TEK ÜLKEDE SOSYALİZMİN ZAFERİ SORUNU
Stalin
"Leninizmin Temelleri Üzerine" yazısı (Mayıs 1924, ilk baskı), tttek ülkede sosyalizmin zaferi sorununa ilişkin iki formü- lasyon içermektedir. Birinci formülasyon şöyle:
"Eskiden tttek ülkede devrimin zaferi imkansız görülürdü, çünkü burjuvazi üzerinde zafer için, tüm ileri ülkelerin, ya da her halükârda bu ülkelerin çoğunluğunun proleterlerinin ortak eyleminin gerekli olduğu varsayılırdı. fiimdi bu görüş artık gerçeğe uymamaktadır. fiimdi böyle bir zaferin mümkün olduğundan hareket etmek gerekir, çünkü emperyalizm koşulları altında çeşitli kapitalist ülkelerin gelişmesinin eşitsiz ve sıçramalı karakteri, emperyalizmin içindeki, kaçınılmaz olarak savaşa götüren felaketli çelişkilerin gelişmesi, dünyanın tüm ülkelerinde devrimci hareketin büyümesi — tüm bunlar, proletaryanın tek tek ülkelerde zaferini yalnız mümkün değil, bilakis gerekli de kılmaktadır." (Bkz. "Leninizmin Temelleri Üzerine"[36].)
Bu tez tamamen doğrudur ve yorum gerektirmez. Diğer ül- kelerde eşzamanlı muzaffer devrim olmaksızın, proletaryanın tek ülkede, iktidarı ele geçirmesini bir ütopya sayan sosyal-demokratların teorisine karşı yönelmiştir.
Fakat, "Leninizmin Temelleri Üzerine" yazısında ikinci bir formülasyon daha vardır. Orda şöyle deniyor:
"Ama tek ülkede burjuvazinin iktidarını devirmek ve prole- tarya iktidarını kurmak, henüz sosyalizmin tam zaferini güven- celemek anlamına gelmez. Sosyalizmin ana görevi sosyalist üretimin örgütlenmesi— daha önümüzde durmaktadır. Birçok ileri ülkenin proleterlerinin ortak çabası olmaksızın bu görev çözülebilir mi, tttek ülkede sosyalizmin nihai zaferi sağlanabilir mi? Hayır, sağlanamaz. Burjuvazinin devrilmesi için, tek ülke- nin çabaları yeterlidir — devrimimizin tarihi bunun kanıtıdır. Sosyalizmin nihai zaferi için, sosyalist üretimin örgütlenmesi için, tek ülkenin, özellikle de Rusya gibi bir köylü ülkesinin çabaları yeterli değildir bunun için birçok ileri ülkenin proleterlerinin çabaları gereklidir." (Bkz. "Leninizmin Temelleri Üzerine", birinci baskı[37].)
Bu ikinci formülasyon, diğer ülkelerde zafer olmadan, tttek ülkede proletarya diktatörlüğünün, "muhafazakâr bir Avrupa karşısında tutunamayacağı"nı söyleyen Leninizm eleştirmenlerinin, Troçkistlerin iddialarına karşı yönelmişti.
Bu ölçüde —ama yalnızca bu ölçüde— bu formülasyon o zaman (Mayıs 1924) yeterliydi, ve hiç kuşkusuz belli bir yarar sağladı.
Ama daha sonra Parti içinde bu alanda Leninizme yönelik eleştirilerin üstesinden gelinip, yeni bir sorun, dıştan yardım olmaksızın, ülkemizin güçleriyle tam sosyalist toplumun kurulması imkanı sorunu gündeme geldiğinde, bu ikinci formü- lasyonun apaçık yetersiz olduğu ve bu yüzden doğru olmadığı görüldü.
Bu formülasyonun eksikliği nerededir?
Bu formülasyonun eksikliği, iki farklı sorunu tek sorun ha- linde birleştirmesidir: olumlu yanıt verilmesi gereken, tttek ülke- nin güçleriyle sosyalizmin kurulması iiimkânııı sorunu, ve olumsuz yanıt verilmesi gereken, proletarya diktatörlüğünün kurulmuş olduğu bir ülkenin, bir dizi başka ülkede muzaffer devrim olmaksızın kendisini bir müdahaleye karşı ve dolayısıyla eski düzenin restorasyonuna karşı tttamamen güven- cede görüp göremeyeceği sorunu. Bu formülasyonun, sosyalist toplumun örgütlenmesinin, tek ülkenin güçleriyle imkansız olduğu şeklinde bir düşünceye sebebiyet verebileceğinden hiç söz etmiyorum, ki bu elbette yanlıştır.
Bu sebepten dolayı, "Ekim Devrimi ve Rus Komünistlerinin Taktiği" (Aralık 1924) yazımda bu formülasyonu değiştirdim ve bu sorunu: burjuva düzeninin restttorasyonuna karşııı tttam garantttiii sorunu ve tttek ülkede tttam sosyalist tttoplllumun kurulllmasııı iiimkânııı sorunu olmak üzere ikiye ayırarak düzelttim. Bu, ilk olarak, ancak "birçok ülkenin proleterlerinin ortak çabalarıyla ulaşılabilecek" olan "sosyalizmin tam zaferi", "eski düzenin yeniden kurulmasına karşı tam güvence" anlamında ele alınarak, ve ikinci olarak, Lenin'in "Kooperatifçilik Üzerine"[38] yazısı temelinde, tam sosyalist toplumu kurmak için gerekli herşeye sahip olduğumuz tartışılmaz gerçeği ifade edilerek sağlandı. ("Ekim Devrimi ve Rus Komünistlerinin Taktiği".)
Bu yeni formülasyon, tttek ülkede sosyalizmin zaferi soru- nunu kapitalizmin stabilizasyonuyla bağıntı içinde ele alan (Ni- san 1925) ve ülkemizin güçleriyle sosyalizmin kurulmasını mümkün ve zorunlu gören XIV. Parti Konferansı'nın ünlü "Ko- mintern'in ve RKP(B)'nin Görevleri Üzerine"[39]
kararına temel alındı.
Bu yeni formülasyon, XIV. Parti Konferansı'ndan hemen sonra, Mayıs 1925'te yayınlanan "RKP(B) XIV. Parti Konferansı Çalışmalarının Sonuçları Üzerine" yazıma da temel oluşturdu.
Tek ülkede sosyalizmin zaferi sorununun ele alınışı üzerine bu yazıda şöyle denmektedir:
"Ülkemiz, iki grup karşıtlık arzetmektedir. Bir karşıtlık grubu —proletarya ile köylülük arasında var olan iç karşıtlıklardır (burada tek ülkede sosyalizmin kurulması kastedilmektedir J. St...). Diğer karşıtlık grubu — sosyalizm ülkesi olarak ül- kemizle, kapitalizmin ülkeleri olarak tüm diğer ülkeler arasındaki dış karşıtlıklardır (burada sosyalizmin nihai zaferi kastedilmektedir J... St...)..." "Her kim tttek ülkenin gücüyle ta- mamen aşılabilecek olan birinci grup karşıtlıklarla, aşılmaları birçok ülkenin proletaryasının çabalarını gerektiren ikinci grup karşıtlıkları birbirine karıştırırsa, o en kaba biçimde Leninizmi çiğnemektedir, o ya kafası karmakarışık bir kimse, ya da iflah olmaz bir oportünisttir." (Bkz. "RKP(B) XIV. Konferansı Çalışmalarının Sonuçları Üzerine"[40].)
Ülkemizde sosyalizmin zaferiii sorunu üzerine orada şöyle denmektedir:
"Sosyalizmi kurabiliriz, ve biz onu, işçi sınıfı önderliğinde, köylülükle birlikte inşa edeceğiz", ... çünkü "proletarya diktatörlüğü altında bizde... tam sosyalist toplumu kurmak için gerekli olan tüm önşartlar vardır, ki bu münasebetle tüm ve her türlü iç zorluklar aşılacaktır, çünkü onları kendi gücümüzle aşabiliriz ve aşmak zorundayız." (Aynı yerde[41].)
Ülkemizde sosyalizmin niiihaiii zaferi sorunu üzerine oradaşöyle denmektedir:
"Sosyalizmin nihai zaferi, müdahale ve dolayısıyla resto- rasyon denemelerine karşı tam garantidir, çünkü az buçuk ciddi bir restorasyon denemesi ancak dışarıdan ciddi bir destekle, ancak uluslararası sermayenin desteğiyle yapılabilir. Bu yüzden, devrimimizin tüm ülkelerin işçileri tarafından desteklenmesi, ve dahası, bu işçilerin en azından birkaç ülkede zaferi, ilk muzaffer ülkenin müdahale ve restorasyon denemelerine karşı tam güvencelenmesi için vazgeçilmez önşarttır, sosyalizmin nihai zaferi için vazgeçilmez önşarttır." (Aynı yerde[42].)
Yeterince açık zannediyorum.
Bilindiği gibi bu sorun, "Sorular ve Yanıtlar" yazımda (Haziran 1925) ve SBKP(B) XIV. Parti Kongresi'nde MK'nin faaliyet raporunda[43] (Aralık 1925) da aynı doğrultuda ele alınmaktadır.
Olgular bunlardır.
Bu olgular, öyle sanıyorum ki, tüm yoldaşlarca bilinmek- tedir. Zinovyev de dahil.
Zinovyev şimdi, Parti içindeki ideolojik mücadeleden nere- deyse iki yıl sonra ve XIV. Parti Konferansı'nda alınan karardan (Nisan 1925) sonra, XIV. Parti Kongresi'ndeki kapayış konuşmasında (Aralık 1925), Stalin'in Nisan 1924'te kaleme alınmış yazısından eski, bütünüyle yetersiz formülü kazıp çıkararak bunu artık çözülmüş olan, tek ülkede sosyalizmin za- feri sorununun çözümü için temel yapmayı mümkün görüyorsa, Zinovyev'in bu garip tavrı, onun bu sorunda tamamen kördüğüm olduğunu gösterir yalnızca. Parti ilerledikten sonra onu geriye çekmek, MK Plenumu[44] tarafından onaylandıktan sonra XIV. Parti Konferansı'nın kararını atlamak, onmaz biçim- de çelişkilere batmak demektir, sosyalizmin inşası davasına inanmamak, Lenin'in yolundan ayrılmak ve kendi yenilgisini belgelemek demektir.
Tek ülkede sosyalizmin zaferi imkânı ne anlama gelir?
Proletarya ile köylülük arasındaki çelişkileri, ülkemizin iç güçlerine dayanarak aşma imkânı anlamına gelir, proletaryanın iktidarı ele geçirip, bu iktidardan, ülkemizde tam sosyalist toplumu kurmak için yararlanabilmesi imkânı anlamına gelir, diğer ülke proleterlerinin sempati ve desteğine dayanarak, ama bu ülkelerde proleter devrimin önceden zaferi olmaksızın.
Bu imkân olmaksızın, sosyalizmin inşası, perspektifsiz bir sosyal inşadır, sosyalizmin tam olarak inşa edileceği inancı olmayan bir inşadır. Sosyalizm, onu tam olarak inşa etmenin mümkün olacağına inanılmadan, ülkemizin teknik geriliğinin, tam sosya- list toplumun kurulması için üstttesinden gelinemez bir engel olmadığına inanılmadan inşa edilemez. Bu imkânın yadsınması, sosyalizmin inşası davasına inançsızlık demektir, Leninizmden yüz çevirmek demektir.
Diğer ülkelerde devrimin zaferi olmaksızın, tttek ülkede sos- yalizmin tam, nihai zaferinin imkânsızlığı ne demektir?
Bu, devrim en azından bir dizi ülkede zafere ulaşmadan, müdahaleye ve dolayısıyla da burjuva düzenin restorasyonuna karşı tam bir garantiye sahip olmanın imkânsız olduğu demektir. Bu tartışma götürmez tezin yadsınması, enternasyonalizmden yüz çevirmek, Leninizmden yüz çevirmek
demektir.
"Biz", diyor Lenin, "sadece bir devlette değil, aynı zamanda bir devletler sisteminde aşıyoruz, ve emperyalist devletlerin yanında Sovyet Cumhuriyeti'nin varlığı uzun vade- de düşünülemezdir. Sonunda ya biri ya öteki zafer kazanacaktır. Ama bu son gelene dek, Sovyet cumhuriyeti ile burjuva devletleri arasında bir dizi korkunç çatışmalar kaçınılmazdır. Bu demektir ki, egemen sınıf, proletarya, ege- men olmak istiyorsa ve olacaksa, bunu askeri örgütüyle de kanıtlamak zorundadır." (Bkz. Bütün Eserler, 4. baskı, cilt 29, s.133, Rusça.)
"Önümüzde", diyor Lenin bir başka yerde, "son derece kararsız, ama yine de hiç kuşkuya yer bırakmayan, tartışma götürmez belli bir denge var. Bunun uzun sürüp sürmeyeceğini bilmiyorum, ve bunun bilinemeyeceğini sanıyorum. Ve bu yüz- den, tarafımızdan en büyük dikkat gereklidir. Ve politikamızın ilk kuralı, bu yıl süresince hükümet faaliyetimizden çıkan ilkders, tüm işçi ve köylülerin benimsemesi gereken ders şudur:dikkatli olmak, bize karşı en büyük nefreti açıkça ifade eden kişiler, sınıflar ve hükümetlerce çevrili olduğumuzu anımsamak. Bir istiladan daima sadece kılpayı uzakta olduğumuzu unutmamalıyız." (Bkz. Bütün Eserler, 4. baskı, cilt 33, s. 122, Rusça.)
Bu açıktır sanıyorum.
Tek ülkede sosyalizmin zaferi sorunu konusunda Zinovyev'de durum ne?
Dinleyin:
"Sosyalizmin nihai zaferinden en azından şunlar anlaşılır:
1. sınıfların ortadan kaldırılması, ve dolayısıyla
2. tek sınıfın diktatörlüğünün, verili durumda proletarya diktatörlüğünün ortadan kaldırılması..." "Sorunun bizde SSCB'de 1925 yılında nasıl durduğu konusunda daha berrak bir fikir edinmek için", diyor Zinovyev devamla, "iki şeyi ayırt etmeliyiz: 1. sosyalizmi inşa imkanının güvence altına alınmış olması — böyle bir imkân, elbette, tek ülkenin sınırları içinde de tamamen tasavvur edilebilirdir, ve 2. sosyalizmin nihai kuruluşu ve sağlamlaştırılması, yani sosyalist düzenin, sosyalist toplumun gerçekleştirilmesi."
Bütün bunlar ne anlama gelebilir?
Tek ülkede sosyalizmin nihai zaferinden, Zinovyev'in, müdahale ve restorasyona karşı güvenceyi değil, tam sosyalist top- lumun kurulması imkânını anladığından başka bir anlama gelmez. Tek ülkede sosyalizmin zaferinden Zinovyev'in anladığı ise, tam sosyalizmin kurulmasına götüremeyecek olan ve götürmemesi gereken bir sosyalizm inşasıdır. Gelişigüzel, perspektifsiz bir inşa; tam sosyalist toplumu kurma imkânı bulunmayan bir sosyalizm inşası — Zinovyev'in pozisyonu budur.
Onu tam olarak kurma imkânına sahip olmaksızın sosyalizmi inşa etmek, onu tttam olllarak kuramayacağııınııı bile bile inşa etmek — Zinovyev işi böylesi saçmalıklara kadar vardırdı.
Fakat bu, sorunu çözmek değil, onunla alay etmektir!
Zinovyev'in XIV. Parti Kongresi'ndeki kapayış konuşmasından bir alıntı daha:
"Örneğin Yakovlev yoldaşın en son Kursk il Parti Konferası'nda ne kadar ileri gittiğine bakınız: 'tek ülkede, her yanımız kapitalist düşmanlarca kuşatılmışken, bu koşullar altında tek ülkede sosyalizmi tam olarak kurabilir miyiz?' diye soruyor. Ve yanıtlıyor: 'fiimdiye dek söylenenler temelinde, yalnızca sosyalizmi inşa etmekle kalmayıp, şimdilik yalnız olmamıza, şimdilik dünyada tttek Sovyet ülkesi olmamıza rağmen, tek Sovyet devleti olmamıza rağmen, sosyalizmi tam olarak kuracağımızı da iddia etme hakkına sahibiz'. ("Kurskaya Pravda", No. 279, 8 Aralık 1925.) Bu sorunun Leninist tarzda konuşu mudur",,, diye soruyor Zinovyev, "bu,,, ulusal darkafalılık kokmuyor mu?"
Böylece Zinovyev'e göre, tek ülkede sosyalizmin tam ola rak kurulması imkânını kabul etmek, ulusal darkafalılığa düşmek demektir, bu olasılığı yadsımak ise enternasyonalizm görüşünü savunmak.
Ama bu doğruysa, o zaman iktisadımızdaki kapitalist unsurlar üzerinde zafer uğruna mücadele etmeye değer mi? Bundan, böyle bir zaferin imkânsız olduğu sonucu çıkmaz mı?
İktisadımızın kapitalist unsurları önünde teslimiyet — Zinovyev'in argümantasyonunun iç mantığı bizi buraya götürü yor.
Ve Leninizmle hiçbir ortak yanı olmayan bu saçmalık, Zi novyev tarafından bize, "enternasyonalizm" diye sunuluyor,"yüzde yüz Leninizm" diye sunuluyor!
Zinovyev'in, sosyalizmin inşası gibi önemli bir sorunda, Leninizmden uzaklaştığını ve Menşevik Zuhanov'un görüşüne kaydığını iddia ediyorum.
Lenin'e başvuralım. İşte Lenin'in tttek ülkede sosyalizmin zaferi üzerine, daha Ekim Devrimi'nden önce, Ağustos 1915'de söyledikleri:
"İktisadi ve siyasi gelişmenin eşitsizliği, kapitalizmin mut- lak bir yasasıdır. Burdan şu sonuç çıkar ki, sosyalizmin zaferi - başlangıçta birkaç kapitalist ülkede ya da tek başına alınan bir ülkede bile olanaklıdır. Bu ülkenin muzaffer proletaryası, kapi- talistleri mülksüzleştirdikten ve kendiii ülllkesiiinde sosyallliiisttt üretttiiimiii örgütttlllediiikttten sonrakendini diğer, kapitalist dünyanın karşısına koyacak ve diğer ülkelerin ezilen sınıflarını kendi yanına çekecek, onlarda kapitalistlere karşı isyanlar kö- rükleyecek ve gerektiğinde sömürücü sınıflara ve onların devletlerine karşı hatta silah zoruna bile başvuracaktır." (Bkz. Bü- tün Eserler, 4. baskı, cilt 21, s. 311.)
Lenin'in tarafımızdan altı çizilen: "kendi ülkesinde sosyalist üretimi örgütledikten sonra" sözleri ne anlama geliyor? Muzaf- fer ülkenin proletaryasının kendi ülkesinde iktidarı ele geçirdikten sonra sosyalist üretimi örgütttllleyebiiillleceğiii ve örgütttlllemek zorunda olduğu anlamına geliyor. Ve "sosyalist üretimi örgüt- lemek" ne anlama geliyor? Sosyalist toplumu tam olarak kurmak anlamına geliyor. Lenin'in bu açık ve kesin tezinin hiçbir yorum gerektirmediğini kanıtlamaya gerek yok. Aksi takdirde, neden Lenin'in Ekim 1917'de iktidarın proletarya tarafından elegeçirilmesi çağrısında bulunduğu anlaşılmaz olur.
Lenin'in bu açık teziyle, Zinovyev'in "tttek ülkenin sınırları içinde" sosyalizmi inşa edebileceğimiz, ancak onu tam olarak kurmamızın iiimkansııız olduğunu söyleyen karışık ve anti-Leni- nist "tez"i arasında dünya kadar fark olduğu görülüyor.
Lenin bunu 1915 yılında, iktidarın proletarya tarafından alınmasından önce söylemişti. Ama belki de
iktidarın ele geçi- rilmesi deneyiminden, 1917'den sonra görüşleri değişmiş olmasın? Lenin'in 1923 yılında kaleme alınmış olan "Koopera- tifçilik Üzerine" yazısına başvuralım.
"Gerçekten de", diyor Lenin, "tüm büyük-çaplı üretim araçları üzerinde devletin tasarruf yetkisi, devlet iktidarının proletaryanın ellerinde olması, bu proletaryanın milyonlarca küçük ve küçücük köylülerle ittifakı, bu proletaryanın köylülük karşısındaki yönetici konumunun güvenlik altına alınmış olması vs. — tüm bunlar, daha önce küçümseyerek bezirgânlık olarak gördüğümüz ve şimdi,NEP düzeninde bazı bakımlardan öyle görmekte haklı olduğumuz kooperatiflerden, sadece kooperatiflerden hareket ederek, tttam sosyallliiisttt tttoplllumu kurmak için gerekli olan herşey değil mi?* Bu, henüz sosyalist bir toplumun kuruluşu değildir, ama bu kurullluş iiiçiiin gerekllliii ve yettterllliii olllan herşeydiiir*..."
Başka bir ifadeyle: Tam sosyalist toplumu kurabiliriz ve kurmalıyız, çünkü bu kuruluş için gerekli ve yeterli olan her şeye sahibiz.
Daha açık ifade edilemeyeceğini sanıyorum.
Lenin'in bu klasik tezini, Zinovyev'in Yakovlev'e verdiği anti-Leninist yanıtla karşılaştırınız, o zaman göreceksiniz ki Ya- kovlev sadece, Lenin'in tttek ülkede sosyalizmin kurulma imkanı üzerine sözlerini tekrarlamıştır, bu teze karşı çıkan veYakovlev'i şiddetle eleştiren Zinovyev ise Lenin'den uzaklaşmış ve Menşevik Zuhanov'un görüşüne, ülkemizde sosyalizmin kuruluşunun, ülkenin teknik geriliği sonucu imkânsız olduğu görüşüne gelmiştir.
Ne ki, sosyalizmi tam olarak kurmaya güvenmiyorduysak, hangi amaçla Ekim 1917'de iktidarı ele geçirdiğimiz anlaşılmaz kalıyor.
Ekiiim 1917''''de iiiktttiiidar ellle geçiiiriiilllmemellliiiydiii — Zinov- yev'in argümantasyonunun iç mantığının bizi götürdüğü sonuç budur.
Ayrıca ben, Zinovyev'in, sosyalizmin zaferi gibi böylesine önemli bir sorunda, XIV. Parti Konferansı'nın "KEYK Genişletilmiş Plenumu'yla Bağıntı İçinde Komintern'in ve RKP(B)'nin Görevleri Üzerine" ünlü kararında saptanmış olan Partimizin belirli kararlarına karşı mücadeleye giriştiğini iddia ediyorum.
Bu karara başvuralım. Orada tttek ülkede sosyalizmin zaferi üzerine şöyle deniyor:
"Birbirine taban tabana zıt iki toplumsal sistemin varlığı, sürekli olarak bir kapitalist kuşatma tehlikesine, başka ekonomik baskı biçimleri tehlikesine, silahlı mücadele ve resto- rasyon tehlikesine neden olur. Dolayısıyla sosyallliiizmiiin niiihaiii zaferiii için yegâne güvence, yani restttorasyona karşııı güvence,,,* sosyalist devrimin bir dizi ülkede zaferidir..." "Leni- nizm, burjuva ilişkilerin biiir restttorasyonuna karşııı tttam güven- ce anlllamııında* sosyalizmin niiihaiii zaferiiiniiin ancak uluslararası ölçekte mümkün olduğunu öğretir..." "Bundan, Rusya gibi geri bir ülkede, teknik ve ekonomik bakımdan daha gelişmiş ülkele- rin 'devlet yardımı' (Troçki) olmadan tttam sosyallliiisttt tttoplllumu* kurmanın imkansız olduğu sonucu asllla* çıkmaz." (Bkz. karar[45].)
Kararın, sosyalizmin nihai zaferini —Zinovyev'in "Leni- nizm" kitabında savunduğu görüşün tttam tttersiiine— müdahale ve restorasyona karşı güvence anlamında ele aldığı görülüyor.
Kararın, Rusya gibi geri bir ülkede, teknik ve ekonomik bakımdan daha gelişmiş ülkelerin "devlet yardımı" olmadan tam sosyalist toplumu kurmanın —Zinovyev'in XIV. Parti Kongre- si'ndeki kapayış konuşmasında Yakovlev'e verdiği yanıtta ileri sürdüğü aksi yöndeki düşünceye tttamamen karşıııttt olllarak— mümkün olduğunu kabul ettiği görülüyor.
Buna, Zinovyev'in XIV. Parti Konferansı kararına karşı mücadelesi dışında ne ad verilebilir?
Elbette ki Parti kararları bazen kusursuz değildir. Parti kararlarının hatalar içerdiği olur. Genel konuşulduğunda, XIV. Parti Konferansı kararının da bazı hatalar içerdiği varsayımı ca- iz sayılırdı. Zinovyev'in bu kararı hatalı bulması mümkündür. Ama o zaman bunu bir Bolşevike yaraşır biçimde, açık ve net olarak ifade etmek gerekir. Fakat Zinovyev her nedense böyle yapmıyor. O başka bir yol seçmeyi ve kararın adını anmaksızın ve karara herhangi bir açık eleştiri getirmeksizin, XIV. Parti Konferansı kararına arkadan saldırmayı yeğledi. Anlaşılan Zinovyev, hedefe en iyi bu yoldan varılacağına inanıyor. Hedefi ise şu: kararı "iyileştirmek" ve Lenin'i "birazcık" düzeltmek.
Kanıtlamaya gerek yok ki, Zinovyev hesabında yanılmıştır.
Zinovyev'in hatası nereden geliyor? Bu hatanın kökleri ne- rede yatıyor?
Bu hatanın kökleri görüşümce, Zinovyev'in, tam sosyalist toplumun kuruluşu için ülkemizin teknik geriliğinin üstttesiiinden gellliiinemez bir engel olduğu, proletaryanın ülkemizin teknik geriliği sonucu sosyalizmi kuramayacağı inancında yatıyor. Zi- novyev ve Kamenev bir keresinde, Parti'nin Nisan Konferansı'ndan[46] önce MK oturumlarından birinde bu iddiay- la ortaya çıkmayı denediler. Ama reddedildiler ve karşıt görüşe, MK çoğunluğunun görüşüne biiiçiiimselll olllarak boyun eğerek geri çekilmek zorunda kaldılar. Zinovyev biçimsel olarak bu görüşe boyun eğmesine rağmen, tüm zaman boyunca ona karşı mücadeleyi sürdürdü. RKP(B) MK'sındaki bu "olay" üzerine, Partimizin Moskova Komitesi, Leningrad İl Parti Konferansının mektubuna "Yanıt"ında şöyle demektedir[47]:
"Daha kısa süre önce Kamenev ve Zinovyev Politbüro'da, eğer uluslararası devrim yardımımıza yetişmezse, teknik ve ekonomik geriliğimiz sonucu iç zorlukların üstesinden gelecek durumda olmadığımız görüşünü savundular. Fakat biz, MK çoğunluğuyla birlikte, teknik geriliğimize bakmaksızın ve ona rağmen, sosyalizmi inşa edebileceğimiz, onu inşa edeceğimiz ve inşayı sonuna kadar götüreceğimiz görüşündeyiz. Bu inşanın, dünya ölçeğinde bir zafer durumunda olduğundan elbette çok daha yavaş cereyan edeceği görüşündeyiz, ama buna rağmen ilerliyoruz ve ilerleyeceğiz.
Aynı şekilde, Kamenev ve Zinovyev'in görüşünün, işçi sınıfımızın ve onu izleyen köylü kitlelerinin iç güçlerine inançsızlığı ifade ettiği düşüncesindeyiz. Bu görüşün, Lenin'in pozisyonundan yüz çevirme anlamına geldiğini düşünüyoruz." (Bkz. "Yanıt".)
Bu belge basında, XIV. Parti Kongresi'nin ilk oturumları sırasında yayınlandı. Tabii ki Zinovyev'in, daha Parti Kongre- si'nde, bu belgeye karşı tavır takınma imkânı vardı. Zinovyev ve Kamenev'in, Partimizin Moskova Komitesi tarafından onlara karşı getirilen bu ağır suçlama karşısında hiçbir argüman bulamamaları dikkate değerdir. Bu bir tesadüf müdür? Tesadüfolduğunu sanmıyorum. Suçlama besbelli ki tam hedefe isabet etmiştir. Zinovyev ve Kamenev, buna karşı "muharebeye sürecek" bir şeyleri olmadığı için suçlamayı suskunlukla "yanıtlamışlardır".
"Yeni muhalefet", Zinovyev ülkemizde sosyalist inşanın za- ferine inançsızlıkla suçlandığı için alındı. Ama eğer Zinovyev, tttek ülkede sosyalizmin zaferi sorunu tam bir yıl boyunca tartışıldıktan sonra, Zinovyev'in görüşü MK Politbürosu (Nisan 1925) tarafından reddedildikten sonra, bu sorun üzerine Par- ti'nin —XIV. Parti Konferansı'nın (Nisan 1925) ünlü kararında yazıya dökülmüş olan— belli bir görüşü oluştuktan sonra, bütün bunlardan sonra Zinovyev "Leninizm" kitabında (Eylül 1925) Parti'nin görüşüne karşı çıkmaya karar veriyorsa, sonra bu çıkışıXIV. Parti Kongresi'nde yineliyorsa — bütün bunlar, hatalarını savunmasındaki bu inatçı ısrarlılık, bu dikkafalılık, Zinovyev'in ülkemizde sosyalist inşanın zaferine inançsızlık hastalığına yakalandığı, umutsuz biçimde yakalandığından başka nasıl açıklanır?
Zinovyev bu inançsızlığına enternasyonalizm süsü vermek- ten hoşlanıyor. Ama ne zamandan beri bizde, Leninizmin baş sorununda Leninizmden yüz çevirme enternasyonalizm olarak adlandırılıyor?
Burada enternasyonalizme ve uluslararası devrime karşı günah işleyenin Parti değil, Zinovyev olduğunu söylemek daha doğru olmaz mı? Çünkü ülkemiz, "inşa halindeki sosyalizmin" ülkesi, dünya devriminin üssünden başka nedir ki? Ama sosya- list toplumu kurmaya yetenekli değilse, dünya devriminin gerçek üssü olabilir mi? Eğer kendi ülkesinde ekonomimizin kapi- talist unsurları
üzerinde zafer kazanma, sosyalist inşanın zaferini kazanma yeteneğinde değilse, kuşkusuz şimdi olduğu gibi, tüm ülkelerin işçileri için muazzam bir çekim merkezi olarak kalabilir mi? Kalamayacağını sanıyorum. Ama bundan, sosya- list inşanın zaferine inançsızlığın, bu inançsızlığı yaymanın, dünya devriminin üssü olarak ülkemizin saygınlığının sarsılmasına yol açtığı sonucu çıkmaz mı? Ülkemizin saygınlığının sarsılması ise dünya devrimci hareketinin güçsüzleşmesine yol açar. Sosyal-demokrat baylar işçileri biz- den neyle korkutup uzaklaştırmayı denediler? "Rusların bir şey başaramayacakları" propagandasıyla. fiu anda sosyal-demokrat- ları yenilgiye uğratmamızı sağlayan, öbek öbek işçi delegasyonlarını ülkemize çeken, böylece tüm dünyada komü- nizmin pozisyonunu güçlendirmemizi sağlayan şey nedir? Sos- yalizmi inşadaki başarılarımızdır. Fakat şimdi artık, sosyalizmi inşadaki başarılarımıza inançsızlık propaganda edenin, dolaylı yoldan sosyal-demokratlara yardım ettiği, uluslararası devrimci hareketin atılım gücünü zayıflattığı ve kaçınılmaz olarak enter- nasyonalizme sırt çevirdiği açık değil midir?..
Zinovyev'in "enternasyonalizm"inin, tttek ülkede sosya- lizmin inşası sorununda onun "yüzde yüz Leninizm"inden daha iyi durumda olmadığı görülüyor.
Bu yüzden XIV. Parti Kongresi, "Yeni Muhalefet"in görüşlerini "sosyalizmin inşasına inançsızlık" ve
"Leninizmin çarpıtılması"[48] olarak tanımladığında doğru davranmıştır.
VII
SOSYALİST İNŞANIN ZAFERİ UĞRUNA MÜCADELE