ONDOKUZUNCU BÖLÜM KARAR GÜNLERİ
BÜYÜK KOMPLO - Sovyetlere karşı Gizli Savaş
1.'Savaş Batıya Geldi
1.'Savaş Batıya Geldi
1935'de Sovyetler Birliği'ne Alman-Japon ortak saldın planlan epeyce ilerlemiş durumdaydı. Mançurya'daki Japon orduları, Sovyet doğu sınırına ardarda "sondaj" akınları ve yarma hareketleri düzenliyorlardı. Alman Yüksek Komutanlığı, anti-Sovyet askeri ittifak için faşist Polonya askeri çevreleri ile gizli görüşmeler yürütüyordu. Baltık ve Balkan ülkelerinde, Avusturya ve Çekoslovakya'daki Nazi Beşinci Kolları teyakkuz durumuna geçiriliyordu. Gerici İngiliz ve Fransız diplomadan Hitler'in vaadedilen Drang nach osten'ini yarat¬maya çalışıyorlardı.
3 Şubat'ta, FransızBaşbakanı Piene Laval ve İngiliz Dışişleri Ba¬kanı Sir John Simon arasındaki tartışmalardan sonra İngiliz ve Fransız Hükümetleri, Nazi Almanyasını Verşailles Anlaşması'nın si¬lahsızlanmaya ilişkin bazı maddelerinden kurtarmak için ortak bir görüşe vardıklarını ilan ettiler.
17 Şubatta Observer şu yorumu yapıyordu: -
Şu anda Tokyo diplomasisi Varşova ve Berlin'de neyle % uğraşıyor?... Yanıtı Moskova veriyor... Almanya, Polonya ve Japonya arasındaki ilişkiler günden güne yakınlaşıyor. Acil bir du* rumda bu bir anti-Sovyet ittifaka dönüşebilir.
m Nazi Almanyasının silahlanma programı, silahların Sovyet Rus-yama karşı kullanılacağı beklentisine sahip Büyük Polonya ve Fran-sanki anti-Sovyet devlet adamları tarafından mümkün olan her yoldan denkleniyordu...
1 Mart'ta, bölge sakinleri içerisindeki yoğun Nazi terör ve propa¬ganda kampanyasının ardından, hayati öneme sahip kömür madenleri ulunan Saar, Fransa'dan Nazi Aîmanyasma devredildi.
16 Mart'ta Üçüncü Reich Hükümeti Verşailles Anlaşmasını tanımadığını resmen ilan etti ve Berlin'deki Fransız, İngiliz, Polonyalı ve İtalyan Büyükelçilerine, Almanya'da "genel askerlik hizmeti"ni ilan eden bir Nazi kararnamesi olduğunu bildirdi.
13 Nisan'da Berlin, ağır bombardıman uçaklanndan oluşan bir hava filosu kurmak istediğini ilan etti.
18 Haziran'da, muhafazakar Stanley Baldwin'in İngiliz Başbakanı oluşundan onbir gün sonra, İngiliz-Alman donanma anlaşması ilan edildi. Nazi Almanyasına, yeni bir ordu inşa etme ve "İngiliz Uluslar Topluluğu Üyelerinin sahip olduğu toplam denizaltı tonajına eşit de¬nizaltı tonajına sahip olma" hakkı verildi. Anlaşmaya Nazi Dışişleri Bakanı Sir Samuel Hoare arasındaki mektuplaşmadan sonra varıldı.
3 Kasım günü L' Echo de Paris'te Nazi banker Dr. Hjalmar Schach, İngiltere Merkez Bankası Guvcrnörü Sir Mantogu Norman ve Fransız Merkez Bankası Başkanı M. Tannery arasında yapılan bir top¬lantıdan söz ediliyordu. Fransız gazetesine göre, Dr. Schacht toplantıda şunları söyledi.
Batı sınırlanmızı değiştirmeye hiç niyetimiz yok. Almanya ile Polonya Ukrayna'yı er geç paylaşacaklardır, fakat şu an için Baltık eyaleüerinde gücümüzü hissettirmekle yetineceğiz.
11 Kasnri'da New York Herald Tribune şu gözlemi yapıyordu: -
Aynı zamanda Dışişleri Bakanı da olan Başbakan Laval, Fransız Üçüncü Cumhuriyeti ve Nazi Üçüncü Reich'ı arası*da yapılan anlaşmanın sıkı bir taraftarıdır ve kaydedildiğine göre, im¬zalanmış olan fakat Fransız Parlamentosunca onaylanmayan Fransız-Sovyet paktını, Hitler rejimiyle yapılacak anlaşmanın, onlara Memel bölgesinde ve Ukrayna'da tam bir hareket serbesti¬sine karşılık Fransa'nın doğu sınırını güvence altına alması nede¬niyle bir kenara atmaya hazırdır.
Sovyet hükümeti, artan savaş tehdidi karşısında, faşist saldırganlar tarafından tehdit edilen tüm ülkelerin ortak davranmaları çağrısını yapıyordu. Sovyet Dışişleri Komiseri Maksim Litvinov, Milletler Cemiyeti'nde ve Avrupa başkentlerinde saldırgan olmayan uluslar arasında kolektif güvenlik ve ittifak için tekrar tekrar ısrar etti. 12 Mayıs 1935'de Sovyet Hükümeti Fransız Hükümeti ile Karşılıklı Yardım Anlaşması ve 16 Mayısta da Çekoslovakya Hükümeti ile benzer bir anlaşma imzaladı.
Litvinov, Milleüer Cemiyeti'nde "Herkes savaşı yakın gelecekte¬ki tehdit olarak görmelidir," dedi. "Şimdiye dek uğruna pek az şey yapılmış olan barış örgütü, savaşın aşırı etkin örgütüne karşı kurul¬mak zorundadır."
1935 Ekiminde Mussolini'nin İtalyan Faşist orduları, Pierre La¬val ve Sır Samuel Hoarein diplomatik onayları ile Etyopya'yı istila ettiler...
1931 Japonya'nın Mançurya'ya saldırması ile başlayan İkinci Dünya Savaşı Baüya doğru geliyordu.1
Gizli faşist öncü, Sovyet topraklarında, çoktandır Kızıl Ordu'nun savaş gücüne karşı önemli bir saldırıya girişmiş bulunuyordu. Sağcılar ve Troçkistler Bloku, Alman ve Japon ajanları ile ittifak halinde, Sov¬yet sanayii, ulaştırma ve tarımına karşı dikkatle planlanmış, sistema¬tik kampanyalarını başlatmışlardı. Hedef, yaklaşan savaşa hazırlanan Sovyet savunma sistemini yıkmaktı.
Topyekün sabotaj kampanyası, Ağır Sanayi Komiser Yardımcısı lı \i ist Pyatakov'un uzmanca gözetiminde yürütülüyordu.
1 Troçki, Rusya içerisindeki taraftarlarına Sovyet Hükümeti'nin kolektif güvenlik sağlama girişimlerini engellemek için her türlü çabayı göstermeleri talimatım verdi. 1935 başlarında, daha önce Londra ve Paris'te Sovyet Büyükelçisi olan Troçkist ve Japon ajanı Christian Rakovski, Moskova'da Troçki'den "Sovyetler Birliğini uluslararası planda tecrit etme" zorunluluğunu vurgulayan bir mektup aldı. Yabancı ülkelerle ilişki kurarken, diye yazıyordu Troçki, Rus komlocuları, çeşitli siyasal unsurları hesaba katmak zorundadır. "Yurt dışındaki solcu unsur-lar'meselesinde, "onların pasifist duygularından" yararlanrnak gerekliydi. "Yurt dışındaki sağcı unsurlar"a gelince, o zaman mesele daha basitti: "Onların Sov¬yetler Birliği'ne karşı duygulan oldukça net ve kesin," diyordu Troçki. "Onlarla açıkça konuşabiliriz."
1935 Mayısında bir Fransız heyeti Fransız-Sovyet Paktı hakkında görüşmeler yapmak üzere Moskova'yı ziyaret etti. Geziye nüfuzlu sağcı Paris gazetesi L'Ordre'in editörü Emil Burâ'de katılmıştı; Rakovski Fransa'da büyükelçiyken onunla dost olmuştu. Rakovski Moskova'daki Metropol Ote-li'nde Bure'yi görmeye gitti. Bure'ye Fransız-Sovyet Paktının çok tehlikeli olduğunu ve kolaylıkla "Almanya tarafından önleyici bir savaşa" yol açabileceğini söyledi. Aynca bunun yalnız kendisinin değil, Sovyetler Bir-liği'ndeki çok sayıda üst düzey diplomat ve öteki görevlilerin görüşü olduğunu ekledi.
Fakat ne yazık ki BureTer Fransız dış politikasını tamamen kontrol etmi¬yorlardı. Moskova'daki Fransız misyonunun başında Pierre Laval vardı...
;\atakov, Sağcılar ve Troçkistlerin Moskova'daki bir gizli top¬lamışında, "Terör, ağır ve kesin bir yöntemdir," diyordu, "ama yeterli olmaktan uzaktır..Sovyet iktidarının kazandığı başarıları yok etmek, Stalin önderliğinin prestijini ortadan kaldırmak ve ekonomik hayatın örgütlülüğünü parçalamak gerekir... Faaliyetler en enerjik tarzda geliştirilmelidir. Enerjik ve ısrarlı bir biçimde çalışmalı ve hiçbir şeyden yılmamalıyız. Her araç yararlı ve uygundur. Troçki'nin direktifi budur, Troçkist Merkez de bunu onaylıyor!"
1935 sonbaharıyla birlikte, Sov'yeüer Birliği çapındaki stratejik bölgelerdeki sabotaj birimlerinin faaliyeti topyekün bir çalışma biçimine sıçramıştı. Pyatakov yönetimindeki Troçkist sabotörler, Urallar'daki yeni ağır sanayilerde, Donbas ve Kuzbas'taki kömür ma¬denlerinde, demiryollarında, enerji santrallarında ve inşaat çalışmala¬rında, Sovyet üretiminin en hayati kollarına eşzamanlı ve güçlü darbel¬er indiriyorlardı. Benzer yıkıcı faaliyetler, kolektif çiftliklerde, koope¬ratiflerde ve hükümetin ticari maliye acentelerinde Buharin ve öteki sağcı liderler gözetiminde ilerlemekteydi. Sabotaj kampanyasının pek çok aşamasını Alman ve Japon istihbarat ajanları yönetiyorlardı.
Alman ve Japon ajanlarının, sağcıların ve Troçkistlerin; daha son-ra sabotajcıların kendileri taralından anlatılan sabotaj operasyonlarından bazıları şunlardı:
lvan Knyazev, Troçkist ve Japon ajanı, Urallar demiryolu siste¬minde yönetici: -
Ben, demiryollarında bölücü ve yıkıcı faaliyetlere ve trenlerin tahribatına ilişkin talimatları tamamen uyguladım, zira bu
meselede Japon Askeri İstihbarat Servisi'nin talimaüarı, Troçkist örgütten bir süre önce almış olduğum talimatlarla tamamen
çakışıyordu... 1
27 Ekim'de... Shumikha'da bir tren kazası oldu... bir askeri tren... bu bizim örgütümüzün işiydi... Saatte yaklaşık 40-50 kil¬ometre hızla giden tren, üzerinde bir maden cevheri yük treninin bulunduğu sekizinci yoldan aşağı gitti. Yirmi dokuz Kızıl Ordu askeri öldürüldü ve yirmi dokuzu da yaralandı... Doğrudan bizim tarafımızdan düzenlenen onüç ile onbeş kaza oldu...
Japon İstihbarat Servisi, askeri trenlere kantinlere ve ordu sıhhiye merkezlerine çok tehlikeli basiller bulaştırmak amacıyla, savaş sırasında bakteriyolojik araçlar kullanma zorunluluğunu kuvvetle vurguluyordu...
Leohid Serebryakov, Troçkist, Demiryolu idaresi Şef Yardımcısı:
Önümüze çok somut ve net bir görev koyduk: Yük trafiğine engel almak, boş araba akışını artırarak, arabalar ve motorlar için düşük olan akış değerleri artırmaktan kaçınarak ve lokomotif gücü, motor kapasitesi vs.'den tam olarak yararlanmak suretiyle günlük yükleme miktarlarını azaltmak.
Pyatakov'un önerisi üzerine Livşitz (Troçkist ve Japon ajanı), Merkez Yol Motor Ulaştırma îdaresi'nde beni görmeye gel¬di. O, Güney Demiryolu Şefi idi... Bana Güney Demiryolu'nda, bu faaliyeti geliştirebilecek Zorin adlı bir yardımcısı olduğunu söyledi... Livşitz'le meseleyi tartıştık, merkezde ve taşrada demir¬yollarında kargaşa, kaos etkisi yapabilecek eylemlerin Örgütlen¬mesine ek olarak seferberliğin ilk günlerinde en önemli demiryolu kavşaklarında ulaştırma sisteminin bozulmasına demiryolu kavşaklarının kapasitesinin düşmesine neden olacak trafik sıkışık¬lıkları yaratarak oraları da bloke etme olasılığını yaratmak gerek¬tiği sonucuna vardık.
Aleksey Şestov, Troçkist ve Nazi ajanı, Doğu ve Sibirya Kömür Tröstü Yönetim Kurulu Üyesi: -
Prokopyevek Madenleri'nde oda ve sütun sistemi, tasarlanan oyuğu doldurmadan uygulanıyordu. Bu sistem sonucunda her za¬manki yüzde 15-20 kömür kaybı yerine yüzde 50'den fazla kaybımız oluyordu. İkinci olarak, bunun sonucunda 1935 sonuna dek Prokopyevek Madenleri'nde altmış kadar yeraltı yangınımız oldu.
...Özellikle Molotov Ocağı'nda maden kuyularının derin¬leştirilmesine yanlış zamanda başlandı; "Koksovaya" Ocağı'nın yüz metrelik düzeyi 1933'den itibaren işlenmeden bırakıldı ve "Meneikha" Ocağı'nın derinleştirilmesine de uygun zamanda başlanmadı... donanımın yerleştirilmesinde ve yeraltı enerji sant¬ralı ve öteki makinelerin tesisinde, büyük çapta yıkıcı çalışma yapıldı...
Stanislav Rataiçak, Troçkist ve Nazi ajanı, Kimya Sanayii Mer¬kez İdaresi şefi:-
Benim talimatlarım uyarınca... üç arıza düzenlendi, Gorlovka Fabrikalarında bir yıkıcı eylem ve iki arıza daha, biri Nevski Fab¬rikalarında ve öteki de Voskressensk Kombine Kimya Fabrika-larında...
Yakov Drobnis, Kemerovo Fabrikalarında Şef Yardımcısı: -
1934 Temmuz sonundan itibaren Kuzbas'm her yanındaki yıkıcı ve bölücü faaliyetlerin sorumluluğuna getirildim... 1933'de Orta Asya'da yaşıyordum, 1934 Mayısında oradan ayrıldım, zira Troçkist merkez beni Batı Sibirya'ya göndermeye karar verdi. Pyatakov, beni sanayide bir görevden ötekine atayacak bir mev¬kide olduğundan, bu sorun kolaylıkla çözülebildi...
Plandaki yıkıcı görevlerden biri de ikincil derecede Öneme sa¬hip önlemler için para akıtmaktı. Bir diğeri, inşaat çalışmalarını, önemli kısımların hükümeti belirlediği günlerde başlatılmasını önleyecek tarzda geciktirmekti...
Bölge enerji santralı öyle bir duruma getirilmişti ki, yıkıcı amaçlarla gerekli görülürse, emir verildiğinde madeni sel basabi¬lirdi. Ayrıca yakıt için teknik olarak uygun olmayan kömür alınmıştı ve bu da patlamalara neden oluyordu. Bu tamamen kas¬ten yapıldı... çok sayıda işçi ciddi bir biçimde yaralandı.
Mikhail Çernov, Sağcıların üyesi, Alman Askeri istihbarat ajanı, SSCB Tarım Komiseri: -
Alman istihbarat Servisi, Kızıl Ordu'ya at sağlanmaması... , için at yetiştiriciliği alanında yıkıcı faaliyetlerin örgütlenmesine özel bir önem veriyordu. Tohum konusunda, programımıza, to¬hum işlerini karıştırmayı, çeşitli tohumları karıştırmayı ve böylelikle ülkedeki rekolteyi düşürmeyi aldık...
Çiftlik hayvanları yetiştiriciliğine gelince, amaç soylu damızlık hayvanları öldürmek ve hayvan yemi kaynaklarının art¬masını önlemek ve sığırlara çeşitli bakteri türleri bulaştırarak ölüm düzeyini yükseltmek için çaba harcamaktı....
Doğu Sibirya'da çok sayıda sığır ölümlerine neden olmak için Sağcılar örgütüne mensup Veteriner Bölümü Şefi Gins-burg'a... Doğu Sibirya'ya Şarbon aşısı göndermemesi talimatını verdim... 1936'da orada Şarbon hastalığı çıktığında hiç aşı yoktu, sonuçta tam olarak kaç tane olduğunu söyleyemeyeceğim, ama her halükarda 25.000'den fazla at telef oldu...
Vasili Şarangoviç, Sağcıların üyesi; Polonya gizli ajanı, Belorus-ya Komünist Partisi Merkez Komitesi Sekreteri: -
Ben özellikle tarım alanında yıkıcı faaliyetlerle uğraştım. 1932'de biz ve bizzat ben, bu alanda yaygın yıkıcı çalışmalar yaptık. Öncelikle de kolektifleştirme hızını düşürmek suretiyle...
Bunun ötesinde tahıl' toplama planlarının bozulmasını sağladık... domuzlar arasında taun hastalığının yayılmasını sağlamak için yaptığımız çalışmalar sonucu çok sayıda domuz öldü; bu, domuzların tauna karşı yanlış bir tarzda aşılanmasıyla yapıldı.
...1936'da Belorusya'daki atlar arasında kansızlığın yaygın şekilde patlak vermesine neden olduk. Bu kasten yapıldı, zira Be-lorusya'da atlar savunma için aşırı derecede önemlidir. Savaşa ilişkin olarak ihtiyaç duyulabilir diye bu güçlü temeli yıkmaya çalıştık.
Bu önlemden dolayı, hatırlayabildiğim kadarıyla 30.000 at telef oldu.
2. Troçki'den Mektup
Savaşın gitgide yaklaştığının belli olduğu 1935 yılı sonunda Moskova'da bulunan Kari Radek'e, Troçki'nin uzun süredir beklenen mektubu özel kurye tarafından teslim edildi. Mektup Norveç'den geli¬yordu.2 Radek büyük bir önsezi ile mektubu açtı ve okumaya başladı. Troçki, sekiz kaliteli İngiliz mektup kağıdında, Almanya ve Japon hükümetleri sonunda varmayı başardığı gizli anlaşmanın detaylarının ana hadanm yazıyordu.
2 1935 Haziranında Fransa Halk Cephesi Hükümeti, Leon Troçki'yi Fransız toprak¬larından sınırdışı etti. Troçki Noveç'e giderek, Oslo'nun banliyölerinde uzak, iyi korunan büyük ve güzel bir evde sürgündeki üçüncü karargahını kurdu. Komüntern'den ayrılma yanlısı bir grup olan Norveç İşçi Partisi, o sırada Norveç'te önemli bir siyasal faktördü ve Troçki'nin girişini kolaylaştırdıf Troçki'nin Norveç'teki taraftarları da yoğun bir anti-Sovyet kampanya yürütüyorlardı. O sırada Norveç siyaseti'nin aşın sağında bulunan, eski Savaş Ba¬kanı Binbaşı Vidkun Quisling başkanlığındaki anti-Komünist Nasyonal Samling (Ulusal Birlik Partisi) de benzer, şiddetli anti-Sovyet ajistasyon yapıyordu.
Binbaşı Vidkun Quisling bir zamanlar Leningrad'da Norveç Askeri Ataşesi ola¬rak görev yapmıştı. 1922-1923'de Ukrayna ve Kınm'a "diplomatik" görevlerle gönderildi. Bir Beyaz Rusla evlendi. 1927de İngiliz Hükümeti Sovyet Rusya'yla ilişkileri kesince, o sırada Moskova'daki Norveç Elçilik Heyeti sekreteri olan Binbaşı Quisling, Rusya'da İngiliz çıkarlarının sorumluluğuna getirildi. Quisling o dönemdeki hizmetleri için sonradan Britanya İmparatorluğu Şeref Komutanı yapıldı.
"Alman faşizminin zaferini" ve "uluslararası savaş'in yakın olduğunu vurgulayan bir başlangıçtan sonra mektup ana konuya geli¬yordu: -
iktidara gelmemiz için iki olası yol var. Birinci yol savaştan önce iktidara gelmemiz olasılığı, ikinci yol ise savaş sırasında...
Kabul etmek gerekir ki, iktidar sorunu, Blok için ancak SSCB'nin savaşta yenilmesinin sonucu olarak pratik bir sorun haline gelecektir. Bunun için Blok enerjik hazırlıklarda bulun¬malıdır...
Bundan böyle diye yazıyordu Troçki; "Troçkistlerin savaş sanayi-lerindeki bölücü eylemleri," "Alman ve Japon Yüksek Komu- > tanlıklarının" doğrudan "gözetimi" altında yürütülmek zorundadır. Troçkistler öncelikle Alman ve Japon müttefiklerinin onayını al¬maksızın hiçbir "pratik fâaliyet"e girişmemeliydiler.
Sağcılar ve Troçkisteler Bloku "iktidara gelebileceklerini düşünmeleri saçma olduğu için onlara hatırı sayılır ödünler vermeye hazırlanmalıydılar. Troçki bu ödünleri şöyle sıralıyordu: -
Almanya'nın hammaddeye, gıda maddelerine ve pazarlara ih¬tiyacı var. Onun, maden cevheri, manganez, altın, petrol, apati-testen yararlanmasına izin vermek ve ona belirli bir süre gıda maddeleri ve yağları dünya fiyatlarından daha ucuza vermeyi taahhüt etmek zorundayız.
Japonya'ya Sakhalin petrolünü vermek ve Amerika'yla savaş durumunda ona petrol sağlamayı garanti etmek zorunda kalacağız. Altın yataklarından yararlanmasına da izin vermek zorundayız.
1930'da Sovyet Hükümeti, Sovyet topraklarında yıkıcı faaliyetler yürüttüğü gerekçesiyle Quisling'in Sovyet Rusya'ya yeniden girmesine izin vermedi.
Quisling, Sovyetler Birliği'ndeki "diplomatik" faaliyetlerine son verildikten sonra, Norveç'te sözde radikal bir grup örgütlemeye başladı, bu grup kısa bir süre İonra açıktan faşist oldu. Çok geçmeden Quisling de Alman Askeri Istihbaratı'nın gizli ajanı ve önemli unsurlan arasında Troçkistlerin de bulun¬duğu Norveç Beşinci Kolunun lideri oldu.
Troçkist hücrelerin örgütlendiği öteki ülkelerde olduğu gibi Norveç'te de Troçkist üyelerin çoğu, Troçkist önderlikle Mihver istihbarat Servisleri arasındaki gizli bağlantılardan habersizdi. Troçki, sonuna dek, kendisinin dürüstlüğüne inanan çok sayıda "dünya devrimcisi"ni biraraya getirmeyi başardı. Bu kişiler Troçki için hem anti-Sovyet propagandacı ve örgütçü hem de Troçkist davanın savunucuları olarak çok faydalıydılar.
Almanya'nın Tuna kıyısındaki ülkeleri ve Balkanları al¬masına karşı çıkmama talebine ve Japonya'nın Çin'i'almasını en-1 gellememeye razı olmak zorunda kalacağız. Toprak konusunda ödün vermemiz de, kaçınılmaz olacak. Kıyı Eyaletini ve Amur bölgesini Japonya'ya ve Ukrayna'yı da Almanya'ya vermek zorun¬da kalacağız.
Troçki'nin mektubunda daha sonra Sovyet Hükümeti'nin devril¬mesinden sonra kurulacak Rus rejiminin ana hatları çiziliyordu: -
SSCB sosyal. yapısını belirli bir ölçüde kapitalist' ülkelerinkiyle aynı hizaya getirmekdikçe blok hükümetinin ikti¬darda kalamayacağı kavranmaladır..."
SSCB'nin sömürüsü için Alman ve Japon sermayesinin ka¬bulü Sovyet topraklarına önemli bir kapitalist çıkara neden ola¬caktır. Köylerde kapitalist psikolojiyi yaşamamış, bulunan ve kolektif çiftliklerden hoşnutsuz olan tabakalar onlara doğru çekileceklerdir. Almanlar ve Japonlar kırlık bölgelerdeki ortamı rahatlatmamızı isteyeceklerdir, bu nedenle bizim de ödün verme¬miz ve kolektif çiftliklerin dağılmasına ve kolektif çiftliklerden ayrılmaya izin vermemiz gerekecektir.
Yeni Rusya'da toprak ve ekonomi yönünden olduğu gibi siyasal yönden de ağır ve kesin değişiklikler olacaka:-
Demokrasinin hiçbir türünden söz edilemeyecektir. İşçi sınıfı, onsekiz yıl boyunca devrimi yaşamıştır ve geniş istekleri vardır; bu işçi sınıfının, kısmen özel mülkiyetteki fabrikalara ve en zor koşullarda yabancı sermaye ile rekabet etmek zorunda ola¬cak olan devlet mülkiyetindeki fabrikalara geri gönderilmesi ge¬rekecektir. Bu demektir ki, işçi sınıfının yaşam standartları kesin olarak düşünülecektir. Kırda yoksulların ve orta sınıf köylülerin kulaklara karşı mücadelesi yeniden başlayacaktır. Ve sonra, ikti¬darı elde tutmak için, üstündeki örtünün biçimi nasıl olursa olsun güçlü bir hükümete ihtiyacımız olacaktır.
Troçki'nin mektubu şöyle bitiyordu: -
Her şeyi kabul etmek zorundayız ama sağ ve iktidarda kalırsak, o zaman, bu iki ülkenin zaferi (Almanya ve Japonya) sayesinde, yağma ve kârlarının sonucu olarak, onlarla ötekiler arasında bir çatışma çıkacaktır ve bu da bizim gelişmemize, "Rövanş"ı almamıza yol açacaktır.
Radek, Troçki'nin mektubunu karmakarışık duygularla okudu.
Sonradan, "Bu direktifleri okuduktan sonra," dedi, "geceleyin onlar üzerinde tekrar düşündüm... direktifler daha önce varolan bütün unsur¬ları içermesine rağmen, bunların... Troçki'nin önerdiğinin artık sınır tanımaz bir şekilde olgunlaştığını anlamıştım. Artık kendi eylemle¬rimizin efendisi olmaktan çıkmıştık."
Ertesi sabah Radek Troçki'nin mektubunu Pyatakov'a gösterdi. Pyatakov, "Ne olursa olsun Troçki'yi görmek gerekiyor," dedi. Kendisi resmi bir iş nedeniyle Sovyetler Birliğinden ayrılacak ve birkaç günlüğüne Berlin'de olacaktı. Radek, Troçki'ye Pyatakov'un yolcu¬luğunu bildiren ve Troçki'den onunla Berlin'de mümkün olduğu kadar çabuk temasa geçmesini isteyen acil bir mesaj yollamalıydı.
J. Oslo'ya Uçuş
Pyatakov, Berlin'e 10 Aralık 1935'te vardı. Radek'in Troçki'ye mesajı ondan önce gelmişti ve Nazi başkentine gelir gelmez Pyata-kov'la temasa geçmek için onu bir kurye bekliyordu. Kurye, Izvestia'nın Berlin muhabiri Troçkist Dmitri Bukhartsev idi. Bukhart-sev, Pyatakov'a Sümer adında bir adamın Troçki'den haber getirdiğini söyledi. Kurye, Sümer'in, "Troçki'nin Berlin'deki adamı" olduğunu açıkladı.3
Pyatakov, Bukhartşev'le birlikte Tiergarten'daki dar sokaklardan birine girdi. Bir adam onları bekliyordu. Bu, Stirner"dı. Pyatakov'a Troçki'den bir not verdi. Notta şunlar yazılı idi. "Y.L. (Pyatakov'un baş harfleri), bu notu getiren kişiye tam anlamıyla güvenebilirsin."
Stirner, verdiği not kadar kısa ve özlü bir tutum içerisinde, Troçki'nin Pyatakov'u görmeyi çok istediğini ve kendisine gerekli düzenlemeleri yapması için talimat vermiş olduğunu belirtti. Pyatakov uçakla Oslo, Norveç'e seyahat eder miydi?
Pyatakov, böyle bir gezinin içerdiği deşifre olma riskinin tama¬men bilincindeydi. Bununla birlikte, ne pahasına olursa olsun Troçki'yi görmeye karar vermişti. Gitmek istediğini söyledi. Stirner, Pyatakov'dan ertesi sabah Tempelhof Havaalaninda olmasını istedi.
Pyatakov pasaport isteyince Stirner karşılığında şöyle dedi: "Endişelenme. Ben meseleyi hallederim. Berlin'de ilişkilerim var."
3 "Stirner," Troçki'nin "sekreteri," uluslararası casus Kari Reich, namı diğer Jo-hanson'un takma adlarından sadece bir diğeri idi.
Pyatakov ertesi sabah belirlenen saatte Tempelhof Havaalanina gitti. Stirner girişte bekliyordu. Pyatakov'a kendisini izlemesi için işaret etti. Piste doğru yürürlerken Stirner Pyatakov'a, onun'için hazırlanmış olan pasaportu gösterdi. Pasaport, Nazi Almanyası Hükümeti tarafından verilmişti.
Pistte kalkışa hazır bir uçak bekliyordu...-
O öğleden sonra uçak Norveç'in Oslo şehri yakınında bir piste indi. Pyatakov ve Stirner'i bir otomobil bekliyordu. Arabayla yarım saat giderek Oslo'nun banliyölerinde bir kır sayfiyesine vardılar. Araba küçük bir evin önünde durdu.
Evde Troçki eski dostunu kaşılamak üzere bekliyordu.
Acı sürgün yılları, Pyatakov'un lideri olarak gördüğü adamı değiştirmişti. Troçki elli küsur yaşındaydı, fakat daha yaşlı gösteriyordu. Saçı sakalı ağarmıştı. Kamburlaşmıştı. Gözleri, kıskaç gözlüğünün ardında neredeyse manyakça bir keskinlikle panldıyordu.
Merhabalaşma birkaç sözcükle geçiştirildi. Troçki'nin emri üzerine, o ve Pyatakov evde yalnız bırakıldılar. Daha sonraki konuşma iki saat sürdü.
Pyatakov söze Rusya içerisindeki işlerin durumu üzerine rapor vererek başladı. Troçki, keskin, iğneleyici yorumlarla onun sözünü sık sık kesiyordu.
"S talin'in göbek kordonundan kopamıyorsunuz" diye bağırdı. "Sosyalist inşa için Stalin'den talimat alıyorsunuz!"
Troçki, Pyatakov'u ve öteki Rus taraftarlarını çok konuşup az iş yaptıkları içiff azarladı. "Tabii," dedi Troçki öfkeyle, "siz orada ulusla¬rarası sorunları tartışmakla çok fazla zaman harcıyorsunuz, kendinizi bu kadar kötü giden kendi işlerinize verseniz daha iyi olur! Uluslararası sorunlara gelince, ben bu işlerle ilgili sizden çok fazla şey biliyorum!"
Troçki, Stalin'in devletinin yıkılmasının kaçınılmaz olduğu kanısını tekrarladı. Faşizm, Sovyet iktidarının gelişmesine daha fazla tahammül etmeyecekti.
Rusya'daki Troçkistler şu seçimle karşı karşıyaydılar ya "Stalin devletinin kalıntıları içinde yokolacak'iardı ya da Stalin rejimini devir¬mek için topyekün mücadele yolunda tüm enerjilerini derhal harekete geçireceklerdi. Bu çan alıcı mücadelede Alman ve Japon Yüksek Kom¬utanlıklarının rehberlik ve yardımlarını kabul etme konusunda hiçbir tereddüt olmamalıydı.
Troçki, ayrıca Sovyetler Birliği ile faşist güçler arasında askeri bir çatışmanın uzak bir gelecekte değil ama yakında, çok yakında, kaçınılmaz olacağını söyledi. "Savaşın patlak verme tarihi çoktan be¬lirlendi," dedi Troçki. "1937'de olacak."
Troçki'nin bu bilgiyi uydurmadığı Pyatokov için açıktı. Troçki, artık Pyatakov'a belli bir süreden beri kendisinin "Alman Nas¬yonal Sosyalist Partisi Başkan Yardımcısı ile Hess uzun boylu görüşmelere girmiş bulunduğunu" açıkladı.
Troçki, Adolf Hitler'in vekili ile olan bu görüşmelerin sonucun¬da Üçüncü Reich Hükümeti ile bir anlaşmaya, "kesinlikle belirli bir anlaşmaya" varmıştı. Naziler, Şavyeüer Birliği'nde iktidara gelmeleri için Troçkisüere yardım etmeye hazırdılar.
"Söylemeye gerek yok ki," dedi Troçki Pyatakov'a, "böylesine lehte bir tavır, Troçkistlerin kara kaşı kara gözü için değil. Yalnızca faşisüerin gerçek çıkarlarından ve bizim, iktidara geldiğimiz zaman on¬lar için yapmaya söz verdiğimiz şeylerden ileri geliyor."
Troçki'nin Nazilerle girdiği anlaşma somut olarak beş noktadan oluşuyordu. Almanya'nın Rusya'da Troçkistlerin iktidara gelmesine yardımı karşılığında Troçki, şunları kabul etmişti: -
1- Alman hükümetine karşı genel olarak lehte bir tavır ala¬cağını ve onunla, uluslararası nitelikteki en önemli sorunlarda zo¬runlu işbirliğini garanti etmek;
2- Toprak konusunda ödün vermeyi kabul etmek (Ukrayna);
3- Alman sanayicilerinin, ayrıcalıklar biçiminde (ya da başka bir biçimde), SSCB'deki Alman ekonomisini tamamlayıcı işletmelerden (demir cevheri, manganez, petrol, altın, kereste, v.s.) yararlanmasına izin vermek;
4- SSCB'de Alman özel girişiminin faaliyetleri için elverişli koşulları yaratmak;
5- Savaş sırasında, savaş sanayii işletmelerinde ve cephede yaygın oyalama faaliyetleri geliştirmek. Bu oyalama faaliyetleri Alman Genelkurmayı ile anlaşıldığı üzere Troçki'nin talimatları ile yürütülecektir.
Pyatakov, Troçki'nin Rusya sorumlusu olarak, Nazizmle içli dışlılığını "Sağcılar ve Troçkisüer Bloku'nun sıradan üyelerine açıkla¬masının zor olabileceğinden endişeliydi.
"Program sorunları Blok sıradan üyelerinin önüne bütün yönle¬riyle konulmamalıdır," dedi Troçki sabırsızlıkla. "Bu onları ürkütür."
Örgüt bir bölüm olarak, faşist güçlerle varılmış olan ayrıntılı anlaşmaya ilişkin hiçbir şey bilmemeliydi. ~ Troçki, "Bunu açıklamak," dedi, "hatta çok Troçkiste bildirmek ne mümkün ne de uygun olur. Şu anda bundan ancak çok küçük, sınırlı bir grup haberdar edilebilir."
Troçki zaman faktörünün aciliyetini vurgulamaya devam etti.
"Bu nispeten kısa bir dönem meselesi," diye ısrar etti. "Eğer bu fırsatı kaçırırsak, bir yandan Troçkizmin ülke içinde tamamen tasfiye¬si, öte yandan da bu canavarlığın, Stalin ve bu devleti doğru kabul eden, onu sosyalist Sovyet devleti olarak gören -başka bir devlet düşünüp hayal edemeyen- yeni genç kadroların desteği sayesinde on yıllar boyunca varolması tehlikesi doğacaktır. Bizim görevimiz kendi¬mizi o devletin karşısına koymaktır."
"Bak," dedi Troçki, Pyatakov'un ayrılış saati yaklaşırken, "bir za¬manlar biz bütün Sosyal Demokratlar kapitalizmin gelişmesini ilerici, olumlu bir olgu olarak görürdük... Fakat bizim kapitalizme karşı, mücadeleyi örgütlemek, onun mezar kazıcılarım yetiştirmek gibi farklı görevlerimiz vardı. Ve böylece şimdi de biz Stalin devletinin hizme¬tine girmeliyiz, ama o devleti inşa etmek için değil, onun mezar kazıcısı olmak için -görevimiz işte burada yatıyor!"
İki saat dolduğunda, Pyatakov Troçki'yi Oslo'nun varoşlanndaki küçük evde bıraktı ve geldiği gibi Berlin'e döndü- özel olarak kira¬lanmış bir uçak ve Nazi pasaportuyla.
4. Saat Sıfır
Troçki'nin Sovyet Rusya'yı 1937'de vuracağını tahmin ettiği İkinci Dünya Savaşı, Avrupa'ya çoktan ulaşmıştı. Mussolini'nin Et-yopya'yı işgalinin ardından olaylar hızla hareketlenmişti. 1936 Hazi¬ranında Hitler Rhinelandi yeniden silahlandırdı. Temmuz ayında İspanya'da faşistler, Cumhuriyetçi Hükümete karşı, ispanyol subay¬larının Putsch'u ile darbe indirdiler. Alman ve İtalyan askerleri "Bolşevizmie savaşmak" ve "Komünist devrim"i bastırmak bahane¬siyle subayların isyanına yardım etmek için ispanya'ya çıktılar. İspanyol faşist lideri Generalissimo Francisco Franco, Madrid üzerine yürüdü. Ayyaş faşist General Quiepo de Llano, "Dört kol Madrid üstüne yürüyor," diye övünüyordu. "Beşinci kol da şehrin içinde bizi karşılamak için bekliyor!" Dünya belirleyici "Beşinci Kol" ifadesini ilk kez duyuyordu.4
Adolf Hiüer 12 Eylül günü Nurimberg Nazi Partisi Kongresinde binlerce askere hihap ederken, Sovyeüer Birliği'ni işgal etme niyetini açıkça ilan etti.
"Her an hazırız" diye bağırdı Hitîer. "Kapımın dibinde yıkılmış devletlere izin veremem!... Haddi hesabı olmayan hammadde yatağı ha¬zineleri ile Ural Dağları, geniş ormanlarıyla Sibirya ve büyük buğday tarlalarıyla Ukrayna elimde olsaydı, Almanya ve Nasyonal Sosyalist önderlik bolluk içinde yüzerdi."
25 Kasım 1936'da Nazi Dışişleri Bakanı Ribbentrop ile Japon¬ya'nın Almanya Büyükelçisi M. Mushakoji, Berlin'de Anti-Komintern Anlaşmasinı imzalayarak güçlerini, "Dünya Bolşevizmi"ne karşı ortak bir saldırı için birleştirmeyi kararlaştırdılar.
4 îsyanya'da Mihver desteğindeki Franco ayaklanması sırasında, 1936-1938'de, andreas Nin, Parlido Obrero de Unificacion Marxista ya da P.O.U.M., denen aşın solcu, Tröçki yanlısı bir İspanyol örgütünün başını çekiyordu. P.O.U.M., Troçki'nin Dördüncü Entemasyonali'ne resmen bağlı değildi. Buna rağmen sa-flanna Troçkistler sızmıştı; Sovyetler Birliğine ve Halk Cephesi'ne karşı tavır gibi önemli sorunlarda P.O.U.M. Leon Troçki'nin politikalanna sıkı sıkı uyu¬yordu.
Franco isyanı sırasında, Troçki'nin dostu Nin, Katalonya'da Adalet Bakanı idi. Nin'in P.O.U.M'u anti-faşist davaya, sözde bağlı olmasına rağmen, Ispanya'daki çatışmalar sırasında İspanyol Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı sürekli propaganda ve ajitasyon yürütüyordu. Başlangıçta Nin'in muhalif faaliy¬etlerinin tamamıyla "siyasi" nitelikte olduğuna inanılıyordu, zira P.O.U.M. üyeleri İspanyol Hükümeti'ne karşı muhalefetleri için "devrimci" açıklamalarda bulunuyorlardı. Fakat 1937'in belirleyici yazında P.O.U.M., Barselona'da Kralcı saflann ardında sonuçsuz bir isyan tezgahlayınca ve "Hükümeti devirmek için kararlı eylem" çağnsmda bulununca, Nin ve öteki P.O.U.M. liderlerinin gerçekte Franco'yla işbirliği yapan faşist ajanlar olduklan ve İspanyol Hükümeti'ne karşı sistematik bir sabotaj, casusluk ve terörizm kampanyası yürüttükleri ortaya çıkanldı.
23 Ekim 1937'de Barselona Polis Müdürü Yarbay Burillo, kamuoyuna Kata¬lonya'da açığa çıkanlan P.O.U.M. Komplosu'nun aynntılannı açıkladı. Barselo¬na polisi tarafından ele geçirilen gizli belgeler P.O.U.M. üyelerinin faşisüer hesabına yaygın casusluk yaptıklannı malzemelerin İspanyol Cumhuriyetçi Or-dusu'na ulaştınlmasına engel olduklannı ve cephede askeri operasyonlan sabote ettiklerini kanıtlıyordu. Yarbay Burillo raporunda devamla, "Halk Ordusu'nun önde gelen kişilerinin yaşamına kastettikleri de düşünülmektedir," diyordu:
Sovyet Hükümeti yakın bir savaş tehlikesinin bilincine vararak, kendi sınırlan içerisindeki düşmana karşı ani bir karşı saldırı başlattı. 1936 yılı bahar ve yazında Sovyet yetkilileri ülke çapında bir dizi ani baskınla Nazi casuslarını, gizli Troçkist ve sağcı örgütçülerin, terörist ve sabotajcıları üstüne yürüdüler. Sibirya'da Emil Stiekling adında bir Nazi ajanı tutuklandı ve Kemerovo madenlerinde Aleksey Şestov ve öteki Troçkistlerle işbirliği içinde sabotaj faaliyetleri yönettiği ortaya çıkarıldı. Leningrad'da bir başka Nazi ajanı, Valentine Olberg, yaka¬landı. Olberg yalnız Nazi ajanı değildi, Troçki'nin özel ajanlanndan bi¬riydi aynı zamanda. Fritz Davit, Nathan Lurye, Konon Berman-Yupin ve öteki teröristlerle ilişkisi vardı. Komplonun birinci "tabaka"sının liderleri birbiri ardına izlenip bulunuyordu.
İvan Smirnov'un cezaevinden gizlice komplo ortaklarına gönderdiği şifreli bir mesaj Sovyet yetkilileri tarafından yakalandı. Troçkist terörisüer Efraim Dreitzer ve Sergey Mraçkovski tutuklandı.
Rus komplocularım yoğun bir endişe sardı. Şimdi her şey dışandan gelecek saldınya bağlıydı.
Yargoda'nm resmi soruşturmayı engelleme çabalan gitgide daha pervasızlaşıyordu. Yagoda, sekreteri Bolanov'a öfkeyle, "Yzhov Lenin¬grad işinin köküne inecek gibi görünüyor!" diyordu.
Yagoda'nın adamlarından NKVD ajanı Borisov aniden, sorgulama için Leningrad'daki Smolni Enstitüsü özel araştırma merkezine çağrıldı. Borisov, Kirov cinayetinin ön hazırlıklarında önde gelen bir rol oynamıştı. Yagoda umutsuz hareket ediyordu. Borisov, Smolni Enstitüsü'ne doğru arabasını sürerken bir "araba kazası"nda öldürüldü...
Fakat tek bir tanığın ortadan kaldırılması yeterli değildi. Resmi soruşturma devam etti. Her gün yeni tutuklama haberleri geliyordu. Sovyet yetkilileri casusluk, ihanet ve cinayetten oluşan karmaşık yap-boz bulmacasını parça parça bir araya getiriyorlardı. Ağustos ayında Troçkist-Zinovyevci terörist merkezin hemen tüm önde gelen üyeleri tutuklanmıştı. Sovyet Hükümeti, Kirov cinayeti ile ilgili özel araştırma sonucunda çarpıcı yeni kanıtların ortaya çıkarıldığını açıkladı. Kamenev ve Zinovyev yeniden mahkemeye çıkarılacaklardı.
Duruşmaya 19 Ağustos 1936'da, Moskova'daki Sendikalar Evi Ekim Salonu'nda, SSCB Yüksek Mahkemesi Askeri Collegium'u hu¬zurunda başlandı. Daha önceki hükümlerinden dolayı hâlâ cezalarını çekmekte oldukları cezaevinden getirilen Zinovyev ve Kamenev de, on dört eski ortaklarıyla birlikte ihanet suçlamasıyla mahkemeye çıkarıldılar. Öteki sanıklar arasında bir zamanlar Troçki'nin Mu¬hafızlarının sorumlusu olan İvon Smirnov, Sergey Mraçkovski ve Efraim Dreitzer, Zinovyev'in sekreteri Grigori Evdokimov ve yardımcısı İvan Bakayev ve Troçki'nin özel terörist ajanlarından beşi Fritz David, Nathan Lurye, Moissei Lurye, Konon Berman- Yurin ve -Valentine Olberg vardı.
Duruşma- "Moskova Duruşmalar"nın ilki- komplo aygıtının ilk tabakası terörist merkezi teşhir etti ve ezdi. Aynı zamanda Sovyet reji¬mine karşı planın çok daha ileri gittiğini ve duruşmadaki Troçkist-Zinovyevci teröristlerden çok daha önemli güçleri kapsadığını kanıtladı.
Duruşma ilerledikçe, kamuoyu Leon Troçki ve Nazi Alman¬ya'nın liderleri arasında gelişmiş bulunan yakın ilişkiyi ilk kez gördü. Sovyetler Birliği'ne Troçki tarafından gönderilen Alman Troçkisti Valentine Olberg'in Sovyet Savcısı A.Y. Vişinski tarafından yapılan sorgusu bazı şaşırtıcı gerçeklere ışık tuttu: -
VİŞİNSKİ. Friedmann'la ilgili ne biliyorsunuz? OLBERG. Friedmann, Berlin Troçkist örgütünün, Sovyet¬ler Birliği'ne gönderilen bir diğer üyesiydi.
VİŞİNSKİ. Friedmann'ın Alman gizli polisine bağlı olduğunu biliyor musuriuz?
OLBERG. Bunu duymuştum.
VİŞİNSKİ. Alman Troçkistleri ve Alman polisi arasında ilişkiler-bu sistematik miydi?
OLBERG. Evet, sistematik ve Troçki'nin onayıyla yapı¬lıyordu.
VİŞİNSKİ. Bunun Troçki'nin bilgisi ve onayıyla yapıl¬dığını nereden biliyorsunuz?
OLBERG. İlişkilerden birini ben sağlıyordum. Benim iliş¬kim Troçki'nin direktifi ile kurulmuştu.
VİŞİNSKİ. Sizin kiminle kişisel ilişkiniz vardı?
OLBERG. Faşist gizli polisle.
VİŞİNSKİ. O halde Gestapo'yla ilişkinizi kabul ettiğiniz söylenebilir mi?
OLBERG. Ben bunu inkar etmiyorum. 1933'de Alman Troçkistleri ve Alman faşist polisi arasında sistemli ilişki kurul¬du.
Olberg mahkemeye Sovyetler Birliği'ne girdiği sahte Güney Amerika pasaportunu nasıl elde ettiğini anlattı. Onu, "Alman gizli po¬lisinin Prag'daki ajanı Tukalevski 5" aracılığıyla elde ettiğini söyledi. Olberg aynca pasaportunu alırken kardeşi Paul Olberg'den de yardım gördüğünü ekledi.
"Kardeşinizin Gestapo'yla ilişkisi var mıydı?" diye sordu Vişinski.
"Tukalevski'nin ajanıydı." *
"Peki ya faşist polisin de ajanı mıydı?" "Evet," dedi Olberg.
Troçki'nin ajanı Lurye mahkemeye Almanya'dan ayrılmadan önce, Sovyetler Birliği'ne vardığı zaman Alman mimar-mühendis, Franz Weitzia birlikte çalışmasına ilişkin talimatları nasıl aldığını an¬lattı.
"Franz VVeitz kimdir?" diye sordu Vişinski.
"Franz VVeitz; Almanya Nasyonal Sosyalist Partisi üyesiydi" dedi Lurye. "SSCB'ye, o sırada SS şefi, sonradan Gestapo şefi olan Himm-ler'in talimatı üzerine geldi."
"Franz Weitz onun temsilcisi miydi?"
"Franz VVeitz, SSCB'ye Himmler'in talimatı üzerine terörist ey¬lemlerde bulunmak amacıyla geldi."
Fakat' Sağcılar ve Troçkistler Bloku önderleri, Kamenev ifade ve¬rene dek durumlarının ümitsiz olduğunu kavrayamadılar. Kamenev komplo aygıtının öteki "tabakaları"nın varlığını ifşa etti.
5 General Tuhaçevski ile karıştırılmamalıdır
"Açığa çıkartılabileceğimizi bildiğimiz için" dedi Kamenev mah¬kemede "terörist faaliyetlerimizi sürdürmek için küçük bjr grup seçtik. Bu amaçla Sokolnikov'u atadık. Troçkistler tarafında bu rol Serebrya-kov ve Radek tarafından başarıyla oynanır gibi geliyordu bize... 1932-1933 ve 1934'de ben, Tomski ve Buharin'le şahsen ilişki kurdum ve siyasi duygularını yokladım. Bize sempati besliyorlardı. Tomski'ye Rikov'un zihniyetini sorduğumda şöyle yanıtladı: 'Rikov da senin gibi düşünüyor.' Buharin'in ne düşündüğüne ilişkin soruma karşılık şöyle dedi: 'Buharin de benim gibi düşünüyor ama bir ölçüde farklı taktikler izliyor. Partinin çizgisini benimsemiyor, fakat sürekli Partiye kök sal¬ma ve önderliğin kişisel güvenini kazanma taktiği izliyor' "
Sanıklardan bazıları merhamet diledi. Ötekiler kaderlerine razı olmuş gibiydiler. "Herbirimizin siyasal önemi ve geçmişi farklıdır," dedi Troçki'nin muhafızlarının eski sorumlusu Efraim Dreitzer. "Fakat katiller olarak burada hepimiz eşitiz. Ben, ne pahasına olursa olsun, merhamet beklememesi ya da dilememesi gerekenlerden biriyim."
Terörist Fritz David son sözlerinde haykırdı: " Troçki'ye lanet ediyorum! Hayatımı mahveden ve beni iğrenç bir cinayete iten o adamı laneüiyorum!"
23 Ağustos akşamı Sovyet Yüksek mahkemesi Askeri Colle-geum'u hükmünü verdi. Zinovyev, Kamenev, Smirnov ve Troçkist-Zinovyevci Terörist Blok'un öteki on üç üyesi terörist ve haince faa¬liyetlerinden ötürü kurşuna dizilmeye mahkum edildiler.
Bir hafta sonra, Pyatakov, Radek, Sokolnikov ve Serebryakov tu¬tuklandı. 27 Eylül günü, Henri Yagoda NKVD Başkanlığı görevinden alındı. Yerini Bolşevik Partisi Merkezi Denetim Komisyonu Özel Araştırma Komitesi Başkanı N.I. Yezhov aldı. NKVD bürolarından alınmadan bir gün önce Yagoda halefi Yezhov'u zehirlemek için son bir çılgınca girişimde bulundu. Girişimi başarısızlıkla sonuçlandı.
Rus kompocular için saat sıfırdı. Sağcı liderler. Buharin, Rikov ve Tomski, her gün tutuklanmayı bekliyorlardı. Savaşı beklemeksizin acilen eylem istiyorlardı. Paniğe kapılan sağcı sendika başkanı Tomski Kremlin'e ani bir silahlı saldın önerisi getirdi. Çok riskli olduğundan öneri reddedildi. Güçleri, bu denli açık bir girişim için hazır değildi.
Pyatakov ve Radek cezaevine girmeden hemen önce Sağcılar ve Troçkistler Bloku şeflerinin son toplantısında silahlı bir coup d'etat hazırlanması kararlaştırıldı. Bu darbenin örgütlenmesi ve bütün komp¬lo aygıtının yönetimi Dışişleri Komiser Yardımcısı Nikolay Krestin-ski'nin eline teslim edildi. Krestinski kendisini ötekiler gibi deşifre et¬memişti, ondan kuşkulanılması pek mümkün değildi ve Troçki ve Al¬manlarla yakın ilişkiler sürdürüyordu. Buharin, Rikov ve Tomski tutuklansa bile o devam edebilirdi.
Krestinski vekili ve ikinci komutanı olarak, uzun yıllardır Sovyet Dış Ticaret Komisyonu'na başkanlık ettiği Berlin'den Moskova'ya yeni dönmüş bulunan Arkady Rosengoltz'u seçti. Sovyet yönetiminde önemli görevlerde bulunmuş olan uzun boylu hoş, atletik görünüşlü bir adam olan Rosengoltz, Troçkisüerle olan bağlılığını bir sır olarak özenle saklamıştı. Rosengoltz'un Troçkist ve 1923'den beri Alman Askeri îstihbaratı'run paralı ajanı olarak rolünü sadece Troçki ve Kres-tinski biliyordu...6
Bu andan itibaren, Sağcılar ve Troçkistler Bloku'nun doğrudan de¬netimi, ikisi de Alman ajanı olan iki Troçkistin ellerindeydi. Kres-tinski ve Rosengoltz. Etraflı bir tartışmadan sonra ikisi de Rusya'nın Beşinci Kolunun son kozunu oynamasının zamanının geldiğine karar verdiler.
6 Rosengoltz müdahale savaşı sırasında Kızıl. Ordu'da komutan olarak görev yapmıştı. Savaştan sonra Sovyet Büyükelçiliğinin ticari temsilcisi olarak Ber¬lin'e gönderilmişti. 1923'de Troçki onu Alman Askeri istihbaratı ile ilişkiye geçirdi. Rosengoltz, illegal Troçkist çalışmaları finanse etmekte kullanılan para karşılığında, Almanlara, o sırada Savaş Komiseri olarak Troçki'nin ulaşabildiği Sovyet hava kuvvetlerine ilişkin istihbarat veriyordu. Rosengoltz, Troçkist muhalefette hiç açıkça rol oynamadı. 1934'te Bessonov ona Troçki'den daha açık davranma ve "dış ticaret alanında aktif yıkıcı çalışmalara" başlama zamanı geldiğini bildiren bir mesaj getirdi. Rasengoltz, Berlin'deki Sovyet Ticaret Komisyonu'nda Dış Ticaret Komiseriydi. Kısa bir süre Sovyet ticaretini Nazi Almanyası ve sonra da Japonya için yararlı kanallara - yönlendirebildi. 1936 başlarında, Rosengoltz yeniden Moskova'ya çağrıldı.
Son koz askeri Putsch'du. Silahlı ayaklanmayı yönetmek üzere seçilen adam da SSCB Savunma Komiser Yardımcısı Mareşal Tuhaçevski'ydi.