Header Ads

Header ADS

ON DÖRDÜNCÜ BÖLÜM BİR DEVRİN KAPANIŞI

SOVYETLER'E KARŞI BÜYÜK KOMPLO 

ON DÖRDÜNCÜ BÖLÜM  - BİR DEVRİN KAPANIŞI
Nazizmi iktidara getiren propaganda miti, "Bolşevizm tehlikesi" olmuştu. Adolf Hitler, Almanya'yı komünizmden kurtarma bahane¬siyle, adı sanı duyulmamış Avusturyalı onbaşılık ve Reichswehr ca¬susluğundan Alman Reich'ı Şansölyeliğine yükselmişti. 27 Şubat 1933'de Hitler üst düzeyde bir provokasyon eylemi sayesinde daha da yükseldi. Alman Reichstag'ının yakılması. Hitler, Naziler tarafından tezgahlanan yangının, Almanya Hükümeti'ne karşı bir komünist ayak¬lanma işareti olduğunu ilan etti. Naziler bu bahaneyle olağanüstü hal ilan ettiler, önde gelen anti-faşistleri tutukladılar, ya da katlettiler ve sendikaları ezdiler. Reichstag'm kömür haline gelmiş harabelerinden, Üçüncü Reichin Der Fuehrer'i olarak Hitler doğdu.

Üçüncü Reich, dünya gericiliği ve anti-demokrasisinin kalesi olarak Çarlık Beyaz karşı devriminin yerini aldı. Nazizm, karşı devrimin, ye¬niden dirilen Alman emperyalizminin dev askeri ve sınai kaynaklarıyla tahkim edüen kalesiydi. Siyasal inancı, Çarlığın karanlık nefretinin ve fanatik'önyargılannm yeniden hortlatılmasıydı. Yıldırım Tugayları ise, eski Kara Yüzlerin yeniden doğuşu ve düzenli bir askeri aygıt statüsüne yükseltilmiş haliydi. Kitlesel katliamlar ve bütün halkların yokedilmesi, Üçüncü Reich Hükümetinin resmi programının bir . parçasıydı. Nazi ideolojisini Siyon Tutanakları besliyordu. Nazi lider¬lerinin kendileri de Rusya'daki Beyaz Terörün Baron Wrangellerinin ve Ungernlerinin manevi evlatlarıydılar.


On beş yıl boyunca "anti-Bolşevizm" sloganı altında dünya demok¬rasisi ve ilericiliğine karşı sürdürülen gizli savaş ve sahte barış, kaçınılmaz ürününü vermişti. Reichstagi yakan alevler, kısa sürede yayılacak ve tüm dünyayı tehlikeye sokacak kadar çoğalarak büyüyecekti.

Hitler Kavgam'da, "Altı yüz yıl önce bıraktığımız yerden yeniden başlıyoruz," diyordu. "Avrupa'nın Güneyine ve Batısına doğru olan ezeli ve ebedi Germen gücünü tersine çeviriyor ve Doğuya dönüyoruz. Bu şekilde, savaş öncesi dönemin sömürge ve ticaret politikalarına son veriyor ve geleceğin teritoryal politikasına geçiyoruz. Yeni,topraklar¬dan söz ederken öncelikle Rusya,ve ona tabi sınır devletlerini gözönüne almalıyız,"

"Anti-Bolşevizm", dünya gericiliğinin ve emperyalizminin kuv¬vetlerini Adolf Hitler'i desteklemeleri için güçlü bir mıknatıs gibi çekiyordu.

Daha önceleri Sovyet Rusya'ya karşı her Beyaz entrika ve komp¬loyu desteklemiş olan aynı devlet adamları ve militaristler, şimdi de Nazizmin savunucusu ve taraftarları olarak ortaya çıkmışlardı. Fran¬sa'da, Mareşal Foch ve onun eski yardımcıları Petain ve Weygandin etrafındaki anti-Bolşevik çevreler, bütün anti-Bolşevik hareketlerin bu en yeni ve en güçlüsü ile birleşmek istediklerinden, Nazizmin kendi ülkeleri için oluşturduğu tehlikeyi görmezlikten geliyorlardı. Finlan¬diya'da Mannerheim, Macaristan'da Horthy, Çekoslovakya'da Sirovy ve gizli anti-Sovyet savaşın Avrupa'daki öteki kuklaları, bir gecede Nazi¬lerin doğuya yönelik saldırganlığının öncülerine dönüştüler.

1933 Mayısında, Hitler Almanya'da iktidarı ele* geçirdikten yalnızca birkaç ay sonra, Alfred Rosenberg, Sir Henri Deterding'le görüşmek üzere İngiltere'ye gitti. Nazi "filozofu", petrol kralının Windsor Kalesi yakınındaki Buckhurst Parkında bulunan kır malikane¬sine konuk oldu. Daha o zamandan, anti-Bolşevik haçlı seferin İngiliz Muhafazakar taraftarları arasında güçlü ve büyüyen bir Nazi yanlısı grup vardı.

28 Kasım 1933'de, Lord Rothermere'in Daily Mail'i, kısa bir süre sonra İngiliz dış politikasına hakim olacak anlayışı dile getiriyordu:--

Almanya'nın azimli genç Nazileri, komünizm tehlikesine karşı Avrupa'nın muhafızlarıdır... Almanya rahatça hareket edebil¬melidir... Almanya'nın enerji kaynaklarının ve örgütleme ye¬teneğinin Bolşevik Rusya'ya yönelmesi, Rus halkına uygar bir hayatı geri verecek ve belki de dünya ticareti dalgasını bir kez daha refaha doğru çevirecektir.
Dünya anti-Bolşevizminin, anti-demokrasisinin ve Beyaz karşı devriminin bütün güçleri, Nazi önderliğinde, Avrupa demokrasisinin ezilmesi, Sovyet Rusya'nın işgali ve sonunda da dünyaya hakim olma girişimi için tek bir uluslaıarası güç halinde Seferber olacaklardı.

. Fakat Batı demokrasilerinde, Hitler'in anti-Bolşevizmini, bütün Nazi cinayet ve komplolarının hafifletici sebebi olarak kabul etmeyi reddeden ileri görüşlü devlet adamları da vardı. İngiltere'de ve Birleşik Devletler'de, ta baştan beri, Almanya'da Nazizmin zaferiyle dünya tari¬hinde bir devrin sona ermiş olduğunu gören iki önemli lider vardı. Sovyet Rusya'ya karşı onbeş yıllık gizli savaş, Avrupa'nın ortasında bir Frankeştayn, tüm özgür ulusların banş ve güvenliğini tehdit eden militarize bir canavar beslemişti.
Hitler'in Yıldırım Tugayları Almanya caddelerinde sopalannı sal¬layarak ve "Bugün Almanya Bizim, Yarın Bütün Dünya!" şarkısını söylerken, bir İngilizin uyarı ve kehanet dolu korkulu sesi yükseldi. Bu beklenmedik ses, Muhafazakar anti-Bolşevizmin eski lideri Wins¬ton Churchill'e aitti.

1933 Aralık'ında, Churchill, Muhafazakar meslektaşlanyla drama¬tik bir biçimde ayrı düştü ve Nazizmi İngiliz İmparatorluğu için teh¬like oluşturmakla suçladı. Churchill, Lord Rothermere'in "Alman¬ya'nın azimli genç Nazileri, komünizm tehlikesine karşı Avrupa'nın muhafızlarıdır" açıklamasına doğrudan yanıt vererek şöyle dedi:~
Almanya sokaklarında ve yollannda yürüyen bütün bu azim¬li Toton genci grupları ...silah peşinde ve silahları olduğunda, inanın bana, kaybettikleri toprak ve sömürgeleri geri isteyecekler ve bu istek yerine getirildiğinde ise her bir ülkeyi sarsmaktan ve muhtemelen yıkmaktan geri kalmayacaklar.

Churchill, Nazi Almanyasına karşı Fransa ve hatta Sovyetler Bir-liği'yle anlaşma çağrısında bulundu. Daha önce kendisini anti-Bolşevizm davasının kahramanı olarak selamlayanlarca hain ve savaş kışkırtıcısı olmakla suçlandı...

Atlantik'in öteki yakasında, dünya tarihinde bir devrin kapandığını gören biri daha vardı. Kısa bir süre önce seçilen Birleşik Devletler Başkanı Franklin Delano Roosevelt, kendisinden önceki Başkan Her¬bert Hoover'ın izlemiş olduğu anti-Sovyet politikayı aniden tersine çevirdi. 16 Kasım İ933'de Birleşik Devletler ve Sovyetler Birliği arasında diplomatik ilişkiler yeniden kuruldu. Aynı gün Başkan Roose¬velt, Maksim Litvinov'a gönderdiği mektupta şöyle yazıyordu: -

Halklarımız arasında şu anda kurulmuş bulunan ilişkilerin, ebediyen normal ve dostça kalacağına ve uluslarımızın bundan sonra karşılıklı çıkarları ve dünya barışının korunması için işbirliği yapabileceklerine inanıyorum.1

Nazi Almanyası bir yıl sonra Milletler Cemiyeti'nden çekilmişti. Uluslar ortak konseyindeki yerini Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Bir¬liği almıştı.

Yeni bir devir başlamıştı. Bu, tarihteki en tuhaf ve büyük ihanet devri; terör, cinayet, komplo, coup d'etat, tarihte görülmemiş bir sah¬tekarlık ve hilekarlık devri olacaktı.

1 Aynı yıl Albay Raymond Robins, Sovyet sosyal ve ekonomik kurumlarını üç aylığına gözlemlemek için Sovyetler Birliği'ni tekrar ziyaret etmişti. Bu yolcu¬luk sırasında Robins sekizbin mil yol kaletti ye ülkenin devriminden sonraki ilerlemesine ilişkin değerli veriler topladı. Robins Moskova'dan ayrılmadan önce, Stalin'le uzun bir görüşme yaparak Amerikan-Sovyet ilişkilerini tartıştı. Robins, Birleşik Devletler'e döndüğünde Beyaz Saray'a davet edildi ve Başkan Roosevelt'e şahsen rapor verdi; Roosevelt bundan kısa bir süre sonra Ameri¬ka'nın Sovyet rejimini tanıdığını açıkladı.
Bu devir İkinci Dünya Savaşı'yla en yüksek noktasına varacaktı.
Blogger tarafından desteklenmektedir.