çarlığa karşı mücadelenin ateşi içinde işçi sınıfı kitlelerinin devrimci yaratıcı gücü, yeni, güçlü bir silah yarattı-İşçi Temsilcileri Sovyetleri.
Bütün işletme ve fabrikaların delegelerinin bir toplantısı olan İşçi Temsilcileri Sovyetleri, işçi sınıfının, dünyada o güne kadar görülmemiş bir siyasi kitle örgütü idi. İlk olarak 1905'te ortaya çıkan Sovyetler, proletarya tarafından Bolşevik Partisi önderliğinde 1917'de kurulan Sovyet iktidarının kendine aldığı örnektir. Sovyetler, halkın yaratıcı gücünün yeni devrimci bir biçimiydi. Bunlar, yalnızca halkın devrimci kesimleri tarafından kuruldular ve Çarlığın bütün yasa ve kurallarını yıktılar. Çarlığa karşı mücadele etmek üzere ayaklanan halkın bağımsız eyleminin bir ifadesiydiler.
Bolşevikler, Sovyetleri devrimci iktidarın rüşeym hali olarak görüyorlardı. Sovyetlerin gücünün ve öneminin, tamamen ayaklanmanın gücüne ve başarısına bağlı olduğu düşüncesindeydiler.
Menşevikler ise, Sovyetleri ne devrimci iktidarın rüşeym hali, ne de ayaklanma organı saydılar. Onlar, Sovyetleri, demokratikleştirilmiş belediye özyönetimleri türünden yerel özyönetim organları olarak görüyorlardı.
13 (26) Ekim 1905'te Petersburg'da bütün işletme ve fabrikalarda İşçi Temsilcileri Sovyeti için seçimler oldu. O gece Sovyet'in ilk oturumu yapıldı. Petersburg'un ardından hemen Moskova'da da bir İşçi Temsilcileri Sovyeti örgütlendi.
Petersburg İşçi Temsilcileri Sovyeti'nin, Rusya'nın en önemli sanayi ve devrim merkezinin, Çarlık imparatorluğunun başkentinin Sovyeti olarak, 1905 devriminde tayin edici bir rol oynaması gerekirdi. Ne var ki Sovyet, kötü Menşevik önderliği yüzünden görevlerini yerine getirmedi. Bilindiği gibi, o sıralar Lenin henüz Petersburg'da değildi, hala yurtdışında bulunuyordu. Menşevikler Lenin'in yokluğundan yararlanıp Petersburg Sovyetine girdiler ve onun önderliğini ele geçirdiler. Bu şartlar altında, Menşevik Krustalev, Troçki, Parvus ve diğerlerinin Petersburg Sovyetinin ayaklanma siyasetine karşı çıkmasını sağlamalarında şaşılacak bir yan yoktur. Askerleri Sovyete yakınlaştıracak ve onları ortak mücadele içine çekecek yerde bunlar, askerlerin Petersburg'dan uzaklaştırılmasını talep ettiler. İşçileri silahlandıracak ve ayaklanmaya hazırlayacak yerde, Sovyet sadece yerinde sayıyor ve ayaklanma hazırlıklarına karşı çıkıyordu.
Moskova İşçi Temsilcileri Sovyet'inin devrimde oynadığı rol ise bambaşkadır. Moskova Sovyeti, daha varlığının ilk gününden itibaren tutarlı devrimci bir siyaset izledi. Moskova Sovyeti'nde önderlik Bolşeviklerin elindeydi.
Bolşevikler sayesinde Moskova'da, İşçi Temsilcileri Sovyeti'nin yanısıra bir de Asker Temsilcileri Sovyeti ortaya çıktı. Moskova Sovyeti, silahlı ayaklanmanın organı haline geldi.
Ekim-Aralık 1905 döneminde, bir dizi büyük şehirde ve hemen tüm işçi merkezlerinde İşçi Temsilcileri Sovyetleri kuruldu. Asker ve Bahriyeli temsilcileri Sovyetleri örgütleme ve onları İşçi Temsilcileri Sovyetleri ile birleştirme denemeleri yapıldı. Bazı yerlerde, İşçi ve Köylü Temsilcileri Sovyetleri kuruldu.
Sovyetlerin etkisi muazzamdı. Çoğu zaman kendiliğinden ortaya çıkmalarına, kesin bir biçimden yoksun olmalarına ve bileşimlerinin belirsizliğine rağmen, iktidar organı gibi hareket ediyorlardı. Yasal yetkileri olmaksızın, basın özgürlüğünü gerçekleştirdiler, 8 saatlik işgününü yürürlüğe koydular, halkı Çarlık hükümetine vergi ödememeye çağırdılar. Bazı durumlarda, Çarlık hükümetinin paralarına el koyarak devrimin ihtiyaçları için kullandılar.
5 - ARALIK SİLAHLI AYAKLANMASI. AYAKLANMANIN YENİLGİSİ. DEVRİMİN GERİ ÇEKİLİŞİ. BİRİNCİ DEVLET DUMASI. IV.(BİRLİK) PARTİ KONGRESİ.