Parti Tarihi Bölüm - 8 - 3 - (1918 – 1920)
J. V. STALİN
SOVYETLER BİRLİĞİ KOMÜNİST PARTİSİ (BOLŞEVİK) TARİHİ
SOVYETLER BİRLİĞİ KOMÜNİST PARTİSİ (BOLŞEVİK) TARİHİ
3 -MÜDAHALENİN GELİŞMESİ, SOVYET ÜLKESİNİN ABLUKAYA ALINMASI. KOLÇAK'IN HAREKATI VE YENİLGİSİ. DENİKİN'İN HAREKATI VE YENİLGİSİ. ÜÇ AYLIK BİR ARA. IX. PARTİ KONGRESİ.
Antant devletleri, Almanya ve Avusturya'yı yendikten sonra, Sovyet ülkesine karşı büyük askeri kuvvetler salmaya karar verdiler. Almanya'nın yenilgisinden ve Alman birliklerinin Ukrayna ve Kafkasya'yı boşaltmasından sonra, Almanların yerini, donanmalarını Karadeniz'e gönderen ve Odessa ile Trans-Kafkasya'ya asker çıkartan İngilizler ve Fransızlar aldı. Antant müdahalecilerinin gaddarlığı işgal edilmiş bölgelerde öyle hayvani boyutlara ulaştı ki, işçi ve köylüleri toplu halde kurşuna dizmekten çekinmediler. En sonunda, Türkistan'ın işgalinden sonra Müdahaleciler küstahlıkta o kadar ileri gittiler ki aralarında Şaumyan, Fioletov, Caparidze, Maligin, Azizbekov, Koraganov yoldaşların da bulunduğu 26 önde gelen Baku'lu Bolşeviki Hazar ötesine kaçırdılar ve Sosyal-Devrimcilerin yardımıyla alçakça kurşuna dizdiler.
Müdahaleciler kısa süre sonra Rusya'ya abluka ilan ettiler. Bütün deniz yolları ve dış dünya ile diğer haberleşme hatları kesildi.
Böylece Sovyet ülkesi hemen her yandan çembere alındı.
Antant o sırada esas umudunu, Sibirya'da Omsk'taki kuklası Amiral Kolçak'a bağlamıştı. Kolçak, “Rusya'nın Yüce Hükümdarı” ilan edildi ve ülkedeki bütün karşı-devrimci kuvvetler onun komutası altına girdiler.
Böylece Doğu Cephesi esas cephe haline geldi.
Büyük bir ordu toplayan Kolçak, 1919 ilkbaharında neredeyse Volga'ya kadar yaklaştı. Bolşevik kuvvetlerinin en iyileri onun üzerine gönderildi; Komünist Gençlik Birliği üyeleri ve işçiler seferber edildiler. Nisan 1919'da Kızıl Ordu Kolçak'ı ağır bir yenilgiye uğrattı. Kısa süre sonra Kolçak ordusu tüm cephe boyunca geri çekilmeye başladı.
Kızıl Ordu'nun Doğu Cephesindeki saldırı operasyonları tam istim ilerlerken, Troçki şüpheli bir plan önerdi: İlerleyişi Urallara ulaşmadan durdurmak, Kolçak ordusunu kovalamayı bırakmak ve birlikleri Doğu Cephesinden Güney Cephesine nakletmek. Parti Merkez Komitesi, Uralların ve Sibirya'nın Kolçak'ın elinde bırakılmaması gerektiğini, çünkü onun orada, Japonların ve İngilizlerin yardımıyla yaralarını sarabileceğini ve tekrar ayakları üzerine dikilebileceğini gayet iyi kavradığından, bu planı reddetti ve ilerlemeye devam edilmesi direktifini verdi. Bu direktifle hemfikir olmayan Troçki istifa etti. Merkez Komitesi bu istifayı reddetti ve aynı zamanda, ona derhal Doğu Cephesindeki operasyonların yönetimine katılmaktan kaçınmasını emretti. Kızıl Ordu Kolçak'a karşı taarruzunu daha da büyük bir enerjiyle sürdürdü; onu birçok yenilgiye daha uğrattı ve Uralları ve Sibirya'yı Beyazlardan temizledi, bunda Kızıl Ordu, Beyazları cephe gerisinde ortaya çıkan güçlü bir partizan hareketi tarafından desteklendi.
1919 yazında emperyalistler, Kuzey-Batıdaki (Baltık ülkelerindeki ve Petrograd dolaylarındaki) karşı-devrimcileri yöneten General Yudeniç'e, Petrograd'a saldırarak Kızıl Ordunun dikkatini Doğu Cephesinden kaydırma görevini verdiler. Petrograd yakınındaki iki kalenin garnizonları, eski subayların karşı-devrimci kışkırtmalarının etkisiyle, Sovyet iktidarına karşı isyan etti. Aynı zamanda Cephe Karargahında karşı-devrimci bir komplo ortaya çıkarıldı. Düşman Petrograd'ı tehdit ediyordu. Fakat Sovyet Hükümeti tarafından alınan tedbirlerle asi kaleler işçilerin ve bahriyelilerin desteği sayesinde Beyazlardan temizlendi, Yudeniç'in birlikleri yenilgiye uğratıldı ve Yudeniç Estonya sınırının ötesine atıldı.
Yudeniç'in Petrograd önlerindeki yenilgisi, Kolçak'a karşı mücadeleyi kolaylaştırdı. 1919 sonunda Kolçak'ın ordusu tamamen bozguna uğratıldı. Kolçak'ın kendisi esir alındı ve İrkutsk'ta Devrim Komitesi'nin kararı uyarınca kurşuna dizildi.
Böylece Kolçak'ın işi bitirildi.
O sıralalar Sibiryalılar Kolçak hakkında şu şarkıyı söylüyorlardı:
Üniforması İngiliz,
Fransa'dan apoletleri,
Tütünü Japon -
Sibirya hükümdarı
Üniforma paramparça,
Apoletler toz-duman,
Tütün de öyle,
Bitti işi hükümdarın.
Kolçak'ın, kendine beslenen umutları boşa çıkardığını gören müdahaleciler, Sovyet Cumhuriyetine karşı saldırı planlarını değiştirdiler. Odessa'ya çıkartılmış olan birliklerin geri çekilmesi gerekti, çünkü Sovyet Cumhuriyeti'nin ordularıyla temasa gelen müdahalecilerin askerlerine devrimci ruh bulaşmış ve emperyalist efendilerine karşı isyana başlamışlardı. Örneğin, Odessa'da Fransız bahriyelileri André Marty önderliğinde ayaklandı. Bundan dolayı, Kolçak'ın yenilmesinden sonra Antant devletleri dikkatlerini, Kornilov'un hempası ve “Gönüllü Ordusu”nun örgütleyicisi General Denikin üzerinde topladılar. O sırada Denikin güneyde, Kuban bölgesinde Sovyet iktidarına karşı operasyon halindeydi. Antant devletleri, onun ordusuna bol miktarda silah, cephane ve diğer malzeme temin ettiler ve onu Sovyet iktidarına karşı kuzeye sürdüler.
Bu kez Güney Cephesi esas cephe haline geldi.
Denikin, Sovyet iktidarına karşı esas harekâtına, 1919 yazında başladı. Troçki Güney Cephesindeki çalışmayı dezorganize etmişti ve birliklerimiz yenilgi üstüne yenilgi alıyordu. Ekim, ortasına kadar Beyazlar Ukrayna'nın tamamını ele geçirdiler, Orel'i zaptettiler ve ordumuzun fişek, tüfek ve makineli tüfek ikmalini yapan Tula önlerine kadar geldiler. Moskova'ya yaklaştılar. Sovyet Cumhuriyetinin durumu son derece vahim bir hale geldi. Parti tehlike çanını çaldı ve halkı direnmeye çağırdı. Lenin, “Herkes Denikin'e karşı savaş için!” şiarını attı. Bolşeviklerden ilham alan işçiler ve köylüler, düşmanı ezmek için bütün güçlerini topladılar.
Denikin'i bozguna uğratma kampanyasını örgütlemek üzere Merkez Komitesi, Stalin, Voroşilov, Orkonikidze ve Budyonni yoldaşları Güney Cephesine gönderdi. Troçki, Kızıl Ordunun güneydeki operasyonlarının yönetiminden uzaklaştırıldı. Stalin yoldaşın cepheye varmasından önce, Güney Cephesi Komutanlığı, Troçki'yle birlikte, Denikin'e esas darbeyi Çariçin'den hareketle Don stepleri üzerinden Novorossisk yönünde vurmayı öngören bir plan hazırlamıştı; bu bölgede Kızıl Ordu, yolsuz arazide ilerlemek ve o sırada büyük ölçüde Beyaz Muhafızların etkisi altında bulunan Kazakların yaşadığı bölgelerden geçmek zorunda kalacaktı. Stalin yoldaş bu planı ağır bir şekilde eleştirdi ve Merkez Komitesine, Denikin'i bozguna uğratmak için kendi planını sundu. Bu plana göre esas darbe Harkov-Donetz HavzasıRostov üzerinden vuracaktı. Bu plan, birliklerimizin halkın açık desteğine sahip olduğu işçi ve köylü bölgelerinden geçerek, Denikin'e karşı hızla ilerlemesini sağlayacaktı. Ayrıca bu bölgede varolan yoğun demiryolu şebekesi, ordularımızın bütün ihtiyaçlarının düzenli bir şekilde ikmalini sağlayacaktı. Son olarak bu plan, Donetz Havzasını kurtarma ve ülkemize yakıt sağlama olanağı verecekti.
Parti Merkez Komitesi, Stalin yoldaşın planını kabul etti. 1919 Ekiminin ikinci yarısında, Denikin, şiddetli bir direnişten sonra, Orel ve Voronej civarındaki tayin edici çarpışmalarda Kızıl Ordu tarafından yenilgiye uğratıldı. Denikin hızla geri çekilmeye başladı ve kuvvetlerimiz tarafından kovalanarak güneye kaçtı. 1920 başında bütün Ukrayna ve Kuzey Kafkasya, Beyazlardan temizlenmişti.
Güney Cephesindeki tayin edici çarpışmalar sırasında emperyalistler, kuvvetlerimizi güneyden başka tarafa kaydırmak ve böylece Denikin ordusunun durumunu iyileştirmek için Yudeniç'in kolordusunu tekrar Petrograd'a saldırttılar. Beyazlar Petrograd'ın kapılarına kadar yaklaştı. Kahraman Petrograd proletaryası, devrimin birinci şehrini kanıyla ve canıyla savundu.
Komünistler, her zaman olduğu gibi en ön saftaydılar. Şiddetli çarpışmalardan sonra Beyazlar yenilgiye uğratıldı ve yine sınırlarımızın ötesine, Estonya'ya sürüldüler.
Böylece Denikin'in de işi bitirildi.
Kolçak ve Denikin'in yenilgilerini kısa bir soluklanma dönemi izledi.
Emperyalistler, Beyaz Muhafız ordularının ezildiğini, müdahalenin başarısızlığa uğradığını ve Sovyet iktidarının tüm ülkede durumunu sağlamlaştırdığını, Batı Avrupa'da ise işçilerin Sovyet Cumhuriyetine yapılan askeri müdahaleye karşı öfkelerinin arttığını görünce, Sovyet devletine karşı tutumlarını değiştirmeye başladılar. Ocak 1920'de İngiltere, Fransa ve İtalya, Sovyet Rusya'ya karşı ablukayı kaldırmaya karar verdiler.
Bununla müdahale duvarında son derece önemli bir gedik açıldı.
Elbette ki bu, Sovyet ülkesinin müdahalesinin ve içsavaşın işini bitirdiği anlamına gelmiyordu. Emperyalist Polonya tarafından bir saldırı tehlikesi hala mevcuttu. Müdahaleciler henüz Uzak Doğu’dan, Kafkasya'dan ve Kırım'dan kesin olarak atılmamışlardı. Fakat Sovyet Rusya geçici olarak bir soluklanma molası elde etmiş ve iktisadi inşaya daha fazla kuvvet ayırabilmişti. Parti ekonomik sorunlarla uğraşma imkânı bulmuştu.
İçsavaş sırasında fabrika ve işletmelerin kapanması yüzünden, birçok kalifiye işçi sanayiden ayrılmıştı. Parti şimdi onları, kendi mesleklerinde çalışmak üzere sanayie döndürecek tedbirler aldı. Birkaç bin Komünist, vahim bir durumda olan demiryollarının yeniden inşasında görevlendirildi. Bu yapılmadıkça sanayiin başlıca kollarının restorasyonu çalışması ciddi olarak yürütülemezdi. Yiyecek ikmalinin örgütlenmesi genişletildi ve iyileştirildi. Rusya’nın elektriklendirilmesi için bir plan hazırlanmaya başlandı. Beş milyon kadar Kızıl Ordu askeri hala silah altındaydı ve savaş tehlikesi yüzünden şimdilik terhis edilemiyordu. Bu yüzden, Kızıl Ordunun bir kısmı, iktisadi inşa alanında kullanılmak üzere Emek Orduları'na dönüştürüldü. İşçi-Köylü Savunma Konseyi, Emek ve Savunma Konseyi'ne (STO) dönüştürüldü. Onu desteklemek üzere Devlet Planlama Komisyonu (Gosplan) kuruldu.
1920 Mart’ının sonunda IX. Parti Kongresi toplandığında durum buydu.
Parti Kongresinde, 611,978 Parti üyesini temsilen, karar oyuna sahip 554 delege hazır bulundu. İştişari oya sahip delegelerin sayısı 162 idi.
Parti Kongresi, ülkenin ulaşım ve sanayi alanlarındaki acil görevlerini tespit etti ve sendikaların iktisadi inşaya katılma zorunluluğuna özellikle dikkat çekti.
Parti Kongresi, ilk planda demiryolları, yakıt sanayii ve demirçelik sanayinin kalkındırılmasını öngören yekpare iktisadi plana özel bir önem verdi. Bu planın özü, Lenin'in “gelecek on ya da yirmi yıl için büyük bir program” diye vurguladığı, tüm ulusal ekonominin elektrifikasyonu projesiydi. Bu, Rusya'nın Elektrifikasyonu için Devlet Komisyonu'nun (GOELRO), bugün çoktan aşılmış olan ünlü planının temelini oluşturdu.
Parti Kongresi, sanayideki direktörlerin tek kişi yönetimine ve kişisel sorumluluk taşımasına karşı çıkan ve sanayiin yönetiminde sınırsız bir “grup yönetimi”ni ve sorumsuzluğu savunan parti düşmanı “Demokratik Merkeziyetçilik” grubunun görüşlerini reddetti. Bu parti düşmanı grupta baş rolü Sapronov, Ossinski, ve V. Smirnov oynuyordu. Bunlar, parti Kongresinde Rykov ve Tomski tarafından desteklendiler.
4 -POLONYA SOYLULARININ SOVYET RUSYA'YA SALDIRISI. GENERAL VRANGEL'İN HAREKATI. POLONYA PLANININ BAŞARISIZLIĞI. VRANGEL'İN BOZGUNU. MÜDAHALENİN SONU.
Kolçak ve Denikin'in hezimete uğratılmasına rağmen, Sovyet Cumhuriyeti'nin, Kuzey Bölgesi, Türkistan, Sibirya. Don Bölgesi, Ukrayna ve diğer yerleri Beyazlardan ve müdahalecilerden kurtarıp topraklarını sürekli genişletmesine rağmen, Antant Rusya'ya karşı ablukayı kaldırmak zorunda kalmasına rağmen, Antant devletleri Sovyet iktidarının zaptedilemez olduğu ve galip geldiği düşüncesini hali kabullenmek istemiyorlardı. Bu yüzden, Sovyet Rusya'ya karşı bir müdahale teşebbüsünde daha bulunmaya karar verdiler. Bu kez müdahaleciler bir yandan karşı-devrimci bir burjuva milliyetçisi, Polonya devletinin fiilen başı olan Pilsudski’den ve diğer yandan da Kırım'da Denikin ordusunun kalıntılarını biraraya getirmiş olan ve oradan Donetz Havzasını ve Ukrayna'yı tehdit eden General Vrangel'den yararlanmaya karar verdiler.
Lenin'in ifade ettiği gibi, soylular Polonya'sı ve Vrangel, uluslararası emperyalizmin Sovyet Rusya'yı boğmaya kalkışan iki koluydu.
Polonyalıların planı, Dinyeper'in batısındaki Sovyet Ukrayna'yı ve Sovyet Byelo-Rusya'yı ilhak etmek, bu bölgelerde Polonyalı soyluların iktidarını restore etmek, Polonya devletinin sınırlarını “denizden denize”, Danzig'den Odessa'ya uzanacak biçiminde genişletmek ve kendilerine yapılan yardımın karşılığı olarak, Vrangel'in Kızıl Orduyu ezmesine ve Sovyet Rusya'da çiftlik sahiplerinin ve kapitalistlerin iktidarını restore etmesine yardım etmekti.
Bu plan Antant devletleri tarafından onaylandı.
Sovyet Hükümetinin, barışı korumak ve savaşı önlemek amacıyla Polonya ile görüşmeler başlatma girişimleri tamamen sonuçsuz kaldı. Pilsudski barış lafını bile duymak istemiyordu. Savaş yapmak istiyordu. Kolçak ve Denikin'e karşı çarpışmalarda yorgun düşmüşKısa soluklanma molası son bulmuştu.
Kızıl Ordunun, Polonya kuvvetlerinin saldırısına dayanamayacağını hesaplıyordu.
Nisan 1920'de Polonya birlikleri Sovyet Ukrayna'nın topraklarına girdiler ve Kiev'i işgal ettiler. Aynı sırada Vrangel taarruza geçti ve Donetz Havzasını tehdit etti.
Polonya birliklerinin saldırısına yanıt olarak Kızıl Ordu, tüm cephe boyunca karşı taarruza geçti. Kiev'i kurtardıktan ve Polonya soylularını Ukrayna ve Byelo-Rusya'dan sürüp attıktan sonra Güney Cephesinden Kızıl birlikler taarruzlarının momentiyle Galiçya'da Lvov kapılarına dayanırken, Batı Cephesindeki kıtalar Varşova’ya yaklaştılar. Polonya soylularının orduları kesin yenilgiyle yüzyüzeydiler.
Fakat, Troçki'nin ve onun Kızıl Ordu Genel Karargâhındaki yandaşlarının şüpheli hareketleri başarıyı suya düşürdü. Troçki ve Tuhaçevski'nin hataları yüzünden, Kızıl birliklerin Batı Cephesindeki, Varşova üzerine taarruzları tamamen düzensiz bir biçimde gelişti: Birliklere ele geçirdikleri mevzileri tahkim etme imkânı verilmedi; ihtiyat ve cephane çok geride kalırken, öncü müfrezeler çok ileri sürüldü. Sonuç olarak, öncü müfrezeler cephanesiz ve ihtiyatsız kaldı, cephe uçsuz-bucaksız yayıldı ve bu yüzden cephenin yarılması kolaylaştı. Tüm bunlardan ötürü, küçük bir Polonya kuvveti Batı Cephemizi bir noktada yardığında, birliklerimizin cephane ikmal hattı kesildi ve geri çekilmeye zorlandılar. Lvov kapılarına dayanan ve Polonyalıları sıkıştıran Güney Cephesi birliklerine gelince, Devrimci Savaş Konseyi'nin kötü ünlü “şefi” Troçki, bu birliklerin Lvov'u zaptetmesini yasakladı. Güney Cephesindeki temel güç olan Süvari Ordusunu, güya Batı cephesine yardım etmek üzere ta kuzey-doğuya nakletme emrini verdi, oysa Batı Cephesine en iyi ve aslında tek mümkün yardım yolunun Lvov'u zaptetmek olduğunu görmek güç değildi. Fakat Süvari Ordusunun Güney Cephesinden çekilmesi, Lvov'dan ayrılması, aslında, Güney Cephesindeki kuvvetlerimizin de geri çekilmesi anlamına geliyordu. Böylece Troçki tarafından verilen bu bozguncu emirle Güney Cephesindeki birliklerimiz anlaşılmaz ve asla hakedilmemiş bir biçimde, Polonya soylularını sevindiren, geri çekilmeye zorlandı.
Bu, aslında doğrudan bir yardımdı -ama bizim Batı Cephemize değil, Polonya soylularına ve Antant'a bir yardım.
Birkaç gün sonra Polonya birliklerinin taarruzu durduruldu, ve birliklerimiz Polonyalılara karşı yeni bir karşı-taarruzun hazırlıklarına başladılar. Fakat savaşı sürdürecek gücü kalmayan ve bir Kızıl karşı-taarruz ihtimalinden telaşa kapılan Polonya, Dinyeper'in batısındaki Ukrayna toprakları ve Byelo-Rusya üzerindeki hak iddialarından vazgeçti ve Rusya ile barış yapmayı tercih etti. 20 Ekim 1920'da Riga'da Polonya ile barış anlaşması imzalandı. Bu anlaşmaya göre, Polonya, Galiçya'yı Byelo-Rusya'nın bir kısmını alıkoyuyordu.
Polonya ile barış anlaşmasından sonra Sovyet Cumhuriyeti, Vrangel’in işini bitirmeye karar verdi. Vrangel İngilizler ve Fransızlardan son model silahlar, zırhlı araçlar, tanklar, uçaklar ve cephane almıştı. Esas olarak subaylardan oluşan vurucu Beyaz Muhafız alaylarına sahipti. Fakat Vrangel, Kuban'a ve Don Bölgesine çıkardığı birlikleri desteklemek üzere azçok önemli sayıda köylüyü ve Kazağı harekete geçirmeyi başaramadı. Fakat Vrangel buna rağmen, Donetz Havzasının kapılarına dayanmak kömür bölgemizi tehdit etti. O sırada Kızıl Ordu çok yorgun olduğundan, Sovyet Hükümetinin durumu daha da zorlaşmıştı. Kızıl Ordu erleri, Vrangel'in birliklerine karşı taarruza geçer ve aynı zamanda Vrangel'e yardım eden Mahno'nun anarşist çetelerini ezerken eşi görülmedik güç şartlar altında ilerlemek zorunda kaldılar. Fakat teknik malzeme üstünlüğü Vrangel'de olmasına rağmen, Kızıl Ordu tanka sahip olmamasına rağmen, Kızıl Ordu Vrangel'i Kırım yarımadasına sürdü ve orada sıkıştırdı. Kasım 1920'de Kızıl Kuvvetler Perekop müstahkem mevkiini zaptettiler, Kırım'a geldiler, Vrangel'in kuvvetlerini ezdiler ve yarımadayı Beyaz Muhafızlardan ve müdahalecilerden kurtardılar. Kırım, Sovyet toprağı oldu.
Polonya'nın büyük güç planlarının başarısızlığa uğraması ve Vrangel'in yenilgisiyle, müdahale dönemi son buldu.
1920'nin sonuna doğru Trans-Kafkasya'nın Azerbaycan'da burjuva milliyetçi Musavvatçıların, Gürcistan'da, Menşevik milliyetçilerin ve Ermenistan'da Taşnakların boyunduruğundan kurtarıldı. Sovyet iktidarı, Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan'da zafere ulaştı.
Bu henüz müdahalenin tamamen son bulması anlamına gelmiyordu. Uzak Doğu'daki Japon müdahalesi 1922'ye kadar sürdü. Ayrıca, yeni müdahale tertipleme teşebbüsleri yapıldı (1921'de doğuda Ataman Semyonov ve Baron Ungern, Karelya'da Fin Beyaz Muhafızları). Fakat Sovyet ülkesinin baş düşmanları, esas müdahale kuvvetleri, 1920 sonunda yıkılmışlardı.
Yabancı müdahalecilerin ve Rus Beyaz Muhafızlarının Sovyetlere karşı savaşı, Sovyetlerin zaferiyle son buldu.
Sovyet Cumhuriyeti devlet bağımsızlığını ve özgürlüğünü korudu.
Bu, yabancı askeri müdahalenin ve içsavaşın sonu oldu.
Bu, Sovyet iktidarının tarihi zaferi oldu.
5 -SOVYET CUMHURİYETİ, İNGİLİZ -FRANSIZ -JAPON POLONYA MÜDAHALESİİLE RUSYA'DA BURJUVAZİ VE ÇİFTLİK SAHİPLERİNİN BEYAZ MUHAFIZ KARŞI-DEVRİMİNİN BİRLEŞİK KUVVETLERİNİ NASIL VE NİÇİN YENDİ?
Müdahale döneminin önde gelen Avrupa ve Amerika gazete ve dergilerini inceleyecek olursak, Sovyet iktidarının kazanılabileceğine inanan bir tek seçkin asker ya da sivil yazar veya askeri uzman bulunmadığını kolaylıkla görebiliriz. Tam tersine, bütün ülkelerin ve milletlerin bütün seçkin yazarları, askeri uzmanları ve devrim tarihçileri, bütün bilgin geçinenler, Sovyet iktidarının günlerinin sayılı ve yenilgisinin kaçınılmaz olduğunu ilan etmekte ittifak halindeydiler.
Bunlar, müdahalenin zaferine olan kesin inançlarını, Sovyet Rusya'nın henüz örgütlü bir ordusu olmamasına ve Kızıl Orduyu ateş altında yaratmak zorunda olmasına karşılık, müdahalecilerin ve Beyaz Muhafızların elinde azçok hazır bir ordu bulunmasına dayandırıyorlardı.
Ayrıca bunlar, kesin inançlarım, askeri kadroların büyük çoğunluğunun karşı-devrim kampına geçmesi nedeniyle Kızıl Ordunun deneyimli kadrolara sahip olmamasına karşılık, müdahalecilerin ve Beyaz Muhafızların böyle kadrolara sahip olmasına dayandırıyorlardı.
Bundan da öte, kesin inançlarını, Rusya'nın savaş sanayiinin geriliği yüzünden Kızıl Ordunun silah ve cephane sıkıntısı çekmesi, elde bulunanların kötü kalitede olması, ayrıca Rusya abluka ile her yandan sımsıkı sarıldığından, dışardan malzeme sağlayamaması olgusuna dayandırıyorlardı.
Müdahalecilerin ve Beyaz Muhafızların ordusu ise bol miktarda birinci sınıf silah, cephane ve malzeme ile donatılmıştı ve donatılmaya devam edecekti.
Son olarak da, kesin inançlarını, müdahalecilerin ve Beyaz Muhafızların ordusunun Rusya'nın en zengin yiyecek üreten bölgelerini işgal altında tutmasına karşılık, Kızıl Ordunun böyle bölgelere sahip olmaması ve yiyecek sıkıntısı çekmesi gerçeğine dayandırıyorlardı.
Ve Kızıl Ordunun bütün bu elverişsiz şartların ve yetersizliklerin sıkıntısını çektiği de bir gerçekti.
Bu bakımdan -ama yalnız bu bakımdan- müdahaleci baylar tamamen haklıydılar.
O halde, Kızıl Ordunun böylesine ciddi eksiklikleri olmasına rağmen, böyle eksiklikleri olmayan müdahalecilerin ve Beyaz Muhafızların ordusunu yenmesi nasıl açıklanır?
1 - Kızıl Ordu galip geldi, çünkü Kızıl Ordunun uğrunda çarpıştığı Sovyet Hükümetinin politikası doğru bir politikaydı, halkın çıkarlarına cevap veren bir politikaydı; çünkü halk bu politikanın doğru bir politika olduğunu, kendi politikası olduğunu anlamış ve kavramıştı ve onu sonuna kadar destekliyordu.
Bolşevikler, yanlış bir politika, halk tarafından desteklenmeyen bir politika uğruna dövüşen bir ordunun galip gelemeyeceğini biliyorlardı. Müdahalecilerin ve Beyaz Muhafızların ordusu böyle bir orduydu. Herşeyi vardı; tecrübeli komutanları ve birinci sınıf silahları, cephanesi, giyim eşyası ve erzakı. Tek şeyi eksikti: Rusya halklarının desteği ve sempatisi; zira Rusya halkları müdahalecilerin ve Beyaz Muhafız “hükümdarlar”ın halk düşmanı politikasını desteklemek istemiyordu ve destekleyemezdi. Ve bunun için müdahalecilerin ve Beyaz Muhafızların ordusu yenilgiye uğradı.
2 – Kızıl Ordu galip geldi, çünkü halkına sonuna kadar bağlı ve sadıktı, bu nedenle de halk onu kendi ordusu olarak sevdi ve destekledi. Kızıl Ordu halkın evladıdır ve kendi halkına, bir evladın anasına bağlı olduğu gibi sadık kaldığı sürece, halkının desteğini kazanacak ve galip gelmesi kaçınılmaz olacaktır. Kendi halkına karşı gelen bir ordu ama mutlaka yenilecektir.
3 – Kızıl Ordu galip geldi, çünkü Sovyet iktidarı bütün cephe gerisini, bütün ülkeyi, cephenin ihtiyaçlarının hizmetine sokmayı başardı. Cepheyi her tarzda destekleyecek güçlü bir cephe gerisi olmazsa, bir ordu yenilmeye mahkûmdur. Bolşevikler bunu biliyorlardı ve tam da bu nedenle ülkeyi, cepheye silah, cephane, giyecek, erzak ve takviye sağlayan bir askeri kampa çevirdiler.
4 – Kızıl Ordu galip geldi, çünkü: a) Kızıl Ordu askerleri savaşın hedeflerini ve görevlerini anlamışlardı ve bunların doğruluğunun bilincindeydiler; b) savaşın hedef ve görevlerinin doğruluğunun bilincinde olmaları, disiplin ve savaşma yeteneklerini güçlendirdi; c) bundan dolayı Kızıl Ordu savaş boyunca düşmana karşı her yerde emsalsiz bir fedakârlık ve eşsiz bir kitle kahramanlığı gösterdi.
5 - Kızıl Ordu galip geldi, çünkü onun cephe gerisindeki ve cephedeki yönetici çekirdeği, dayanışma ve disiplin içinde birleşmiş, devrimci ruhu sağlam, ortak dava için her fedakârlığı üstlenmeye hazır, milyonları örgütleme ve onları en çapraşık durumlarda doğru olarak yönetme yeteneği eşsiz olan Bolşevik Partiydi.
“Ancak Parti'nin uyanıklığı ve sıkı disiplini sayesinde”, diyordu Lenin, “ancak Parti'nin otoritesinin bütün hükümet daire ve kurumlarını birleştirmesi, Merkez Komitesi'nin attığı şiarın onlarca, yüzlerce, binlerce ve nihayet milyonlarca insan tarafından tek adammışçasına izlenmesi, emsalsiz fedakarlıkların yapılması sayesindedir ki bu mucize gerçekleşebildi. Ancak bunlar sayesindedir ki, Antant emperyalistlerinin ve bütün dünya emperyalistlerinin iki, üç, hatta dört kez tekrarlanan seferlerine rağmen zafere ulaşmamız mümkün oldu.” (Lenin, Seçme Eserler, cilt 8, S. 84.)
6 – Kızıl Ordu galip geldi çünkü: a) Saflarından Frunze, Voroşilov, Budyonni ve daha başka birçokları gibi yeni tipte askeri önderler yetiştirmeyi bildi; b) saflarında Kotovski, Çapayev, Lazo Şçors, Parhomenko ve daha birçokları gibi yetenekli halk kahramanları çarpıştı; c) Kızıl Ordunun siyasi eğitimi Lenin, Stalin, Molotov, Kalinin, Sverdlov, Kaganoviç, Orkonikidze, Kirov, Kuybişev, Mikoyan, Jdanov, Andereyev, Petrovski, Yaroslayski, Cerjinski, Sçadenko, Mehlis, Kruşçov, Şvemik, Şkiryatov ve diğerleri gibi kimselerin elindeydi; d) Kızıl Ordu, çalışmalarıyla safları pekiştiren, askerlerin disiplin ruhunu ve savaş cesaretini geliştiren, bir yandan bazı komutanların haince faaliyetlerini enerjik biçimde, hızla ve yılmaksızın bastırırken, diğer yandan Sovyet iktidarına bağımlılıklarını kanıtlamış ve Kızıl Ordu birliklerini sıkı bir şekilde yönetebilen Partili veya Partisiz komutanların otorite ve ünlerini cesaretle ve kararlılıkla destekleyen, üstün örgütleyiciler ve ajitatörler olarak çalışan askeri komiserlere sahipti.
“Askeri komiserler olmasaydı, Kızıl Ordumuz olmazdı”, diyordu Lenin.
7 - Kızıl Ordu galip geldi, çünkü Beyaz Orduların gerisinde, Kolçak, Denikin, Kraznov, Vrangel'in cephe gerisinde, işçileri ve köylüleri müdahalecilere ve Beyaz Muhafızlara karşı ayaklandıran, Sovyet iktidarı düşmanlarının cephe gerisini güvenliksiz kılan ve böylece Kızıl Ordunun ilerleyişini kolaylaştıran Partili ve Partisiz seçkin Bolşevikler gizli olarak çalışıyorlardı. Beyaz Muhafızların ve müdahalecilerin cephe gerisini güvenliksiz kılan Ukrayna, Sibirya, Uzak Doğu, Urallar, Byelo-Rusya ve Volga bölgesi partizanlarının, Kızıl Orduya eşsiz hizmetlerde bulunduğunu herkes bilmektedir.
8 – Kızıl Ordu galip geldi, çünkü Sovyet Cumhuriyeti, Beyaz Muhafız karşı-devrimine ve dış müdahaleye karşı mücadelesinde yalnız değildi; çünkü Sovyet iktidarının mücadelesi ve başarıları, bütün dünya proleterlerinin sempati ve desteğine sahipti. Emperyalistler Sovyet Cumhuriyetini müdahale ve abluka ile boğmaya çabalarken, emperyalist ülkelerin işçileri Sovyetlerin yanında yer aldılar ve ona yardım ettiler. Onların Sovyet Cumhuriyetine düşman ülkelerin kapitalistlerine karşı mücadelesi, emperyalistleri sonunda müdahaleden vazgeçmeye zorladı. İngiltere, Fransa ve müdahaleye katılan diğer devletlerin işçileri grevler örgütlediler, müdahalecilere ve Beyaz Muhafız generallerine gönderilen savaş malzemelerini yüklemeyi reddettiler ve “Rusya'dan Elinizi Çekin!” şiarı altında Eylem Komiteleri kurdular.
“Uluslararası burjuvazi bize elini kaldırır kaldırmaz, bu eli kendi işçileri tutuyor”, diyordu Lenin. (Lenin, Tüm Eserler, cilt XXV, s. 405, Rusça.)
KISA ÖZET
Ekim Devrimi tarafından alaşağı edilen çiftlik sahipleri ve kapitalistler Beyaz Muhafız generallerle bir olup kendi yurtlarının çıkarlarına karşı Antant ülkelerinin hükümetleriyle birleşerek, Sovyet ülkesi üzerine ortak bir askeri saldırı yapmak ve Sovyet iktidarını devirmek üzere anlaştılar. Bu temelde, Rusya'nın kenar bölgelerinde Antant askeri müdahalesi ve Beyaz Muhafız isyanları tertiplendi, böylece Rusya'nın yiyecek ve hammadde kaynaklarıyla bağları kesildi.
Almanya'nın askeri yenilgisi ve Avrupa'daki iki emperyalist koalisyon arasındaki savaşın son bulması, Antant'ın güçlenmesine ve müdahalenin yozlaşmasına ve Sovyet Rusya için yeni güçlükler yarattı.
Öte yandan, Almanya'daki devrim ve diğer Avrupa ülkelerinde başlayan devrimci hareket, Sovyet iktidarı için elverişli uluslararası şartlar yarattı ve Sovyet Cumhuriyetinin durumunu kolaylaştırdı.
Bolşevik Parti, işçi ve köylüleri yabancı istilacılara ve burjuva ve çiftlik sahibi Beyaz Muhafızlara karşı anavatan savaşı için harekete geçirdi. Sovyet Cumhuriyeti ve onun Kızıl Ordusu, Antant kuklalarını Kolçak'ı, Yudeniç'i, Denikin'i, Kraznov'u ve Vrangel'i- birbiri ardısıra yendi, Antant'ın diğer bir kuklasını, Pilsudski'yi, Ukrayna ve ByeloRusya'dan sürüp attı ve böylece dış müdahale güçlerini yenip, onları Sovyet ülkesinin dışına sürdü.
Böylece uluslararası sermayenin sosyalizm ülkesine ilk silahlı saldırısı tam bir fiyaskoyla son buldu.
Devrim tarafından ezilmiş olan partiler, Sosyal-Devrimciler, Menşevikler, Anarşistler ve milliyetçiler, müdahale döneminde Beyaz Muhafız generallerini ve istilacıları desteklediler; Sovyet Cumhuriyetine karşı, karşıdevrimci komplolar tezgâhladılar ve Sovyet iktidarının temsilcilerine karşı teröre başvurdular. Ekim Devriminden önce işçi sınıfı içinde belli bir etkiye sahip olan bu partiler, içsavaş sırasında kitlelerin gözünde tamamen karşı-devrimciler olarak açığa çıktılar.
İçsavaş ve müdahale dönemi, Sovyet Rusya'da bu partilerin siyasi çöküşüne ve Komünist Partisinin kesin zaferine tanık oldu.