Header Ads

Header ADS

J.V. Stalin'in Ekonomistlerle Görüşme Tutanağı - 24 NİSAN 1950

Sovyet Ekonomistleriyle Beş Görüşme 1942-1952

24 NİSAN 1950 TARİHLİ TARTIŞMANIN TUTANAKLARI
(Saat: 23.30)

Ekonomi politik kitabının yeni taslağı ile ilgili birkaç eleştiri yapmak istedim.

Kapitalizm öncesi oluşumlar ve kapitalizm ile ilgili 100 sayfa kadar bir bölüm okudum. Biraz da sosyalizm ile ilgili bölüme baktım. Sosyalizm hakkında başka zaman konuşacağım. Bugün kapitalizm ve kapitalizm öncesi bölümle ilgili eksiklerden söz etmek istiyorum. Komisyon'un çalışması yanlış bir meyanda ilerliyor. Kitabın birinci taslağının esas alınması gerektigini söylemiştim. Bu da kitabın herhangi bir düzeltmeye ihtiyacı olmadığı şeklinde anlaşılmış. Bu yanlıştır. Köklü değişiklikler gerekli.

Kitabın temel eksikliği, ki bu Marksizmin tamamiyle gözardı edildiğini gösteriyor, kapitalizmdeki manifaktür ve makinalı üretim dönemleri ile ilgili. Manifaktür kapitalizmi dönemi ile ilgili bölüm şişirilmiş; bu bölüme 10 sayfa ayrılmış ve makinalı üretim döneminden daha öne çıkarılmış. Esasında makinaya dayalı kapitalist üretim dönemi (kitapta) yok. Ortadan kaybolmuş. Makinalı üretim dönemine ayrı bir bölüm ayrılmamış, "Sermaye ve Artı-değer " bölümünde birkaç sayfada bu konuya değinilmiş. Marx'ın Kapital'ini ele alalım. Kapital'de, kapitalizmin manifaktür dönemine 28, makinalı üretim dönemine ise 110 sayfa ayrılmış. Marx ayrıca diğer bölümlerde de makinalı üretim döneminden epeyce söz ediyor. Lenin gibi bir Marxist Rusya'da Kapitalizmin Gelişmesi adlı kitabında makinalı döneme özel bir önem vermiştir. Makina olmadan kapitalizm olmaz. Makinalar, toplumu dönüştüren esas devrimci güçtür. Kitapta ise makina sistemini esas olarak nelerin oluşturduğu gösterilmemeiş. Makina sistemi hakkında bir tek söz söylenmiş. Bu nedenle, kapitalizmin gelişiminin bütün resmi çarpıtılmış.


Manifaktür, zanaatkarın el emeğine dayanır. Makina ise el emeğini bir kenara iter. Makinalı üretim geniş-çaplı üretimdir ve makina sistemine dayanır.

Kadrolarımızın, gençlerimizin, halkımızın 7-10 yıllık bir eğitim aldığını göz önünde bulundurmak zorundayız. Herşeye ilgi duyuyorlar. Marx'ın Kapitalı'ini ve Lenin'in eserlerini inceleyebiliyorlar. Sorunun neden Marx ve Lenin gibi ele alınmadığını sorabilirler. Esas eksiklik burada. Kapitalizmin tarihini Marx ve Lenin'e göre incelemeliyiz. Kitap taslağında makinalı üretime özel bir bölüm ayrılmalı ve manifaktür ile ilgili bölüm kısaltılmalı.

Kitabın ikinci ciddi eksikliği ise ücret konusunda hiçbir tahlilin olmamasıdır. Esas sorun açıklanmamış. Ücret konusu, Marx'ın yaptığı gibi tekel-öncesi kapitalizm bölümünde ele alınmış. Tekelci kapitalizm koşullarında ücret ile ilgili hiçbir şey yok. Marx'tan sonra oldukça uzun bir zaman geçti oysa.

Ücret nedir? Ücret, yaşamı sürdürmek ve biraz tasarruf için minimumu ifade eder. Asgari yaşamın ne olduğunu, nominal ve gercek ücretleri canlı ve ikna edici bir şekilde göstermek gerekir. Kapitalizme karşı ücretler temelinde mücadele ediyoruz. Çağdaş yaşamın canlı gerçeklerini ele alalım. Para biriminin değeri düşen Fransa'da milyonlar alıyorsunuz, ama birşey satın alamıyorsunuz. İngilizler ise en yüksek ücretlere ve ucuz mallara sahip olduklarının çığırtkanlığını yapıyor. Nominal ücretler yüksek olsa da, bırakalım tasarrufu, asgari yaşamı bile idame etmekten uzak olduğu gerçeğini saklıyorlar hep. İngiltere'de ekmek, et gibi belli ürünlerin fiyatları düşük; ama işçiler bunları çok az miktarda, karneyle alabiliyor. Diğer ürünler ise piyasada şişirilmiş fiyatlarla satın alınıyor. Değişik fiyatları var. Amerikalılar, yüksek yaşam standartları konusunda oldukça kibirliler; ama yine kendi verilerine göre, işçilerinin üçte ikisi asgari yaşam olanaklarından yoksun. Kapitalistlerin bütün bu hileleri teşhir edilmelidir. Somut gerçekler temelinde, uzun zamandır süper karlar ve sömürgeler üzerinden geçinen bu İngiliz işçilerine, kapitalizmde gerçek ücretlerin düşüşünün bir aksiyom olduğunu göstermek zorundayız.

Onlara, bizdeki iç savaş sırasında herkesin bir milyoner olduğunu, bu dönemde fiyatların en düşük seviyesinde olduğunu, ekmeğin, kilosu bir rubleden satıldığını, ama ürünlerin karne usulüyle alındığını anlatabiliriz.

Bizde ücretlerin hesaplanması farklıdır. Ülkedeki gerçek ücretlerle ilgili durumu somut gerçekler temelinde temelinde göstermek gerekir. Bu, büyük bir devrimci ve propaganda öneme sahiptir.

Ücretler sorununu tekelci kapitalizm ile ilgili bölümde ele almak ve günümüz koşullarında tekrar değinmek doğru olacaktır.

Kitap taslağında ilk birikime geniş bir bölüm ayrılmış. Bu konuya iki sayfada birkaç kelime ile değinebilirsiniz. Burada bellibir düşesin köylüleri nasıl toprağından sürdüğünden bahsediliyor. Bugün bütün bunlarla kimleri etkileyeceksiniz? Daha önemli konular ise bırakılmış. Emperyalizm çağı çok daha canlı örnekler sağlıyor oysa.

Kitap taslağının planına gelince. Kapitalizm ile ilgili bölüm iki kısma ayrılmalı: A- tekel-öncesi kapitalizm ve B- tekleci kapitalizm.

Ekonomi politiğin amacı konusunda ise kitaptan edindiğiniz (bilgi), ekonomi politiğin amacını koymaktan öte ona bir giriş niteliğinde. Ekonomi politiğin amacını belirlemek ile onun sunulması arasında fark vardır. Bu anlamda ikinci taslak, her ne kadar orada da bir sunu ile karşılaşılsa da konuya daha yakın. Burada, Marx'ın kullandığı bazı ekonomi terimleri açıklanmış. Bu, okuyucuya, Marx ve Lenin'in ekonomi ile ilgili çalışmalarını anlamada yardımcı oluyor.

Ekonomi politiğin, üretim ilişkilerini tahlil ettiği yazılmış. Fakat bu herkes açısından anlaşılabilir değil. Ekonomi politiğin, üretim ve değişim ilişkilerini incelediğini söylüyorsunuz. Bu yanlıştır. Değişimi ele alalım. İlkel toplumda değişim yoktu. Köleci toplumda da gelişmemişti. Dolaşim terimi de burada işe yaramıyor. Bütün bunlar sosyalizm için de pek faydalı değil. Şöyle ifade edilmeli: Ekonomi politik, maddi malların üretim ve dağıtımını inceler. Bu, bütün dönemlere uygulanabilir. Üretim, insanın doğa ile ilişkisini oluşturur; dağıtım da üretilen malların nereye gittiğini gösterir. Bu tamamiyle ekonomik açıdandır.

Kitapta ekonomi politiğin amacından ilkel topluma bir geçiş yok. Marx Kapital'e meta ile başlar; siz neden ilkel toplum ile başlıyorsunuz? Bu açıklanmalı. İki açıklama yöntemi vardır: Birincisi analitik va soyut yöntemdir. Bu yöntem, tarihsel materyali de kullanarak genel ve soyut kavramların açıklanması ile başlar. Bu açıklama yöntemi (Marx Kapital'de kullanmıştır) daha hazırlıklı insanlar içindir. Diğeri ise tarihsel yöntemdir. Bu yöntem, farklı ekonomik sistemlerin tarihsel gelişiminin açıklamasını yapar ve tarihsel materyale dayanarak genel kavramları verir. İnsanların artı-değeri anlamasını istiyorsanız, sorunu, artı-değerin ortaya çıktığı anda açıklayın. Tarihsel yöntem daha az hazırlıklı insanlar için kullanılır. Daha anlaşılırdır, çünkü okuyucuyu ustalıkla ekonomik gelişme yasalarını anlamaya yöneltir. (Analitik ve tarihsel yöntemin tanımını okur.)

Kitapta Engels'in vahşilik ve barbarlık modeli kullanılmış. Bu bir yere götürmez. Saçmadır. Engels, eserinde, o zaman materyalizme doğru yönelen Morgan'dan farklı düşmek istememişir. O Engels'e kalmış birşeydir. Ama bizi ne şekilde ilgilendiriyor? Açıklamayı Engels'e göre yapmadığımız zaman insanlar bizim kötü Marksistler olduğumuzu düşünecektir. Böyle şey olmaz. Burada elimize geçen büyük bir yığındır: taş devri, bronz devri, akrabalık sistemi, anaerkillik, babaerkillik ve en üstte de vahşilik ve barbarlık. Bütün bunlar ancak okuyucunun kafasını karıştırır. Vahşilik ve barbarlık, "medeni" insanların kullandığı hor görme ifadeleridir.

Kitapta birçok karışık ve gereksiz sözler ve tarihsel olarak konudan sapma var. Okuduğum 100 sayfadan 10'unu iptal ettim, daha da fazla edebilirdim. Bir kitapta bir tek fazla ve gerksiz söz bile olmamalı, açıklama tam ifade edilmelidir. Ve bölüm sonunda ise şu maskaralıklar var: Siz emperyalistler alçaksınız, sizde kölelik var, esir emeği var, vb. Tüm bunlar Komsomol maskaralığına ve afişlerine benziyor. Bunlar zaman kaybına ve kafa karışıklığına yol açıyor. İnsanların düşüncelerini etkilememiz lazım.

Thomas More ve Campanella ile ilgili olarak onların izole edilmiş olduklarını ve kitlelerle bağları olmadığını söylüyorsunuz. Bu ancak gülmeye neden olur. Bu alakalı mıdır? Ne yani, kitlelere yakın olsalardı bile, bu yakınlık bize ne verecekti? Üretici güçlerin gelişme derecesi, mülkiyet ilişkilerinden kaynaklanan bir eşitsizlik gerektiriyordu. Bu eşitsizliği gidermek kesinlikle mümkün değildi. Ütopyacılar toplumsal gelişme yasalarını bilmiyordu. Burada idealist bir yorum var.

Kadrolarımızın, Marksist ekonomik teorinin bilgisi ile donanması gerekir.

Öncelikle, eski kuşak Bolşevikler, teorik olarak çok sağlamdı. Biz Kapital'i gönülden öğrendik, özetler çıkardık, tartışmalar yürüttük ve birbirimizin bilgisini sınadık. Biz gücümüzü buradan aldık ve bunun bize çok yardımı oldu.

İkinci kuşak daha az hazırlıklıydı. Pratik sorunlarla ve inşa ile meşguldüler. Marksizmi kitapçıklardan öğrendiler.

Üçüncü kuşak ise hicivlerle ve gazete makaleleriyle yetişiyor. Derin bir bilgiye sahip değiller. Onlara kolay sindirilir yiyecekler vermek gerekir. Çoğunluk, Marx ve Lenin'i okuyarak değil alıntılarla yetişiyor.

Eğer bu şekilde devam ederse insanlar yakında yozlaşacaktır. Amerika'da insanlar şunu tartışıyor: Bizim dolara ihtiyacımız var, teoriyi ne yapacağız? Bilimi ne yapacağız? Bizde de insanlar benzer bir şekilde düşünebilir: "Sosyalizmi inşa ederken Kapital'e ne ihtiyacımız var?" Bu bizim için bir tehdit teşkil ediyor; bu bir küçülmedir, ölümdür. Kısmen bile olsa bu duruma düşmemek için, ekonomik bilgi seviyesini geliştirmek zorundayız.

Bu kadar sayfaya gerek yok; (kitap) 766 sayfaya şişirilmiş. 500 sayfadan fazlasına gerek yok ve bunun yarısı sosyalizm öncesi sistemlere, yarısı da sosyalizme ayrılmalı.

Birinci taslağın yazarları, Marx'ın Kapital'de kullandığı terminolojiyi açıklama gereği duymamış. Marx ve Lenin'in en çok kullandığı terimler en başta sunularak okuyucunun Kapital'i ve Marx ve Lenin'in diğer eserlerini anlaması sağlanmalıdır.

Teorik sorunlar konusunda Komisyon'da hiçbir tartışma ve kavganın olmaması kötü. Çalışmanızın tarihsel bir önem taşıdığını unutmayın. Herkes kitabı okuyor olacak. Sovyet iktidarı var olalı 33 yıl oldu, ama hala ekonomi politik ile ilgili bir kitabımız yok. Herkes bunu bekliyor.

Edebi açıdan kitap kötü düzenlenmiş. Pekçok karmaşık söz ve sivil ve kültürel tarihe sapma var. Bu kültür tarihi ile ilgili bir kitap değil. Tarihi konulara daha az sapma olmalı. Sadece teorik önermeleri açıklayabilmek için gerektiğinde bunlara başvurulmalı.

Marx'ın Kapital'ini ve Lenin'in Kapitalizmin Gelişmesi kitabını alın ve onları çalışmanıza rehber olarak kullanın. Kitap hazır olduğunda onu kamuoyunun yargısına sunacağız.

Bi başka gözlem. Kitap taslağında kapitalizm sadece sanayi sektöründe inceleniyor. Ekonomiyi bir bütün olarak ele almak gerekir. Kapital'de Marx da esas olarak sanayiyi ele alıyor; ama onun amacı farklıydı. Kapitalizmi ve onun kötülüklerini teşhir etmesi gerekiyordu. Marx bir bütün olarak ekonominin önemini anlıyordu. Quesnay'ın Tableau Economique'ine (Ekonomik Tablo) verdiği önem bunu gösterir.

Toprak rantı ile ilgili bölümde ise sadece tarımın sorunlarını açıklamakla kendimizi sınırlamayalım. Kapitalizmi teşhir etmekle kalmadık, onu yıktık ve şimdi iktidardayız. Ulusal ekonomi açısından tarımın payını ve önemini biliyoruz. Marx'ta olduğu gibi bizim programımızda da tarıma yeterli dikkat gösterilmiyor. Bu düzeltilmelidir. Ekonomi yasalarını bütünlükleri içinde incelemeliyiz. Tarım ilişkilerini kapitalizmde ve sosyalizmde ihmal etmemeliyiz.

(L.A. Leontyev, K.V. Ostrovityanov, D.T. Shepilov ve P.F. Yudin'in notlarına göre düzenlenmiştir.)
Blogger tarafından desteklenmektedir.