Header Ads

Header ADS

Parti Tarihi Bölüm - 12 - 3 - (1935 - 1937)

3 - VIII. SOVYET KONGRESI. SSCB'NİN YENİ ANAYASASININ KABULÜ. 

1935 Şubatında Sosyalist Sovyet Cumhuriyetleri Birliği VII. Sovyet Kongresi, 1924'te kabul edilmiş olan SSCB Anayasasını değiştirme kararı aldı. 1924'te kabul edilmiş olan ilk Sovyet Anayasasından bu yana Sovyetler Birliği'nin yaşamında meydana gelen büyük değişiklikler, bir anayasa değişikliğini zorunlu kılıyordu. Bu dönemde Sovyetler Birliği'nde sınıf güçleri arasındaki karşılıklı ilişki tamamen değişmişti; yeni bir sosyalist sanayi yaratılmış, Kulaklar ezilmiş, kollektif çiftlik sistemi zafer kazanmış ve Sovyet toplumunun temeli olarak, milli ekonominin her alanında üretim araçları üzerinde sosyalist mülkiyet kurulmuştu. Sosyalizmin zaferi, seçim sisteminin daha da demokratikleştirilmesi ve genel, eşit ve gizli oya dayanan doğrudan seçim sisteminin kabul edilmesini mümkün kıldı. 

SSCB'nin yeni Anayasası, Stalin yoldaşın başkanlığında, bu amaçla kurulan bir Anayasa Komisyonu tarafından kaleme alındı. Taslak beş buçuk ay süreyle bütün ülkede tartışıldı. Bundan sonra da Olağanüstü VIII. Sovyet Kongresine sunuldu. 

SSCB'nin yeni Anayasa tasarısını onaylamak ya da reddetmek üzere özel olarak toplantıya çağrılan VIII. Sovyet Kongresi, 1936 Kasımında toplandı. 

Kongreye yeni anayasa taslağı üzerinde bir rapor sunan Stalin yoldaş, Sovyetler Birliği'nde 1924 Anayasasından bu yana meydana gelen başlıca değişiklikleri saydı.

1924 Anayasası NEP'in ilk döneminde hazırlanmıştı. O sıralar Sovyet Hükümeti henüz sosyalizmin yanısıra kapitalizmin de gelişmesine izin vermek zorundaydı. O sıralar Sovyet iktidarının hedefi, iki sistem, kapitalist sistemle sosyalist sistem arasındaki yarışma süresince, sosyalizmin iktisadi alanda kapitalizm üzerindeki zaferini örgütlemeyi sağlamaktı. “Kim-kimi?” sorusu henüz çözülmüş değildi. Eski ve yetersiz teknik donatımı ile sanayi, savaş öncesi üretim düzeyine bile ulaşamamıştı. Tarımın durumu daha da kötüydü. Uçsuz-bucaksız uzanan küçük-köylü çiftlikleri okyanusunda, Sovyet çiftlikleri ve kollektif çiftlikler küçük adalar gibiydiler. O sıralar Kulakların tasfiyesi değil, yalnızca kısıtlanması sözkonusu olabilirdi. Sosyalist sektör, ticaretin ancak yüzde 50'sini kapsıyordu. 

Sovyetler Birliği'nin 1936'daki görünümü ise tamamen değişikti. Ülkenin iktisadi hayatı tamamen değişmişti. Kapitalist unsurlar bütünüyle tasfiyeye uğramış, sosyalist sistem iktisadi hayatın bütün alanlarında zafer kazanmıştı. Şimdi, üretimi savaş öncesi düzeyin yedi katına çıkarmış ve özel sanayii tamamıyla silip atmış olan güçlü bir sosyalist sanayi vardı. Modern makinelerle donatılmış ve dünyada en büyük ölçekli tarımsal üretimin yapıldığı kollektif çiftlikler ve Sovyet çiftlikleri biçimindeki mekanize sosyalist çiftlik, tarımda zafer kazanmıştı. 1936 yılına gelindiğinde, sınıf olarak Kulaklar tamamen tasfiye edilmişti ve küçük köylüler artık ülkenin iktisadi hayatında önemli bir rol oynamıyordu. Ticaret tamamen devletin ve kooperatiflerin elinde toplanmıştı. İnsanın insan tarafından sömürülmesine ebediyen son verilmişti. Üretim araçları üzerinde sosyalist kamu mülkiyeti, yeni sosyalist sistemin dokunulmaz temeli olarak iktisadi hayatın bütün dallarında sağlam bir biçimde yerleşmişti. Yeni sosyalist toplumda iktisadi krizler, yoksulluk, işsizlik ve kıtlık ebediyen ortadan kalkmıştı. Sovyet toplumunun bütün üyeleri için müreffeh ve kültürlü bir yaşamın şartları yaratılmıştı. 

Bu duruma uygun olarak, dedi Stalin yoldaş raporunda, Sovyetler Birliği nüfusunun sınıf yapısı da değişmiştir. Çiftlik sahipleri sınıfı ve eski büyük emperyalist burjuvazi, daha içsavaş döneminde tasfiye edilmişti. Sosyalizmin inşası dönemi süresince bütün sömürücü unsurlar, kapitalistler, tüccarlar, Kulaklar ve vurguncular tasfiye edilmişti. Sadece, tasfiye edilen sömürücü sınıfların önemsiz kalıntıları vardı ve bunların tam olarak ortadan kaldırılması da çok yakın bir gelecekte gerçekleşecekti. 

Sovyetler Birliği emekçileri -işçiler, köylüler ve aydınlar-Sosyalizmin inşası döneminde derin bir değişim geçirmişlerdi. 

İşçi sınıfı, artık kapitalizmde olduğu gibi üretim araçlarından yoksun ve sömürülen bir sınıf değildi. İşçi sınıfı kapitalizme son vermiş, üretim araçlarını kapitalistlerin elinden almış ve bunları kamu mülkü haline getirmişti. İşçi sınıfı, artık eski dar anlamıyla proletarya olmaktan çıkmıştı. Devlet iktidarına sahip olan Sovyetler Birliği proletaryası tamamen yeni bir sınıf haline gelmişti. Sömürüden kurtulmuş, kapitalist iktisadi sistemi yıkmış ve üretim araçları üzerinde sosyalist mülkiyeti kurmuş olan bir işçi sınıfı haline gelmişti. Bu yüzden, insanlık tarihinin daha önce benzerini görmediği bir işçi sınıfıydı. 

Sovyetler Birliği köylüsünün durumundaki değişme de daha az değildi. Geçmişte, ilkel teknik malzeme kullanan ve kendi küçük toprağı üzerinde tecrit edilmiş ve dağınık bir şekilde çalışan yirmi milyon küçük ve orta-köylü ailesi vardı. Bunlar, çiftlik sahipleri, Kulaklar, tüccarlar, vurguncular, tefeciler vb. tarafından sömürülüyorlardı. Şimdi Sovyetler Birliği'nde tamamen yeni bir köylülük ortaya çıkmıştı. Artık köylülerini sömüren çiftlik sahipleri, Kulaklar, tüccarlar ve tefeciler kalmamıştı. Köylü hanelerinin büyük çoğunluğu, özel mülkiyet esasına dayalı kollektif çalışmadan doğan üretim araçları üzerinde kollektif mülkiyet esasına, dayalı kollektif çiftliklere katılmıştı. Bu, yeni tip bir köylülük, her türlü sömürüden kurtulmuş bir köylülüktü. Bu, insanlık tarihinin daha önce benzerini görmediği bir köylülüktü. 

Sovyetler Birliği'nde aydınlar da değişime uğramıştı. Genel olarak tamamen yeni bir aydınlar zümresi haline gelmişti. Aydınların çoğunluğu, işçi ve köylülerin saflarından geliyordu. Bunlar, eski aydınlar zümresi gibi kapitalizme değil, sosyalizme hizmet ediyorlardı. Aydınlar, sosyalist toplumun eşit bir üyesi haline gelmişlerdi. Bu aydınlar, işçilerle ve köylülerle birlikte yeni, sosyalist bir toplum inşa ediyorlardı. Bu, halkın hizmetinde olan ve her türlü sömürüden kurtulmuş olan yeni tip bir aydınlar zümresiydi. Bu, insanlık tarihini daha önce benzerini görmediği bir aydınlar zümresiydi. 

Böylelikle, Sovyetler Birliği emekçilerini birbirinden ayıran eski sınıf farkları silinmekteydi, eski sınıfların içine kapanıklığı ortadan kalkıyordu. İşçiler, köylüler ve aydınlar, arasındaki iktisadi ve siyasi çelişmeler gitgide zayıflıyor ve ortadan siliniyordu. Toplumun manevi ve siyasi birliğinin temeli yaratılmıştı. 

Sovyetler Birliği'nin yaşamındaki bu derin değişiklikler, Sovyetler Birliği'nde sosyalizmin bu kesin zaferi, SSCB'nin yeni Anayasa'sına yansıdı. 

Yeni Anayasaya göre Sovyet toplumu, iki dost sınıftan, işçilerden ve köylülerden meydana gelmiştir; bu ikisi arasındaki sınıf farklılıkları devam etmektedir. Sosyalist Sovyet Cumhuriyetleri Birliği, işçilerin ve köylülerin sosyalist devletidir. 

SSCB'nin siyasi temelini, çiftlik sahiplerinin ve kapitalistlerin iktidarının devrilmesi ve proletarya diktatörlüğünün kurulmasının bir sonucu olarak gelişmiş ve güçlenmiş olan Emekçi Temsilcileri Sovyetleri oluşturur. 

SSCB'nde bütün iktidar, Emekçi Temsilcileri Sovyetleri tarafından temsil edilen kent ve köy emekçi halkına aittir. 

SSCB'nde en yüksek devlet iktidar organı, SSCB Yüksek Sovyeti'dir. 

Eşit haklara sahip iki Meclisten, Birlik Sovyeti ile Milliyetler Sovyetinden meydana gelen SSCB Yüksek Sovyeti, SSCB vatandaşları tarafından dört yıl süreyle, genel, eşit, doğrudan ve gizli oya dayanan seçimle seçilir. 

Bütün Emekçi Temsilcileri Sovyetleri için yapılan seçimler gibi, SSCB Yüksek Sovyeti için yapılan seçim de geneldir. Bu ırk ya da milliyet, din, öğrenim düzeyi, doğum yeri, sosyal köken, mülkiyet durumu ya da geçmişteki eylemler dikkate alınmaksızın, akıl hastaları ve mahkemece kamu haklarından yoksun bırakılma cezasına çarptırılmış kimseler dışında, 18 yaşını doldurmuş bütün SSCB yurttaşlarının, temsilcilerin seçiminde oy kullanmaya ve seçimlerde aday olmaya hakları olduğu anlamına gelir. 

Temsilci seçimleri eşittir. Bu, her yurttaşın bir oyu olması ve bütün yurttaşların seçimlere eşit haklarla katılması demektir. 

Temsilci seçimleri doğrudandır. Bu, kent ve köy Emekçi Temsilcileri Sovyetlerinden SSCB Yüksek Sovyeti'ne kadar bütün Emekçi Temsilcileri Sovyetlerinin yurttaşlar tarafından tek dereceli seçimle seçilmesi demektir. 

SSCB Yüksek Sovyeti, iki Meclisin birleşik oturumunda Yüksek Sovyet Prezidyumunu ve SSCB Halk Komiserleri Konseyi'ni seçer. 

SSCB'nin dayandığı iktisadi temel, sosyalist ekonomi sistemi ve üretim araçları üzerinde sosyalist mülkiyettir. SSCB'nde sosyalizmin “Herkesten yeteneğine göre, herkese emeğine göre” ilkesi gerçekleştirilmiştir. 

Bütün Sovyet vatandaşlarına çalışma hakkı, dinlenme ve tatil hakkı, eğitim görme hakkı, yaşlılık, hastalık ve sakatlık durumunda bakım hakkı sağlanmıştır. 

Kadınlar yaşamın bütün alanlarında erkeklerle eşit haklara sahiptir. Milliyetine ya da ırkına bakılmaksızın tüm Sovyet yurttaşlarının eşitliği, değiştirilmesi mümkün olmayan bir yasadır. 

Bütün vatandaşlara vicdan özgürlüğü ve dine karşı propaganda özgürlüğü tanınmıştır. 

Sosyalist toplumu güçlendirmek için, Anayasa, söz, basın, toplantı ve gösteri özgürlüklerini, dernek kurma, kişi dokunulmazlığı, konut dokunulmazlığı ve haberleşmenin gizliliği, emekçi halkın çıkarlarını savundukları için veya bilimsel faaliyetlerinden ötürü veya ulusal kurtuluş mücadelelerinden dolayı baskıya uğrayan yabancı devlet yurttaşlarının SSCB'ne sığınma haklarını garanti altına alır. 

Yeni Anayasa bütün Sovyet vatandaşlarına ciddi yükümlülükler de yükler: Yasalara riayet, çalışma disiplinini koruma, kamu görevlerini dürüstlükle yerine getirme, sosyalist toplumun kurallarına saygı gösterme, sosyalist kamu mülkiyetini koruma ve güçlendirme ve sosyalist anavatanı savunma yükümlülüğü. 

“Anavatanı savunmak bütün SSCB vatandaşlarının kutsal görevidir.” 

Vatandaşların çeşitli dernekler kurma hakkına ilişkin olarak, Anayasa maddelerinden birinde şunlar belirtilmektedir: 

“İşçi sınıfının ve emekçi halkın diğer kesimlerinin saflarındaki en aktif ve en yüksek siyasi bilince sahip yurttaşlar, sosyalist sistemi güçlendirme ve geliştirme mücadelesinde emekçi halkın öncüsü olan ve emekçi halkın bütün örgütlerinin, hem kamu ve hem de devlet örgütlerinin yönetici çekirdeğini temsil eden Sovyetler Birliği Komünist partisi (Bolşevik)'te birleşirler.” 

SSCB'nin yeni Anayasa taslağı VIII. Sovyet Kongresi tarafından oybirliğiyle onaylandı ve kabul edildi. 

Böylelikle Sovyet ülkesi yeni bir Anayasa, sosyalizmin ve işçilerle köylülerin demokrasinin zaferini somutlaştıran bir Anayasa kazanmış oldu. 

Anayasa bu yolla, SSCB'nin yeni bir gelişme aşamasına, sosyalist toplumun inşasının tamamlanması ve toplum yaşamının yol gösterici ilkesinin “Herkesten yeteneğine göre, herkese ihtiyacına göre” şeklindeki komünist ilke olacağı komünist topluma tedricen geçiş aşamasına girmiş olduğunu belirtiyor ve yeni bir çağ açan bu olguya yasal bir nitelik kazandırıyordu. 



Blogger tarafından desteklenmektedir.