Güncel Görevlerden Biri - Stalin 1918
Stalin
CW 4
9 Nisan 1918
Rusya'da devrimci gelişimin son iki ayı, özellikle Almanlarla barışın imzalanmasından ve bizzat Rusya'da burjuva karşı-devrimin yenilmesinden beri, Sovyet iktidarını sağlamlaştırma ve ölü durumdaki sosyo-ekonomik düzeni yeni, sosyalist biçime planlı bir biçimde donüştürme dönemi olarak karakterize edilebilir. Fabrika ve işletmeleri ulusallaştırma işleminin ilerlemesi, ticaretin ana dalları üzerin de denetimin güçlenmesi, bankaların ulusallaştırılması, Yüksek Ekonomi Konseyi'nin, yakın gelecekteki sosyalist toplumun bu organizasyon hücresinin günden güne gelişen çeşitli faaliyetleri - bütün bunlar, Sovyet iktidarının toplumsal yaşamın gözeneklerine ne kadar derin nüfuz ettiğini kanıtlamaktadır. Merkezde iktidar, artık emekçi kitlelerin kucağında büyüyen gerçek bir halk iktidarı olmuştur.
Sovyet iktidarının gücü ve kuvveti burada yatmaktadır. Öyle görünüyor ki, bunu, daha dün bu iktidarı sabote eden, fakat bugün ona hizmet etmeye hazır burjuva aydınları, Sovyet iktidarının eski düşmanları, teknisyenler ve mühendisler, memurlar ve genel olarak özel bilgi sahibi kişiler bile hissediyorlar.
CW 4
9 Nisan 1918
Rusya'da devrimci gelişimin son iki ayı, özellikle Almanlarla barışın imzalanmasından ve bizzat Rusya'da burjuva karşı-devrimin yenilmesinden beri, Sovyet iktidarını sağlamlaştırma ve ölü durumdaki sosyo-ekonomik düzeni yeni, sosyalist biçime planlı bir biçimde donüştürme dönemi olarak karakterize edilebilir. Fabrika ve işletmeleri ulusallaştırma işleminin ilerlemesi, ticaretin ana dalları üzerin de denetimin güçlenmesi, bankaların ulusallaştırılması, Yüksek Ekonomi Konseyi'nin, yakın gelecekteki sosyalist toplumun bu organizasyon hücresinin günden güne gelişen çeşitli faaliyetleri - bütün bunlar, Sovyet iktidarının toplumsal yaşamın gözeneklerine ne kadar derin nüfuz ettiğini kanıtlamaktadır. Merkezde iktidar, artık emekçi kitlelerin kucağında büyüyen gerçek bir halk iktidarı olmuştur.
Sovyet iktidarının gücü ve kuvveti burada yatmaktadır. Öyle görünüyor ki, bunu, daha dün bu iktidarı sabote eden, fakat bugün ona hizmet etmeye hazır burjuva aydınları, Sovyet iktidarının eski düşmanları, teknisyenler ve mühendisler, memurlar ve genel olarak özel bilgi sahibi kişiler bile hissediyorlar.
Fakat kültürel bakımdan geri unsurların yaşadığı kenar bölgelerde Sovyet
iktidarı henüz aynı ölçüde bir halk iktidarı haline gelememiştir. Merkezde başlamış olan devrim, kenar bölgelere, özellikle de Doğudaki kenar bölgelere belli bir gecikmeyle yayıldı. Bu kenar bölgelerin yaşam ve dil koşulları - ki bu bölgeler bir de ekonomik gerilikle
karakterizedir -, Sovyet iktidarının sağlamlaşmasını biraz zorlaştırdı. Bu bölgelerde iktidarın bir halk
iktidarı haline gelmesi ve emekçi kitlelerini sosyalistleşmeleri için, diğer şeylerin
yanısıra, bu kenar bölgelerin emekçi ve sömürülen kitlelerini özel yöntemlerle devrimci gelişim sürecine çekmek gerekmektedir. Kitleleri Sovyet iktidarına yöneltmek ve onun en iyi temsilcilerini bu iktidarla kaynaştırmak söz konuşudur. Ancak bu, kenar bölgelerin
özerkligi olmaksızın, yani yerli bir okul, yerli yargı kurumu, yerli idari mekanizma, yerli iktidar organları, yerli toplumsal-politik kuruluşlar ve eğitim kurumları olmaksızın olanaksızdır, burada toplumsal ve politik
çalışmamanın tüm alanlarında yerli dilin, bölgedeki emekçi kitlelerin anadillerinin tam meşruiyeti garanti edilmek zorundadır.
Tam da bu düşüncelerden hareket ederek, üçüncü Sovyet Kongresi, Rus Sovyet Cumhuriyeti'nin federal devlet düzenini ilan etmiştir.
Kenar bölgelerdeki Volga Tatarları, Başkırlar, Kırgızlar ve Türkistanlılar arasında geçen yıl Kasım ve Aralık aylarında ortaya
çıkan burjuva-özerk grupların yüzleri, devrimin akışı tarafından giderek açığa
çıkarılmaktadır. Onları "kendi öz kitlelerini" bunlardan kesin olarak koparmak ve bu kitleleri Sovyetler etrafında toplamak için, bunların elinden
özerkliği "almak", bu özerkliği önce burjuva pisliklerinden arındırarak, burjuva
özerkliğinden Sovyet özerkliğe dönüştürmek gerekmektedir. Burjuva-milliyetçi gruplar,
özerkliği "kendi öz kitlelerinin" köleleştirilmesinin bir aracı olarak talep etmektedirler. Tam da bu nedenle
"merkezi Sovyet iktidarını "tanıyorlar", fakat aynı zamanda mahalli Sovyetleri tanımak istemiyorlar ve kendi düşlerinin karşılmamasını talep ediyorlar. Bazı mahalli Sovyetler bu durum karşısında, genelde her türlü
özerkligi reddetme kararı alarak, ulusal sorunun silah zoruyla "çözülümünü" yeğliyorlar. Fakat Sovyet
iktidarı bu yola asla başvuramaz. Bu yol sadece, kitlelerin burjuva-ulusal üst
tabakaların çevresinde toplanmasını ve bu üst tabakaların kendilerini "Vatanın kurtarıcıları",
"ulus" un koruyucuları olarak göstermelerine yarar, ki bu Sovyet iktidarının planıyla kesinlikle uyum
içinde değildir. Sovyet iktidarının güncel görevi, özerkligi reddetmek degil, özerkliği tanımaktır. Ne var ki bu özerklik, mahalli Sovyetler temelinde inşa edilmelidir. iktidar, bir halk
iktidarı, kitlelerin öz iktidarı haline ancak bu yolla gelebilir. Dolayısıyla özerklik,
iktidarı söz konusu ulusun üst tabakalarına değil, alt tabakalarına garanti etmelidir.
Tüm meselenin özu budur.
Tüm meselenin özu budur.
İşte bunun için Sovyet iktidarı, Tatar-Başkir topraklarının özerkliğini ilan etmektedir. Ayrı düşüncelerden hareketle, Kirgızistan, Türkistan bölgelerinin vb. özerkliği planlanmaktadır. Ve bütün bunlar, bu kenar bölgelerin bucak, kaza ve
şehir Sovyetlerinin tamnması temelinde olacaktır. Bu bölgelerin özerkliğinin karakter ve biçiminin saptanması için gerekli olan malzemeyi ve bütün belgeleri toplamak gerekmektedir. ilgili halkların Sovyetlerinin ve Sovyet organlarının kurucu kongrelerini toplamak için komisyonlar kurmak gerekmektedir. Bu kongreler, özerkliğin coğrafi sınırlarının
çerçevesini çizeceklerdir. Bu kongreleri toplamak zorunludur. Önümüzdeki Tüm-Rusya sovyet Kongresi'nin, Rus Sovyet Federasyonu'nun anayasasını hazırlayabilmesi için, bu zorunlu hazırlık aşaması şimdiden yapılmalıdır.
Tatar-Başkir topraklarının Sovyetleri ve bunlar nezdindeki mevcut Müslüman Komiserlikleri
şimdiden işe başladılar. 10-15 Nisan arasında Moskova'da, Kazan, Ufa, Orenberg, Yekaterinburg Sovyetlerinin ve Müslüman Komiserliklerinin temsilcileri, Tatar-Başkir bölgesinin kurucu Sovyet Kongresini toplayacak bir komisyon kurmak için
bir danışma konferansı yapacaktır.
Kırgızistan ve Türkistan'da buna yönelik çalışma henüz başlayacaktır. Bu kenar bölgelerin Sovyetleri, zaman geçirmeksizin işe başlamalı ve bu
çalışmaya söz konusu halkların bütün Sovyet ve devrimci unsurlarını çekmelidir. Birtakım burjuva-milliyetçi grupların önerdiği gibi, "ulusal" "azınlıkların" ve çoğunlukların temsil edildiği, ulusal kuryelere bölünmeye asla izin verilmemelidir. Böyle bir bölünme sadece ulusal kavgayı keskinleştirir, milliyetlerin emekçi kitleleri arasında ayırım duvarını güçlendirir ve geri kalmış halkların aydınlığa ve kültüre giden yollarını kapatır. Kurucu kongrelerin seçimlerin ve özerkliğin temeli milliyetlerin emekçi ve demokratik kitlelerinin ayrı ayrı ulusal birimlere parçalanması değil, bunların Sovyet birliklerinde toplanması olmalıdır.
Demek ki, kenar bölgelerin özerkliği sorunu için materyal toplamak, Sovyetlerde ulusal sosyalist komiserlikler oluşturmak - özerk bölgelerin kurucu Sovyet kongresini toplamak için komisyonlar örgütlemek, bu kongreleri toplamak kendi kaderini tayin hakkından yararlanan halkların emekçi kesimlerini, bölgelerde Sovyet iktidar organlarına yaklaştırmak - işte Sovyetlerin görevi budur.
Milliyetler işleri Halk Komiserligi, Sovyetlerin bölgelerdeki bu zor ve sorumluluk dolu uğraşmasını kolaylaştırmak için bütün önlemleri alacaktır.
Halk Komiseri J. Stalin
Pravda No. 67,
9 Nisan 1918.