Header Ads

Header ADS

ONİKİNCİ BÖLÜM - MİLYONERLER VE SABOTAJCILAR

BÜYÜK KOMPLO - Sovyetlere karşı Gizli Savaş

1. Paris'te Bir Toplantı . • ı
- 1928 sonbaharı sonlarında bir gün, öğleden sonra, muazzam ser¬vet sahibi birkaç Rus emigres Paris'teki Grand Boulevard üzerindeki bir lokantanın özel odasında büyük bir gizlilik içerisinde bir araya gel¬diler. Başkalarının bu işi öğrenmelerini önlemek için her önlem alınmıştı. Toplantı çağrısında bulunan, eski Çarlık milyonerlerinin uluslararası karteli Torgprom liderleri idi. Toplantıya katılanların adları eski Rusya'da efsanevi idi: G.N. Nobel; N.C. Denisov; Vladimir Ria-buşinsks ve aynı derecede tanınmış öteki şahsiyetler.

Bu emigre milyonerlerin bir araya gelme nedeni, Sovyet Rus¬ya'dan gelen iki tanınmış ziyaretçiyle gizlice görüşmekti.

Ziyatçilerden Profesör Leonid Ramzin, önemli bir Rus bilim adamı, Moskova Termo-Teknik Enstitüsü Müdürü ve Sovyet Yüksek Ekonomik Konseyi üyesiydi. Öteki ziyaretçi Victor Laritçev ise SSCB Devlet Planlama Komisyonu Yakıt Bölüm Başkanı idi.

Profesör Ramzin ve Victor Laritçev görünüşte resmi bir Sovyet işi için Paris'te bulunuyorlardı. Fakat Fransa'nın başkentini ziyaret et¬melerinin esas nedeni, Torgprom liderlerine, Sovyetler Birliği'nde başkanlık ettikleri gizli casusluk ve sabotaj örgütünün faaliyetleri hakkında bilgi vermekti.


Ramzin ve Laritçev'in yönettikleri örgütün adı Sanayi Partisi'ydi. Esas olarak Çarlık döneminde ayrıcalıklı ufak bir sınıftan oluşan eski Rus teknik aydın unsurları kapsayan Sanayi Partisi yaklaşık iki bin gizli üyesi olduğunu iddia ediyordu. Bunların çoğu önemli Sovyet tek¬nik mevkilerini ellerinde tutuyorlardı. Torgprom tarafından finanse edi¬len ye yönetilen Sanayi Partisi üyeleri, Sovyet sanayiini imha ve ca¬susluk faaliyeti yürütüyorlardı.

' Paris'teki lokantada yapılan toplantıda ilk konuşan Profesör Ram¬zin oldu. Dinleyicilerine, Stalin'in, Sovyet Rusya'nın elinde bulunan dünyanın alüda birini sanayileştirmek için yoğun'çabalarla başlattığı kapsamlı ve iddialı beş yıllık planı bozmak için mümkün olan her şeyin yapılacağını anlattı. Ramzin, Sanayi Partisi üyelerinin, Sovyet sanayiinin her dalında etkin olduklarını ve dikkatle sistemleştirilmiş bilimsel sabotaj taktiklerini hayata geçirdiklerini söyledi.

Profesör, dinleyicilerine, "Yöntemlerimizden biri," diye açıkla¬mada bulundu, "asgari standardlar yöntemidir, yani, ülkenin ekonomik gelişiminin azami derecede geciktirilmesi ve sanayileşme hızının yavaşlatılmasıdır. İkinci olarak, ulusal ekonominin tek tek dalları arasında ve ayrıca her dalın tek tek bölümleri arasında orantısızlık ya¬ratma yöntemi de vardır. Nihayet 'sermayeyi dondurma', yani sermaye¬nin kesinlikle gereksiz inşaatlara, ertelenebilecek ya da o sırada gerekli olmayan yerlere yatırılması yöntemi bulunmaktadır."

Profesör Ramzin, 'sermayeyi dondurma' yöntemi ile elde edilen sonuçlardan büyük bir memnuniyetle sözetti. "Bu yöntem sanayileşme hızının kesilmesini sağlamıştır." dedi. "Ülkenin ekonomik yaşantısının genel düzeyinde kesin bir düşüş sağlayarak geniş halk kit¬leleri arasında hoşnutsuzluk yaratmaktadır."

Profesör Ramzin öte yandan daha az gelecek vadeden gelişmelerin de bulunduğuna işaret etti. Şakhü madenleri'nde faaliyet gösteren bir grup Sanayi Partisi üyesi kısa bir Süre önce OGPU tarafından tutuk¬lanmıştı. Ulaştırma ve petrol sanayilerinde çalışan daha birçoğu da tu¬tuklanmıştı. Üstelik, Leon Troçki sürgüne' gönderildiğinden ve Troçkist Muhalefet hareketi dağıtıldığından beri, içerde daha önceki siyasi mücadele ve kavga büyük ölçüde azalmış, böylelikle de Sanayi Partisi'nin faaliyetleri daha da zorlaşmıştı.

Profesör Ramzin, sonuç olarak, "Sizden daha fazla destek görmeye ihtiyacımız var" dedi. "Fakat Bolşevikler devrilecekse her şeyden fazla silahlı müdahaleye ihtiyacımız var,"

Torgprom Başkanı N.C. Denisov söz aldı. O konuşmaya başlayınca küçük gruba saygılı bir sessizlik hakim oldu.

"Bildiğiniz gibi," dedi Denisov, "Mösyö Poincare ve Mösyö Bri-and'la görüşmeler yapmaktayız. Mösyö Poincare bir süre önce, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'ne karşı silahlı müdahale örgütleme düşüncesiyle tam bir dayanışma içinde olduğunu ifade etti ve sizin de anımsayacağınız gibi, kendisiyle yaptığımız son görüşmelerden birinde meselenin incelenmek üzere Fransız Genelkurmayına havale edildiğini bildirdi. Şimdi size çok önemli bir ek bilgi vermek gibi bir ayrıcalığa sahibim."
Dinleyiciler gergin bir bekleyiş içindeyken Denisov dramatik bir biçimde sustu, .

"Size, Fransız Genelkurmayının, Sovyetler Birliğine saldırıyı or¬ganize etmek için Albay Joinville yönetiminde özel bir komisyon kur¬duğu haberini getirdim!"1

Aniden heyecanlı bir yorumlama uğultusu başladı. Duman dolu odada herkes bir ağızdan konuşuyordu. Dénisov'un, Torğprom'un faa¬liyetlerine ilişkin raporuna devam etmesi için dakikalar geçmesi gere¬kecekti...

2. Saldırı Planı
Sovyetler Birliği'ne askeri saldırı için tespit edilen tarih, 1929 yazı sonu ya da en geç 1930 yazı idi.
Esas askeri güçler Polonya, Romanya ve Finlandiya'dan sağlanacaktı. Fransız Genelkurmayı askeri eğitmen verecek ve muhte¬melen de Fransız Hava Kuvvetleri'nin kullanımını sağlayacaktı. Al¬manya teknisyen ve gönüllü alayları, İngilizler de donanmalarını vere¬ceklerdi. Saldırı planı Hoffmann Planinın bir uyarlaması idi.

1 Aynı Albay Joinville, daha önce 19l8'de Sibirya'daki Fransız müdahale ordusu¬na da komuta etmişti. Paris'teki Torgprom toplantısı sırasında Fransız Genel¬kurmayı şu üyelerden oluşuyordu: Ta 1919'dan beri Rusya'ya karşı silahlı müdahaleyi savunan Mareşal Foch; anti-Sovyet duygularının büyüklüğüne an¬cak demokrasiden duyduğu korku ve küçük görme duygusu erişebilen Mareşal Pétain; 1920'de, Kızıl Orduya karşı Polonya kuvvetlerine komuta etmiş olan ve o zamandan beri. anli-Sovyet ve anli-dcmokralik komplolarda usanrnaksızın yer alan General Weyugand-Foch, 1929'da öldü; şahsi emir subayı René L'Hôpital, sonradan, 1935 sonunda Fransa'da Nazi ve anti-Sovyet propagandayı yaymak amacıyla Nazi ajanı Oıto Abetz tarafından kurulan kötü şöhretli Comité Franco-Allemand'ın Başkam oldu.

İlk hareket, Besarabya sınırında bir olay çıkarılmasının ardından Romanya'dan gelecekti. Polonya ve onun yanısıra Ballık sınır devletle¬ri işin içine girecekti. 100.000 kişiden oluştuğu söylenen Wrangei'in Beyaz Ordusu güneydeki müdahale ordusuna katılmak üzere Roman¬ya'dan geçecekti. İngiliz filosu Karadeniz ve Finlandiya Körfezi'ndeki operasyonlara yardımcı olacaktı. 1921'den beri Balkanlarda yerleşik du¬ran Krasnov Kazak kuvvetleri, Karadeniz kıyısındaki Novorossisk bölgesinden çıkarılacak; Don Kazakları arasında isyan çıkartarak ve Uk¬rayna'ya darbeler indirerek Don boyunca ilerleyeceklerdi. Bu darbenin amacı Donets kömür yatakları ile Moskova arasındaki iletişimi kopar¬mak suretiyle Sovyet maden ve yakıt arzında krize neden olmaktı. Moskova ve Leningrad'a aynı anda saldırılacak, bu sırada güney ordusu, bir kanadı Dinyeper'in sağ yakasında olmak üzere Ukrâyna!nın batı bölgelerinden geçecekti.

Bütün saldırılar savaş ilan etmeksizin, aniden, beklenmedik bir
anda yapılacaktı. Böylesi bir baskı altında kalan Kızıl Ordu'nun hızla
çökeceği ve Sovyet rejiminin düşüşünün gün meselesi olduğu
sanılıyordu. •

Torgprom liderleri tarafından düzenlenen bir konferansta, Fransız Genelkurmayını temsil eden Albay Joinville, Profesör Ramzin'e dışarıdan saldırı sırasında Sovyetler Birliği'ndeki muhalif unsurlardan aktif askeri destek elde etme olanağı bulunup bulunmadığını sordu. Ramzin, muhalif unsurların, Lepn Troçki'nin sürülmesinden beri dağınık ve yeraltında olmalarına rağmen yine de işe yarayacak kadar çok sayıda olduğunu söyledi.

Albay Joinville, Sanayi Partisi'ne ve müttefiklerine özel bir "askeri kol" kurmalarını tavsiye etti. Ramzin'e bu tür bir örgütün ku¬rulmasına yardımcı olabilecek Moskova'daki pek çok Fransız ajanının isimlerini verdi...

Profesör Ramzin, Paris'ten, yine görünüşte bir Sovyet işi için, Londra'ya giderek Sir Henri Deterding'in Royal Dutch Shell'inden ve bir zamanlar Çarlık Rusya'sında büyük hisseleri elinde tutan uğursuz Sir Basil Zaharoff tarafından kontrol edilen dev İngiliz cephane tröstü Metro-Vickers'ten temsilciler ile görüştü. Rus. profesörüne, Fransa'nın Sovyet Rusya'ya karşı bu müdahale'planında önder rolü oynadığı, İngilizlerinse üstlerine düşeni yapacakları bildirildi. İngiliz çıkar çevreleri, mali destek verecek, Sovyetlerin tecrit edilmesi için diploma¬tik baskı yapmaya devam edecek ve saldırı sırasında İngiliz Donan¬masını onların hizmetine sunacaklardı.

Profesör Ramzin, Moskova'ya dönünce komplo ortaklarına, ' yurtdışına yaptığı ^gezinin sonuçlan hakkında rapor verdi. Sanayi Parti-si'nin kendisini, şu iki görevin yerine getirilmesine adaması karar¬laştırıldı: Kitlesel hoşnutsuzluk yaratmak ve Sovyet rejimini zayıflatmak için sanayi ve tarımda mümkün olduğu kadar içinden çıkılmaz bir duruma neden olmak; saldıran ordulara, Sovyet hatlarının ardında sabotaj ve terörizm hareketleri ile doğrudan yardımcı olmak için bir aygıt geliştirmek.

Torgprom'dan gönderilerek Moskova'daki Fransız ajanları ta¬rafından yerine nakledilen para, sanayinin çeşitli alanlarındaki sabotaj faaliyetlerinin finansmanına akıtılıyordu. Maden sanayiine 500.00,0;yakıt, petrol ve turbo sanayiine 300.000; tekstil sanayiine 200.000; elektrik sanayiine 100.000 ruble ayrılmıştı. Sanayi Partisi üyeleri ve müttefikleri, periyodik olarak, Fransız, ingiliz ve Alman ajanlarının isteği üzerine, Sovyet havacılık sanayii, havaalanı inşaatları, savaş gereçlerindeki ve kimya sanayiindeki gelişmeler ve demiryollarındaki durum hakkında rapor hazırlıyorlardı.

İstila günleri yaklaştıkça émigré Çarcı milyonerleri arasındaki beklenti de zirveye çıktı. Torgprom liderlerinden Vladimir Ria-buşinski, 7 Temmuz 1930'da Paris'teki Beyaz Rus gazetesi Vzoroshde-nie'àc "Zorunlu Bir Savaş" başlıklı şaşırtıcı bir makale yayınladı.

"Rusya'nın kurtuluşunu sağlamak için Üçüncü Enternasyonal'e karşı verilecek mücadele, kuşkusuz, tarihteki en haklı ve en gerekli savaşlar kategorisinde yer alacaktır," diyordu Riabuşinski. Devamla, Rusya'da daha önceki müdahale girişimlerinden ya bunların sürdürülmesi çok pahalı olduğundan vazgeçildiğini ya da bunların başarısızlığa uğradığını ekliyordu: "Geçmişte, I920'de ve 1925'e dek, uzmanlar bu operasyonu altı aylık bir süreçte ve 1.000.000 kişilik bir orduyla gerçekleştirmeye hazırlandılar. Masrafların 100.000.000 (İngiliz) poundu bulacağı hesaplandı."

Fakat şimdi ise, diyordu émigré Çarcı milyoner, Sovyet rejimini ezmek için gerekli yatırım, Sovyet Rusya'daki iç siyasal ve ekonomik güçlüklerden dolayı hatırı sayılır derecede daha az olacaktır:--
Bu işi bitirmek için muhtemelen, kabaca, 500.000 asker ve üç ya da dört ay yeterli olacaktır. Kuşkusuz, komünist grupların
nihai olarak ezilmesi daha fazla zaman alır, fakat bu askeri operasyonlardan çok polisiye tedbirler niteliğindedir.
Riabuşinski, daha sonra, Rusya'nın istila edilmesiyle doğacak pek çok "iş kurma" olanağını sayarak sözlerine devam ediyordu. Onun iddi asına göre, kendisi gibi insanların denetiminde büyüyen bir Rus ekonomisi, "Avrupa ekonomik sistemine çeşitli tipte mallara talep biçiminde yıllık servet akışını" sağlayacak, sonuçta, pekâlâ, "Avusturya,Almanya ve Büyük Britanya'nın beş milyonluk işsizler ordusu ortadan kalkabilecek"ti. .

Anti-Sovyet haçlı seferi, elbette ki, "büyük ve kutsal bir girişim, insanlığın manevi görevi" idi. Fakat Riabuşinski, bütün bunları unu¬tarak ve meseleye "düz, cilasız, ruhsuz ve tamamen iş açısından" baka¬rak, şunlara işaret ediyordu:-

...şunu kesinlikle ifade edebiliriz ki, dünyada, Rusya'nın kurtuluşunu başarmaktan, iş açısından daha haklı ya da daha ka¬zançlı hiçbir girişim olamaz.

İnsanlık bir milyar ruble harcayarak, en az beş milyar, yani yılda yüzde beşyüz alabilecektir ki, kâr oranının yılda yüzde yüz ila ikiyüz artması da olasıdır.

Bundan daha iyi iş yapabileceğiniz bir yer var mı?

3. Perde Arkasına Bir Bakış
O yıllarda Avrupa'nın büyük iş ve diplomasi çevrelerinde tezgah¬lanan fantastik anti-demokratik ve anti-Sovyet planlardan bazıları, yir¬mili yılların sonlarında Almanya'da tesadüfen ortaya çıkarıldı...

Alman polis dedektifleri, Frankfurt şehrindeki olağan aramaları sırasında, tesadüfen büyük paketler halinde bir depoda duran ve Sovyet Rusya'ya taşınmak üzere bekleyen çok sayıda sahte Sovyet banknotu (chervonetz) buldular.

Bunun ardından yapılan ve Chervonetz Duruşması diye bilinen duruşma uluslararası sansasyon yarattı. Daha mahkeme sürecinde, Av-rüpa'daki en tamnmış şahsiyetlerin ismi mahkeme tutanaklarına girdi. Bu şahsiyeüer ara !nda, bir Henri Deterding ve esrarengiz ajanı George Bell; Çarcı petrol kralı Nobel; Bavyeralı Nazi yanlısı sanayici Willi Schmidt ve mahkeme sonuçlanmadan kısa bir süre önce ölen meşhur General Max Hoffmann da vardı.

Mahkemede sahte Sovyet banknotlarını basmakla suçlanan sanıklar, Bell, Schmidt ve daha önce Noi Jordania'yla birlikte çalışmış olan iki Gürcü anti-Sovyet komplocu Karumidze ve Sadathierşvili idi. Dava ilerledikçe, sanıkların amacının, Sovyetler Birliği'nde siyasi ger¬ginlik ve huzursuzluk yaratabilmek için Sovyet Kafkasyası'nâ sahte banknot sürmek olduğu ortaya çıktı.

Davaya bakan yargıç; "Petrol kuyuları ve madenler gibi ekono¬mik faktörler, planda ağırlıklı rol oynamış gibi gözükmektedir," dedi.

Kısa bir süre sonra kalpazanlık planının, dev bir komplonun yalnızca küçük bir parçası olduğu kesinleşti. Nazi yanlısı sanayici Willi Schmidt, ifadesinde, esas olarak "Almanya'da komünizmi ezmek¬le" ilgilendiğini, fakat öncelikle Rusya'daki Sovyet rejimini devirmek gerektiğine inandığını söyledi. General Hoffmann 1926'da, Rusya'ya karşı bir Fransız-Alman-İngiliz ittifak planının bir nüshasını İngiltere Dışişleri Bakanlığı'na sunmak için Londra'ya gittiğinde, masrafları kendisinin ödediğini itiraf etti. Schmidt mahkemede, "General Hoff-mann'a hem kişisel karakteri hem de İngiltere'deki büyük petrol hisse¬lerine ortaklığı nedeniyle çok büyük güveni olduğunu" söyledi.

Gürcü komplocu Karumidze, "büyük petrol hisselerinin", planın esas mali destekçisi Sir Henri Deterding'e ait olduğunu ifade etti.
Diğer ifadelerle, Almanya, Fransa ve İngiltere'deki güçlü mali ve siyasi grupların, Rusya'ya karşı genel bir savaşı başlatmanın ön adımı olarak Kafkasya'yı Sovyet Rusya'dan ayırmak için titiz bir plan hazırladıkları kesinleşti. "Kurtarılmış bölgelerin ekonomik sömürüsü" için sendikalar kurulmuştu. Almanya, asker, teknisyen ve silah vere¬cekti. İngiliz-Fransız grupları, haçlı seferine katılmalarını sağlamak için Romanya ve Polonya üzerinde mali ve diplomatik baskı uygula¬yacaklardı...

"Herkesçe duyulduğu takdirde Alman devletinin güvenliğini tehli¬keye düşürebilecek olan" bir belge in camera* okundu. Belgenin Al¬man Yüksek Komutanlığı ile ilgili olduğu söyleniyordu.

Mahkeme tehlikeli olmaya başlamıştı. 23 Kasım 1927'de, New York Times, "(Alman) Dışişleri Bakanlığı ve İngiliz Büyükelçiliği kamuoyundan hiçbir şeyin saklanmayacağını ilan etmelerine rağmen" diye yazıyordu, "polisin meseleyi tamamen kapatmak için emir aldığı, herkesçe bilinen bir sırdı."

Chervonetz Duruşması ani ve olağanüstü bir biçimde son buldu. Alman mahkemesi, paralar dağıtılmadan önce polis tarafından ele geçirildiği için hiç dağıtıma girmediğinden sahtekarlık suçunun unsur¬larının oluşmadığını savundu. Mahkeme, "Sovyet parasının taklit edil¬diği kesinlikle kanıtlanmış olmasına" rağmen, kalpazanların ve ortak¬larının, "egoistçe olmayan siyasi nedenlerle harekete geçtiklerini ve beraate hak kazandıklarını" ilan etti. Komplo sanıkları, mahkeme salo¬nundan ellerini kollarını sallaya sallaya çıktılar.

Sir Henri Deterding'in kamuoyuna yaptığı bir açıklamadan sonra sansasyonel davaya ilişkin imalar gazetelerde bir daha yer almadı:-
* gizli celsede -ç.n.-

General Hoffmann'! tanıdığım doğrudur. Bir asker olarak ve insanlara önder olması yönünden de ona hayrandım. Ve ne acıdır ki, şimdi o vefat etmiştir ve kendini savunamayacaktır. Ama 6nu ben savunacağım... General Hoffmann, Bolşevizmin amansız bir düşmanıydı. Yıllarca, Rus tehlikesiyle savaşmak i£in büyük güçleri birleştirmeplanı, üzerinde çalıştı... Onun, Moskova'yla bir savaşa ne kadar istekli olduğunu, her savaş sonrası siyaset öğrencisi bilir. Kendisine iftira edenlere tam yanıt verecekken ölmesi çok elem vericidir.

4. Dünyanın Sonu
Sovyetler Birliği'ne yapılması tasarlanan saldırı, İ929'dan 1930 yazına ertelendi. Beyaz Rus çevrelerde bu ertelemenin nedeni olarak "Fransızların hazırlıksızlığı" getiriliyordu; fakat gruplar arasında, "kurtarılmış bölgelerde nüfuz alanları"na ilişkin anlaşmazlıkların pat¬lak verdiği herkesçe bilinmekteydi. İngiliz ve Fransız grupları, Kafkas¬ya ve Don kömür havzalarının denetimi konusunda anlaşamıyorlardı; ayrıca her ikisi de Almanya'nın Ukrayna üzerindeki hak iddialarına karşı çıkıyorlardı. Bununla birlikte, hareketin gerçek önderi Sir Henri Deterding, bu ayrılıkların çözüme ulaştırılabileceği konusunda iyim-' serdi ve savaşın kesinlikle 1930 yazında başlayacağını bildiriyordu.

15 Haziran 1930'da Deterding, kendisine, aldığı para için teşekkür mektubu yazan bir Beyaz Rus'a yazdığı yanıtta şöyle diyordu:--
Minnettarlığınızı ifade etmeyi gerçekten istiyorsanız, sizden şunları yapmanızı rica edeceğim: Anavatanınızın en iyi evlat¬larından bir olmak için, birkaç ay içinde yeniden doğacak olan yeni Rusya için çalışınız.

Ertesi ay, Sir Henri Deterding, Paris'te Beyaz Rus subay ve aris¬tokratların oğullarının gittiği bir askeri akademi olan Rus Ecole Nor-male'in kuruluşunun onuncu yıldönümünü kutlamak için yapılan top¬lantıda baş konuşmacı olarak bulunmaktaydı. Törene, Çarlık emigre prens ve prensesleri, piskoposlar, generaller, amiraller ve daha alt rütbedeki subaylar katılmıştı. Fransız Ordusu'nun üst rütbedeki üyeleri de tören üniformalarını giymiş, onlarla yanyana duruyorlardı.

Deterding konuşmasına, orada hazır bulunanların, ona, çalışmaları için yaptığı yardımdan dolayı teşekkür etmelerine gerek olmadığını, zira kendisinin yalnızca Batı uygarlığına karşı görevini yerine getir¬diğini söyleyerek başladı.' Dinleyiciler arasındaki bir grup genç, üniformalı Beyaz Rus'a hitaben şöyle dedi:- ' ■

Kendi gücünüze güvenmelisiniz. Tüm çalışma ve faaliyetle¬rinizin kendi toprağınızda gerçekleşeceğini unutmamalısınız. Şu anda -ulusal bir felaketin acılarını çeken- Rusya'nın en kısa za¬manda kurtarılması umudu, her geçen gün daha da artıyor ve güçleniyor. Büyük anayurdunuzun kurtuluş saati pek yakındır.

Bütün dinleyiciler, ki Fransız subay lan Beyaz Ruslardan daha az coşkulu değillerdi, Sir Henri'nin bir sonraki cümlesini alkışladılar:~

Rusya'nın kurtuluşu hepimizin düşündüğünden daha kısa za¬manda olacaktır. Ay meselesi bile olabilir!
Bu savaş hazırlıklarının ortasında, beklenmedik ve felaket getirici bir kesinti oldu: Dünya Bunalımı.

18 Aralık 1930'da Benito Mussolini, bu eşi benzeri görülmemiş olayın Avrupa'daki etkilerini şöyle özetliyordu:--
Amerikan pazarının çöküşünün aniden bomba gibi patladığı 1929 sonbaharına dek İtalya'daki durum tatmin edici idi. Bizim gibi yoksul Avrupa köylüleri için, bu, büyük bir sürpriz oldu. Napolyon'un ölümü duyulduğunda bütün dünyada olduğu'gibi, donup kaldık... Aniden güzelim sahne çöktü ve bir dizi kötü gün yaşadık. Hisse senetleri yüzde otuz, kırk ve elli oranında değer kaybetti. Bunalım derinleşti... O günden beri biz de yine açık de-. nizlere doğru itildik ve o günden beri denizcilik bizim için ol¬dukça zor bir hal aldı. .

Wall Street'den başlayıp Avrupa ve Asya'yı kasırga gibi önüne ka¬tan ve Bolşevizme karşı Kutsal İttifakı oluşturmak zorunda kalacak tüm ulusları kapsayan ekonomik çöküntüye, kaçınılmaz olarak işsizlik, açlık, kitlesel olarak ahlakın bozulması ve yoksulluk eşlik ediyordu.

Neredeyse hemen her gün büyük bankalar ve sanayi şirketleri batıyordu; küçük yatırımcılar mahvolmuş; işçiler sokağa atılmıştı. Milyonerler açlık çekerken, tıka basa dolu silolarda buğdaylar çürüyordu; mısır fazlası tekrar sabanla toprağa atılıyor, kahve, ocaklar¬da kömür yerine kullanılıyordu, balıklar denize geri atılıyordu. Dünya artık aşırı miktarda ürettiği malların bedelini ödeyemeyecek duruma gelmişti. Ekonomik dağıtım sistemi bir bütün olarak çökmüştü.

1931 yılı başlarında İngiltere Merkez Bankası Guvernörü Montagu Norman, Fransa Merkez Bankası Guvernörü M.Moret'e şunları

yazıyordu: "Kurtarmak için ağır ve kesin önlemler alınmadığı takdirde,uygar dünyanın her yanındaki kapitalist sistem bir yıl içinde enkaz haline gelecektir." ,

Dünya harabeye dönmüştü ve bu dehşete düşürücü enkazın orta ye¬rinde, şaşkın insanlardan oluşan bütün uluslar, hayalet gibi dolaşıyorlardı...

Uzakdoğu'da, Japonya kendisi için doğan fırsatın kokusunu hemen aldı. Tanaka Memorandurnu'nun ilk aşaması yürürlüğe girdi.
18 Eylül 1931 gecesi Japon askeri kuvvetleri Mançurya'yı istila et¬tiler. Hâlâ Çin komünistleriyle iç savaşı sürdürmekte olan Çin Kuo¬mintang orduları şaşkınlığa kapıldılar ve pek az direniş gösterebildiler. Japonya, "Çin'i Bolşevizmden kurtarmak için" Mançurya'yı ezip geçti.

Tam planlandığı gibi olmasa da -İkinci Dünya Savaşı başlamıştı
Blogger tarafından desteklenmektedir.