Header Ads

Header ADS

SAVAŞ TAMTAMLARIYLA AÇILIŞ


ONBİRİNCİ BOLUM
SAVAŞ TAMTAMLARIYLA AÇILIŞ
Bin dokuz yüz yirmilerin görünürdeki sükunetinin altında şiddetli bir fırtına patlamak üzereydi. Dünyanın, Rusya Devrimi örneğinden doğan yeni özgürlük umutlarıyla çalkalanan büyük sömürge ve yarı sömürge bölgeleri ulusal kimliğini kazanıyor ve sömürgeci emperya¬lizmin bütün ö hantal yapısını yıkmakla tehdit ediyorlardı...

Fırtına 1926 baharında patlak verdi. Kuomintang ve komünist güçlerden oluşan birleşik cephenin, çürümüş Pekin diktatarölüğünü, Batı emperyalizminin kukla rejimini devirip Özgür Çin'i kurduğu, ülkede devrim yayılıverdi.

Bu olay Asya'nın ve Batı dünyasının her yanında, dehşete kapılmış fakat umutsuz bir anti-Sovyet propagandanın yayılmasıyla ilan edildi. Yüz milyonlarca ezilen insanın dış ve iç zulme karşı ayak¬lanmasını ifade eden devrime, "Moskova planı"nın doğrudan sonucu diye şiddetle saldırıldı.

Japon İmparatoru, hemen Asya'da "Bolşevizme karşı bir siper" olarak hizmet etme isteğini dile getirdi. Batılı güçlerden teşvik gören Japonya, devrimi bastırmak için Çin'e müdahale etmeye hazırlanı¬yordu. Japon Başbakanı General Tanaka, İmparatora, Japon emperya¬lizminin nihai hedeflerini belirleyen ünlü gizli memorandumunu sun-du:-

1 Sonradan Japonya'nın Mein Korripfı olarak tanınacak olan Tanaka Memorandu¬mu 1927'de kaleme alındı ve ilk kezl929.'da, Mançurya'mn Genç Mareşali Çang Hsueh-Liang tarafından bir Japon ajanından satın alındığında ortaya çıktı. Çin Pasifik İlişkileri Enstitüsü konseyi, belgeyi Birleşik Devletler'de yayınladı ve dünyaya teşhir etti.

Dünyayı fethetmek için, önce Çin'i fethetmeliyiz; o zaman Güney Denizlerinin bütün öteki Asya ülkeleri bizden korkacak ve bize teslim olacaklardır. Dünya, Doğu Asya'nın bizim olduğunu anlayacaktır... Çin'in tüm kaynakları emrimize girince, Hindis¬tan'ı, takımadaları, küçük Asya'yı Orta Asya'yı ve hatta Avrupa'yı fethetmeye geçeceğiz. Fakat ilk adım, Mançurya ve Moğolistan'da ' denetimi ele geçirmek olmalıdır... Er geç Sovyet Rusya'ya karşı savaşmak zorunda kalacağız. Gelecekte Çin'in denetimini ele geçirmek istiyorsak, öncelikle Birleşik Devletleri ezmemiz gere-kiyor. 1

1927 Martinda, Çin savaş ağası ve kötü şöhretli Japon kuklası, Çang Tso-lin, Pekin'deki Sovyet Büyükelçiliği'ne bir baskın düzenledi ve Çin'e karşı bir Bolşevik planına ait kanıtlar bulduğunu ilan etti. Bu, Çin karşı-devriminin harekete geçmesi için bir işaretti. Japonların ve İngilizlerle Fransızların para, silah ve tanıma önerilerinden cesaret alan Çan Kay-Şek aniden Birleşik Cepheyi bozdu ve devrimci müttefiklerine saldırdı. Bunu bir katliam izledi. Şanghay, Pekin ve diğer yerlerde, liberal veya komünist sempatizanı olduğundan kuşkulanılan binlerce Çinli işçi, öğrenci ve köylü yakalandı, kurşuna dizildi ya da toplama kamplarına atılarak öldüresiye işkence edildi. İç savaş Çin'i altüst etti.

Fakat Çin Devrimi Asya'nın her yanındaki, başlangıç halindeki özgürlük hareketlerini zincirlerinden koparmıştı. Endonezya, Çin Hin¬di, Burma ve Hindistan kaynıyordu. Ciddi bir endişeye kapılan emper¬yalistler, kendilerini "Bolşevizm"den kurtarması için Japonya'ya yöneldiler. Aynı zamanda Avrupa'da da Genelkurmaylar eski anti-Bolşevik haçlı seferi ve Moskova'ya genel saldırı planlarını çekmece¬lerinden çıkarıyorlardı.

1925 -1926 yılları boyunca süren, Locarno'daki uluslararası dip¬lomatik konferansta, İngiliz ve Fransız diplomatları, Sovyet Rusya'ya karşı ortak eylem için Almanya'yla hummalı bir görüş alışverişi içindeydiler.

İngiliz muhafazakar sözcüsü çok,saygıdeğer W.C.A. Ormsby-Gore, 23 Ekim 1924'de Manchester'daki konuşmasında Locarno'daki meseleyi açık ve tartışma götürmez bir biçimde ortaya koymuştu:-

, Yalnız bizim ömrümüz boyunca değil, Avrupa tarihi boyun¬ca da ortaya çıkmış bulunan en uğursuz tehlikeyi ortadan kaldır¬mak için Hıristiyan uygarlığının dayanışmaya girmesi zorunlu¬dur. ,
Locarno'daki mücadeleyi şöyle görüyorum: Almanya, ge¬leceğini büyük Batılı güçlerin kaderine mi bağlamıştır yoksa Batı uygarlığının imhası için Rusya'yla birlikte mi çalışacaktır?

Locarno, fevkalade büyük bir öneme sahiptir. Bunun anlamı, Almanya'nın bugünkü hükümetiyle ilgili olarak, onun Rusya'dan koparılması ve kaderini Batı tarafının kaderiyle paylaşmasıdır.
Fransa'da Başbakan Raymond Paincare, açıkça Sovyet Rusya'ya karşı Almanya da dahil olmak üzere Avrupa kuvvetlerinin birleşik bir askeri saldırısını savunuyordu.

Berlin'de Alman emperyalist ve anti-demokratik basını, Bolşevizmi ezme saatinin geldiğini ilan ediyordu. Nazi Partisi'ne yakın Reichswehr generalleri ve sanayicileriyle bir dizi görüşmeden sonra General Max Hoffman, ünlü planını İngiliz Dışişleri Bakanlığına sun¬mak ve bir grup muhafazakar parlamento üyesi ve asker seçmek üzere alelacele Londra'ya gitti.
5 Ocak 1926 sabahı Londra Morning Post gazetesi S ir Henri De¬terding imzalı doğanüstü bir mektup yayınladı. Deterding mektubunda, Sovyet Rusya'ya karşı yeni bir müdahale savaşı başlatmak için plan¬ların hazırlanmakta olduğunu açıklıyodu. Deterding şöyle diyordu:

... bir kaç ay içinde Rusya uygarlığa geri dönecektir, ama Çarlığınkinden daha iyi bir hükümet yönetiminde... Bolşevizm Rusya'da bu yılın sonu gelmeden bitmiş olacaktır ye biter bitmez de Rusya bütün dünyadan kredi alabilir ve kapılarını çalışmak is¬teyen herkese açabilir. O zaman, para, kredi ve daha da iyisi işgücü Rusya'ya akacaktır.

Ünlü bir sağcı Fransız gazetecisi, Jacqen Bainville, Paris'te şu yo¬rumu yapıyordu: "Royal Dutch Başkanı Sovyet rejiminin sonu için bir tarih vermisse, mutlaka bir sebebi vardır..."

3 Mart 1927'de Viskont Grey İngiliz Lordlar Kamarası'nda şunları söylüyordu: "Sovyet Hükümeti, asla genel anlamda ulusal bir hükümet değildir. O, Fransız Hükümeti'nin Fransız ya da Alman Hükümeti'nin Alman olması anlamında bir Rus Hükümeti değildir."

27 Mayıs 1927'de İngiliz polisi ve gizli servis ajanları, Lond-ra'daki Sovyet ticari örgütü Arcos bürolarını bastılar. Çalışanları tu¬tuklayıp bina müştemilatında arama yapıp, dosyaları ve kasaları karıştırdılar ve "gizli arşivleri" bulmak için yer, tavan ve duvarlarda de¬likler bile açtılar. Suçlayıcı nitelikte hiçbir belge bulamadı; fakat Morning Post, Daily Mail ve öteki anti-Sovyet gazeteler, sözde Arcos baskınında İngiltere'ye karşı Sovyet planlarına ilişkin "deliller" bulun¬duğuna dair çılgınca hikayeler yayınladılar. v

İngiliz Muhafazakar Hükümeti Sovyetler Birliği'yle diplomatik ve ticari ilişkilerini kesti.

O yaz, Berlin ve Paris'teki Sovyet konsolosluklarına ve öteki res¬mi temsilciliklerine baskınlar yapıldı. Haziran ayında Polonya'daki Sovyet Büyükelçisi V.I. Voikov, Varşova'da öldürüldü. Leningrad'daki Bolşevik Parti toplantısı bombalandı.;.2

Mareşal Fach, 21 Ağustos 1927'de Londra Sunday Referee gazete¬sinde yayınlanan röportajında Bütün bu şiddetin nereye doğru gittiğini açıkça-işaret ediyordu.

"1919 Şubatında, Leninizmin ilk günlerinde, "diyordu Foch, "Paris'teki Büyükelçiler Konferansı toplantısında, Rusya'yı kuşatan ülkelere cephane ve savaş için para ve levazım sağlandığı takdirde, Bolşevik tehlikesini bir defada ve tamamen ortadan kaldırma işini üstleneceğimi söyledim. Savaştan bıkkınlık nedeniyle sözümü geçiremedim fakat sonuçta haklı olduğum ortaya çıktı."

Mareşal Foch Nazi hareketinin Almanya'daki önde gelen destek¬leyicilerinden Arnold Rechberg'e yazdığı mektupta şöyle diyordu:-

İnsanm bir kıtanın yarısından fazlasını geniş Asya toprak¬larım yönetsinler diye bir avuç cani zorbaya bırakabileceğine ina¬nacak kadar aptal değilim. Fakat Fransa ve Almanya birleşmediği sürece hiçbir şey yapılamaz. Anti-Bolşevik askeri ittifakın büyük önderi General Hoffmann'a selamlarımı iletmenizi rica ederim.

2 Tara bu sırada, Troçki'nin Sovyetler Birliği'ndçki muhalefet hareketi de Sovyet Hükümeti'ni devirmeye hazırlanıyordu. 7 Kasım 1927'de Troçkist bir Putsch girişimi oldu. Troçki'nin bazı taraftarları tutuklandı ve Troçki, de sürgün edildi Bakınız sayfa 198.
S av aş için ortam hazırlanmıştı.
Blogger tarafından desteklenmektedir.