Header Ads

Header ADS

İKİNCİ KİTAP Cordon Sanitaire'in Sırları


İKİNCİ KİTAP Cordon Sanitaire'in Sırları

SEKİZİNCİ BÖLÜM
BEYAZ HAÇLI SEFERİ

1. Sonun Başlangıcı
Sovyetler Birüği'ne karşı savaşın ilk raundu hemen hemen bera¬bere bitmişti. Sovyet Hükümeti kendine ait toprakların büyük bölümünün tartışılmaz sahibiydi; fakat diğer uluslar tarafından tecrit edilmiş, çevresi düşman kukla devletlerce Cordon Sanitaire1 ile çevrilmiş ve dünyanın geri kalan kısmıyla normal siyasi ve ticari ilişki kurması engellenmiş durumdaydı. Dünyanın altıda birini oluşturan Sovyet resmen yoktu -"tanınmıyordu."
içeride Sovyet Hükümeti yıkık fabrikaların, sel baskınına uğramış madenlerin, harap olmuş tarımın, işlemez haldeki taşımacılığın, hastalık, kıtlık ve hemen hemen genel bir cehaletin oluşturduğu bir ekonomik sorunlar bütünü ile yüzyüzeydi. Feodal Çarlık rejiminin enkaz halindeki mirasına yedi yıl aralıksız süren savaş, devrim, karşı-devrim ve yabancı istilası eklenmişti.

Sovyet sınırlarının dışındaki dünya hâlâ barış arayışı içindeydi. Fakat bulamıyordu. İngiliz devlet adamı Bonar Law, Avam Kama-rası'nda, Versailles Barış Anlaşması'nın imzalanmasından dört yıl son¬ra dünyadaki duruma değinirken, tam yirmi üç yıldır dünyanın çeşitli yerlerinde savaşların sürdüğünü belirtti. Japonya Çin'in bazı bölgelerini işgal etmiş ve Kore bağımsızlık hareketini vahşice bastırmıştı; irlanda, Afganistan, Mısır ve Hindistan'da ingiliz askerleri halk ayaklanmalarını bastırmakla meşguldüler; Fransızlar, Suriye'de ingiliz Metro-Vickers fabrikalarında yapılan makinalı tüfeklerle silah¬lanarak Fransa'nın canını sıkan Dürzi aşiretleriyle açık savaşa giriş¬mişlerdi; Weimar Cumhuriyeti'nin aldatıcı görüntüsü altında faaliyet gösteren Alman Genelkurmayı Âlmanya'daki demokratik unsurları or¬tadan kaldırma ve emperyalist Almanya'yı diriltme planlan yapıyordu.

Avrupa'nın her ülkesi, hepsi de genel bir "anti-Bolşevizm" mas¬kesi altında kendi amaçlan için uğraşan faşistlerin, milliyetçilerin, militarist ve kralçılann hararetli entrika ve karşı-entrücalan ile kaynıyordu.

1 Güvenlik kuşağı-ç.n.

Savaş sonrası bu ilk yıllarda İngiliz Dışişleri Bakanlığınca ka¬leme alınan gizli bir bildirgede, Avrupa'nın durumu şu sözlerle tanımlanıyordu: -
Bugün Avrupa üç ana unsura bölünmüştür, şöyle ki, galip¬ler, mağluplar ve Rusya. Batı Avrupa'yı yiyip bitiren belirsizlik duygusunun kaynağında, Avrupa ittifakında sorumluluk taşıyan Rusya'nın bir güç olarak ortadan silinmesinin yeri azımsanamaz. Belirsizliklerimizin en tehlikelesidir bu.

Son savaştaki düşmanlarımız kaybettiklerinden dolayı kin beslemeye devam etmektedirler; Müttefiklerimizse kazandıklarını kaybetme korkusu içindedirler. Avrupa'nın bir yansı tehlikeli bir biçimde öfkeli, diğer, yansı ise tehlikeli bir biçimde korku içindedir. Korku, provokasyon, silahlanma, gizli ittifaklar, azınlıklara kötü muameleyi getirmektedir. Bunlar da kinin daha da büyümesine yol açmakta ve intikam arzusu doğururken, korku yoğunlaşmakta ve sonuçlan da artmaktadır. Böyle de bir kısır döngü ortaya çıkmaktadır.

Şu anda Almanya'nın saldırgan hareket etme gücünden yok¬sun olmasına karşın, büyük askeri ve kimyasal potansiyele sahip olduğu zaman er geç güçlü bir askeri etmen olacağı kesindir. Fa¬kat bu güç yeniden kazanıldığında onu gerçekten İngiliz İmpara¬torluğuna karşı kullanmak isteyen pek az Alman vardır.

İngiliz Dışişleri Bakanlığı, Almanya'nın yeniden silahlanmasını kayıtsızca izler ve ilgisini "belirsizliklerimizin en tehlikelisi" dediği Rusya'da yoğunlaştırırken, Atlantik'in öteki kıyısında, Wilson sonrası dönemin isteri ve şaşkınlığı içerisindeki Birleşik Devletler "tam tecrit" düşleri kuruyordu. Zamanın büyük Amerikan düşü "normale dönüş" teriminde özetleniyordu. O şualar New York World's yazmakta olan Walter Lippmann'a göre, "normal" aşağıdaki düşünceleri kapsıyordu: -
Amerika'nın kaderinin hiç de önemli bir biçimde Avrupa'nın kaderiyle bağlantılı olmaması.
Avrupa'nın kendi yağıyla kavrulması gerektiği...
Avrupa'dan bir şey almadan, ona satabilmemiz....ve Avrupa'nın bunu beğense de beğenmese de bizim için bir olduğu, ama bize uyum gösterse daha iyi olacağı.
Walter Lippmann şu sonuca vanyordu: -

Korku ve düzensizliğin orta yerinde bir tür isteri doğmuş bu¬lunuyor. Bu, orduları, hesapsız tarifeleri, şirretçe bir diplomasiyi, her türden hastalıklı, milliyetçiliği, faşistleri ve Ku-Klux'cileri harekete geçirdi...
Avrupa'da hâlâ hakim olan huzursuzluk, savaş yorgunluğu ve ekonomik anarşiye karşı, Sovyet Rusya'yı istila için, Polon¬ya, Finlandiya, Romanya, Yugoslavya, Fransa ve İngiltere Genel¬kurmayları tarafından yeni planlar yapılmaya ve üzerinde dikkatle çalışılmaya devam ediliyordu.


Çılgınca anti-Sovyet propaganda sürüyordu.
Bütün savaşların sonu olacak büyük savaştan dört yıl sonra, "anti-Bolşevizm" sloganıyla dünya demokrasisine karşı başlatılacak bir ikinci dünya savaşına girişilmesi için tüm unsur¬lar mevcuttu.

2. Beyaz Rusların Dönüşü
Kolçak, Yudeniç, Denikin, Wrangel ve Semyonov'un Beyaz Or¬dularının bozguna uğramasından sonra, eski dev Çarlık aygıtı nihai olarak çökerken, yoğunlukla, vahşet, barbarlık ve gericilikten oluşan, şimdiye dek içinde barındırmış olduğu unsurlar uzaklara dağıldılar. İnsafsız maceraperestler, ayağa düşmüş aristokratlar, profesyonel teröristler, eşkıya askerler, korku veren gizli polis ve Beyaz karşı¬devrimi oluşturan bütün öteki feodal ve anti-demokratik güçler, çamurlu, çalkantılı bir akıntı gibi Rusya'dan akıp gittiler. Batıya, doğuya ve güneydoğu Avrupa ve Uzakdoğudan geçip Kuzey ve Güney Amerika'ya akarken, Beyaz Muhafız Generalleri'nin sadizmini, Kara Yüzler'in pogromcu öğretilerini, Çarlığın demokrasiye duyduğu öfkeli küçümsemeyi, eski Rus İmparatorluğu'nun karanlık kin, önyargı ve nevrozlarını da beraberlerinde getiriyorlardı.

Okhraria'nm Yahudi katliamlarına girişmesine fırsat veren Yahudi aleyhtarı sahte Siyon Tutanakları ve Kara Yüzler'in dünyanın tüm kötülüklerini ona dayanarak "Uluslararası Yahudi planı" ile açıkladığı İncil, Londra ve New York'da, Paris ve Buenos Aires'te, Şanghay ve Madrid'de de açıktan yayınlanıyordu.
Beyaz emigres gittikleri her yere dünya karşı-devriminin -Faşizmin-tohumunu ekiyorlardı. ' ,

1923'de Almanya'da yarım milyon Beyaz Rus yaşıyordu. 400.00Ö'i aşkın Fransa'ya, 90.000'i de Polonya'ya göç etmişti. Diğer onbinlercesi Baltık ve Balkan devletlerine, Çin ve Japonya'ya, Kanada, Birleşik Devletler ve Güney Amerika'ya yerleşmişti. Yalnızca New York City'de üçyüzbin Beyaz Rus subayı ve ailesi oturuyordu.
Rus exnigres'in toplam sayısı, birbuçuk ilâ iki milyon arası diye tahmin ediliyordu.1

Merkezi Paris'te bulunan bir Rus askeri birliğinin gözetiminde, Avrupa, Uzakdoğu ve Amerika'nın her yanında silahlı Beyaz Rus bir¬likleri kuruldu. Sovyet Rusya'yı yeniden istila etmek için hazırlandıklarını açıkça ilan ettiler.
Fransız Hükümeti, Kuzey Afrika'daki Bizerte limanında Beyaz Ruslar için bir donanma eğitim okulu kurdu; buraya Çarlık donan¬masından otuz gemi, 6.000 subay ve personeliyle birlikte gönderil-. misti. Yugoslavya Hükümeti eski Çarlık ordusu subayları ve oğullan için özel akademiler kurdu. Baron Wrangel'in ordusundan büyük müfrezeler, olduğu gibi Balkanlar'a sevkedildi. Yugoslavya'ya onsekiz bin Kazak ve süvari gönderildi. Onyedi bin Beyaz Rus askeri Bulgari¬stan'a gitti. Daha binlercesi Yunanistan ve Macaris-tan'a yerleştirildi. Beyaz Muhafız Ruslar anti-Sovyet Baltık ve Balkan Devletleri'nin giz¬li polis aygıtındaki tüm şubelerin yönetimini ellerine aldılar ve hükümette önemli görevlere getirildiler.

Rus teröristi Boris Savinkov, Mareşal Pilsudski'nin yardımıyla Polonya'da 30.000 kişilik bir Beyaz Ordu kurdu.
Ataman Semyonov, ordusunun artıklarıyla birlikte Japon toprak¬lama kaçtı. Askerleri, Japon Başkomutanlığı gözetiminde özel bir Beyaz Rus Ordusu içerisinde örgütlendiler.

1 Bütün mülteciler kanş-devrimci değildi. Anlayamadıkları bir temel ayaklanma¬dan korkuya kapılmış, şaşırmış, yetiden yurdundan sökülüp atılmış binlerce in¬san bu akma kitlesel olarak katıldı. Bir ülkeden ötekine geçerek, yeni, tuhaf bir dünyada hayatlarını kazanmak için ümitsiz bir çaba içerisine girdiler. Bazıları taksi şoförü, garson, hizmetçi, gece kulübü şovmeni, aşçı, rehber ol¬dular. Çoğu batı Avrupa şehirlerinde açlıkla yüzyüze gelip dilenci oldu. Harbin, Şanghay ve Pekin genelevleri Beyaz Rus mültecileriyle dolup taşıyordu.
Baron Wrangel, General Denikin ve katliamcı Simon Petlura Pa¬ris'e yerleşerek hemen çeşitli anti-Sovyet planların hazırlığına giriş¬tiler.2

. Ukrayna'da Kayzer'in ordusu ile işbirliği yapmış olan General Krasnov ve General Hetman Skoropadski, Berlin'de oturmaya başla¬dılar ve Alman Askeri Istihbaratı'nın himayesi altına alındılar.3

1920'de, hepsi de Fransa'da ve öteki yabancı ülkelerde dev yatırımlara sahip, oldukça zengin Rus emigres't&n oluşan küçük bir grup Paris'te bir araya gelerek Sovyet Rusya'ya karşı gelecekte girişilecek komplolarda önemli rol oynayacak bir örgüt kurdular. Torg-prom, ya da Rus Ticaret, Mali ve Sanayi Komitesi adı verilen örgüt, eski Çarlık bankerlerinden, sanayici ve işadamlarından oluşuyordu. Üyeleri arasında, evvelden Rusya'nın Bakü petrol yataklarından denet¬leyici düzeyde hisse sahibi olan G.N. Nobel; Rus "Rockefeller"ı Ste-pan Liazonov; Çarcı tüccarlardan oluşan ünlü ailenin üyesi Vladimir Riabuşinski; dev servetini çelik sanayiide toplamış olan N.C. Denisov ve dünyanın her yanındaki sınai ve mali çevrelerce tanınmış öteki Rus ' ekonomi kralları vardı.

Rusya'da kaybettikleri yatırımları yeniden ele geçirme ya da Sov¬yet rejiminin yıkılmasının sonucu olarak yeni ayrıcalıklar elde etme umutlarından hiç vazgeçmeyen İngiliz, Fransız ve Alman çıkar çevreleri de, Torgprom'daki bu adamlarla bağlantı halindeydiler.

2 1945 Aralığı'nda General Anton Denikin, Paris'te A.B.D. Dışişleri Bakanlığı görevlileri tarafından verilen sürekli ikamet vizesi ile Birleşik Devletler'e kabul edildi.

3 Sovyet Rusya'ya karşı yabancı orduların müdahalesine liderlik eden generallerin büyük bölümünün daha sonraki kariyerileri oldukça ilginçtir. Çek generalleri Sirovy ve Gayda Prag'a döndüler, Sirovy Çek ordusunun Başkomutanı, Gayda ise Genelkurmay Başkanı oldu. 1926 da General Gayda, başansız bir faşist Coup d'etatya katıldı ve daha sonra da öteki faşist komplolarda yer aldı. Genar-al Sirovy 1938'de başta gelen Çek askeri Quisling, rolünü oynadı. İngiliz Gen¬eral Knox İngiltere'ye dönerek Parlementoda tutucu bir üye, şiddetli bir anfi-Sovyet ajitatör ve Milliyetçi İspanya'nın Dostlan'nın kurucusu oldu. Foch, PZtaih, Weygand, Mannerheim, Tanoka, Hoffmann ve öteki müdahaleci gene¬raller savaş sonrası dönemde anti, Sovyet ve faşist hareketlerin liderleri oldu¬lar.

* İstilacıların aleti olarak memleketini yöneten vatan haini ç.n.
Örgütün başkanı Denisov, "Torgprom," diyordu, "amacını, Bolşeviklerle ekonomik cephede her tavır ve biçimde savaşmak olarak belirlemiştir." Nobel'in ifadesine göre, Torgprom üyeleri, "anayurdun en kısa zamanda dirilmesi ve yakında anayurtta çalışabilme imkanı" ile , yakından ilgiliydiler.
Torgprom'un anti-Sovyet faaliyetleri ekonomik cepheyle sınırlı değildi. Torgprom'un yaptığı resmi bir açıklamada şunlar dile getirili¬yordu: -

Ticaret ve Sanayi Komitesi, Sovyet Hükümeti'ne karşı dişe diş mücadelesini sürdürecek, kültürlü ülkelerin kamuoyunu, Rus¬ya'da olup biten olayların gerçek anlamı konusunda aydınlatmaya ve gelecekte özgürlük ve doğruluk adına ayaklanma için hazırlamaya devam edecektir.

3. Reval'li Bir Centilmen
1921 Haziranında eski Çarlık subaylarından, sanayici ve aristok¬ratlarından oluşan bir grup, Bavyera'daki Reichenhalle'de bir Uluslara-rarası Anti-Sovyet Konferans düzenledi. Avrupa'nın dört bir yanındaki anti-Sovyet örgütlerin temsilcilerinin katıldığı konferansta, Sovyet Rusya'ya karşı dünya çapında ajitasyon kampanyası planlan yapıldı.
Konferans, bir "Yüksek Monarşist Konsey" seçti. Bunun görevi, "Rus împaratorluğu'nun yasalanna uygun olarak, Românov ailesinin yasal hakimi yönetiminde monarşinin restorasyonu" için çalışmaktı.

Almanya'nın genç Nasyonal Sosyalist Partisi de konferansa bir delege yollamıştı. Adı Alfred Rosenberg'di...
înce dudaklı, siyah saçlı, bıkkın, düşünceli bir ifadeye sahip, sol¬gun yüzlü bir genç olan Alfred Rosenberg, 1919 yazında Münih bira¬hanelerinin müdavimi olmuştu. Genellikle, Augustinerbrau'da ya da Franziskanerbrau'da, köşedeki masalardan birinde saatlerce otururken bulunabilirdi. Arkadaşları sık sık ona eşlik eder ve o da onları pek sıcak selamlamamakla birlikte, halinde tavrında bir canlanma olur ve alçak, tutkulu bir sesle konuşurken beyaz yüzünde, kara gözlerine renk gelir ve bir pırıltı belirirdi. Almanca ve Rusça'yı aynı mükemmellikte konuşuyordu.

Rosenberg, Çarlık Rusyasmdaki Reval limanı yakınında büyük bir malikanesi de olan bir Baltık toprak sahibinin oğluydu. Babası, Ortaçağda Baltık devletlerini istila eden Tötan şövalyelerinin soyundan geldiğini iddia ederdi ve genç Rosenberg de kendisini iftiharla bir Al¬man olarak görürdü. Rusya'da devrimden önce Mpskova'daki Politek-nik'te mimari öğrenimini görmüştü. Bolşevikler iktidarı alınca Sov¬yetlerden kaçmış ye Balak bölgesinde General Kont Rüdiger vön der
Goltz yönetiminde savaşan Beyaz Muhafız teröristlerin saflarına
katılmıştı. Rosenberg, 1919'da Münih'e döndüğünde, kafası Çarcı Kara
Yüzler'in anti-demokratik ve Yahudi aleyhtarı öğretileriyle dolup taşıyordu. , 1

Beyaz Muhafız émigrés ve mülksüzleştirilmiş Balük baron¬larından oluşan küçük bir grup, Rosenberg'in komünistlere ve Yahudi¬lere karşı şiddetli ve kin dolu söylevlerim dinlemek üzere düzenli ola¬rak Münih'te bir araya gelmeye başladı. Rosenberg'in dinleyicileri arasında genellikle, Rasputin'in eski dostu, General Von der Goltz'un Baltık bölgesindeki en acımasız Beyaz Muhafız komutam Prens Ava-lov Bermondt; iki düşük ve insafsız Balük aristokratı Baron Schneu-ber-Richter ve Baron Arro von Schickedanz ve Kayzer'in kuklası Het-man Paul Skoropadski'nin yönetimindeki Ukranya Hükümetin'e Ulaşnrma Bakanı olan Ukraynalı katliamcı Îvan-Poltavetz-Ostrnitza da bulunuyordu. Bu adamlar, Rosenberg'in demokrasinin düşündüğü ve uluslararası Yahudi komplosuna ilişkin Kara Yüzlerin savunduğu görüşlerini paylaşıyorlardı.
Rosenberg'in söylevlerinin değişmez temalarından biri "temelde her Yahudi Bolşeviktir" idi.

Alfred Rosenberg'in karanlık, sapkın zihniyetinden, Yahudilere duyduğu patolojik kinden ve Sovyetlere karşı olan cinnet derecesindeki düşmanlığından, yavaş yavaş, Çarlık Rusyasının fanatik önyargıları ile Almanya'nın emperyalist ihtiraslarının bir bileşimi olan bir dünya kanş-devrim felsefesi doğuyordu. Rosenberg, Yirminci Yüzyü Miti" nde, dünyanın "aşağılık Yahudi demokrasisi ve Bolşevizmden" kurtu¬luşunun, yeni bir Alman Devletinin kurulmasıyla "Almanya'da" başlayacağım yazıyordu. "Yeni devletin kurucusunun görevi," d|ye ek¬liyordu, "insanları Tötan Düzeni kuralları uyarınca bir araya getirmek¬tir.
Alman üstün ırkı, dünyayı fethetme görevini yerine getirecekti: "Dünya tarihine anlam veren şey, kuzeyden yayılmış, dünyanın mane¬vi çehresini dalga dalga değiştiren mavi gözlü sanşm bir ırktır/

Rosenberg'in tüm yazılarına hakim olan düşünce, Sovyet Rus¬ya'ya karşı kutsal bir haçlı seferi idi. Yeni "Totan Düzeni"nin dev or¬dularının Rus sınırını aşıp kötü niyetli Bolşevikleri ezeceği vahiy gününün özlemini çekiyordu. "İstikamet batıdan doğuya," diyordu, "Ren'den Weichsel-'e, 'batıdan doğuya', Moskova'dan Tomsk'a yayılmak o."

Almanya, savaş sonrası şiddetli kriz, kitlesel işsizlik, eşi benzeri görülmedik enflasyon ve yaygın bir açlık döneminden geçiyordu. Al¬man işçi ve asker Sovyetlerinin kanla bastırılmasından sonra Alman Başkomutanlığı ile işbirliği içerisinde Weimer Cumhuriyeti'nin sahte demokrasi perdesi ardında, Prusya militaristleri junkerlerdm ve sanayi¬nin devlerinden oluşan entrikacı bir grup, Alman imparatorluğunun yeniden doğması ve yayılması için sinsice planlar yapmaktaydı. Dünyanın geri kalan kısmı, Almanya'nın gelecekteki yeniden silahlan¬ma programının, Berlin dışındaki bir ormanda Boris firması tarafından kurulan gizli bir araştırma ve planlama laboratuvarında, Alman Baş¬komutanlığının1 gözetiminde, mühendisler, teknik ressamlar ve özel teknisyenler taraf ıhdan dikkatle hazırlandığından habersizdi.

Alman Askeri İstihbarat Bölüm IH-B, savaş sonunda güya dağıtılmıştı. Gerçekte ise, Krupp, Hugenberg ve Theyssen tarafından büyük meblağlar harcanarak yeniden kurulmuştu ve Yahudi aleyhtarı, eski şefi Albay Walther Nicola gözetiminde sıkı bir faaliyet içerisin¬deydi

Alman emperyalizmini yeniden canlandırmak için sürdürülen gizli kampanyaya mali yönden en fazla katkıda bulunanlarından biri de Ar¬nold Rechberg adlı tatlı dilli, genç bir sanayici idi. Veliahtın eski şahsi emir subayı ve eski imparatorluk Başkomutanlığı üyelerinin yakın dostu olan Reçhberg, Büyük Alman potas tröstünün ortağıydı. Gizli Alman nasyonalist ve Yahudi aleyhtarı birliklerinin başta gelen taraf¬tarlarından biriydi. Alfred Rosenberg'e ilgi duymasını sağlayan da buy¬du.
Rechberg, Rosengberg'le görüşmeyi planladı. Reval'li karşı-devrimci fanatikten ilk bakışta hoşlanan Rechberg onu, himayesindeki-lerden biriyle, Adolf Hiüer adlı otuz yaşındaki Avusturyalı ayaktakımı kışkırtıcısı ve Reichswehr casusu ile tanıştırdı.

Rechberg, o sırada, Adolf Hitler'in Nazi Partisi için üniforma al¬mak ve öteki çeşitli masraflarını karşılamak amacıyla para topluyordu. Rechberg ve zengin dostları, Völkischer Beobachter diye adı sanı dü¬yulmamış bir gazeteyi satın alıp Nazi hareketine devrettiler. Yayın, Nazi Partisi'nin resmi organı oldu. Hitler, editörlüğe Alfred Rosen-berg'i atadı...
1921 yılbaşmda,Völkischer Beobachter'va. Nazilerin mülkiyetine geçişinden on gün sonra gazete Hitler'in partisinin temel dış politi¬kasını kabaca şöyle ifade ediyordu: -

"Ve zamanı gelip de fırtına Almanya'nın doğu sınırlarında patlamak üzere olduğunda, orada, yaşamını feda etmeye hazır yüzbin erkek toplamak gündeme gelecekti... Buna cesaret etmek kararlığına sahip olanların hepsinin... Doğu Yahudilerine saldırıldığında acıklı sesler çıkaracak batı Yahudilerinin tavrına hazırlıklı bulunmaları gerekir... Rus ordusunun, ikinci bir Tan-nenberg'den sonra sınırlarının ta gerisine itileceği kesindir. Bu ta¬mamen Almanya'ya ait bir meseledir ve yeniden kuruluşumuzun gerçek başlangıcıdır."

Başyazı Alfred Rosenberg tarafından kaleme alınmıştı. Feodal Çarlığın yeni doğmuş 20. yüzyıl Alman emperyalizmiyle birleşmesinden Nazizm şekillenmekteydi...

4. Hoffmann Planı
Alfred Rosenberg, alman Nazi Partisi'nin siyasal ideolojisini ku¬racaktı. Rechberg'in bir diğer dostu General Max Hoffmann ise askeri stratejiyi hazırlayacaktı.
General Max Hoffmannin gençliğinin büyük bir bölümü, Rus¬ya'da Çar'ın sarayında ataşe olarak geçmişti. Rusçayı Almancadan daha iyi konuşur hale gelmişti. 1905 yılında, General von Schlieffeh'in kur¬may subaylığına yeni atanmış, 35 yaşında bir yüzbaşı olarak, 1904-1905 Rus-Japon Savaşi'nda Japon 1. Ordusu'nda Alman İrtibat Subayı sıfatıyla görev yapmıştı. Hooffmann, Mançurya ovalarında gördük¬lerini asla unutmadı, ucu bucağı yokmuş gibi görünen bir cephe ve çok büyük miktarda yedeğe sahip ama hantal ve kötü yönetilen, çok daha büyük bir orduya "tereyağından kıl çeker gibi" kesercesine saldıran, yoğun mükemmel eğitilmiş bir güç.
1. Dünya Savaşı'nın başlangıcında, Hoffmann, Rusya'dan bekle¬nen darbeyi karşılamak üzere Doğu Prusya'ya yerleştirilen Alman Se¬kizinci Ordusu Operasyonlar Şefliği'ne atandı. Çarlığın Tannenberg'de bozguna uğramasını sağlayan strateji, daha sonra askeri otoritelerce Hindenburg ya da Ludendorff a değil, Hoffmann'a atfedildi. Tanen-berg'den sonra Hoffmann, Doğu cephesindeki Alman kuvvetlerinin komutanı oldu. Rus imparatorluk ordusunun çöküşünü gözlemledi. Brest-Litoysk'da Almanya'mn banş koşullannı Sovyet Heyetine kabul ettirdi.
Hoffmann, Rus ordusunu iki savaşta görmüş ve her iki seferinde de ezilerek bozguna uğrayışma tanık olmuştu. Hoffmann'a göre Kızıl Ordu, eski Rus ordusunun "düzensiz bir kalabalığa dönüşmüş" haliydi.
1919 bahan başında General Max Hoffmann, Paris Banş Konfe¬ransına Alman Ordusu önderliğinde Moskova'ya yürüyüş için hazırladığı planı sundu. Hoffmann'ın görüşüne göre, planı ikili bir avantaja sahipti; Yalnızca "Avrupa'yı Bolşevizm'den kurtarmak"la kal¬mayacak, aynı zamanda Alman İmparatorluk Ordusu'nu da kurtaracak ve dağılmasını önleyecekti. Hoffmann'ın planının değişik bir biçimi Mareşal Foch tarafından onaylanmıştı.
22 Kasım 1915'de General Hoffman, Daily Telegraph'ın yaptığı bir röportajda şunlan söylüyordu: "Son iki yıldır, yavaş yavaş, Bolşevizmin Avrupa'yı yüzyıllardır tehdit eden tehlikelerin en büyüğü olduğu sonucuna vardım..." Hoffmann, anılannın yer aldığı Kaçan Fırsatlarla Dolu Bir Savaş'ta, kendisinin, planının esas anlayışına göre Moskova'ya yürüyememesinden dolayı hayıflanıyordu.

1923'de General Hoffmann'ı ziyaretinden sonra ingiliz Büyükelçisi Lord D'Abernon diplomatik günlüğüne şunlan kayıt edi¬yordu: -

Bütün düşüncelerine, Batı'nın uygar kuvvetleri biraraya gelip Sovyet hükümetini ipte sallandırana dek dünyada hiçbir şeyin doğru düzgün gidemeyeceği şeklindeki genel anlayış hükmediyor... Rusya'ya saldırmak için Fransa, Almanya ve İngiltere arasında bir birlik olasılığı olup olmadığına inanıp inan¬madığı sorulduğunda yanıtı şu oldu: "Böyle bir zorunluluğun ye¬rine getirilmesi gerekir!"

Savaş sonrası yıllarda, Sovyet Rusya'ya karşı silahlı müdahalenin başansızlığa uğramasından sonra Hoffmann, planının yeni bir versiyo¬nunu yaptı ve Avrupa Genelkurmaylarına gizli bir memorandum biçiminde dağıttı. Memorandum, Avrupa'nın büyüyen faşist yanlısı çevrelerinde hemen yoğun bir ilgi yarattı. Her ikisi de Hoffmann'ın yakın kişisel dostları olan Mareşal Foch ve Kurmay başkanı Petain, gözden geçirilmiş planı içtenlikle desteklediklerini ifade ettiler. Planı onaylayan öteki kişiler arasında Franz von Papen, General Baron Kari von Mannerheim, Amiral Horthy ve İngiliz Deniz İstihbaratı Müdürü Amiral S ir Barrey Donville de vardı.

Hoffmann planı, açıkça, geleneksel Bismarkçı Alman askeri ve siyasi strateji okulundan radikal bir kopuşu ifade etmesine rağmen, daha sonraki çeşitlemeleriyle Alman Başkomutanlığı'nın büyük ve güçlü bir kesiminin desteğini kazandı. 5

Yeni Hoffmann planı, Almanya'nın Fransa, İtalya, İngiltere ve Polonya ile Sovyet Rusya'ya karşı ortak bir davaya dayalı ittifakınıöngörüyordu. İleri görüşlü Avrupa yorumcusu Ernst Henri'nin Hitler Yönetimindeki Rusya adli kitabındaki sözleriyle, plan, stratejik olarak şunları gerektiriyordu: - -

5 Başlangıçta, Alman Reichswehr komutanı General Hans von Seeckt, Hoffmann planına karşı çıktı. Seeckt'in hayalinde, Rus hammadde ve insangücünü kullan¬mayı umduğu, Batı'ya karşı bir /?evanc/ie*Savaşı vardı. Kızıl Ordu ve Sovyet Rusya'daki muhalif unsurlarla anlaşmaya varabileceğine inanıyordu. Sonradan, Seeckt, Hoffmann planım destekledi ve Nazi oldu.
* Rövanş - ç.n.

Vistül ve Dvina'daki yeni orduların Napolyon modeline göre toplanması; geri çekilen Bolşevik güruhu üzerine Almanya ko¬mutasında yıldırım' harekatı; Leningrad ve Moskova'nın birkaç hafta içinde işgali; Urallar'â kadar bütün ülkenin nihai olarak te¬mizlenmesi -ve böylelikle de bir kıtanın yansının fethedilmesi suretiyle yorgun bir uygarlığın kurtarılışı. Bütün Avrupa, Almanya önderliğinde Sovyetler Birliği'ne karşı seferber edilecek ve onun üzerine atılacaktı.
Blogger tarafından desteklenmektedir.