Kominternde Faşizm Üzerine tartışma - FAŞİZME KARŞI ÇAĞRI
KOMÜNİST ENTERNASYONAL VI. KONGRE TUTANAĞI’NDAN
AÇILIŞ OTURUMUNDAKİ ÇAĞRILAR
Konuşmacı: HANNINGTON FAŞİZME KARŞI ÇAĞRI
Çağrıda, gittikçe daha fazla iktisadi ve toplumsal krize batan İtalyan faşizminin, baskı politikasını daha da katmer^- leştirdiği belirtilip, örnekler ile işçiler üzerindeki teröre deği niliyor.
İtalyan faşizmine karşı mücadelenin uluslararası prole taryanın bir görevi olduğu belirtilip, faşizme ve dünya gerici liğine karşı tüm geçlerin harekete geçirilmesi çağrısı yapılı yor.
Protokoll des VI. Weltkongresses der Kommunistischen Internationale, cilt 1, s. 23.
RAPOR ÜZERİNE TARTIŞMALAR
Konuşmacı: GRAHAM
Graham, Çekoslovakya’da faşizmin durumuna değini yor. Resmi faşistlerin birkaç macera örgütlemek dışmda bir güçlerinin olmadığım, ama doğrudan büyük sermayenin poli si olan ulusal demokratlarm denetimi altındaki bir san "sen dika hareketi" ile işletme faşizminin oturtulmaya çalışıldığı nı, ayrıca ava dernekleri, komünist kulüpleri ve çok geniş
tabana sahip olan spor kulüpleri ile faşist milisler oluşturulmak istendiği belirtiliyor.
A.g.e., s. 186.
RAPOR ÜZERİNE TARTIŞMALAR
Konuşmacı: HECKERT
Heckert, kapitalizmin kritik durumlarda bulunduğu ülkelerde reformizmin faşizme kaydığım
belirtiyor.
A.g.e., s. 189.
RAPOR ÜZERİNE TARTIŞMALAR
Konuşacı: DÎMİTROV ;
Dimitrov, Balkan ülkelerinin durumuna değinirken, büyük kapitalist ülkelerden değişik olarak buralarda proletar yama içinde kayda değer bir aristokrat kesim olmadığından sosyal-demokrasinin büyük bir etkinliğe sahip olmadığı ama burjuvazinin ajanı ve devlet memurları ile küçüf burjuvazi arasmda sosyal-fâşizmin yayicısı olarak sosyal-demokrâsiye karşı mücadelenin hafifletilmeden sürdürülmesi gerektiğini belirtiyor.
Troçkizmin Balkan Komünist Partilerinde ve proletarya sı arasmda taraftan olmadığım, Balkanlarda
onun savunucu larının sosyal-faşistler ile dönekler olduğunu, belirtiyor.
A.g.e., s. 242.
RAPOR ÜZERİNE TARTIŞMALAR
Konuşacı: THÄLMANN
Thälmann, sosyal-demokrasinin sosyal-faşizme doğru gelişmesinin bir dizi ülkede görülebileceğini
belirtip, Alman ya ve Polonya’da sosyal-demökratlarm, komünistlere karşı tavırlarından,
saldırılarından Sovyetler Birliği’ne karşı düş
manlıklanndan, işçi hareketini nasıl böldüklerinden vb. örnekler veriyor. İşçi sınıfını ezmede burjuvazinin iki meto du, yani reformizm ile faşizmi kullandığım belirtiyor.
Thälmann, emperyalizmin proleter devrime karşı, kapi talist devletin tüm gücünü, faşizmi, burjuva partilerini ve nihayet en önemli aygıtı "sol" önderler de dahil olmak üzere sosyal-demokrasiyi kullandığım belirtip, bizim bu düşmana karşı nelerimiz var sorusunu sorup, üçlü cephe diye yanıtlı yor: "Sovyetler Birliği, kapitalist ülkelerde proleter sınıf mücadelesi ve sömürgelerde kurtuluş savaşları."
A.g.e., s. 306.
RAPOR ÜZERİNE TARTIŞMALAR
Konuşmacı: ERCOLİ
Ercoli, Komünist Enternasyonalin faşizme karşı yakla şımda önemli gelişmeler kaydettiğini belirtiyor. Ercoli, 1921, 22, 23’lerde faşizmden belirli zaman ve şartlar altında kapita lizmin işçi sınıfına karşı saldırısının gelişmiş özel bir biçimi olarak sözedildiğini, bugün ise faşizme bakış açısının, kapita list dünyanın objektif çelişkilerinin derinleşmesi ile paralel giden burjuvazinin ve onun devletinin siyasal kuramlarının gerici dönüşümü olduğunu vurguluyor.
Devamla Ercoli, "faşizm, gericiliğin en mantıki, en tam biçimidir" şeklinde bir tanım yapıyor.
Ercoli, faşizm sosyal— demokrasi benzetmesi ile ilgili olarak, faşizm ile sosyal-de- mokrasi arasında ideolojik birlik noktalarının olduğuna ve sosyal-demokratların bazen açıktan faşist metodlar kullandı ğına değinip, buna rağmen abartılı genelleştirilmelerden kaçınılmasını söylüyor.
A.g.e., s. 448.
RAPOR ÜZERİNE TARTIŞMALAR
Konuşmacı: KORÇİK
Korçik, Batı Ukrayna ve Beyaz Rusya köylülüğü arasın daki zengin kesimin faşizme kaydığını ve devrimci harekete karşı aktif mücadeleye başladığım belirtip, bunun faşist dikta törlüğün bir başarısı olduğunu söylüyor. Ama bu durumun aynı zamanda kırdaki sınıf mücadelesini daha da keskinleştir diğini, yoksul köylülüğün daha sıkı biçimde Komünist Partisi etrafında örgütlendiğini belirtiyor. Bu arada Komünist Parti sinin köylü ağırlıklı olmasına dikkat çekilip, sanayi proletar yası arasında daha fazla çalışma görevi tespit ediliyor.
A.g.e., s'. 499.
EMPERYALİST SAVAŞ TEHLİKESİNE KARŞI
. MÜCADELE METODLARI
Konuşmacı: BELL
Bu konuşmasında Bell, faşizmin sosyal-demokrasinin pasifliğinden yararlanarak yığınların huzursuzluğunu kendi yararına kullandığım, faşizmin değişik ülkelerde değişik biçimlerde ortaya çıktığım, fakat ne biçimde olursa olsun faşizmin esas taktiğinin devrimci komünist hareketin yokedil- mesi ve gericiliğin güçlendirilmesi olduğunu belirtiyor.
Devamla Bell, Fransız işçileri arasmda belli çevrelerin, İtalyan faşizminin kendi ülke sınırlarını aşıp Fransa’ya saldı racağı korkusundan Fransız şovenizminin tuzağına düştükle rini ve İtalyan faşist emperyalizminin Fransız emperyalizmin den daha büyük bir tehlike olduğuna inandıklarım, benzer durumun Yugoslavya ve diğer Balkan ülkelerinde de görül düğüne değinip* komünistlerin taktiğinin anavatan savunma sında ve ulusal savaşlarda, anavatanın sosyalist mi kapitalist mi olduğuna göre temelden değiştiğini vurguluyor.
A. g. e. , s . 572.
SAVAŞ TEHLİKESİ ÜZERİNE RAPORLAR
Konuşmacı: GARLANDİ
Garlandi, bu konu ile ilgili olarak önce İtalya’nın içinde bulunduğu ekonomik kriz üzerine bilgi verdikten soma, faşiz min bu krizi sadece bir savaş ile aşmayı deneyebileceğim, bu nedenle faşist devletin her alanda savaş hazırlığı yaptığını belirtiyor.
İtalyan proletaryası arasmda çıkacak savaşla ilgili iki ana sapmanın olduğunu, ilk sapmanın faşizmin yıkılmasını sadece, işçilerin eline silah geçmesini sağlayacak olan savaş ile mümkün gören, bu yüzden savaşın çıkması hızlandırılma lıdır diyen sapma. İkinci sapma özellikle Fransa’daki mülteci ler arasmda görüldü, bunlara göre Fransa ile İtalya arasmda çıkacak savaşta İtalyan faşizmine karşı iki ülkenin proletarya sı da "demokratik" Fransa’yı desteklemeliydi.
Birinci sapma yı savunanlara biz, savaşın bir insan kıyımı olduğunu ve bizim savaşı tüm gücümüzle engellemek zorunda olduğumu zu, çünkü savaşı bir iç savaşa dönüştürebilmemizin ancak bu önşart ile mümkün olduğunu söylemeliyiz. İkinci sapmayı savunanlara da, İtalya ile Fransa arasındaki bir savaşın iki emperyalist arasmda bir savaş olduğunu ve iki ülkenin prole taryasının da görevinin kendi ülkelerinde iktidarı ele geçir mek için içsavaş olduğunu söylemeliyiz.
Â.g.e., s. 584-5.92.
SAVAŞ TEHLİKESİ ÜZERİNE RAPORLAR
Konuşmacı: SCHNELLER
"Faşist hareket" başlığı altında Schneller, burjuva savaş politikası-ve tüm emperyalizm politikası
için en önemli rolü faşist hareket ile reformizmin oynadığım belirtiyor.
Devamla faşist hareketin Almanya’da nasıl örgütlendiği ve savaşa hazırlandığı üzerine bilgi verdikten sonra, sosyal demokrasi ile faşizm arasındaki bağlara ve yakınlaşmalara değiniyor. SPD’den ayrılan bir grubun eski SPD diye faşist bir örgüt kurduğunu ve açıktan faşistler ile birlikte çalıştıkla rım belirtip bunun istisna olmadığım vurgulamaktadır.
"Reformizmin rolü" başlığı altında Schneller, SPD’nin propagandasının soyyal-faşizme dönüştüğü bir aşamaya ulaş tığım belirtiyor. "Anavatanın tehlikede" olduğu ve bu temel de örgütlenmeler, Rotfront’a (kızıl cephe) karşı örgütlenme ler vb.
A.g.e., s. 598-599.
45. OTURUM, SİYASAL KOMİSYON RAPORU
Konuşmacı: THÄLMANN
Raporda Thälmann, "Sınıf Mücadelesi, Sosyal-Demok- rasi ve Faşizm" başlığı altındaki bölümde faşizme yaklaşım daki değişikliklere dikkat çekiyor. Faşizm ile ilgili ilk tasarı da esas olarak İtalya ve Polonya üzerinde durulduğu ve ama bir dizi ülkede yeni biçimlerde ortaya çıkan faşist gelişmenin tümünün ve faşizm probleminin tümünün yeterince ele alın madığına değiniyor.
Yapılan değişikliklerde temel iki düşün ce şunlardır: Birincisi genel faşist yöntemler, hem yığınları felakete sürüklemekte, hem de işçi ve yoksul köylü örgütleri nin yıkımına yolaçmaktadır.
İkincisi, hemen hemen bütün ülkelerdeki sosyal-demokrat partilerin ve reformist sendika ların pratiklerinde faşist eğilimler vardır. Devamla Thäl mann, işçi sınıfına karşı mücadelede burjuvazinin kullandığı iki metodun (faşizm, reformizm) birbirinden ayrılmasını savunan kişileri bu iki metod arasındaki bağı ve geçişleri gör memekle eleştirmektedir.
A.g.e., cilt 2, s. 596-597.